52 yıl önce İlkokulda öğretmen tahtaya çağırıp matematik sorusu sordu. Yapamayınca kafamı tahtaya vurdu. İlköğretim öğretmenlerinden itibaren tüm öğretmenlerin psikoloji eğitimi alması gerektiğini ve göreve başlamadan önce psikiyatrik testten geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sinan hocam 21 yıllık bir eğitimci olarak şunu söyleyebilirim. Eğitimin önündeki en büyük engel kalabalık sınıflar ve illokulda öğretmenin tavsiyelerini dinlemeyen veliler. Bir sınıf düşünün mevcudu en az 45. Sınıfta her seviyeden ve değişik aile yapılarından ve kültürlerindem gelen bir sürü öğrenci var. Çok zor olsa da değişimin bir yerden başlaması gerektiğine inanıyorum Ali Koç gibi. Bireysel olarak hep elimden geleni yapmaya çalıştım. Ama yetersiz kaldı malesef. Bir eğitimci olarak sizi takipteyim ve üzerime düşeni her zaman yapmaya hazırım. Sonuç değişmese de bu konuların en azından konuşulmaya başlanması ve üzerinde düşünülmesi beni çok mutlu etti. Gayret bizden başarı Allahtan.
Kendimle ilgili olarak en gururlandığım şeylerden biridir. Eğitim sisteminin tekdüzeliği ve yaratıcılıktan yoksunluğu, benim yaratıcılığımı öldüremedi çünkü ben buna direndim. Sonuç olarak, tam 4 roman denemem var, piyano aldım çalıyorum. Akademisyen oldum 4 kitabım var...Direnmeden olmuyor bazı şeyler...
Meslege yeni baslamis bir ogretmen olarak aklimdaki soru ve sorunlarin bir kismini sesinizden dinlemek iyi geldi. Konuştuğunuz meselese oyle cok boyutlu ki ben de nacizane ogretmenler acisindan bir degerlendirmede bulunmak istedim : Bizlere egitim fakultelerinde veya fen edebiyat çıkışlı olup formasyon ile "verilemeyen" egitimi yalnica kagit uzerinde, "Yaptim, oldu." şeklinde vermemiz bekleniyor. Henuz biz kendimizi sinif yönetimi, ogretim yontem ve teknikleri, daha farkli olcme ve degerlemdirme teknikleriyle donatamadan salt Kpss puanimizla öğretmen yaptiklari icin bu meselenin buyuk bir ayaginda da biz variz gibi geliyor. Bu yorumu 2021 kpss Turkiye 159. olarak yapıyorum ve cozume dair fikirlere, eylemlere ihtiyac duyuyorum. Saygilarimla.
Oglum Montessori okuluna gidiyor. Veli toplantilari cocukla oluyor, ona soruyor ogretmen nasil gidiyor okul, ne hissediyorsun, en cok neler ilgini cekiyor diye. Birkac ufak sorun yasadik, nasil duzeltelim diye gene oglumuz ve ogretmenle birlikte konustuk. Oglum soyle soyle yapabilecegimi dusunuyorum diye kendi bize yol gosterdi. Bu egitim sistemine cok supheli bakiyordum. Kucucuk cocuga bu kadar sorumluluk fazla mi diye sorguluyordum. Meger cocuklar bizim tahayyulumuzden cok daha fazla kendi hayatlarinin sorumlulugunu alabiliyormus. Tabi sadece okulda olmuyor bu, biz de evde bireyselligine saygi duyuyoruz, kararlara onu da dahil ediyoruz mumkun mertebe. Cocuklari da kucumsememek, dahil etmek cok kiymetli. O cicek actikca, klasik egitimin benden neler aldigini daha da iyi goruyorum.
Mükemmel bir sohbet idi. Hocam emeğinize sağlık. Heyecanla eğitim modellerinizi bekliyorum.
ปีที่แล้ว +4
Selam Sinan Hoca müthiş örnekleri var. Diyor ya okula giden çocuğa soruyoruz: Niye okula gidiyorsun? Çoğunda cevap yok. İşe giden birine soruyorsun niye bu işte çalışıyorsun? İşe giden buna cevabı: Bilmiyorum öyle dediler o yüzden yapıyorumsa oradan bir buluş, yeni bir şey çıkar mı? Bizim çoğu şeyimizde böyle değil mi. Bir şeyin sonucunda bir ödül bir para varsa artık onu almak için neler yapılması gerekiyor diye görüp/taklit edip onu yaparız. Öyle hale geliyor ki bir yerde parayı ya da ödülü veren kişi bunu niye verdiğini dahi bilmediği bir noktaya varıyoruz. Bu toplumsal olarak düşündüğümüzde olayın vahameti ortaya çıkıyor.
En büyük etken kesinlikle öğretmenler. Bilgisayar öğretmeniyim akıllı tahtalar arızalandığında sınıfa girer dersin öğretmeni ders anlatırken ben de tahtayla ilgilenirim. Eğer öğretmen herhangi bir sebeple motive değilse ders ortamı çekilmez hal alıyor. Aynı öğretmenin Farklı zamanlarda dersine girdim birinde çok motive, çok iyi bir ortam var ve aynı şekilde öğrenciler de motive ve anlatılanı anlıyordu başka zaman ise tam tersi çekilmez bir ders oluyordu . Nedenini araştırınca öğretmenin bir sıkıntısından kaynaklandığını öğrendim. Çünkü diğer tüm değişkenler aynıydı. Deprem zamanı özellikle hissettim bunu. Evini kaybeden, ailesini akrabalarını kaybeden , ailesini akrabalarının yanına gönderip kendi çadırdan okula gidip gelen , tüm malını kaybeden öğretmenle depremden hiçbir kayıp ve zarar yaşamamış öğretmenin ders anlatımlarına şahit oldum. Zarar görenlerin dersindeyken ders sonunda o kötü enerjiden dolayı kendimi kötü hissetttim aynı şekilde öğrencilerin de benim gibi hissettiğinden adım gibi eminim.
Peki burada bir çelişki ya da ikiyüzlülüğümüz yok mu? Hem eskiden yapılan korkunç okul /öğretmen şiddetinden bahsediyoruz hem de nerde eski öğretmenler diyoruz. İnsan nasıl "terbiye" ediliri mi konuşmalıyız acaba? Saygılar seviliyorsunuz..:)
Sinan abi, bu video vesilesiyle çocukluğumdan bu zamana kadar çok yalnız olduğumu iliklerime kadar hissetim yeniden. Çocukluğumda ailemin empatisizliği ve farkındalıksızlığı, ilkokulda öğretmenlerimizin burjuva kesime farklı, benim gibi orta hal veya yoksul ailelerin çocuklarına böcek gibi davranış biçimleri, herkesin hayvansı dürtüleriyle hareket edişi ve 33 yaşında olan ben, herkesin kendine özel baltasıyla gövdeme vurmasına rağmen, şimdiki farkındalığıma (belki de farkındalıksızlığımın farkına varışıma) tek başıma geldiğimi düşündüm yeniden. Sevgiler
25 yıllık öğretmenim,ülkemizdeki eğitim sistemi değişmediği sürece,yani sınav sistemi,yine sınıf mevcutları azalmadığı sürece okullarda hiçbir şey değişmez😢
Ailelerin tutumu, yaşanılan çevre, eğitim sistemi yapılandırmacı yaklaşıma geçeli yıllar oldu. Fakat bu sistemi uygulayabilecek nitelikli öğretmen yetişmiyor eğitim fakültelerinin bir kısmında. 400.000 sıralaması ile taşrada bir üniversitede okuyan öğretmen adaylarının ne dünya görüşü gelişiyor ne de bilgisi. Bu insanların azımsanmayacak kadar çoğunluğu maddi olarak kötü durumda. Kendini geliştirmek adına bir şey yapamıyorlar yani. İyi kötü zorlaya zorlaya atanan bir öğretmen 40 kişilik sınıfta cebelleşiyor. Ne öğretsin ne yapsın. Kendine hayrı yok zaten öğrencilerin de öğretmenlerin de hepsi öylesine geliyor okula özellikle taşrada.
Sayın hocalarım, bir öğretmenim ve kendi okulumda öğrenciler için daha stressiz ve anlamlı bir öğrenme ortamı oluşturmanın mücadelesini veriyorum. Tabi ki bu mücadeleyi öğretmenlere rağmen ve sistemi bükerek veriyorum. Planladığım bir okul modeli var ve bunu sizlerle paylaşmayı çok isterim.
Ben içine kapanık bir çocuk olduğum için hem hocaların zorbaligina hem de akran zorbaligina ugramistim . Hocalara öncelikle insanlık dersi verilmeli bence ben de öğretmen olacağım yani eğitim hayatım boyunca hep öğretmenlerin davranışlarını gözlemledim ve ben şunu ya da bunu yapmayacağım dedim hep kendime öğrencinin gözünde öğretmen kusursuz ve hatasız en azından ben öyle görüyordum ama öğretmen olumsuz bir davranış ta bulundugunda ben bunu kafama takiyordum neden böyle yaptı bu mesleğin değerini anlamak çok önemli ve öğretmen empati kurabilmeli yaptığı her davranışın öğrencide bir anlam bulduğunu unutmamalı .
İnsanın hayatını değiştiren iki insan vardır 1 öğretmenleri iki annesi umarım siz bu kişiler arasında hatırlanan ve minik bir hayata dokunan İnsan olursunuz çünkü sizlere yüklenen anlam çok büyük sevgiler hoşçakalın
5 yaşımda İstanbul belediyesi konservatuarına başladım, piyano bölümünde için... 6-7 yaşımda, çok da meşhur duayen rahmetli piyano hocam, yanlış basınca parmaklarıma vururdu... 6 yaşımda, parmaklarım, tuşlarla yumruk arasında ezilir ve acırdı... Müzik ve piyano çok severim ama 8 yaşımda ailem yıl sonu sınavına sonraki gün götürüp okuldan atılamama sebep oldular (üstelik bir de o ailem beni suçlamıştı bu olay için😶) neyse, atıldım diye çok rahatlamıştım ama içimde de hep hatta kaldı devam etmekte olmak... Tüm sebep olanlara hakkım haram olsun... İnsan 6 yaşındaki çocuğun parmaklarını piyanoda nasıl vurup tuşlara sıkışmasına sebep olabilir? Ailem hep "anne olunca anlayacaksın" dersi, artık anneyim, alan hepsinin payını versin inşallah..
Sınıfımızda hep ayrım vardı hocam ilk hatırladığım. Çok sinir olurdum. Çalışkanlar tembeller diye 2 ye ayrılırdı hele o gözlüklü arkadaşlar yok mu sanırsın bütün kuramları o bulmuş gibi havalı olurdu. Gözlerim uzağı görmemesine rağmen o dönem kimse inanmadı. Ortaokulda Matematik hocam ürkütücü bir şekilde soruyu sorar ve bulamayınca da gerizakliymışız gibi bakardı. Türkçeyi çok severdim sonra bir öğretmenimiz kendi saçını başını yolardı sınıf dinlemeyince hâlâ gözümün önünden gitmez daha bir çok öğretmenimiz arızaydı anlattıkça tekrar yaşadım ya kötü oldum bak şimdi. Kızım 3. Sınıfa geçti ve sırf öğretmeni iyi olsun diye çabaladım beni aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum. Şunu bir kere daha anladım öğretmen veya okul insani rezil de edermiş vezirde😓
Bir süre önce yaptiginiz sınavda çook açık beyinli çıkmış bekar bir anne olarak söyluyorum. Evimin yakınındaki tenefüslerinde hoparlörden oyun havası açıp göbek atan bir ortaokula başlatmak zorundayım oğlumu. Yapacağınız oluşumu bilmiyorum fakat ilkokul kadar bence lise gençliği de çok önemli. Hatta istanbulda olmayanlar için online bir oluşumda olabilir. Tüm açık beyın ailesini seviyorum. Iyiki varsınız.
Maalesef öyle. Akıllı tahtayı eğitim amaçlı kullanmak yerine öğrencilerin bazıları TH-cam 'dan saçma sapan şarkılar açıyorlar. Öğretmenler de önlem amaçlı akıllı tahtayı teneffüste kapatmak zorunda kalıyor.
Bugün bildiğimiz birçok kavram ve bilgilerin geçerliliğini kaybettiği ve paradigmaların baştan aşağı yeniden yazıldığı şu süreçte endüstri 4.0, 5.0 noktasına geldiğimiz için artık yapay zeka ile insan gücüne ihtiyacın azaldığı, kaynakların daha verimli kullanıldığı bilgi ekonosine ilerlerken en önemli sorunlardan biride eğitim ve eğitimcilerin özellikle de üniversitelerin deforme olmasıdır. Türkiye'de yapılan en büyük hatalardan biride üniversitelerde geleceğe yönelik yeni bölümler açmak ve gençleri yetiştirmek yerine sürekli her yere üniversite açmak hadi açtınız bu üniversitelerde ileriye dönük vizyonu olan çalışmalar yapmak, projeler üretmek yerine her üniversitede aynı bölümler ve sayıca aşırı kontenjanlar sonra niye bu kadar işsiz... ama buradaki benim anlatmak istediğim esas mesele yapay zekanın giderek egemen olduğu, insanlara ihtiyacın azaldığı, bilgiye kolay ulaşımın yanı sıra bugün doğru olan bir bilginin yarın geçerliliğini kaybettiği bu çağda, hazır bilgiyi sunan meslekler değil bilgiyi üretip satan veya onu kullanmasını bilen insanlar kazanacaklardır. Onun için bugünkü mesleklerin birçoğu yakın gelecek zaman içerisinde yok olacaktır.
Sinan hocaaaam! Lütfen beden eğitimi dersinin saçmalıklarına da başlık açar mısınız? Beden eğitimi derslerinde sadece 2 tur koşu yapıyoruz sonra da futbol voleybol ne hoşumuza gidiyorsa oynuyoruz ancak bedenimize uygun sporları iskelet sistemimizi ayakta tutan kas yapısını ve geliştirme yöntemlerini öğrenmiyoruz. Neden beden eğitimi dersleri ufak çaplı bir fitness halini almıyor ve mezunlar düzgün, sağlıklı postürleriyle Atatürk'ün de dediği gibi sağlam kafalırımızı taşıyan sağlam vücud sahibi bireyler olarak okuldan ayrılmıyorlar?
Hocam öğrencilere inisiyatif vermekten bahsediyorsunuz ama öğrenciler okula öğrenmek için gittiklerinin bilincinde değiller. Maalesef üniversite öğrencileri için bile geçerli bu. En basitinden ders ve mola saatlerini birlikte belirleyelim deseniz üniversitelerde bile 15 dk ders 45 dk mola olsun diyecek o kadar çok öğrenci var ki. İnisiyatif almak sorumluluk gerektirir ve bunun büyük kısmı ailede başlar.
Bu sistemin bende bıraktığı çok acı şeyler var .Daha bu yıl yks ye girdim. Okula başladığımdan itibaren spora sanata yönlendirmeyen becerilerimi keşfetmemde bana yardımcı olmayan , yönlendirmeyen öğretmenlere kırgın onları eğiten öğretmenelere ve bu saçma sistemi oluşturanlarada. Elimde somut hiçbir başarı yok gibi hissediyorum .Takdir belgeleri mesela ne işe yarıyorlar ? bence ben atletizm yarışmalarına katılmalydım, bu konuda eğitilmeliydim ya da sanatla resimle el becerileri gerektiren şeylerle ilgilenmeliydim . 7 yaşımdan beri beni kısıtlayan bu sistemin içinde hayal gücüm kim bilir ne halde.Ama ömrüm boyunca bunun pişmanlığını yaşamıycam beni eğiticek öğretemenler beni bulamamış keşfedememiş olabilirler ben kendimi daha çok keşfedicem ve becerilerimi daha ileriye götürmemde yardımcı olucak o insanları bulucam .Zamanı geldiğinde ben insanları yönlendiricem. Bu tarz içeriklerin olması çok güzel teşekkür ediyorum sizelere❤
Öğretim görevini üstlenenlerin idareci olma durumu ortadan kaldırılmalı bence. Öğretecek mi yönetecek mi? Ya da gerekeni yaparsa bugün öğretirken diğer mesai arkadaşları hakkında biriktirdiklerinin hesabını yarın idareci olduğunda sorabilecek mi? Bu ihtimalin önü tamamen kapanmalı. Hoca olmak her şeyi bilmek demek değil ki. Yönetim ayrı bir disiplin
Bir ülkenin gelişmesini sağlayan en büyük etken eğitimdir. Amerika ve Finlandiya bunun en güzel örnekleridir. En iyi, zeki, bilgili, eğitimli öğretmenler orada olduğu için Amerika bu kadar güçlüdür. Finlandiya'da en iyi eğitimleri ve en yüksek ücretleri hep öğretmenler alır çünkü Finlandiya bir ülkenin kalkınmasındaki en önemli şeyin eğitim olduğunu çözmüş ülkelerden biridir. Öğretmenlerin negatif olmasını istemiyorsanız - Finlandiya ve Amerika'da olduğu gibi - o zaman öğretmenlerin refah düzeyini, alım gücünü arttıracaksınız. Dünyanın en önemli mesleği öğretmenlik ama en düşük ücretleri de öğretmenler alıyor ülkemizde. Her gün geçim sıkıntısı yaşayan, bunu düşünen bir öğretmenin negatif olması kadar doğal, normal bir şey olamaz. Geçim sıkıntısı çeken bir insandan verim bekleyemezsiniz. Bir de tabii ne kadar ekmek o kadar köfte...
Bu durumda çocukların hiçbir suçu yok ki ben kendim de bir eğitimciyim evet refah seviyemiz düşük fakat eğitimci olmak bizim tercihimiz şartlar ne olursa olsun mesleğimizi hakkıyla yapmamız gerekiyor. Diğer şekilde mutsuz bir nesil yetiştireceğiz ve bu durum bir sirkülasyon haline gelecektir.
O zaman öğretmen olmayacaksınız .şartları bilerek geliyorsunuz.bu şartlarda benim eğitmeye dağılım diyorsunuz .aksi halde refah düzeyinizi yükseltecek işlerle ugrasacaksiniz .
@@hasanreis4104 Bu mantıkla o zaman herkes yazılımcı olsun çünkü en yüksek paraları yazılımcılar kazanıyor. Herkes bilgisayar mühendisliği okusun. O zaman yazılımcılık dışında başka bir meslek de kalmaz. Burada yapılması gereken ihtiyaç duyulan her alana yatırım yapmak, koşulları düzeltmek olmalı. Bir ülkenin kalkınmasını istiyorsanız öğretmenlere, hakimlere, savcılara, doktorlara, mühendislere gerektiği kadar parayı vermek zorundasınız yoksa o ülke asla kalkınamaz.
52 yıl önce İlkokulda öğretmen tahtaya çağırıp matematik sorusu sordu. Yapamayınca kafamı tahtaya vurdu. İlköğretim öğretmenlerinden itibaren tüm öğretmenlerin psikoloji eğitimi alması gerektiğini ve göreve başlamadan önce psikiyatrik testten geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
Benim ilkokul hocam ruh hastasiydi.
1977 doğumluyum, 1984 de ilkokul 1.sınıftım. Öğretmenim sınıfta sigara içer bazen de ganyan oynardı.
Sinan hocam 21 yıllık bir eğitimci olarak şunu söyleyebilirim. Eğitimin önündeki en büyük engel kalabalık sınıflar ve illokulda öğretmenin tavsiyelerini dinlemeyen veliler. Bir sınıf düşünün mevcudu en az 45. Sınıfta her seviyeden ve değişik aile yapılarından ve kültürlerindem gelen bir sürü öğrenci var. Çok zor olsa da değişimin bir yerden başlaması gerektiğine inanıyorum Ali Koç gibi. Bireysel olarak hep elimden geleni yapmaya çalıştım. Ama yetersiz kaldı malesef. Bir eğitimci olarak sizi takipteyim ve üzerime düşeni her zaman yapmaya hazırım. Sonuç değişmese de bu konuların en azından konuşulmaya başlanması ve üzerinde düşünülmesi beni çok mutlu etti. Gayret bizden başarı Allahtan.
Allah yardımcınız olsun. Ne kadar güzel bir düşünce yapınız var.
Kendimle ilgili olarak en gururlandığım şeylerden biridir. Eğitim sisteminin tekdüzeliği ve yaratıcılıktan yoksunluğu, benim yaratıcılığımı öldüremedi çünkü ben buna direndim. Sonuç olarak, tam 4 roman denemem var, piyano aldım çalıyorum. Akademisyen oldum 4 kitabım var...Direnmeden olmuyor bazı şeyler...
@@user-mx2rn3ss8u eyvallah kardeş darısı senin başına umarım☺️🤟
Her cümlede başka bir şey öğreniyorum . İyi ki varsın sinan abi.
Beyin düşmanı okul! Çok güzel ifade etmişsiniz. Okulda geçirdiğim her saniyem boşa geçti. Bir şey öğrenmeyi geçtim orada beynim köreldi.
Meslege yeni baslamis bir ogretmen olarak aklimdaki soru ve sorunlarin bir kismini sesinizden dinlemek iyi geldi. Konuştuğunuz meselese oyle cok boyutlu ki ben de nacizane ogretmenler acisindan bir degerlendirmede bulunmak istedim : Bizlere egitim fakultelerinde veya fen edebiyat çıkışlı olup formasyon ile "verilemeyen" egitimi yalnica kagit uzerinde, "Yaptim, oldu." şeklinde vermemiz bekleniyor. Henuz biz kendimizi sinif yönetimi, ogretim yontem ve teknikleri, daha farkli olcme ve degerlemdirme teknikleriyle donatamadan salt Kpss puanimizla öğretmen yaptiklari icin bu meselenin buyuk bir ayaginda da biz variz gibi geliyor. Bu yorumu 2021 kpss Turkiye 159. olarak yapıyorum ve cozume dair fikirlere, eylemlere ihtiyac duyuyorum.
Saygilarimla.
Çok güzel anlattınız. Bunları geçmişte de düşünen bir öğretmen olarak söylüyorum. Bugünkü toplumun kötü mimarları yine aramızdaki bizleriz...
Kırşehir den selamlar hocam. Sizleri heyecanla dinliyorum. Ben de öğretmenim. Sizlerden çok şey öğreniyoruz.
Oglum Montessori okuluna gidiyor. Veli toplantilari cocukla oluyor, ona soruyor ogretmen nasil gidiyor okul, ne hissediyorsun, en cok neler ilgini cekiyor diye. Birkac ufak sorun yasadik, nasil duzeltelim diye gene oglumuz ve ogretmenle birlikte konustuk. Oglum soyle soyle yapabilecegimi dusunuyorum diye kendi bize yol gosterdi. Bu egitim sistemine cok supheli bakiyordum. Kucucuk cocuga bu kadar sorumluluk fazla mi diye sorguluyordum. Meger cocuklar bizim tahayyulumuzden cok daha fazla kendi hayatlarinin sorumlulugunu alabiliyormus. Tabi sadece okulda olmuyor bu, biz de evde bireyselligine saygi duyuyoruz, kararlara onu da dahil ediyoruz mumkun mertebe. Cocuklari da kucumsememek, dahil etmek cok kiymetli. O cicek actikca, klasik egitimin benden neler aldigini daha da iyi goruyorum.
Mükemmel bir sohbet idi. Hocam emeğinize sağlık. Heyecanla eğitim modellerinizi bekliyorum.
Selam
Sinan Hoca müthiş örnekleri var. Diyor ya okula giden çocuğa soruyoruz: Niye okula gidiyorsun? Çoğunda cevap yok. İşe giden birine soruyorsun niye bu işte çalışıyorsun? İşe giden buna cevabı: Bilmiyorum öyle dediler o yüzden yapıyorumsa oradan bir buluş, yeni bir şey çıkar mı?
Bizim çoğu şeyimizde böyle değil mi. Bir şeyin sonucunda bir ödül bir para varsa artık onu almak için neler yapılması gerekiyor diye görüp/taklit edip onu yaparız. Öyle hale geliyor ki bir yerde parayı ya da ödülü veren kişi bunu niye verdiğini dahi bilmediği bir noktaya varıyoruz. Bu toplumsal olarak düşündüğümüzde olayın vahameti ortaya çıkıyor.
En büyük etken kesinlikle öğretmenler. Bilgisayar öğretmeniyim akıllı tahtalar arızalandığında sınıfa girer dersin öğretmeni ders anlatırken ben de tahtayla ilgilenirim. Eğer öğretmen herhangi bir sebeple motive değilse ders ortamı çekilmez hal alıyor. Aynı öğretmenin Farklı zamanlarda dersine girdim birinde çok motive, çok iyi bir ortam var ve aynı şekilde öğrenciler de motive ve anlatılanı anlıyordu başka zaman ise tam tersi çekilmez bir ders oluyordu . Nedenini araştırınca öğretmenin bir sıkıntısından kaynaklandığını öğrendim. Çünkü diğer tüm değişkenler aynıydı. Deprem zamanı özellikle hissettim bunu. Evini kaybeden, ailesini akrabalarını kaybeden , ailesini akrabalarının yanına gönderip kendi çadırdan okula gidip gelen , tüm malını kaybeden öğretmenle depremden hiçbir kayıp ve zarar yaşamamış öğretmenin ders anlatımlarına şahit oldum. Zarar görenlerin dersindeyken ders sonunda o kötü enerjiden dolayı kendimi kötü hissetttim aynı şekilde öğrencilerin de benim gibi hissettiğinden adım gibi eminim.
Peki burada bir çelişki ya da ikiyüzlülüğümüz yok mu? Hem eskiden yapılan korkunç okul /öğretmen şiddetinden bahsediyoruz hem de nerde eski öğretmenler diyoruz. İnsan nasıl "terbiye" ediliri mi konuşmalıyız acaba? Saygılar seviliyorsunuz..:)
Sinan abi, bu video vesilesiyle çocukluğumdan bu zamana kadar çok yalnız olduğumu iliklerime kadar hissetim yeniden.
Çocukluğumda ailemin empatisizliği ve farkındalıksızlığı, ilkokulda öğretmenlerimizin burjuva kesime farklı, benim gibi orta hal veya yoksul ailelerin çocuklarına böcek gibi davranış biçimleri, herkesin hayvansı dürtüleriyle hareket edişi ve 33 yaşında olan ben, herkesin kendine özel baltasıyla gövdeme vurmasına rağmen, şimdiki farkındalığıma (belki de farkındalıksızlığımın farkına varışıma) tek başıma geldiğimi düşündüm yeniden.
Sevgiler
Selam, beyin ve ruh güzel ikili. Düşünsenize doğru bir beyin eğitimi ile ortaya çıkacak olan şaheserler müthiş olurdu mutlaka ❤
25 yıllık öğretmenim,ülkemizdeki eğitim sistemi değişmediği sürece,yani sınav sistemi,yine sınıf mevcutları azalmadığı sürece okullarda hiçbir şey değişmez😢
Ailelerin tutumu, yaşanılan çevre, eğitim sistemi yapılandırmacı yaklaşıma geçeli yıllar oldu. Fakat bu sistemi uygulayabilecek nitelikli öğretmen yetişmiyor eğitim fakültelerinin bir kısmında. 400.000 sıralaması ile taşrada bir üniversitede okuyan öğretmen adaylarının ne dünya görüşü gelişiyor ne de bilgisi. Bu insanların azımsanmayacak kadar çoğunluğu maddi olarak kötü durumda. Kendini geliştirmek adına bir şey yapamıyorlar yani. İyi kötü zorlaya zorlaya atanan bir öğretmen 40 kişilik sınıfta cebelleşiyor. Ne öğretsin ne yapsın. Kendine hayrı yok zaten öğrencilerin de öğretmenlerin de hepsi öylesine geliyor okula özellikle taşrada.
Sayın hocalarım,
bir öğretmenim ve kendi okulumda öğrenciler için daha stressiz ve anlamlı bir öğrenme ortamı oluşturmanın mücadelesini veriyorum. Tabi ki bu mücadeleyi öğretmenlere rağmen ve sistemi bükerek veriyorum. Planladığım bir okul modeli var ve bunu sizlerle paylaşmayı çok isterim.
Ben içine kapanık bir çocuk olduğum için hem hocaların zorbaligina hem de akran zorbaligina ugramistim . Hocalara öncelikle insanlık dersi verilmeli bence ben de öğretmen olacağım yani eğitim hayatım boyunca hep öğretmenlerin davranışlarını gözlemledim ve ben şunu ya da bunu yapmayacağım dedim hep kendime öğrencinin gözünde öğretmen kusursuz ve hatasız en azından ben öyle görüyordum ama öğretmen olumsuz bir davranış ta bulundugunda ben bunu kafama takiyordum neden böyle yaptı bu mesleğin değerini anlamak çok önemli ve öğretmen empati kurabilmeli yaptığı her davranışın öğrencide bir anlam bulduğunu unutmamalı .
İnsanın hayatını değiştiren iki insan vardır 1 öğretmenleri iki annesi umarım siz bu kişiler arasında hatırlanan ve minik bir hayata dokunan İnsan olursunuz çünkü sizlere yüklenen anlam çok büyük sevgiler hoşçakalın
5 yaşımda İstanbul belediyesi konservatuarına başladım, piyano bölümünde için... 6-7 yaşımda, çok da meşhur duayen rahmetli piyano hocam, yanlış basınca parmaklarıma vururdu... 6 yaşımda, parmaklarım, tuşlarla yumruk arasında ezilir ve acırdı... Müzik ve piyano çok severim ama 8 yaşımda ailem yıl sonu sınavına sonraki gün götürüp okuldan atılamama sebep oldular (üstelik bir de o ailem beni suçlamıştı bu olay için😶) neyse, atıldım diye çok rahatlamıştım ama içimde de hep hatta kaldı devam etmekte olmak... Tüm sebep olanlara hakkım haram olsun... İnsan 6 yaşındaki çocuğun parmaklarını piyanoda nasıl vurup tuşlara sıkışmasına sebep olabilir?
Ailem hep "anne olunca anlayacaksın" dersi, artık anneyim, alan hepsinin payını versin inşallah..
Sınıfımızda hep ayrım vardı hocam ilk hatırladığım. Çok sinir olurdum. Çalışkanlar tembeller diye 2 ye ayrılırdı hele o gözlüklü arkadaşlar yok mu sanırsın bütün kuramları o bulmuş gibi havalı olurdu. Gözlerim uzağı görmemesine rağmen o dönem kimse inanmadı. Ortaokulda Matematik hocam ürkütücü bir şekilde soruyu sorar ve bulamayınca da gerizakliymışız gibi bakardı. Türkçeyi çok severdim sonra bir öğretmenimiz kendi saçını başını yolardı sınıf dinlemeyince hâlâ gözümün önünden gitmez daha bir çok öğretmenimiz arızaydı anlattıkça tekrar yaşadım ya kötü oldum bak şimdi. Kızım 3. Sınıfa geçti ve sırf öğretmeni iyi olsun diye çabaladım beni aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum. Şunu bir kere daha anladım öğretmen veya okul insani rezil de edermiş vezirde😓
Bir süre önce yaptiginiz sınavda çook açık beyinli çıkmış bekar bir anne olarak söyluyorum. Evimin yakınındaki tenefüslerinde hoparlörden oyun havası açıp göbek atan bir ortaokula başlatmak zorundayım oğlumu. Yapacağınız oluşumu bilmiyorum fakat ilkokul kadar bence lise gençliği de çok önemli. Hatta istanbulda olmayanlar için online bir oluşumda olabilir. Tüm açık beyın ailesini seviyorum. Iyiki varsınız.
Maalesef öyle. Akıllı tahtayı eğitim amaçlı kullanmak yerine öğrencilerin bazıları TH-cam 'dan saçma sapan şarkılar açıyorlar. Öğretmenler de önlem amaçlı akıllı tahtayı teneffüste kapatmak zorunda kalıyor.
Allah'tan önceki gökkuşağı bölümünü silinmeden izlemiştim 😌🍀
Bugün bildiğimiz birçok kavram ve bilgilerin geçerliliğini kaybettiği ve paradigmaların baştan aşağı yeniden yazıldığı şu süreçte endüstri 4.0, 5.0 noktasına geldiğimiz için artık yapay zeka ile insan gücüne ihtiyacın azaldığı, kaynakların daha verimli kullanıldığı bilgi ekonosine ilerlerken en önemli sorunlardan biride eğitim ve eğitimcilerin özellikle de üniversitelerin deforme olmasıdır. Türkiye'de yapılan en büyük hatalardan biride üniversitelerde geleceğe yönelik yeni bölümler açmak ve gençleri yetiştirmek yerine sürekli her yere üniversite açmak hadi açtınız bu üniversitelerde ileriye dönük vizyonu olan çalışmalar yapmak, projeler üretmek yerine her üniversitede aynı bölümler ve sayıca aşırı kontenjanlar sonra niye bu kadar işsiz... ama buradaki benim anlatmak istediğim esas mesele yapay zekanın giderek egemen olduğu, insanlara ihtiyacın azaldığı, bilgiye kolay ulaşımın yanı sıra bugün doğru olan bir bilginin yarın geçerliliğini kaybettiği bu çağda, hazır bilgiyi sunan meslekler değil bilgiyi üretip satan veya onu kullanmasını bilen insanlar kazanacaklardır. Onun için bugünkü mesleklerin birçoğu yakın gelecek zaman içerisinde yok olacaktır.
Merhaba, bir sorum olacakti. spotify podcast listesi bir süredir guncellenmiyor. Bundan boyle sadece youtube uzerinden mi devam edecek?
Ogretmenler bazen cok acimasiz oluyor😢 sirf yazim kotu olmus diye o kadar sert ve aci bir tokat yedim ki ogretmenden 3 cu sinifdaydim daha...😔💔
Sinan hocaaaam! Lütfen beden eğitimi dersinin saçmalıklarına da başlık açar mısınız? Beden eğitimi derslerinde sadece 2 tur koşu yapıyoruz sonra da futbol voleybol ne hoşumuza gidiyorsa oynuyoruz ancak bedenimize uygun sporları iskelet sistemimizi ayakta tutan kas yapısını ve geliştirme yöntemlerini öğrenmiyoruz. Neden beden eğitimi dersleri ufak çaplı bir fitness halini almıyor ve mezunlar düzgün, sağlıklı postürleriyle Atatürk'ün de dediği gibi sağlam kafalırımızı taşıyan sağlam vücud sahibi bireyler olarak okuldan ayrılmıyorlar?
Hocam öğrencilere inisiyatif vermekten bahsediyorsunuz ama öğrenciler okula öğrenmek için gittiklerinin bilincinde değiller. Maalesef üniversite öğrencileri için bile geçerli bu. En basitinden ders ve mola saatlerini birlikte belirleyelim deseniz üniversitelerde bile 15 dk ders 45 dk mola olsun diyecek o kadar çok öğrenci var ki. İnisiyatif almak sorumluluk gerektirir ve bunun büyük kısmı ailede başlar.
❤❤❤
Kısa videolarda ön özetten dolayı çok tekrar gibi oluyor. Acaba video tekrar mı başladı hissi oldu.
Bence bu sistemin amaci tek tip robot. dusunmeyen insanlar yaratmak
Bu sistemin bende bıraktığı çok acı şeyler var .Daha bu yıl yks ye girdim. Okula başladığımdan itibaren spora sanata yönlendirmeyen becerilerimi keşfetmemde bana yardımcı olmayan , yönlendirmeyen öğretmenlere kırgın onları eğiten öğretmenelere ve bu saçma sistemi oluşturanlarada. Elimde somut hiçbir başarı yok gibi hissediyorum .Takdir belgeleri mesela ne işe yarıyorlar ? bence ben atletizm yarışmalarına katılmalydım, bu konuda eğitilmeliydim ya da sanatla resimle el becerileri gerektiren şeylerle ilgilenmeliydim . 7 yaşımdan beri beni kısıtlayan bu sistemin içinde hayal gücüm kim bilir ne halde.Ama ömrüm boyunca bunun pişmanlığını yaşamıycam beni eğiticek öğretemenler beni bulamamış keşfedememiş olabilirler ben kendimi daha çok keşfedicem ve becerilerimi daha ileriye götürmemde yardımcı olucak o insanları bulucam .Zamanı geldiğinde ben insanları yönlendiricem. Bu tarz içeriklerin olması çok güzel teşekkür ediyorum sizelere❤
Muhteşemsiniz🎉
Öğretim görevini üstlenenlerin idareci olma durumu ortadan kaldırılmalı bence. Öğretecek mi yönetecek mi? Ya da gerekeni yaparsa bugün öğretirken diğer mesai arkadaşları hakkında biriktirdiklerinin hesabını yarın idareci olduğunda sorabilecek mi? Bu ihtimalin önü tamamen kapanmalı. Hoca olmak her şeyi bilmek demek değil ki. Yönetim ayrı bir disiplin
🎉
Okul müjdesi olarak anlayabiliyoruz değil mi?🎉
Açık cezaevi yapmaya gerek yok işte ülkemizde, nereye baksak en aşağı 500 kişilik hapishanelerimiz olduğu için.
BU MESELE DAHA COK SU GOTURUR BURDA BITMEZ BU IS
Bizim ogretim goremedigimiz okullarda o flütu yedirirdi gardiyan.
Bir ülkenin gelişmesini sağlayan en büyük etken eğitimdir. Amerika ve Finlandiya bunun en güzel örnekleridir. En iyi, zeki, bilgili, eğitimli öğretmenler orada olduğu için Amerika bu kadar güçlüdür. Finlandiya'da en iyi eğitimleri ve en yüksek ücretleri hep öğretmenler alır çünkü Finlandiya bir ülkenin kalkınmasındaki en önemli şeyin eğitim olduğunu çözmüş ülkelerden biridir. Öğretmenlerin negatif olmasını istemiyorsanız - Finlandiya ve Amerika'da olduğu gibi - o zaman öğretmenlerin refah düzeyini, alım gücünü arttıracaksınız. Dünyanın en önemli mesleği öğretmenlik ama en düşük ücretleri de öğretmenler alıyor ülkemizde. Her gün geçim sıkıntısı yaşayan, bunu düşünen bir öğretmenin negatif olması kadar doğal, normal bir şey olamaz. Geçim sıkıntısı çeken bir insandan verim bekleyemezsiniz. Bir de tabii ne kadar ekmek o kadar köfte...
Bu durumda çocukların hiçbir suçu yok ki ben kendim de bir eğitimciyim evet refah seviyemiz düşük fakat eğitimci olmak bizim tercihimiz şartlar ne olursa olsun mesleğimizi hakkıyla yapmamız gerekiyor. Diğer şekilde mutsuz bir nesil yetiştireceğiz ve bu durum bir sirkülasyon haline gelecektir.
O zaman öğretmen olmayacaksınız .şartları bilerek geliyorsunuz.bu şartlarda benim eğitmeye dağılım diyorsunuz .aksi halde refah düzeyinizi yükseltecek işlerle ugrasacaksiniz .
@@hasanreis4104 Bu mantıkla o zaman herkes yazılımcı olsun çünkü en yüksek paraları yazılımcılar kazanıyor. Herkes bilgisayar mühendisliği okusun. O zaman yazılımcılık dışında başka bir meslek de kalmaz. Burada yapılması gereken ihtiyaç duyulan her alana yatırım yapmak, koşulları düzeltmek olmalı. Bir ülkenin kalkınmasını istiyorsanız öğretmenlere, hakimlere, savcılara, doktorlara, mühendislere gerektiği kadar parayı vermek zorundasınız yoksa o ülke asla kalkınamaz.
Lütfen yapın
Isin buyuk bir kismi anne-baba ise gitmek zorunda kaldigindan gun icinde cocuga cobanlik yapmak.
Peki çoçuklarımıza nasıl eytim vermemizi tavsiye edersiniz Sinan hocam
Önce buradan başlamak lazım "eytim" değil eğitim
Ali koç bunlari cemaat anlayisindan gelen kisiye anlatiyon da anliyo mu acaba bu sinan
ne?
@@kiandave3838 3 yasindaysan bu "ne" sorusunu cevaplıyım. Aksi taktirde zamanıma yazık
@@montana1063 Anlat bakalım anlatta aydınalım.
@@nazarrr2323 emret. Daha turkce konuşmayı bilmiyorsun. "Anlat da" denir. Oooo ...
@@montana1063 "bunları cemaat anlayisindan gelen kisiye anlatiyon da anliyo mu "Abi senin Türkçede pek iyi sayılmaz gibi haa QWLŞİÖMĞPŞ