Eylül ayının en anlamlı şarkısı bu kesinlikle. Her dinlediğimde içimde tarif edemediğim bir his doluyor. Hayatımda dinlediğim en güzel şarkılardan biri.
Geceleri tek başıma bu şarkıları dinlerken farkına varıyorum ki pilli bebeği herkes dinleyemez veya herkes sevemez kaldıramaz anlattıkları yaşattıkları o kadar ağır o kadar anlatması zor ki öylece açıp dinleyeceğin şarkılar olmaktan ziyade hakedip dinleyeceğin şarkılar sanırım iyi ki hakketmişim
Şu konserde olmayı çok isterdim şarkıların akustik halleri ayrı bi huzur veriyor. Cumartesi gece yarısına kadar konseri dinledikten sonra eve gidip tertemiz bir uyku uyuyup mükemmel bir pazar sabahına uyanamak vardı..
Her şarkınız mı içten ve özel olur arkadaş! Bi kere de kötü bı şarkı yapın da olmamış diyelim yani ne var? Cem Kısmet'in sesi ayrı, çello çalan ablanın çelloyu adeta dile getirmesi ayrı, gitar solosunun uyumu ayrı... Tek kelimeyle kusursuz bir şarkı bu kusursuz.
Gözlerin umutlardan bir haber veriyor Gözlerin umutlardan bir haber veriyor Aşık olacak gibisin, gözlerinde atıyor kalbin Ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun Aşık olacak gibisin, gözlerinde atıyor kalbin Ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun Yürüyorsun, yürüyorsun Yorgunsun akan sudan daha çok yorgunsun Yalnızsın bir damla kadar göl içinde yalnızsın Aşka dönecek gibisin, gözlerinde atıyor kalbin Ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun Aşık olacak gibisin, gözlerinde atıyor kalbin Ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun Yürüyorsun, yürüyorsun
Bir grubun tüm şarkıları mı güzel olur? oluyormuş.. tüm duyguları en derinden hissettiriyor, kendini sorgulattırıyor insana.. dinleyip uzun uzun düşüncelere dalıyorsun
Daha önce hiç bir şarkının konserde çalan türünün daha iyi olduğunu görmemiştim. Apayrı bir hava katmış çello. Ayrıca beni hayata bağlayan bu şarkıyı torunlarıma dahi ezberleteceğim. Cem Abi, iyi kı varsın.
Şaşkınım, üzgünüm. Ben nasıl kaçırmışım bunu. Muhteşem çalınmış, olağanüstü söylenmiş harika bir parça. Buna canlı tanık olamadığım için gerçekten üzgünüm. Keşke kısmet olsa.
Sesi tam bir bariton değil mi ya ? Hatta biraz Basso mu kaçıyor tam kestiremedim ama Harika şu sese bak öff beee Behzat Ç ve Pilli Bebek Milyon defa KALP
Ses rengine ve ses aralığına göre belirlenen bir şey rengi daha koyu ve kalın ise yani kalın seslerdeki aralıklardaysa kadın için alto erkek için bas orta Aralık'taki kadın mezzosoprano erkek bariton ince perde aralığına sahipse de kadın soprano erkek tenordur. Bu sesler kendi içinde de sınıflara ayrılırlar. Aslında her ses kendi özelliğine sahip hepsi farklı ama en yakın neyse ona göre belirli bir kalıba koyuyorlar. Ancak bence bu kalıplara sokmak bir yerden sonra gerekli değil çünkü her ses kendi içinde özel . Uzun anlattım ama en özü bu . Örnek de vermek istediğim için uzadı . İyi günler
Eşsiz Bi müzikalite bilge ruhlar enstüramana hakimiyet eşsiz şunu unutmamak lazım anlatılan anlaşılan kadar değerlidir bu dinleyici farkında herşeyin muhteşemsiniz
Kült bir grup. Yani dinleyenleri, takipcileri marjinal ve sadık. Heavy metal veya kitaro hayranları gibi. Cem'in Leonard Cohen ve Yıldırım Gürses karışımı sesi zaten kendi icinde catisiyor :) Seviyor muyuz? Eveeeet
sizler zaten hicbirzaman cok populer degildiniz olmayinda sizleri populer edebilcek ne okadar ruh ne de okadar kulak var zaten gezegende bizler sizi hissediyoruz gerisini bosverin
Bilge'm , biriciğim. Bugün 3 Aralık 2021 Cuma. Aklımdan çıkamadığın başka gir gün daha. Sana anlatmak istediğim , seninle paylaşmak istediğim o kadar çok şey var ki. Hiçbir zaman anlayamadım , bilemedim ne zaman vurulduğumu sana. Sana kadar defalarca aşık olduğumu sandım , belki de içimden seni geçirerek "Henüz aşık değilim hayır" dediğimde bile aşığım sana. Bilmiyorum.. Seni sevdiğimin 10/1'i kadar sevemediğim insanlarla kirlettim verebileceğim aşkı. Çok daha farklı bir şeye layıksın. Seninle tekrar bir araya gelmeden önce , bir Eylül Akşamı girdin aklıma. O gün biraz dolaştın oralarda haberim yokken ; ovaları , dağları gezmişsin , suyundan tatmışsın. Her ne hikmetse Ekime ve sonlarına doğru fark ettim. Küçük bir kulübe yapmışsın kendine orada. İçine de kalbimden bir parçayı almışsın. Ne ara ne oldu , nasıl oldu hiç fark edemedim. Kör olmak dedikleri bu olsa gerek. Zaman zaman sıcacık yorganların altına yatırdın o kalbi , zaman zaman banyo yaptırdın öz çocuğun gibi , zaman zaman dudaklarına bir öpücük kondurdun , büyüttün. Kasım ayına geldiğimizde de kalbime bir tutam umutla geri verdin parçamı. (Kalbimde umut adında bir kuş var, adalet mi şimdi bu?) Tüm bunları neden yaptığını sormayacağım ; konuşamasan da , anlatamasan da gözlerinde okunuyor. Kusurlu varlıklarız işte , illaki duymak ve hissetmek istiyoruz bazen. Gözlerin dudaklarından önce konuşuyor , bu garipliğe alışkın değilim , seninle hissettiğim duygulara alışkın değilim. Keşke , sana karşı olan hislerim ile düşüncelerim hep yukarıda yazdıklarım gibi kalsaydı. İnanır mısın şuan neden böyle bir şey yapıyorum onu bile bilmiyorum. Konuşmaktan çok hissetmenin gerçek olduğunu düşürüm hep , pek az konuşan insan pek az hata yaparmış derler. Keşke konuşsaydın diyorum , hatalarına suç ortağı olsam da beraber çıkçak işin içinden sevişerek. Ancak bazen öylesine dolup taşıyorum ki düşüncelerle , hayallerle... Seninle ne yapacağız biz? Başta kendime çok kızdım. Bu denli seven , gözlerinden alevler saçan bir kadın ne olmuştu da tercihleri arasında beni tutmuyordu ve yeterli özeni göstermiyordu? Ne olmuştu da birden bire sanki beni hiç sevmemiş gibi hissetmiştim ? Ne olmuştu da kendimi senin gözünde değersiz hissetmiştim ? Ne olmuştu da artık bir çok şey bambaşka olmuştu benim için? En kötüsü de ne olmuştu da senden uzak kaldığımda bir nebze olsun rahat hissetmiştim kendimi.(Sanırım cevabı biliyoruz). Peki ya ne olmuştu da bir anda kendini benden uzak tutunca mutsuz olmaya başlamıştım ? Bu senin seçimin değil miydi , mutsuzluk benim neyime! Asla tüm bunlara kafa patlatmam gerekmezdi , seni hayatıma bu kadar dahil ettiğim için delicesine kızdım kendime. Zihnimin içinde yaptığın o kulübeyi ateşe verdim , ovaları yaktım , su içtiğin dereyi kuruttum. Sen farkında bile değilken , gülüp eğlenirken arkadaşlarınla, yaptım bunları ve kendime bir kez daha kızdım bu kadar önemsediğim için. Oysa cevaplar gözümün önündeyken duygularıma ne denli kapılmıştım.. Sende yeterli ilgiyi , merakı , hevesi , coşkuyu uyandıramadığımı fark ettiğim gün kalbimde bir ağrı hissettim. İşte o zaman keşfettim içimden alıp geri koyduğun o şeyi. Cehennem gibi yaktı canımı. Kafamın içindeki yangın söndüğünde de farkına vardım aslında kızılacak tek şeyin tepkilerim ve düşüncelerim olduğunu. Daha sonra kabullendim seni , seviş tarzının böyle olduğunu. Kendimden asla şüphe etmediğim için kutladım bunu. Asla ama asla sende uyandıramadığım ilgi , heves , coşku olamadığım , tercihlerin arasına giremediğim için ne benim ne de senin suçlu olman gerekirdi. İşte tam da bunları düşünüp kafamda seninle alakalı her şeyi sonlandırdığım ve sen hariç herkeste bu duyguları uyandırabildiğimi hatırladığım gün geldim yanına. Sonrasını biliyorsun zaten... İçime yine bir kuş koydun umut adında. Yalama oldu dediğim şey aslında içime açılan kapının menteşeleriymiş. Sen kendini bu kadar açmazken , kendini teslim ettiğini "çok uzaklardan" söylerken ne haddimeydi bu kapıyı açmak! Gariptir ki beni boğmaktan , sıkmaktan bu kadar korkan kadın içime zehrini enjekte edip beni hasta etmeye hiç korkmadı. Gariptir ki kendi mantığıyla tek başına bu ilişkiyi güzel yönettiğini düşünen kadın kapısında 3 saat konuşmamıza sebep verdi. En garibi ise bunların hiçbirinin hata olmaması. Seni karakterin veya seçimlerin yüzüden asla suçlayamam.. Ya hayatımın mahvolmasını kabullenip alışırdım , ya da....(ikimizin de yakından tanıdığı yol.) Şayet seçimlerinde kendince mantıklı bir sebebin her zaman vardır. Sevme tarzının bu olduğunu düşünmektense sevmeyi bilmediğin sonucuna varıyorum yavaş yavaş. Şayet öyleyse umarım bunun arkasına asla sığınmazsın! Sen şuanda daha iyi bir ilişki için çabalıyorsan ve her şey olumlu sonuçlanırsa benimle beraber belki de sevmeyi öğreneceksin. Sanma ki ben bu konuda çok iyiyim. Daha iyi sevmek ve bunu daha iyi gösterebilmek için bir değişim sürecinden geçiyorsun. Şayet 1 ay , 1 hafta sonra her şey eski haline dönerse kendime bir kez daha çok kızacağım. Umarım bugün yaptığın her güzel şeyi , getirdiğin her kahveyi , 5 ay sonra içinden gelip yine yapıyor olacak kadar heyecan uyandırıyor olurum sende. Çünkü ilişkilerin doğasında benim sende bulduğum ama zaman zaman beni bunları kısıtlamaya ittiğin ; merak , heyecan , coşku vardır. Gerçekten bunlar olmadan bir aşkın olabileceğini düşünüyor musun ? Sevmek karşındakini merak edip sürekli keşfetme arzusuyla hep yanında olmak istediğin kişi değil midir? Yani evet... karşındaki sende bu merakı uyandırabiliyorsa. Güzelim.. Her şey güzelken çok güzel. Kötüyken de güzel. Bu duygular hayat boyu bir başkasıyla paylaşamayacağımız duygular. İyisiyle de kötüsüyle de sahip çıkma çabanı tebrik ediyorum(İşte buna öyle bir düşüyorum ki). Dedim ya sana ayrılan hep ben oldum bugüne kadar diye , ben arkamı dönüp giderken bir adım atan da hiç olmamıştı. İşte bu yüzden tekrar zaman ayıracak saygısızlığı asla yapmadım kendime ve senin de yapmaya korktuğun(yormak) hiçbir şeyi yaptırmadım kendime. Ben uykuluyken uykusuzluğum(kahve) olan elbette oldu , ancak bebeğim ; en yüksek kafeinim hiçbiri değildi. Savaştığını gördüğüm sürece , her şeyin kötüyken de güzel olmaya devam edeceğinden şüphem yok. Sarhoşken en net hatırladığım şey ; "Sen benden ayrılamazsın artık , öyle bir dünya yok" cümlendi. Asla unutamadığım ise vize haftasında *kaloriferin üzerinde uyuyakalmışken beni öpüp uyandırmandı*(aklıma geldikçe kalbim ısınıyor). Senden bu cümleyi duyabilecek , bu hareketi görebilecek kadar heyecan , tutku uyandırdığım günleri öyle çok özlüyorum ki. Bunlar en zirvedeki davranışlar fakat bu tarz şeyler görmedikçe uzaklaşıyor olmanın suçluluğunun sorumluluğunu almayı istemiyorum. Çünkü benim kitabımda , bunlar bir şeyler almadan da verilebilecek şeyler. Seven birinin yapacağı harektler. İnsan unutmayı unuttuğunu unuttuğunda unuturmuş. Söylesene bana , bu hareketlerin de bu şekilde mi unutulacak(!) ? Elbette benim kitabımı okumak ve ona göre bir felsefe çizmek zorunda değilsin. Ancak doğruluğundan ve çiftlere güzel hissettireceğinden hayatta emin olduğum tek şey budur. Senden hiçbir zaman beklentim olmadı. Yaptığın her şeyi içinden gelerek yaptığını düşünüyorum. İyi de olsa kötü de olsa.(O gece ayrılığı kabullendiğin ve "Seni yormak istemiyorum Doğu" dediğin son an gibi) Eğer devam edersek... bu saatten sonra senden tek bir beklentim var. Umarım yine her şeyi içinden gelerek yaparsın. İyi de olsa kötü de olsa.... (Eğer bunu yanımda okuyup bitirdiysen , beni öpmen için hep bir bahanen olmasını çok isterdim.) (Bir daha asla bana böyle uzun yazı yazdıracak bir şey yaptırma. Şayet bunu gerçekten çok ama çok üzüldüysem yaparım)
4 Ekim Cuma 2024 - İzmir > Ankara yolu. Kalbin duyguları olması ne garip, Dile gelmiş gibi sanki. Vuruldukça suskunlaşan, Öğrendikçe sessizliği seçen.. Bir Eylül akşamı pilli bir bebek ile başlayıp, Eylülün son akşamında usulca baharı arkasında bırakan, Suskunlaşan bir bebek olmayı seçen..
Gelecek kaygısı içindesiniz anlıyorum. Ne yazık ki haklısınız. Sözleriyle bana dokunan herkese söylediğim bir mottom var: Anılarla öl, hayallerle değil. Aslında demek istediğim şey, her geçen saniyede bir öncekinden daha yaşlıyız. Geçen zamanı bir daha geri getiremeyiz fakat geleceğimizi istediğimiz gibi yaşamak için çabalayabiliriz. Hedefin veya hayalin büyük olabilir, gerçekleştirmesi zor olabilir. Sen ideallerin için gereken çabayı gösterdikten sonra varsın olmasın. İçinde keşkeler- pişmanlıklar olmaz. Senden ilk ve son bir şey isteyeceğim. Bir gün yine bir eylül akşamında bu günleri yad edersen eğer sana bunları söyleyen beni de hatırla. Dokunabildiğim kadar çok hayata dokunup hatırlanmak istiyorum. Anılarda değil anılarla kalmak istiyorum. Hoşçakal.
@@berkaybakir Çok güzel yazmışsın dostum,ellerine sağlık.O arkadaş hatırlar mi bilmiyorum,ama ben bir eylül akşamı bu şarkıyı dinlerken hatırlayacağım bu yorumunu.Anılarla kalman dileğiyle...
Bir Eylül akşamında yaprak çıtırtıları eşliğinde sevdiğimle yürümek istiyorum. Aşk istiyorum ama aramıyorum da. Her şeyin en spontane olanı güzeldir bana göre. Artık kalbime göre birisi çıksın da bir dahaki Eylül'de yine bu şarkıyı tek başıma dinlemeyeyim. 7/12/21
Bu konserde olanlar ne şanslıymış...İzlediğim en etkileyici canlı performanslardan...
0.58.ci saniyeyi 4 yıldır atlatamadım
0:58
Eylül ayının en anlamlı şarkısı bu kesinlikle. Her dinlediğimde içimde tarif edemediğim bir his doluyor. Hayatımda dinlediğim en güzel şarkılardan biri.
Yanlızca eylül ayında değil yaz akşamlarında da tarif edilmez duygular barındırıyor
Emre Aydın Eylül 😜
Bülent ortaçgil Eylül akşamı onuda dinlemenizi tavsiye ederim tam bir aşk şarkısı
Behzat Ç nin bütün bölümlerinde yol alıyorum Cem Kısmet sesinde, içimde hep bir hüzün
Geceleri tek başıma bu şarkıları dinlerken farkına varıyorum ki pilli bebeği herkes dinleyemez veya herkes sevemez kaldıramaz anlattıkları yaşattıkları o kadar ağır o kadar anlatması zor ki öylece açıp dinleyeceğin şarkılar olmaktan ziyade hakedip dinleyeceğin şarkılar sanırım iyi ki hakketmişim
Şu konserde olmayı çok isterdim şarkıların akustik halleri ayrı bi huzur veriyor. Cumartesi gece yarısına kadar konseri dinledikten sonra eve gidip tertemiz bir uyku uyuyup mükemmel bir pazar sabahına uyanamak vardı..
Gittim baktım tam da hayal ettiğim gibi 29 eylül 2018 cumartesi günüymüş. Birileri bu anı en güzel hâliyle yaşamış.
Ruh halimi böylesine derinden etkilemenize aklım ermiyor
Çok iyi çünkü :(
1:25 de gelen vıolin ustune bir de kadının o gulusu yok mu resmen hayata neşe ekler. Ömüre ömür katar. Saygılar Pilli bebek
Tek başıma yürüdüğüm her uzun yolu bu grubun şarkılarıyla tüketiyorum. Ruhuma işliyor artık.
00:56 ve 01:10 arasındaki uyuma ve o yumuşak geçişe dünya müziğinde çok az şahit olabilirsiniz. Kıymetini bilip defalarca dinleyelim :)
melodinin en doruk noktasi. muzik zaten melodiden ibarettir. soz ise yancisidir:)
+1
Düğün şarkımdı, her dinlediğimde apayrı bir mutluluğa sürüklüyor beni…
Düğün şarkınız efkar şarkısı mıydı cidden
@@xavaxavaa aşık olacak gibisin gözlerinde atıyor kalbin.. bunun neresi efkar ☺️
seneye birgün şu şarkıları Ankara'da dinleyemezsem kahrolurum herhalde
Bu bünyenin acilen pilli bebek konserine ihtiyacı var bit artık pandemi
Her şarkınız mı içten ve özel olur arkadaş! Bi kere de kötü bı şarkı yapın da olmamış diyelim yani ne var? Cem Kısmet'in sesi ayrı, çello çalan ablanın çelloyu adeta dile getirmesi ayrı, gitar solosunun uyumu ayrı... Tek kelimeyle kusursuz bir şarkı bu kusursuz.
0:32 :) ne güzel bi an yakaladım
Eylül ayına yeni girdik ve herkese sağlıklı mutlu huzurlu bir ay olması dileğiyle bu şarkıyı tüm dinleyenlere armağan ediyorum ❤
Konsere gidecektim üniversite yıllarında dediler ki damsız girilmez. Ayıptır be amirim gibi yalnızız işte ne günahımız var. Gidemedik.
Pilli konseri mi?
Şu an sınava hazırlanıyorum. Önce bir eylül akşamı sonrasında da konserde dinlemek dileğiyle.✨
Aynısı diyorum...
Pesler nasıl bu kadar temiz çıkıyor arkadaş, kafayı yiyecem.
o kadar huzur veriyor ki bu şarkı bana. düşüncelerimi nasıl bu kadar durgunlaştırabiliyor bilmiyorum.
Abi her versiyonu birbirinden güzel hangi birini dinleyeceğimi şaşırdım
Siz lütfen "çook" popüler olmayın. Biz sizin kıymetinizi çok çok iyi biliyoruz, yemin ederim.
Gözlerin umutlardan bir haber veriyor
Gözlerin umutlardan bir haber veriyor
Aşık olacak gibisin, gözlerinde atıyor kalbin
Ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun
Aşık olacak gibisin, gözlerinde atıyor kalbin
Ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun
Yürüyorsun, yürüyorsun
Yorgunsun akan sudan daha çok yorgunsun
Yalnızsın bir damla kadar göl içinde yalnızsın
Aşka dönecek gibisin, gözlerinde atıyor kalbin
Ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun
Aşık olacak gibisin, gözlerinde atıyor kalbin
Ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun
Yürüyorsun, yürüyorsun
canlı dinleyenler ne kadar şanslı insanlar
Bir grubun tüm şarkıları mı güzel olur? oluyormuş.. tüm duyguları en derinden hissettiriyor, kendini sorgulattırıyor insana.. dinleyip uzun uzun düşüncelere dalıyorsun
Pilli bebek konserine 2 kez gitmiş biri olarak söylüyorum hiç gitmeyenler o kadar çok şey kaçırıyor ki anlatamam.
Bı kere daha git belki anlatabilirsin
Kesinlikle harika canlı performansları
Harun , Eda , Hayalet , Akbaba , Cevdet , Aslı akşam yemeğinde . Bira , şarap . Arkadan hafif hafif bu müzik çalıyor . Ölümsüz anlardan bir tanesi .
27 Eylül ❤
Olağanüstü bir performans! Duygu yükü kaldırılamayacak kadar ağır! Muhteşem!
Şarkının kaçıncı tekrarda olduğunun bilinmediği ama gecenin gündüze bıraktığını anladığımız bir ZAMANDA DURMA!
Allahım bu nasıl bir ses. Bu nasıl bir yorum. Bu nasıl bir müzikalite...
+Yok bişey Selinle Seda dedi la işte
-La olum ikisi de kız ismi
+Bi sus akbaba bi sus
@@furdasvaterland5637 Selin ve Eda dedi işte o
Aga bu müzik behzat c de geçiyor mu
@@nazlicangoq yes harun eda ve selimin nişan muhabettini polis radyosunda duyduğu sahnede çalıyor
Benim için yeri ayrı olan bi şarkı insan her dinleyişten sonra ağlıyo bi daha dinlemicem ağlamak istemiyorum diyo ama olmuyo işte ;(
ah be abi
Orda olmayı o kadar isterdim ki... O KADAR🥺
1:11 tüyler diken diken
Daha önce hiç bir şarkının konserde çalan türünün daha iyi olduğunu görmemiştim. Apayrı bir hava katmış çello. Ayrıca beni hayata bağlayan bu şarkıyı torunlarıma dahi ezberleteceğim. Cem Abi, iyi kı varsın.
Abla ne güzel çalıyo ya
eylul aksamlari bu sarki gibi hissettirsin artik
Bu ses başlı başına bir enstrüman.🧿👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👍👍👏👏👏👏
Çello Mükemmellll
bayılıyorum bu şarkının bu versiyondaki girişine :)
Nasıl yapıyosunuz da her seferinde tekrar tekrar böyle güzel ve özel hissetirebiliyorsunuz?
gözlerin dıdı umutlardan dı dı bir haber veriyor
Şaşkınım, üzgünüm. Ben nasıl kaçırmışım bunu. Muhteşem çalınmış, olağanüstü söylenmiş harika bir parça. Buna canlı tanık olamadığım için gerçekten üzgünüm. Keşke kısmet olsa.
Keşke defalarca beğen butonu olsa
Selam olsun yaşayan ölülere.
Konserleri harika oluyor
Sesi tam bir bariton değil mi ya ? Hatta biraz Basso mu kaçıyor tam kestiremedim ama Harika şu sese bak öff beee
Behzat Ç ve Pilli Bebek Milyon defa KALP
Bas bariton
Ses rengine ve ses aralığına göre belirlenen bir şey rengi daha koyu ve kalın ise yani kalın seslerdeki aralıklardaysa kadın için alto erkek için bas orta Aralık'taki kadın mezzosoprano erkek bariton ince perde aralığına sahipse de kadın soprano erkek tenordur. Bu sesler kendi içinde de sınıflara ayrılırlar. Aslında her ses kendi özelliğine sahip hepsi farklı ama en yakın neyse ona göre belirli bir kalıba koyuyorlar. Ancak bence bu kalıplara sokmak bir yerden sonra gerekli değil çünkü her ses kendi içinde özel . Uzun anlattım ama en özü bu . Örnek de vermek istediğim için uzadı . İyi günler
Dalga içmekten bas bariton olmuş reis 😀
Eşsiz Bi müzikalite bilge ruhlar enstüramana hakimiyet eşsiz şunu unutmamak lazım anlatılan anlaşılan kadar değerlidir bu dinleyici farkında herşeyin muhteşemsiniz
Eylul akşamlarının en güzel şarkısı icin cok tesekkurler..
En güzel günümde dinleyeceğim bu müziği
Yalnızsın bir damla kadar...
Wooov mükemmel. Teşekkürler.
Nasıl bir çalımsa içime işledi
eylül akşamlarımı güzelleştiren şarkı...
Aşka dönecek gibisin...
ne şahane bir ortam kameramana bile teşekkür edirim
Bu şarkıyı dinlemekte nasıl da geç kalmışım?
Gözüm açık gitmem artık konserde canlı dinledim artık gam yemem teşekkürler pilli bebek bize böyle bir şarkıyı söylediğiniz için
Kült bir grup. Yani dinleyenleri, takipcileri marjinal ve sadık. Heavy metal veya kitaro hayranları gibi. Cem'in Leonard Cohen ve Yıldırım Gürses karışımı sesi zaten kendi icinde catisiyor :) Seviyor muyuz? Eveeeet
Ya ne kafa utuluon bilader
😀😀
bi elinde cigara, diğerinde şarap dinleyecektin bu konseri....
sizler zaten hicbirzaman cok populer degildiniz olmayinda sizleri populer edebilcek ne okadar ruh ne de okadar kulak var zaten gezegende bizler sizi hissediyoruz gerisini bosverin
bir eylül akşamında, yaprak çıtırtılarıyla yürüyorsun...
Çiçek gibi olmuş 🌸
her şeyi hissettiren şarkı
yine bir eylül akşamı.
Herkes ne kadar de isteyerek çalmış ya, ve Cem Kısmet o nasıl bir sestir ya :D
ötesi yok gerçekten çok iyi
Dünyanın en güzel grubu...
emeğinize sağlık
Boynuma dola babaaa
1 yıl sonra buraya tekrar yorum bırakacağım,kardeşimle beraber Ankara'dan yazacağız bu sefer
Bugra Bahar selam olsun
yazmadın
Gidemedik..
@@bugrabahar2309 gittin inşallah dostum:)
-Amirim hiç dizi televizyon izlemez ki Hep belgesel izler 🦊🦁🐯..
Sen çok güzelsin..
Bilge'm , biriciğim. Bugün 3 Aralık 2021 Cuma. Aklımdan çıkamadığın başka gir gün daha. Sana anlatmak istediğim , seninle paylaşmak istediğim o kadar çok şey var ki. Hiçbir zaman anlayamadım , bilemedim ne zaman vurulduğumu sana. Sana kadar defalarca aşık olduğumu sandım , belki de içimden seni geçirerek "Henüz aşık değilim hayır" dediğimde bile aşığım sana. Bilmiyorum.. Seni sevdiğimin 10/1'i kadar sevemediğim insanlarla kirlettim verebileceğim aşkı. Çok daha farklı bir şeye layıksın.
Seninle tekrar bir araya gelmeden önce , bir Eylül Akşamı girdin aklıma. O gün biraz dolaştın oralarda haberim yokken ; ovaları , dağları gezmişsin , suyundan tatmışsın. Her ne hikmetse Ekime ve sonlarına doğru fark ettim. Küçük bir kulübe yapmışsın kendine orada. İçine de kalbimden bir parçayı almışsın. Ne ara ne oldu , nasıl oldu hiç fark edemedim. Kör olmak dedikleri bu olsa gerek. Zaman zaman sıcacık yorganların altına yatırdın o kalbi , zaman zaman banyo yaptırdın öz çocuğun gibi , zaman zaman dudaklarına bir öpücük kondurdun , büyüttün. Kasım ayına geldiğimizde de kalbime bir tutam umutla geri verdin parçamı. (Kalbimde umut adında bir kuş var, adalet mi şimdi bu?)
Tüm bunları neden yaptığını sormayacağım ; konuşamasan da , anlatamasan da gözlerinde okunuyor. Kusurlu varlıklarız işte , illaki duymak ve hissetmek istiyoruz bazen. Gözlerin dudaklarından önce konuşuyor , bu garipliğe alışkın değilim , seninle hissettiğim duygulara alışkın değilim. Keşke , sana karşı olan hislerim ile düşüncelerim hep yukarıda yazdıklarım gibi kalsaydı. İnanır mısın şuan neden böyle bir şey yapıyorum onu bile bilmiyorum. Konuşmaktan çok hissetmenin gerçek olduğunu düşürüm hep , pek az konuşan insan pek az hata yaparmış derler. Keşke konuşsaydın diyorum , hatalarına suç ortağı olsam da beraber çıkçak işin içinden sevişerek. Ancak bazen öylesine dolup taşıyorum ki düşüncelerle , hayallerle... Seninle ne yapacağız biz?
Başta kendime çok kızdım. Bu denli seven , gözlerinden alevler saçan bir kadın ne olmuştu da tercihleri arasında beni tutmuyordu ve yeterli özeni göstermiyordu? Ne olmuştu da birden bire sanki beni hiç sevmemiş gibi hissetmiştim ? Ne olmuştu da kendimi senin gözünde değersiz hissetmiştim ? Ne olmuştu da artık bir çok şey bambaşka olmuştu benim için? En kötüsü de ne olmuştu da senden uzak kaldığımda bir nebze olsun rahat hissetmiştim kendimi.(Sanırım cevabı biliyoruz). Peki ya ne olmuştu da bir anda kendini benden uzak tutunca mutsuz olmaya başlamıştım ? Bu senin seçimin değil miydi , mutsuzluk benim neyime! Asla tüm bunlara kafa patlatmam gerekmezdi , seni hayatıma bu kadar dahil ettiğim için delicesine kızdım kendime. Zihnimin içinde yaptığın o kulübeyi ateşe verdim , ovaları yaktım , su içtiğin dereyi kuruttum. Sen farkında bile değilken , gülüp eğlenirken arkadaşlarınla, yaptım bunları ve kendime bir kez daha kızdım bu kadar önemsediğim için. Oysa cevaplar gözümün önündeyken duygularıma ne denli kapılmıştım..
Sende yeterli ilgiyi , merakı , hevesi , coşkuyu uyandıramadığımı fark ettiğim gün kalbimde bir ağrı hissettim. İşte o zaman keşfettim içimden alıp geri koyduğun o şeyi. Cehennem gibi yaktı canımı. Kafamın içindeki yangın söndüğünde de farkına vardım aslında kızılacak tek şeyin tepkilerim ve düşüncelerim olduğunu. Daha sonra kabullendim seni , seviş tarzının böyle olduğunu. Kendimden asla şüphe etmediğim için kutladım bunu. Asla ama asla sende uyandıramadığım ilgi , heves , coşku olamadığım , tercihlerin arasına giremediğim için ne benim ne de senin suçlu olman gerekirdi. İşte tam da bunları düşünüp kafamda seninle alakalı her şeyi sonlandırdığım ve sen hariç herkeste bu duyguları uyandırabildiğimi hatırladığım gün geldim yanına. Sonrasını biliyorsun zaten...
İçime yine bir kuş koydun umut adında. Yalama oldu dediğim şey aslında içime açılan kapının menteşeleriymiş. Sen kendini bu kadar açmazken , kendini teslim ettiğini "çok uzaklardan" söylerken ne haddimeydi bu kapıyı açmak! Gariptir ki beni boğmaktan , sıkmaktan bu kadar korkan kadın içime zehrini enjekte edip beni hasta etmeye hiç korkmadı. Gariptir ki kendi mantığıyla tek başına bu ilişkiyi güzel yönettiğini düşünen kadın kapısında 3 saat konuşmamıza sebep verdi. En garibi ise bunların hiçbirinin hata olmaması. Seni karakterin veya seçimlerin yüzüden asla suçlayamam.. Ya hayatımın mahvolmasını kabullenip alışırdım , ya da....(ikimizin de yakından tanıdığı yol.) Şayet seçimlerinde kendince mantıklı bir sebebin her zaman vardır. Sevme tarzının bu olduğunu düşünmektense sevmeyi bilmediğin sonucuna varıyorum yavaş yavaş. Şayet öyleyse umarım bunun arkasına asla sığınmazsın! Sen şuanda daha iyi bir ilişki için çabalıyorsan ve her şey olumlu sonuçlanırsa benimle beraber belki de sevmeyi öğreneceksin. Sanma ki ben bu konuda çok iyiyim. Daha iyi sevmek ve bunu daha iyi gösterebilmek için bir değişim sürecinden geçiyorsun. Şayet 1 ay , 1 hafta sonra her şey eski haline dönerse kendime bir kez daha çok kızacağım. Umarım bugün yaptığın her güzel şeyi , getirdiğin her kahveyi , 5 ay sonra içinden gelip yine yapıyor olacak kadar heyecan uyandırıyor olurum sende. Çünkü ilişkilerin doğasında benim sende bulduğum ama zaman zaman beni bunları kısıtlamaya ittiğin ; merak , heyecan , coşku vardır. Gerçekten bunlar olmadan bir aşkın olabileceğini düşünüyor musun ? Sevmek karşındakini merak edip sürekli keşfetme arzusuyla hep yanında olmak istediğin kişi değil midir? Yani evet... karşındaki sende bu merakı uyandırabiliyorsa.
Güzelim.. Her şey güzelken çok güzel. Kötüyken de güzel. Bu duygular hayat boyu bir başkasıyla paylaşamayacağımız duygular. İyisiyle de kötüsüyle de sahip çıkma çabanı tebrik ediyorum(İşte buna öyle bir düşüyorum ki). Dedim ya sana ayrılan hep ben oldum bugüne kadar diye , ben arkamı dönüp giderken bir adım atan da hiç olmamıştı. İşte bu yüzden tekrar zaman ayıracak saygısızlığı asla yapmadım kendime ve senin de yapmaya korktuğun(yormak) hiçbir şeyi yaptırmadım kendime. Ben uykuluyken uykusuzluğum(kahve) olan elbette oldu , ancak bebeğim ; en yüksek kafeinim hiçbiri değildi. Savaştığını gördüğüm sürece , her şeyin kötüyken de güzel olmaya devam edeceğinden şüphem yok. Sarhoşken en net hatırladığım şey ; "Sen benden ayrılamazsın artık , öyle bir dünya yok" cümlendi. Asla unutamadığım ise vize haftasında *kaloriferin üzerinde uyuyakalmışken beni öpüp uyandırmandı*(aklıma geldikçe kalbim ısınıyor). Senden bu cümleyi duyabilecek , bu hareketi görebilecek kadar heyecan , tutku uyandırdığım günleri öyle çok özlüyorum ki. Bunlar en zirvedeki davranışlar fakat bu tarz şeyler görmedikçe uzaklaşıyor olmanın suçluluğunun sorumluluğunu almayı istemiyorum. Çünkü benim kitabımda , bunlar bir şeyler almadan da verilebilecek şeyler. Seven birinin yapacağı harektler. İnsan unutmayı unuttuğunu unuttuğunda unuturmuş. Söylesene bana , bu hareketlerin de bu şekilde mi unutulacak(!) ? Elbette benim kitabımı okumak ve ona göre bir felsefe çizmek zorunda değilsin. Ancak doğruluğundan ve çiftlere güzel hissettireceğinden hayatta emin olduğum tek şey budur. Senden hiçbir zaman beklentim olmadı. Yaptığın her şeyi içinden gelerek yaptığını düşünüyorum. İyi de olsa kötü de olsa.(O gece ayrılığı kabullendiğin ve "Seni yormak istemiyorum Doğu" dediğin son an gibi) Eğer devam edersek... bu saatten sonra senden tek bir beklentim var. Umarım yine her şeyi içinden gelerek yaparsın. İyi de olsa kötü de olsa....
(Eğer bunu yanımda okuyup bitirdiysen , beni öpmen için hep bir bahanen olmasını çok isterdim.)
(Bir daha asla bana böyle uzun yazı yazdıracak bir şey yaptırma. Şayet bunu gerçekten çok ama çok üzüldüysem yaparım)
(:
4 Ekim Cuma 2024 - İzmir > Ankara yolu.
Kalbin duyguları olması ne garip,
Dile gelmiş gibi sanki.
Vuruldukça suskunlaşan,
Öğrendikçe sessizliği seçen..
Bir Eylül akşamı pilli bir bebek ile başlayıp,
Eylülün son akşamında usulca baharı arkasında bırakan,
Suskunlaşan bir bebek olmayı seçen..
Çok güzel harikasınız 😊
Bence pilli bebek çok iyi bir grup ve Türkiye’nin en iyisi....
çok güzel çok...
Çokk güzelsinnn🌸
0:57 ❤️
cok güzel yaa
hala cok güzel yaa
Ahh be❤
mükemmelsiniz ya
Bu şarkı çalarken dans etsek...👉🏼👈🏻
nssıl hayır diyebilirim ki bir gün bu şarkıyla dans edeceğiz o gün çok güzel bir gün olacak seni çok seviyorum 🥺
@@bahtnurgunes7735 sadece bir gün mü? 😟😢
@@firataktay3272 hayır tabi ki seninle her gün çok güzel zaten
hâlâ birlikte misiniz?
Fırat gel la buraya dans edeceek senle
AZƏRBAYCANDAN SALAMLAR
Baq azərbaycandan gəlip səni
dehşet şarkı
Çok iyi be!
o nasıl bir ses arkadaş maşalah Allah vergisi yani başka türlü zorlasan olmaz
ben zorluyorum si bemole kadar inebiliyorum daha aşşası olmuyor
Harika!
ben bu şarkıyı hep yalnızken dinledim
Sesi Leonard Cohen'den Yıldırım Gürses'e geçiş yapıyor... hmmm..enteresan. Erdem bunu anlamlandıramadı
Cem abinin gitar akortlu olsa müthiş olurmuş
Soloyu taş gibi çalmış
Şuralarda olamadık be
Lise bitmiş arkadaşlarım üniversiteye geçmiş ben kalmışım 1 Eylül akşamı bu şarkıyı alıp 1 sene sonrasını düşünüyorum
Hadi bakalım abi ben de bekliyorum iyi haberlerini seneye yazarsın artık
Gelecek kaygısı içindesiniz anlıyorum. Ne yazık ki haklısınız. Sözleriyle bana dokunan herkese söylediğim bir mottom var: Anılarla öl, hayallerle değil.
Aslında demek istediğim şey, her geçen saniyede bir öncekinden daha yaşlıyız. Geçen zamanı bir daha geri getiremeyiz fakat geleceğimizi istediğimiz gibi yaşamak için çabalayabiliriz. Hedefin veya hayalin büyük olabilir, gerçekleştirmesi zor olabilir. Sen ideallerin için gereken çabayı gösterdikten sonra varsın olmasın. İçinde keşkeler- pişmanlıklar olmaz.
Senden ilk ve son bir şey isteyeceğim. Bir gün yine bir eylül akşamında bu günleri yad edersen eğer sana bunları söyleyen beni de hatırla. Dokunabildiğim kadar çok hayata dokunup hatırlanmak istiyorum. Anılarda değil anılarla kalmak istiyorum.
Hoşçakal.
@@berkaybakir Çok güzel yazmışsın dostum,ellerine sağlık.O arkadaş hatırlar mi bilmiyorum,ama ben bir eylül akşamı bu şarkıyı dinlerken hatırlayacağım bu yorumunu.Anılarla kalman dileğiyle...
Türkü Ateş teşekkürler dostum, mutlu oldum yorumuna. Dinlerken ben de seni hatırlayacağım :)
gittin mi üniversiteye
harun ile eda bolu da
Bir Eylül akşamında yaprak çıtırtıları eşliğinde sevdiğimle yürümek istiyorum. Aşk istiyorum ama aramıyorum da. Her şeyin en spontane olanı güzeldir bana göre. Artık kalbime göre birisi çıksın da bir dahaki Eylül'de yine bu şarkıyı tek başıma dinlemeyeyim.
7/12/21
Merhaba, durumlar nasıl, var mı bir gelişme?
eylul aksaminda kalsaydik belki de her sey sarkinin melodisi kadar guzel olurdu
Çok büyük adamsın Cem Abi çok...
Baraka zamanlarından beri...