BİRİNCİ SELÂM Her rûz bâmdâd selâmün aleykümâ An câ ki şeh nişîned ü an vakt Mürtezâ Tâ z’an nasîb bahşed ü dest-i Mesîh-i aşk Her mürde râ seâdet ü bîmâr râ şifâ Her sabah pâdişâhın ve onun makbûlü olan kişinin oturduğu yere selâm olsun! Nasıl ki aşk Mesîh’inin eli, ölüye hayat, hastaya şifa verirse, onlar da kendilerine bahşedilmiş olan nasîbden kullara lûtfetmek üzere orada otururlar. Haber kün ey sitâre yâr-i mâ râ Ki der yâbed dil-i hun-hâr-i mâ râ Haber kün an tabîb-i âşıkan râ Ki tâ şerbet dihed bîmâr-i mâ râ Ey yıldız! Sevgilimize, bizim kan içen gönlümüzü onarsın diye haber ver. O âşıklar tabîbine, bizim hastamıza şerbet versin diye haber ver. Derd-i Şemseddin büved ser-mâye-i dermân-ı mâ Bî-ser ü sâmâni-i aşkaş büved sâmân-ı mâ An hayâl-i can-fezâ-yi baht-sâz-ı bî-nazîr Hem emîr-i meclis ü hem sâki-i gerdân-ı mâ Bizim dermânımızın sermâyesi, Şemseddin’e olan aşkımızdır. Bizim varlığımız, onun sevdâsı uğruna her şeyi yitirmiş olmakdır. Sevgilinin o câna cân katan, şans getiren eşsiz hayâli, meclisimizin hem büyüğüdür, hem dolanan sâkîsi. Ey cân ü cihan cân ü cihan bâkî nîst Cüz aşk-ı kadîm şâhid ü sâkî nîst Ber Ka‘be-i nîstî tavâfî dâred Âşık ki zi Ka‘beest ü âfâkî nîst Ey cân, ey cihân! Ne cân bâkî ne de cihân. Kadîm olan aşkdan başka güzel de yokdur, sâkî de. Başka yerlere değil, ancak Kabe’ye mensûb olan âşık, yokluk Kabe’sini tavâf eder. İKİNCİ SELÂM Bî-dil şüdeem behr-i dil-i tü Sâkin şüdeem der menzil-i tü Gerdan bi-keşed can hemçü şütür Tâ zinde şevem ez bismil-i tü Gönlün için ben gönlümü terkettim de senin gönül evinde oturur oldum. Cân, sana kurbân olup ebedîlik bulmak için kurbanlık deve gibi boynunu uzatıyor. ÜÇÜNCÜ SELÂM Âşıkî ger z’in ser ü ger z’an serest Âkıbet mâ râ bedan sû rehberest İllet-i âşık zi illethâ cüdâst Aşk usturlâb-i esrâr-i Hudâst Âşıklık ister o taraftan olsun, ister bu taraftan, sonunda bizim için o tarafa rehberdir. Âşığın hastalığı, diğer illetlerden farklıdır. Aşk, ilâhî sırları gösteren bir üstürlâbdır. Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultândır ki hizmetçisi olanlar, pâdişâh olur. Bugün her kim Sultan Veled’e inanıp dergâhına yüz sürerse, fakîr ise bey olur, bey ise sultân olur. Ez evvel-i imrûz çü âşüfte vü mestîm Âşüfte bi-gûyîm ki âşüfte şüdestîm Yek lahza belâ-nûş-i reh-i aşk-ı kadîmîm Yek lahza belî-gû-yi münâcât-ı elestîm Bugün, baştan beri karışık ve mest bir haldeyiz. Karışık olduğumuz için, karışık sözler söylüyoruz. Bir an ezelî aşk yolunda belâ yudumlarız, bir an elest meclisindeki hitaba belâ (evet) deriz. Bâz resîdîm zi mey-hâne mest Bâz rehîdîm zi bâlâ vü pest Cümle-i mestan hoş u raksan şüdest Dest zenîd ey saneman dest dest Yine meyhâneden sarhoş halde döndük, yine yüksekden, alçakdan kurtulduk. Bütün sarhoşlar keyifle dönüyorlar. El çırpın, ey güzeller, el çırpın! An hâce-i hoş-likâ çi dâred Bâ yâr-i me-râ behâ çi dâred Ez rahmet-i Şems-i Dîn-i Tebrîz Her sîne cüdâ cüdâ çi dâred O yakışıklı efendi neye mâlikdir? Benim sevgilime karşılık onun sahip olduklarının değeri nedir? Tebrizli Şemseddin’in rahmetinden her gönülde ayrı ayrı neler vardır neler? Yâ Rab zi günâh-i zişt-i hod münfailem Ez kavl-i bed ü fi‘l-i bed-i hod hacilem Feyzî be dilem zi âlem-i kuds bi-rîz Tâ mahv şeved hayâl-i bâtıl zi dilem Yâ Rabbi! Çirkin günâhımdan dolayı pişmânım...Kötü sözümden, kötü işimden dolayı utanıyorum. Kudsî âlemden kalbime bir feyz ver de boş hayâl gönlümden gitsin. DÖRDÜNCÜ SELÂM Sultân-ı menî sultân-ı menî Ender dil ü can îmân-ı menî Der men bi-demî men zinde şevem Yek cân çi şeved sad cân-ı menî Sultânımsın, sultânımsın, cânımda, gönlümde îmânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir ki sen yüz cânımsın.
Sozlerini anlamasam da dinlerken..yorumda yazmissiniz okudum simdi cok tesekkur ederim... keske dinlerken direkt anlayabilsek...Huzur veriyor..Mevlevi tasavvufeserleri cok guzel. Hz Mevlana Celaleddin I rumiden ve onun guzel yoluna gonul vermis herkesten Allah razi olsun..Bizler onlari sevmekle sereflendik onlara layik degilsek de. Bu eserler ile gizmet veren Emegi gecenlerden Allah razi olsun
İnsanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır. Hamd, yalnız tek olan Allah'a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun. 💚 Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Eser tamamen saheser olmasinin yani sira ,icinde basli basina bir şaheser sayılabilecek bir bolum var ki 29.08 de baslar, 30.06 da biter burasi kaymak tabakasidir. Ehli anlar...
Thank you Mehmet bey. If you know the name of the gentleman who recites verses of the Quran in the end and whether there are other recordings of this same group and that gentleman. May Allah bless you.
Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi hz.leri ihvanına "kimsenin tarikine, cigarasına, sakalına bıyığına" karışmayın dermiş. İki dervişi Birgün Yakınlarda ki Mevlevi dergahına Mevlevi Zikri-ayini'ne gitmişler. Mevlevi dedesinin Gür bıyıkları gözlerine takılmış bir kere... Birisi dayanamamış sonunda. Arkadaşının kulağına eğilip = Bu dede Kızılbaş'mıdır acaba, demiş. O bunu söylediğinde Mevlevi dedesi gözünü bunlara bir dikmiş, bir nazar etmiş ki göğüsleri patlayacak gibi olmuş. Dışarı kendilerini zor atmışlar. Tekkeye varınca Ahmet Ziyaeddin hz.leri ile karşılaşmışlar. Daha onlar birşey demeden Ziyaeddin hz.leri= Adam gözünü bir dikti, diker yâ... Ben size kimsenin hâline karışmayın demedim mi diye tazir edip onların üstünde ki manevi yükü tasarrufatla almış...
BİRİNCİ SELÂM
Her rûz bâmdâd selâmün aleykümâ
An câ ki şeh nişîned ü an vakt Mürtezâ
Tâ z’an nasîb bahşed ü dest-i Mesîh-i aşk
Her mürde râ seâdet ü bîmâr râ şifâ
Her sabah pâdişâhın ve onun makbûlü olan kişinin oturduğu yere selâm olsun! Nasıl ki aşk Mesîh’inin eli, ölüye hayat, hastaya şifa verirse, onlar da kendilerine bahşedilmiş olan nasîbden kullara lûtfetmek üzere orada otururlar.
Haber kün ey sitâre yâr-i mâ râ
Ki der yâbed dil-i hun-hâr-i mâ râ
Haber kün an tabîb-i âşıkan râ
Ki tâ şerbet dihed bîmâr-i mâ râ
Ey yıldız! Sevgilimize, bizim kan içen gönlümüzü onarsın diye haber ver. O âşıklar tabîbine, bizim hastamıza şerbet versin diye haber ver.
Derd-i Şemseddin büved ser-mâye-i dermân-ı mâ
Bî-ser ü sâmâni-i aşkaş büved sâmân-ı mâ
An hayâl-i can-fezâ-yi baht-sâz-ı bî-nazîr
Hem emîr-i meclis ü hem sâki-i gerdân-ı mâ
Bizim dermânımızın sermâyesi, Şemseddin’e olan aşkımızdır. Bizim varlığımız, onun sevdâsı uğruna her şeyi yitirmiş olmakdır. Sevgilinin o câna cân katan, şans getiren eşsiz hayâli, meclisimizin hem büyüğüdür, hem dolanan sâkîsi.
Ey cân ü cihan cân ü cihan bâkî nîst
Cüz aşk-ı kadîm şâhid ü sâkî nîst
Ber Ka‘be-i nîstî tavâfî dâred
Âşık ki zi Ka‘beest ü âfâkî nîst
Ey cân, ey cihân! Ne cân bâkî ne de cihân. Kadîm olan aşkdan başka güzel de yokdur, sâkî de. Başka yerlere değil, ancak Kabe’ye mensûb olan âşık, yokluk Kabe’sini tavâf eder.
İKİNCİ SELÂM
Bî-dil şüdeem behr-i dil-i tü
Sâkin şüdeem der menzil-i tü
Gerdan bi-keşed can hemçü şütür
Tâ zinde şevem ez bismil-i tü
Gönlün için ben gönlümü terkettim de senin gönül evinde oturur oldum. Cân, sana kurbân olup ebedîlik bulmak için kurbanlık deve gibi boynunu uzatıyor.
ÜÇÜNCÜ SELÂM
Âşıkî ger z’in ser ü ger z’an serest
Âkıbet mâ râ bedan sû rehberest
İllet-i âşık zi illethâ cüdâst
Aşk usturlâb-i esrâr-i Hudâst
Âşıklık ister o taraftan olsun, ister bu taraftan, sonunda bizim için o tarafa rehberdir. Âşığın hastalığı, diğer illetlerden farklıdır. Aşk, ilâhî sırları gösteren bir üstürlâbdır.
Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur
Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur
Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultândır ki hizmetçisi olanlar, pâdişâh olur. Bugün her kim Sultan Veled’e inanıp dergâhına yüz sürerse, fakîr ise bey olur, bey ise sultân olur.
Ez evvel-i imrûz çü âşüfte vü mestîm
Âşüfte bi-gûyîm ki âşüfte şüdestîm
Yek lahza belâ-nûş-i reh-i aşk-ı kadîmîm
Yek lahza belî-gû-yi münâcât-ı elestîm
Bugün, baştan beri karışık ve mest bir haldeyiz. Karışık olduğumuz için, karışık sözler söylüyoruz. Bir an ezelî aşk yolunda belâ yudumlarız, bir an elest meclisindeki hitaba belâ (evet) deriz.
Bâz resîdîm zi mey-hâne mest
Bâz rehîdîm zi bâlâ vü pest
Cümle-i mestan hoş u raksan şüdest
Dest zenîd ey saneman dest dest
Yine meyhâneden sarhoş halde döndük, yine yüksekden, alçakdan kurtulduk. Bütün sarhoşlar keyifle dönüyorlar. El çırpın, ey güzeller, el çırpın!
An hâce-i hoş-likâ çi dâred
Bâ yâr-i me-râ behâ çi dâred
Ez rahmet-i Şems-i Dîn-i Tebrîz
Her sîne cüdâ cüdâ çi dâred
O yakışıklı efendi neye mâlikdir? Benim sevgilime karşılık onun sahip olduklarının değeri nedir? Tebrizli Şemseddin’in rahmetinden her gönülde ayrı ayrı neler vardır neler?
Yâ Rab zi günâh-i zişt-i hod münfailem
Ez kavl-i bed ü fi‘l-i bed-i hod hacilem
Feyzî be dilem zi âlem-i kuds bi-rîz
Tâ mahv şeved hayâl-i bâtıl zi dilem
Yâ Rabbi! Çirkin günâhımdan dolayı pişmânım...Kötü sözümden, kötü işimden dolayı utanıyorum. Kudsî âlemden kalbime bir feyz ver de boş hayâl gönlümden gitsin.
DÖRDÜNCÜ SELÂM
Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî
Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî
Sultânımsın, sultânımsın, cânımda, gönlümde îmânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir ki sen yüz cânımsın.
Allah razi olsun kardesim
Kur’an’ı okuyan o ruh kimdi acep…
Çeviriniz için çok teşekkür ederim
Yanlış bilmiyorsam Rahmetli Yahya Soyyiğit @@HunkarSoyturk-eg4yf
Sozlerini anlamasam da dinlerken..yorumda yazmissiniz okudum simdi cok tesekkur ederim... keske dinlerken direkt anlayabilsek...Huzur veriyor..Mevlevi tasavvufeserleri cok guzel. Hz Mevlana Celaleddin I rumiden ve onun guzel yoluna gonul vermis herkesten Allah razi olsun..Bizler onlari sevmekle sereflendik onlara layik degilsek de. Bu eserler ile gizmet veren Emegi gecenlerden Allah razi olsun
İnsanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır.
Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır.
Hamd, yalnız tek olan Allah'a mahsustur.
Tevhid ehline selam olsun.
💚
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Aliyyülâla 🌹
Ruhumuzun gıdası rahmani ne güzel ruhunuz şad olsun inşallah huu
İllallah Hu!
Emeğinize yüreğinize sağlık
Eser tamamen saheser olmasinin yani sira ,icinde basli basina bir şaheser sayılabilecek bir bolum var ki 29.08 de baslar, 30.06 da biter burasi kaymak tabakasidir. Ehli anlar...
Please tell us where and when this recording was made. Thank you
In the studio of the company called Kule İletişim located in Çengelköy...
İn 2000
Thank you Mehmet bey. If you know the name of the gentleman who recites verses of the Quran in the end and whether there are other recordings of this same group and that gentleman. May Allah bless you.
Kim bu dini bozmak isterse ALLAH onu iki cihanda bozguna uğratsın
Mevlevi ayini insanı dine namaza yaklaştırır binlerce ecnebi müslüman oluyor dinleyip İblis suret olanlara rahatsızlık verir
Fotoğraftaki Dücane değil mi ya ahahahaha
😅
Baştaki laga luga başarılı icra öncesinde kafa ütülüyor...
Laga luga olan sensin, ama bundan haberin yok, tirtsin yani.
Halden anlamayan dertliler
BUNLAR ŞEYHMİ YANI BIYIK KOMINIST BIYIK
Yani, bu zat sağcı solcu olaylarından çok çok önce doğmuş biri. Bıyığı nasıl komunist yapsın merhumu?
Halden anlamayan dertliler
Şeyhini sorarsan lik ceddül edebin; cümle fukarasına haşerat eylemiş.
Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi hz.leri ihvanına "kimsenin tarikine, cigarasına, sakalına bıyığına" karışmayın dermiş.
İki dervişi Birgün Yakınlarda ki Mevlevi dergahına Mevlevi Zikri-ayini'ne gitmişler. Mevlevi dedesinin Gür bıyıkları gözlerine takılmış bir kere... Birisi dayanamamış sonunda. Arkadaşının kulağına eğilip = Bu dede Kızılbaş'mıdır acaba, demiş. O bunu söylediğinde Mevlevi dedesi gözünü bunlara bir dikmiş, bir nazar etmiş ki göğüsleri patlayacak gibi olmuş. Dışarı kendilerini zor atmışlar.
Tekkeye varınca Ahmet Ziyaeddin hz.leri ile karşılaşmışlar. Daha onlar birşey demeden Ziyaeddin hz.leri= Adam gözünü bir dikti, diker yâ... Ben size kimsenin hâline karışmayın demedim mi diye tazir edip onların üstünde ki manevi yükü tasarrufatla almış...