Güney bey öncelikle Nietzsche hakkında bir program hazırladığınız için teşekkür ediyorum. Cesaretinizi de tebrik ediyorum. Katıldığım ve katılmadığım yönler oldu. Bence Nietzsche'yi yorumlarken bağlam ve metnin (burada içerikten öte Nietzsche'de tarz daha ön plana çıkar, ki Nietzsche'yi diğer filozoflardan ayıran ve bence en önemlisi daha öne çıkaran özellik de budur) yanısıra psikolojiye daha fazla önem vermek gerekir. Nietzsche için önemli olan idealler (üst insan), kalite (soyluluk) ve subjektivizm (otantizm). Nietzsche tabi ki de çağından özellikle de darwinizmden etkilenmiş ve pozitif bilimlerin öneminin de farkındadır. Lakin nihilizm batağına saplanma alternatifinin karşısına her zaman kendi anlamını yaratma girişiminin daha mantıklı olduğu tezi ile çıkmıştır. Bununla birlikte idealler ve kalite söz konusu olduğunda savaş ya da barış onun için fark etmez. Önemli olan bu iki sürecin de ne şekilde (tarz, biçim ve yaşam sanatı) geçildiğidir. Nietzsche için idealler, kalite ve otantizm SANAT kavramında birleşir ve en büyük anlam da onun için budur. O güç istencini yaşamını bir sanata dönüştürmek, ona estetik bir anlam yüklemek için ister. Naziler ya da başka bir topluluk eğer sıradanlığı, sizinde belirttiğiniz gibi çürümüşlüğü (dekadans) temsil ediyorsa eğer Nietzsche bunun karşısındadır yoksa milliyetçi oldukları ya da savaş yanlısı oldukları için değil. Ben bir psikiyatrist olduğum için tabi ki işin psikolojik kısmını abartıyor olabilirim ama aynı zamanda bir yanım da felsefe tutkunudur ve kendime idol olarak her zaman Nietzsche'yi almışımdır. Nietzsche babasız ama kısmen iyi şartlarda büyümüş ve anne ve ablası tarafından sevgi ve hayranlık ile de şımartılmış bir çocuktu, haliyle de narsisistik bir kişiliğe sahipti. Lou Salome'da onun egosunun bu zayıf yanlarını ve empati becerisindeki eksiklikleri görebilecek kadar olgun bir kadındı. Bu yüzden Nietzsche'nin tarzı ve içeriği her tür aşırı görüş ve düşünce tarafından sahiplenilmeye ve kötü kullanıma açıktır. Nietzsche uçları, abartmayı, gizemi ve gücü sever ve hatta bunlara tutkundur. Aşırılıklar ve uçlar ise normal dışına, anomaliye işaret ederler. Naziler ise başlangıçta yahudi karşıtı olarak ezilen korkak bir çoğunluğun görüşünü yansıttıkları için Nietzsche tarafından desteklenemez. Lakin yine de onlar gücü elde ettikten sonra karşılarına avamı (tüm dünya) alıp elit bir rol üstlendiklerinde, işte tam da bu zaman Nietzsche nazizme hizmet etmeye başlamıştır. Beni gecenin bir yarısı bu satırları yazmaya teşvik ettiğiniz için de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Başarılar...
Türkiye’de realist bir sosyalizmin imkanını nasıl görüyorsunuz? Türkiye’yi Avrupa tarihi ekseninde okumayan bir sosyal hareket, seküler-muhafazakar (elitist-popülist) tartışmasından ülkeyi kurtarabilir diye düşünüyorum
Merhaba, bahsettiğiniz okuma tarzının meseleleri anlamamız noktasında epeyce zararlı olduğunu ben de düşünüyorum. Özellikle salt seküler-muhafazakar gibi düalizmler üzerinden. Okumaları uluslararası ve lokal düzlemde çift odaklı bir analiz merceği ile yapmak daha mantıklı. İlk sorunuza dairse cevabım bir hayli kötümser olacaktır lakin yine düşünce, doğası itibariyle kötümserdir. katkı ve sorunuz için teşekkür ederim.
@radikalpolitika teşekkür ederim. Türkiye'de iktidar partisinden başka, hatta RTE'den başka materyalist (real gerçekliği dikkate almak anlamında, makyavelist de diyebiliriz) siyaset yapan kalmadı zaten :). Doğru, yapısal bazda değil kişiler bazında bir okuma yaptım ama yapısal bazda yorumum ise yine benzer, yani yeni yeni kentleşmeye başlayıp sermaye sahibi (peti burjuva) olan kesim (taşra muhafazakarı) politikanın lokomotifi Türkiye'de. RTE'de bu kesimden geliyor ve bu kesime dayanıyor. Bu yaptığım yorumu, "faburjuvazi" kavramsallaştırmasıyla Marksist sosyolog Utku Balaban da yapıyor, ne dersiniz?
@@Ludwig.-.Wittgenstein evet Utku hocayı tanırım ve çok takdir ederim....muhtemelen bu coğrafyada makyavelik politika gütmeyen kimsenin pek şansı yok...siyasal alanın buradaki inşasıyla da alakalı meseleler...katkınız için teşekkür ederim
daha fazla nietzsche içeriği bekliyoruz. çok faydalı videolar hakikaten. hem bağlamları itibarı hem de açıklama yöntemiyle.
farklı konularda yapacağım yeni programlar, teşekkürler
Sizden kaçıncı Nietzsche dinleyişim ama her seferinde bir başka Nietzsche tanıyorum
Nietzsche'yi yorumlamak bitmez
Sürü örgütlenmesini hem çok hafife alıyoruz hem de çok ciddiye alıyoruz. işin içinden çıkamıyor insan.
Mükemmel. Böyle içerikler üretmeye devam. Daha çok felsefe videoları gelsin.
çok teşekkür ederiz....
Siyonist bakış açısıyla güzel bir şekilde yorumlamışsınız.
Güç ve onur bir arada bulunmaz...Elias Canetti
Mükemmel bir bilgi ve anlatım
çok teşekkür ederim, eksik olmayın
Niçe üzerine genel kanıların iyi bir özeti olmuş. Teşekkürler
ben teşekkür ederim
Harika bir analiz olmuş hocam emeğinize sağlık
çok teşekkür ederim
Simmel'in kayıp hakkını bu platformda görebilir miyiz hocam, mümkün mü?
belki
hocam ses yankılanıyor
biraz sıkıntı var, kusura bakmayın
...
Emeğinize sağlık hocam... Teşekküler...💐
ben teşekkür ederim
Daha yolun başında sizi keşfetmiş olmanın sevinci içerisindeyim. Çok teşekkürler Güney bey.
Burak asıl ben teşekkür ederim, bugün ikinci Nietzsche videosu geliyor...eksik olmayın
Güney bey öncelikle Nietzsche hakkında bir program hazırladığınız için teşekkür ediyorum. Cesaretinizi de tebrik ediyorum. Katıldığım ve katılmadığım yönler oldu. Bence Nietzsche'yi yorumlarken bağlam ve metnin (burada içerikten öte Nietzsche'de tarz daha ön plana çıkar, ki Nietzsche'yi diğer filozoflardan ayıran ve bence en önemlisi daha öne çıkaran özellik de budur) yanısıra psikolojiye daha fazla önem vermek gerekir. Nietzsche için önemli olan idealler (üst insan), kalite (soyluluk) ve subjektivizm (otantizm). Nietzsche tabi ki de çağından özellikle de darwinizmden etkilenmiş ve pozitif bilimlerin öneminin de farkındadır. Lakin nihilizm batağına saplanma alternatifinin karşısına her zaman kendi anlamını yaratma girişiminin daha mantıklı olduğu tezi ile çıkmıştır. Bununla birlikte idealler ve kalite söz konusu olduğunda savaş ya da barış onun için fark etmez. Önemli olan bu iki sürecin de ne şekilde (tarz, biçim ve yaşam sanatı) geçildiğidir. Nietzsche için idealler, kalite ve otantizm SANAT kavramında birleşir ve en büyük anlam da onun için budur. O güç istencini yaşamını bir sanata dönüştürmek, ona estetik bir anlam yüklemek için ister. Naziler ya da başka bir topluluk eğer sıradanlığı, sizinde belirttiğiniz gibi çürümüşlüğü (dekadans) temsil ediyorsa eğer Nietzsche bunun karşısındadır yoksa milliyetçi oldukları ya da savaş yanlısı oldukları için değil. Ben bir psikiyatrist olduğum için tabi ki işin psikolojik kısmını abartıyor olabilirim ama aynı zamanda bir yanım da felsefe tutkunudur ve kendime idol olarak her zaman Nietzsche'yi almışımdır. Nietzsche babasız ama kısmen iyi şartlarda büyümüş ve anne ve ablası tarafından sevgi ve hayranlık ile de şımartılmış bir çocuktu, haliyle de narsisistik bir kişiliğe sahipti. Lou Salome'da onun egosunun bu zayıf yanlarını ve empati becerisindeki eksiklikleri görebilecek kadar olgun bir kadındı. Bu yüzden Nietzsche'nin tarzı ve içeriği her tür aşırı görüş ve düşünce tarafından sahiplenilmeye ve kötü kullanıma açıktır. Nietzsche uçları, abartmayı, gizemi ve gücü sever ve hatta bunlara tutkundur. Aşırılıklar ve uçlar ise normal dışına, anomaliye işaret ederler. Naziler ise başlangıçta yahudi karşıtı olarak ezilen korkak bir çoğunluğun görüşünü yansıttıkları için Nietzsche tarafından desteklenemez. Lakin yine de onlar gücü elde ettikten sonra karşılarına avamı (tüm dünya) alıp elit bir rol üstlendiklerinde, işte tam da bu zaman Nietzsche nazizme hizmet etmeye başlamıştır. Beni gecenin bir yarısı bu satırları yazmaya teşvik ettiğiniz için de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Başarılar...
değerli yorum ve katkılarınız için müteşekkirim, ilerde 2 program daha var Nietzsche'ye dair
Türkiye’de realist bir sosyalizmin imkanını nasıl görüyorsunuz? Türkiye’yi Avrupa tarihi ekseninde okumayan bir sosyal hareket, seküler-muhafazakar (elitist-popülist) tartışmasından ülkeyi kurtarabilir diye düşünüyorum
Merhaba, bahsettiğiniz okuma tarzının meseleleri anlamamız noktasında epeyce zararlı olduğunu ben de düşünüyorum. Özellikle salt seküler-muhafazakar gibi düalizmler üzerinden. Okumaları uluslararası ve lokal düzlemde çift odaklı bir analiz merceği ile yapmak daha mantıklı. İlk sorunuza dairse cevabım bir hayli kötümser olacaktır lakin yine düşünce, doğası itibariyle kötümserdir. katkı ve sorunuz için teşekkür ederim.
@radikalpolitika teşekkür ederim. Türkiye'de iktidar partisinden başka, hatta RTE'den başka materyalist (real gerçekliği dikkate almak anlamında, makyavelist de diyebiliriz) siyaset yapan kalmadı zaten :). Doğru, yapısal bazda değil kişiler bazında bir okuma yaptım ama yapısal bazda yorumum ise yine benzer, yani yeni yeni kentleşmeye başlayıp sermaye sahibi (peti burjuva) olan kesim (taşra muhafazakarı) politikanın lokomotifi Türkiye'de. RTE'de bu kesimden geliyor ve bu kesime dayanıyor. Bu yaptığım yorumu, "faburjuvazi" kavramsallaştırmasıyla Marksist sosyolog Utku Balaban da yapıyor, ne dersiniz?
@@Ludwig.-.Wittgenstein evet Utku hocayı tanırım ve çok takdir ederim....muhtemelen bu coğrafyada makyavelik politika gütmeyen kimsenin pek şansı yok...siyasal alanın buradaki inşasıyla da alakalı meseleler...katkınız için teşekkür ederim