ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 30 ก.ย. 2024
- SPONSOR: yemeksepeti.com
"Yanlış Okumalar"ın yeni bölümünün konusu: "Can Sıkıntısı". Can Sıkıntısı nedir, nasıl deneyimlenir, nelere yol açar, nelere mal olur, ne fırsatlar üretir...
Can sıkıntısının sorumluluğu genelde aylaklığa bırakılır; onun düşüncenin bir yol ya da anlam bulamadığı anlarda ortaya çıktığı gözden kaçar. Sıkıntı bir şey yapmamaktan doğan bir iç bunalmasından çok, eylemeye değer bir şey olmadığı kanaatine sıkışmanın mahpusluğuna yakındır.
-
İnsan, dış dünyayı zihnine ancak belli işaretler, yorumlar ve okumalar aracılığıyla atabiliyor. Bu zihinsel faaliyette her şey bir işaretler sistemi, dış dünya zihinde yalnızca bir temsil. Oysa gerçek yerine temsilin olduğu her yerde kriz var. Zihnimiz bir kriz yönetim merkezi ve bu krizi yönetmeye çalışırken bulduğu her çare bir "yanlış okuma". Yanlış Okumalar, her okumanın bir indirgeme, çarpıtma, şaşırma, isabetsiz algılama olduğunu baştan kabul ediyor fakat yine de olabilecek en isabetli okumaların peşine düşmek istiyor. Ödevi imkansız, bunu da ihbar ediyor; yine de hiç değilse deniyor: "Hep denedin, hep yenildin, olsun. Yine dene, yine yenil, daha iyi yenil..."
-
Destek olmak ve ayrıcalıklardan yararlanmak için:
/ avangart_tv
/ @avangarttv
Gelişmelerden haberdar olmak ve duyuruları takip etmek için:
/ avangart_tv
/ avangart_tv
-
#avangart #yemeksepeti
-
Kafamın içinde sıkışıp kalmış beni çevremden soyutlamış düşünceleri bir anda taslak bir halde karşımda bulmak, anlamsız dünyadaki en anlamlı şeylerden biri anlaşıldığını hissetmek galiba 🖤
Gürman bey programa ciddi katkı sağlamış, kendisini tanımış olduğuma çok sevindim. Yalnız "Peki hocam; NE YAPALIM?" demesini beklemedim değil 😅
وأوضح ضض
O İlker Canikligil'e has :))))
hahahahha
38:22 "Artık anlamsızlığın ve kendini başkasına göre kurma zorunluluğun öyle bir seviyeye çıkmıştır ki, bu aşılamayacağı için, senin asli sıkıntın canının sıkılması değil, "Neden varım?" sıkıntısıdır. Ve bu artık aşılamaz."
Belki de, can sıkıntısının özü zaten varoluşsaldır. Ruh, bilinç ya da varlık tarafından; üç boyutlu (görünen) bir evrende, zaman ve mekânsal sınırlar arasında, yine maddesel bir bedene sıkışmışlığın sezilmesi/hissedilmesinden de kaynaklanıyor olabilir. Bu noktada, söz konusu boyutsal ve zamana dair sınırlandırmaları, yine aynı boyuta ait uyuşturucularla, geçici kurtarıcılarla ortadan kaldırmak imkânsız olacaktır. Bir sorunu, aynı ya da benzeş ögelerle yok etme fikri bir aldanıştan, illüzyondan öteye gidemez. O zaman "Ne yapalım?" sorusu geliyor yine akla...
Zihnin yaratımı sayabileceğimiz can sıkıntısını yine zihinle değil, onu aşarak kırabilir, bu sorundan ancak onun ötesine geçerek kurtulabiliriz. Bu da zihnin durdurulması, ya da askıya alınmasıyla, bir anlamda bir tanık gibi dışarıdan seyriyle mümkün olabilir. Meditatif hâl ya da meditatif bir yaşam formu, illüzyonik zihnin tüm oyunlarına (geçmişe dönme, geleceği kaçma, andan kopma, vs) karşı elimizdeki en elverişli silahlardan birisidir. Dışarıdan bulabileceğimiz tüm çareler, hem aynı malzemeden (aynı boyuttan) yapılmış, hem de geçici ve değişkendir. Oysa iradeyle yönlendirilmiş bilinç (fark ediş), bir kez erişildiğinde, kalıcı ve güçlüdür. Karakteri itibarıyla, geçici ve değişken olandan daha hakiki olduğunu da söyleyebiliriz bu yüzden.
Konu bir rutin olarak meditasyon yapmak filan değil, "meditatif yaşamak"... (Meditasyon "yapılamaz", ancak meditatif olunur.) Düşünce zihinde belirdiğinde (örnek: "Şu anda yapacağım hiç ilginç bir şey yok, bir şeylerle oyalanmak bile keyif vermeyecek.") öncelikle bunun etiketlenmesi, bizi bir bilinç olarak o düşüncenin dışına atar. Kendi zihnimizin tanığı haline gelir, yani onun dışına çıkar, bir anlamda onun ötesine geçeriz. Bu yaşam biçimini benimseyerek sürekli egzersiz yapmak, günün içine bu tip alıştırmaları serpiştirmek; bizi can sıkıntısından kurtardığı gibi, geçmiş düşüncesinin getireceği yıkıcı duygulardan (pişmanlık, suçluluk, suçlama, hayıflanma, vs), geleceğe kaçıştaki belirsizlik, şüphe, güvensizlik, endişe, korku, vb gibi yıpratıcı hislerden de arındırabilir.
Çok doğru gercekten
İlginç bir bakış açısı. Ancak meditatif yaşamak üzerimize yağan hayata karşı bir şemsiye açmak anlamına gelmez mi? İnsan kendini zihninin ötesine atabilir mi? Bence yapabileceği tek şey bir üst boyuta yani izleyici (düşüncelerini) konuma geçmek olur. Ancak bu durumdayken de aslında zihninin içinde kalır. Sadece ilkel kendisine (düşüncelerinin kendisi olduğunu düşünen kendiliğine) tanrısal bakış getiren başka bir kendilik oluşturur ve haliyle daha huzurlu hisseder. Ancak bir çözüm müdür yoksa acıdan kaçan hedonist çözüme yatkın bir kaçış mıdır?
@@furkanprtc4695 Herhangi bir iletişimde, bir konuyu tartışırken, daha doğrusu karşılıklı olarak birbirini anlamaya çalışırken, en önemli noktalardan birisi (bana göre) kullanılan sözcüklerin kişilerin sözlüğünde hangi anlama geldiğidir. Bu yüzden ilk sorunuzdaki "üzerimize yağan hayat"ı ister istemez kendime göre yorumlayacağım. Sanırım siz "maruz kaldığımız," ya da "ister istemez içinde olup tanıklığını yaşadığımız" olayları kastediyorsunuz. Oysa benim için "hayat", çevremde kontrolum dışında olup bitenlerden çok, benim "fark edip hissederek yaşadıklarımın toplamıdır". Bu bağlamda düşünürsem, "meditatif yaşam" dediğim şey, kendi bedenimiz ve zihnimiz de dahil tüm illüzyonların farkında olarak, sürekli bir huzur/mutluluk/güven/özgürlük/tatmin/coşku hâli içinde olmaktır.
İnsan kendini zihninin ötesine atamasa bile, tıpkı kendi kendine yürüyen beden fonksiyonları gibi, otomatik düşünen zihnin farkında olarak belli bir yerde askıda kalabilir. Pratiği yapıldıkça ustalaşmak, bu hâl içinde derinleşmek mümkün... İzleyici/tanık konumuna geçmek, bana göre zihnin en üst hâllerinden birisidir. Eğer yaşamın amacı, hakikatte yalnız ondan ibaret olduğumuz "huzur/mutluluk/güven/özgürlük/tatmin/coşku hâli"ni fark edip yaşamaksa, zihnin bu tanıklık aşaması, bu amacın gerçekleşmesinde oldukça ileri bir aşama sayılabilir.
Yazdıklarınıza katılıyorum. İnsan, içindeki "hayvan-insan" ya da programlanmış, otomatik davranışları fark edip, daha "tanrı-insan"a yaklaştıkça, kişisel cehenneminden kurtulup sonsuz huzurdan ibaret olan hakiki kimliğine, bir anlamda cennetine yaklaşır. Yine de her şeye karşın bu madde âleminde bedenli bir "insan" olarak kalmak durumundadır.
Anlatmaya çalıştığım arayışın, hayatın anlamına dair cevaplara yaklaşmak için, görünürdeki (illüzyonik) kişiliğimizin ötesindeki "hakiki kimliğimizi" bulma yolunda anlamlı ve gerekli olduğu hissiyatı içindeyim. Bu da tabii yalnızca "yolda olmak"tır; önemli olan da varmak değil, orada bulunmaktır. "Çözüm" denilen şey biraz sonlu, sonuca dair bir kavram gibi tınlıyor. Çözümden çok, buna "bilgelik yolu" demeyi yeğlerim.
Sözlük anlamına bakarsak, hedonizm "Zevki, insan hayatının tek değer ve amacı sayan, haz veren her şeyin iyi olduğunu kabul eden öğreti" olarak görünüyor. Oysa tüm hazlar, hevesler, arzular, yapısı itibarı ile değişken ve geçicidir. Yarattıkları sevinçler de aynı geçiciliktedir. Ben kalıcı olanın, koşullara göre değişmeyenin, yani hakiki olanın peşinde olmamız gerektiği hissiyatındayım. Orada hakiki kimliğimiz var. Dürüstlük, cesaret ve samimiyetle o yolda olmak yeterli.
Yalın Hocam,videonun da bahsi olan 'can sıkıntısı' adeta hepimizi en olmadık zamanda rahatsız eden sevimsiz kapı komşusu.Ne zaman can sıkıntısı baş gösterirse yani yapacak bir şey bulamamaktan ziyade yapmaya değer hiçbir şey bulamaz hale gelirsem kendime ampirik tedavi uygularım.Can sıkıntımın bizzat kendisi üzerine farkındalığımı artırmaya ve derin düşünceler sentezlemeye çalışırım.Nihai bir çözüm olmasa da bir nebze ferahlama gelir.Siz de bu tedavinin elzem ilacı oldunuz .İlaç gibi geliyorsunuz hocam,ama bağımlılık yapmıyor da değilsiniz:)
İlaç gibiyse bağımlı olma beklenir zati
"Tembel adamın canı sıkılır." İlker Canikligil'in Babası.😃
Artık ''yeni değerler üretemeyen adamın canı sıkılır.'' olarak değiştirebiliriz :)
@@cigdemcit2706, işçiler boş zaman bulsa, yeni değerler üretecek, fakat buna fırsat vermiyorlar😔
Elinize ağzınıza sağlık harika olmuş, iyi dikekleriniz için herkese teşekkür ederim, Gürman sana da ayrıca teşekkürler 🙏🙏
Tez zamanda aramıza dönmeni bekliyoruz. :)
geçmiş olsun
Geçmiş olsun
Geçmiş olsun. Rabbim şifa versin.
Mükemmel analizler, peki daha az sahte ve zor olan yol olarak hayata yeni anlamlar katma ve yeni değerler üretebilmeyi nasıl başaracağız, önerileriniz nelerdir? Bu sorunun cevabı eksik kaldı diye düşünüyorum, belki cevabı sizde de yoktur ama en azından fikirlerinizi duymayı çok isterim. Zira gerçekten çok çaresiz hissediyorum bu sorunu aşmakta. Sevgiler
Anladığım kadarıyla yalnız kalan ve boş zamanı olan insanın düşünecek imkanı olduğu için anlamsızlığı fark ettiğinden canı sıkılır. Bu can sıkıntısını daha az sahte olan yani anlamın olduğuna inan insan, bunu anlam üretmekle aşabilir. Anlam üretmekse anlamı olmadığını fark ettiğimiz bir şeyin üstüne oluşturulabilir. Ardından bu fark ettiğimiz şeyin üstüne bir anlam atayabilmek için bilgi sahibi olmamız gerekir. O bilgileri öğrenebilmek için oturup o bilgileri öğrenecek isteğimizin olması gerekir yani senin merek ettiğin, anlam atayabilmen için gereken bilgileri öğrenmek istediğin, bunu öğrenirken zevk aldığın bir problemin olması gerekir. Örnek: insan neden intihar eder, neden kötülük yapar, yoksulluk hangi yönetim şekliyle çözülür... Bende eksik kalan, Yalın abinin değinmediği yer; insanın anlam üretmeye ihtiyacı var mıdır? Mesela bilim nesneldir ve anlam üretmeyi dışlar fakat insanlar onu öğrenirken zevk alabilir, can sıkıntısını giderebilir.
@@uzulmeyevaktimyok4531 "Yalın abinin değinmediği yer; insanın anlam üretmeye ihtiyacı var mıdır?" pek doğru değil. Yalın Alpay insanın anlam üretmeye zorunluluğunu videonun en başında, doğa ile uyumsuzluğunda açıyor. bunu da bilincimizin gelişmesinin sonucu olarak her şey anlamlandırma ihtiyacı olarak açıklıyor.
İşte bütün mesele o galiba:)
Yalın Hoca gerçekten müthiş bir değer. Ona gözümüz gibi bakmalı, onu koruma altına almalı ve onu her platformda konuşturup dinlemeliyiz. Kendisine müthiş saygı duyuyorum. İyi ki onu tanıma ve dinleme imkanına sahibim.
Çözüm yolu olarak sunulan yeni değerler yaratma konusunu biraz daha açamaz mısınız? Dönüp dolaşıp takıldığım yer benim yıllardır bu kısım, ama çok az değinilmiş!
+1
👌👍
Viktor Frankl - İnsanın Anlam Arayışı mutlaka okunmalı.. 👌
42 dakika ve Avangart ayrı ayrı takip ettiğim bu iki kanalın yaratıcılarının aynı programda bir araya gelmesi çok iyiydi. İlerleyen programlarda Gürman Timurhan, burada olduğu gibi moderatör gibi değil de daha aktif bir rolde karşımıza çıkarsa çok daha eğlenceli, keyifli ve dinamik içerikler ortaya çıkabilir. İki tarafın da emeğine sağlık, teşekkürler.
ilker hocamı davet eder misiniz?
İlker Canikligil'e kapımız her zaman açık. Flu Tv'yi seviyoruz. İşbirliğine, karşılıklı davetlere olumlu bakıyoruz. Eğer İlker Canikligil de isterse neden olmasın...
Peki ne yapalım da biraz olsun hafifletelim? Harika bir söyleşi. Tebrikler ediyorum. Elinize sağlık..
25:35"Etrafına yeni anlamlar katmak"
"Her gün bir yerden göçmek
ne iyi.
Her gün bir yere konmak
ne güzel.
Bulanmadan, donmadan
akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım."
MEVLÂNÂ Hz.
çok çokk güzel bir program olmuş. Yalın bey emeğinize sağlık sizi dinlemek müthis güzel.
Ya şunu söylemek istiyorum. Tüm bu bireyselliğin oluşumuna sanki çoğu zaman Avrupa bazlı bir düşünce ile yaklaşıyoruz. Doğu öğretilerini ve tarihini baz alıp konuya yaklaşıcak bir tartışma yapılamaz mı? 🐻
Hissettiğim şeyleri anlamlandırmakta zorluk çeken biri olarak en azından artık neden böyle hissettiğimi sizin videolarınız sayesinde anlamlandırabiliyorum. Thanks.
sorma yahu. içinde bulunduğum psikolojiyi tam anlamıyla çözemiyordum. bir başkasının bunu benden çok daha iyi tanımlayabilmesini acayip kıskandım.
Şu lisana bak
Hocam peki ne yapalım ??
Mesela siz, uçuculuğunu bile bile her gün yeni bir anlam kurarak, anlam kurabilmenin yollarını irdeleyerek mi can sıkıntınızı aşıyorsunuz?
Umarım konuyu getirdiğiniz yerden, varoluşumuz hakkında elimizden hiçbir şey gelmeyişinden (intihar dışında) devam edersiniz yanlış okumalara...
Çok güzel anlatıyorsunuz, ben bile anlayabiliyorum. Anlamsızlık dünyasında can sıkıntımı sizler gibi bilim, sanat, felsefe insanlarını dinleyerek gidermeye çalışıyorum, teşekkürler...
Hocam bu konuya devam edelim. Felsefenin pratik hayattaki uygulamalari ve hayati iyilestirmeye nasil katkida bulunabilecegine dair ufuk acici bir konusmaydi. Cok tesekkurler.
Güzel paylaşım fakat kurgusunun temeli bence tamamen hatalı. İnsan doğadan ayrı değil, bilakis tamamen doğayla bir bütün.
Ve bütün bu anlamsızlıklar doğadan kopmanın sonucu.
Pazarlama oyunu kamp, karavan olayları değil ama doğayla bütünleşmekten kastım çok daha farklı, derin ve ötesi.
Bu anlamda yanlış okuma olmuş bence:)
O kopma da yaşamak için mücadele vermediğimiz zaman gerçekleşti ve gerçekten yakıp yıkarak baştan başlasak anlayacağımız şey bu.
Fakat biyolojik olarak varlığımızı sürdürdüğümüz sürece kopmak mümkün değil.
Temeldeki yanlış okuma gozleminize katılıyorum, doğada, özellikle insan dışında başka hayvanlarla çalışmamış kişilerin bakışı genelde böyle sınırlı oluyor... bir de sürekli Avrupa merkezli bir toplum tanımı var, bugün Avrupalilarin aksine, tarımın tüm zamani almadığı yerlerde yaşamış bir çok indigenous grup hakkında daha çok şey biliyoruz, ama hala insanın zihinsel yolculuğunu anlamak için Avrupa kökenli okumaları konuşuyoruz. Sounds outdated to me.
Bir "yanlış okuma" eleştirim de, yanlış değil eksik okuma diyelim, bu konuda kadın filozofların dusuncelerini duyamiyor olmamız. Kadınların hayati anlamlandirmadaki iliskisi, "hayat verme" yetenekleri yüzünden çok farklı olabilir. Içinde bir başka insan büyütmeye karar vermiş bir kadının, o insanın gelişiminde senelerce etkisi olacak bir kadının anlama dair okuması çok farklı olabilir. Bu açının da konuşulmasını isterdim.
@@eminekucukbenli4621 of offf aynen öyle. Yani tüketimsel değil en basit haliyle bir canlıyı üretme halinde evet kadınla erkek arasında özünden böylesi bi farklılık var bu anlamda evet içine yabancılaşmamış bir kadının doğayı hissedişi bambaşka olur.
@@eminekucukbenli4621 konuşabileceğimiz şeyler o kadar derin ve o kadar uzun ki bu konuda. Saçma sapan kanalını tanıtan biri olmak istemiyorum zaten çoğunun arkadaşım olduğu bir kanalım var ama zaten amacım milyonların beni izlemedi değil beni öteye götüren ve naçizane öteye gitmesinde etkimin olabileceği bir kişi bile izlese değerli olan ve istedğim bu kanalımı vaktiniz olursa bakarsanız çok sevinirim :)
Konsept daha karanlık, kareli gömlek siyah loose, oversize sweatshirt ya tshirt olmalı. Bi de saç-sakal bırak hocam. Biraz daha dağınık biraz daha tozlu olsun.
Meraklısına sıkıntının felsefesi adlı kitabı önerebilirim. Dili ağır çevirisi de pek başarılı değil baştan belirteyim.
benim canım hep sıkılıyor. çalışamıyorum. çok zor
Muhteşem bir bölümdü. Bu zamanda ilaç gibi geldi.
Can sıkıntısına çözüm; kendi sahte değerinizi yaratın ve o sahte değere zaman zaman bakıp değiştirin ve akışta kalın. Bu sorunu çözecektir.
Saygılarımla
sahte değer yaratmak.. son zamanlarda yaptığım her şeye ismini verdiniz bir anda. Aydınlandım :)
galiba aradığımız buymuş@@bettlovesshrek2026
başımın etini yiyen başıma belalar açan bazen benim başarısız olmamı sağlayan olay budur. artık can sıkıntısından başka yerlerde arıyordum sorunu ama budur yani. helal be hocam.. tavsiyelerinizi dikkate alacağım. teşekkürler :)
Yalın bey teknoloji çağında yaşamasaydı tarihe izini bırakmış dünya çapında düşünür olurdu. Bu da sizin şanssızlığınız Yalın Alpay. Herkes Ilber Ortaylı gibi alanında profesör, iyi eğitim ve görgüsüyle entelektüel olabilir. Ama Yalın Bey'in durum farklı. Can sıkıntısında bile derin bir gözlem ve sorgu....Ben seferinde bu adam nasıl bu kadar derin olabilir diye hayrete düşüyorum
Dile getirilemeyen, düşüncelerimin ve duygu durumlarımın temsili,vücut bulmuş biçimi; Yalın Alpay. Zihnime bir ayna tutulsa ancak bu kadar gösterir, sözlerin, ifaden, duruşun. İyi ki varsın!
Yalın hocam gerçekten ilaç gibi geldi. Çok teşekkürler. Can sıkıntısının ve anlamsızlığın pençesinde miden bulanacak durumdaydım. Bu konuşma beni oradan çıkarmadı ama garip bir şekilde rahatlattı biraz.
Yalın Hocam iyi ki varsınız. Bu programı çekme fikrini bulan, montajlayan ve söz kesmeden akıllıca sorular soran her emekçiye teşekkür ederim.
Kar taneleri, atom ve birtakım moleküller de geometrik şekiller oluştururlar ve bazıları simetriktir. Gezegenlerin yörüngeleri hatta galaksinin yörüngesi de belirli bir kurallar silsilesiyle hareket eder.
Depresyon tanımıyla da örtüşüyor biraz
Yalın Alpay ne yapıyor bu uzun devre karşısında? Eğer paylaşmayı uygun görüyorsa
evet topu taca atmadan cevaplansin lutfen
hocam ilk kez videonuzu izledim ve çok iyi zaman geçirdim. ayrıca 18.34'te tam da duymak istediğim şeyi söyleyerek kendimi bir şey sanmama vesile olduğunuz için teşekkür ederim.
Bir hayat kurtardınız.
Güzellik ile ilgili bir bölüm yaparsınız umarım
"Anlami olmadan da eylem yaparak can sikintisinin ustesinden gelemez miyim?" sorusunun desildigi yerde aglamaya basladim.
Kaçıncı dakika, kaçırdım sanirim
@@csillababe 15:50
@@aydndogan7601 teşekkür ederim
Çok anlamlı bir sohbet olmuş teşekkürler. Bu gibi videolarla öğrenebildiği gibi insanın kendini gerçekleştirmek için öğrenmesi ve değer üretmeye başlaması can sıkıntısına bir çözüm olabilir gibi görünüyor. Değerin "çok büyük" olmasına gerekte yoktur bence gökyüzündeki renklere bakmak ve yorumlamakta insan için bir değer olabilir kimi zaman.
İnsan, hayat ve zihin üzerine harika tespitler ve yorumlarda bulundunuz. Bu video bence sosyolojik bir belgeseldir. Çeşitli görsel ve videolarla süslendirilidiğinde çok kaliteli bir belgesel filmine dönüşebilir. Çok teşekkür ederim. Anlamlı çıkarımlarınız için😊
12:13
14:35
16:30
18:50
19:16
Hocam Sıkıntı'nın Felsefesi dışında can sıkıntısı hakkında okuduğunuz kitaplar varsa isimlerini paylaşmak ister misiniz?
-Çok düşünmekten ağrır şakağınız. Kafa yorucu bir işiniz olmalı. Ne iş yaparsınız? - İş yapmam ben;aylakım...Aylak Adam
Hocam, konuyu önceden belirleyip, üzerinde çalışıp (önceki notlarınızı derleyip) sonra konuşmanın akışı içerisinde mi doğaçlamalarda bulunuyorsunuz ?
Hocam, anlam yaratma konusunda bir başka programda insan ötekinin onayına mahkumdur kendisi kendi istediğini yapamaz demiştiniz ? İnsan kendi anlamını yaratsa bile buna göre yaşayabilir mi ?
Hocam, kendinize anlamlı bir hayat mı mutlu bir hayat mı diye sorup mutlu bir hayatı tercih ettiğinizi söylemiştiniz. Oradaki anlam yerine tercih ettiğiniz mutluluktan kastettiğiniz neydi öyleyse ?
Aslında can sıkıntısı insana aşması zor olan bir iç huzursuzluk veriyor. Bunun tam tersi pozitif duyguları ise "üretken, faydalı, toplum tarafından kabul gören ve takdir edilen"
Anlam atfetmek bir inanç şeklidir.
Algılarınızla herhangi bir şeylere yüklediğiniz ifadelerdir.
Örneğin bir çiçek vardır bazı insanlar onda özel bir tasarım görür, bir anlam görür, bir sebep olduğunu görür belki de hisseder.
Bazıları ise o çiçeğin hiçbir anlam ifade etmediğini aslında orada olmadığını dahi düşünür.
Doğaya olan uyumsuzluğumuz ise bizim buraya ait olmadığımızı gösteren durumlardan biri.
Sonsuzluk arayışımız gibi.
Ölümün içinde doğan varlıklar olarak sonsuzluğa özlem duymamız da aynı şekilde sistemdeki açıklardan biri.
Kısaca bilinçli olan insan, kendinden daha yüksek bir bilincin olduğuna inandığı takdirde ve var oluşunun bir nedeni olduğuna ve buna bağlı olarak içindeki özünü, keşfederek o doğrultuda bir şeyler üretmek bilincine ulaşırsa en güzel işleri üreterek en mutlu ve huzurlu bir bilinç ile bu dünyadaki görevini yerine getirip ayrılabilir.
Yalın bey sizi şuan Fırat kalkanı bölgesinden dinliyorum yani 18.yüzyıldayım, gelecekte böyle şeyler de konuşuluyor demek ki. Sıkılanı bana yollayın, cerablusta 1 ay geçirsin dönsün bakalım bidaha sıkılıyor mu? Sevgiler
3.33dk da insan disinda can skintisi yasayan bir canli yok demissiniz. Bunun icin bir arastirma veya deney var mi? Hayvanlar can skintisini ifade etme bicimleri farkli olabilir mi? Biz onlaein caninin skilmadigini nereden biliyor ve anliyoruz?
Son zamanların en başarılı programıydı in my humble opinion.
Gürman beyi kaçırıp alıkoymayı düşünüyoruz. Şu modernleşme serisinin yeni bölümü gelsin artık 🤣
Seneca ben olmalıyım, kafamda yıllardır dönüp duran ve anksiyete mi tetikleyen düşüncelerimin kelimelere dökülmüş hâli
" Her gün aynı şeyler,
Hava tekrar soğuyacak
Hava tekrar ısınacak
Aynı yemekler yenecek ve uyunacak
Hayatta keyifli birşeyler yokmu ?"
"Bir ara zorla aşık olmak istedim, hatta iki kez. İnanın, büyük acılar çektim baylar. Ruhumun derinliklerinde acı çektiğime inanmıyordum, şakacı kıpırdanmalar oluyordu içimde. Ama gene de acı çekiyordum, hem de gerçek, katıksız bir acı... Kıskançlıkla kendimi kaybediyordum. Bütün bunlar can sıkıntısından oluyordu baylar, hepsi can sıkıntısından... Bir şey yapmıyor olmaktan boğulacak gibi oluyordum."
Yeraltından Notlar - Dostoyevski
"Can sıkıntısıyla tanrılar bile baş edemez."
-Friedrich Nietzsche
Hımmm , sahte kurtuluş, pilates, kitap okuma gurupları, ekonomik okur yazarlık eğitimleri .. falan filan ..
Daha ne duyabilirim ki? Dediğimde kendimi heyecandan evin içinde 1 tur daha atıyorken buluyorum. lsufjslsşcğcüa
Can sıkıntısı ile gelen anlam arayışı sürekli değişikliğe ve obur bir hayvan gibi sürekli beslenmeye muhtaçsa çok yorucu değil mi? Okumak, eğlenmek, resim yapmak, film izlemek anlamsız ise, can sıkıntısından sahte olmayan çıkış kapısının anahtarı nedir?
Gürman Beyin sorusuna cevabınızı alamadık. Hangi faaliyet anlamlı olduğu kadar sahte olmayabilir?
Efso olmus
hocam tam bu aralar yasadigim durum ..ögrenci hayatindan sonra is hayatinn monotonlu bir kac yildir beni cok hirpaladi. arkadaslar evlendi, herkes bir yere gitti, is hayati ve ev arasi gidip geldigim bir dönem. nasil bu isin icinde cikacagim valah bilmiyorum :)
Gürman Bey'i daha çok görmek isteriz bu kanalda
Kafamın içinin videosu olmuş, büyük teselli oldu bu konuda birileriyle aynı olmak. Sevgiler
dünyada sadece ve sadece yalın abi konuşurken kendimi aptal gibi hissediyorum.
Aradığım kanalı buldum. Böyle konuşmalar yapılabildiğine inanamıyorum. Bu kanal benim yeniden anlam inşa edebileceğime olan inancımı artırdı. Tam bu dediğiniz noktadayım ve kendime farklı uyuşturucular bulduğumu fark ettim. Umarım farklı anlamlar inşa edebilecek cesareti yakalayabilirim. İyi ki varsınız hep var olun.
Otomatik yaşayıp gidiyoruz, iş, ev, iş, ev..İstencimiz nesnesiz evet
Yalın Alpay,zihnim açıldı teşekkürler.Harika veriler toplayıp notlar aldım yine👍
Hayatımda ki en büyük boşluğu doldurdunuz teşekkürler
Bu bölümle birlikte depresyonum da iyice körüklendi sanırım... Sonlara doğru bahsedilen varoluşsal sıkıntı içerisinde olduğumu düşünüyorum ve bunun kendini uyuşturmak dışında bir çözümü olmadığını söylediniz. Ben de bir bakıma uyuşturucu olan antidepresan ilacı kullanıyorum ama yine de aşamıyorum hayata karşı olan isteksizliğimi ve pes etmişliğimi. Hiçbir şey yapmak istemiyorum, yapmak istesem de ne enerji bulabiliyorum, ne de beni harekete geçirebilecek bir anlam inşa edebiliyorum, çünkü ne yaparsam yapayım her şey aslında anlamsız bir hiçliğe çıkıyor gibi hissediyorum. Psikoterapi almayı düşünüyorum yakın zamanda... Peki psikoterapi konusunda düşünceleriniz neler? İnsan böyle bir durumdan kendini nasıl kurtarabilir? Gerçekten bu konuda yardıma ihtiyacım var. Belki eskisi gibi intihar düşüncelerim yok artık ama şu anda da acılarımı ve ızdırabımı dindireceği umuduyla ölümü bekleyen ve her gün onu dileyen birine dönüştüm.
Knk bnde senin gibi düşünüyorum ve hissediyorum, insta yaz bu konuları konuşalım fikir alışverişi yapalım.dusuncelerim beni boğuyor.
Siz herhangi bir terapi almadan antideprasana nasil basliyorsunuz kim baslatiyor ya? Bu nasil laubalilik, grip mi bu?
Can sıkıntısı hakkında 40 dk konuşmak....ve bunu 40 dkdinleyen bir ben.... canım sıkılmış demekki
REÇETESİ NEDİR YALIN BEY?
Harika harika. Insan tam da o varoluşsal sıkıntı evresinde dinlere yöneliyor sanırım çünkü aşılmaz
İlker canikligil yok ki ''peki ne yapacağız hocam'' diye sorsun.
iyi ki varsin yalin alpay ; )
Yine çok doyurucu bir içerik olmuş. Teşekkürler hocam.
Harika bir program, bu konu hakkında derinlemesine okumalar için kaynak tavsiye edebilir misiniz?
Yalın bey, sizi tanıyor olmak ve size bu kadar rahat ulaşma imkanına sahip olmak çok özel bir şey. Bir çok konuşmanızı podcastinizi dinledim, bazılarını 2-3 kez dinledim. Ama bunu en az 8-10 kez dinledim. Bence bu konuşma, düzenlenip genişletilerek ya da genişletmeden yazıya çevrilmeli. Umarım yoğunluk arasında bu fikri düşünürsünüz. İyi günler dilerim.
Peki ne yapalım hocaaam !! 😂
Peki hocam naaapalım?
hahahaha sekmez bu soru :)))
@@bengisukaraoglan2004 slm
İlk 20 saniyede her şeyi açıklamış olması... Hayatımın son dönemlerinde tam olarak da bunu yaşıyorum halbuki hiçbir zaman tembel biri olmadım. Sadece her şey anlamsız geliyor...
Arthur Schopenhauer; sağlıklıysanız ve canınız sıkılmıyorsa, mutlusunuzdur diyor.
Schopenhauer, annesi tarafından psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmış ve bunu hayatında hiçbir zaman bu travmayı atlatamamış bir zavallıdır. Kadınlara düşman olması ve onlar hakkında öznel yanlış çıkarımlar yapması hep bu travma yüzündendir. Yalnızlıktan da çıldırmış bir kişidir. O yüzden çok saygı duyulacak biri değildir.
@@editorundunyas1478 Schopenhauer’ın hayatını okumadım. Yalnız, insanın haz peşinde koşmaması, onun yerine acısızlığı araması gerektiği görüşüne kendi hayat tecrübelerimle katılıyorum.
@@editorundunyas1478 Bir kişinin "yanlış" öznel yargılarının var olması ve "travma" eşliğinde bir yaşam sürmesi onu zavallı mı yapar? Yanlış nedir, zavallılık nedir? Travma dediğimiz şey "genel geçer insanın" mevcut sistem içindeki yaşamını tahlil ve tespit etmek, genelleyerek anlamlandırmak amacıyla ortaya konulmuş bir kavramdır. (Bu yüzden de sistemin evrilmesi, bu tanımları da sürekli büker) Aynı kişiler sistemin "başarı" olarak tanımladığı sonuçlarla çıkageldiğinde nedense bu travmalardan ya da yanlışlardan bahsedilmemesi, görmezden gelinmesi, ve hatta bu yönlerinin sanki bir lütufmuşcasına kutsallaştırılması bundandır. Yani mesele kim ya da ne olduğumuz değil, sistemin bizi nasıl tanımladığıdır.
Ayrıca şu soru da çok kritiktir. Bir kişinin "saygı duyulacak" bir kişi olduğunu belirleyen kriterler, ve hatta "saygı" dediğimiz şeyi tanımlayan nedir? Kısaca o anda içinde bulunduğumuz ya da istemsiz şekilde parçası olduğumuz sistemdir. Sistemin olduğu her yerde genel geçer insana çoklukla rastlanır. Bu yüzden böyle insanlara ne iyi, ne kötü yakıştırmalarla, sadece "istisna" gözüyle bakarak yakından incelemek bence en iyisidir.
Zihnimiz iyi-kötü, doğru, yanlış gibi 1-0 biçimindeki etiketlemelere eğilimlidir. Çünkü kolay olan budur. Hayatta kalmamız için kritiktir. Ancak bunu her konuya yaydığımızda ilkel beynimizin esiri olmaktan kaçamayız.
Hayatin anlamsizligi varsayimi uzerine kurulu tepeden bir bakis acisi gibi geldi bana.
Peki ne yapalım cidden? Çözüm bulanlar varsa yazsın lütfen.
çalışmaya alismis insan evde sıkılır.ben yasıyorum.
Anlamsiz kalmamak icin sizi dinliyorumdur :p sagolun hocam bana ayna tuttunuz
34:08 Yalın Alpay'ın bir kaç saniyeliğine Yalın'a dönüşünü izledik. :D
sonuc olarak “postmodern” insanin (sanirim kitlesel bir genellemeden bahsediyorsunuz) iradesini ortadan kaldirmak suretiyle icine dustugu cikmazdan kurtulduguna variyorsunuz. ama tek soylemek istediginiz gercekten bu mu? baska bir yasamin ihtimalinden bahsedilemez mi? zira nihilist bir sonuca varmak icin 40 dakika konustugunuzu (ki argumanlarin hepsi tane tane ve cok temizdi, tesekkurler) zannetmiyorum. sanki bu konunun 2. kismi gelmeli gibi..
İşte sırf bu yüzden 'ölüm güzel şeydir.'
hocam video harika. ama sizin bu varoluş sancılarından kurtulmak için şahsen ne yaptığınızı da duymak isterdim açıkçası
SUPERLIKE! :)
Yalın Alpay tam da kafamızın karıştığı yerleri anlayıp tekrarlıyorsunuz 😉🤗😊 bu derin sohbet için çok teşekkür ediyoruz 💐🌈
“Kim bilir, iç sıkıntısı olmasa, belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı. Aylak Adam - Yusuf Atılgan :)
Çocuklarının sürekli canının sıkıldığını söyleyen anne babalara onları eylemek için uğraşmayın diyorum.Can sıkıntısı iyidir bırakın canları sıkılsın. 😁Cünkü ben de hemen hemen bütün mucitlerin ve sanatçıların üretim süreçlerinin bir can sıkıntısıyla başladığını düşünüyorum.Iyi sıkılmalar herkese.Gurman Hocam da başka bir renk kattı Yalin Hocanın muhabbetlerine👏👏💐
Anlamı anlatmak mümkün müdür?
Anlamı anlamaya çalışırken onu tekil halinden ayırıp parçalara ayırıp sonra birleştirmek sonrada anlamsız bulmak hata olamaz mı? Kadınlığın olmadığı ve anlaşılamadığı bir hayatta anlama ulaşma çabası karşılıksız görünebilir ama anlamsız olduğu somut kadın gerçeği ile vardır. Bilginin veya tanım gibi bir yapıda değildir çok farklı olgularla bilerek veya anlayarak yapılacak yeni bir yaklaşıma ihtiyaç vardır
Can sıkıntısı üzerine çok derin bir sohbet olmuş. Bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.
Her zamanki gibi harika bir program oldu.Çok teşekkürler gerçekten.
Güzel bir izahta bulunmuşsunuz, ağzınıza sağlık. Ek olarak şunu belirtmek isterim ki can sıkıntısını fark eden ve bunun için bir değer yaratmaya çalışan insanların bir başka problemi çevresinde can sıkıntısı çeken insanlardır. Değer yaratma çabasında olan kişinin cesareti çevresi tarafından fark edilip, çevresindeki insanların buna yeltenmeye cesareti olmadığından dolayı, değer yaratmaya çalışan kişiye binbir türlü engel çıkartılıp, uyuşturulmaya çalıştırılmaktadır. Kişi bu engellere karşı bir direniş gösterdiğinde ise çevresi tarafından ötekileştirip, meczup ilan edilmektedir. Süreç trajik bir hâl alıyor açıkçası, modern toplumun zaman içinde vardığı nokta içler acısı.
Bu senin söylediğin gecegeceicatçıkarmamodern dönemi
Varoluşsal sıkıntının üstüne zombiler evreninde savaş simülasyonu
Meşgul olmayan "işgal" olur.
24 saat konussan dinlerim herhalde 🤣iyiki 40dakika sonra yorumlamaya vakit kaliyor. 😄
Çok fazla soruma cevap buldum. Teşekkürler
keşke bunların podcast versiyonu olsa:`)
Hocam sıkkın gördüm sizi. Tıraşınız da gelmiş.
👍👍
Elinize sağlık, kelimelerle aranız harika.
Benim fikrime göre gerçekte kim olduğumuz diye bir şey yok çünkü birçok şeyi taklitle öğreniyoruz zaten. Bu birçok memelinin öğrenme mekanizması.