Rabbim aciz günahkar kullarını affet yerden göğekadar haklısın hocam elhamdülillah Müslümanız ama elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışıyoruz ama hz Ömer aleyhisselam kadar iman zor ama çok şükür çabalıyoruz Allahım bağışlasın bizleri
Yunus Emre derki. "İlim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır." İnsan nefsini bildiğinde, kendi deruni özüne yani varlığın merkezine eriştiğinde Rabbine ilişkin bilgiyi edinir, Rabbini bilir. Gerçek varlığın yalnız Cenab-ı Hakk'a ait olduğunu, O'nun dışında kesinlikle hiç bir şeyin var olmadığını, 'aşk'ın birliği içinde kavrar. Ölmeden önce ölür! Bu hayatta her insanın cevabını muhakkak verebilmesi gerektiği iki sorusu vardir. Allah beni nasıl yarattı ve neden yarattı? Cevap: Allah insanı üç var oluşla yaratmıştır. Fizik vücudumuz, nefsimiz ve emanet olarak üflenen ruhumuzdur. Yüce Allah: HİCR-26: Ve le kad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin). Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnûn olan salsalinden yarattık. İnsanın ilk yaratılışı olan fizik vücut, toprak ve sudan meydana gelen çamurdan halk edilmiştir. 91/ŞEMS-7: Ve nefsin ve mâ sevvâhâ. Nefse ve onu sevva edene (dizayn edene) (andolsun.) Fizik vücudumuzun içine nefsimiz 7 kademede dizayn edilmiştir. Ve her nefs 19 afetle var edilmiştir. 74/MUDDESSİR-30: Aleyhâ tis'ate aşer(aşare). Onun üzerinde 19 vardır. NEFS'TE. RUH'TA 1. Cehalet. 1. İlim 2. Cimrilik. 2. Cömertlik 3. Dedikodu. 3. Ketumiyet 4.Fitne fesat. 4. Tevhit 5. Haset. 5. Edep 6. Hırs. 6. Kanaat 7. İsyan. 7. İtaat 8.Kötü alışkanlıklar. 8. Faziletler 9. Kin ve nefret. 9. Sevgi 10. Kibir. 10. Tevazu 11.Küfür. 11. İman 12.Mürayilik. 12. İhlas 13. Nankörlük. 13. Şükür 14. Öfke ve gayz. 14. Sekinet 15.Sabırsızlık. 15. Sabır 16.Vefasızlık. 16. Vefa 17.Yalan. 17. Doğruluk 18.Zan. 18. Hakikat 19. Zulüm. 19. Adalet 32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne). Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz. Ve fizik vücudumuzun içine üflenmiş ruhumuz. Her insanın ruhunda 19 hasletleri vardır. Bunlar nefsimizdeki afetlerin tam zıttıdır. 3/AHZÂB-72: İnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardı vel cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehal insân(insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ(cehûlen). Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o (nefs), çok zalimdir, çok cahildir. Ve yüce Allah zalim ve cahil nefsi olan insanın Allah'ın emanetini yüklendiğini bildiriyor. Fizik vücut yaratılmış nefsimiz dizayn edilmiş ve ruhumuzda Allah'tan gelmiş ve Allah'a tekrar dönecekse bu emanet ruhumuzdur. Ruhun ölmeden önce yüce Allah'a teslim edilmesi ise bir hakikattir ve üzerimize farzdır. Bu hakikat ise kalben Allah'a yaşarken ulaşmayı dilemekle muhakkak ki gerçekleşecek bir nimettir. 29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu). Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir. Kişinin Allah'a kalben ulaşmayı yani hidayeti dilemesiyle insana Allah tarafından verilecek nimetler Kuran'da açıklanmıştır. Kulaklarında ki vakra, kalpteki ekinet ve gözlerdeki Hicabi mesture gışavet alınır. 41/FUSSİLET-5: Ve kâlû kulûbunâ fî ekinnetin mimmâ ted’ûnâ ileyhi ve fî âzâninâ vakrun ve min beyninâ ve beynike hicâbun fa’mel innenâ âmilûn(âmilûne). Ve dediler ki: “Bizi kendisine davet ettiğin şeye karşı, kalplerimizde (idrak etmeyi önleyen) ekinnet, kulaklarımızda (işitmeyi engelleyen) vakra ve seninle bizim aramızda bir perde var. Artık (sen dilediğini) yap! Muhakkak ki biz de dilediğimizi yapacak olanlarız.” Yüce Allah rahmetini o kişinin üzerine tahsis eder. 2/BAKARA-105: Mâ yeveddullezîne keferû min ehlil kitâbi ve lel muşrikîne en yunezzele aleykum min hayrin min rabbikum vallâhu yahtassu bi rahmetihî men yeşâu, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi). Ehli kitaptan kâfir olanlar ve müşrikler, Rabbinizden sizin üzerinize hayırdan (rahmet ve fazl) indirilmesini istemezler. Ve Allah, rahmetini dilediği kimseye tahsis eder. Ve Allah, “büyük fazıl” sahibidir. Ve kalben Allah'a ulaşmayı dileyen kişiyi rahmetiyle korumaya alıcak ve ruhunu kendisine ulaştıran sıratı mustakime ulaştıracak. Ve bundan sonra kişi yaptığı ibadetlerle Salih amelle ve en önemlisi Allah'ın ismini her zikretmesiyle ruh sıratı müstakim üzerinden seyri sülük yoluyla Allah'a doğru gider. 4/NİSÂ-175: Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen). Böylece Allah'a âmenû olanları ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, kendisine ulaştıran “Sıratı Mustakîm”e hidayet edecektir (ulaştıracaktır). Ve iblis bu yüzden; 7/A'RÂF-16: Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm(mustekîme). (İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi. Fakat kişi kalben Allah'a ulaşmayı dilerse şeytan buna engel olamayacaktır. Ve Allah kişinin kalbine ulaşır. 64/TEGÂBUN-11: Allah'ın izni olmadıkça bir musîbet isabet etmez. Ve kim Allah'a îmân ederse (âmenû olursa), (Allah) onun kalbine ulaşır. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir. Ve kişinin kalbi Allah'a dönüyor. 50/KAF-33: Men haşiyer rahmâne bil gaybi ve câe bi kalbin munîbin. Gaybda Rahmân'a huşu duyanlar ve münib (Allah'a yönelen dönen) bir kalple (Allah'ın huzuruna) gelenler (için). Ve kişinin göğsünden kalbine giden bir nur yolu açıyor. 6/EN'ÂM-125: Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islâm(islâmi), Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah'a) teslime (İslâm'a) açar. 39/ZUMER-22: E fe men şerehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin). Allah kimin göğsünü İslâm için (Allah'a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere olur, değil mi? Allah'ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalâlet içindedirler. Öncesinde yapılan ibadetlerde ve çekilen zikirlerde, Allah'tan gelen nurlar sadece kişiye derecat kazandırıyor ve bu nurlar üzerine dökülüyordu. Fakat Allah'a ulaşmayı kalben dilemesi sebebiyle kişinin göğsünden kalbine açılan nur yolundan ve o kalbin İslam'a yani teslime yarılmasıyla Allah'ın katından inen rahmet, salâvat ve fazl nurları kalbe girmeye başlar ve bu nurlar yukarıda belirttiğim nefsteki afetleri örter nefs tezkiye olur ve Kişinin kalbi Allah'ın nuruyla dolar. Ruh o güne kadar nefsin negatif telkinlerinin aksine pozitif telkinleriyle akla hakkı söylerken artık kişinin nefside pozitif yönde eğilim gosterir. Ve böylece yüce Allah ruhun fizik vücudu terkederek sratel mustakim üzerinden kendi zatına ulaşmasını ihtar etmek için katında o kulunun başının üzerine bir ruh gönderir ve kişinin ruhu bedeni ter ederek seyri suluk'la Allah'a ulaşmak için yola çıkar. 40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâkı). Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin üzerine (başının üzerine) Allah'a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah'ın emrini tebliğ edecek) bir ruh ulaştırır. 73/MUZZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen). Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O'na ulaş. Ve kişinin Allah'ı n ismini zikretmesiyle kalbine giren bu nurlardan sonra kişinin kalbi huşu duymaya yani yaptığı her ibadette Allah'ı düşünerek Allah'ı hissederek yapmaya başlar. 57/HADÎD-16: E lem ye’ni lillezîne âmenû en tahşea kulûbuhum li zikrillâhi ve mâ nezele minel hakkı ve lâ yekûnû kellezîne ûtûl kitâbe min kablu fe tâle aleyhimul emedu fe kaset kulûbuhum, ve kesîrun minhum fâsikûn(fâsikûne). Allah'ın zikri ile ve Hakk'tan inen şeyle (Allah'ın nurları ile), âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) kalplerinin huşû duyma zamanı gelmedi mi? Sevgili kardeşlerim, gönül dostlarım. Sizlerde bu hakikatleri bu güzellikleri yaşamak isterseniz. Allah'ım bende sana yaşarken ruhumu teslim etmeyi sana ulaşmayı diliyorum diyerek her zaman kalbimizden dua edelim. Yüce Allah'ın sözü var. Yeterki Allah'a hakkıyla iman edelim ve güvenelim. Allah için bu hakikatleri kendi sayfanızda paylaşın..
Kim kazandı, kim kazanıyor.? Yusuf mu kazandı, kardeşleri mi kazandı.? Allah hepsini huzura getirip, onun huzuruna getirip hepsine secde ettirdi. Mazlum kazanmış, zalim değil.!! Kuyuya atılmaktan korkmamak gerekiyor. Kuyuya atan isek korkalım. O zaman endişe edelim. Atandan yana durmuşsak korkalım, endişe edelim.. Ama atılandan yanaysak ya da atılmışsak kuyuya, korkmayalım. Allah bizi Aziz eder.!! SAFFAT Suresi Tefsirin
Bismillahirrahmanirrahim Kiyamete yaklasdimiz böyle bir zamanda. ALLAH c.c Muhammed Mehdi Aleyhisselam insanlik icin imtihan vesilesi olarak Nebi Peygamber olarak göndermistir. Ey müslümanlar, ALLAHIN imtihanindan ALLAHA c.c siginarak gecin kullarindan degil. Allah'ın c.c. insanlar arasından seçtiği bir insanın günün birinde "Alemlerin Rabbinin elçisiyim" diyerek insanların karşısına çıkması her dönemde insanlık için ağır bir imtihan olmuştur. Hidayet yanlizca ALLAH´tan c.c dir. Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım isteyin! Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir. F a c e b o o k Muhammed Mehdi aleyhisselam zuhur etmistir
Bismillahirrahmanirrahim ALLAH'in c.c Nebisi, ahir zaman elcisi Muhammed Mehdi aleyhissalam zuhur etmistir F a c e b o o k Muhammed Mehdi aleyhisselam zuhur etmistir
O zaman niye varız yok olmak büyük bir azap dünyadaki her lezzeti tadip onlardan ölüm ile ebedi ayrılmak evladından güzel yemeklerden ve en önemlisi var olmayı tattiktan sonra yokluk zulmetine atılmak büyük bir abes olur
Allah'a ihtiyacin yok mu 😮 su kâinat ne merhametliymis acıyıp bize yiyecek veriyor güneş de pek dikkatli tam yerine durmuş yoksa yanarsın bu ince hesap tesadüf değil fiil failsiz olmaz
Allah razı olsun çok doğru diyon
AMİN
Rabbim aciz günahkar kullarını affet yerden göğekadar haklısın hocam elhamdülillah Müslümanız ama elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışıyoruz ama hz Ömer aleyhisselam kadar iman zor ama çok şükür çabalıyoruz Allahım bağışlasın bizleri
Allah gunahlarımız affetsin inşallah amin
Can kardeşim ağzına nefesine sağlık
Can kardeşim kalbine yüreğine sağlık
Can kardeşim ömrüne hanene bereket
Can kardeşim işine vaktine bereket.
Yunus Emre derki.
"İlim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır."
İnsan nefsini bildiğinde, kendi deruni özüne yani varlığın merkezine eriştiğinde Rabbine ilişkin bilgiyi edinir, Rabbini bilir. Gerçek varlığın yalnız Cenab-ı Hakk'a ait olduğunu, O'nun dışında kesinlikle hiç bir şeyin var olmadığını, 'aşk'ın birliği içinde kavrar. Ölmeden önce ölür!
Bu hayatta her insanın cevabını muhakkak verebilmesi gerektiği iki sorusu vardir.
Allah beni nasıl yarattı ve neden yarattı?
Cevap: Allah insanı üç var oluşla yaratmıştır.
Fizik vücudumuz, nefsimiz ve emanet olarak üflenen ruhumuzdur.
Yüce Allah: HİCR-26: Ve le kad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).
Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnûn olan salsalinden yarattık.
İnsanın ilk yaratılışı olan fizik vücut, toprak ve sudan meydana gelen çamurdan halk edilmiştir.
91/ŞEMS-7: Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.
Nefse ve onu sevva edene (dizayn edene) (andolsun.)
Fizik vücudumuzun içine nefsimiz 7 kademede dizayn edilmiştir. Ve her nefs 19 afetle var edilmiştir.
74/MUDDESSİR-30: Aleyhâ tis'ate aşer(aşare).
Onun üzerinde 19 vardır.
NEFS'TE. RUH'TA
1. Cehalet. 1. İlim
2. Cimrilik. 2. Cömertlik
3. Dedikodu. 3. Ketumiyet
4.Fitne fesat. 4. Tevhit
5. Haset. 5. Edep
6. Hırs. 6. Kanaat
7. İsyan. 7. İtaat
8.Kötü alışkanlıklar. 8. Faziletler
9. Kin ve nefret. 9. Sevgi
10. Kibir. 10. Tevazu
11.Küfür. 11. İman
12.Mürayilik. 12. İhlas
13. Nankörlük. 13. Şükür
14. Öfke ve gayz. 14. Sekinet
15.Sabırsızlık. 15. Sabır
16.Vefasızlık. 16. Vefa
17.Yalan. 17. Doğruluk
18.Zan. 18. Hakikat
19. Zulüm. 19. Adalet
32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).
Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Ve fizik vücudumuzun içine üflenmiş ruhumuz. Her insanın ruhunda 19 hasletleri vardır. Bunlar nefsimizdeki afetlerin tam zıttıdır.
3/AHZÂB-72: İnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardı vel cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehal insân(insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ(cehûlen).
Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o (nefs), çok zalimdir, çok cahildir.
Ve yüce Allah zalim ve cahil nefsi olan insanın Allah'ın emanetini yüklendiğini bildiriyor. Fizik vücut yaratılmış nefsimiz dizayn edilmiş ve ruhumuzda Allah'tan gelmiş ve Allah'a tekrar dönecekse bu emanet ruhumuzdur. Ruhun ölmeden önce yüce Allah'a teslim edilmesi ise bir hakikattir ve üzerimize farzdır. Bu hakikat ise kalben Allah'a yaşarken ulaşmayı dilemekle muhakkak ki gerçekleşecek bir nimettir.
29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu).
Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.
Kişinin Allah'a kalben ulaşmayı yani hidayeti dilemesiyle insana Allah tarafından verilecek nimetler Kuran'da açıklanmıştır.
Kulaklarında ki vakra, kalpteki ekinet ve gözlerdeki Hicabi mesture gışavet alınır.
41/FUSSİLET-5: Ve kâlû kulûbunâ fî ekinnetin mimmâ ted’ûnâ ileyhi ve fî âzâninâ vakrun ve min beyninâ ve beynike hicâbun fa’mel innenâ âmilûn(âmilûne).
Ve dediler ki: “Bizi kendisine davet ettiğin şeye karşı, kalplerimizde (idrak etmeyi önleyen) ekinnet, kulaklarımızda (işitmeyi engelleyen) vakra ve seninle bizim aramızda bir perde var. Artık (sen dilediğini) yap! Muhakkak ki biz de dilediğimizi yapacak olanlarız.”
Yüce Allah rahmetini o kişinin üzerine tahsis eder.
2/BAKARA-105: Mâ yeveddullezîne keferû min ehlil kitâbi ve lel muşrikîne en yunezzele aleykum min hayrin min rabbikum vallâhu yahtassu bi rahmetihî men yeşâu, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ehli kitaptan kâfir olanlar ve müşrikler, Rabbinizden sizin üzerinize hayırdan (rahmet ve fazl) indirilmesini istemezler. Ve Allah, rahmetini dilediği kimseye tahsis eder. Ve Allah, “büyük fazıl” sahibidir.
Ve kalben Allah'a ulaşmayı dileyen kişiyi rahmetiyle korumaya alıcak ve ruhunu kendisine ulaştıran sıratı mustakime ulaştıracak. Ve bundan sonra kişi yaptığı ibadetlerle Salih amelle ve en önemlisi Allah'ın ismini her zikretmesiyle ruh sıratı müstakim üzerinden seyri sülük yoluyla Allah'a doğru gider.
4/NİSÂ-175: Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).
Böylece Allah'a âmenû olanları ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, kendisine ulaştıran “Sıratı Mustakîm”e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).
Ve iblis bu yüzden;
7/A'RÂF-16: Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm(mustekîme).
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi.
Fakat kişi kalben Allah'a ulaşmayı dilerse şeytan buna engel olamayacaktır.
Ve Allah kişinin kalbine ulaşır.
64/TEGÂBUN-11:
Allah'ın izni olmadıkça bir musîbet isabet etmez. Ve kim Allah'a îmân ederse (âmenû olursa), (Allah) onun kalbine ulaşır. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir.
Ve kişinin kalbi Allah'a dönüyor.
50/KAF-33: Men haşiyer rahmâne bil gaybi ve câe bi kalbin munîbin.
Gaybda Rahmân'a huşu duyanlar ve münib (Allah'a yönelen dönen) bir kalple (Allah'ın huzuruna) gelenler (için).
Ve kişinin göğsünden kalbine giden bir nur yolu açıyor.
6/EN'ÂM-125: Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islâm(islâmi),
Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah'a) teslime (İslâm'a) açar.
39/ZUMER-22: E fe men şerehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).
Allah kimin göğsünü İslâm için (Allah'a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere olur, değil mi? Allah'ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalâlet içindedirler.
Öncesinde yapılan ibadetlerde ve çekilen zikirlerde, Allah'tan gelen nurlar sadece kişiye derecat kazandırıyor ve bu nurlar üzerine dökülüyordu. Fakat Allah'a ulaşmayı kalben dilemesi sebebiyle kişinin göğsünden kalbine açılan nur yolundan ve o kalbin İslam'a yani teslime yarılmasıyla
Allah'ın katından inen rahmet, salâvat ve fazl nurları kalbe girmeye başlar ve bu nurlar yukarıda belirttiğim nefsteki afetleri örter nefs tezkiye olur ve Kişinin kalbi Allah'ın nuruyla dolar. Ruh o güne kadar nefsin negatif telkinlerinin aksine pozitif telkinleriyle akla hakkı söylerken artık kişinin nefside pozitif yönde eğilim gosterir.
Ve böylece yüce Allah ruhun fizik vücudu terkederek sratel mustakim üzerinden kendi zatına ulaşmasını ihtar etmek için katında o kulunun başının üzerine bir ruh gönderir ve kişinin ruhu bedeni ter ederek seyri suluk'la Allah'a ulaşmak için yola çıkar.
40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâkı).
Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin üzerine (başının üzerine) Allah'a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah'ın emrini tebliğ edecek) bir ruh ulaştırır.
73/MUZZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O'na ulaş.
Ve kişinin Allah'ı n ismini zikretmesiyle kalbine giren bu nurlardan sonra kişinin kalbi huşu duymaya yani yaptığı her ibadette Allah'ı düşünerek Allah'ı hissederek yapmaya başlar.
57/HADÎD-16: E lem ye’ni lillezîne âmenû en tahşea kulûbuhum li zikrillâhi ve mâ nezele minel hakkı ve lâ yekûnû kellezîne ûtûl kitâbe min kablu fe tâle aleyhimul emedu fe kaset kulûbuhum, ve kesîrun minhum fâsikûn(fâsikûne).
Allah'ın zikri ile ve Hakk'tan inen şeyle (Allah'ın nurları ile), âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) kalplerinin huşû duyma zamanı gelmedi mi?
Sevgili kardeşlerim, gönül dostlarım.
Sizlerde bu hakikatleri bu güzellikleri yaşamak isterseniz.
Allah'ım bende sana yaşarken ruhumu teslim etmeyi sana ulaşmayı diliyorum diyerek her zaman kalbimizden dua edelim. Yüce Allah'ın sözü var. Yeterki Allah'a hakkıyla iman edelim ve güvenelim.
Allah için bu hakikatleri kendi sayfanızda paylaşın..
Aynen hocam
Yasin süresinde gecer
seni dinleyen herkes uykuda, Sadece Kur'an diyenler hariç.
Sen dinleme çokta ihtiyaç yok
Ewet Ku'ran Kerim diyen ona göre yaşayan ona göre yaşamayı bize öğreteni örnek alarak yaşayanlar hariç
Kim kazandı, kim kazanıyor.?
Yusuf mu kazandı, kardeşleri mi kazandı.?
Allah hepsini huzura getirip, onun huzuruna getirip hepsine secde ettirdi.
Mazlum kazanmış, zalim değil.!!
Kuyuya atılmaktan korkmamak gerekiyor.
Kuyuya atan isek korkalım.
O zaman endişe edelim.
Atandan yana durmuşsak korkalım, endişe edelim..
Ama atılandan yanaysak ya da atılmışsak kuyuya, korkmayalım.
Allah bizi Aziz eder.!!
SAFFAT Suresi Tefsirin
Bismillahirrahmanirrahim
Kiyamete yaklasdimiz böyle bir zamanda. ALLAH c.c Muhammed Mehdi Aleyhisselam insanlik icin imtihan vesilesi olarak Nebi Peygamber olarak göndermistir.
Ey müslümanlar, ALLAHIN imtihanindan ALLAHA c.c siginarak gecin kullarindan degil.
Allah'ın c.c. insanlar arasından seçtiği bir insanın günün birinde "Alemlerin Rabbinin elçisiyim" diyerek insanların karşısına çıkması her dönemde insanlık için ağır bir imtihan olmuştur.
Hidayet yanlizca ALLAH´tan c.c dir.
Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım isteyin! Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.
F a c e b o o k Muhammed Mehdi aleyhisselam zuhur etmistir
Bismillahirrahmanirrahim
ALLAH'in c.c Nebisi, ahir zaman elcisi Muhammed Mehdi aleyhissalam zuhur etmistir
F a c e b o o k Muhammed Mehdi aleyhisselam zuhur etmistir
Hesap kitap yok ibadetler boşuna eğer Allah olsa onu biz hesaba çekmemiz gerek dünyadaki her küsür bize ait değil
O zaman niye varız yok olmak büyük bir azap dünyadaki her lezzeti tadip onlardan ölüm ile ebedi ayrılmak evladından güzel yemeklerden ve en önemlisi var olmayı tattiktan sonra yokluk zulmetine atılmak büyük bir abes olur
Allah hiç bir zaman olmadı bizim Allaha ihtiyacımı yok
Allah'a ihtiyacin yok mu 😮 su kâinat ne merhametliymis acıyıp bize yiyecek veriyor güneş de pek dikkatli tam yerine durmuş yoksa yanarsın bu ince hesap tesadüf değil fiil failsiz olmaz