Metin Canlı Kardeşim, “Size okunan bu kuran yetmiyormu ki başka hadise bakıyorsunuz ne kadarda az düşünüyorsunuz” yazmış ve bu âyet ne olacak diye sormuşsunuz. Öncelikle Kur’ân’da böyle bir âyet bilmiyorum. Zannımca yok. Haliyle bir şey yapmaya da gerek yok. Özellikle “Başka hadise bakıyorsunuz” lafzına Kur’ânda hiç rastlamadım. Şayet sure ve âyet numarası verirseniz bir daha değerlendiririm. Ancak kastınız Ankebut suresi 51. Âyet ise onun Kur’ân metni ve meali şöyledir: اوَلَمْ يَكْفِهِمْ اَنَّٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ يُتْلٰى عَلَيْهِمْۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَرَحْمَةً وَذِكْرٰى لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ۟ “Kendilerine okunan bir Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan topluluk için rahmet ve ibret vardır.” (Ankebut, 29/51). Benzer başka âyetler de mevcuttur. Ancak bu ve benzeri âyetlerin konumuzla alakası yok. Genel görüşe göre bu âyet, Kur’ân’ı ve peygamberimizi doğrudan inkar eden ve Peygamber isen o zaman mucize göster diyen inkârcı yani müşrik ve kâfirler hakkında nâzil olmuştur. Bu âyetle Allah, en büyük mucize Kur’ân’dır bu onlara yetmiyor mu? şeklinde cevap vermiş oluyor. Bu âyet eğer sizin zannettiğiniz mesele ile ilgili olmuş olsa o zaman şu mana ortaya çıkardı. Hz. Ebûbekir, Ömer, Osman vs. sahabe daha yeni inmekte olan âyetleri anlamak ve dini iyi öğrenmek için Peygamberimize (s.a.v.) soru soruyorlar, peygamber (s.a.v.) de onlara sözlü ve fiili olarak (Sünnet ve hadîs) dini anlatıyor. Bunun üzerine Allah onları azarlayıcı tarzda “Kendilerine okunan bir Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? âyetini indirmiş. Böyle bir şey olabilir mi? Oysa biz, Sahabenin her fırsatta Peygamberimize soru sorduğunu ve aldıkları cevaba göre dini yaşadıklarını biliyoruz. Demek ki söz konusu âyet belirttiğimiz gibi Peygamberimizden mucîze isteyenler hakkında nazil olmuştur. Zaten bir sonraki âyette bu durum netlik kazanıyor ve Yüce Allah inkârcıları kastederek şöyle buyuruyor: قُلْ كَفٰى بِاللّٰهِ بَيْن۪ي وَبَيْنَكُمْ شَه۪يدًاۚ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِالْبَاطِلِ وَكَفَرُوا بِاللّٰهِۙ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ “De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenler var ya; işte onlar asıl ziyana uğrayanlardır.” (Ankebut, 29/52). Kaldı ki bizim konuştuğumuz meselede haşa Kur’ân’ı inkâr söz konusu değil... Konumuza gelecek olursak, Kur’ân İslâm’ın ana kaynağıdır. Bunda tartışma olamaz. Ancak Kur’ân bir peygamber vasıtasıyla gelmiş ve ilk etapta Kur’ân’da anlaşılmayan veya net olarak bulunmayan bazı detaylar ancak Peygamberin açıklama ve uygulamaları yani sünnet ve hadisle anlaşılabilir. Zerre kadar ilmî bilgisi olan herkes bunun böyle olduğunu zaten kabul eder ve 1400 yıldır da âlimler böyle yapmışlardır. Yani bir mesele sorulduğunda âlimler önce Kur’ân’a bakmış, yoksa Hadise bakmış orda da net bir şey yoksa ictihadda bulunmuşlardır. Usul budur. Bu usulü da öyle önüne gelen her kes değil, işin uzmanı müctehid âlimler yapa bilir. Kısaca bizim konuştuğumuz mesele Kur’ân’ın ana kaynak olup olmaması değil, sadece Kur’ân’a bakarak (hadise bakmadan) tüm meselelere cevap buluna bilir mi meselesidir. Evet Kur’an bazı konularda tek başına yeterlidir. Mesela domuz etinin haram oluşu gibi. Burada ayrıca hadise bakılmaz. Ama bazı meselelerin cevabı ise açık bir şekilde yoktur. Bu mesele yazmakla bitmez. Bir kaç soru ile ne demek istediğimizi anlatalım. Soru: 1. Eğer Kur’ân her meselede yeterli ve çok açık ise ve herkes anlayabiliyorsa o zaman bize Kur’ân’da eşek ve köpek etinin haram olduğuna dair (dolaylı değil) apaçık bir delil sunsunlar. 2. Kırk tavuğum varsa kaçta biri zekattır? Sorusunun cevabını âyetle versinler. Zekatı yoksa olmadığına dair âyet. 3. “Kur’an’da “Hırsızlık yapan erkek ve kadının, elde ettiklerine karşılık ve Allah’tan ibretlik bir ceza olmak üzere ellerini kesin! Allah güçlüdür, doğru hüküm verendir.” Hırsızın elini nereden keseceğiz, bilekten mi? dirsekten mi? kolun tamamı mı? parmaklar mı? tırnak mı? 4 Kur’ân’da ezan var mı? Kur’andan net bir âyet verilsin lütfen. Buna benzer yüzlerce soru sorulabilir ancak konu uzar. Allah’a emanet olunuz.
Ağzınıza sağlık hocam
size okunan bu kuran yetmiyormu ki başka hadise bakıyorsunuz ne kadarda az düşünüyorsunuz ayeti ne olacak
Metin Canlı Kardeşim,
“Size okunan bu kuran yetmiyormu ki başka hadise bakıyorsunuz ne kadarda az düşünüyorsunuz” yazmış ve bu âyet ne olacak diye sormuşsunuz. Öncelikle Kur’ân’da böyle bir âyet bilmiyorum. Zannımca yok. Haliyle bir şey yapmaya da gerek yok. Özellikle “Başka hadise bakıyorsunuz” lafzına Kur’ânda hiç rastlamadım. Şayet sure ve âyet numarası verirseniz bir daha değerlendiririm. Ancak kastınız Ankebut suresi 51. Âyet ise onun Kur’ân metni ve meali şöyledir:
اوَلَمْ يَكْفِهِمْ اَنَّٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ يُتْلٰى عَلَيْهِمْۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَرَحْمَةً وَذِكْرٰى لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ۟
“Kendilerine okunan bir Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan topluluk için rahmet ve ibret vardır.” (Ankebut, 29/51). Benzer başka âyetler de mevcuttur. Ancak bu ve benzeri âyetlerin konumuzla alakası yok. Genel görüşe göre bu âyet, Kur’ân’ı ve peygamberimizi doğrudan inkar eden ve Peygamber isen o zaman mucize göster diyen inkârcı yani müşrik ve kâfirler hakkında nâzil olmuştur. Bu âyetle Allah, en büyük mucize Kur’ân’dır bu onlara yetmiyor mu? şeklinde cevap vermiş oluyor. Bu âyet eğer sizin zannettiğiniz mesele ile ilgili olmuş olsa o zaman şu mana ortaya çıkardı. Hz. Ebûbekir, Ömer, Osman vs. sahabe daha yeni inmekte olan âyetleri anlamak ve dini iyi öğrenmek için Peygamberimize (s.a.v.) soru soruyorlar, peygamber (s.a.v.) de onlara sözlü ve fiili olarak (Sünnet ve hadîs) dini anlatıyor. Bunun üzerine Allah onları azarlayıcı tarzda “Kendilerine okunan bir Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? âyetini indirmiş. Böyle bir şey olabilir mi? Oysa biz, Sahabenin her fırsatta Peygamberimize soru sorduğunu ve aldıkları cevaba göre dini yaşadıklarını biliyoruz. Demek ki söz konusu âyet belirttiğimiz gibi Peygamberimizden mucîze isteyenler hakkında nazil olmuştur. Zaten bir sonraki âyette bu durum netlik kazanıyor ve Yüce Allah inkârcıları kastederek şöyle buyuruyor:
قُلْ كَفٰى بِاللّٰهِ بَيْن۪ي وَبَيْنَكُمْ شَه۪يدًاۚ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِالْبَاطِلِ وَكَفَرُوا بِاللّٰهِۙ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
“De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenler var ya; işte onlar asıl ziyana uğrayanlardır.” (Ankebut, 29/52). Kaldı ki bizim konuştuğumuz meselede haşa Kur’ân’ı inkâr söz konusu değil...
Konumuza gelecek olursak, Kur’ân İslâm’ın ana kaynağıdır. Bunda tartışma olamaz. Ancak Kur’ân bir peygamber vasıtasıyla gelmiş ve ilk etapta Kur’ân’da anlaşılmayan veya net olarak bulunmayan bazı detaylar ancak Peygamberin açıklama ve uygulamaları yani sünnet ve hadisle anlaşılabilir. Zerre kadar ilmî bilgisi olan herkes bunun böyle olduğunu zaten kabul eder ve 1400 yıldır da âlimler böyle yapmışlardır. Yani bir mesele sorulduğunda âlimler önce Kur’ân’a bakmış, yoksa Hadise bakmış orda da net bir şey yoksa ictihadda bulunmuşlardır. Usul budur. Bu usulü da öyle önüne gelen her kes değil, işin uzmanı müctehid âlimler yapa bilir. Kısaca bizim konuştuğumuz mesele Kur’ân’ın ana kaynak olup olmaması değil, sadece Kur’ân’a bakarak (hadise bakmadan) tüm meselelere cevap buluna bilir mi meselesidir. Evet Kur’an bazı konularda tek başına yeterlidir. Mesela domuz etinin haram oluşu gibi. Burada ayrıca hadise bakılmaz. Ama bazı meselelerin cevabı ise açık bir şekilde yoktur. Bu mesele yazmakla bitmez. Bir kaç soru ile ne demek istediğimizi anlatalım.
Soru: 1. Eğer Kur’ân her meselede yeterli ve çok açık ise ve herkes anlayabiliyorsa o zaman bize Kur’ân’da eşek ve köpek etinin haram olduğuna dair (dolaylı değil) apaçık bir delil sunsunlar.
2. Kırk tavuğum varsa kaçta biri zekattır? Sorusunun cevabını âyetle versinler. Zekatı yoksa olmadığına dair âyet.
3. “Kur’an’da “Hırsızlık yapan erkek ve kadının, elde ettiklerine karşılık ve Allah’tan ibretlik bir ceza olmak üzere ellerini kesin! Allah güçlüdür, doğru hüküm verendir.” Hırsızın elini nereden keseceğiz, bilekten mi? dirsekten mi? kolun tamamı mı? parmaklar mı? tırnak mı?
4 Kur’ân’da ezan var mı?
Kur’andan net bir âyet verilsin lütfen. Buna benzer yüzlerce soru sorulabilir ancak konu uzar.
Allah’a emanet olunuz.
Ağzınıza sağlık hocam @@ferzendeidiz5028