Kurt'u sizin çevirinizle tanımıştım, Martin Eden'ın yalnızca yaklaşık olarak 15. Sayfasından sonra "okuduğum en iyi kitap bu galiba" demiştim ve o kadar hızlı bitirmiştim ki 500 sayfaymış gibi hiç hissetirmemişti. Türkçenizin lezzetinin bunda oldukça payı var, müteşekkirim. Ayrıca kitabın bende kalıcı bir izi oldu, Martin Edenvari bir hummalı çalışmaya giriştim üniversitemin ikinci sınıfında, şu an ise Boğaziçi'nde yüksek lisans yapıyorum. İşin komik tarafı ben meslek lisesi çıkışlıyım, fabrikada da çalıştım; Jack London'la bilmem kader ahbaplığımızdan mıdır, çok iyi geçiniyorum. Martin Eden çevirinizden sonra (kitap öylesine yoğun okuma hazzı vermişti ki genel olarak kitaplara olan düşkünlüğüm daha da artmıştı) diğer çevirilerinizi de okudum, hızımı alamayıp yayınevinizden çıkan Jack London biyografisini de okudum, sizin Martin Eden'daki yaratıcı, sözcüklerden bal damlatan çeviriniz olmasa Jack London'u bu kadar benimser miydim, bilmiyorum. Tekrardan teşekkür ederim. Ben de bir alıntıyla bitireyim: Aynaya yaklaşıp kendine yakından baktı ve kahkahalarla güldü. "Biraz histeri, biraz da melodram ha?" diye sordu. "Boş ver, olur böyle şeyler. Peynir Surat'ı çiğnemiş adamsın, isterse iki kere on bir yıl sürsün, bütün o editörleri de ezip geçersin. Burada duramazsın. Devam etmek zorundasın. Biliyorsun ki sonuna kadar gitmek zorundasın."
Çok hoş bir yorum olmuş Sayın Dracgox.Jack London ve Martin Eden'le aranızda ne güzel bağlantılar kurmuşsunuz. Bana yönelik övgülerinize teşekkür ederim, çok memnun oldum. Selmalar, Levent.
Jack London'ın 40 yıl gibi kısa bir süreye hem bu kadar çok eseri, hem de dolu dolu, serüvenli bir hayatı nasıl sığdırabildiğine hayret ediyorum, müthiş üretken bir yazar.
Videoyu izlerken Martin Eden'den şu alıntı geldi aklima "Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer". Jack London, yarattığı karakterleri, okurda uyandırdığı duyguları ve hayatıyla kesinlikle mucizevi bir kişilik. Yaşamlarımızı değerli kılmak üzere.
Jack london ile tanımam 11 yaşımdaydı. Memleketim Diyarbakır'da okulda, ismini sevdim diye almıştım, Demiryolu serserileri eserini okumuştum. İlk romanım. Farklı yayınevlerinde ergenlik yaşlarında Daha bir çok eserini okudum. Dün 17 yaşındaki kardeşim "bir dilim biftek" kitabını getirdi. 2 öyküyü tek solukta okudum. Okuttum.Ve Hayatımda ilk kez HAYATIMDA İLK KEZ YAZARA DEĞİL,ÇEVİRMENE HAYRAN KALDIM. :) O notlar,dipnotlar...Meksikalı öyksüsündeki detaylar...Joe rivers..Muazzam hayranlık besledim size. Martin eden beyaz diş vs dahil tüm romanlarını yeniden bir de sizin çevirinizle 29 yaşımda yeniden okuyacağım hemencecik..Kardeşime,onun akranlarına da okutacağım. Sizi araştırırken "Karavandaki adam" kanalındaki seriyi de seyrettim. Bilgileriniz bir yana... Anlatımınız harikaydı. Dostoyevski aşığı biri olarak...Ona dair de bildiklerinizi anlatmanızı rica ederim. :) Belki bir gün hiç değilse.. Jack london çok özel...Siz de öyle.Levent bey,İyi ki ama iyi ki varsınız. Varlığınız adına Çok teşekkürler. İyi çalışmalar ❤
Teşekkürler Sayın Guneydemircan. Tabii ben aktarıcıyım. Asıl yaratıcı Jack London. O kadar güzel yazmış ki çevirmen olarak tüm çabam, onun yarattığı bu güzelliği karşılıksız bırakmamaya çalışmak. Bu çabanın sizin gibi okurların gözünde bu şekilde değerlendirilmesi, çok güzel bir duygu. Selamlar, Levent.
Jack London'ı okumak ne kadar büyük şans ise sizin gibi başarılı bir çevirmenin elinden okumak da o kadar büyük bir şans bizim için Levent Hocam :) Jack London'ı ilk "Martin Eden" kitabıyla tanıdım. Kuşkusuz Martin Eden, Jack London'ın diğer eserleri arasından en iyisiydi. Bu kadar sevdiğim bir yazarın eserlerini kıyaslamak istemesem de alıntısını yaptığınız Martin Eden eserini çok farklı yere koymak zorunda hissediyorum kendimi. Ben de benim dikkatimi çeken bir bölümden bahsetmek istiyorum. Martin Eden, Ruth'un ailesinin evine gittiğinde ilgini çeken bir tablo görüyor ve tablo ona uzaktan çok güzel görünüyor. Martin Eden, tabloya yaklaştıkça güzelliklerin kaybolduğunu görüyor. Kitabın tüm özeti burada veriliyor aslında Jack London tarafından ve bu kadar kısa bölümle bile kitabı özetlemeyi başarıyor bizlere. Elbette, bu sahnenin anlamını ancak kitabı bitirdiğimizde anlıyoruz :) Müsaadenizle paylaşıyorum. ""Onu büyüleyen şey yağlıboya bir resimdi. Koca bir dalga kayanın üzerinde gümbürtüyle patlamış, kara fırtına bulutları gökyüzünü sarmıştı; Hantal yürüyüşünü unutup resme biraz yaklaştı, sonra iyice yakınına geldi. Güzellik, tuvalin içinde yavaş yavaş gözden kayboldu. Uğradığı büyük şaşkınlık aynen yüzüne yansıdı. Özensizce sürülmüş gibi görünen boyalara bakıp geriledi. Bütün güzellik bir anda tekrar tuvale doldu. Tabloya 'dalavereli bir resim' diye geçti içinden; edindiği bir sürü izlenimin arasında bu denli güzelliğin bir dalavereye feda edilmesi karşısında infiale kapılacak zamanı bulmuştu." Martin Eden eseri nedense yurt dışında Jack London'ın diğer eserleri kadar popüler değil. Köpek hikâyeleri çok daha fazla biliniyor. Bkz: Beyaz Diş, Vahşetin Çağrısı. Elbette Martin Eden'in de kıymetini bilenler var ama bu eserin ben en çok Türkiye'de hakkının verildiğini düşünüyorum. Martin Eden okuyup da kendini Martin Eden olarak hissetmeyen az okur vardır sanırım. Diğer üzüldüğüm nokta bahsettiğiniz Russ Brissenden karakteri. Bu karakter de kitapta çok önemli bir yer tutuyor fakat romandan bahsedildiğinde bu önemli ismi çoğu kişi unutuyor :) Oysa Martin Eden'i uykudan uyandıran kilit bir isimdir romanda. Yeni çevirilerinizi ve videolarınızı merakla bekliyoruz hocam. Emeğinize eğiliyoruz :)
Teşekkürler Sayın Arkady. Martin Eden'in resimle olan ilişkisini kitabın özeti olarak yorumlamak hoş olmuş. Gerçekten de içine girdiği toplum güzelliğini yitirince dayanamadı. Jack London dünyada artık ilk anda adı akla gelen bir yazar sayılmıyor ne yazık ki. Ama Türkiye'de tam tersi. Hele de Martin Eden konusunda kesin haklısınız. Brissenden'in ölümüne ben de çok üzülmüştüm. Benim sanat anlayışıma da katkıda bulunan bir karakterdir. Selamlar, Levent.
@@leventcinemrejacklondon Çok Haklısınız Levent Bey. En iyi yazarlar anıldığında çoğunlukla Dostoyevski, Tolstoy ve Victor Hugo gibi isimlerden bahsedilir. Ve tabii ki bu yazarlar da kendi edebi dünyalarında büyük iş başarmış yazarlar. Hemen hepsinin tüm kitapları kütüphanemde yerini alır. Bu yazarlarla birlikte Jack London da anılmayı sonuna kadar hak ediyor. Fakat hak ettiğini alamıyor. Belki de bu daha iyidir, popüler kültürün malzemesi olmaktansa bir avuç insanın samimi sevgisi daha değerli sayılabilir. Zamanınızı alacağım için affınıza sığınarak iki sorumu ileteceğim. Sorulardan biri: Jack London parkını ziyaret etme imkanınız oldu mu ? İnternetten görsellerine ve videosuna denk geldiğimde orada bulunmaktan çok mutlu olacağımı hissettim. Bir gün orada bulunmayı da içime ukte edindim :) İngilizce bilmiyorum fakat Jack London'ı çok sevdiğim için orjinal dilde basılan kitaplarını da topluyorum. Kitaplarımı da bu parkın çıkarttığı yayınevinden (amazon üzerinden) sipariş ediyorum. Bu yayının kitaplarını da yine sizin videolarınızda görmüştüm. Sorulardan ikincisi: Jerry of the Islands, Michael, Brother of Jerry hikâyelerini ne zaman çevireceksiniz ? Bu soruyu belki aylar önce yine size sorduğumu hatırlıyorum fakat arada zaman geçtiği ve elinizdeki bazı çeviriler bittiği için yinelemek istedim. Bu hikâyelerle birlikte çevirdiğiniz köpek hikâyeleri de tamamlanmış oluyor diye biliyorum. Ayrıca bu eserlere yeni bir isim mi vereceğinizi(bazı yayınevleri bu kitapları yayınlarken yeni bir isim vermişlerdi) yoksa kendi orjinal adlarıyla mı basıma vereceğinizi merak ediyorum. Çevirinizin süresi ne kadar uzarsa bu kitapları da okumam o kadar zaman alacak zira sizden başka bir çeviriyi tercih etmiyorum :) Son olarak Russ Brissenden karakteri üzerine konuştuğunuz detaylı bir videoyu dinlemek isterdim. Martin Eden'in kendisi kadar önemli ve ağır bir karakter olduğunu düşünüyorum. Saygılar Levent Hocam..
@@arkadysvidrigailov4020 Sayın Arkady, Jack London herhangi bir edebiyat ödülü almadı. Ama okurun gönlünü kazandı ki en büyük ödül budur bence. Onun için bir sürü Nobel'li yazar unutulmuşken o okunmaya devam ediyor. Yazarın orijinal kitaplarını almanız çok ince bir davranış ve onu çok sevdiğinizi gösteriyor. Tebrikler. Jerry ile Michael'ı çevireceğim elbette ama şu anda tam tarih veremiyorum. İleride diyelim. Jack London'ın verdiği ismi kullanmak isterim ama belki bir-iki küçük ekleme-çıkarma yapmam gerekebilir. Şu anda net konuşamıyorum. Çevirirken araştıracağım. Bakalım bu ismi Jack London mı koymuş, yayınevi mi? Brissenden gerçeten de önemli karakter. Ben de onun sessizce göçüşüne çok üzülmüştüm. Onunla ilgili bir video çekme konusunda notumu aldım. Uygun bir zamanda çalışacağım. Sizin gibi paylaşımcı ve katkıda bulunan okurlarla bağlantı kurmaktan, bir çevirmen olarak büyük keyif alıyorum. Bunu bilin istedim. Selamlar, Levent.
Martin Eden ve Rocky film serisini yer yer birbirine çok benzetirim. Rocky nin sabah amaçsızca uyanıp Philadelphia sokaklarında serseri mayın gibi gezmelerini ardından hayatta bir amaca tutunarak çok büyük işler başarmasını, filmde kullanılan müziklerin duygusal tınılarının; Martin Eden' in çok sevdiği müzik olan "Wagner ~ Tannhäuser Overture" benzerliği.
Levent Bey Merhabalar Deniz kurdu ve Yıldız Gezgini eserlerini sizin çevirinizle okuyacak mıyız ileri ki dönemde, yanıtlarsanız sevinirim. saygılarımla.
Merhaba Levent bey, Umarım iyisinizdir. Yakınlarda yayınlanacak yeni çeviriniz varmı? En son Yanan Günişığının çevirisini bitirmek üzere olduğunuzu söylemişdiniz. Şayet bitirdinizse farklı eserleride çevirdinizmi? Saygılarla.
Merhaba Sayın Kamransalimli. Günışığının çevirisi bitti, biraz notlandırayım, biraz da demlendireyim, yayınevine teslim edeceğim. Şu anda (Günışığı hariç) üç eser basıma hazır. Ben yeni bir eserin çevirisini bitirmek üzereyim. Yayınevinin programına göre piyasaya çıkar. Zamanlamasını maalesef ben de bilemiyorum. Selamlar, Levent.
@ Levent bey, Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim. Sakıncası yoksa bitirmek üzere olduğunuz yeni eserin hangisi olduğunu öğrene bilirmiyiz? Saygılarla.
@@leventcinemrejacklondon Efendim çok merak etdiyim iki eseri daha sormak istiyorum size. The Mutiny of the Elsinore ve The Daughter of the Snows romanlarını ne zaman çevirmeyi planlıyorsunuz? Saygılarla.
@@kamransalimli6429 Sayın Kamransalimli, elimdeki işleri bitirdikten sonra Elsinore'a başlamayı düşünüyorum. Daughter of Snows'u ise daha sonra ele alacağım.
Kurt'u sizin çevirinizle tanımıştım, Martin Eden'ın yalnızca yaklaşık olarak 15. Sayfasından sonra "okuduğum en iyi kitap bu galiba" demiştim ve o kadar hızlı bitirmiştim ki 500 sayfaymış gibi hiç hissetirmemişti. Türkçenizin lezzetinin bunda oldukça payı var, müteşekkirim. Ayrıca kitabın bende kalıcı bir izi oldu, Martin Edenvari bir hummalı çalışmaya giriştim üniversitemin ikinci sınıfında, şu an ise Boğaziçi'nde yüksek lisans yapıyorum. İşin komik tarafı ben meslek lisesi çıkışlıyım, fabrikada da çalıştım; Jack London'la bilmem kader ahbaplığımızdan mıdır, çok iyi geçiniyorum. Martin Eden çevirinizden sonra (kitap öylesine yoğun okuma hazzı vermişti ki genel olarak kitaplara olan düşkünlüğüm daha da artmıştı) diğer çevirilerinizi de okudum, hızımı alamayıp yayınevinizden çıkan Jack London biyografisini de okudum, sizin Martin Eden'daki yaratıcı, sözcüklerden bal damlatan çeviriniz olmasa Jack London'u bu kadar benimser miydim, bilmiyorum. Tekrardan teşekkür ederim. Ben de bir alıntıyla bitireyim: Aynaya yaklaşıp kendine yakından baktı ve kahkahalarla güldü. "Biraz histeri, biraz da melodram ha?" diye sordu. "Boş ver, olur böyle şeyler. Peynir Surat'ı çiğnemiş adamsın, isterse iki kere on bir yıl sürsün, bütün o editörleri de ezip geçersin. Burada duramazsın. Devam etmek zorundasın. Biliyorsun ki sonuna kadar gitmek zorundasın."
Çok hoş bir yorum olmuş Sayın Dracgox.Jack London ve Martin Eden'le aranızda ne güzel bağlantılar kurmuşsunuz. Bana yönelik övgülerinize teşekkür ederim, çok memnun oldum. Selmalar, Levent.
Jack London'ın 40 yıl gibi kısa bir süreye hem bu kadar çok eseri, hem de dolu dolu, serüvenli bir hayatı nasıl sığdırabildiğine hayret ediyorum, müthiş üretken bir yazar.
Çok özel, yaratıcı bir insan Sayın Mertalakr. İnsan şaşırıyor. Selamlar
En sevdiğim yazar ❤.Yanan Günışığı romanı hayatımı şekilledirdi. Huzur içinde uyusun
Videoyu izlerken Martin Eden'den şu alıntı geldi aklima "Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer". Jack London, yarattığı karakterleri, okurda uyandırdığı duyguları ve hayatıyla kesinlikle mucizevi bir kişilik. Yaşamlarımızı değerli kılmak üzere.
Kesinlikle Sayın Aydem-thegodofgaps. Bir asır öncesinden bize nice değerler katıyor. Selamlar
Jack london ile tanımam 11 yaşımdaydı. Memleketim Diyarbakır'da okulda, ismini sevdim diye almıştım, Demiryolu serserileri eserini okumuştum. İlk romanım. Farklı yayınevlerinde ergenlik yaşlarında Daha bir çok eserini okudum. Dün 17 yaşındaki kardeşim "bir dilim biftek" kitabını getirdi. 2 öyküyü tek solukta okudum. Okuttum.Ve Hayatımda ilk kez HAYATIMDA İLK KEZ YAZARA DEĞİL,ÇEVİRMENE HAYRAN KALDIM. :) O notlar,dipnotlar...Meksikalı öyksüsündeki detaylar...Joe rivers..Muazzam hayranlık besledim size. Martin eden beyaz diş vs dahil tüm romanlarını yeniden bir de sizin çevirinizle 29 yaşımda yeniden okuyacağım hemencecik..Kardeşime,onun akranlarına da okutacağım. Sizi araştırırken "Karavandaki adam" kanalındaki seriyi de seyrettim. Bilgileriniz bir yana... Anlatımınız harikaydı. Dostoyevski aşığı biri olarak...Ona dair de bildiklerinizi anlatmanızı rica ederim. :) Belki bir gün hiç değilse.. Jack london çok özel...Siz de öyle.Levent bey,İyi ki ama iyi ki varsınız. Varlığınız adına Çok teşekkürler. İyi çalışmalar ❤
Teşekkürler Sayın Guneydemircan. Tabii ben aktarıcıyım. Asıl yaratıcı Jack London. O kadar güzel yazmış ki çevirmen olarak tüm çabam, onun yarattığı bu güzelliği karşılıksız bırakmamaya çalışmak. Bu çabanın sizin gibi okurların gözünde bu şekilde değerlendirilmesi, çok güzel bir duygu. Selamlar, Levent.
Jack LONDON ❤ Levent CİNEMRE
Jack London'ı okumak ne kadar büyük şans ise sizin gibi başarılı bir çevirmenin elinden okumak da o kadar büyük bir şans bizim için Levent Hocam :)
Jack London'ı ilk "Martin Eden" kitabıyla tanıdım. Kuşkusuz Martin Eden, Jack London'ın diğer eserleri arasından en iyisiydi. Bu kadar sevdiğim bir yazarın eserlerini kıyaslamak istemesem de alıntısını yaptığınız Martin Eden eserini çok farklı yere koymak zorunda hissediyorum kendimi.
Ben de benim dikkatimi çeken bir bölümden bahsetmek istiyorum. Martin Eden, Ruth'un ailesinin evine gittiğinde ilgini çeken bir tablo görüyor ve tablo ona uzaktan çok güzel görünüyor. Martin Eden, tabloya yaklaştıkça güzelliklerin kaybolduğunu görüyor. Kitabın tüm özeti burada veriliyor aslında Jack London tarafından ve bu kadar kısa bölümle bile kitabı özetlemeyi başarıyor bizlere. Elbette, bu sahnenin anlamını ancak kitabı bitirdiğimizde anlıyoruz :)
Müsaadenizle paylaşıyorum.
""Onu büyüleyen şey yağlıboya bir resimdi. Koca bir dalga kayanın üzerinde gümbürtüyle patlamış, kara fırtına bulutları gökyüzünü sarmıştı; Hantal yürüyüşünü unutup resme biraz yaklaştı, sonra iyice yakınına geldi. Güzellik, tuvalin içinde yavaş yavaş gözden kayboldu. Uğradığı büyük şaşkınlık aynen yüzüne yansıdı. Özensizce sürülmüş gibi görünen boyalara bakıp geriledi. Bütün güzellik bir anda tekrar tuvale doldu. Tabloya 'dalavereli bir resim' diye geçti içinden; edindiği bir sürü izlenimin arasında bu denli güzelliğin bir dalavereye feda edilmesi karşısında infiale kapılacak zamanı bulmuştu."
Martin Eden eseri nedense yurt dışında Jack London'ın diğer eserleri kadar popüler değil. Köpek hikâyeleri çok daha fazla biliniyor. Bkz: Beyaz Diş, Vahşetin Çağrısı. Elbette Martin Eden'in de kıymetini bilenler var ama bu eserin ben en çok Türkiye'de hakkının verildiğini düşünüyorum. Martin Eden okuyup da kendini Martin Eden olarak hissetmeyen az okur vardır sanırım.
Diğer üzüldüğüm nokta bahsettiğiniz Russ Brissenden karakteri. Bu karakter de kitapta çok önemli bir yer tutuyor fakat romandan bahsedildiğinde bu önemli ismi çoğu kişi unutuyor :) Oysa Martin Eden'i uykudan uyandıran kilit bir isimdir romanda.
Yeni çevirilerinizi ve videolarınızı merakla bekliyoruz hocam. Emeğinize eğiliyoruz :)
Teşekkürler Sayın Arkady. Martin Eden'in resimle olan ilişkisini kitabın özeti olarak yorumlamak hoş olmuş. Gerçekten de içine girdiği toplum güzelliğini yitirince dayanamadı.
Jack London dünyada artık ilk anda adı akla gelen bir yazar sayılmıyor ne yazık ki. Ama Türkiye'de tam tersi. Hele de Martin Eden konusunda kesin haklısınız. Brissenden'in ölümüne ben de çok üzülmüştüm. Benim sanat anlayışıma da katkıda bulunan bir karakterdir. Selamlar, Levent.
@@leventcinemrejacklondon
Çok Haklısınız Levent Bey. En iyi yazarlar anıldığında çoğunlukla Dostoyevski, Tolstoy ve Victor Hugo gibi isimlerden bahsedilir. Ve tabii ki bu yazarlar da kendi edebi dünyalarında büyük iş başarmış yazarlar. Hemen hepsinin tüm kitapları kütüphanemde yerini alır. Bu yazarlarla birlikte Jack London da anılmayı sonuna kadar hak ediyor. Fakat hak ettiğini alamıyor. Belki de bu daha iyidir, popüler kültürün malzemesi olmaktansa bir avuç insanın samimi sevgisi daha değerli sayılabilir.
Zamanınızı alacağım için affınıza sığınarak iki sorumu ileteceğim.
Sorulardan biri: Jack London parkını ziyaret etme imkanınız oldu mu ? İnternetten görsellerine ve videosuna denk geldiğimde orada bulunmaktan çok mutlu olacağımı hissettim. Bir gün orada bulunmayı da içime ukte edindim :) İngilizce bilmiyorum fakat Jack London'ı çok sevdiğim için orjinal dilde basılan kitaplarını da topluyorum. Kitaplarımı da bu parkın çıkarttığı yayınevinden (amazon üzerinden) sipariş ediyorum. Bu yayının kitaplarını da yine sizin videolarınızda görmüştüm.
Sorulardan ikincisi: Jerry of the Islands, Michael, Brother of Jerry hikâyelerini ne zaman çevireceksiniz ? Bu soruyu belki aylar önce yine size sorduğumu hatırlıyorum fakat arada zaman geçtiği ve elinizdeki bazı çeviriler bittiği için yinelemek istedim. Bu hikâyelerle birlikte çevirdiğiniz köpek hikâyeleri de tamamlanmış oluyor diye biliyorum. Ayrıca bu eserlere yeni bir isim mi vereceğinizi(bazı yayınevleri bu kitapları yayınlarken yeni bir isim vermişlerdi) yoksa kendi orjinal adlarıyla mı basıma vereceğinizi merak ediyorum. Çevirinizin süresi ne kadar uzarsa bu kitapları da okumam o kadar zaman alacak zira sizden başka bir çeviriyi tercih etmiyorum :)
Son olarak Russ Brissenden karakteri üzerine konuştuğunuz detaylı bir videoyu dinlemek isterdim. Martin Eden'in kendisi kadar önemli ve ağır bir karakter olduğunu düşünüyorum. Saygılar Levent Hocam..
@@arkadysvidrigailov4020 Sayın Arkady, Jack London herhangi bir edebiyat ödülü almadı. Ama okurun gönlünü kazandı ki en büyük ödül budur bence. Onun için bir sürü Nobel'li yazar unutulmuşken o okunmaya devam ediyor.
Yazarın orijinal kitaplarını almanız çok ince bir davranış ve onu çok sevdiğinizi gösteriyor. Tebrikler.
Jerry ile Michael'ı çevireceğim elbette ama şu anda tam tarih veremiyorum. İleride diyelim. Jack London'ın verdiği ismi kullanmak isterim ama belki bir-iki küçük ekleme-çıkarma yapmam gerekebilir. Şu anda net konuşamıyorum. Çevirirken araştıracağım. Bakalım bu ismi Jack London mı koymuş, yayınevi mi?
Brissenden gerçeten de önemli karakter. Ben de onun sessizce göçüşüne çok üzülmüştüm. Onunla ilgili bir video çekme konusunda notumu aldım. Uygun bir zamanda çalışacağım.
Sizin gibi paylaşımcı ve katkıda bulunan okurlarla bağlantı kurmaktan, bir çevirmen olarak büyük keyif alıyorum. Bunu bilin istedim.
Selamlar, Levent.
Levent Bey gözleriniz dolmuş. Bizimde gözlerimizi doldurdun. Jack London ölmedi eserleriyle yaşıyor.
Fark ettiniz demek. Yazara da okuruna da selam olsun.
🙏🙏🙏
Martin Eden ve Rocky film serisini yer yer birbirine çok benzetirim. Rocky nin sabah amaçsızca uyanıp Philadelphia sokaklarında serseri mayın gibi gezmelerini ardından hayatta bir amaca tutunarak çok büyük işler başarmasını, filmde kullanılan müziklerin duygusal tınılarının; Martin Eden' in çok sevdiği müzik olan "Wagner ~ Tannhäuser Overture" benzerliği.
İlginç bir benzetme olmuş Sayın Cnnarr. Hiç böyle bakmamıştım Rocky'ye. Müziklerinin benzerliğini de fark etmemiştim. Teşekkürler.
Levent Bey Merhabalar
Deniz kurdu ve Yıldız Gezgini eserlerini sizin çevirinizle okuyacak mıyız ileri ki dönemde, yanıtlarsanız sevinirim. saygılarımla.
Evet Sayın Emresahin, onları da çevireceğim. Ama en sonlarda, diğer eserlerini çevirdikten sonra. Selamlar
@leventcinemrejacklondon yanıt için çok teşekkür ederim üstadım 🙏
Merhaba Levent bey,
Umarım iyisinizdir. Yakınlarda yayınlanacak yeni çeviriniz varmı?
En son Yanan Günişığının çevirisini bitirmek üzere olduğunuzu söylemişdiniz. Şayet bitirdinizse farklı eserleride çevirdinizmi?
Saygılarla.
Merhaba Sayın Kamransalimli. Günışığının çevirisi bitti, biraz notlandırayım, biraz da demlendireyim, yayınevine teslim edeceğim. Şu anda (Günışığı hariç) üç eser basıma hazır. Ben yeni bir eserin çevirisini bitirmek üzereyim. Yayınevinin programına göre piyasaya çıkar. Zamanlamasını maalesef ben de bilemiyorum. Selamlar, Levent.
@ Levent bey,
Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim. Sakıncası yoksa bitirmek üzere olduğunuz yeni eserin hangisi olduğunu öğrene bilirmiyiz?
Saygılarla.
@@kamransalimli6429 Balık Devriyesi üzerinde çalışıyorum.
@@leventcinemrejacklondon Efendim çok merak etdiyim iki eseri daha sormak istiyorum size. The Mutiny of the Elsinore ve The Daughter of the Snows romanlarını ne zaman çevirmeyi planlıyorsunuz?
Saygılarla.
@@kamransalimli6429 Sayın Kamransalimli, elimdeki işleri bitirdikten sonra Elsinore'a başlamayı düşünüyorum. Daughter of Snows'u ise daha sonra ele alacağım.