UNUTAMAZSIN Gözlerinin içine bakınca hatıralar canlanır. Rüzgarlar getirse kokunu, hasretin bir hançer gibi yüreğime saplanır. Bir gülüşünde ne sırlar gizlidir. Gitsen uzaklara, kendini vursan yalnızlık sahiline, Sendeki güzelliği görmeyen delidir. Unutamazsın, unutamazsın sen beni. Ruhun ruhuma tutsak ey sevgili! Zaman geçer, gün geceye kavuşur, Bir çiçeğin güzelliğinde teselli ararsın. Yalnızlık dört bir yanı sarar, ezgilerle gökyüzüne dalarsın. Aşıklardan beni sorar, İşte o an tutamadığın el için ,aşkın ateşinde pervane olup yanarsın. Unutmak için parçalasan da zihnini kemiren düşünceleri, yorgun düşer uykulara dalarsın. Unutamazsın, unutamazsın sen beni. Ruhum ruhuna tutsak ey sevgili! Saçlarının kokusu parmak izlerimde, Aynaya bakma, görürsün tüm benliğinde. Bir damla göz yaşı düşer, sessizce kalbinden kalbime. İste o an nefesin olurum, hayat bulurum bedeninde. Unutamazsın, unutamazsın sen beni. Ruhun ruhuma tutsak ey sevgili! Kainatın bir yaradılış nedeni vardır. Seni yaşatan ,bendeki sonsuz aşktır. Çöller bir damla suya, dalgalar denize muhtaçtır. Her zerrem ,her zerrene ilaçtır. Unutamazsın, unutamazsın seni beni. Ruhum ruhuna tutsak ey sevgili! Gökyüzünde fırtınalar kopsa, Dağlar parçalanıp yerle bir olsa, Dört bir yanı sessizlik, Varlık alemini bensizlik kuşatsa, Karanlık tünelin sonunda bir ışık varsa, İşte o an … Unutamazsın, unutamazsın sen beni Ruhun Ruhuma tutsak ey sevgili! Dünyadaki tüm güzellikleri yoluna serseler, Aşkın kokusuyla harmanlayıp cennetten bir gül verseler, Bağrında yanan ateşi söndürseler, Ruhunu semaya yükseltseler, Bedenini yedi kat derine gömseler, Unutamazsın ,unutamazsın sen beni. Ruhun Ruhuma tutsak ey sevgili! KALEMİM SIRDAŞ BANA Zemheri karanlığın aydınlığında yollara düşüyorum. Kaldırımlar yoldaş bana, çilekeş gönlüm sırdaş bana. Sis perdesi aralanıyor gözlerimde. Yangınlar sönüyor gönül penceremde. Fırtınalar kopuyor, bedenimde. Reyhan kokun ilaç bana, ellerin merhem kan damlayan yarama. Gökyüzünde şimşekler çakıyor. Bulutlar parçalanıyor. İçimdeki dağlarda sesin yankılanıyor. Hasretin damla damla buhar oluyor .Toprak kokuyor. Saçların beni götürüyor uçuruma. Tebessümün bur umut oluyor hayatıma. Seherlerde yükseliyor bir kuşun kanat sesi. Taştan kaleleri yerle bir eder görünmezlerin efendisi. Bedenim kafes,özgürlüğün son nefes . Zormuş bu hayatın bilmecesi. Çözenler haldaş bana, yürüdüğüm yol yoldaş bana. Derdim derdime avare. Sensin sensizliğe tek çare. Saraylarda olsam ki ne? Sensizlik yoldaş bana. Geceler kardeş, kalemim sırdaş bana. Geceler kardeş kalemim sırdaş bana. KAR ÇİÇEĞİM Kim demiş hayatın yükü ağır? Her şey bir bakışta bir gülüşte saklıdır. İçimde bir yerde bir çocuk neşesi vardır. Sen yeter ki bak gözlerime, gül ey sevgilim! Karda açan çiçeğim. Sonbaharda yapraklar dökülür. Sır perdesi aralanır, çözülür. Hüzünler kaybolur, dertler sökülür. Sen yeter ki bak gözlerime, gül ey sevgilim! Karda açan çiçeğim. Her şey masumdur seninle. Kin nefret kaybolur ellerinde. Bir sen vardır, içimde sır perdemde. Sen yeter ki bak gözlerime. Gül ey sevgilim! Karda açan çiçeğim. Tarifi imkansızdır, seninle geçen zamanın. Hatırası canlanır, gözlerimde her anının. Bir olur ruhlarımız. Filizlenir kalbimde sevgin. Sen yeter ki bak gözlerime. Gül ey sevgilim! Karda açan çiçeğim. Sesin şırıl şırıl su misali. Özlemin içimde kor sanki bir samyeli. Yakar sensizlik beni, tüm varlığımı bedenimi. Seni düşünürüm. Hayalini kurarım geceleri. Sen yeter ki bak gözlerime gül ey sevgilim! Seni sonsuza dek seveceğim. Meçhule giden yollarda seni bekleyeceğim EY GÖNLÜM Sitem etme aşktan yana ey gönlüm. Senin de kıymetini bilen biri çıkar elbet. Yerden yere pas pas gibi vursa da gönlünün duvarına asar sabret. Varla yok bir değil ki gönlümdeki aşk ateşini doldur ey saki! İnsan dengi dengini bulamaz ki gönüller bulsun dilim sen sus yeter ki. Uçsuz bucaksız bir kainattayım. Sanma seni unuturum. Her an yanmaktayım. Vuslat uzak yollar uzun her daim. Bu yolda çile çekene sor. O zaman anlarsın ne haldeyim. Yağmur yağdığı toprağı unutur mu? Toprak açan çiçeği kurutur mu? Çiçek tutan eli kanatır mı? Kanayan gönül senle olsun. Seni unuttuğum her an bana haram olsun. Seni unuttuğum her an bana haram olsun. Sineme vurdum hançeri. Sensizlik koyu her an zemheri. Gel bekletme beni. Gözümün nuru, evrenimin güneşi. Gel bekletme beni. Gözümün nuru ,evrenimin güneşi. HAYATIN ÖZÜ Masmavi deniz, masmavi gökyüzü Rengarenk içim rengarenk seninle yeryüzü Dalgalar gibi kuşat beni, yok et içimdeki hüznü. Sevgimin kaynağı, sensin hayatımın özü. Her şey yüzünü güneşe döner. Yaşam geçip gider, yangınlar bir gün söner. Nasibinde varsa su içmek, damlalar en sert kayaları deler. Ne kadar yalan söylersen söyle, ancak doğruyu gözler söyler. Gemiler limanlara yanaşır Martılar hırçın bir şekilde gökyüzünde dolaşır. Lavanta kokusu etrafıma yayılır. Özlemin dünyamı ,yokluğun güneşimi karartır. Sana kavuşmak istedikçe yollar uzar. Kader bana türlü tuzaklar kurar. Aşk ateşinde Leyla Mecnunu, Kerem Aslı’yı arar. Bakma kalbine, aynadaki sevgili seni yaralar. Nice sultanlar tacı tahtı bıraktı. Savaşların kaynağı hırs, barışın kaynağı aşktı. Asıl özgürlük senin yolunda tutsak olmaktı. Beni arayanlar gönül mahzeninde bulacaktı. Lokman hekim buldu her derde çare. Bulamadı gönlümdeki sevgiliye yare. Tutmak isterken ellerini, görmek isterken gözlerini. Çığ düştü en derinlerime, çığ düştü hayallerime. BAYRAKLA DİRİLİŞ Hiçbir kurşun yürekleri böyle dağlamadı. Düştüğü yerde kor olup ağlamadı. Ne cepheler ne savaşlar gördü. Bu vatanın bağrında, asil Türk evlatlarına hainler tarafından sıkılmadı. Yan yüreğim al bayrakla, kal yüreğim vatan aşkıyla. Sulan şehidimin kanıyla. Köklerinden filizlen, gül yüreğim dualarla. Sen ne acılar çektin özgürlük yolunda? Dillerde tekbirler yükselsin gökyüzüne. Nakış nakış işlensin bedenime, ruhuma,kalbime. Bir ölür bin diriliriz. Gökyüzünün kartalları Rabbimin neferleriyiz. Şehadet şerbetini zem zem suyu diye içeriz. Sil göz yaşını annem. Kimi zaman vatanın bağrında açan kır çiçeği,kimi zaman oluruz nergis. Kutlu peygamber duasıyla cennetteyiz. Başımız dik asla asla eğilmeyiz. Düşmana korku salarız, Hz Ali’nin kılıcı gibi. Heybetimiz yürekleri titretir, Hz Hamza’nın duruşu gibi. Aşarız engelleri çağlayan su gibi. Bir aslan, çakal sürüsünün önünde boyun eğer mi? Gel ey bayrağım, kızıl rengine bürüneyim. Dalgalan dalgalan denizler gibi senin aşkından delireyim. İsterseniz bedenimi parçalayın, gözlerimi dağlayın. Şanlı bayrağım hilalim uğruna göğsümden vurulayım. Şehitler kervanına katılayım. Öleyim öleyim gölgende tekrar dirileyim. Öleyim, öleyim, gölgende aziz milletimle dirileyim. ÇOCUK OLMAKTI HAYALİM Anne kokusuyla uyanmak isterim. Hem öksüzüm, hem yetimim. Kime derdimi söyleyeyim? Gözümdeki yaşı kime sildireyim? Üşüyen ellerimi kime vereyim? Buz tutmuş kalbimi nerede ısıtayım? Rabbimden ne olsun dileğim? Her gün okula, başım önümde ,eğik giderim. Anne babasıyla okula giden çocukları, utangaç gözlerle seyrederim İçten içe yanar yüreğim. Hani benim annem, hani benim babam, 9nerede nerede derim? Sensin Rabbim tek sahibim. Arkadaşlarım beslenmesinde yer poğaça börek. Ben yerim utanarak kuru ekmek. Harçlık isterken akrabalarımdan üzülerek Yangın yerine döner yüreğim ezilerek. Bayramlar gelir herkes neşe içinde. Hani benim oyuncaklarım, çocukluğum , başımı okşayan annem babam nerede? Tozlu ayakkabım yırtık elbisemle uçurtmanın kanadında hayallerimde. Parklarınız vardır. Sizin çocuk parkları, En çok orada yaralanır yüreğim. Salıncakta oturur, beni sallayacak birini beklerim. Düşerim, dizim kanar, yoktur bir üfleyenim. Gittim anne babamın mezarına. Kokladım güllerini. Sanki kokuları yanımda. Yüzümü sürdüm topraklarına. Başımı koydum kuruyan otlara. Ellerime dikenler batsa da gözyaşlarımla suladım mezar taşlarını. Melekler şahittir feryadıma. Gece olmuş neyime, Bir ninni, bir masal istedim. Yok ki söyleyenim. Küçük yaşta büyüdüm. Çocuk olmaktı tek hayalim. Çocukluğumu yaşamaktı tek dileğim. Yorganı başıma çektim. Bekledim, bekledim, bekledim. Size kavuşacağım, elbet bir gün. Henüz daha ölmedim. Henüz daha ölmedim.
UNUTAMAZSIN
Gözlerinin içine bakınca hatıralar canlanır.
Rüzgarlar getirse kokunu, hasretin bir hançer gibi yüreğime saplanır.
Bir gülüşünde ne sırlar gizlidir.
Gitsen uzaklara, kendini vursan yalnızlık sahiline,
Sendeki güzelliği görmeyen delidir.
Unutamazsın, unutamazsın sen beni.
Ruhun ruhuma tutsak ey sevgili!
Zaman geçer, gün geceye kavuşur,
Bir çiçeğin güzelliğinde teselli ararsın.
Yalnızlık dört bir yanı sarar, ezgilerle gökyüzüne dalarsın.
Aşıklardan beni sorar,
İşte o an tutamadığın el için ,aşkın ateşinde pervane olup yanarsın.
Unutmak için parçalasan da zihnini kemiren düşünceleri, yorgun düşer
uykulara dalarsın.
Unutamazsın, unutamazsın sen beni.
Ruhum ruhuna tutsak ey sevgili!
Saçlarının kokusu parmak izlerimde,
Aynaya bakma, görürsün tüm benliğinde.
Bir damla göz yaşı düşer, sessizce kalbinden kalbime.
İste o an nefesin olurum, hayat bulurum bedeninde.
Unutamazsın, unutamazsın sen beni.
Ruhun ruhuma tutsak ey sevgili!
Kainatın bir yaradılış nedeni vardır.
Seni yaşatan ,bendeki sonsuz aşktır.
Çöller bir damla suya, dalgalar denize muhtaçtır.
Her zerrem ,her zerrene ilaçtır.
Unutamazsın, unutamazsın seni beni.
Ruhum ruhuna tutsak ey sevgili!
Gökyüzünde fırtınalar kopsa,
Dağlar parçalanıp yerle bir olsa,
Dört bir yanı sessizlik,
Varlık alemini bensizlik kuşatsa,
Karanlık tünelin sonunda bir ışık varsa, İşte o an …
Unutamazsın, unutamazsın sen beni
Ruhun Ruhuma tutsak ey sevgili!
Dünyadaki tüm güzellikleri yoluna serseler,
Aşkın kokusuyla harmanlayıp cennetten bir gül verseler,
Bağrında yanan ateşi söndürseler, Ruhunu semaya yükseltseler,
Bedenini yedi kat derine gömseler,
Unutamazsın ,unutamazsın sen beni.
Ruhun Ruhuma tutsak ey sevgili!
KALEMİM SIRDAŞ BANA
Zemheri karanlığın aydınlığında yollara düşüyorum.
Kaldırımlar yoldaş bana, çilekeş gönlüm sırdaş bana.
Sis perdesi aralanıyor gözlerimde.
Yangınlar sönüyor gönül penceremde.
Fırtınalar kopuyor, bedenimde.
Reyhan kokun ilaç bana, ellerin merhem kan damlayan yarama.
Gökyüzünde şimşekler çakıyor.
Bulutlar parçalanıyor. İçimdeki dağlarda sesin yankılanıyor.
Hasretin damla damla buhar oluyor .Toprak kokuyor.
Saçların beni götürüyor uçuruma.
Tebessümün bur umut oluyor hayatıma.
Seherlerde yükseliyor bir kuşun kanat sesi.
Taştan kaleleri yerle bir eder görünmezlerin efendisi.
Bedenim kafes,özgürlüğün son nefes .
Zormuş bu hayatın bilmecesi.
Çözenler haldaş bana, yürüdüğüm yol yoldaş bana.
Derdim derdime avare.
Sensin sensizliğe tek çare.
Saraylarda olsam ki ne?
Sensizlik yoldaş bana.
Geceler kardeş, kalemim sırdaş bana.
Geceler kardeş kalemim sırdaş bana.
KAR ÇİÇEĞİM
Kim demiş hayatın yükü ağır?
Her şey bir bakışta bir gülüşte saklıdır.
İçimde bir yerde bir çocuk neşesi vardır.
Sen yeter ki bak gözlerime, gül ey sevgilim!
Karda açan çiçeğim.
Sonbaharda yapraklar dökülür.
Sır perdesi aralanır, çözülür.
Hüzünler kaybolur, dertler sökülür.
Sen yeter ki bak gözlerime, gül ey sevgilim!
Karda açan çiçeğim.
Her şey masumdur seninle.
Kin nefret kaybolur ellerinde.
Bir sen vardır, içimde sır perdemde. Sen yeter ki bak gözlerime.
Gül ey sevgilim! Karda açan çiçeğim.
Tarifi imkansızdır, seninle geçen zamanın.
Hatırası canlanır, gözlerimde her anının.
Bir olur ruhlarımız. Filizlenir kalbimde sevgin.
Sen yeter ki bak gözlerime. Gül ey sevgilim! Karda açan çiçeğim.
Sesin şırıl şırıl su misali.
Özlemin içimde kor sanki bir samyeli.
Yakar sensizlik beni, tüm varlığımı bedenimi.
Seni düşünürüm. Hayalini kurarım geceleri.
Sen yeter ki bak gözlerime gül ey sevgilim!
Seni sonsuza dek seveceğim.
Meçhule giden yollarda seni bekleyeceğim
EY GÖNLÜM
Sitem etme aşktan yana ey gönlüm.
Senin de kıymetini bilen biri çıkar elbet.
Yerden yere pas pas gibi vursa da gönlünün duvarına asar sabret.
Varla yok bir değil ki gönlümdeki aşk ateşini doldur ey saki!
İnsan dengi dengini bulamaz ki gönüller bulsun dilim sen sus yeter ki.
Uçsuz bucaksız bir kainattayım.
Sanma seni unuturum.
Her an yanmaktayım. Vuslat uzak yollar uzun her daim.
Bu yolda çile çekene sor.
O zaman anlarsın ne haldeyim.
Yağmur yağdığı toprağı unutur mu?
Toprak açan çiçeği kurutur mu?
Çiçek tutan eli kanatır mı?
Kanayan gönül senle olsun.
Seni unuttuğum her an bana haram olsun.
Seni unuttuğum her an bana haram olsun.
Sineme vurdum hançeri.
Sensizlik koyu her an zemheri.
Gel bekletme beni. Gözümün nuru, evrenimin güneşi.
Gel bekletme beni.
Gözümün nuru ,evrenimin güneşi.
HAYATIN ÖZÜ
Masmavi deniz, masmavi gökyüzü
Rengarenk içim rengarenk seninle yeryüzü
Dalgalar gibi kuşat beni, yok et içimdeki hüznü.
Sevgimin kaynağı, sensin hayatımın özü.
Her şey yüzünü güneşe döner.
Yaşam geçip gider, yangınlar bir gün söner.
Nasibinde varsa su içmek, damlalar en sert kayaları deler.
Ne kadar yalan söylersen söyle, ancak doğruyu gözler söyler.
Gemiler limanlara yanaşır
Martılar hırçın bir şekilde gökyüzünde dolaşır.
Lavanta kokusu etrafıma yayılır.
Özlemin dünyamı ,yokluğun güneşimi karartır.
Sana kavuşmak istedikçe yollar uzar.
Kader bana türlü tuzaklar kurar.
Aşk ateşinde Leyla Mecnunu, Kerem Aslı’yı arar.
Bakma kalbine, aynadaki sevgili seni yaralar.
Nice sultanlar tacı tahtı bıraktı.
Savaşların kaynağı hırs, barışın kaynağı aşktı.
Asıl özgürlük senin yolunda tutsak olmaktı.
Beni arayanlar gönül mahzeninde bulacaktı.
Lokman hekim buldu her derde çare.
Bulamadı gönlümdeki sevgiliye yare.
Tutmak isterken ellerini, görmek isterken gözlerini.
Çığ düştü en derinlerime, çığ düştü hayallerime.
BAYRAKLA DİRİLİŞ
Hiçbir kurşun yürekleri böyle dağlamadı.
Düştüğü yerde kor olup ağlamadı.
Ne cepheler ne savaşlar gördü.
Bu vatanın bağrında, asil Türk evlatlarına hainler tarafından sıkılmadı.
Yan yüreğim al bayrakla, kal yüreğim vatan aşkıyla.
Sulan şehidimin kanıyla.
Köklerinden filizlen, gül yüreğim dualarla.
Sen ne acılar çektin özgürlük yolunda?
Dillerde tekbirler yükselsin gökyüzüne.
Nakış nakış işlensin bedenime, ruhuma,kalbime.
Bir ölür bin diriliriz. Gökyüzünün kartalları Rabbimin neferleriyiz.
Şehadet şerbetini zem zem suyu diye içeriz.
Sil göz yaşını annem.
Kimi zaman vatanın bağrında açan kır çiçeği,kimi zaman oluruz nergis.
Kutlu peygamber duasıyla cennetteyiz. Başımız dik asla asla eğilmeyiz.
Düşmana korku salarız, Hz Ali’nin kılıcı gibi.
Heybetimiz yürekleri titretir, Hz Hamza’nın duruşu gibi.
Aşarız engelleri çağlayan su gibi.
Bir aslan, çakal sürüsünün önünde boyun eğer mi?
Gel ey bayrağım, kızıl rengine bürüneyim.
Dalgalan dalgalan denizler gibi senin aşkından delireyim.
İsterseniz bedenimi parçalayın, gözlerimi dağlayın.
Şanlı bayrağım hilalim uğruna göğsümden vurulayım.
Şehitler kervanına katılayım.
Öleyim öleyim gölgende tekrar dirileyim.
Öleyim, öleyim, gölgende aziz milletimle dirileyim.
ÇOCUK OLMAKTI HAYALİM
Anne kokusuyla uyanmak isterim.
Hem öksüzüm, hem yetimim.
Kime derdimi söyleyeyim?
Gözümdeki yaşı kime sildireyim?
Üşüyen ellerimi kime vereyim?
Buz tutmuş kalbimi nerede ısıtayım?
Rabbimden ne olsun dileğim?
Her gün okula, başım önümde ,eğik giderim.
Anne babasıyla okula giden çocukları, utangaç gözlerle seyrederim
İçten içe yanar yüreğim.
Hani benim annem, hani benim babam, 9nerede nerede derim?
Sensin Rabbim tek sahibim.
Arkadaşlarım beslenmesinde yer poğaça börek.
Ben yerim utanarak kuru ekmek.
Harçlık isterken akrabalarımdan üzülerek
Yangın yerine döner yüreğim ezilerek.
Bayramlar gelir herkes neşe içinde.
Hani benim oyuncaklarım, çocukluğum , başımı okşayan annem babam nerede?
Tozlu ayakkabım yırtık elbisemle uçurtmanın kanadında hayallerimde.
Parklarınız vardır. Sizin çocuk parkları,
En çok orada yaralanır yüreğim.
Salıncakta oturur, beni sallayacak birini beklerim.
Düşerim, dizim kanar, yoktur bir üfleyenim.
Gittim anne babamın mezarına.
Kokladım güllerini. Sanki kokuları yanımda.
Yüzümü sürdüm topraklarına.
Başımı koydum kuruyan otlara.
Ellerime dikenler batsa da gözyaşlarımla suladım mezar taşlarını.
Melekler şahittir feryadıma.
Gece olmuş neyime,
Bir ninni, bir masal istedim.
Yok ki söyleyenim.
Küçük yaşta büyüdüm.
Çocuk olmaktı tek hayalim.
Çocukluğumu yaşamaktı tek dileğim.
Yorganı başıma çektim.
Bekledim, bekledim, bekledim.
Size kavuşacağım, elbet bir gün.
Henüz daha ölmedim. Henüz daha ölmedim.