TÜRKİYE'DE TARIM VE HAYVANCILIK - BÖLÜM 2
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 21 ต.ค. 2024
- Türkiye'de tarım ve hayvancılık alanında ne sorunlarımız var? Neleri ve neden ithal ediyoruz? Kendimiz yetiştiremez miyiz? Neden başka ülkelere bağımlı olmamalıyız?
Emperyalizm Bölüm 1 - • EMPERYALİZM - BÖLÜM 1
Emperyalizm Bölüm 2 - • EMPERYALİZM - BÖLÜM 2
Dünyanın Su Sorunu - • SU MESELESİ 1 - DÜNYAN...
Türkiye'nin su sorunu - • SU MESELESİ 2 -TÜRKİYE...
Kapitalizm - • KAPİTALİZM NEDİR? - Ka...
Kanala Abone Ol = bit.ly/2AhypAM
Discord Sohbet Kanalımız için bu linke tıklayın. - / discord
Sıfırdan İleri Seviye İngilizce Eğitim Seti = bit.ly/2sOjXOG
Sosyal Medya:
Facebook Sayfası = bit.ly/2iBqrLC
Twitter = bit.ly/2zp4M1s
İnstagram = bit.ly/2zDMM6o
Haluk TATAR = bit.ly/2hkm5fl
Merhaba VideoEgitim Kanalımızda , ingilizce , almanca , rusça , rusca , yabancı dil, kişisel gelişim , beden dili, gezi , vlog , yazılım eğitimleri, autocad, excel , word , outlook , photoshop , yazılım , cv hazırlama ve benzeri bir sürü video paylaşıyoruz. Siz de VideoEgitim Ailesine katılın
Türkiye'deki tarımda temel sorunlar:
1-) Büyük çiftçi kooperatifi yok.
2-) Girdiler çok pahalı durumda.
3-) İşçi ve köylü nüfusu azalıyor. Bu nüfus şehre göç edip modern kapıcılık olan güvenlikçi oluyorlar.
4-) Halciler ve tüccarlar asıl kaymağı yiyor.
5-) Gıdada büyük bir Kürt mafyası var. Halciler pazarcılar lokantacılar aracılar ( Çünkü onlarda kaçakçılık var ekstra geliri var.)
6- Türk köylüsü ve çiftçisi eğitimli değil. Tarımsal okur yazarlık yok.
7-) Köylerde sosyal hayat yok. Köylerde yaşayanların yüzde doksan dokuzu sinemaya gitmemiş konsere gitmemiş otele tatile gitmemiş durumda böyle bir hal varken şehire okumaya gezmeye giden oraları gören ve köyde kaldığı zaman bunları yapamayacağını bilen bir genci orada tutabilirmisiniz.
8-) Yerli tohum yok
9-) Markalaşma ve kalite yok.
10-) Standartlaşma yok
11-) Ürün planlaması ücret ve alım garantisi yok
12- )Tarımdaki aile işletmeleri son kuşaklarının yaşıyor yani devamı yok. Böyle olunca büyük sirketler kar amacı güder egerki kâr etmezse yapmaz aile işletmeleri böyle değildir.
13-) Yeraltı suları azalıyor. Suyu düştüğü içinde Ekim arazileri azaltılıyor. 50 dekar eken 25 dekar ekiyor.
14-) Finans kaynağı yok. Az biraz kazandığını faize kredi ödemeye harcıyor. Tüccara verdiği ürünün parasını peşin alamıyor bazen yarısını bazen birazını alıyor. Bazen üç ayda bazen 2 yılda alıyor ürünün parasını.
15-) Yönlendiren bilgilendiren yok. Kara düzen denilen olay var.
16-) Destek ödemelerini ekimi yapanlar değil tarla sahipleri alıyor. Alması gereken desteği alamıyorlar. 17-) Teknoloji desteği yok buda verimliliği ve öngürebilirliği düşürüyor.
18-) Ürün çeşitliliği yok. Herkes tek bir ürüne bağlanmış. Ama tek üründede en iyisini alamıyor.
19-) Tarla yapıları bozuk. Engebeli araziler. Miras yoluyla bir çok tarla bölünmüş durumda. Atıl ve boş durumda arazi oldukça fazla. Tarlaların toprak yapıları bilinmiyor yanlış araziye yanlış ürün ekiliyor.
20-) En önemli sorun ise devlet yanında değil üreticinin destek yerine köstek oluyor. Çiftçi üretmemeye zorlanıyor.
Sorunlar bunlar. Bu soruları çok iyi biliyoruz. Bunun içinde çözümlerinide biliyoruz. iki yıl bir proje üstünde çalıştık. Projenin ismi KÖYÜM( KÖY YAŞAM VE ÜRETİM MERKEZLERİ). Bu proje üretici ve tüketiciyi buluşturan. Teknoloji ile üreticiyi entegre eden. Adeta bir tarım zinciri kuran. Kaliteyi standartı verimi sağlayan. Denetlenebilir. Bunun yanı sıra sadece sistemin ekonomik yönündeki bozuklukların yanı sıra köylerdeki sosyo kültürel yetersizlikleri yaşam merkezleri sayesinde düzelticek bir tarımsal ekonomik kalkınma modeli ortaya koyduk. Üstüne basarak tekrar söylüyoruz sorunları çok iyi biliyor çözümlerinide çok daha iyi biliyoruz. 5 yıl sonunda dünya Hollandayı değil Türkiye ve Türk tarımını konuşacak. Bu projeyi sunduk ve dönüş bekliyoruz. Desteklerinizi esirgemeyin.
Sonuçtan haber verirmisin
Koy diye bisey kaldiysa yaparsin
Köyde yaşıyorum fakat lise için şehire gidiyorum ama yaşıtlarım gibi doktor,psikolog falan olmak istemiyorum ki yani iş de yok ayrı bir mesela amacım hollanda nın tarımını çok iyi öğrenip türkiye de uygulamak ve kaliteli tarım üretimi yapmak
@@rully6836 tebrik ederim seni umarım başarırsın🙏
Merhabalar Instagram adresiniz var mıdır tarim hakkında sormak istediğim bir kaç konu varda
Tarım ile uğraşan bir kişi olarak tarımın kurtuluş reçetesi
1- Her şehire ait tarım arazileri birleştirilmeli yani 81 adet tarım havzası.
2- 81 adet devlet kontrolünde çiftçi hisseli tarım şirketleri kurulmalı ve profosyenel bir şekilde işlemeli.Devlet bu şirketlerden 10 yıl süre ile vergi almamalı
3- İşi bilen sadece üst düzey az sayıda çiftçi bu şirketlerde çalışmalı geri kalan tamamen tarımdan çekilmeli çünkü tarıma zarar veriyor kaliteli üretim yapamıyor.Arazi miktarı az yatırım yapamıyor.
4- Yerli milli ekipman ve traktörler, yerli tohumlar,zıraat mühendisleri bu şirketlerde kullanılmalı ve geliştirilmeli Çiftçinin elinde olan traktörler ve ekipmanların hepsi toplanmalı ve bizden daha düşük olan ülkelere ucuz pahalı verilip elden çıkarılmalı
5- 81 adet tarım şirketlerini 81 adet sanayi kuruluşunla ortak entegre edip birlikte çalışmasını sağlamak
6- Boşa çıkan fazla tarım işçisi kurulacak olan tarımsal sanayi alanında değerlendirilmeli
BU YAZDIĞIM TAMAMEN TARIM REFORMU VE ELİMİZDE OLAN BU SİYASİ REJİMLE BUNLARA ULAŞMAK BİRAZ ZOR
BİZE BATAKLIKTAN ÇİFTLİK YARATABİLEN BEYİNLER LAZIM. MUSTAFA KEMAL GİBİ
Benim bu konuda söyleyebileceğim bir kaç şey var:
1) Ülkemizin tarım arazileri çok parçalı yapıdan oluşmaktadır. Örneğin; 100 da tarım arazisi olan bir çiftçinin 20 parçadan oluşmaktadır. Bu arazilerde birbirinden çok uzaklıktadırlar. Bundan dolayı işletme maliyetlerini çok fazla arttırmaktadır. Verimli bir tarım işletmeciliği için tarım arazilerinin bir an önce toplulaştırılması lazım. Hatta kamulaştırılması lazım. Böylece miras veya imar yoluyla tarım arazilerinin parçalanmasının önüne geçilebilir. Ayrıca devletin çiftçiliği kim yapacaksa araziyi 20-25 seneliğine ona vermesi lazım. Zaten bir çiftçinin, çocuklarının hepsinin çiftçilik yapması beklenen bir şey değildir. Sakın bu dediğimi komünizmle karıştırmayın. Mesela Amerika'da tarım arazileri miras yoluyla bölünmüyor.
2) Şu anda çiftçilerimizin yaş ortalaması 50'nin üzerinde. Şu anda yeni tarım tekniklerinin çiftçilere benimsetilmesi çok zor görünüyor. Çiftçiliği yapanların yaş ortalaması 30 ile 35'lere düşürülmediği sürece ülke tarımının ilerlemesi zordur. Bunun içinde tarımın cazip hale getirilmesi ve çiftçiliğin toplum nezdinde statüsünün yükseltilmesi gerekmektedir.
3) Pazarlama problemlerinin çözülmesi için muhakkak kooperatifleşme yoluna başvurulması gerekmektedir. Bu durum hem iç piyasadaki fiyat dengesizliğini gidermek için hemde ihracat kapasitesinin yükseltilmesi için elzemdir.
Yetkilinin umrunda değil çünkü halk durumdan şikayetçi değil
Halk durumdan haberdar bile değilki
Ali Ç. Uyuttular çünkü uyuduk hepimiz
Ali Ç. Aziz Nesin "Bir gün bu memleketin yanapına öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim. Notta şunlar yazılı olacak : Öyle güzel uyuyordun ki uyandırmaya kıyamadım!"
çünkü önümüze başka suni sorunlar sundular;haliyle aynı anda 70 soruna odaklanılamıyor,herkes kendi para hesabıyla meşgulken,açı bu kadar darken manzarayı kaçırıyoruz..
Mete İmdat Tekeli tarım dediğin şey tamamen beden gücüne hatta sömürüsüne dayalı ,doğanın koşullarına bağlı riskli bi şey aynı zamanda, güneşin altında köle gibi çalışıp yetiştirdiğin şeyin kilosunu 50 krş. dan satıyosan bırak parayı motivasyonunu kaybediyosun,istediği fiyata satamadığı için ürününü çöpe atan çok tanıdığım oldu,özetle emeğinin masrafının karşılığını hakkıyla alan kimse altın yumurtlayan tavuğunu kesmez.
Halk : Ne durumu yeağ
Hocam, sizi izlemeye başladıktan sonra gerçeklerle daha da yüzleştiğimi görüyorum. Ülkemizin sizin gibi insanlara gerçekten çok ihtiyacı var.
Hocam açıkçası bizim 50 dönüm arazimiz var , şuan baya zararına ekip biçiyoruz , ekip biçmemizinde tek nedeni dededen yadigar olup sahip çıkmamızın gerekmesi.
Ekininiz nedir acaba?
Düzelmesi için en az senin kadar araştırabilen ve düşünebilen insanların öncü olması gerekiyor abi.
Merhaba.Bir eleştirim olacak.Kanalınızı yeni keşfettim ve çok beğendim.Hemen hemen çoğunu indirdim tek tek izliyorum.Emeğinize teşekkürler. Eleştirime gelecek olursak , tartışma teknikleri kısmında mesela , o kadar hızlı geçiyorsunuz ki maddeleri, böyle olunca şöyle oluyor " evet güzel şeyler anlatıyor" "Harika teknikler" ancak uygulama kısmı yok. Yani bir kulağımızdan giriyor bir kulağımızdan çıkıyor.Önerim ise şu, bu tarz teknik dersleri daha yavaş daha örneklendirerek yaparsanız uygulama kısmında başarılı oluruz diye düşünüyorum.Gerekirse bir konu 2 video etsin ancak çok daha yararlı olacağını düşünüyorum.
Özetle: Hızlı hızlı maddeleri okumaktansa,tek tek teknikleri kullanabileceğimiz yerleri,nasıl kullanacağımızı söylerseniz çok daha yararlı olacak
teşekkürler
Burak komurcu ya katılıyorum hocam bu konuda daha detaylı ve orneklendirerek videolar paylasirsaniz sevirim. Ayrıca kendi gözlemlerim sonucu devletin verdiği destekleri birçok çiftçi amacına uygun olarak kullanmıyor.
Maalesef çok uzun videolar ve daha da uzar bu durumda ama
Video Eğitim japonya'da yüksek lisans için bir video çekebilirseniz sevinirim.
Saygi deger hocamiz satirlar arasinda uygulanmasini dile getirmese de anlattiklarinda ve görsel olarak izlediklerimizden iyi kavradigimizda cok sey anlasiliyor ..
videoların uzunluğu sanmıyorum ki izleyiciler için sorun olsun. videolarınız 10 saat dahi olsa zevkle sıkılmadan izler notlarımı alırım. daha verimli olacağına inandığınızı yapın tabi ki ama uzunluk izlenmez korkusu yaratmasın. şahsi görüşüm. teşekkürler.
Kuru fasulye bizim milli yemeğimiz ama nasıl oluyorsa kuru fasulyenin içindeki et sırbistan dan, pirinçi mısır dan, Kuru fasulyesi Çin ve kırgizistan dan geliyor Bn bu işten hiç bişey ANLAMADIM(,☹️🔫)
Sırplar helsl kesim yapıyor o yüzden oradan alıyoruz 😂
Tarım için önce köyleri birleştirmek lazım. Bülent ecevitin köykent projesi doğru çözüm olabilir. Birde insanlar yaşam için şehirlere göçüyorlar. Evlatlarına iyi eğitim sağlayabilmek için daha kaliteli bir hayat ve daha çok imkân için. O insanları belli yerlerde birleştirip onlara güzel bir yaşam sunmamız lazım ki köyleri bırakmasınlar.
kişisel gelişim videolarınızdan buraya geldim. Keyifle izliyordum.Bu videoyu izledim bütün keyfim kaçtı.Okullarımızda ders olarak verilmesi gereken konuları anlatıyorsunuz.
Hocam mükemmel bir çalışma yapmışsın sesini bütün kitlelere duyurmak lazım ülke ekonomisinin bizzat içinde olman gerektiğini düşünüyorum malesef yönetilemiyoruz senin gibi öncülere ihtiyacımız var bu ülke hepimizin...
abi inş kanalın abonesi bi 10 milyon olur en azından bilinçli nesil yetişir amin :)
kardeşim inanmak gerekiyor önce bende biliyorum yakın zamanda olamaz ama insanlar bu kaoslu ortamdan sıkılıp bişeyler yapmaya çalışınca gelebilecekleri yerlerden birisi burası en azından bütün gün wp ınstada dolaşıp 24 saatin 15 inden 1 ini bile ayırsa bir şeyler gelişir
Herkes layık oldugu şekilde yaşıyor sizinle beraber cem sefmen inde izliyorum tşk ediyorum
Hocam sayenizde yeterli bilgiye fazlasıyla sahip oldum çok çok teşekkür ederim güzel paylaşımlarınız için
Hocam herşeyi çok güzel açıklamışsınız elinize sağlık .Bende köyde yaşıyorum ve malesef köylü ürettiği ürünü satmakta büyük güçlük çekiyor ürün ne kadar kaliteli olursa olsun pazar bulmakta sıkıntı var ilk olarak köylüye malını satabilmesi için pazar oluşturulması lazım. Bursa da köylü kirazını satıyor bahçeden 2 liraya Ankara'da markete 10 lira 15 lira sonucunda işçiliği,gübrelemesi,ilaçlaması ve yakıt giderlerini katarsak malesef köylüye birşey kalmıyor başkaları üreticiden daha fazla kazanıyor, kiraz üzerinden konuştum ama köylünün sattığı her ürün için bu geçerli. Durum bu olunca insanlar bir dahaki seneye ağacını kesiyor ve ürün piyasadan yavaş yavaş çekiliyor, yerine başka birşey eksede yine aynı durum ortaya çıkıyor değerlendirmede sıkıntı oluyor yani yine hüsran. Bu konularda köylünün devlet tarafından hem desteğe ve hemde eğitime ihtiyacı var umarım bir çözüm yolu bulunur ve inşallah tarım ülkesi olduğumuzu artık hatırlarız.
Hocam tohum konusunda şuan halk neler yapabilir bizler nasıl koruyabiliriz çünkü devlet korumuyor
Merhaba hocam. Video 2 yıl olmuş ben dün keşfettim kanalı bugün de tarım denk geldi onu izliyorum. Ben eski bir çiftçiyim. Babam hala devam ediyor. Nohut üzerine yazacağım. 3 yıl önce kilosu 10-12 TL ye tohumluk nohut alıyorduk. Satarken kilosu 4-5 TL idi. Ülker hastalığı diye bir hastalık çıktı( yağmur yağdıktan sonra nohutun yapraklarında ki koruyucu katman yıkanıyor, güneşle ilk temasta nohut mantarlanıp kuruyor). Üzerinden 2 yıl geçti. Ortalama 1500 dekar nohut ekiliyordu köyümüzde. 2019 ve 2020 yılında 1 dekar dahi ekilmedi. Sebebi de ithalat. Nohutun kilosu 1-2 TL ye düştü. Bizde bir söz var "hakı bokunu ödemiyor" diye. Kimse de ekmiyor. 200-250 dekar nohut ekerdik, şimdi yanından geçmiyoruz.
Vatandaş kendini geliştirir ve geliştirilse yanı bilinç kazandırmakla olur
Hocam uzundur kanalı severek takip ediyorum. Önceleri kişisel gelişim videoları ağırlıktayken şimdilerde daha küresel konuları ele alıyorsunuz. Bir konuyu birçok açıdan bilip onun hakkında konuşabilmek tartışabilmek de eşsiz bir kişisel gelisimdir nihayetinde. Son formatınızı bu yüzden mükemmel buluyorum. Ve eğitim kısmında bur talebim var. Keşke uygun gördüğünüz bir program dilini bu kanaldan öğrenebilsek
Teşekkürler. Ordu dan selamlar. Bizde fındık yetiştiriyoruz ama fındık alım politikaları yüzünden dönüm başına üretim oldukça düştü ve araziler oldukça bağımsızlaştı.
Haluk abicim; yapmış olduğunuz bu güzel ve faydalı çalışmalardan dolayı çok teşekkür ederim.. bir nebzede olsun bizlerin bilinçlenmesine, vesile olduğundan dolayı rabbim hem bu dünyada, hem ahiret de en güzel şekilde seni mükafatlandırsın inşallah...
Hocam izliyoruz, gerçi bazılarımız farkındayız ama yine de izliyoruz, istatistikler her zamanki gibi içler acısı duruyor, içinizi karartık, şimdi, biz onlar gibi nasıl üretebiliriz, onlar neyi farklı yapıyorlar da verim bu şekilde yükseliyor, bizde aynı yoldan gidebilir miyiz, gidersek yolumuz ne şekilde kesilmeye çalışılır bununla ilgili bir video gelirse çok güzel olur, elinize emeğinize sağlık
Arkadaşlar video'yu beğenmeyi yorum yapmayı ve paylaşmayı unutmayın destek olun daha çok insana ulaşsın.
Haluk hocam emeğinize sağlık her şeyi çok güzel anlatınız.çözüm olmalı ülkemiz de bissürü üniversite mezunu gençler var. Ziraat öğrencilerine devlet imkan verse ıssız çok sayıda ziraatci var bunlara iş verse köylere yollasa anlatsalar bilgilendirse teşvik etse köylü sakladığı yerli tohumu gün yüzüne çıkar sa anlatsa ve o tohumları fazla fazla üretip olmayan yerlere ziraatci arkadaşlarımız sayesinde bütün ülkeye yayılsa çok iyi olmaz mı hem ıssız sayısı azalır hem üreten yerli bi ülke oluruz. Birileri para yemek yerine para kazanılması gerektiğini soylemeli ama herkez günü kurtarma peşinde kim değecek bunlara ve söyleyecek kim başlatacak bu mücadeleyi . Umarım milyonlarca aboneniz olur ve herkez bişeyin farkına varır saolun hocam
Bence bizim sorunumuz:
ürünümüzü iyi tanitamamiz
Devletin çiftçiyi desteklememesi
Çiftçinin bilimden uzak tarim yapmasi .Aslinda bunlarin hepsi devlet destegiyle gayet kolay çözülebilir.
Yutup Türkiye deki en gerekli ve en güzel kanalsınız böyle devam edin. Türkiyenin bu durumdan çıkması gerçekten zor gibi gözüküyor. İnşallah ölmeden önce türkiyenin geliştiğini görürüm ve geliştiren insanlardan olmak istiyorum 16 yaşındayım ne yapmalıyım ve gençlerin yapması gereken şeyler nelerdir. En sevdiğim kanal böyle devam edin.
Birde Allâh aşkına biride çıkıp elektrikli traktör yapsın ki köylü ş mazot belasından bir kurtulsun.
Hocam bu konuda gençlerimizi fişeklemeliyiz bilgilendirmeliyiz ki daha fazla gündeme gelebilsin
Bu videoyu izlerken yemiş olduğum işlenmiş yer fıstığı Menşe: Arjantin dir. Anlatılanlarla bir bir günlük hayat da rastliyoruz Haluk hocam
Permakültür ve aquaponic sistemlerin artık ülkemizde yaygınlaşması gerekiyor. Kendim de bu konuları öğrenmeye çalışıyordum ama asıl önemli olan dış ticaret konusunda da çalışmam gerektiğini fatkettim. Çok güzel bir çalışma, elinize sağlık.
Videolarınızı ilgiyle izliyorum. Emeğiniz için çok teşekkürler. Hazır tarım konularına girmişken “Permakültür” ve “tatuta” konuları hakkında da videolarınız olması çok iyi olur diye düşünüyorum.
Hocam çok iyi anlatıyorsunuz tüm anlattıklarınız dan çok büyük şeyler kazandım. Okumuyorum orta okul mezunuyum özel sektörde çalışıyorum ama araştırmayı çok seviyorum. Sadece bu seri de İçim karardı bu bizim ayıbımız evet. Allah sonumuzu hayır etsin. Rabbim sizin gibi büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin ki bilinçlenen bi gençlik olsun. Başarılarınızın devamını dilerim
Merhabalar hocam! Tarım denince bir ben birde patates olmazsa olmaz😁şimdi en can alıcı nokta buğdaydan başlayalım. Tamam kabul ediyoruz 2012 yıllarında bir kıtlık vardı ama çok büyük deyildi, karaborsa birazını topladı sıtok yaptı genede elde hala saman vardı. “Kişisel önerim” Elde olan samanı toplasalardı ardından dışardan yuro dolar ile alıcaklarına aradaki farkı mecburen karaborsacılara verip eşit bir şekilde dağıta bilirlerdi. Tabiki cezai işlemler olsaydı bunada gerek olmazdıdaaa, neyse çok dağıtmayalım. Sonunda dışardan alındı haberler yayıldı hadi diyelim bir sene kıtlık yüzünden aldılar ertesi sene niye dışardan aldılar elimizde saman varken, evet elimizde saman vardı dışardan gelen saman yüzünden oda kaldı elimizde, geçelim bi ertesi seneye niye durmadı alım eldeki saman ekim maliyetini karşılamadı. Ettimi üç sene biz bittik, ben bunu şehirliye açıklayamadım dilimde tüy bitti anlata anlata yaşlandım yemin ediyorum çünkü bilmiyolar halimizi. Açıklamaya çalışayım biraz bilmeyenlere, bir çiftçi bir maldan iki yada üç sene zarar ettimi birdaha ekmez. neden? Zaten çiftçinin aylığı geliri yoktur krediyle eker krediyle biçer “aradaki faizi atlamayalım” . Kabaca bir hesap yapalım bir sene ektik krediyle “unutmayın ki türkiye bankaları en iyi karaborsacıdır” aldığımız para mazota, gübreye, elektiriğe, suya, okula giden çocuğa, yurt parası okul parası........ “ e köyde üniversite olucak hali yokya, bide evdeki bütün çocuklar okuyamaz krediyle, erkekler okur kızlar çalışır eve tarlayada adam lazım... neyse devam edelim” ektiklerimizi işletmeye ve hasat olana kadar yiyecek içecek parası derken siz hesaplayın kredinin miktarını, yidik iiçtik güzeel hasat yaptık iyi kötü, bir haber geliyo dışardan şu gelmiş bu gelmiş elimizdekiler yarı fiyatınada değil de çeyreğine düşüyo, yandımı içimiz dur daha birinci sene. Kredinin yarısından fazlası ödencek kaldımı neyse inşallah seneye. “önümüzdeki maçlara bakıp hiç kazanamadığımız gibi”12 ay üreyecek kredinin fayizi gelecek seneki hasata kadar bide elde parayok bi kredi daha çekeriz “ooh ne güzel sanki babanın parası” neyse onlar kardeş kardeş büyüye dursun. Bir felaket daha dışardan şu geldi bu geldi, eee kardeşim sen anla halimi daha ikinci seneden iflası gördünüz bide durun daha diyer ürünlere başlamadım bu sadece saman biz daha napalım, üçüncüdede aynı k... yiyince köylü ayağa kalkamadı. Sonra bizde ekmedik bidaha ( yalandııı gerçek oldu)
Sergen Tunca özür dilerim yazılarım çok uzun ve kötü bende bundan korktuğum için diğer konulara girmedim 😁
Sergen Tunca bir saattir yorumunuzu arıyorum buldum sonunda. Hem merak etmeyin eminim Haluk hoca hepsini okur, çok önemli bu konular. 👍🏻
Sergen Tunca tam adamına çattın ben bir buçuk yıldır fransada yaşıyorum çiftçiliği bıraktım başka çarem yoktu
Sergen Tunca üzgünüm başka çarem yoktu eşim burda yaşamayı tercih etti eğer sistem değişirse dönmeyi düşünüyoruz
2006da cikarilmis tohum yasasi ile bittik biz. Ciftcimize zorla gdolu tohum aldirdik ve daha kotusu bununla ovundu o zamanin tarim bakani. Uzucu
Sinan STY gdo lu tarimi bulup baslatan vakifin sahibi rockefeller. John rockefeller. Adamlar yiyecegimizi ele gecirmek icin calistilar. 1945ten itibaren nobel baris odulu alan insanlara bakacak olursan hepsi tarim ve tohum uzerine almistir. Genelide rockefeller vakfinin destekledigi bilim insanlari. Oncelikle hindistani ele gecirdiler 1980de. Sonrada turkiye cin gibi ulkeleri ele gecirdiler. Bizim tarimimiz ozal doneminde zararlar gormeye basladi elimiz cok gucsuz tutulup her zaman ne istedilerse yapti bu firmalar. 18 kasim 2006da yasalastirilan tohum yasasi sonrasi bir suru ufak capli eylem yapildi ama nafile. Turkiyede sadece ic anadolu bolgesinde yetisen 148 cesit endemik bugday oldugunu biliyo musun? 1947de turkiyeden giden kizil tohum adli olan bugdaylari meksikada genleroyle oynayip dunyaya sattilar. Asiri soguklara bile en yatkin olan bugday turkiyeden cikti. Ben mi nerden biliyorum bunlari? Merak edersen kitabin adini seve seve soylerim
Saklı seçilmişleri okudun değil mi?gece kabuslarima girecek neredeyse
cansu dalgıç baska okuyanlarida gormek sevindirici. Tesekkur ederim
valla hocam ne kadar teşekkür etsem azdır bu güzel bilgiler için ağzınıza saglık
İçim darlandi canım sıkıldı hocam..izledim sonuna kadar..yine müķemmel bir video..
Ben bir ziraat mühendisi olarak ülkenin bu içler acısı, vahim halini gözler önüne serdiğiniz için teşekkür ederim haluk hocam. Ne yazık ki tüketim toplumu haline getirildik tarım hayvancılık bilinçli olarak bitirilme aşamasında. Ülkede 50 bin işsiz ziraat mühendisi ordusu var. Bu işin eğitimini alan insanlar neden boşta gezsin ki ? Mevcut Tarım bakanı tarımın T'sinden anlamıyor bakanlıkta üretime yönelik hiç bir proje yok. Velhasılı kelam kendi sonumuzu malesef ama malesef kendimiz hazırlıyoruz..
Hocam anlamadığım bir mevzu var. Ihracat için açtığınız bazı top 15 sayfalarında import(ithalat) yazıyor. Gözümden kaçan bir nokta mı var? Kendim araştırdığımda Türkiye 2017de dünya portakal ihracatında 8. Sırada.
Nokta atışı tespitler teşekkürler kaynaklı bilgiler için.Sizden ricam yapmamız gerekenler hakkında dünyadan örneklerle ayrıntılı bir araştırma
Merhabalar, Fikirlerinize kısmen katılıyorum. Satamamak konusunda %100 katılıyorum. Ancak üretim ayağında Tüik verilerinin ne kadar sağlıklı olduğunu tartışmamız gerekiyor. Ülkemizde kaliteli üretim sorunu yoktur. Örneğin, Isparta - Gelendost elması bana göre dünya standartlarının oldukça üstündedir. Ayrıca verimleri de hiç fena değildir. Ancak pazarlama konusunda okadar iyi değiller bu net. Ancak tarımın ülkemizdeki geleceği biraz da firmalaşma veya profesyonelleşme yönünde gibi görünüyor. Büyük firmaların bu konulara yatırım yapmasının nedeni de budur ve pek çok örneği de mevcuttur. Buna paralalel yabancı şirketlerin pek çoğu Türkiye pazarına girmek istemektedirler çünkü Türkiye pazarı tarımsal anlamda büyüyen pazardır ve büyüme ivmesi devam edecek gibi görünmektedir. Pamuk ekiliş verilerini izlerseniz bunun muazzam örneğini görürsünüz. Eğitim sorunumuz evet var ancak şu an içinde bulunduğumuz coğrafyada Avrupanın bir kısmını hariç tutuyorum, tecrübeli ve donanımlı insan sayımız hiç de azımsanacak durumda değildir. Birim alandan aldığımız verim kesinlikle artmaktadır. Ceviz örneği için de birkaç cümle söylemek isterim. Evet şu an için yeterli ceviz üretemiyoruz, ancak son yılda dikilen cevi fidanlarınının sayısını araştırırsanız karşımıza muazzam bir tablo çıkar. Pekçok üründe olduğu gibi üretim yatırımımız yakın gelecekte geri dönecektir. Siz söylemiştiniz sanırım: Tarım Türkiye için petroldür ve bu bilinç gerçekten artmakta ve profesyonel anlamda gelişmekte. Yabancı şirketler ve işletmeler de bunun farkındadır. Saygılar sunar, teşekkür ederim.
Nitelik, nitelik, nitelik her zaman bunu savunacağım. Her yerde üniversite açmak eğitimi geliştirmez. Galiba anlatamayacağız.
Haluk abi umarım bunları okursun. Köylü küstürüldü bezdirildi abi. Ben köyde yaşadım büyüdüm halada köydeyim. Bu zamana kadar büyüklerimden tek duyduğum cümle oğlum köyden kurtulun oldu. Çünkü biz ne kadar çalışırsak çalışalım asla kazanç elde edemeyiz köylü olarak sadece yaşayabiliriz ve senin dediğin gibi kente göç edenlerde geri gelmezler köye bu kültürümüzü bitirdi artık hangi ürüne veya geleneğe bu bizim gelemeğimizdir adetimizdir diyebiliyoruz. Bundan sebep ülkenin çöküşüne girdiğimizi düşünüyorum ben. Şu anda köyde süt satıyoruz biz çok az günde 50 kilo falan süt satış fiyatı 1.30tl bu süte kaymağı falanda dahil bu arada. Size satılan çikolatalı 200ml süt fiyatı 1.5tl bunların içide genelde yağsız oluyor bildiğim kadarıyla bunları söylememdeki amaç ticareti yapanların ne kadar yüksek oranda kazanç sağladığını göstermek. Süt sattığımız firma aynı zamanda bize yemde satıyor seninde dediğin gibi bizi bağladılar çünkü yem borcumuz aldı başını gitti.50 kilo yem 65 70 tl arası. Şunuda ekliyeyim ekilen alanlar bundan 15 sene sonra emin olabilirsiniz bir anda düşecek çünkü şu anda köylerde kalan insanların yaş ortalaması 45 civarı benim gördüğüm gençlerin köyde durmamasından dolayıda bu yaş ortalaması sürekli yükseliyor. Son sözüm şu ki geçmiş olsun memleketim kara günlerimiz yakındır.
Ben coğrafya öğretmeni Celil BAHÇECİ videolarınızı yeni yeni izlemeye başladım. Düşüne düşüne - tarta ölçe izlediğim halde, eleştirebileceğim çok az konu bulabildim. yaptıklarınızı önemsememin sebebi söyledikleriniz benim de derdim. Ülkenin derdi. Bendeniz de derslerimde sürekli bahsediyororum fakat, gönümüz gençlerinin öncelikleri farklı, sadece not odaklılar veli de öyle..
Bence işin biyolojik kısmına inmeliyiz. Biz de bilimi, tohumun yapısını anlamak için kullanırsak ve hayvanların daha fazla verim için ne bileyim her türlü şeyde yüksek verim almak için bilimi kullanırsak; bilgisayar teknolojisini iyi kullanırsak işte o zaman lehimize istatistikler elde edebiliriz. Yalnız dediğiniz gibi üretmek yetmiyor, onu pazarlamak da ayrı bir mesele. Adam akıllı satmalıyız. En çok isyan ettiğim şey, üretimde tepelerde olduğumuz şeyler için bile pazarlama yeteneğimiz çok kötü. Hiç üretmeyen ülkeler bizden alıp daha pahalıya satabiliyorsa ya da bir ürün yaratıp geri bize 3 - 4 katına satabiliyorsa bu işte bir yanlışımız var demektir.
Ömrü hayatım boyunca çiftçilik ile uzaktan yakından alakam olmadı ama naçizane fikrim şu ;
Devletin gereksiz beton yığınlarına ayırdığı bütçenin sadece çeyreğini bile tarım ve hayvancılık konusunda destek olarak kullanması tabi ki sadece beton yığınları söz konusu değil kısa mesafe seyahatler için bile 30 40 tane son model yüksek hacimli makam araçlarına harcanan para itibardan tasarruf olmaz adı altında yapılan yazlık kışlık saraylara harcanan paranın çeyreği tarım ve hayvancılık için harcansa birde ülke sınırlarını çocuk parkına çeviren mültecilere para yedirmekten vazgeçtikleri zaman ülke tarım ve hayvancılıkta zirveyi görecek duruma gelecektir.
Yıllarca okulda Anadolu da geçim kaynağı tarım hayvancılıktır diye öğretildi günümüze bakınca zerre alakası kalmadı.
Haluk bey, çok güzel araştırmalar sunumlar yapıyorsunuz. Bu araştırmaları yaparken nasıl bir yol izlediğiniz ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Teşekkürler.
Hocam şimdi bile tamamen yerli uçak üretemezken 100 yıl önce nasıl üretebildik çok merak ediyorum bunun için bir video yapabilirmisiniz?
Bu konuda teyfik uyarın açık bilim de yayınlanan bir podcasti var tavsiye ederim.
hocam süpersiniz valla zaman nasıl geçiyo anlamıyom ve bence hiç bişeyi atlamadınız hocam bide kılı kırk yarmışsınız tebrikler
Ve ipek bocekciligi..solucan gubresi..trüf mantari çok kazandırıyor birde safrancilik
Oldukça kaliteli bir içerik.
Yapılan ihracat ithalat döviz üzerinden olduğundan ve dövizin sürekli artışından zaten cari açık daha fazla artıyor. Sadece tarımda değil diğer sektörlerde de ürettiğimiz ürünler katma değeri yüksek ürünler olmadığı, geleceğe yönelik istihdam sağlayacak adımlar yerine paralar betona gömüldüğünden, üretim yöntemlerimizin verimlilikten uzak olmasından dolayı durum pek iyi değil. Ama umutsuzluğa da kapılmamak lazım. Strateji oyunlarını bilen bilir en başlarda tarla yaparak başlarız tarım sektöründe devrimlerin olması lazım ve bu sektörde verim olması içinse eğitimin olması şart.
İnşallah hocam bundan sonra iyi olur şimdiki hazine başkanı dediklerinize paralel şeyler söyledi Umarız dediklerini yaparlar
Haluk hocam siz herşeyi çok güzel aciklamişsıniz . Turkiyede birde arazi bölunmesi sorunu var eskiden büyük çapta yapılan tarım şimdi bölünerek etkinliğini kaybetmekte , küçük araziler boşa çıkmaktadır.bizim tarımdan para kazanmamız için verimli şekilde üretip ,büyük arazilerde tarım yapmamız gerekir. (Ayrıca hocam Ankara üniversitesinde ziraat mühendisliği okuyorum sizi fakultemize davet ediyorum )
Selamlar,
Ürettiğimiz ürünlerin ihracatı için doğru pazarları bulma konusunda hangi kaynaklardan/araçlardan faydalanabiliriz? (Ticari ateşeler vb. gibi)
Hocam iki videoyuda izledim, en başta çiftçinin mazotundan vergi almamalıyız, çiftçiyi teşvik için ürününü TMO almalı ve ayrıca geri ödemesiz KOSGEB İŞKUR çiftçiye geri ödemesiz hibe vermeli ve devlet kontrolünüde yapmalı.. sonra ithalatta doğru pazarı bularak mahsüllerimizi değerinde satmalıyız.. hocam iyiki varsınız.. sevgiler
Çok güzel anlattınız. Verilerle çözümlerle tebrik ederim. Ucuza satıp, pahalıya alıyoruz ne yazık ki. Ben kendi adıma mümkün olduğunca üreticiden alıp üreticiye destek vermeye çalışıyorum arz ve talep dengesini oluşturmak adına. Çiftçinin gönlünü kazanmak gerek hem halk olarak hem de devlet olarak.
Abim selamlar,
Dikey tarım diye birşey var çok küçük alanlardan çok fazla hasat alınabiliyor ve kendi kendine yeten bir sistem yapıyorlar. Düzeneğin altına yapay balık havuzu koyuyorlar bu sayede bitkilerin daha verimli şekilde yetişeceği mineralleri vitaminleri balıkların olduğu bu sudan almasını sağlıyorlar. Büyük bir alan olmadığı içinde artık traktörlere falan gerekte kalmıyor yakıt masrafı yok, pahallı gübreler yok mis. Ama bizim insanımız geleceğini düşünerek bugüne böyle bir yatırım yapmaz. Kendisinin 10 yılda yakacağı mazot alacağı gübre , ilaç vs bu sistemin fiyatının belki 5-6 katı olacak. Yani bizdeki bu düz mantık hep kaybedecektir.
Ulan hiçbir konuda iyi olamıyoruz çok vahim bir durum. Ne eğitim ne sanayi ne tarım... İşin garibi hiç değişmiyoruz, ders almıyoruz, sorgulamıyoruz.
Bir tane insan da ya bu gümrük vergisi neymiş bize zarar veriyor iptal edelim demiyor. Memleketten umudunu kesiliyor insanın. O kadar kısır tartışmalar içindeyiz ki kafamızı kaldıramıyoruz
09:57 başlı başına bir video konusu, sadece çiftçilere indirimli mazot satışı yapacak Tarım Kredi Kooperatifi gibi kuruluşlar olmalı
Tarım alanlarında hangi bölgede hangi ürünün üretileceğini devlet belirlemeli,
Hayvancılıkta et ve hayvan yerine Türki cumhuriyetlerden yem maddeleri alarak üretici desteklenmeli.
Tarım alanlarının imara açılması engellenmeli
TMO Et ve Süt Kurumu gibi kurumlar üreticiyi sübvanse edecek alımları yapmalı ve üretim devam etmeli
Veteriner Hekim olarak sahada çalıştığım yıllarda artık hayvancılığı bırakacaklarını söyleyen köylülere "az da olsa kar ediyorsanız üretimi bırakmayın, üretimde bereket vardır, bir sürü çarkı döndürür ve bir sürü kişi evine ekmek götürür. Sen üretimi bırakırsan en sonunda senin üretmediğini ülke olarak para verip dışarıdan almak zorunda kalırız" diye açıklama yapardım
Haluk abi zirilyon tane yorum içinden benimkini okur musun bilmiyorum ama yazayım.
Rahmet amcam köylüydü çiftçiydi. Amcam vefat edince amcamdan kalan araziyi ekebilsin diye yengemin tüm masraflarını babamla karşıladık. Geri almak kaydı yok. İstiyoruz ki yengemiz hiç harmadan kazansın maksat ola yardımcı olmak. Yengem araziyi ekti biçti kazandığı bizim harcadığımız ile hemen hemen aynı idi. Üç beş sene biz masrafı karşıladık yengem biçti ve kazandığını kendine aldı. Baktık bizim aslında tarla kar etmiyor ekmeyi bıraktık. Yenge dedik biz bu parayı sana verelim sen bu parayı gönlüne göre kullan tarla ile uğraşıp yorulma. Artık böyle yapıyoruz. Üretmek istedik kazanmak istedik ama olmadı.
Okurum kardeşim.
hocam Avusturalya'da vizemi uzata bilmek için tarlada belli bir süre çalışmam gerekiyor buraya gelen bütün dünya vatandaşları vizelerini uzatmak için tarım işi yapıyolar aynı bu şekilde Türkiye'de Suriye'lilere tarlada çalışmak koşuluyla oturum izni veya vatandaşlık tarzında politikalar izlerse hem Suriye sorunundan hem tarım sorunundan beraber kurtulabiliriz.
Bence Tarım İçin Eğitim Verilmelidir Ve Nasıl Arava İçin ehliyet ruhsat varsa tarımdada olmalıdır. Çifciliğe Serbest mesleklek olmaktan çıkmalı ve gerçek bir meslek dalı olmalıdır.
turkiyede hayvanciligini yonca ve melez irklar kurtarabilir et urertimi icin sentetik yem kulanmadan belli yaşlara kadar etlik hayvan sadece yonca ile yetistirilir. 3 yildir sentetik yem almadan yirmiden fazla hayvan yetistirdim biraz daha ucuza gidiyor ama fabrikalar tarafinda somurulmuyoruz
Benzin fiyatlarını bahane edip sebze ve meyvenin yüksek fiyata satılmaması için hızlı demir yolları yapılmalı böylece daha uyguna ve daha taze meyve sebzelere sahip olabiliriz hatta vagonların üstüne güneş paneli konulup enerji ihtiyacı düşürülebilir
Acilen Tarım arazileri koruma altına alınmalı...
haluk hocam video için sonsuz TEŞEKKÜRLER.
Hocam bence ilk olarak yapılması gereken sizin de bahsettiğiniz üreticiden alıp piyasaya süren hiç doymayan yamyamlar için önlemler alınması lazım.Ya devlet alımı olmalı ya da belli bir sınır koyulmalı.Hayvancılık için ise besiler sadece büyükşehirlerde ve çevresinde kümelenmiştir.Pazar imkanın gelişmemiş olmasından dolayı asıl hayvancılığın yapılması gereken yerlerde mera hayvancılığı yapılmakta bu da üretimi düşürmektedir.Üreticilere pazar imkanı sağlanmalı
Ben bu ülkenin en verimli iki ovasına sahip olan Samsun'da doğdum. Okuma amacıyla ben küçükken Bursa'ya göç ettik.
Amcamlar , halamlar İstanbul'da yaşamaya başladılar ve son bir kaç aile bir yıl önce göçtü. Ne mi oldu ? Yıllar sonra ilk kez hiç birinin KREDİ borcu yok.
Çiftçi borç içinde. Ne yaptığı kurbanlık para ediyor ne ürettiği ürün. Herkes bir yerden çiftçiye yüklenmekle meşgul.
Maalesef devlet kooperatif sistemleri oluşturup büyük üretim ağları oluşturmadığı müddetçe Samsun'da bile kimse üretmeyecek.
He şimdi mi ne yapıyoruz herkes farklı bir şehirden çıkıyor köyde buluşup takılıyoruz bayramlarda falan... Orda bir köy var uzakta...
Sorun biziz. Kolay yoldan, oturduğum yerden para kazanayım, suya sabuna dokunmayayım demeye devam ettikçe, şu çalışma sorumluluğunu kazanmadıkça değil gelişmek ileri bir adım bile atamayız
meb kitaplarında hedef 2023 mesajı empoze edileceğine ya da kalteli ve bilinçli öğretmenler öncülüğünde gereksinimi oldukça yüksek olan bu tarz konularda genç bilinçlendirilse sanmıyorum ki saçma işlerde bulalım kendimizi, haluk tatar selamlar.
Devlet çiftçiye destek vermiyor değil ama verdiği destek vermek için veriyor . Bir çiftçi olarak söylüyorum . Başka bir konu mesela biz taze incir yetiştiriciliği yapıyoruz taze incir kısa zamanda bozulan ve narin bir meyve olduğu için tüccar incir satışının çok olduğu dönemlerde 2 veya 3 TL arasında alıyor ve yerinden kıpırdamadan en azından 1 TL kar payı koyup satıyo ve inanın ki çiftçinin elinden hiçbişey gelmiyor ve bu incir sadece ama sadece dünyada Aydın’da yetişen meyve bunu buralarda teşvikleriyle desteklemiyor .
Sayenizde neden politikacıların sürekli çiftçiye mazot şu kadar bu kadar yapcam diye bağırdığını çok iyi anladım , size ne kadar teşşekür etsem az olur . Bu arada umarım bir gün izmirde olursunuz gelip mutlaka elinizi sıkmak istiyorum , başarılarınız devamını diliyorum hocam
şeker üretiminden bahsedebilirdiniz mesela hocam hem güncel bir konu. şekeri pancardan, kamıştan üreten ülkelerde durum nedir diye mesela. şu an ithal ettiğimiz şeyin 'şey diyorum' şeker olduğundan emin miyiz? (hibrit veya gdo nun girmediği bir üretim kaldımı acaba? Video için çok teşekkür ederim aydınlatıcı olmuş her zamanki gibi :)
‘Milli Tarım Projesi’ kapsamında 2018’den itibaren şirketlerin denetiminde üretilip satılan tohumlar çiftçiler için zorunlu hale getiriliyor. Sertifikalı tohum kullanmayan çiftçilerin desteklerden yararlandırılmayacağı açıklandı.
Olcay Akay Hangi şirketler acaba. İnsan ister istemez olumsuz düşünüyor.
Dostum olumsuz bişi zaten sen dede'den kalma tohumları kullanman yasak
Çiftçi bu haldeyken bir de sertifikaya para nasıl bulacak. Bunlar bilinçli yapılıyor. Çiftçiyi küresel şirketlere bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar, zaten bunu çoktan başardılar.
hocam ben 22 yaşındayım ve bu yıl hazineden kiraladığım yere 1000 adet badem ektim devlet hiçbir şekilde destek vermedi vermediği gibide kirada köstek oluyorlar
Baska ülkelerin bizden aldıgı ürünlrri üçüncü ülklere satışını takip edevek. Ve tarımdaki politika egitim ve trknikleri öğrrnmek için istihabarat yapmamız lazım. Mossadın ticari ekonomik istihbarat yaptıgı gibi.
Haluk hocam bir diğer videolarınızda 'KÖY ENSTİTÜLERİ'ni kapsamlı anlatır mısınız?
İzmir/Ödemiş toprağına insan diksen çıkacak bir tarım şehri. Patatesiyle ünlüdür çok lezzetli sarı patates. Her şey yetişiyor hemen hemen tüm meyve ağaçları zeytin ceviz kestane kiraz vişne tüm sebzeler fidan - süs bitkisi yetiştiriciliği vs. vs. dağındaki ot bile yeniyor eski lakabı küçük Hollanda. Peki ya şimdi. Her şey bitiyor şehirleşiyoruz. Tüm meyveler sebzeler fidanlıklar ağaçlar hepsi hastalıklı tüm ilaçlara rağmen hemde. Hiç bir meyve sebze parasını etmeyince çiftçi zarar edince herşeylerini bırakıyorlar. Köyden evlenen genç kız "ben köyde yaşamam" deyip hayatları çiftçilik olan işlerini bırakıp karı koca şehre banka kredisiyle ev alıp asgari ücretle en güzel genç yaşlarını sırtındaki borçla yaşıyorlar. Peki köyde kalanlara ne oldu ? verdiler destek yani para kredi hemen ne yaptılar ihtiyacı olmadığı halde sıfır traktör elinde olduğu halde gerek bile yokken sıfır alet edevat aldılar evlerini yenilediler ve tembellik başladı. Sonra para bitti. Ürünleri para etmedi satılmadı sonuç tarlayı takkeyi sattılar mal varlıkları hacizlendi falan filan sonuç tarımda bitti. Bir diğeri şuan ekilen biçilen insan dikilse insan çıkacak topraklar tek tek imara açılıyor hepsi beton oluyor. Hiç unutmuyorum patates ekili tarla daha söküp bile olmadan kazılarak apartmanlar yapıldı. Siteler yapılıyor ve devlet buna göz göre göre izin veriyor. Bana sorarsanız tarımın ve eğitimin bozulmasını en çok devlet istiyor ve destekliyor. Çünkü cahil ve fakir ekmeğe işe ihtiyacı olan insan en kolay yönetilen ve yönlendirilebilinen kendine muhtaç edebileceğin bir piyondur
Haluk bey eger mumkunse gelecek ve bu tup videolarda Azerbeycanin da istatistik durumunu paylasin.Tesekkurler
Sayenizde bilinçlenen kişiler giderek arıyor, umarım ufak ufak faydasını görmeye başlarız.
haluk hocam yine bir kahvaltı sırasında açtım sizi dinledim boğazımdan zor geçti. önümde kuru erikle çiğ badem vardı çevirdim arkasını çiğ bademde abd kuru erikte sırbistan yazıyodu. hele gösterdiğiniz o son haberi görünce "amcanın fidelerini bedavaya verdiği haber" içim sızım sızım sızladı. valla içim karardı. ya bu ülke nasıl kalkınacak nasıl iyiye gidecek hiçbir umut göremiyorum. anca birkaç kişi aradan çıkıyor bilinçli olarak onlara da imkan sağlanmayıp elindekileri de elinden alırlarsa ne olacak? nasıl düzelecek bu hal?
Abi benim annem babam da çiftçilik yapıyor ve inan sadece tarım yapılarak para kazanılmıyor. Biz tarımın yanında hayvancılık ve ağaç kesimi de yapıyoruz. Ben de bu işi yapmak istiyordum fakat bana köyde yaşayan insanlar yapma oku dedi ve şu an makine mühendisliği okuyorum. Bizim köyde bu işi yapacak hic genc kimse kalmadı .
Devletin kesinlikle ekim - biçim sürecini yönlendirmesi gerek. Nadas dediğimiz olay pek de gerekli bir şey değil , aslına bakarsan çifçi ekemeyeceği için bırakıyor.
Şu "memur ol kurtul"kafasından çıkıp dünyayı anlayıp kendi yolumuzu çizsek bu durum değişebilir.
Ben köyde tarımsal üretim yapıyorum. Hayvan yemi üretiyorum. Gerçekten sorunlar çok fazla bir ürünü ekeceğin zaman satabilecek misin onu bile bilmiyorsun. Herkes kendi kafasına göre takılıyor.
Tarla kiralıyorum, desteklemeleri tarla sahibi alıyor. Üreten benim parayı alan o.
Mazot ve gübre almak çok zor. Gübre desteği dekara 4 lira. Ben dekara 30 kg gübre atıyorum, maliyeti 75 lira.
Günde 30 40 litre mazot yakıyorum ama alana kadar canımız çıkıyor.
İşin gerçeği devlete rağmen üretim yapıyoruz.
Kısacası "Köylü Milletin Efendisidir" diyene itibar etmedik. çiftçiyi Teknolojik, paketleme(allayıp pullama), hijyen, az alandan daha çok ürün, daha kaliteli ürünü elde etme, yada daha az su yada gübre harcayarak daha çok ürün elde etme konusunda geliştiremedik.
Sizin gibi halkımıza hizmet eden insanların, artması ve kendilerini daha çok duyurabilmeleri dileklerimle.
Hocam çok doğru noktalara değiniyorsunuz. Sizce sizin bu anlattıklarınızı düşünen ve anlayan gençlerin tarım ve hayvancılık alanında teknoloji destekli projeler yapması ne kadar önemli? Bu alanda girişim yapmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz neler olur?
Ülkenin belli bölgelerimde kapalı dikey tarım yerleri olsa kıvırcık fesleğen ot üretilse çok iyi olur hatta bu yerlerin üstünde güneş panelleride olsa elektriğe daha az harcama yapılır çiftçilerde kendi yemlerini yapmayı öğrense bu yöntemle et fiyatlarında düşer diye düşünüyorum
Hocam cok guzel bir video bence bu videolarla kamoyunda bir farkindalik olusturuyorsunuz. Keske sizin gibileri cogalsa bu ulkede
Devletin destek olarak verdiği mazot gübre ödemeleri ekmiyen kesime gidiyor 30 da arazisi olan adam 1 da bile ekmiyor onunla gidip altın alıyor başta denetim yapmak çks sisteminde belirttiği ürünleri ne yaptın diye soracak kurumlar lazım yoksa tarla da versen teknolojide versen bedava mazotta versende birşey olmaz icarcılar ile anlasışıyorlar ama desteği erkene vermiyor sonra üründen de pay alıyor o eken bir daha gelmiyor daha çok şey var ama neyse
konu ile ilgili uzun zamandır kitaplar okuyorum sosyal medyada bir etkinlik başlatsak gönüllü insanlar toplasak madem devlet yapamıyor biz yapalım diyorum belki örnek oluruz .
Bu hafta açıklanan bir haberde Venezuela enflasyon %1000000 kağıt ham maddesi paradan daha pahalı ülke batmış bitmiş kül olmuş ve bu ülke Dünyanın %20 petrolüne sahip yanlış politikalar ve eğitimsizlik gibi sorunlardan dolayı Türkiye'deki sorunları güzel bir şekilde dile getirmeye çalışan hocamıza Hakikaten çok teşekkür ediyorum ülkemizin Venezuela gibi olmaması için çok bilinçli olmamız gerekiyor. Ülkedeki dolar ve Euro bakıp halimizi anlamamız gerekiyor.
Cok teşekkürler hocam
Ne kadar gerçek esas konulara değinmişsiniz Haluk hocam ülkenin kanayan yarasıdır tarımın yok oluşu.! İnşallah devlet büyüklerimiz sizin gibi araştırmacı çözüm öneren ileri görüşlü insanları kaale alırda birşeyleri düzeltirler. Aslınada mesele Türk halkı olarak Devlet olarak gevşedik hazırcı olduk üretmeyen kolay para kazanmaya meyilli olduk.
Hocam köy enstitüleri acilen geri gelmeli bence
Tabiki de günümüze uygun olarak
Hocam Emin Çapa ile bir ara canlı yayın felan yapmayı düşünür müsünüz? Veya bi videoya onu da davet etseniz herhangi bir konu hakkında fikirlerinizi belirtseniz,özellikle Türkiye'nin durumunu felan ikinizi aynı karede görmeyi çok isterim teşekkürler :)
Hocam bişey yapacakları zaman sizden yardım alsınlar her konuda bilgili insanlar lazım bize
Hocam merhaba;
Malatyalı olup kayısı bahçesi sahibi olan kayısı kurutması dışında bahsetmiş olduğunuz birçok meyve ve sebzeyi sadece tüketmek için bahçesinde yetiştiren aynı zamanda 15 yıllık bir endüstri mühendisi olarak tarım ve hayvancılığın ülkemizdeki sorunlarından bir iki tane bahsetmek isterim. ülkemizdeki bu sorunu ikiye ayırmak gerekmekte olduğunu düşünüyorum.
Üretim ve pazarlama sorunudur. üretim kısmının en büyük sorunu verimlilik sorunudur. verimli üretim olmadığı için köylüler ürettikleri tarım ürünlerinden yeteri kadar kar elde edemedikleri için köylerindeki bu zenginlikleri bırakıp büyük şehirlerde asgari ücretlerle iş bulabilmek için köle gibi fabrikalarda/hizmet sektöründe çalışmaktadır. Kayısıda bu işin bitmemesinin sebebi malatyalıların istanbulda başka gelir kaynakları olduğu tarımda kaybettikleri paraları bu gelir kaynaklarından süpvanse ettikleri içindir. örnek benim ailem:d bu böyle devam etmeyecektir. ülkemiz kayısısı da zamanla bitecektir.
verimlik sorunun çözümü ise iyi planlama ve tarımda teknoloji ile olacaktır. yine malatyada kayısının yeteri kdar kar getirmediğini düşünüp kayısı bahçelerini söken birçok kişi yerine ceviz dikmiş olup diktikleri cevizin bahçelerinde ki toprak ve iklime uygun olup olmadığını hesaplamadan bu işlere girip 4-5 sene kaybettikten sonra büyük hayal kırıklıkları ile ondan vazgeçtiklerine şahit oldum. teknoloji kullanımına gelince ülkemizdeki birçok çiftçinin elindeki bahçe tarla miktarı miras bölünmelerinden dolayı 4-5 dönümlere kadar düşmektedir. bu durumda traktör biçerdöver gibi çok basit teknolojik aletlerin bile alınması mevcut çiftçiler için mümkün olmamasından dolayı bu hizmeti ya dışarıdan satın almakta yada insan gücü ile halletmeye çalışmaktadır. buda çiftçinin maliyeti yüksek miktarda arttırmaktadır.
pazarlama sorununa gelince elince üç beş milyon doları olan bir kayısı, fındık yada çay ihracatcısı bu piyasaya göre çok küçük olan rakamlarla reklam ve diğer pazarlama tekniklerini kullanmadığı için ürünler düşük fiyatlara satılmaktadır.
gelelim çözüme 5 yıl özelde 2 yıl yurtdışında 8 yıl devlette çalışan bir mühendis olarak devletin üretim işine girmesinin memur mantığının çalışma şeklinden dolayı hiçbir şekilde çözüm olmayacağı kanaatindeyim.
asıl çözümün büyük firmaların(koç sabancı ülker gibi) tarım işine girmeleri için devletin teşvik etmesi gerektiğini düşünüyorum. 2-3 dönüme buğday ekmektense 10-20bin dönüme buğday ekmenin birim maliyetinin aynı omayacağı ve elinde bu kadar büyük paralar olan şirketlerin dünya devi ile daha ayağı yere basar bir rekabet içinde olacağı düşüncesindeyim.
Videolar için teşekkürler.
İyi çalışmalar dilerim:)
hocam mbr devlet baba bunları bilmiyor mu bilmiyorsa biz devlete nasıl ulaştırabiliriz
bilmez olurmu ..zaten burada açıklanan belgelerin çoğu tüik raporları ama hükümet bilerek yapıyor....