pek çoğumuzun hissettiği benzer duygular. bir saat daha konuşmaya devam etseniz dinlerdim. bu bölümün devamı araya çok vakit girmeden gelse güzel olur ama burada da çalış çalış diye baskı kurmak hoş olmaz. sizi dinlemek keyifliydi.
Caner’in içselleştirilmiş kapitalizm bahsinden itibaren çok keyif aldım. Sabredemediğin bi yerden sonra kendin gibi davranmayı/hissetmeyi seçebilmek için girdiğin halleri tam da Caner’in dediği gibi “başarısızlığa” bulduğun bi kulp gibi görüyorlar. Çünkü kimse sistemin çarkından çıkan, çıkmaya çalışan ya da en azından durup bi düşünen birini görmek istemiyo. Ne olduğunun önemi yok bi an önce devam etmeni istiyolar. İstiyoruz.
Hem ölesiye yalnız kalmak isteyip hem de yalnız olmaktan/ölmekten korktuğum bi dönemdeyim. Acaba şöyle bi tane gerçek dost edinsemiydim zamanında diyorum. Sonra da boşver herşey için geç kaldın sen diyorum. Kendimi de gerçekleşiremedim zaten. Yaptığım şeylere insanların bakışının tanımı tam da bu işte ; 'başarızlığıma bulduğum kılıf'...Ya haklılarsa durumu üzüyor biraz. İçimi döktüm gidiyorum
Kendi adıma arkadaşlık olayını şöyle özetleyebilirim: arkadaşlarım hep bir şekilde ya okuldan ya iş yerinden ya da memleketten. Yani benzer kafa, yakın zeka, aynı meşguliyetler. TH-cam izlerken örneğin sizi, boardgame geek’i, sinemanın ilgilisi ve sağlam bilgilisi, genel kültürü iyi birisini izliyorum, bu da hayatımda olmayan ama olmasını istediğim bir arkadaş modeli olduğu için arkadaş olmak istiyorum. Bu bölüm özelinde de Caner’in söylediklerini çok iyi anlayıp, aynı hisleri yaşadığımı hissediyorum. Beni yukarı çekecek bir ortamda ya da insanla olmak istiyorum, ve sikko sikko ortamlarda vakit kaybetmek yerine aklımdaki işleri yapmak istiyorum.
Caner'in 29:06da girdiği konu ve değindiği noktalar o kadar doğru ki. Bu durumu çok net yaşadım ve bu kadar güzel anlatması beni inanılmaz etkiledi. Çok çok haklı. 9 senelik sevgilimle, tanıştığımızda onun hakkında aklıma takılan ilk ve tek problem ayrılma sebebim oldu. Çok sevdim, çok şey paylaştık ama o problemi aşamadım. Karar vermem 9 sene sürdü inanılmaz. Birlikte yaşayacaklarımız varmış demek ki. Bu konu bende Videoyu durdurup yorum yazma isteği uyandırdı. Çok doğru bir tespit Caner
Sürekli düşündüğümüz ama konuşmaya değer kişilerin karşımıza çıkmadığına inandığımız için bahsedemediğimiz konular üzerine farklı noktalardan bakan insanları dinlemek inanılmaz bir keyif. Zaman ve mekana bağlı olarak sonucu belli determinist bir dünyada mı yoksa özgür iradenin varolabildiği bir dünyada mı yaşıyoruz, çoğu kişinin ıskaladığı bu felsefi konuya bile güzel bir şekilde değinmişsiniz. Üniversite hayatımın son senesinde akademi yoluna girmeyi düşünüp, o sancılı yolda çekeceğim acıları kaldırabilir miyim gibi düşüncelerle yanıp tutuşurken Caner'in yönetmenlik yolunda çektiği acıları aktarması da çok iyi geldi. Ayrıca Deniz gibi ben de hayatta kendini gerçekleştirmenin nadir örneklerini sporda görebildiğimize inanıyorum. Evrimsel içgüdülerimize hitap eden bir şeyler var orada, doruklara ulaşmak, sınırları zorlamak gibi. Bir basketbolsever olarak Nba ve oyuncularımız konusunda da çok isabetli yorumlar yaptını söylemek istiyorum. Alperen basketbol tarihimizin muhtemelen en potansiyelli oyuncusu. Yaşadığı gelişimi gözlemlemeyi merakla bekliyorum. Bir de içselleştirilmiş kapitalizm konusunda bir şey söylemek istiyorum; kapitalizmin üstümüze yüklediğini düşündüğümüz çoğu şeye aslında vahşi evrimsel doğamızda sahibiz. Oyun oynamak veya dinlenmek yerine Ayak İşleri çekiminde yorulmanın temel sebebi, kapitalizmin sana ''yapmalısın'' dayatması değil, Deniz'in de dediği gibi senin kendini gerçekleştirme hissin, bir yönetmen olarak içindekileri aktarabilme isteğin sanki. Dünyaya hakim olan bu ekonomik sistemden önce de insanlar daha fazlası uğruna kendini heba ediyordu. Doğamız böyle. Ben de sizin gibi dayanamayıp daldan dala atladım. Sizi dinlemek, konuştuğunuz konular üzerine kafa yormak ve bunları yazmak da çok iyi geldi. Çok teşekkürler. Farklı zaman ve mekanda, yeni bölümü merakla bekliyoruz :)
Üst üste 2 kez dinliyorum. Cidden arkadaşlarımla böyle sohbet edemiyorum ve yalnızlığımdan çok mutsuzum. 1 tane bile olsa çok yakın arkadaşım olsun isterdim. Ama bende de problemler var onu da kabul ettim. Aslinda burdan 'arkadaşlığınıza' dahil olmaya çalışmak çok acınası bi yerde. Yani ne bileyim işte. Inanç boşluğunu konuşursanız çok sevinirim. Bir yerde bahsetmiştiniz. Umarım bi gün gerçek arkadaşımla sizi Izlerim. Sizi seviyoruz.
Ya keşke konuşulsa. Benim de en çok kafama takılan şeylerden biri ama bu ülkede linç yemeden veya sözlü saldırıya uğramadan bunları konuşmak çok zor sanki…
36:45 biz ne bekliyoruz? insanlar için ne bekliyoruz? klişelerle boğuşmak ona kafa yormak konusunda çok ısrarcı olmalıyız. bu istediğimiz şeyi aslında istemiyoruz. 37:28 içselleştirilmiş kapitalizm 38:20 her gün vakit ayırdıkça ilerleyebileceğin işin var 39:50 sen başka bir yoldan hayatta kalamazsın. herkes nasıl kalıyorsa sen de öyle kalacaksın 41:00 arkadaşların ailen sana acır tonda yaklaşıyor 42: 35 tercih gibi görüyorsa iyi. başarısızlık, bir kaçış, kulp gibi görüyorlar bir de bunlarla uğraşmak zorunda bırakılıyorsun. 44:32 bunlar hep kendi klişelerinin üzerinden yola çıkıyor. her biri başlık olarak altının genişletilmesini derinleştirilip kapsayıcılığını bulmayı bekleyen tespitler harikasınız. bunca iyilik pozundaki kötülüğün içinde yaşarken en büyük eksikliğimiz seni sana ait gerçeklerle görüyor anlıyorum ve bu anlamada samimi isem sorumluluk almaktan kaçmayan değişimi yaşama sokan tutarlılık içinde olmalıyım, bu birbirini anlamanın gereği olan yapabileceğim şeyleri senden esirgemeyeceğim diyebilen lafta kalmayan eylemsel karşılığını da gerçekleştiren gerçek iyi insanlara ihtiyacımız var ancak bu güven ve anlayış ile gerçek anlamda sosyalleşebiliriz sanki
Caner'in "Bir insanla ilk kavgan neyse son kavgan hep o oluyor, ilk başta katlanamadığın şeyler neyse, zamanla törpülüyorsun onu ama bir süre sonra patlıyor." düşüncesine bayıldım gerçekten. Aklımda uzun zamandır bir türlü nereye varacağını oturtamadığım sakız olmuş bir ilişki karmaşası vardı, fikirlerimin gelişmesine yardımcı olacak bu düşünce, teşekkür ederim
15:00 de arkadaşlığın ihtiyaç duyma/duyulma alanları ile ilgili gelinen durumun tespiti ile ilgili açılım ( gündelik yaşamdaki teknolojik veya kültürel gelişmeleri takip için fikir alıp verme kısmının artık başka alanlardan karşılanabilir olması) çok değerli zihin açıcı. Evet arkadaşlık birbirimizin yaşamlarının zaman içindeki tanıkları olarak çok değerli oluşunun ve dürüst açık yaşanmasının eksikliği yani bu öznel tanıklığın yansımasını geri bildirimini alamayan , idare ediyorum kılıfıyla riyakarca yaşanmasının yarattığı bir gerçeklikten yoksunluğa gelmesinin can yakıcı gerçekliğini bize katıyor gibi geldi bana
Çoğumuzun içten içe hem çok rahatsız olduğu hem de kendimizi bazen bunu yaparken bulduğumuz "mutlaka bi yere varmalı" temelli parazit diyaloglarımızdan olabildiğince uzak tavrınız, sürekli kendime sorduğum "rutin small talklardan bile neden rahatsız oluyorum" sorularına tatmin edici bir cevap bulmamı sağlıyo. Çok teşekkür ederim, çok! Her bölümde değişen ve konuşmanın seyrine de muhtemelen bi şekilde yön veren mekansal fonlar da ayrıca çok hoşuma gidiyo :)
Özellikle gece izlemek, beni pamuk gibi yapiyor. Muhabbet yine cok nis ve farkli bir huzur boyutu da var. Gündüz izledigim vakit benligimle alakali felsefik düsüncelere gark oluyorum, ama geceleri asiri keyifli oluyor.
çok da iç açıcı olmayan bir senedeyiz arkadaşlarımla,sınav senemizdeyiz ve normalde bu tarz konuşup tartıştığımız anlarımız mecburen azaldı ders çalıştığımız için. bu sohbeti test çözerken arkaya açıp podcast gibi dinlemek bana o kadar iyi geliyor ki o kanepedeki arkadaş olmak çok hoşuma gidiyor. çok teşekkürler
Hayatın içinde yüzeysel bir şekilde akıp gitmekten ve ettiğim sohbetlerin bende kalıcı bir şey yaratmamasından sıkıldığım şu dönemde, bana gerçekten iyi geliyorsunuz. Susarak izlesem bile sizle bir şeyler paylaştığını düşünüyorum.
İnsan hayatının çeşitli dönemleri ve bu dönemlerle ilgili düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını kendi hikâyeleriniz üzerinden tartışmanız ve bu tartışmayı kamera yokmuş gibi doğal ve samimi bir şekilde yapıp bizi bu tartışmaya dahil ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Rica ediyorum izlenme sayısına göre programı devam ettirme ya da prog. bitirmeye karar vermemenizi rica ediyorum çünkü 1 kişinin bile hayatına dokunmaniz ve sizden bir şeyler öğrenmesi paha biçilemez. Deniz Alnıtemiz bunu okuyacağını umuyorum ve tekrar çok çok teşekkür ediyorum ❤
26:50 " bize ait şeyler öyle ya da böyle sürekli yağmalanıyor ki" "gerçekten malımıza, hakkımıza, duygumuza el konuyor sürekli" bu tespitlerin her biri bölüm konusu olsa keşke
Klişeler, kafalarındaki sen, genelde tavsiye üzerinden de nüfuz ediyor içimize. insanlar sende kendince gördükleri niteliksiz eksikliğe, niteliksiz bir tavsiye çakıyor illaki. tavsiyelere karşı uyanık olmak lazım diye de düşünmeye başladım ben bu ara. niteliksiz tavsiyeye hayır:) çok güzeldi. teşekkür ederim.
Hepimizin özel hayatında o kadar çok boş bakışmalı, sonu her türlü ekonomi ya da siyasete bağlanan ve sohbete oturduğun halinden çok daha umutsuz ve keyifsiz kalktığımız diyaloglar yaşanıyor ki başka dünya meselelerine kafa patlatmalık zihin akışı gibi gerçekleşen sohbetlere hasret kalmışız. Sanki birkaç sıra önde oturuyorum ve boynumu döndürüp sizi dinliyorum.
Ya abi sen ne dizi yapmışsın ya kanaldan bölüm gelmeyince hayıflanmıştım ama duydum diziyi izledim ve gerçekten acayip beğendim çok farklı bi dizi ve çok başka güzel emeğine, emeğinize sağlık. Teşekkür etmek için yazayım dedim.
Sohbet etmeyi, gülmeyi, bir konuyu tartışmayı, fikir paylaşmayı, en önemlisi dinlemeyi unuttuk gibi geliyor. Hayatımız yüzeysel ve yapmacık muhabbetler denizinde sürükleniyor gibi. Bir taraftan da İnsanlar kendi mutsuzluklarını bizim yaralarımıza parmak sokarak çıkarıyor ya da her şeyi biliyormuş tavırları ile şunu yapmalısın bunu yapmalısın direktifleri veriyorlar. Çabası seni ilerletmek ya da destek olmak filan değil "ben söyledim dinlemedi, ben söyledim ve yaptı" diyebilmek. Toplumca "bencillik" hastalığına yakalandık. Diyalog halindeyken karşı tarafı değil de sadece kendi konuşması ile ilgilenen insanlardan, ya da hikayedeki esnaflar gibi birbirinin işine taş koymaya çalışanlardan. Kimse kimsenin umrunda değil gibi. Bu da bizi ister istemez çevremizden soyutlanıp, içinde olmak istediğimiz arkadaşça sohbet formatlarına itiyor. Teşekkürler....
Programınız çok güzel. Bir yerlerde sohbet ediliyor. Kesiyorlar. En iyisi için muhabbet kaldığı yerden devam etmiyor. Ve üstte ıçerikler vs. Gösteriliyor. Sizinki sade . Oturuyorsunuz. Sohbet ediyorsunuz. Ben dinlerken sanki sizinle ayni ortamdaymışım, beraber oturmuşuz gibi hissettim. Ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Bence programın bu yönü çok iyi
Kendi adıma Caner'in son 10 dakikada bahsetmiş olduğu "içselleştirilmiş kapitalizm" argümanına katılıyorum. Aynı Caner'in bahsettiği geçişi şu an yaşamaktayım; 23 yaşımda kariyerim açısından "çok iyi görünen" ve nispetenden de iyi kazandığım bir işi, kendimi bildim bileli hayallerimde olan bir yola atılmak üzere bıraktım. Karşılığında ise kazandığım para ve "sosyal statüm" düşmüş oldu. Şu an yaptığım işten hatrı sayılır miktarda doyum ve haz alıp gerçekten kendimi geliştiriyor ve gerçekleştiriyor gibi hissetmeme rağmen, sürekli olarak kafamda "lan iyi de kazanıyorduk he, manita da var o da çalışıyor, tıngır mıngır ilerlerdik öyle hayatta işte ne diye macera aradım acaba tadımız mı kaçacak ilerde bu yüzden", "yakın dostlarım, ailem, sevgilim acaba beni şu an yargılıyor mudur neden işi bıraktım, sosyal statümden ve gelirimden ödün verdim diye, kesin dillerine düştüm" vb. şekillerde çatışmalar yaşamaktayım. İşin ilginç tarafı, çevremdeki saydığım tüm bu insanlar bu kararımı olumlu ve destekleyici karşıladı ve aynen bu şekilde devam ediyorlar. Ben de bundan dolayı "kesin daha yolun başında olduğumdan çok göze batmıyorum, başta bu hevesimi kırmak istemiyorlar, içlerinde kesin böyle şüpheler vardır, zamanla kesin gün yüzüne çıkacaklar" gibi düşünerek kuruntularıma devam ediyor ve çatışmalarımı sürdürüyordum. Meğerse ben de kendi içimde içselleştirmiş olduğum kapitalist düzenin bir mahsuruymuşum tıpkı Caner gibi. Kendi içimdeki duygu ve düşünce dünyamda çıkan tüm savaşlardan da ben sorumluymuşum. Bir kitap veya filmin kendi üzerimde bir farkındalık yarattığı çok olmuştu fakat bir TH-cam videosunda bunu ilk kez yaşadım, o yüzden size çok teşekkür ederim Deniz ve Caner. İçeriğinizin devamını hevesle bekliyorum diyerekten bu uzun ve samimi yorumu samimiyetsiz ve klişe bir şekilde noktalıyorum :)
abiler hissettiğimiz sorunları konuşabilen insanlar görmek çok sevindirici. size lütfen devam edin baskısı yapmak istemem elbette ama bu doygun muhabbetten de mahrum kalmak istemem. bu da böyle bir ikilem. seviliyorsunuz.
Çok güzeldi gerçekten insanın kendi içinde yaşadığı karmaşıklığı başkasının da yaşadığını görmek insanı farklı bir yöne sürüklüyor.Düşünmeye itiyor.Gerçekten güzel bir sohbetti.Teşekkürler
29:17 hak veriyorum, bir insanda ilk kavga ettiğin ilk katlanamadığın şey neyse ayrılık sebebin o oluyor, her ne kadar o şeyi törpülesen de kendi dönüşmeye başlasan da. Belki sonra kurduğun herhangi bir ilişkinde o kadar da bilenmiceksin buna ama o ayrılığı getiren şey mutlaka o oluyor. Yaşadıklarımız, hayatımıza girip çıkan insanlar bizi ne kadar dönüştürse de özde olan şeyleri ancak yontabiliyorsun ki o yontulmuş şey ilişkilerde birike birike yine doluyor gibi.
16:28 "arkadaşlarıma işlerim iyi gidiyor diyemiyorum" acısı çok değerli bir yalnızlık. ben bunu diyemediğim arkadaşlarımla "sana nasıl yardımcı olabilirim" "senin için yapabileceğim bir şey var mı?" sorularını içtenlikle ve dürüstçe yaşayarak çok daha gerçek bir arkadaşlık ilişkisi yaşadığımda hem onu hem kendimi ne kadar algısal karmaşada yaşadığımı öğrendim.
Şu an en iyi arkadaşım Caner. Tüm bu karmaşada kasvette, evet ya böyle adamlar da var ve tek yönlü de olsa ileşim halindeyiz hissi bana çok iyi geliyor. Teşekkürler Caner, iyi ki varsın, iyi ki kanalı açmışsın.
Öte yandan arkadaşlık mevzuunda şöyle bir tespitim var naçizane, insanların zamanı yok. Hiçbir şeye. Bu yaş aldıkça gelen sorumluluklardan, başka etmenlerden neyse ne, herkeste oluyor. Bu arada zamanı bulunca kendisi için bir şeyler yapası veya şu dönemde, benim gibi, hiçbir şey yapmayası geliyor. Arkadaşlıklar da bu hissiyata kurban giden ilk şeyler oluyor. Bir de herkes çok mutsuz gibi. Daha doğrusu nasıl mutlu olacağını bilemiyor gibi. Bilse de olası yok gibi. Nasılsın diyorum, 100bin tane dert keder. Kendi dertlerimizi başkalarına yüklüyoruz ve artık bu yükü taşımak da istemiyoruz. Çok uzattım. Teşekkürler beyler.
o kadar aynı duyguları yaşıyoruz ki aslında. bir şey yapmadan geçer her saniyede suçluluk duygusu artıyor. o an yapmakta olduğum şey beni beslerken onu yaptığım için suçlu hissediyorum. suçluluk duygusuyla baş etmeye çalışırken ne yaptığım şeyden keyif alıyor hakkıyla yapıyorum ne de üretebileceğim şeye zaman ayırabiliyorum. ne bu kısır döngü mü?
kendini gerceklestirme, toplumun bize acimasi gecis surecindeki her seyde ekstra baski uygulanmasi konusunda resmen aradigimi buldugum bir bolum oldu. artik insanlara katlanamayip ben mi sucluyum ya ne oluyor diye surekli dusunmekten de bikmistim simdi kafam her attiginda burayi izleyip arkadasimla konusuyormus gibi olacagim tesekkurler💃🏾 diger bolumleri izleyip sona bu bolumu birakmistim o kadar guzel bir format oldu ki hic bitmesin lutfen.
Dayanamadım izledim videoyu. Gerçekten güzel bir sohbet olmuş. Kendi arkadaşlarımla aynı bu şekilde muhabbet edebiliyorum. Bu sohbetler sayesinde ise onlarla muhabbet ederken kendime " dur heyecanlanma onları da dinle" demeyi öğrendim. 💛💛💛
Deniz Alnıtemiz ile aynı yerden ilham alıyormuşuz. Alperen ve Ömer Faruk'un kendini gerçekleştirme süreçleri bana da umut veriyor. Örneğin bu konuyu hiçbir arkadaşımla konuşamam. Ama sanki böyle Deniz Alnıtemizle konuşmuşuz gibi oldu, iyi hissettim.
Son 2 bölümü arka arkaya izledim. İlkiyle ilgili yapıldığını söylediğiniz yorumlara ben de katılıyorum. Yavaş yavaş format oturuyor gibi artık :) Ağzınıza sağlık
muazzam bir bölüm olmuş. sahiden o ilk üç bölümde eksik olan şeyler tamamlanmış, format kendini bulmuş. sohbet ile bol bol empati yapabilmemim, sürekli 'işte budur' diye düşünmemim yanı sıra nedense son yıllarda 'yakınlarımla' git gide daha seyrek yaptığım ve hayvan gibi özlem duyduğum bi sohbet olmuş.
Çok ilginç bir bölümdü. Caner çok iyi konulara girdi bu sefer ve " aynı anne babadan çıkıp farklı insanlar olmak konusu" 'ndaki fikirleri inanılmaz ilgimi çekti. Şimdiye kadar hiç böyle düşünmemiştim. Çok güzel bir 47 dk' dı. Bence daha çok video gelmeli.
Artik arkadaslarimizla bu tarz muhabbetler yapmiyor degiliz bence. TH-cam sayesinde daha kendimiz gibi insanlara ulasiyoruz. Normal hayattaki iliskilerimizi yuruturken eksik kalan bazi kisimlari burada dolduruyoruz gibi
Yakın zamanda çok enteresan bir söz duydum; "talep edilmeyen her yardım eleştiridir." Düşününce çok mantıklı geldi bana. Yardım gibi hemen hemen tüm kültürlerde kutsallaştırılmış bir olgunun bile altında böylesi temeller yatabiliyorken, kişilerin karşına geçip çıkarım veya tespit yapması nerelere varırdı acaba? Çevremdeki birçok insan, sosyal çevrelerini çok küçülttüğünü ve birçok insanı hayatından sildiğini söylüyor son zamanlarda. Bir kısım insan toplu bir aydınlanma mı yaşadı? Yoksa büyük bir kısım insan grubu toptan bozuldu mu? Hangisi daha olası
Devamı gelmeyecek diye üzülüyordum. Süpersiniz. Kahveyle ice tea karıştırmayı deneyecek kadar üşengeç ve açık fikirli olanların programı Yeni Format, başlıyor.
Cano en beğendiğim bölüm bu oldu şimdiye kadar Ciddi anlamda kameranın olduğu yerde de ben varmışım gibi hissettim😂 Deniz'in lafını bitirmesine izin versen tadından yenmeyecek
Muhteşem ötesi bir sohbetti yine. Yer yer sizi arka planda dinlerken bambaşka şeyler düşündüğümü fark ettim. Bazen çok aynı frekansta hissettim. Arayı soğutmayın pls 🖖🏾👌🏾
TH-cam’da günlük tutsaydık her birimiz, sizden daha güzel anlatamazdık hiçbir derdimizi. Hem güncel, hem gerçek hem de bu kadar “bizden” olamazdı asla. Muazzam…
Bu içselleştirilmiş kapitalizm konusunu başarısızlık üzerinden değerlendirince belki Deniz gibi böyle hissetmekte bir sıkıntı yokmuş gibi geliyor olabilir. Fakat sistemin hissettirdikleri "başarılı" olsan da fark etmiyor. Yani çok çalışmış, iyi okullarda başarıyla okumuş, iyi bir işe girmiş ve parlak bir geleceğin var olsa da aynı yetmiyor/yetersiz miyim hissi üzerinden kalmıyor. Yine oyun oynarken, bomboş duvara bakarken ya da sana çok iyi hissettiren x bir "zaman kaybı" eylemi yaparken aynı şeyi hissediyor olmak büyük bir çoğunlukla sistemin dayatması. Rasyonel bir yerden ne kadar başarılı olduğunu fark etsen de çıtayı koyan kapitalist sistemin kendisi olduğu için neredeyse hiç bir zaman o çıtaya erişememekten dolayı başarısızlık hissini sana pompalamayı başarıyor. Aslında kendini başarmak da sistemin böyle hisset diye yarattığı kavram. Tam ya da olmuş hissetmek kendini sistemden soyutlamadan gelinmesi zor bir nokta.
bi yandan çizim yaparken dinledim çok güzeldi. geçen bölümü bi bölüm daha çekelim diye kapatınca yine oradan devam edeceksiniz diye beklemiştim ama çekmekten vazgeçmişsiniz herhalde. olsun burası da gayet iyiydi. ayak işleri çekimi bi an önce bitsin de yeni formata daha çok video gelsin diye beklemedeyim. caner ilk bölüm programı deniz konuk ağarlasın diye bırakacağını söylemiştin umarım böyle bi şey yapmazsınız. ikinizin sohbeti zaten güzel olan. bi ünlü gelince direkt yaptığı işlere falan değinmek isteyecek bu konuşmanın büyüsü kaçacak gibi umarım o fikirden vazgeçmişsinizdir. sevgiler saygılar ve ikinize de iyi yıllar
Mimarlık okuyorum diğer arkadaşlarım müzik dinleyerek maket yapıyor ama ben müzik dinlerken odaklanamıyorum ben de sizin sohbetlerinizi dinliyorum çalışırken yeni format (veya loş sohbet) dinlerken maket yapmak keyifli oluyor hem de daha iyi odaklanıyorum 🙋🏻♀️👷🏻♀️
10 Ocak Pazartesi saat 20.30, Deniz Alnıtemiz Stand-up, Moda Sahnesi
Kısmet show var mı peki yakın zamanda 💫
Reis İlker canikligili getir be
Hala Ankara’ya gelmedi bu adam
Harika bir beyin fırtınası oldu...
pek çoğumuzun hissettiği benzer duygular. bir saat daha konuşmaya devam etseniz dinlerdim. bu bölümün devamı araya çok vakit girmeden gelse güzel olur ama burada da çalış çalış diye baskı kurmak hoş olmaz. sizi dinlemek keyifliydi.
+1
Caner’in içselleştirilmiş kapitalizm bahsinden itibaren çok keyif aldım. Sabredemediğin bi yerden sonra kendin gibi davranmayı/hissetmeyi seçebilmek için girdiğin halleri tam da Caner’in dediği gibi “başarısızlığa” bulduğun bi kulp gibi görüyorlar. Çünkü kimse sistemin çarkından çıkan, çıkmaya çalışan ya da en azından durup bi düşünen birini görmek istemiyo. Ne olduğunun önemi yok bi an önce devam etmeni istiyolar. İstiyoruz.
Hem ölesiye yalnız kalmak isteyip hem de yalnız olmaktan/ölmekten korktuğum bi dönemdeyim. Acaba şöyle bi tane gerçek dost edinsemiydim zamanında diyorum. Sonra da boşver herşey için geç kaldın sen diyorum. Kendimi de gerçekleşiremedim zaten. Yaptığım şeylere insanların bakışının tanımı tam da bu işte ; 'başarızlığıma bulduğum kılıf'...Ya haklılarsa durumu üzüyor biraz. İçimi döktüm gidiyorum
Kendi adıma arkadaşlık olayını şöyle özetleyebilirim: arkadaşlarım hep bir şekilde ya okuldan ya iş yerinden ya da memleketten. Yani benzer kafa, yakın zeka, aynı meşguliyetler. TH-cam izlerken örneğin sizi, boardgame geek’i, sinemanın ilgilisi ve sağlam bilgilisi, genel kültürü iyi birisini izliyorum, bu da hayatımda olmayan ama olmasını istediğim bir arkadaş modeli olduğu için arkadaş olmak istiyorum.
Bu bölüm özelinde de Caner’in söylediklerini çok iyi anlayıp, aynı hisleri yaşadığımı hissediyorum. Beni yukarı çekecek bir ortamda ya da insanla olmak istiyorum, ve sikko sikko ortamlarda vakit kaybetmek yerine aklımdaki işleri yapmak istiyorum.
Caner'in 29:06da girdiği konu ve değindiği noktalar o kadar doğru ki. Bu durumu çok net yaşadım ve bu kadar güzel anlatması beni inanılmaz etkiledi. Çok çok haklı. 9 senelik sevgilimle, tanıştığımızda onun hakkında aklıma takılan ilk ve tek problem ayrılma sebebim oldu. Çok sevdim, çok şey paylaştık ama o problemi aşamadım. Karar vermem 9 sene sürdü inanılmaz. Birlikte yaşayacaklarımız varmış demek ki. Bu konu bende Videoyu durdurup yorum yazma isteği uyandırdı. Çok doğru bir tespit Caner
Bu mekan konsepti çok hoşuna gitti böyle saçma yerlerde çekilse dağın başında otururken, apartman çatısında falan güzel eğlenceli olur
Sürekli düşündüğümüz ama konuşmaya değer kişilerin karşımıza çıkmadığına inandığımız için bahsedemediğimiz konular üzerine farklı noktalardan bakan insanları dinlemek inanılmaz bir keyif. Zaman ve mekana bağlı olarak sonucu belli determinist bir dünyada mı yoksa özgür iradenin varolabildiği bir dünyada mı yaşıyoruz, çoğu kişinin ıskaladığı bu felsefi konuya bile güzel bir şekilde değinmişsiniz. Üniversite hayatımın son senesinde akademi yoluna girmeyi düşünüp, o sancılı yolda çekeceğim acıları kaldırabilir miyim gibi düşüncelerle yanıp tutuşurken Caner'in yönetmenlik yolunda çektiği acıları aktarması da çok iyi geldi. Ayrıca Deniz gibi ben de hayatta kendini gerçekleştirmenin nadir örneklerini sporda görebildiğimize inanıyorum. Evrimsel içgüdülerimize hitap eden bir şeyler var orada, doruklara ulaşmak, sınırları zorlamak gibi. Bir basketbolsever olarak Nba ve oyuncularımız konusunda da çok isabetli yorumlar yaptını söylemek istiyorum. Alperen basketbol tarihimizin muhtemelen en potansiyelli oyuncusu. Yaşadığı gelişimi gözlemlemeyi merakla bekliyorum. Bir de içselleştirilmiş kapitalizm konusunda bir şey söylemek istiyorum; kapitalizmin üstümüze yüklediğini düşündüğümüz çoğu şeye aslında vahşi evrimsel doğamızda sahibiz. Oyun oynamak veya dinlenmek yerine Ayak İşleri çekiminde yorulmanın temel sebebi, kapitalizmin sana ''yapmalısın'' dayatması değil, Deniz'in de dediği gibi senin kendini gerçekleştirme hissin, bir yönetmen olarak içindekileri aktarabilme isteğin sanki. Dünyaya hakim olan bu ekonomik sistemden önce de insanlar daha fazlası uğruna kendini heba ediyordu. Doğamız böyle. Ben de sizin gibi dayanamayıp daldan dala atladım. Sizi dinlemek, konuştuğunuz konular üzerine kafa yormak ve bunları yazmak da çok iyi geldi. Çok teşekkürler. Farklı zaman ve mekanda, yeni bölümü merakla bekliyoruz :)
Üst üste 2 kez dinliyorum. Cidden arkadaşlarımla böyle sohbet edemiyorum ve yalnızlığımdan çok mutsuzum. 1 tane bile olsa çok yakın arkadaşım olsun isterdim. Ama bende de problemler var onu da kabul ettim. Aslinda burdan 'arkadaşlığınıza' dahil olmaya çalışmak çok acınası bi yerde. Yani ne bileyim işte. Inanç boşluğunu konuşursanız çok sevinirim. Bir yerde bahsetmiştiniz. Umarım bi gün gerçek arkadaşımla sizi Izlerim. Sizi seviyoruz.
Tamam caner seviyorum. Şimdi genel konuşmama kızma 😂
me
Kendim yazsam anca böyle olur
We can be friends:)
Ya keşke konuşulsa. Benim de en çok kafama takılan şeylerden biri ama bu ülkede linç yemeden veya sözlü saldırıya uğramadan bunları konuşmak çok zor sanki…
36:45 biz ne bekliyoruz? insanlar için ne bekliyoruz? klişelerle boğuşmak ona kafa yormak konusunda çok ısrarcı olmalıyız.
bu istediğimiz şeyi aslında istemiyoruz.
37:28 içselleştirilmiş kapitalizm
38:20 her gün vakit ayırdıkça ilerleyebileceğin işin var
39:50 sen başka bir yoldan hayatta kalamazsın. herkes nasıl kalıyorsa sen de öyle kalacaksın
41:00 arkadaşların ailen sana acır tonda yaklaşıyor
42: 35 tercih gibi görüyorsa iyi. başarısızlık, bir kaçış, kulp gibi görüyorlar bir de bunlarla uğraşmak zorunda bırakılıyorsun.
44:32 bunlar hep kendi klişelerinin üzerinden yola çıkıyor.
her biri başlık olarak altının genişletilmesini derinleştirilip kapsayıcılığını bulmayı bekleyen tespitler harikasınız.
bunca iyilik pozundaki kötülüğün içinde yaşarken en büyük eksikliğimiz
seni sana ait gerçeklerle görüyor anlıyorum ve bu anlamada samimi isem sorumluluk almaktan kaçmayan değişimi yaşama sokan tutarlılık içinde olmalıyım,
bu birbirini anlamanın gereği olan yapabileceğim şeyleri senden esirgemeyeceğim diyebilen lafta kalmayan eylemsel karşılığını da gerçekleştiren gerçek iyi insanlara ihtiyacımız var
ancak bu güven ve anlayış ile gerçek anlamda sosyalleşebiliriz sanki
Caner'in "Bir insanla ilk kavgan neyse son kavgan hep o oluyor, ilk başta katlanamadığın şeyler neyse, zamanla törpülüyorsun onu ama bir süre sonra patlıyor." düşüncesine bayıldım gerçekten. Aklımda uzun zamandır bir türlü nereye varacağını oturtamadığım sakız olmuş bir ilişki karmaşası vardı, fikirlerimin gelişmesine yardımcı olacak bu düşünce, teşekkür ederim
Bu bölümde sohbet derinleşti ve çok keyifli bir hale geldi.
Ilk kavga ne uzerine cikiyorsa son kavga da o yuzden cikiyor.o kadar hakli bir yorum ki!
"Bunu da bir insan montajlayacak!" bahanesi de ortadan kalktığına göre 2 saat dinleriz artık ❤️
Sizin sakin sohbetiniz de bana çok iyi geldi, iyi ki jump cut yapmıyorsunuz, TH-cam’daki sohbet programlarında bu iyice kansere döndü.
15:00 de arkadaşlığın ihtiyaç duyma/duyulma alanları ile ilgili gelinen durumun tespiti ile ilgili açılım ( gündelik yaşamdaki teknolojik veya kültürel gelişmeleri takip için fikir alıp verme kısmının artık başka alanlardan karşılanabilir olması) çok değerli zihin açıcı.
Evet arkadaşlık birbirimizin yaşamlarının zaman içindeki tanıkları olarak çok değerli oluşunun ve dürüst açık yaşanmasının eksikliği
yani bu öznel tanıklığın yansımasını geri bildirimini alamayan , idare ediyorum kılıfıyla riyakarca yaşanmasının yarattığı bir gerçeklikten yoksunluğa gelmesinin can yakıcı gerçekliğini bize katıyor gibi geldi bana
Format oturdu, iyi seneler.
Çoğumuzun içten içe hem çok rahatsız olduğu hem de kendimizi bazen bunu yaparken bulduğumuz "mutlaka bi yere varmalı" temelli parazit diyaloglarımızdan olabildiğince uzak tavrınız, sürekli kendime sorduğum "rutin small talklardan bile neden rahatsız oluyorum" sorularına tatmin edici bir cevap bulmamı sağlıyo. Çok teşekkür ederim, çok! Her bölümde değişen ve konuşmanın seyrine de muhtemelen bi şekilde yön veren mekansal fonlar da ayrıca çok hoşuma gidiyo :)
Özellikle gece izlemek, beni pamuk gibi yapiyor. Muhabbet yine cok nis ve farkli bir huzur boyutu da var. Gündüz izledigim vakit benligimle alakali felsefik düsüncelere gark oluyorum, ama geceleri asiri keyifli oluyor.
çok da iç açıcı olmayan bir senedeyiz arkadaşlarımla,sınav senemizdeyiz ve normalde bu tarz konuşup tartıştığımız anlarımız mecburen azaldı ders çalıştığımız için. bu sohbeti test çözerken arkaya açıp podcast gibi dinlemek bana o kadar iyi geliyor ki o kanepedeki arkadaş olmak çok hoşuma gidiyor. çok teşekkürler
Caner gün yorgunluğundan sonra tavana rahatça bakmanı engellemek istemem ama loş sohbet istiyorum. Ayrıca yine 10/10 du sohbet
Program gitgide mükemmel bir hal almaya basladi:) Çok samimi ve içten doğru tespitlerlede birleşince mükemmel oldu.
kesinlikle başta anlattığınız duygularla izlediğimi farkettim sizi.yakın arkadaşla derin muhabbet gerçekten yapılamıyo gibi artık.
Normalde böyle kötü ve rahatsız edici açıdan bir şey izleyip dinleyeceğimi düşünmezdim sohbet onu bile geçiyor çok iyi
off çok özledim sizi, bu videoyu hakettiğime inandığım bir zaman izlicem😝 en sevdiğim yiyeceği sona bırakmak gibi
Hayatın içinde yüzeysel bir şekilde akıp gitmekten ve ettiğim sohbetlerin bende kalıcı bir şey yaratmamasından sıkıldığım şu dönemde, bana gerçekten iyi geliyorsunuz. Susarak izlesem bile sizle bir şeyler paylaştığını düşünüyorum.
güldürme kaygısı ortadan kalkınca müthiş oldu program. gerçekten dediğiniz gibi frekansı buldunuz.
İnsan hayatının çeşitli dönemleri ve bu dönemlerle ilgili düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını kendi hikâyeleriniz üzerinden tartışmanız ve bu tartışmayı kamera yokmuş gibi doğal ve samimi bir şekilde yapıp bizi bu tartışmaya dahil ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Rica ediyorum izlenme sayısına göre programı devam ettirme ya da prog. bitirmeye karar vermemenizi rica ediyorum çünkü 1 kişinin bile hayatına dokunmaniz ve sizden bir şeyler öğrenmesi paha biçilemez. Deniz Alnıtemiz bunu okuyacağını umuyorum ve tekrar çok çok teşekkür ediyorum ❤
26:50 " bize ait şeyler öyle ya da böyle sürekli yağmalanıyor ki" "gerçekten malımıza, hakkımıza, duygumuza el konuyor sürekli"
bu tespitlerin her biri bölüm konusu olsa keşke
işte gerçek iki arkadaşın sohbeti böyle bir şey,.açık zihinler, anlaşılan cümleler, derinleşen sohbet.Çok beğendim, tebrikler
29:56 hiç düşünmeden söylenen cümleler yoktur hele ki sinirliyken çıktıysa net bilinçaltı
Klişeler, kafalarındaki sen, genelde tavsiye üzerinden de nüfuz ediyor içimize. insanlar sende kendince gördükleri niteliksiz eksikliğe, niteliksiz bir tavsiye çakıyor illaki. tavsiyelere karşı uyanık olmak lazım diye de düşünmeye başladım ben bu ara. niteliksiz tavsiyeye hayır:) çok güzeldi. teşekkür ederim.
on numara bolum, sizi seviyorum. daha fazla kafa acan videolariniz gelir umarim.
Hepimizin özel hayatında o kadar çok boş bakışmalı, sonu her türlü ekonomi ya da siyasete bağlanan ve sohbete oturduğun halinden çok daha umutsuz ve keyifsiz kalktığımız diyaloglar yaşanıyor ki başka dünya meselelerine kafa patlatmalık zihin akışı gibi gerçekleşen sohbetlere hasret kalmışız. Sanki birkaç sıra önde oturuyorum ve boynumu döndürüp sizi dinliyorum.
Acayip mutsuzum bir şeyler gormek icin youtubea girdim. Sizi gördugume sevindim teşekkür ederim
Şok oldum. Canimi sikan olaylari aranizda konustunuz ben kacmak icin youtubea girmistim siz benim arayip arkadasima anlatAmadığım olaylari aranizda konustunuz. Teşekkürler tekrar. Sevgiler
Bölümleri kesintisiz farklı ortamlarda yapmanız aşırı hoşuma gidiyor ya. Tatlı bi bölümdüü
bu video izlediğim en iyi şey olabilir hissettiğim bi çok sorunun tartışıldığını görmekte çok güzel bana farklı bakış açıları sunması da öyle
Ya abi sen ne dizi yapmışsın ya kanaldan bölüm gelmeyince hayıflanmıştım ama duydum diziyi izledim ve gerçekten acayip beğendim çok farklı bi dizi ve çok başka güzel emeğine, emeğinize sağlık. Teşekkür etmek için yazayım dedim.
bana gelip kendi klişeleri üzerinden bir şey öğretmeye çalışan insanla iletişim kuramıyorum 👏😌
Sohbet etmeyi, gülmeyi, bir konuyu tartışmayı, fikir paylaşmayı, en önemlisi dinlemeyi unuttuk gibi geliyor. Hayatımız yüzeysel ve yapmacık muhabbetler denizinde sürükleniyor gibi. Bir taraftan da İnsanlar kendi mutsuzluklarını bizim yaralarımıza parmak sokarak çıkarıyor ya da her şeyi biliyormuş tavırları ile şunu yapmalısın bunu yapmalısın direktifleri veriyorlar. Çabası seni ilerletmek ya da destek olmak filan değil "ben söyledim dinlemedi, ben söyledim ve yaptı" diyebilmek. Toplumca "bencillik" hastalığına yakalandık. Diyalog halindeyken karşı tarafı değil de sadece kendi konuşması ile ilgilenen insanlardan, ya da hikayedeki esnaflar gibi birbirinin işine taş koymaya çalışanlardan. Kimse kimsenin umrunda değil gibi. Bu da bizi ister istemez çevremizden soyutlanıp, içinde olmak istediğimiz arkadaşça sohbet formatlarına itiyor. Teşekkürler....
Bu ne güzel yorumdur!
Programınız çok güzel. Bir yerlerde sohbet ediliyor. Kesiyorlar. En iyisi için muhabbet kaldığı yerden devam etmiyor. Ve üstte ıçerikler vs. Gösteriliyor. Sizinki sade . Oturuyorsunuz. Sohbet ediyorsunuz. Ben dinlerken sanki sizinle ayni ortamdaymışım, beraber oturmuşuz gibi hissettim. Ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Bence programın bu yönü çok iyi
Kendi adıma Caner'in son 10 dakikada bahsetmiş olduğu "içselleştirilmiş kapitalizm" argümanına katılıyorum. Aynı Caner'in bahsettiği geçişi şu an yaşamaktayım; 23 yaşımda kariyerim açısından "çok iyi görünen" ve nispetenden de iyi kazandığım bir işi, kendimi bildim bileli hayallerimde olan bir yola atılmak üzere bıraktım. Karşılığında ise kazandığım para ve "sosyal statüm" düşmüş oldu. Şu an yaptığım işten hatrı sayılır miktarda doyum ve haz alıp gerçekten kendimi geliştiriyor ve gerçekleştiriyor gibi hissetmeme rağmen, sürekli olarak kafamda "lan iyi de kazanıyorduk he, manita da var o da çalışıyor, tıngır mıngır ilerlerdik öyle hayatta işte ne diye macera aradım acaba tadımız mı kaçacak ilerde bu yüzden", "yakın dostlarım, ailem, sevgilim acaba beni şu an yargılıyor mudur neden işi bıraktım, sosyal statümden ve gelirimden ödün verdim diye, kesin dillerine düştüm" vb. şekillerde çatışmalar yaşamaktayım. İşin ilginç tarafı, çevremdeki saydığım tüm bu insanlar bu kararımı olumlu ve destekleyici karşıladı ve aynen bu şekilde devam ediyorlar. Ben de bundan dolayı "kesin daha yolun başında olduğumdan çok göze batmıyorum, başta bu hevesimi kırmak istemiyorlar, içlerinde kesin böyle şüpheler vardır, zamanla kesin gün yüzüne çıkacaklar" gibi düşünerek kuruntularıma devam ediyor ve çatışmalarımı sürdürüyordum. Meğerse ben de kendi içimde içselleştirmiş olduğum kapitalist düzenin bir mahsuruymuşum tıpkı Caner gibi. Kendi içimdeki duygu ve düşünce dünyamda çıkan tüm savaşlardan da ben sorumluymuşum. Bir kitap veya filmin kendi üzerimde bir farkındalık yarattığı çok olmuştu fakat bir TH-cam videosunda bunu ilk kez yaşadım, o yüzden size çok teşekkür ederim Deniz ve Caner. İçeriğinizin devamını hevesle bekliyorum diyerekten bu uzun ve samimi yorumu samimiyetsiz ve klişe bir şekilde noktalıyorum :)
Öyle keyifli ki oturdum masa başına, bir yandan işimi yaptım bir yandan da derinlere daldım. Lütfen devamı gelsin hatta saatler sürsün:)
abiler hissettiğimiz sorunları konuşabilen insanlar görmek çok sevindirici. size lütfen devam edin baskısı yapmak istemem elbette ama bu doygun muhabbetten de mahrum kalmak istemem. bu da böyle bir ikilem. seviliyorsunuz.
5:00 Kadıköy'deki İnci Pastanesindeki abiden ekler pasta alırken onu güldürürsen lokmalık bi tatlı/tuzlu bir şey ikram ediyor bilginize
En en en iyi bölüm gibi geldi muhtemelen ruhsal, duygusal ihtiyaçtan. Ağzınıza sağlık, teşekkürler 🖖🏻❤️
Çok güzeldi gerçekten insanın kendi içinde yaşadığı karmaşıklığı başkasının da yaşadığını görmek insanı farklı bir yöne sürüklüyor.Düşünmeye itiyor.Gerçekten güzel bir sohbetti.Teşekkürler
29:17 hak veriyorum, bir insanda ilk kavga ettiğin ilk katlanamadığın şey neyse ayrılık sebebin o oluyor, her ne kadar o şeyi törpülesen de kendi dönüşmeye başlasan da. Belki sonra kurduğun herhangi bir ilişkinde o kadar da bilenmiceksin buna ama o ayrılığı getiren şey mutlaka o oluyor. Yaşadıklarımız, hayatımıza girip çıkan insanlar bizi ne kadar dönüştürse de özde olan şeyleri ancak yontabiliyorsun ki o yontulmuş şey ilişkilerde birike birike yine doluyor gibi.
Harika format... keyifle dinliyoruz...
16:28 "arkadaşlarıma işlerim iyi gidiyor diyemiyorum" acısı çok değerli bir yalnızlık.
ben bunu diyemediğim arkadaşlarımla "sana nasıl yardımcı olabilirim" "senin için yapabileceğim bir şey var mı?" sorularını içtenlikle ve dürüstçe yaşayarak çok daha gerçek bir arkadaşlık ilişkisi yaşadığımda hem onu hem kendimi ne kadar algısal karmaşada yaşadığımı öğrendim.
Şu an en iyi arkadaşım Caner. Tüm bu karmaşada kasvette, evet ya böyle adamlar da var ve tek yönlü de olsa ileşim halindeyiz hissi bana çok iyi geliyor. Teşekkürler Caner, iyi ki varsın, iyi ki kanalı açmışsın.
yeni bölümü beklerken formatı turladım super
Hayatımda sizin gibi insanlar eksik olduğu için sevdiğim arkadaşlarım ile muhabbet ediyorum gibi geliyor iş sonrası yorgunluğum gidiyor 💜
Öte yandan arkadaşlık mevzuunda şöyle bir tespitim var naçizane, insanların zamanı yok. Hiçbir şeye. Bu yaş aldıkça gelen sorumluluklardan, başka etmenlerden neyse ne, herkeste oluyor. Bu arada zamanı bulunca kendisi için bir şeyler yapası veya şu dönemde, benim gibi, hiçbir şey yapmayası geliyor. Arkadaşlıklar da bu hissiyata kurban giden ilk şeyler oluyor. Bir de herkes çok mutsuz gibi. Daha doğrusu nasıl mutlu olacağını bilemiyor gibi. Bilse de olası yok gibi. Nasılsın diyorum, 100bin tane dert keder. Kendi dertlerimizi başkalarına yüklüyoruz ve artık bu yükü taşımak da istemiyoruz. Çok uzattım. Teşekkürler beyler.
Dört gün boyunca her gün baştan videoyu dinledim, çok iyi yahu resmen terapi emeğinize sağlık.
Ciddi ciddi çay, kahve yudumlayarak dinledim sonunda yine koparttınız, püskürtüyodum az daha:)
o kadar aynı duyguları yaşıyoruz ki aslında. bir şey yapmadan geçer her saniyede suçluluk duygusu artıyor. o an yapmakta olduğum şey beni beslerken onu yaptığım için suçlu hissediyorum. suçluluk duygusuyla baş etmeye çalışırken ne yaptığım şeyden keyif alıyor hakkıyla yapıyorum ne de üretebileceğim şeye zaman ayırabiliyorum. ne bu kısır döngü mü?
kendini gerceklestirme, toplumun bize acimasi gecis surecindeki her seyde ekstra baski uygulanmasi konusunda resmen aradigimi buldugum bir bolum oldu. artik insanlara katlanamayip ben mi sucluyum ya ne oluyor diye surekli dusunmekten de bikmistim simdi kafam her attiginda burayi izleyip arkadasimla konusuyormus gibi olacagim tesekkurler💃🏾 diger bolumleri izleyip sona bu bolumu birakmistim o kadar guzel bir format oldu ki hic bitmesin lutfen.
Dayanamadım izledim videoyu. Gerçekten güzel bir sohbet olmuş. Kendi arkadaşlarımla aynı bu şekilde muhabbet edebiliyorum. Bu sohbetler sayesinde ise onlarla muhabbet ederken kendime " dur heyecanlanma onları da dinle" demeyi öğrendim. 💛💛💛
Çok mükkemmel, eşsiz olmuş.
Yeni video atar mısınız ? Kalbinizi kırmak istemiyorum .
Çok güzel bir bölüm 3 saat olsa dinlerdim
Deniz Alnıtemiz ile aynı yerden ilham alıyormuşuz. Alperen ve Ömer Faruk'un kendini gerçekleştirme süreçleri bana da umut veriyor. Örneğin bu konuyu hiçbir arkadaşımla konuşamam. Ama sanki böyle Deniz Alnıtemizle konuşmuşuz gibi oldu, iyi hissettim.
abi benim için ne ifade ettiğinizi de sayenizde fark edip ayrıldım videodan, teşekkür ederim
Covid + olmam nedeni ile izolasyondayken, “ keşke bir bölüm çekseler “ diye içimden geçirmişken video ile karşılaştım. Yılbaşı hediyesi gibi😊
Sıradan bir grip yahu abartmayın. 😀
şahane sohbet, su gibi aktı geçti.. ağzınıza sağlık abiler
Son 2 bölümü arka arkaya izledim. İlkiyle ilgili yapıldığını söylediğiniz yorumlara ben de katılıyorum. Yavaş yavaş format oturuyor gibi artık :) Ağzınıza sağlık
muazzam bir bölüm olmuş. sahiden o ilk üç bölümde eksik olan şeyler tamamlanmış, format kendini bulmuş. sohbet ile bol bol empati yapabilmemim, sürekli 'işte budur' diye düşünmemim yanı sıra nedense son yıllarda 'yakınlarımla' git gide daha seyrek yaptığım ve hayvan gibi özlem duyduğum bi sohbet olmuş.
Çok ilginç bir bölümdü. Caner çok iyi konulara girdi bu sefer ve " aynı anne babadan çıkıp farklı insanlar olmak konusu" 'ndaki fikirleri inanılmaz ilgimi çekti. Şimdiye kadar hiç böyle düşünmemiştim. Çok güzel bir 47 dk' dı. Bence daha çok video gelmeli.
Artik arkadaslarimizla bu tarz muhabbetler yapmiyor degiliz bence. TH-cam sayesinde daha kendimiz gibi insanlara ulasiyoruz. Normal hayattaki iliskilerimizi yuruturken eksik kalan bazi kisimlari burada dolduruyoruz gibi
bayılıyorum ikinize bayılıyorum söyleyeceklerim bu kadar dfgsf
İzlediğim en iyi yeni format bölümü olabilir. Sanırım kendimden çok şey bulduğum bi bölüm olduğu için. Teşekkürler her şey için.
Ay ne zamandır bekliyordum yeni videoyu harika oldu
Yakın zamanda çok enteresan bir söz duydum; "talep edilmeyen her yardım eleştiridir."
Düşününce çok mantıklı geldi bana. Yardım gibi hemen hemen tüm kültürlerde kutsallaştırılmış bir olgunun bile altında böylesi temeller yatabiliyorken, kişilerin karşına geçip çıkarım veya tespit yapması nerelere varırdı acaba? Çevremdeki birçok insan, sosyal çevrelerini çok küçülttüğünü ve birçok insanı hayatından sildiğini söylüyor son zamanlarda. Bir kısım insan toplu bir aydınlanma mı yaşadı? Yoksa büyük bir kısım insan grubu toptan bozuldu mu? Hangisi daha olası
Yaptığınız konuşmanın samimiyeti o kadar üst yerde ki sabaha kadar oturup sıkılmadan dinlerim. Umarım bu seri hep devam eder
Biz cok keyif aldik bu sohbeti dinlemekten, ayda bir bile olsa raziyiz, litfen devam.
Sonundaaaa! Caner bir şey oldu sandım sana çok uzun zaman video koymayınca 💐
Devamı gelmeyecek diye üzülüyordum. Süpersiniz. Kahveyle ice tea karıştırmayı deneyecek kadar üşengeç ve açık fikirli olanların programı Yeni Format, başlıyor.
İçimdeki çoğu şeyi bu denli yansıtmanız çok rahatsız edici:)Bu bölüm başka bir boyuttu. Çok güzeldi. Teşekkürler.
Sizi çok seviyorum, harika bir bölüm.
Nakış yaparken sizi dinliyorum 🤗👍
Cano en beğendiğim bölüm bu oldu şimdiye kadar
Ciddi anlamda kameranın olduğu yerde de ben varmışım gibi hissettim😂
Deniz'in lafını bitirmesine izin versen tadından yenmeyecek
2022 için daha düzenli gelen videolar diliyorum, teşekkürler 👀
Mesela bu kaydı ekrana bakmadan sadece dinledim ama soba kenarı programında dekor ve renkler o kadar iyiydi ki sesi off edip izleyebilirdim.
Sevgiler
Muhteşem ötesi bir sohbetti yine. Yer yer sizi arka planda dinlerken bambaşka şeyler düşündüğümü fark ettim. Bazen çok aynı frekansta hissettim. Arayı soğutmayın pls 🖖🏾👌🏾
Bu hafta da bu sohbet bana yeter kimseyle buluşmama gerek kalmadı hissi geldi...
TH-cam’da günlük tutsaydık her birimiz, sizden daha güzel anlatamazdık hiçbir derdimizi. Hem güncel, hem gerçek hem de bu kadar “bizden” olamazdı asla. Muazzam…
Bir çok düşüncemin özeni gibiydi!!!👍🏻
eyvallah ultra naturel olsun, cutsız koyun falan da asmr'a da dönüşmesin yaauv canerin bişey içerkenki yutkunma sesi beynimde zonkluyor.
pcde işim varken arkadan sohbet videoları dinliyorum. devamı gelmesini isterim hayyyyyyyyyyyyydi masallah insallah
Uzun zamandır yeni bir video bekliyordum, teşekkürler 😃
Deniz Bey Ankara'ya gösteriye gelmediği için protesto ederek 2xte izleyeceğim
offf en güzel yerinde bitmiş
Bu içselleştirilmiş kapitalizm konusunu başarısızlık üzerinden değerlendirince belki Deniz gibi böyle hissetmekte bir sıkıntı yokmuş gibi geliyor olabilir. Fakat sistemin hissettirdikleri "başarılı" olsan da fark etmiyor. Yani çok çalışmış, iyi okullarda başarıyla okumuş, iyi bir işe girmiş ve parlak bir geleceğin var olsa da aynı yetmiyor/yetersiz miyim hissi üzerinden kalmıyor. Yine oyun oynarken, bomboş duvara bakarken ya da sana çok iyi hissettiren x bir "zaman kaybı" eylemi yaparken aynı şeyi hissediyor olmak büyük bir çoğunlukla sistemin dayatması. Rasyonel bir yerden ne kadar başarılı olduğunu fark etsen de çıtayı koyan kapitalist sistemin kendisi olduğu için neredeyse hiç bir zaman o çıtaya erişememekten dolayı başarısızlık hissini sana pompalamayı başarıyor. Aslında kendini başarmak da sistemin böyle hisset diye yarattığı kavram. Tam ya da olmuş hissetmek kendini sistemden soyutlamadan gelinmesi zor bir nokta.
ayak işleri 7 ve 8. bölüm efsane. buradan belirtmek istedim sadece. harikasınız. sevgiler saygılar.
bi yandan çizim yaparken dinledim çok güzeldi. geçen bölümü bi bölüm daha çekelim diye kapatınca yine oradan devam edeceksiniz diye beklemiştim ama çekmekten vazgeçmişsiniz herhalde. olsun burası da gayet iyiydi. ayak işleri çekimi bi an önce bitsin de yeni formata daha çok video gelsin diye beklemedeyim. caner ilk bölüm programı deniz konuk ağarlasın diye bırakacağını söylemiştin umarım böyle bi şey yapmazsınız. ikinizin sohbeti zaten güzel olan. bi ünlü gelince direkt yaptığı işlere falan değinmek isteyecek bu konuşmanın büyüsü kaçacak gibi umarım o fikirden vazgeçmişsinizdir. sevgiler saygılar ve ikinize de iyi yıllar
Mimarlık okuyorum diğer arkadaşlarım müzik dinleyerek maket yapıyor ama ben müzik dinlerken odaklanamıyorum ben de sizin sohbetlerinizi dinliyorum çalışırken yeni format (veya loş sohbet) dinlerken maket yapmak keyifli oluyor hem de daha iyi odaklanıyorum 🙋🏻♀️👷🏻♀️
İnanç boşluğu konusunu konuşacaksınız diye bekledim ama konu oraya gelmedi umarım bir dahaki bölümde konunuz olur,neler düşündüğünüzü merak ediyorum
TH-cam da izlediğim en iyi video. net. teşekkürler
,
Özlettiniz be iki gözümün çiçekleri 🖤❤️