💦Jeon Jungkook Ile Hayal Et - Küstüğün Ceo sevgilin seninle barışmaya çalışır- TB 💦 JJK × Amara 💦 Aurora'nın Kaleminden 💦 Şarkıyla okumanızı tavsiye ederim. 💦 Keyifli Okumalar ! 💦Çerezliktir! Çıkardığım kabanı vestiyere astıktan sonra mutfağa gitmek için adımlamaya başladım. Bedenim günün yorgunluğuyla uyuşmuştu adeta. Saat gece yarısını geçiyordu ve ben gözlerimi açık tutmak için direniyordum. Sarsak adımlar eşliğinde uzun koridora geçtiğimde midemden gelen sesler ile adımlarımı hızlandırdım. Şuan umrumda olan tek şey karnımı doyurmaktı. Saatlerce deliler gibi çalışmış olmama rağmen yemek dahi yememiştim. Şuan bana iyi gelecek şey bol soslu ramen ve daha sonrasında da günün yorgunluğunu ve acısını alacak bir kahve. Elimle saçlarımı karıştırarak mutfağa sonunda girdiğimde ramenin olduğu dolaba yöneldim. Evi dolduran kapı çarpma sesiyle yüzümde alaycı bir sırıtış oluştu. Sakin olmalıydım. Bu gece sadece sakin olmalı ve rahat bir uyku çekmeliydim. "Sakin ol Amara. Sadece yemek ve uyku. Bugünlük bu kadar sinir bize yeterde artar." Kendi kendimi tembihlediğim sırada varmış olduğum dolaptan acılı bir ramen çıkardım. Dolabı kapatarak ramen paketini tezgaha bıraktığım sırada içeriye giren beden ile yüzümdeki o alaylı gülümseme kendini yeniden gösterdi. Bozuntuya vermeden gömleğimin kollarını usulca kıvırmaya başladım. "Saat gece yarısını geçiyor. Üstelik yorgunuz. Dışardan sipariş edelim." Az önceye göre yumuşak sesi beni alaycı bir şekilde güldürdüğünde ona dönme zahmetine girmeden tekrardan tezgaha döndüm. "Sen edebilirsin." Dedim soğuk bir ses tonuyla. Kollarımı katladıktan sonra tezgahtaki boş tencereyi aldım. Rameni alıp paketini açmaya başladığımda sıkıntıyla soluduğunu hissetmiştim. Fakat bu umrumda değildi. Açtığım rameni tencereye boşalttıktan sonra suyunu ekleyip ocağa almamla belimi saran kollarla kalakaldı bedenim. "Neden yorgunken daha da yormak istiyorsun kendini? Ne güzel dışarıdan sipariş edelim işte." Belimdeki kollarını daha sakı bir hale getirerek çenesini omuzuma yasladı. "Kendime yemek yapıyorum. Sen kendini yormak istemiyorsan dışardan yiyebilirsin. Şimdi o kollarını çeker misin belimden?" Onun aksine sert bir ses tonuyla konuşarak hafifçe ittirdim geriye çekilmesi adına. Kıpırdamak yerine daha çok sıkılaştırdı kollarını. Omuzuma yaslı çenesini çektiğini hissettiğim gibi kollarını ittirecekken kafasını bu sefer boynuma doğru götürerek dudaklarını bastırdı. "Çekemem. Madem evde yemekte ısrarcısın izin ver sevgilin mükemmel bir akşam yemeği hazırlasın. Sende pijamalarını giyinirsin o sırada. Sonra bize romantik bir film seçersin. Olmaz mı?" Dedikten sonra dudaklarını hafifçe boynuma sürterek derince soluklandı. Başımı sağa sola sallayıp işe yaramayacağını bile bile onu tekrardan ittirdim. "Mükemmel akşam yemeğini kendine yapabilirsin. Filmide kendin seçer izlersin. Şimdi beni rahat bırak." "İllaki zoru kullanmam gerekecek değil mi?" Sert bir şekilde kurduğu cümleyle kaşlarımı çatarak kolları arasında ona döndüm. Burun buruna ona baktığımda yüzü ciddiyete büründü. Çatık kaşlarım havalanırken yüzümde minik bir yan gülüş belirdi. "Zoru fazlasıyla kullanmadınız mı zaten, Jeon Bey? Şimdi de üzülüyor musunuz bana? Nereye kayboldu az önce bağırıp çağıran dünyaca ünlü Ceo Jeon Jungkook?" Alayla kurduğum cümlelerin ardından onu göğsünden ittirdim. Yüzü hafifçe yumuşadı. "İstemiyorum. Git. Yemekte yemeyeceğim. Sadece uyuyacağım. Senden isteğim beni yarın sabaha kadar rahat bırakman. Sonrasında istemesem bile göreceğim seni." Diye devam ettirdim konuşmamı. Dudaklarında minik bir tebessüm oluştuğunda burnunu çekti. Şuan dalga geçtiği apaçık ortadaydı. Neyin dalgasıydı bu? Halbuki ciddiyetle kurmuştum cümlelerimi. Bir elini belimden çekerek saçlarıma doğru getirdi. Önüme düşen tutamı hafifçe kulağımın arkasına sıkıştırdı. " 'İstemesemde göreceğim zaten.'Demek öyle?" Başımı salladım ona bakarken. Duyduğum siniri dışa vuramazdım. Ve şuan bu yanımı kullandığının farkındaydım. Saçlarımdaki eli çeneme kaydığında dudaklarıma yaklaştı hafifçe. "Dün böyle demiyordun ama. Beni her şekilde görüp hissediyordun. Şimdide yüzümü görmek istemiyorsun. Nasıl olacak bu?" Eğleniyor gibi konuşmasi sinirimi daha da bozsada ona istediğini vermemek için sakin kaldım. Derin bir nefes verdim yüzüne doğru. Ellerimi omuzlarına yerleştirerek tekrardan ittirdim. "Buna sebep olan sensin." "Güzelim." "Jeongguk." Yüzüne biraz daha yaklaşarak gözlerinin tam içine baktım. "Çekil önümden." Diye ekledim. Gözlerimdeki gözleri kısıldığında onu tekrardan ittirecekken önümde eğilmesiyle kaşlarımı çattım. "Zoru kullanmamı sen istedin." Dedikten hemen sonra beni bacaklarımdan kavrayarak baş aşağı duracak şekilde omuzuna aldı. Kendimi bir anda omuzunda bulmanın şaşkınlığıyla kalakaldığımda gülümsediğini hissedebiliyordum. "Şimdide beni dinlemeyecek misin?" Keyifle kurduğu cümle sinirirlerimi tekrardan bozmaya yetmişti. Elimle sırtına sertçe vurarak çırpınmaya başladım. "Jeon! Beni hemen indiriyorsun!" Çığlık atarak tekrardan sırtına vurdum. Kıkırdayarak tuttuğu bacağıma öpücük kondurdu. "Sana beni dinlemeni söylemiştim. Zoru kullanmamı isteyen sendin." Gülerek mutfağın çıkışına doğru adımlamaya başladı. Çırpınmaya devam ediyordum omuzunda. Etki etmeyeceğini bile bile tekrardan sırtına vurdum. "Adi adam!" ...
Devam 1 ... Çırpınan bedenimi dikkatli bir şekilde yatağa uzandırdıktan sonra eğilerek alnıma bir öpücük verdi. Öpücükten sonra doğrulup kıyafet dolabına ilerlemeye başladığında çığlık attım. "Senin derdin ne ya?!" Onun keyfine tahammül edemeyecek kadar sinirliydim şuan. Bakışlarımı tamda bedenine diktim. Kıyafet dolabından çıkardığı şortlu pijama takımını aldığı gibi kapıyı kapatmadan bana döndü. Gülümsemeye devam ederek cevapladı sorumu. "Benim derdim sensin. Sen ve senin bu insanı delirtecek türden tatlı olan triplerin." Dedi bana gülen gözlerle bakmaya devam ederken. Göz devirerek uzandığım yerden doğrulacakken aklıma kapının kilitli olduğu geldi. Adi adam beni delirtmek için her şeyi yapacaktı. Yanıma gelen bedeniyle yüzümü buruşturdum. "Öyle bakma bana." Dediğinde kaşlarımı çattım. Elindeki pijama takımını yatağa bırakarak üzerime çıkıp, bacak hizamdan yüz hizama doğru sürünerek burun buruna gelecek şekilde durdu. Sinirimin bir fayda etmeyeceğini bildiğimden sakin kalmaya çalışarak onun yaptığı gibi gözlerine baktım. Kollarımı önümde bağlamamla gülüşü büyüdü. "Nasıl bakıyorum ki ben sana?" Diye sordum. Bedenini tamamiyle üstüme bırakarak bir kolunu belime sardı. Boşta kalan elini gömleğimin düğmelerine getirerek açmaya başlamaşıyla boğazımı temizledim. "Güzel güzel bakıyorsun işte." "Şuan gayette çirkin çirkin bakıyorum." Dedim sert bir şekilde. Parmakları göğüs bölgemde, düğmelerin üzerinde geziniyordu. "Hep güzel bakıyordun. Bugün bir daha da güzel bakıyorsun." Dedikleriyle sırıttım. Onun gibi yüzüne birazcık daha yaklaşarak araladım dudaklarımı. "Bence sen nasıl baktığımı değilde, nasıl bakmamı istediğini söylüyorsun." Dediğimde seslice güldü. Her ne kadar sinirli olsamda gülüşü benimde gülümsememi sağladığında gözleri büyüdü. "Ah gülümsedin mi sen?" Diye sordu heyecanla. Boğazımı temizleyerek başımı sağa sola salladım. "Hayır. Sen öyle görmüşsündür. Şimdi çekil üstümden." Tekrardan ciddiyete büründüğümde gülüşü daha da büyüdü. "Bana yalan söylemeye nasıl cüret edebilirsin?" Şakayla karışık şekilde konuştuğunda onu tekrardan ittirmeye çalıştım. Yerinden dahi kıpırdamazken başını boynuma doğru götürerek dudaklarını ıslakça bastırdı. Huylanarak başımı geriye doğru çeksemde bunu engelleyerek daha da gömüldü boynuma. Vermeye başladığı ıslak öpücükler beni gülmeye zorlasada kendimi zor tuttum. "Çok ıslak öpüyorsun. Yapma." Dedim verdiği öpücüklerin arasından. İki elimi omuzlarına koyarak ittirsemde her zaman ki gibi işe yaramadığı için duraksadım. Boynumu tekrardan geriye çekmeye çalıştığım sırada hafifçe ısırmasıyla ufak bir çığlık attım. "Jeongguk!" Boynumdan dudaklarını çekerek yüzüme doğru baktığında gülümsedi. Elimi boynuma doğru götürerek büyük bir ciddiyetle sildim. Yüzü birden bire düşerken gülümseyen taraf ben oldum. "Çok ıslak öpüyorsun. Hoş değil." Elimle öptüğü boynumu ve omuzumu sildiğimde kaşları "Gerçekten mi?" dercesine havalandı. Onun beni öpmesinden tabiikide rahatsızlık hissettirmiyordum. Ama şuan onun bu yüz ifadesi hem komik hemde tatlı görünüyordu. Üzerimden hafifçe doğrularak şaşkın şaşkın bakmaya devam etti. Bu haline kendimi tutamayarak güldüm. "Neden öyle bakıyorsun Jeongguk?" Dedim hafifçe gülerek. Başımı "Ne oldu?" dercesine salladım. "Öpmemden hoşlanmıyorsun demek?" Diye sordu. Yüz ifadesi yavaş yavaş değişmeye başladı. Başımı cesurca evet anlamında salladım. Gözlerim kıvrılan dudaklarına kayarken gülüşüm soldu.Gözlerim dudaklarından tekrardan gözlerini bulduğunda, derin bir nefes alarak tekrardan üzerime eğildi. Bu gülümseme kesinlikle iyiye işaret değildi. Göğsümdeki elini çekerek kendi göğsüne getirmesiyle kaşlarımı çattım. Neydi bu adamın derdi? Yavaş bir şekilde gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı. Onun gülümsemesinin aksine benim kaşlarım tek bir çizgi halini aldı. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken kendimi geriye çekmeye çalıştım. "Jeon..." Dedim kısıkça. Gülümsemesi daha da büyüdüğünde gömleğinin düğmelerini çözmeye devam etti. Evet bu adamdan tam şimdi korkmalıydım. Şaşkın yüz ifadem eminim ki komik görünüyordu. Daha fazla vakit kaybetmeden bedenine sarılarak yatağa doğru ittim. Ben altta o üstte pozisyon değiştirdiğimizde kollarımı tekrardan çekerek yataktan indim. Koşar adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladığımda arkamdan kıkırtısı geldi. "Nereye kaçacaksın?" Keyifli sesi benide gülümsetirken adımlarımı olduğum yerden ebeveyn banyosuna sürdürdüm. Hızlı bir şekilde yürüyerek kapının yanına vardığımda tam kulpu indirecekken belimi saran kollar buna engel oldu. Seslice gülerek belimdeki bir kolunu bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldı. Kollarım refleks olarak boynuna sarıldığında bedenimi bedenine yapıştırdı. Korkacaksına gözlerine baktım. Yüzü sinsi bir yüz ifadesine bürünmüştü. "Nereye kaçıyorsun sen?" "Sen neden soyunuyorsun peki?" Dedim. Bu dediğimi komik bulmuş olmalıydı ki seslice güldü. Bunu cidden sormuş olamazdım değil mi? "Beni öpmeni sevmiyorum dedin. Bende gerekeni yapacaktım. Devam edebiliriz." Gözlerim tekrardan açılırken yan bir gülüş bırakarak yatağa doğru ilerlemeye başladı. Kolları arasında çırpınmaya kalkışmadan önce araladım dudaklarımı. "Jeon? Ben ciddi değildim. Gerçekten." Dedim korkuyla. Şuan ciddi olamazdı. Bu halime gülerek başını salladı. "Ciddi olamazsın zaten. Ama ben şuan gayette ciddiyim." Ciddi olamaz mıydım? Kaşlarım tekrardan çatıldığında tırnaklarımı hafifçe boynuna geçirdim. "Ya? Öyle bir ciddi olurum ki bana yaklaşmana izin dahi vermem." Dedim duyduğum kızgınlıkla. Tahmin ettiğim gibi bunu da umursamadan beni yatağa uzandırdı. Kollarını bedenimden çektıkten sonra yatağa tek dizini koyarak ağırlığını verdi. Diğer dizinide koyarak üstüme çıktığında İki elimi başımın hizasında tutarak alnını alnıma yasladı. "Peki neden şuan da engellemiyorsun beni?" Diye sordu derinden çıkan sesiyle. Kokusu çoktan beni esir almışken kendime gelmeye çalıştım. Buna izin dahi vermeden ıslattığı dudaklarını yoğun bir şekilde üst dudağımın kenarına bastırdı. Verdiği yumuşak ve ıslak öpücükle mayıştığımda sakince soludum. Ne olmuştu birden bire? Dudakları tenimle temasını kesmeden bu sefer burnumla dudaklarım arasında kalan sus çizgisinde durdu. Aynı ıslaklıkta olan uzun bir öpücükte oraya kondurdu. "Hım?"
Devam 2 Mırıltılar çıkardığında gözlerinin en derinine baktım. Gördüğüm tek şey büyük bir hayranlıktı. Elimdeki elleri daha sert baskı yaptı. Ellerim yatağa daha da gömülürken kulağıma doğru yaklaşarak nefesini verdi ilk önce. "Seni her itiraz edişinde daha ıslak öpeceğim." Derinden çıkan sesi kalbimi hızlandırmaya yetmişti. Nasıl bir anda onun etkisi altına girmiş olabilirdim ki? İçimden sadece kendimi ona bırakmak geliyordu. Dudaklarını kulak çevremde gezdirerek çene çizgime getirdi. Tenime verdiği ıslak öpücüklerle hafifçe yerimde kıprandım. Islak öpücüklerini çenemden dudaklarıma getirdiğinde hafifçe inlemele ellerimi daha sıkı kavrayarak beni hareketsizleştirdı. Gülümsemesi hiç silinmeden aralık olan dudaklarımdan nefesimi derince içine çekerek ıslak bir şekilde öptü. "Özür dilerim." Diye fısıldadı öpücüklerinin arasından. Alt dudağımı hafifçe emerek soludu. "Çok özür dilerim bebeğim. Ne desen haklısın." Dudaklarını alt dudağımdan yavaşça üst dudağıma getirerek uzunca öptü. Duyduğum yoğunluktan hareket dahi edemiyordum. "Bir daha öyle bir şey olmayacak. Söz veriyorum." "Jeon..." Kendime gelerek onu böldüm. Dudaklarını seslice dudaklarımdan çekerek alnını alnıma yasladı. Nefes nefese kalmış olmam iyi bir durum değildi. "Jeon beni çok sinirlendirdin." Dedim nefes nefese. Başını sallayarak çeneme öpücük kondurdu. "Bana bir dosya yüzünden herkesin içinde bağırdın ve kızdın. Ben senin sevgilinim. Sadece bir dosya içindi tüm bunlar." Sonunda konuşmamızın ciddiyete varmasına mutlu olmuştum. Yutkunarak gözlerimin içine baktı. "Haklısın. Kendimi kaybettim bir anda. Çok özür dilerim." "Her sinirlendiğinde bana bağırıp çağıramazsın." Dedim onun gibi ciddiyetle. Alnını alnımdan çekerek boynuma gömüldü. "Biliyorum Bebeğim. Çok üzgünüm. Bir daha olmayacak." Boğukça mırıldanarak boynumdan yumuşakça öpmeye başladı. Ona engel olmak yerine boynumda yer açtım. Yastığa gömülü olan ellerimi bıraktığında ellerimi omuzlarına koydum. Bir eli giydiğim eteğe doğru uzandı. Kısa eteğimin fermuarı yandaydı. Parmakları aşağıya kadar inen fermuarımda gezindiğinde omuzlarını hafifçe sıktım. Eteğin fermuarını yavaşça indirerek sağ bacağımı açıkta bıraktı. Belimden tutarak hafifçe beni kaldırarak eteği tamamiyle bedenimden kurtardı. Boynuma gömülü başını kaldırarak dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu. "Yorgunum Jeon." Diye fısıldadım. Yüzüme bakarak tebessüm etti. "Biliyorum sevgilim. İleriye gitmeyeceğim. Pijamalarını giydirmek istiyorum." Dedi bana bakarken. Gülümseyerek başımı salladım. Üzerimden hafifçe doğrularak bacak aramda kalacak şekilde dizlerinin üzerinde durdu. Ellerini bedenimden çekerek gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. "Bir daha asla böyle bir saçmalık olmayacak söz veriyorum." Bakışlarımdan ne demek istediğimi anlamıştı. Sonuna kadar çözerek gömleğimin önünü açtığında durup gözlerime bakmaya devam etti. "Beni affettin değil mi? Kızgınlığın bir nebzede azalmıştır? Hım?" Masumca konuşmasıyla tebessüm ederek başımı salladım. "Şuan geçti. Ama bir daha böyle-" "Söz veriyorum." Diye beni böldü. Gülümseyerek başımı salladım. Yüzüme doğru yaklaşarak alnıma dudaklarını bastırdı. "Teşekkür ederim." ... Bedenimi iyice kendine çekerek boynuma öpücük kondurdu. Filmde gezinen gözlerim saniyelik açılıp kapanırken sırtımı iyice göğsüne yasladım. Yediğimiz yemekten hemen sonra film keyfi yapmak bir nebzede olsa iyi hisettirmişti. Uzandığımız koltukta hafifçe gerindim. "Güzelim benim." Kulağıma öpücük kondurmasıyla filmde gördüğüm sahne ile kalakaldığımda bunu hissetmiş gibi daha sıkı kavradı beni. Boğazımı temizleyerek kolları arasında ona döndüm. Gülümsüyordu uykulu gözlerle. "Jeongguk..." Dedim ve duraksadım. Günler önce yaptığı evlilik teklifine hâlâ bir cevap vermemiştim. Şuan onunda bunu düşündüğüne emindim. Yüzüme doğru eğilerek hafifçe öptü beni. "Ne zaman hazır hissedersen. Beklerim ben." Diye açıklama yapmasıyla gözlerimi kaçırdım. Onu gereksiz bekletmenin bir anlamı yoktu ki. Aynı evde yaşıyorduk. Aramızda ileri seviyede bir yakınlık vardı. Evli bir çift gibiyken onu bekletmenin bir anlamı yoktu. Hemde ona böylesine aşıkken. Kaçırdığım gözlerimi tekrardan gözlerine diktim. Elimi yanağına getirerek okşadım. Avuç içimde dudaklarını gezdirmeye başladı. "Beklemenin bir anlamı yok. Sana böylesine aşıkken neden bekliyorum ki ben." Dedim derin bir ses tonuyla. Dudaklarını avuç içimden çekerek büyükçe gülümsedi. "Evlenelim Jeongguk. Senin soyadını almak istiyorum." Kalbim hızlı hızlı atıyordu. Gülümsemesi hiç silinmeden dudaklarıma doğru eğildi. "Jeon Amara. Tüm herkesin seni böyle anması için sabırsızlanıyorum." İkimizde karşılıklı gülümsedik. Dudaklarını yumuşakça dudaklarıma bastırarak yoğun bir öpüşme başlatmasıyla birbirimizi daha sıkı sardık. Ne olursa olsun ona her şekilde sahip olmaktan hep mutluluk duyucaktım. Son
💦Jeon Jungkook Ile Hayal Et - Küstüğün Ceo sevgilin seninle barışmaya çalışır- TB
💦 JJK × Amara
💦 Aurora'nın Kaleminden
💦 Şarkıyla okumanızı tavsiye ederim.
💦 Keyifli Okumalar !
💦Çerezliktir!
Çıkardığım kabanı vestiyere astıktan sonra mutfağa gitmek için adımlamaya başladım. Bedenim günün yorgunluğuyla uyuşmuştu adeta. Saat gece yarısını geçiyordu ve ben gözlerimi açık tutmak için direniyordum. Sarsak adımlar eşliğinde uzun koridora geçtiğimde midemden gelen sesler ile adımlarımı hızlandırdım. Şuan umrumda olan tek şey karnımı doyurmaktı. Saatlerce deliler gibi çalışmış olmama rağmen yemek dahi yememiştim. Şuan bana iyi gelecek şey bol soslu ramen ve daha sonrasında da günün yorgunluğunu ve acısını alacak bir kahve. Elimle saçlarımı karıştırarak mutfağa sonunda girdiğimde ramenin olduğu dolaba yöneldim. Evi dolduran kapı çarpma sesiyle yüzümde alaycı bir sırıtış oluştu. Sakin olmalıydım. Bu gece sadece sakin olmalı ve rahat bir uyku çekmeliydim.
"Sakin ol Amara. Sadece yemek ve uyku. Bugünlük bu kadar sinir bize yeterde artar."
Kendi kendimi tembihlediğim sırada varmış olduğum dolaptan acılı bir ramen çıkardım. Dolabı kapatarak ramen paketini tezgaha bıraktığım sırada içeriye giren beden ile yüzümdeki o alaylı gülümseme kendini yeniden gösterdi. Bozuntuya vermeden gömleğimin kollarını usulca kıvırmaya başladım.
"Saat gece yarısını geçiyor. Üstelik yorgunuz. Dışardan sipariş edelim."
Az önceye göre yumuşak sesi beni alaycı bir şekilde güldürdüğünde ona dönme zahmetine girmeden tekrardan tezgaha döndüm.
"Sen edebilirsin."
Dedim soğuk bir ses tonuyla. Kollarımı katladıktan sonra tezgahtaki boş tencereyi aldım. Rameni alıp paketini açmaya başladığımda sıkıntıyla soluduğunu hissetmiştim. Fakat bu umrumda değildi. Açtığım rameni tencereye boşalttıktan sonra suyunu ekleyip ocağa almamla belimi saran kollarla kalakaldı bedenim.
"Neden yorgunken daha da yormak istiyorsun kendini? Ne güzel dışarıdan sipariş edelim işte."
Belimdeki kollarını daha sakı bir hale getirerek çenesini omuzuma yasladı.
"Kendime yemek yapıyorum. Sen kendini yormak istemiyorsan dışardan yiyebilirsin. Şimdi o kollarını çeker misin belimden?"
Onun aksine sert bir ses tonuyla konuşarak hafifçe ittirdim geriye çekilmesi adına. Kıpırdamak yerine daha çok sıkılaştırdı kollarını. Omuzuma yaslı çenesini çektiğini hissettiğim gibi kollarını ittirecekken kafasını bu sefer boynuma doğru götürerek dudaklarını bastırdı.
"Çekemem. Madem evde yemekte ısrarcısın izin ver sevgilin mükemmel bir akşam yemeği hazırlasın. Sende pijamalarını giyinirsin o sırada. Sonra bize romantik bir film seçersin. Olmaz mı?"
Dedikten sonra dudaklarını hafifçe boynuma sürterek derince soluklandı. Başımı sağa sola sallayıp işe yaramayacağını bile bile onu tekrardan ittirdim.
"Mükemmel akşam yemeğini kendine yapabilirsin. Filmide kendin seçer izlersin. Şimdi beni rahat bırak."
"İllaki zoru kullanmam gerekecek değil mi?"
Sert bir şekilde kurduğu cümleyle kaşlarımı çatarak kolları arasında ona döndüm. Burun buruna ona baktığımda yüzü ciddiyete büründü. Çatık kaşlarım havalanırken yüzümde minik bir yan gülüş belirdi.
"Zoru fazlasıyla kullanmadınız mı zaten, Jeon Bey? Şimdi de üzülüyor musunuz bana? Nereye kayboldu az önce bağırıp çağıran dünyaca ünlü Ceo Jeon Jungkook?"
Alayla kurduğum cümlelerin ardından onu göğsünden ittirdim. Yüzü hafifçe yumuşadı.
"İstemiyorum. Git. Yemekte yemeyeceğim. Sadece uyuyacağım. Senden isteğim beni yarın sabaha kadar rahat bırakman. Sonrasında istemesem bile göreceğim seni."
Diye devam ettirdim konuşmamı. Dudaklarında minik bir tebessüm oluştuğunda burnunu çekti. Şuan dalga geçtiği apaçık ortadaydı. Neyin dalgasıydı bu? Halbuki ciddiyetle kurmuştum cümlelerimi. Bir elini belimden çekerek saçlarıma doğru getirdi. Önüme düşen tutamı hafifçe kulağımın arkasına sıkıştırdı.
" 'İstemesemde göreceğim zaten.'Demek öyle?"
Başımı salladım ona bakarken. Duyduğum siniri dışa vuramazdım. Ve şuan bu yanımı kullandığının farkındaydım. Saçlarımdaki eli çeneme kaydığında dudaklarıma yaklaştı hafifçe.
"Dün böyle demiyordun ama. Beni her şekilde görüp hissediyordun. Şimdide yüzümü görmek istemiyorsun. Nasıl olacak bu?"
Eğleniyor gibi konuşmasi sinirimi daha da bozsada ona istediğini vermemek için sakin kaldım. Derin bir nefes verdim yüzüne doğru. Ellerimi omuzlarına yerleştirerek tekrardan ittirdim.
"Buna sebep olan sensin."
"Güzelim."
"Jeongguk."
Yüzüne biraz daha yaklaşarak gözlerinin tam içine baktım.
"Çekil önümden."
Diye ekledim. Gözlerimdeki gözleri kısıldığında onu tekrardan ittirecekken önümde eğilmesiyle kaşlarımı çattım.
"Zoru kullanmamı sen istedin."
Dedikten hemen sonra beni bacaklarımdan kavrayarak baş aşağı duracak şekilde omuzuna aldı. Kendimi bir anda omuzunda bulmanın şaşkınlığıyla kalakaldığımda gülümsediğini hissedebiliyordum.
"Şimdide beni dinlemeyecek misin?"
Keyifle kurduğu cümle sinirirlerimi tekrardan bozmaya yetmişti. Elimle sırtına sertçe vurarak çırpınmaya başladım.
"Jeon! Beni hemen indiriyorsun!"
Çığlık atarak tekrardan sırtına vurdum. Kıkırdayarak tuttuğu bacağıma öpücük kondurdu.
"Sana beni dinlemeni söylemiştim. Zoru kullanmamı isteyen sendin."
Gülerek mutfağın çıkışına doğru adımlamaya başladı. Çırpınmaya devam ediyordum omuzunda. Etki etmeyeceğini bile bile tekrardan sırtına vurdum.
"Adi adam!"
...
Devam 1
...
Çırpınan bedenimi dikkatli bir şekilde yatağa uzandırdıktan sonra eğilerek alnıma bir öpücük verdi. Öpücükten sonra doğrulup kıyafet dolabına ilerlemeye başladığında çığlık attım.
"Senin derdin ne ya?!"
Onun keyfine tahammül edemeyecek kadar sinirliydim şuan. Bakışlarımı tamda bedenine diktim. Kıyafet dolabından çıkardığı şortlu pijama takımını aldığı gibi kapıyı kapatmadan bana döndü. Gülümsemeye devam ederek cevapladı sorumu.
"Benim derdim sensin. Sen ve senin bu insanı delirtecek türden tatlı olan triplerin."
Dedi bana gülen gözlerle bakmaya devam ederken. Göz devirerek uzandığım yerden doğrulacakken aklıma kapının kilitli olduğu geldi. Adi adam beni delirtmek için her şeyi yapacaktı. Yanıma gelen bedeniyle yüzümü buruşturdum.
"Öyle bakma bana."
Dediğinde kaşlarımı çattım. Elindeki pijama takımını yatağa bırakarak üzerime çıkıp, bacak hizamdan yüz hizama doğru sürünerek burun buruna gelecek şekilde durdu. Sinirimin bir fayda etmeyeceğini bildiğimden sakin kalmaya çalışarak onun yaptığı gibi gözlerine baktım. Kollarımı önümde bağlamamla gülüşü büyüdü.
"Nasıl bakıyorum ki ben sana?"
Diye sordum. Bedenini tamamiyle üstüme bırakarak bir kolunu belime sardı. Boşta kalan elini gömleğimin düğmelerine getirerek açmaya başlamaşıyla boğazımı temizledim.
"Güzel güzel bakıyorsun işte."
"Şuan gayette çirkin çirkin bakıyorum."
Dedim sert bir şekilde. Parmakları göğüs bölgemde, düğmelerin üzerinde geziniyordu.
"Hep güzel bakıyordun. Bugün bir daha da güzel bakıyorsun."
Dedikleriyle sırıttım. Onun gibi yüzüne birazcık daha yaklaşarak araladım dudaklarımı.
"Bence sen nasıl baktığımı değilde, nasıl bakmamı istediğini söylüyorsun."
Dediğimde seslice güldü. Her ne kadar sinirli olsamda gülüşü benimde gülümsememi sağladığında gözleri büyüdü.
"Ah gülümsedin mi sen?"
Diye sordu heyecanla. Boğazımı temizleyerek başımı sağa sola salladım.
"Hayır. Sen öyle görmüşsündür. Şimdi çekil üstümden."
Tekrardan ciddiyete büründüğümde gülüşü daha da büyüdü.
"Bana yalan söylemeye nasıl cüret edebilirsin?"
Şakayla karışık şekilde konuştuğunda onu tekrardan ittirmeye çalıştım. Yerinden dahi kıpırdamazken başını boynuma doğru götürerek dudaklarını ıslakça bastırdı. Huylanarak başımı geriye doğru çeksemde bunu engelleyerek daha da gömüldü boynuma. Vermeye başladığı ıslak öpücükler beni gülmeye zorlasada kendimi zor tuttum.
"Çok ıslak öpüyorsun. Yapma."
Dedim verdiği öpücüklerin arasından. İki elimi omuzlarına koyarak ittirsemde her zaman ki gibi işe yaramadığı için duraksadım. Boynumu tekrardan geriye çekmeye çalıştığım sırada hafifçe ısırmasıyla ufak bir çığlık attım.
"Jeongguk!"
Boynumdan dudaklarını çekerek yüzüme doğru baktığında gülümsedi. Elimi boynuma doğru götürerek büyük bir ciddiyetle sildim. Yüzü birden bire düşerken gülümseyen taraf ben oldum.
"Çok ıslak öpüyorsun. Hoş değil."
Elimle öptüğü boynumu ve omuzumu sildiğimde kaşları "Gerçekten mi?" dercesine havalandı. Onun beni öpmesinden tabiikide rahatsızlık hissettirmiyordum. Ama şuan onun bu yüz ifadesi hem komik hemde tatlı görünüyordu. Üzerimden hafifçe doğrularak şaşkın şaşkın bakmaya devam etti. Bu haline kendimi tutamayarak güldüm.
"Neden öyle bakıyorsun Jeongguk?"
Dedim hafifçe gülerek. Başımı "Ne oldu?" dercesine salladım.
"Öpmemden hoşlanmıyorsun demek?"
Diye sordu. Yüz ifadesi yavaş yavaş değişmeye başladı. Başımı cesurca evet anlamında salladım. Gözlerim kıvrılan dudaklarına kayarken gülüşüm soldu.Gözlerim dudaklarından tekrardan gözlerini bulduğunda, derin bir nefes alarak tekrardan üzerime eğildi. Bu gülümseme kesinlikle iyiye işaret değildi. Göğsümdeki elini çekerek kendi göğsüne getirmesiyle kaşlarımı çattım. Neydi bu adamın derdi? Yavaş bir şekilde gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı. Onun gülümsemesinin aksine benim kaşlarım tek bir çizgi halini aldı. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken kendimi geriye çekmeye çalıştım.
"Jeon..."
Dedim kısıkça. Gülümsemesi daha da büyüdüğünde gömleğinin düğmelerini çözmeye devam etti. Evet bu adamdan tam şimdi korkmalıydım. Şaşkın yüz ifadem eminim ki komik görünüyordu. Daha fazla vakit kaybetmeden bedenine sarılarak yatağa doğru ittim. Ben altta o üstte pozisyon değiştirdiğimizde kollarımı tekrardan çekerek yataktan indim. Koşar adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladığımda arkamdan kıkırtısı geldi.
"Nereye kaçacaksın?"
Keyifli sesi benide gülümsetirken adımlarımı olduğum yerden ebeveyn banyosuna sürdürdüm. Hızlı bir şekilde yürüyerek kapının yanına vardığımda tam kulpu indirecekken belimi saran kollar buna engel oldu. Seslice gülerek belimdeki bir kolunu bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldı. Kollarım refleks olarak boynuna sarıldığında bedenimi bedenine yapıştırdı. Korkacaksına gözlerine baktım. Yüzü sinsi bir yüz ifadesine bürünmüştü.
"Nereye kaçıyorsun sen?"
"Sen neden soyunuyorsun peki?"
Dedim. Bu dediğimi komik bulmuş olmalıydı ki seslice güldü. Bunu cidden sormuş olamazdım değil mi?
"Beni öpmeni sevmiyorum dedin. Bende gerekeni yapacaktım. Devam edebiliriz."
Gözlerim tekrardan açılırken yan bir gülüş bırakarak yatağa doğru ilerlemeye başladı. Kolları arasında çırpınmaya kalkışmadan önce araladım dudaklarımı.
"Jeon? Ben ciddi değildim. Gerçekten."
Dedim korkuyla. Şuan ciddi olamazdı. Bu halime gülerek başını salladı.
"Ciddi olamazsın zaten. Ama ben şuan gayette ciddiyim."
Ciddi olamaz mıydım? Kaşlarım tekrardan çatıldığında tırnaklarımı hafifçe boynuna geçirdim.
"Ya? Öyle bir ciddi olurum ki bana yaklaşmana izin dahi vermem."
Dedim duyduğum kızgınlıkla. Tahmin ettiğim gibi bunu da umursamadan beni yatağa uzandırdı. Kollarını bedenimden çektıkten sonra yatağa tek dizini koyarak ağırlığını verdi. Diğer dizinide koyarak üstüme çıktığında İki elimi başımın hizasında tutarak alnını alnıma yasladı.
"Peki neden şuan da engellemiyorsun beni?"
Diye sordu derinden çıkan sesiyle. Kokusu çoktan beni esir almışken kendime gelmeye çalıştım. Buna izin dahi vermeden ıslattığı dudaklarını yoğun bir şekilde üst dudağımın kenarına bastırdı. Verdiği yumuşak ve ıslak öpücükle mayıştığımda sakince soludum. Ne olmuştu birden bire? Dudakları tenimle temasını kesmeden bu sefer burnumla dudaklarım arasında kalan sus çizgisinde durdu. Aynı ıslaklıkta olan uzun bir öpücükte oraya kondurdu.
"Hım?"
Devam 2
Mırıltılar çıkardığında gözlerinin en derinine baktım. Gördüğüm tek şey büyük bir hayranlıktı. Elimdeki elleri daha sert baskı yaptı. Ellerim yatağa daha da gömülürken kulağıma doğru yaklaşarak nefesini verdi ilk önce.
"Seni her itiraz edişinde daha ıslak öpeceğim."
Derinden çıkan sesi kalbimi hızlandırmaya yetmişti. Nasıl bir anda onun etkisi altına girmiş olabilirdim ki? İçimden sadece kendimi ona bırakmak geliyordu. Dudaklarını kulak çevremde gezdirerek çene çizgime getirdi. Tenime verdiği ıslak öpücüklerle hafifçe yerimde kıprandım. Islak öpücüklerini çenemden dudaklarıma getirdiğinde hafifçe inlemele ellerimi daha sıkı kavrayarak beni hareketsizleştirdı. Gülümsemesi hiç silinmeden aralık olan dudaklarımdan nefesimi derince içine çekerek ıslak bir şekilde öptü.
"Özür dilerim."
Diye fısıldadı öpücüklerinin arasından. Alt dudağımı hafifçe emerek soludu.
"Çok özür dilerim bebeğim. Ne desen haklısın."
Dudaklarını alt dudağımdan yavaşça üst dudağıma getirerek uzunca öptü. Duyduğum yoğunluktan hareket dahi edemiyordum.
"Bir daha öyle bir şey olmayacak. Söz veriyorum."
"Jeon..."
Kendime gelerek onu böldüm. Dudaklarını seslice dudaklarımdan çekerek alnını alnıma yasladı. Nefes nefese kalmış olmam iyi bir durum değildi.
"Jeon beni çok sinirlendirdin."
Dedim nefes nefese. Başını sallayarak çeneme öpücük kondurdu.
"Bana bir dosya yüzünden herkesin içinde bağırdın ve kızdın. Ben senin sevgilinim. Sadece bir dosya içindi tüm bunlar."
Sonunda konuşmamızın ciddiyete varmasına mutlu olmuştum. Yutkunarak gözlerimin içine baktı.
"Haklısın. Kendimi kaybettim bir anda. Çok özür dilerim."
"Her sinirlendiğinde bana bağırıp çağıramazsın."
Dedim onun gibi ciddiyetle. Alnını alnımdan çekerek boynuma gömüldü.
"Biliyorum Bebeğim. Çok üzgünüm. Bir daha olmayacak."
Boğukça mırıldanarak boynumdan yumuşakça öpmeye başladı. Ona engel olmak yerine boynumda yer açtım. Yastığa gömülü olan ellerimi bıraktığında ellerimi omuzlarına koydum. Bir eli giydiğim eteğe doğru uzandı. Kısa eteğimin fermuarı yandaydı. Parmakları aşağıya kadar inen fermuarımda gezindiğinde omuzlarını hafifçe sıktım. Eteğin fermuarını yavaşça indirerek sağ bacağımı açıkta bıraktı. Belimden tutarak hafifçe beni kaldırarak eteği tamamiyle bedenimden kurtardı. Boynuma gömülü başını kaldırarak dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu.
"Yorgunum Jeon."
Diye fısıldadım. Yüzüme bakarak tebessüm etti.
"Biliyorum sevgilim. İleriye gitmeyeceğim. Pijamalarını giydirmek istiyorum."
Dedi bana bakarken. Gülümseyerek başımı salladım. Üzerimden hafifçe doğrularak bacak aramda kalacak şekilde dizlerinin üzerinde durdu. Ellerini bedenimden çekerek gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı.
"Bir daha asla böyle bir saçmalık olmayacak söz veriyorum."
Bakışlarımdan ne demek istediğimi anlamıştı. Sonuna kadar çözerek gömleğimin önünü açtığında durup gözlerime bakmaya devam etti.
"Beni affettin değil mi? Kızgınlığın bir nebzede azalmıştır? Hım?"
Masumca konuşmasıyla tebessüm ederek başımı salladım.
"Şuan geçti. Ama bir daha böyle-"
"Söz veriyorum."
Diye beni böldü. Gülümseyerek başımı salladım. Yüzüme doğru yaklaşarak alnıma dudaklarını bastırdı.
"Teşekkür ederim."
...
Bedenimi iyice kendine çekerek boynuma öpücük kondurdu. Filmde gezinen gözlerim saniyelik açılıp kapanırken sırtımı iyice göğsüne yasladım. Yediğimiz yemekten hemen sonra film keyfi yapmak bir nebzede olsa iyi hisettirmişti. Uzandığımız koltukta hafifçe gerindim.
"Güzelim benim."
Kulağıma öpücük kondurmasıyla filmde gördüğüm sahne ile kalakaldığımda bunu hissetmiş gibi daha sıkı kavradı beni. Boğazımı temizleyerek kolları arasında ona döndüm. Gülümsüyordu uykulu gözlerle.
"Jeongguk..."
Dedim ve duraksadım. Günler önce yaptığı evlilik teklifine hâlâ bir cevap vermemiştim. Şuan onunda bunu düşündüğüne emindim. Yüzüme doğru eğilerek hafifçe öptü beni.
"Ne zaman hazır hissedersen. Beklerim ben."
Diye açıklama yapmasıyla gözlerimi kaçırdım. Onu gereksiz bekletmenin bir anlamı yoktu ki. Aynı evde yaşıyorduk. Aramızda ileri seviyede bir yakınlık vardı. Evli bir çift gibiyken onu bekletmenin bir anlamı yoktu. Hemde ona böylesine aşıkken. Kaçırdığım gözlerimi tekrardan gözlerine diktim. Elimi yanağına getirerek okşadım. Avuç içimde dudaklarını gezdirmeye başladı.
"Beklemenin bir anlamı yok. Sana böylesine aşıkken neden bekliyorum ki ben."
Dedim derin bir ses tonuyla. Dudaklarını avuç içimden çekerek büyükçe gülümsedi.
"Evlenelim Jeongguk. Senin soyadını almak istiyorum."
Kalbim hızlı hızlı atıyordu. Gülümsemesi hiç silinmeden dudaklarıma doğru eğildi.
"Jeon Amara. Tüm herkesin seni böyle anması için sabırsızlanıyorum."
İkimizde karşılıklı gülümsedik. Dudaklarını yumuşakça dudaklarıma bastırarak yoğun bir öpüşme başlatmasıyla birbirimizi daha sıkı sardık.
Ne olursa olsun ona her şekilde sahip olmaktan hep mutluluk duyucaktım.
Son
Offf çokk tatlıydııı jeonun romantikliğine eridimm🔥
Bayılmak, beğenmek, kugunun güzelliğine ölmek, Heline aşık olmak vb 🙁💜😽
Best yazar kurgu atmışş😻😻
Döktürmüşsün yine güzelim attığın zaman kurguyu okudum ama dışarıya çıktığım içim yorum yapamadım uzgünüm😢 çok güzel olmuş ellerine sağlık❤❤
Acaba adın mükemmel falan mı çünkü hikayeden ve yazdıkalrından mükemmellik akmıyor fışkırıyor❤️
harika efsane yapmışsın güzelim😍😍😍😍
Hemen okuyammm müzikle uyumu şaka mıı😭😭
Harikaları yaratmissiniz yazar hanım ♥️♥️ bu ne böyle💙💙💙💞💞💞Bunları yazan ellerine kurban💕💕
🫶
Kanalının büyümesi gereken konular varr❤❤
Bebeğim smutlarında jeongguk diye değilde Jungkook diye bahsetsen olurmu❤
Neden?
@ ya ne bilim jungkook diye şey yapmaya alışmışım bide jeongguk olmuyor ama yine sen bilirsin💕
Yavrum ne yaptın ya mükemmelliği bir aşmış bu
Ellerine emeğine sağlık harika olmuş umarım daha çabuk emeğinin karşılığını alırsın meleğim ❤
Harika çoook güzel olmuş ellerine aağlik
Çok güzel olmuş güzelim❤ eline emeyine sağlık
Çok iyi geldiiii mükemmeldiiiiii 😭😭😭🤍🤍
Rameni unuttular tencere yandı😂
Ocak açık değil qpdnsodndjjd
Geldiiiiiimm ve bekliyorum ❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️
Hoşgeldinnn
Çooooooook iyiii mükemmel olmuş yaa
Kapak ve hikaye beni bitirdii🔥
Motorcunun devamını yapacak mısın
@@Ñķĥ-s2k Düşünmem lazım
@@AurorasssJ1 lütfennnnn😭😭
Lütfen yap olurmuu. Cok seviyorum motorcu sevgilin kurgularini cok guzel yaziyorsun@@AurorasssJ1
Seni daratmis gibide olmiyim de
@@Abcdefahsen demii
Huhuuu geldimmm
Hoşgeldinnn
Havada kaptım💪💪
Hoşgeldinnn
@@AurorasssJ1 Hoşbuldukkk
of cok iyii
Aşık oldum ağpaappa
Mükemmel olmuş ya 💗🌸
Adımın Amara olmasiiiiii
Cok iyii
Bayıldımmm❤
Peki şarkı>>>>>
@@ecrinakn Seni burada görmek güzelll
@@AurorasssJ1 Yaa yerimmm ben bu aralar pek müsait olamıyorum ama elimden geldiğince aktif olacağım artık ❤
Geldimm
Hoşgeldinnn
@@AurorasssJ1 hosbuldummm
Ayy çokk güzeldii ne diyeceğimi bilemiyorum ellerine emeğine sağlık bebeğim bayıldımm💋
bunları dun okumustum ama yorum yapmamısımm bos vaktım varken yorum yapayımm buda cok guzeldii
🎀❤️
Ellerine saglıkkk bebegimm harika olmuss💋💋
Cok güzel olmus cidden
efsanee 🌷❤️
Mükemmel olmuşşş 💗💝
Çok güzel olmuş güzelliğimmm ellerine sağlık
Ay çok güzel olmuş