DEVAMI// “Küçüğüm,” dediğinde yavaşça parmaklarıyla lekeli cildime dokunduğunda geri çekildim. “Bu aralar uykusuzluktan ve sağlıklı olmadığımdan cildimde sivilceler çıktı, dokunma,” dediğimde ayak adımlarımı çoktan geriye atmıştım ama o inadına bana doğru yaklaştı. “Umrumda mı sanıyorsun bal bebeğim? Sevmek ne demek biliyor musun?” Dediğinde, kaçamak bakış attım ve bakışlarımı yerdeki dokuma halıyla birleştirince parmaklarını çenemde birleştirip kendisine bakmaya zorladı. “Sivilceli, sivilcesiz. Yorgun veya yorgun değil. Sağlıklı ya da sağlıksız. Hepsi senin ruhunda. Ruhuna aşık oldum bebeğim sana değil,” diyerek ellerini boğazımda birleştirdiğinde bir anda dudaklarını kendi dudaklarımda hissedince, ayaklarımda hiç güç kalmamış gibi hissediyordum ama karşılık vermeden de yapamadım. Evet, bir büyücüye aşık olmuştum. “Yapabilir miyim sevgilim, lütfen?” Dediğinde ellerini kemerinde tuttuğunu fark ettim. Başımı korkarca sallasam da, ona bunu fark ettirmemeye özen gösteriyordum. “Bal çiçeğim, korkma. Nazik olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Tıpkı ruhuna dokunmuşum gibi hissedeceksin.” Pantolonu sadece sıyırmış, sanki acelesi varmış gibi bir anda aletini gözler önüne serdiğinde, yavaşça yutkunmuştum. Kısa kahkahası, bu tepkime olan kısa bir gülüştü sadece. “ Birazdan onu seveceksin bebeğim, o senin için sabırsızlanıyor çünkü.” Pijamamı hızlıca çıkardıktan sonra, üzerime doğru eğildi. Öyle ki; dudaklarımızın arasında santimler vardı. Bana yaklaşırken ona korkuyla baksam da, tepki vermedim. Korkumu gözlerimde gördüğünde, bu onu daha da dehşete düşürmekten başka hiçbir şey yapmayacaktı. Üstündeki gömleği, hızlıca yırtarken her bir düğme, etrafa doğru sıçrayıp, parkelerde sert bir ses çıkardı. “Hızlı olmak zorundayım bebeğim, ailen gelmeden gideceğim ama söz geri geleceğim,” bir anda içime girmesiyle yüksek çığlığımı tahmin etmiş olacak ki, dudakları dudaklarıma kapanmıştı. “Ahhhh, bebeğim. Sıcacıksın.” Seri hareketler devam ettikçe, sanki duvarlarım parçalanıyor gibiydi. Başını omzuma yaslamış bir vaziyette; ileri geri hareketler yaparken, vajinamdan çıkan vıcık vıcık sesler yanaklarımın kızarmasına ve yerin dibine girmeme neden olmuştu. “Ne ara bu kadar sulandın küçüğüm?” inlemekten cevap veremiyordum. Öyle ki; parmaklarım onun göğsüne değiyor ve ve her içime doğru ulaştığında tırnaklarımla bastırmama neden oluyordu. “Ahhh, Jeon. Çık, çok acıyor,” dediğimde beni dinlemeyerek devam edecek sandım ama, o aksine kendi zevkini düşünmeyerek içimden çıktığında şaşkın gözlerle ona baktım. “İyi misin? Çok mu acıyor?” Şaşırmıştım. “Hayır, hayır devam et.” “Emin misin bebeğim?” Dediğinde yüzündeki o endişeli ifadeyi gördüğümde, sanki yaşattığı zevk cennetin açık kapıları gibi hissettirmişti. “Evet.” Tekrardan içime girdiğinde, aynı anda inlemiştik. “Bebeğim, mükemmelsin. Sana çok aşığım duydun mu? O kadar aşığım ki sana, yanında bir ömür kalsam, bu özlemim geçmeyecek gibi hissediyorum,”dediğinde acıya rağmen gülümseyebilmiştim. İçimden çıkıp, karnıma doğru boşaldığında yorgun bir şekilde yanıma doğru uzandı. “Seni düşünmekten kendimi alamıyorum. Benimle evlen.” Gözlerimi büyütmüştüm. “Ne?” “Evlen işte. Evlenir misin?” “Şey, sanırım evet.” Dudağıma buse kondurmasıyla sanki zaman durmuştu. “Seni seviyorum bebeğim. Bir gün ölecekmişim gibi hem de.” “Ben de seni seviyorum, bir gün ölecekmişsin gibi.” END🫶🏻
Oha... bu nedir yaaa. Cidden bayıldım... Yazım şeklin ne kadar da güzel... Konu ilginç ki buda hikayeyi efsane kılıyor. Tek kelime ile kalemine sağlık♥️
DEVAMI//
“Küçüğüm,” dediğinde yavaşça parmaklarıyla lekeli cildime dokunduğunda geri çekildim. “Bu aralar uykusuzluktan ve sağlıklı olmadığımdan cildimde sivilceler çıktı, dokunma,” dediğimde ayak adımlarımı çoktan geriye atmıştım ama o inadına bana doğru yaklaştı.
“Umrumda mı sanıyorsun bal bebeğim? Sevmek ne demek biliyor musun?” Dediğinde, kaçamak bakış attım ve bakışlarımı yerdeki dokuma halıyla birleştirince parmaklarını çenemde birleştirip kendisine bakmaya zorladı. “Sivilceli, sivilcesiz. Yorgun veya yorgun değil. Sağlıklı ya da sağlıksız. Hepsi senin ruhunda. Ruhuna aşık oldum bebeğim sana değil,” diyerek ellerini boğazımda birleştirdiğinde bir anda dudaklarını kendi dudaklarımda hissedince, ayaklarımda hiç güç kalmamış gibi hissediyordum ama karşılık vermeden de yapamadım.
Evet, bir büyücüye aşık olmuştum.
“Yapabilir miyim sevgilim, lütfen?” Dediğinde ellerini kemerinde tuttuğunu fark ettim. Başımı korkarca sallasam da, ona bunu fark ettirmemeye özen gösteriyordum. “Bal çiçeğim, korkma. Nazik olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Tıpkı ruhuna dokunmuşum gibi hissedeceksin.”
Pantolonu sadece sıyırmış, sanki acelesi varmış gibi bir anda aletini gözler önüne serdiğinde, yavaşça yutkunmuştum. Kısa kahkahası, bu tepkime olan kısa bir gülüştü sadece. “ Birazdan onu seveceksin bebeğim, o senin için sabırsızlanıyor çünkü.”
Pijamamı hızlıca çıkardıktan sonra, üzerime doğru eğildi. Öyle ki; dudaklarımızın arasında santimler vardı. Bana yaklaşırken ona korkuyla baksam da, tepki vermedim. Korkumu gözlerimde gördüğünde, bu onu daha da dehşete düşürmekten başka hiçbir şey yapmayacaktı. Üstündeki gömleği, hızlıca yırtarken her bir düğme, etrafa doğru sıçrayıp, parkelerde sert bir ses çıkardı.
“Hızlı olmak zorundayım bebeğim, ailen gelmeden gideceğim ama söz geri geleceğim,” bir anda içime girmesiyle yüksek çığlığımı tahmin etmiş olacak ki, dudakları dudaklarıma kapanmıştı.
“Ahhhh, bebeğim. Sıcacıksın.”
Seri hareketler devam ettikçe, sanki duvarlarım parçalanıyor gibiydi. Başını omzuma yaslamış bir vaziyette; ileri geri hareketler yaparken, vajinamdan çıkan vıcık vıcık sesler yanaklarımın kızarmasına ve yerin dibine girmeme neden olmuştu.
“Ne ara bu kadar sulandın küçüğüm?” inlemekten cevap veremiyordum. Öyle ki; parmaklarım onun göğsüne değiyor ve ve her içime doğru ulaştığında tırnaklarımla bastırmama neden oluyordu.
“Ahhh, Jeon. Çık, çok acıyor,” dediğimde beni dinlemeyerek devam edecek sandım ama, o aksine kendi zevkini düşünmeyerek içimden çıktığında şaşkın gözlerle ona baktım. “İyi misin? Çok mu acıyor?”
Şaşırmıştım. “Hayır, hayır devam et.”
“Emin misin bebeğim?” Dediğinde yüzündeki o endişeli ifadeyi gördüğümde, sanki yaşattığı zevk cennetin açık kapıları gibi hissettirmişti.
“Evet.”
Tekrardan içime girdiğinde, aynı anda inlemiştik. “Bebeğim, mükemmelsin. Sana çok aşığım duydun mu? O kadar aşığım ki sana, yanında bir ömür kalsam, bu özlemim geçmeyecek gibi hissediyorum,”dediğinde acıya rağmen gülümseyebilmiştim.
İçimden çıkıp, karnıma doğru boşaldığında yorgun bir şekilde yanıma doğru uzandı. “Seni düşünmekten kendimi alamıyorum. Benimle evlen.”
Gözlerimi büyütmüştüm. “Ne?”
“Evlen işte. Evlenir misin?”
“Şey, sanırım evet.”
Dudağıma buse kondurmasıyla sanki zaman durmuştu. “Seni seviyorum bebeğim. Bir gün ölecekmişim gibi hem de.”
“Ben de seni seviyorum, bir gün ölecekmişsin gibi.”
END🫶🏻
Böyle farkli konulu olan hikayelere bayılıyorum çok guzel olmuş tekrar tekrar okuyacagim kesinlikle
Çok teşekkür ederimmm🥹🥹✨
Oha... bu nedir yaaa. Cidden bayıldım... Yazım şeklin ne kadar da güzel... Konu ilginç ki buda hikayeyi efsane kılıyor. Tek kelime ile kalemine sağlık♥️
Çok teşekkür ederimmm ❤❤
Okuyacağım şimdi ama belirtmek istedim fotoğrafların uyumu der susarım😮😍
Aayy ayaaaa şükür şükür bunu bekliyordum ne zamandir harika olmus yazarim ellerine sağlık 💓💓
Beğenmene sevindim bebeğimmmm teşekkür ederimmm🫶🏻🤍
@amara8282 rica ederim ne demek canım💙💙💝💝
Bu harika hikayeye çok güzel demek basit kalıyor allahım bunu nasıl adlandıra bilirimmm mükemmelsinn 💕🫶🏻
Bebeğim çok teşekkürlerrr🐱✨🥹
Bebeğim şaşırtmıyorrrr🥹🥹
Ayyy çok güzeldiii bayıldımm ellerinee emeğine sağlık bebeğim💋💋
Teşekkür ederim canımmm❤️🩹💋
Bayıldımmmm çok güzel❤
Geldiiiim ❤❤❤