Isra suresinin ilk ayeti " Bismillahirrahmanirrahim; "Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir."
Hz.Muhammed sanki, uzay aracına binmiş ve uzaya gidip gelmiş; inanmak mümkün mü? Hocam , bütün doğruluğu ile anlatıyor,İslam Felsefesi 'nde bunların okutulması gerekir ...
@@osmantakis310 Bütün doğruluğu ile anlatmıyor. Zira bütün doğruluğunu kimse bilemez. Hiçbirimiz orada bu olaya şahit olmadık. Sadece kendi argumanlarini sunuyor. Isteyen onun sozune meyleder, isteyen başkasına.
@@osmantakis310 sizin inandiğiniz Allah zaman ve mekanı durdurup Google map gibi Peygamberimize gösterebiliyor ama peygamberini mescidi haramdan mescidi Aksa ya ve daha ötesine götürmeye gücü yetmeyen bir yaraticinidir.siz böylemi inaniyorsunuz
Efendimiz (S.A.V.) 'ahir zamanda mü'min olarak akşama varır,kafir olrak sabahlarsınız'buyuruyor.İşte akşamları böyle hoca kılıkların söylediklerini dinler,akla uygun derseniz iman gider.
Tenzilin inkârı söz konusu olmadıkça tevilin inkârı küfrü gerektirmez. İmam-ı Azam. Birbirimizi gavur ilan etmeye değil, kardeş olmaya bakalım inşâAllah
Vallahi Billahi Allahı'ım bu programı çekenlerden orda bu sözleri kuranlardan beriyim Yarabbim sen bunlar yüzünden beni helak etme Allahım Vallahi ben bunlardan uzağım sen bu kişilerden beni koru Allahım
Miraç yok diyende iman yoktur sözünüz aynen doğru... ben size iman etmiyorum dolayısıyla size imanım yok ... sorun siz kendinizi rab sanıyorsunuz ama değilsiniz sanki ahirette size hesap vereceğiz şunda iman var bunda yok ben Kur'an a iman ediyorum onda miraç yok isra var hatta isra suresi var Kuran'da ... imanımız var yok kim karar verecek Allah siz değil bize karşı demiyorum Allah'a karşı haddinizi bilin kendinizi onun yerine koymayın şu imanlı bu imansız
Okuyup anlamıyamıyorsun ?? Yorum yapıyorsun ..?? Üstelikte insanlara imanlı veya imansız yorumu yapıyorsun ? Sen kimsin..? Syn bayraktar bayrakli 45 yıldır ilahiyatcıdir.. Siz kimsini ?? Bu gun din üzerinde Hurafe hat safhadadır.. Ve bir çok din adına kultürel faliyetler. Yahudi ve hıristiyanlardan devsirmedir... Okuyun kur- ani kerimi ... Ezbere yorum yapmayjn Teşekkurler🇹🇷
Bu programa yaşar nuri Öztürkü de davet etmiştiniz. Aynı soruları onada sordunuz. Oda aynı cevapları verdi.ama hala siz inanmıyorsunuz dalga geçiyorsunuz.
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür. İsrâ Sûresi: 1. Ayet “Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Mesela bazı felsefecilere göre "Amin" diye birşeyde yoktur.. Hatta Mısır kralı "Amon" zamanında köle olan Yahudilerin bunu çok kullandığı için önce Hristiyanlara,oradanda müslümanlara geçtiği söylenmektedir... Tabi bunlar sadece bazı teori ve tahminler...
Müslümanlar kadir gecesinin peygamberimiz tarafindan bizzat yaşandığına inanır,iman edenler inanır inanmayan inanmaz sanki neden inanmakta zorlanıyorsa iman etmeyenler.saygilarimla
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür. İsrâ Sûresi: 1. Ayet “Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
akılla insanlar herşeyi çözebilseydi vahiy diye bir şeye gerek kalmaz idi.bu adam aklımı kullanayım derken inkar apaçık moduna girmiş malesef...İnsanlar böyle günlerde bi araya geliyor Kuran okuyor ibadet ediyor.Bunları hiçe saymak hafife almak hoş değildir.
Bu konuşan adamı dinleyip peşine takılanlara acırım o ayrı mesele ama sen de bu yorumunu ya sil ya düzelt. Bir müslümana kâfir dersen ya o kişi kafirdir, değilse de sen kâfir olursun. Yaşar Nuri bunun apaçık bir iftira olduğunu belirtmiş, açıklama yapmıştı. Sev sevme ayrı mesele. Ölmüş adamın günahına girme.
Okumuş ama adam olamamış, insan sıfatını almış ama insanlığa dair hiç bir şey yok dedikleri böyle birşey olsa gerek, miracin İsrail'e ait olduğunu dile getirebilecek ve bunu dinleyip buna inanan bir topluluğun içinde yaşamak kadar acı verici hicbirsey yok maalesef, yüce mevlam şeytan kılıklı insanlardan ve şeytanın türlü türlü oyunlarından ümmeti Muhammed'i kurusun inşallah,
Hz. Ömer tarafından, Beytü'l-Makdis'in mukaddes hatırası- na buraya bir mescit yaptırılması em- redilir.17 Bu mescidin inşasına Halife Abdülmelik bin Mervan döneminde başlanmış olup, bugünkü haline oğlu I. Velid döneminde getirilmiştir.
Hz muhammed ruya gorunce allah tarafindan yollaniyor sen ruya gorunce bilincalti oluyor... Yanmaktan bir korkmasaniz. Bir suru hata yakalarsinizda. Korkularla yuruyor dinler...
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür. İsrâ Sûresi: 1. Ayet “Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
İSRA VE MİRAÇ HADİSESİ Peygamberimiz bu hâdiseyi şöyle anlatırlar: “−Ben Kâbe’nin Hatîm kısmında uyku ile uyanıklık arasında idim... Yanıma merkepten büyük, katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak’tı. Ön ayağını gözünün gördüğü en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibrîl -aleyhisselam- beni götürdü. Dünyâ semâsına kadar geldik. Kapının açılmasını istedi. «−Gelen kim?» denildi. «−Cibrîl!» dedi. «−Berâberindeki kim?» denildi. «−Muhammed» dedi. «−Ona Mîrâc dâveti gönderildi mi?» denildi. «−Evet!» dedi. «−Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!» denildi ve kapı açıldı. Kapıdan geçince, orada Hz. Âdem’i -aleyhisselam- gördüm. «−Bu babanız Âdem’dir! O’na selâm ver!» denildi. Ben de selâm verdim. Selâmıma mukâbele etti. Sonra bana: «−Sâlih evlât hoş geldin, sâlih Peygamber hoş geldin!” dedi. Sonra Hz. Cebrâîl -aleyhisselam- beni yükseltti ve ikinci semâya geldik. Burada Hz. Yahyâ ve Îsâ -aleyhisselam- ile karşılaştım. Onlar teyzeoğullarıydı. Sonra Cebrâîl -aleyhisselam- beni üçüncü semâya çıkardı ve orada Hz. Yûsuf -aleyhisselam- ile karşılaştık. Dördüncü kat semâda Hz. İdrîs -aleyhisselam- ile, beşinci kat semâda Hz. Hârûn -aleyhisselam- ile, altıncı kat semâda ise Hz. Mûsâ -aleyhisselam- ile karşılaştık. «−Sâlih kardeş hoş geldin, sâlih Peygamber hoş geldin!» dedi. Ben onu geçince, ağladı. O’na: «-Niye ağlıyorsun?» denildi. «−Çünkü, benden sonra bir delikanlı Peygamber oldu, O’nun ümmetinden cennete girecek olanlar, benim ümmetimden cennete girecek olanlardan daha çok!» dedi.[3] Sonra Cebrâîl beni yedinci semâya çıkardı ve İbrâhîm -aleyhisselam- ile karşılaştık. Cebrâîl -aleyhisselam-: «−Bu, baban İbrâhîm’dir; ona selâm ver!» dedi. Ben selâm verdim; O da selâmıma mukâbele etti. Sonra: «−Sâlih oğlum hoş geldin, sâlih Peygamber hoş geldin!» dedi. Daha sonra bana: «−Yâ Muhammed! Ümmetine benden selâm söyle ve onlara cennetin toprağının çok güzel, suyunun çok tatlı, arâzisinin son derece geniş ve dümdüz olduğunu bildir. Söyle de Cennete çok ağaç diksinler. Cennetin ağaçları “Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber!” demekten ibârettir.» dedi. Sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen’in) Hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrâîl -aleyhisselam- bana: «−İşte bu, Sidretü’l-Müntehâ’dır!» dedi. Burada dört nehir vardı: İkisi bâtınî nehir, ikisi zâhirî nehir. «-Bunlar nedir, ey Cibrîl?» diye sordum. Cebrâîl -aleyhisselam-: «-Şu iki bâtınî nehir, cennetin iki nehridir. Zâhirî olanların biri Nil, diğeri de Fırat’tır!»[4] dedi...” (Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 6; Enbiyâ, 22, 43; Menâkıbu’l-Ensâr, 42; Müslim, Îman, 264; Tirmizî, Tefsîr 94, Deavât 58; Nesâî, Salât, 1; Ahmed, V, 418) Sidretü’l-Müntehâ’da Cebrâîl -aleyhisselam-: “-Ey Allâh’ın Resûlü! Buradan öteye yalnız gideceksin!” dedi. Resûlullâh: “-Niçin ey Cibrîl?” diye sordu. O da cevâben: “-Cenâb-ı Hak bana buraya kadar çıkma izni vermiştir. Eğer buradan ileriye bir adım atarsam, yanar kül olurum!..” dedi. (Râzî, XXVIII, 251) Artık bundan sonraki yolculuğa Allâh Resûlü yalnız devâm etti. Kendisine hârikulâde tecellîler lutfedildi. Cenâb-ı Hakk’ın cemâliyle müşerref oldu. Bu yolculuktaki hârikulâdeliklerin lâyıkıyla ifâdeye dökülmesi, hayâl ötesi bir hakîkati, beşer idrâkinin çerçevesine sığdırmaya çalışmak gibi zor bir keyfiyettir. Hakîkati ve asıl mâhiyeti Allâh ile O’nun Habîbi arasında ebedî bir sır olarak kalan muhteşem tecellîler, tamâmen “âlem-i gayb” şartları dâhilinde tahakkuk etmiştir. Bununla birlikte, Allâh ile O’nun yüce Peygamberi arasındaki bu muhteşem esrâr tecellîsi, vahye muhâtab olanlara Rabbin sonsuz kudret, azamet ve saltanatını sergilemektedir. Ayrıca Miraç hâdisesi, Hz. Peygamber Efendimiz’in son olarak Tâif’te mâruz kaldığı zulümler netîcesinde kalbini dolduran hüznü, sürûra tebdîl etmek maksad-ı ilâhîsine de mâtuftur. Aslında zaman ve mekân kaydı dışında gerçekleşen bu ilâhî tecellînin, insan müfekkiresi için tamâmının kavranması imkânsızdır. Böyle beşer idrâkini aşan hassas ve müstesnâ mevzûlarda muhayyileyi zorlamak menedilmiştir. Hâsılı, Peygamber Efendimiz, bütün peygamberler hakkında vâkî olan ilâhî lutufları aşan müstesnâ bir ikrâm-ı ilâhî ile Miraç’ta Zât-ı Ulûhiyyet’e mahsus zamansız ve mekânsız bir âlemde: “(Muhammed Mustafâ ile Rabbinin) araları, iki yay arası kadar, ya da daha yakın oldu.” (en-Necm, 9) diye bilinen bir tecellîye muhâtab olmuştur. Bu tecellînin bir zerresini müşâhede etmekle, ülü’l-azm peygamberlerden olmasına rağmen Hz. Mûsâ’nın -aleyhisselam- düşüp bayıldığı hatırlanırsa, Peygamberimizin Allâh katındaki ulvî mevkii ve kendisine lutfedilmiş husûsî salâhiyet ve iktidârın derecesi az-çok kavranmış olur. Diğer taraftan Hz. Mûsâ’ya -aleyhisselam-, mukaddes mekânda nâlinlerini (ayakkabılarını) çıkarması emredilmiş ve ayaklarının, oranın bereketinden istifâde edip, şerefiyle şerefyâb olması istenmişti. Fakat Resûlullâh Efendimiz’e Miraç gecesi bir bakıma: “Ey Habîbim! Sen Arş yaygısı üzerinde pabuçlarınla yürü ki, Arş, Sen’in pabuçlarının tozu ile şereflensin ve Arş’ın nûru, Sana kavuşma nîmetine nâil olsun!..” denilmiş olmaktaydı. (Bursevî, V, 370)
Neden Musa Aleyhisselam ile karşılaşmış İbrahim Aleyhisselam ile karşılaşmamış diyor. Yahu ne fark eder bu. Biz tüm Peygamberlere inanırız ve Tümünün Sıdk sıfatı olduğuna iman ederiz. Sıdk: Dinde ve diğer meselelerde sadık ve doğrudurlar. Yalandan uzaktırlar. Masum olmak, kusursuz ve günahsız olmak, Peygamberlere mahsustur. (Merec-ül-bahren) Her Peygamber, büyük küçük her günahtan masumdur. (Riyad-ün-nasıhin) Peygamberler günah işlemekten masumdur, temizdir, günah işleyemezler. (Mekt. Rabbani 2/44) İmam-ı Gazali hazretleri, Ravda-tüt-talibin isimli eserinde buyuruyor ki: (Resulullah, icma ile büyük-küçük günahlardan ve mekruh işlemekten uzaktır. Unutmaktan, gafletten, verdiği haberlerde hata edip yanılmaktan da uzak olduğu icma ile sabittir.) Yanılmasının caiz ve mümkün olması, üzerinde durmayıp derhal farkına varması şartı iledir. Bu da icra ettiği şeydeki hikmetleri bilmeyi ve ona tâbi olmayı ve unutmanın faydasını bildirmek içindir. Resulullahın bu husustaki yanılma haline sebep, ilmin anlatılması ve dinin açıklanmasıdır. Nitekim hadis-i şerifte, (Ben hiçbir hususta unutup yanılmam. Böyle bir şey vaki olursa, bu sadece bildirmek istediğimi açıklamam içindir) buyuruldu. Mübarek geceler, İslam dininin kıymet verdiği gecelerdir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, dua ve tevbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapması, dua ve tevbe etmeleri için bu geceleri sebep kılmıştır. (Seadet-i Ebediyye) İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Ahiret yolcusunun, ibadetle ihya edilmesi kuvvetle müstehab olan mübarek geceleri boş geçirmesi uygun değildir; çünkü bunlar hayır mevsimleri ve kârı bol olan gecelerdir. Kazançlı mevsimleri ihmal eden tüccar, bir kâr sağlayamadığı gibi, mübarek geceleri gafletle geçiren ahiret yolcusu da maksada ulaşamaz. (İhya) MİRAC GECESİ: Mirac, merdiven demektir. Resulullah efendimizin göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir. Recebin 27. gecesidir. İsra suresinin ilk âyet-i kerimesinde, Mirac bildirilmektedir. Mirac gecesini ibadetle gündüzünü de oruçla geçirmelidir. İki hadis-i şerif meali: (Bu gece, iyi amel eden için yüz yıllık mükâfat vardır.) [İ. Gazali, Ebu Musa el-Medeni]
Kardeş kuran haricinde bir çok kaynak dan örnek vermişsin. Peygamberlere sıdk sıfatı var diyorsun amenna Peki ismet sıfatı varmi? Yok. Yani senin dediğin gibi peygamberler eksiksiz kusursuz günahsız diyemeyiz. Onlarda günah işleyebilir. Çünkü onlarda bir beşer. Örnegin Kuranı Kerim İsra Suresi 73 ncu ayet : "Asla seni bile, sana vahyettigimizin dışındakini bize karşı iftira edesin diye fitneye düşüreceklerdi. Ve o takdirde seni dost edineceklerdi." 74 ayet : Ve eğer biz sana sebat vermemiş olsa idik, sen onlara az bir şey meyl edecektin" 75 nci ayet : Ve o takdirde Biz, sana mutlak hayatında kat kat, ölümünde kat kat acısını tattirirdik. Sonra bize karşı kendin için bir yardımcı bulamazdın " diye Yüce Allah peygamberimizi müşriklerin fitnesine düşecek olduğunu görüp hem uyarıyor hemde koruduğunu söylüyor. Görüldüğü gibi peygamberinde bir beşer olduğundan hata yapıp ve günaha girebileceği ayetlerde açıkça anlaşılıyor. 2 nci örnek Kasas süresi 15, 16 ve 17 ayetleri oku orada Hz Musa biri kendi tarafından diğeri düşman tarafından olan 2 kişinin dövüştugunu görüyor. Kendi tarafından olan düşmana karşı kendisinden yardım istiyor. Hz Musa da ötekine bir yumruk atıp ölümüne sebep veriyor. Bunun üzerine Hz Musa bu şeytan işidir o gerçekten saptirici apaçık bir düşmandır deyip yaptığına pişman olarak Allahtan af diliyor. Ve Ey Rabbım doğrusu ben nefsime yazık ettim. Artık magfiretinle suçumu ört diyor. Yani af diliyor. Sonrada Ey Rabbım bana olan iyiliğin hakkı için artık gunahkarlara asla arka çıkmam diyor. Gördüğün gibi pey gamberlerde nefsine yani seytana uyup günah işleyebiliyor. Burda amacım başta peygamberimiz olmak üzere Hz Musa ve diğer peygamberleri haşa kesinlikle hata yapabilir eya günah işleyebilir diye basite indirmek deyildir. Onlara can feda Amacım sizin gibi arkadaşların Kuranı neden okumadığı olaylara kuran dışındaki kaynaklardan imamlardan öğrendikleri gibi bakarak yorumlamalari. Bu konu İmam Rabbaninin icmayla sabit olmuştur demesiyle de olmuyor. Ortada koskoca Kurani Kerim gibi Allah kelamı bir gerçek varken sadece başka kitaplardan kaynaklardan örnekle din yaşanmaz. Neticede ahirette sorguya çekileceğin kitap KURANDİR.
Tüm Peygamberlerde İsmet sıfatı vardır. Kur’an meallerinden din öğrenilmez. Aksine böyle yanlış düşüncelere sahip olunabilir. Din ancak doğru yazılmış ilmihallerden öğrenilir. Allahü teâlâ, Peygamberleri, Peygamberlikten önce de, sonra da günah işlemekten korumuştur. (Nuhbet-ül-Leali) Peygamberler nübüvvetten [Peygamberlikten] önce de günah işlemekten korunmuştur. (Kadı Iyâd / El- Millet-ül Meşhure) İbrahim ve İsmail aleyhimüsselam ile ilgili âyetin meali şöyledir: ([İbrahim ve İsmail dedi ki:] Ey Rabbimiz, bizi Müslümanlıkta sabit kıl. Soyumuzdan da Müslüman bir ümmet yetiştir. Bize menasiklerimizi [Haccın usullerini] öğret. Tevbemizi kabul et. Çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak sensin.) [Bekara 128] Peygamberler, günah işlemekten masumdur. Hazret-i İbrahim ile Hazret-i İsmail, Kâ’beyi yaptıktan sonra bu yerlerde daha çok duanın ve tevbenin kabul edileceğini öğretmek için böyle dua etmişlerdir. Bu, bizim masumiyetimizi [günah işlemeyişimizi] devamlı kıl demektir. (Kurtubi) İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Dostların günahını, düşmanların günahları gibi sanmamalı. (İyilerin, iyilik sandıkları şeyleri, dostlar, günah bilir) buyuruldu. Bunların günah ve kusurları olsa da, başkalarının günahları gibi değildir. Yanılmak ve unutmak gibidir. Niyet ederek, karar vererek yapılmış değildir. Taha suresinin, (Âdem unuttu, azim ile, karar ile yapmadı) mealindeki 115. âyet-i kerimesi bunu bildiriyor. Demek ki Hazret-i Âdem günaha azmetmedi. Kasten yapmadı, unutup yanılarak yaptı. Bunun için de affa uğradı. Ama İblis kararla, azimle yaptı ve ebedi lanetlendi. İkisinde de emre muhalefet var; ama birinde unutmak ve yanılmak, ötekinde azim ve karar var. Hazret-i Musa’nın Kıpti’yi öldürmesi hakkında Tefsir-i Kurtubi’de bildirilen malumat şöyledir: 1- Hazret-i Musa, o zaman 12 yaşında idi. 2- Kavgayı aralamak için iki kişinin arasına girdi. Kıpti hafif itelemekle düşüp öldü. 3- Bu işte Hazret-i Musa’nın öldürmek için bir kastı yoktu, yanlışlıkla yani kazayla bu olay meydana geldi. Buna rağmen Hazret-i Musa yine de Allahü teâlâdan af diledi. Allah da onu affetti. Hazret-i Musa’nın yanındaki Hızır aleyhisselamın günahsız çocuğu öldürmesi ise Allah’ın emri ile idi. Çocuk büyüyünce kâfir olacağı ve ailesine zulmedeceği bildirildiği için, yerine hayırlı bir evlat vermesi için o çocuk öldürülmüştü. Bunda Hazret-i Hızır’ın bir suçu yoktur. İmanın dördüncü şartı, Peygamberlere imandır. Amentüdeki "Ve rüsülihi" kelimesi, "Allahü teâlânın Peygamberlerine iman etmeyi bildirmektedir. Her Peygamberde şu sıfatların bulunduğuna inanmak lazımdır: 1- Emanet: Her Peygamber, emindir. 2- Sıdk: Dinde ve diğer meselelerde sadık ve doğrudurlar. Yalandan uzaktırlar. 3- Tebliğ: Peygamberler, Allahü teâlânın emir ve yasaklarının hepsini ümmetlerine bildirirler. 4- Adalet: Adildirler. Zulümden uzaktırlar. 5- İSMET: Büyük ve küçük günahtan uzaktırlar. Günah şeklindeki şeyler, ister Kur'an-ı kerimde olsun, ister sahih hadislerde olsun tevil edilip yakışan mana verilir. Peygamberlikleri bildirilmeden önce de, bildirildikten sonra da hiç günah işlemezler. İNSANLARDAN, MASUM, GÜNAHSIZ OLAN, YALNIZ PEYGAMBERLERDİR. 6- Fetanet: Bütün Peygamberler, diğer insanlardan daha akıllıdırlar. 7- Emn-ül azl: Hiçbiri Peygamberlikten azl olmaz. (Feraid-ül fevaid) Kur'ân-ı kerimden ahkâm çıkarmak, ya'ni Kur'ân-ı kerimden Allahü teâlânın murâdını anlıyabilmek üç dürlü olur: Birincisi, Kur'ân-ı kerimin ibâreleri, kelimeleri ile, bu kelimelerin işâretleri ile, delâletleri ile, iktizâsı ile anlaşılır. Bu işi, Ehl-i sünnet âlimleri yapar. İkincisi, Kur'ân-ı kerimin ma'nâsını ictihâd yoluyla anlamakdır ki, müctehid olan âlimlere mahsusdur. Üçüncüsü, insanın anlıyamıyacağı, anlamakdan âciz olduğu ma'nâlardır ki, bunların ma'nâsını Allahü teâlâ ancak Peygamber Efendimize "sallallahu aleyhi ve sellem" bildirir. Peygamber Efendimiz de bu bildirilenleri hadis-i şerifleri ile açıklar, anlatır. Bütün hadis-i şerîfler, Kur'ân-ı kerimin ma'nâlarıdır. Bu ma'nâları, Allahü teâlâ bildirmedikce, Peygamber Efendimiz dahî anlıyamaz. Çünki, insan gücü üstündedir. Kur'ân-ı kerim, yirmiüç senede parça parça, yavaş yavaş geldi. Kur'an-ı kerimi toplıyan Hazret-i Ebû Bekr ile Hazret-i Ömer'dir "radıyallahü anhümâ". Bu toplanmış hâldeki Kur'ân-ı kerimi yayan Hazret-i Osmân'dır "radıyallahü anh." Onun için hazret-i Osman'a "Câmi'-i Kur'ân", ya'ni, Kur'ân-ı kerîmi toplıyan denir. Buradaki toplıyandan maksad, yazdırıp etrafdaki memleketlere de gönderen demekdir. Hadis-i şerifde ne buyuruldu? "Nemâzda okunan Kur'ân-ı kerim, nemâzın hâricinde okunan Kur'ân-ı kerimden daha efdal ve daha hayrlıdır. Kur'ân-ı kerîmi Allah rızası için ezberliyenler ve Allah rızası için okuyanlar, Allahü teâlânın evliyâsıdır, ya'ni dostlarıdır. Onlara düşmanlık eden kimse Allahü teâlâya düşmanlık etmiş olur." Kur'ân-ı Kerîmi ezberlemeğe, anlatmağa ve hadîs-i şerîfleri yazmağa, toplamağa, neşretmeğe ehemmiyyet vermiyen, onunla meşgul olmıyan kimseye uymak, ona tâbi olmak câiz değildir. Böyle bir kimsenin, Kur'ân-ı kerimle, hâdis-i şerîflerle, fıkh ilmiyle uzakdan yakından alâkası yokdur ve dîni konuşmalarında da hep kafadan söyler. Kur'ân-ı kerîme, kendi kafasına göre ma'nâlar verir. Böylelerinden uzak durmak lâzım olur. Kur'ân-ı kerim, câmi'-i cemî-i ahkâm-ı şer'iyyedir ve câmi'-i şerâi'-i kadîmedir. Ya'nî geçmiş dinlerin hepsindeki emr ve yasakların temâmı Kur'ân-ı kerimde vardır. Kur'ân-ı kerim, geçmiş Peygamberlere gelen kitâbların hepsini kendisinde topladığı için, hepsinden daha şereflidir. Kıyâmetin yaklaşması, küfr ve bid'at zulmetlerinin yayılması sebebi ile Kur'ân-ı kerîmi anlıyanlar azalmakdadır. İslâm âlimlerinin bulunmadığı yerlerde ve zemânlarda, inzivâya çekilmekden başka çare yokdur. O zemân kimseyle görüşmemeli, kimseye karışmamalı, İslâm âlimlerinin kitablarını okuyarak meşgul olmalıdır. @@dursunbaran3656
@@halitozdemir8959 Siz kuran haricinde yazılmış ilmihallere inanmaya bu şekilde ibadet etmeye devam edin. Hz Adem bilerek günah işlememis, yanılmış diyorsun. Bir Peygamber neyin günah olup olmadığını bilmiyor mu? Bu yaptığın açıklama zaten besere has bir durum. Aynısını bizde yapıyoruz. Yanilarak günaha girebiliyoruz. Peki bizleri yanıltan kim tatbiki şeytan. Bilmeden desen anlaşılır. Ama bilmeden demiyorsun bile bile yapmadı diyorsun. Ama Peygamber günahı bildiği için bile bile yaptı yani şeytana uydu dememek için kıvırıp yanılmış diyorsun. Yanilma ya şeytana uyarak olur. Ki Hz Adem uyarıldigi halde bu günaha giriyor bunu sende biliyorsun. Geriye ne kaldı hata farkında olmadan günaha girdi desen, peygamberlerin bu kadar sıfatını saymissin bu kadar sıfata sahip bir Peygamber nasil olurda uyarıldigi halde (Araf süresi 19 ayet) Allah tarafından yasaklanan agacin meyvesini yerken farkında olmaz ve hata yapar. Sonrada tövbe eder. Peki tövbe ne için edilir? Anlattıklarının akılla mantıkla en önemlisi kuranla hiçbir alakası yok. Tam bir saçmalama. Hz Ademde, Hz Musa da yaptığı günahtan af dilemisken, sen neye göre kabul etmeyip yanılmış diyerek neyi ispatlamaya çalışıyorsun. Demekki günah işleyebiliyorlar. Tövbe yapınca günah işlememiş gibi bir izahta nasıl bulunursun. . . Günahin işlenmesi başka affedilmesi başka. Tövbeyi bende yapıyorum o zaman Hz Adem Hz Musa ve benim aramda günah işleme bakımından ne fark var ben ve diğer insanların da yanilarak yaptığı günahlar var. Dolayısıyla yanilarak dersen şeytana uyduğunu itiraf etmiş olursun 2 peygamberde kendilerinin şeytana uyduğunu söylemisken, KURAN AYETLERİ ile bu sabitken sana ne oluyor da yanılmış diyerek günah işlemediğini savunmaya çalışıyorsun. Çok güzel saçmalamissin. 30 sayfada yazsan boş.Siz tarikatlar kuran ayetlerini bu kadar basite alıp hatta hiçe sayıp dini ilmihal ile ilk defa ismini duyduğumuz kitaplara sıkıştırmaya devam edin. Rabbaninin kitapları ve diğer ismi duyulmamış kitap ilmihallerle dini yaşayıp dini sadece bunlardan ibaret saymaya devam edin. Ayetleri yok sayan ve anlamak istemeyen sizlere Allah hidayet nasip etsin. Son olarak ; İsra suresi 105 Ayet : " Kuranı hak olarak indirdik o bütün hakikatlerini içine toplayarak indi. .EY PEYGAMBER BİZ SENİ ANCAK SEVABIMIZIN MUJDECI VE AZABIMIZIN HABERCİSİ OLARAK GÖNDERDİK. Nahl süresi 89 Ayet :" Yine o gün her ümmetin içinden kendileri hakkında birer tanık çıkaracağız ; Senide bu kimseler hakkında tanık yapacağız. BU KİTABI SANA HER KONUDA AÇIKLAMA GETİREN BİR REHBER, BİR HİDAYET VE RAHMET KAYNAĞI, ALLAHA GÖNÜLDEN BAGLANANLAR İÇİN BİR MÜJDE OLARAK İNDİRDİK." (Senin ilmihaller ile kitapların hükmü ne bu durumda) Bakara süresi 99 Ayet :"SANA AÇIK AYETLER İNDİRDİK. YOLDAN ÇIKMIŞLAR DIŞINDA HİÇ KİMSE ONLARI GÖRMEZLİKTE DIRENMEZ. (Hala direniyormusun. ) Nahl suresi 104 ayet : " "ALLAHIN AYETLERINE İNANMAYANLARI ELBETTE ALLAH HİDAYETE ULASTIRMAZ. VE ONLARA ÇOK ACI VEREN BİR AZAP VARDIR. " ( Ne vahim bir durum öyle deyilmi?)
Incilin icinde yer almayan psoydoepigrafik Süryani Baruch Kitabi var. Bu kitapta Baruch (Burak) isimli bir tevrat katibinin semavi seyahati anlatiliyor. Bunun bir de Yunan versiyonu var. Sanirim Hz. Muhammet'in isra hadisesi ile anlatmak istedigini halkin anlayacagi sekilde anlatmak icin bu kitaplardan istifade edilmis olabilir.
ya harbiden komiksiniz yani kuranı kerimin sağlamasını antik yunan ile yapıyorsan o zaman zeus ALLAHMI oluyor? athena,apollon ,venüs,dionysos, ares, poseidon, hermes, artemis, hades vs. vs. bunlara ayıp olmazmı o zaman ? :)
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür. İsrâ Sûresi: 1. Ayet “Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Aynen ama bir eksikle Zerdüştlükten çöl bedevilerine bulaşmış , çöl bedevileri de bize 300 yıl süren tecavüz , katliam ve yağmadan sonra kılıç zoruyla bize dayattilar
inkar eden kendisi için inkar eder inanıp iman eden kendisi için iman eder ... Namazda okuduğumuz tahiyat bile ondan kaldı ,inkar ettiğiniz şeye bakın ....
Kimse görmedi ki diyerek miraç yok demek yerine, ayette ifade edilen şeyin nasıl olduğunu ulaştığımız teknikle şimdilik böyle yorumlayan biliriz dese insanları yanlışa sevketmese daha doğru olur sanki.
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür. İsrâ Sûresi: 1. Ayet “Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür. İsrâ Sûresi: 1. Ayet “Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Zülfikaral dinledigin hoca sıradan cami imamı deil arapcayı ve farscayı iyi bilenlerden biri sen ne kadar arapça biliyon kuranı hangi türkce bilgisiyle çevire biliyon daha iyi biliyorsan sana inanalım
Ruya goren arkadas o olmus insan senden bir sey istiyor, onun icin dua oku yada sadaka ver. Ruyalar bilincaltimizin bilinc ustune cikmasi degildir sadece. Ruya alemi biz dunyada o olayi yasamadan once ruyalar aleminde olaylar yasanir ve daha sonra dunya aleminde ruyadaki olayi yasariz.
Bu kadar anlamsız nasıl düşünüyorsunuz. Rüya sadece bilinçaltında olanlardır ve insan daha önce görmediği hiç bir yüzü göremez. Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır
Nihat Hatiboğlu öyle demiyor ama peygamber eti kemiği ile göğe yükselmiştir diyo kesinlikle rüya ile miraca yükselmedi diyo hanginiz doğru diyo belli değil siz bizimle kafa mı buluyorsunuz
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür. İsrâ Sûresi: 1. Ayet “Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Isra suresinin ilk ayeti " Bismillahirrahmanirrahim; "Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir."
Hz.Muhammed sanki, uzay aracına binmiş ve uzaya gidip gelmiş; inanmak mümkün mü? Hocam , bütün doğruluğu ile anlatıyor,İslam Felsefesi 'nde bunların okutulması gerekir ...
@@osmantakis310 Bütün doğruluğu ile anlatmıyor. Zira bütün doğruluğunu kimse bilemez. Hiçbirimiz orada bu olaya şahit olmadık. Sadece kendi argumanlarini sunuyor. Isteyen onun sozune meyleder, isteyen başkasına.
@@osmantakis310 sizin inandiğiniz Allah zaman ve mekanı durdurup Google map gibi Peygamberimize gösterebiliyor ama peygamberini mescidi haramdan mescidi Aksa ya ve daha ötesine götürmeye gücü yetmeyen bir yaraticinidir.siz böylemi inaniyorsunuz
@@osmantakis310 -Allahu Tealânın gücü her şeye yetmiyormu? Yazıklar olsun sizin gibilere!!!
İsra masalı gibi 🤣
Bayraktar Bayraklı Ramazan ayının Eylül ayına sâbitlenmesini teklif edebilecek kadar dikkat çekme meraklısı bir sözde hocadır.
İnkarcı bu adam
MÜSLÜMAN GÖRÜNÜMLÜ MÜNAFIK CENABI ALLAH BU DÜNYADA VE AHİRETTE REZİL EYLESİN AMİN AMİN AMİN
Lan niye beddua ediyorsun.Sen de müslümansın,bunu araştırmak seninde görevin.Doğrusunu sen anlat bizde bilelim
Ne mutlu amasız-fakatsız Müslümanım diyene..
Elhamdülillah 💜🕋
Miraç hadisesi vardır sabittir Müslümanlar için çok çok değerlidir kutsaldır
kutsal mıdır tövbe haşa
Nerde
Tasvvufa göre bu içsel bir olaydır.
Mevlananın bir ben var benden içeri bunu anlatır.
Bir nevi rabıta gibi.
😂😂😂😂😂😂
🤣🤣🤣🤣
Efendimiz (S.A.V.) 'ahir zamanda mü'min olarak akşama varır,kafir olrak sabahlarsınız'buyuruyor.İşte akşamları böyle hoca kılıkların söylediklerini dinler,akla uygun derseniz iman gider.
Tenzilin inkârı söz konusu olmadıkça tevilin inkârı küfrü gerektirmez. İmam-ı Azam. Birbirimizi gavur ilan etmeye değil, kardeş olmaya bakalım inşâAllah
Allahımızıda görmedik cenneti cehennemde göremedik inanıyoruz değilmi ona inkâr buna inkâr eline ne geçecek adam gibi oku anla sonra çık ortaya
Rabbim bizi SADAKTE YÂ RASULALLAH diyenlerden eylesin.
أَنتَ مَوْلَىٰنَا فَٱنصُرْنَا عَلَى ٱلْقَوْمِ ٱلْكَٰفِرِينَ
Kadir gecesi ve Miraça cikişi haktır gerçektir gerisi uydurmadır
Peki hocam sen Hz Meryem'in tahmini gördün mü hi çift cinsiyetli diyorsun.
çift cinsiyet var ister inan ister inanma git biraz araştır adam hem erkek hem kadın her 2 Side var kim demiş yok diye
Cübbeli Ahmet hoca reddiye yapıyor sana Bir dinle tavsiyem bayraktar
hoca bilgili insan..bence cübbeli kendine dikkat etsin
@@dogru2007 🤣🤣🤣 keşke yazdıklarında adın gibi olsaydı
@@mahmutkoc2788yazdıklarına bir gün uzuleceksin
Kuranda isra gece yürüyüşü gecer.
Necm Suresinin 8- 14. Ayetlerde de miraç anlatılır. Bu Hoca'nın Necm Suresinden haberi yok.
Bu adam iyice saçmalamış bu adamları ekrana çıkartmanın ne anlamı var bu hangi dini anlatıyor anlamadım
Inandigin dini de anlamadin zaten
@@araftakalanlar5330 senmi anladın benim sayfama yazma başka kapıya hadi
Senin okuyup yada okumayıp anlamadığın islam dininin gerçeklerini anlatıyor
@@Atilla511 😡
Pisliğin teki ya solcu maskara...
Sen direk İsrail'den gelmişsin ya
Vallahi Billahi Allahı'ım bu programı çekenlerden orda bu sözleri kuranlardan beriyim Yarabbim sen bunlar yüzünden beni helak etme Allahım Vallahi ben bunlardan uzağım sen bu kişilerden beni koru Allahım
Kuranı kerime imanın yokmu senin de millete beddua ediyorsun orda yazıyor işte
Bu sayfasının isminde meymenet yok içeriğinde nasıl olsun
SENİN VE SENİN GİBİLER İÇİN HİÇ BİR ŞEY YOK, ZÂTEN! YETER Kİ, İPİNİZİ ELİNDE TUTANLAR, SİZE ÂFERÎN DESİN, MAMANIZI KESMESİN. ZÎRÂ, SİZİN TEK DERDİNİZ, MİDENİZ. BÜTÜN İBLÎSLİĞİ BUNUN İÇİN YAPIYORSUNUZ VE DÎNİNİZİ, ÎMÂNINIZI, NÂMÛS VE ŞEREFİNİZİ SATIYORSUNUZ. SENİN VE SENİN GİBİLERİN ŞERRİNDEN, YÜCE MEVLÂM; CÜMLE ÜMMET-İ MUHAMMED'İ (S.A.V.) KORUSUN.
Miraç yoktur diyende iman yoktur. Karışmayın işimize. Karışmayın dinimize. Gidin kendi yolunuza.
kanıtı nedir Kuranda
@@questra99 ne kanıtı yav :D birinden duymuş hiç kitap okumayan vardır der:
Miraç yok diyende iman yoktur sözünüz aynen doğru... ben size iman etmiyorum dolayısıyla size imanım yok ... sorun siz kendinizi rab sanıyorsunuz ama değilsiniz sanki ahirette size hesap vereceğiz şunda iman var bunda yok ben Kur'an a iman ediyorum onda miraç yok isra var hatta isra suresi var Kuran'da ... imanımız var yok kim karar verecek Allah siz değil bize karşı demiyorum Allah'a karşı haddinizi bilin kendinizi onun yerine koymayın şu imanlı bu imansız
Miraç kandil yok dersen cübbelinin ekmeği kesiliyor arkadaşın karın ağrısı ondan
Okuyup anlamıyamıyorsun ??
Yorum yapıyorsun ..??
Üstelikte insanlara imanlı veya imansız yorumu yapıyorsun ?
Sen kimsin..?
Syn bayraktar bayrakli
45 yıldır ilahiyatcıdir..
Siz kimsini ??
Bu gun din üzerinde
Hurafe hat safhadadır..
Ve bir çok din adına kultürel faliyetler.
Yahudi ve hıristiyanlardan devsirmedir...
Okuyun kur- ani kerimi ...
Ezbere yorum yapmayjn
Teşekkurler🇹🇷
Miraç hadisesi yoktur başlığını görünce sesli sövdüm. Kendine hoca diyen şahıs Ettehiyatü duası nerede, nasıl nazil oldu peki?
Çok yaşayın siz 🤗
👏👏👏💜🕋
Bu programa yaşar nuri Öztürkü de davet etmiştiniz. Aynı soruları onada sordunuz. Oda aynı cevapları verdi.ama hala siz inanmıyorsunuz dalga geçiyorsunuz.
Ne diyor bu adam
Kafir israiliyat demek istemişte onu da diyememiş . İsrail kültürü demiş 😂
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür.
İsrâ Sûresi: 1. Ayet
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Bu millet dini hadisleri iyice araştırsın ama sorgulayarak çoğu dinden çıkar çoğu dini kulaktan duyma sözlerle öğreniyor
Çok doğru fakat doğru söyleyen malum bu ülkede
@@fatmatulinozbek9033 Rte bi gece burakla Mekkeye uçtu deseler inanacak bir sürü kitle varr
@@hakanefe2491 maalesef
Dinden falan çıkmaz her dediğine inanan dinden çıkıyor zaten ya da olduğu gibi kabule dip yaşadığını din sanıyor.
Bilakis dinini tanımakla aklı ahlakı başına gelir, iyi güzel bir varlık olur. Sen de olabilirsin ha gayret
Şeytan da en çok alimlere yapışırmış.Ba Ba Ba Ba.
Sen acaba hangi kültürden geldin
Bu adam nasıl böyle konuşabiliyor, herşeyi kendine göre yorumlayabiliyor ya.
Araştırınca sonuç bu
Mesela bazı felsefecilere göre "Amin" diye birşeyde yoktur.. Hatta Mısır kralı "Amon" zamanında köle olan Yahudilerin bunu çok kullandığı için önce Hristiyanlara,oradanda müslümanlara geçtiği söylenmektedir... Tabi bunlar sadece bazı teori ve tahminler...
Sünnerle gidersen yolunu kaybedersin . Kuranla git cünki sünnet degistirilir kuran degismez
Boşver, sen hurafelere inanmaya devam et
Okuyup Allahtan korkup yalan söylemeyince böyle konuşıyor.
Kuran ayeti olan bir şeye itiraz etmek küfürdür, ancak zındıklar itiraz eder.
kandil geceleri kandil oluruz
kandilin içinde fitil oluruz
hakki göstermeye delil oluruz
fakat kör olanlar görmez bu hali"
Edip harabi
Kur'anda receb,şaban ayları ve kandiller yoktur araştırabilirsiniz?
Müslümanlar kadir gecesinin peygamberimiz tarafindan bizzat yaşandığına inanır,iman edenler inanır inanmayan inanmaz sanki neden inanmakta zorlanıyorsa iman etmeyenler.saygilarimla
Mukaddesatı basit görmemek lazım
Mukaddesata hürmet etmek , mukaddesata verilen değerin ifadesidir
Mukaddes yengem öldü de nur içinde yatsın
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür.
İsrâ Sûresi: 1. Ayet
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Mahşer günü,paçayı kurtaramayanların vay hâline.iblis de hocalık yaptığı hâlde,lânetlenmiştir.Allah,bizleri böylelerinin şerrinden korusun.😊
Tabi canım kabirde yanmaz kefen sıratta kaymaz terlik satan 6 yaşında çocukla evlenen iblisler varken bu adam hoca olurmu hiç
İblisin hocalık yaptığını nereden çıkardın delilin nedir
İsrail kültüründen ve eğitiminden gelenler
Gelmişler işte bi gitmediler
Sallıyosun ayeti çarpıtıyosun hoca isimli ama hoca olmayan kişi
Şeytan uydurması.
Miraç vardır.. yoktur diyende akıl-iman yoktur!
Sen kuranı okumamış bir adamsın.
Cehennem bunun gibilerle dolacak ayeti İsrail le anlamlandirmak ne acı
akılla insanlar herşeyi çözebilseydi vahiy diye bir şeye gerek kalmaz idi.bu adam aklımı kullanayım derken inkar apaçık moduna girmiş malesef...İnsanlar böyle günlerde bi araya geliyor Kuran okuyor ibadet ediyor.Bunları hiçe saymak hafife almak hoş değildir.
Sen bence aykünü bi ölçtür 😂
Sendemi aklını kullanmıyorsun
Bunların tek derdi islam
Yaşar nuride yıllarca şu yok bu yok o yalan bu yalan dedi en sonunda din yok deistim dedi buda o yolda ilerliyor sıyırmış bunlar
Bu konuşan adamı dinleyip peşine takılanlara acırım o ayrı mesele ama sen de bu yorumunu ya sil ya düzelt. Bir müslümana kâfir dersen ya o kişi kafirdir, değilse de sen kâfir olursun. Yaşar Nuri bunun apaçık bir iftira olduğunu belirtmiş, açıklama yapmıştı. Sev sevme ayrı mesele. Ölmüş adamın günahına girme.
@@emrahyener402 ya adam ölmeden deistim dedi bilmiyormusun
@@emrahyener402 kafir kelimesi geçiyor mu mesajımda
Müslümanla yahudi birbirlerinin kardeşi araştırırsan görürsün kurani bütün anlatımlar tevratta var
yo gerçeği görmüşler orta doğu masallarını çözmüşler .Sizde içten içe biliyorsunuz ama bir ihtimal yanmayalım korkusu işte
Bu hezeyanların hesabını nasıl vereceksin
HOCA SEN ISRAILODULARIn adamisin
Okumuş ama adam olamamış, insan sıfatını almış ama insanlığa dair hiç bir şey yok dedikleri böyle birşey olsa gerek, miracin İsrail'e ait olduğunu dile getirebilecek ve bunu dinleyip buna inanan bir topluluğun içinde yaşamak kadar acı verici hicbirsey yok maalesef, yüce mevlam şeytan kılıklı insanlardan ve şeytanın türlü türlü oyunlarından ümmeti Muhammed'i kurusun inşallah,
zerdüştlük olmasın
Haklisin ben de öyle biliyorum.hatta orada bir anlatı var. Aynısı.
2.Ayette Musadan Bahsediyor.Belkide Birinci Ayette Musadan Bahsediyor Çünki Guk Kelimesi Gullaniyor.
Mescid-i Aksa Emeviler zamanında inşa edilmiştir. Küdüs'de o tarihde öyle bir cami yoktur.
Yıllardır Yahudi ve Müslümanlar , kanıtı Miraç olarak gösterilen bu kutsal mekan için savaşıyor ..
Mescid in duvarsız yeri var, süper zekalı
Hz. Ömer tarafından, Beytü'l-Makdis'in mukaddes hatırası- na buraya bir mescit yaptırılması em- redilir.17 Bu mescidin inşasına Halife Abdülmelik bin Mervan döneminde başlanmış olup, bugünkü haline oğlu I. Velid döneminde getirilmiştir.
Allah ın ayetini inkar eden kafirdir
Hz muhammed ruya gorunce allah tarafindan yollaniyor sen ruya gorunce bilincalti oluyor... Yanmaktan bir korkmasaniz. Bir suru hata yakalarsinizda. Korkularla yuruyor dinler...
Birader ne güzel söyledin. Yanmaktan bir korkma sanız her şeyi açıklığa kavuşacak
Şizofrenik
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür.
İsrâ Sûresi: 1. Ayet
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Dinlerde şu yoktur bu yoktur tartışmaları çok gereksiz tartışmalardır.
Milleti bir araya toplayan, birleştiren ne kadar faaliyet varsa devam etmeli.
İSRA VE MİRAÇ HADİSESİ
Peygamberimiz bu hâdiseyi şöyle anlatırlar:
“−Ben Kâbe’nin Hatîm kısmında uyku ile uyanıklık arasında idim... Yanıma merkepten büyük, katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak’tı. Ön ayağını gözünün gördüğü en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibrîl -aleyhisselam- beni götürdü. Dünyâ semâsına kadar geldik. Kapının açılmasını istedi.
«−Gelen kim?» denildi.
«−Cibrîl!» dedi.
«−Berâberindeki kim?» denildi.
«−Muhammed» dedi.
«−Ona Mîrâc dâveti gönderildi mi?» denildi.
«−Evet!» dedi.
«−Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!» denildi ve kapı açıldı. Kapıdan geçince, orada Hz. Âdem’i -aleyhisselam- gördüm.
«−Bu babanız Âdem’dir! O’na selâm ver!» denildi. Ben de selâm verdim. Selâmıma mukâbele etti. Sonra bana:
«−Sâlih evlât hoş geldin, sâlih Peygamber hoş geldin!” dedi. Sonra Hz. Cebrâîl -aleyhisselam- beni yükseltti ve ikinci semâya geldik. Burada Hz. Yahyâ ve Îsâ -aleyhisselam- ile karşılaştım. Onlar teyzeoğullarıydı. Sonra Cebrâîl -aleyhisselam- beni üçüncü semâya çıkardı ve orada Hz. Yûsuf -aleyhisselam- ile karşılaştık. Dördüncü kat semâda Hz. İdrîs -aleyhisselam- ile, beşinci kat semâda Hz. Hârûn -aleyhisselam- ile, altıncı kat semâda ise Hz. Mûsâ -aleyhisselam- ile karşılaştık.
«−Sâlih kardeş hoş geldin, sâlih Peygamber hoş geldin!» dedi. Ben onu geçince, ağladı. O’na:
«-Niye ağlıyorsun?» denildi.
«−Çünkü, benden sonra bir delikanlı Peygamber oldu, O’nun ümmetinden cennete girecek olanlar, benim ümmetimden cennete girecek olanlardan daha çok!» dedi.[3] Sonra Cebrâîl beni yedinci semâya çıkardı ve İbrâhîm -aleyhisselam- ile karşılaştık. Cebrâîl -aleyhisselam-:
«−Bu, baban İbrâhîm’dir; ona selâm ver!» dedi. Ben selâm verdim; O da selâmıma mukâbele etti. Sonra:
«−Sâlih oğlum hoş geldin, sâlih Peygamber hoş geldin!» dedi. Daha sonra bana:
«−Yâ Muhammed! Ümmetine benden selâm söyle ve onlara cennetin toprağının çok güzel, suyunun çok tatlı, arâzisinin son derece geniş ve dümdüz olduğunu bildir. Söyle de Cennete çok ağaç diksinler. Cennetin ağaçları “Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber!” demekten ibârettir.» dedi. Sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen’in) Hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrâîl -aleyhisselam- bana:
«−İşte bu, Sidretü’l-Müntehâ’dır!» dedi. Burada dört nehir vardı: İkisi bâtınî nehir, ikisi zâhirî nehir.
«-Bunlar nedir, ey Cibrîl?» diye sordum. Cebrâîl -aleyhisselam-:
«-Şu iki bâtınî nehir, cennetin iki nehridir. Zâhirî olanların biri Nil, diğeri de Fırat’tır!»[4] dedi...” (Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 6; Enbiyâ, 22, 43; Menâkıbu’l-Ensâr, 42; Müslim, Îman, 264; Tirmizî, Tefsîr 94, Deavât 58; Nesâî, Salât, 1; Ahmed, V, 418) Sidretü’l-Müntehâ’da Cebrâîl -aleyhisselam-:
“-Ey Allâh’ın Resûlü! Buradan öteye yalnız gideceksin!” dedi. Resûlullâh:
“-Niçin ey Cibrîl?” diye sordu. O da cevâben:
“-Cenâb-ı Hak bana buraya kadar çıkma izni vermiştir. Eğer buradan ileriye bir adım atarsam, yanar kül olurum!..” dedi. (Râzî, XXVIII, 251)
Artık bundan sonraki yolculuğa Allâh Resûlü yalnız devâm etti. Kendisine hârikulâde tecellîler lutfedildi. Cenâb-ı Hakk’ın cemâliyle müşerref oldu. Bu yolculuktaki hârikulâdeliklerin lâyıkıyla ifâdeye dökülmesi, hayâl ötesi bir hakîkati, beşer idrâkinin çerçevesine sığdırmaya çalışmak gibi zor bir keyfiyettir. Hakîkati ve asıl mâhiyeti Allâh ile O’nun Habîbi arasında ebedî bir sır olarak kalan muhteşem tecellîler, tamâmen “âlem-i gayb” şartları dâhilinde tahakkuk etmiştir.
Bununla birlikte, Allâh ile O’nun yüce Peygamberi arasındaki bu muhteşem esrâr tecellîsi, vahye muhâtab olanlara Rabbin sonsuz kudret, azamet ve saltanatını sergilemektedir. Ayrıca Miraç hâdisesi, Hz. Peygamber Efendimiz’in son olarak Tâif’te mâruz kaldığı zulümler netîcesinde kalbini dolduran hüznü, sürûra tebdîl etmek maksad-ı ilâhîsine de mâtuftur.
Aslında zaman ve mekân kaydı dışında gerçekleşen bu ilâhî tecellînin, insan müfekkiresi için tamâmının kavranması imkânsızdır. Böyle beşer idrâkini aşan hassas ve müstesnâ mevzûlarda muhayyileyi zorlamak menedilmiştir. Hâsılı, Peygamber Efendimiz, bütün peygamberler hakkında vâkî olan ilâhî lutufları aşan müstesnâ bir ikrâm-ı ilâhî ile Miraç’ta Zât-ı Ulûhiyyet’e mahsus zamansız ve mekânsız bir âlemde:
“(Muhammed Mustafâ ile Rabbinin) araları, iki yay arası kadar, ya da daha yakın oldu.” (en-Necm, 9) diye bilinen bir tecellîye muhâtab olmuştur.
Bu tecellînin bir zerresini müşâhede etmekle, ülü’l-azm peygamberlerden olmasına rağmen Hz. Mûsâ’nın -aleyhisselam- düşüp bayıldığı hatırlanırsa, Peygamberimizin Allâh katındaki ulvî mevkii ve kendisine lutfedilmiş husûsî salâhiyet ve iktidârın derecesi az-çok kavranmış olur.
Diğer taraftan Hz. Mûsâ’ya -aleyhisselam-, mukaddes mekânda nâlinlerini (ayakkabılarını) çıkarması emredilmiş ve ayaklarının, oranın bereketinden istifâde edip, şerefiyle şerefyâb olması istenmişti. Fakat Resûlullâh Efendimiz’e Miraç gecesi bir bakıma:
“Ey Habîbim! Sen Arş yaygısı üzerinde pabuçlarınla yürü ki, Arş, Sen’in pabuçlarının tozu ile şereflensin ve Arş’ın nûru, Sana kavuşma nîmetine nâil olsun!..” denilmiş olmaktaydı. (Bursevî, V, 370)
Bu ne diyor bu
Sapltmls konusuyor
Miraç yok onu anlatıyor işte
@@Legends.222 inanmadığın bir konudan uzak dur lütfen seni alakadar eden birşey yok
Abicim bunlar okumuş ama sadece okumuş
1400 senedir
Herkes yanlış bilmiş
Yaşar nuri’nin veliahtı doğruyu bulmuş öylemi 😂
Allah bazı ayetlerini göstermek için Peygamber efendimizi miraca çıkarmıştır orada Peygamber efendimiz Cebraili de görmüştür.
Neden Musa Aleyhisselam ile karşılaşmış İbrahim Aleyhisselam ile karşılaşmamış diyor. Yahu ne fark eder bu. Biz tüm Peygamberlere inanırız ve Tümünün Sıdk sıfatı olduğuna iman ederiz. Sıdk: Dinde ve diğer meselelerde sadık ve doğrudurlar. Yalandan uzaktırlar.
Masum olmak, kusursuz ve günahsız olmak, Peygamberlere mahsustur. (Merec-ül-bahren)
Her Peygamber, büyük küçük her günahtan masumdur. (Riyad-ün-nasıhin)
Peygamberler günah işlemekten masumdur, temizdir, günah işleyemezler. (Mekt. Rabbani 2/44)
İmam-ı Gazali hazretleri, Ravda-tüt-talibin isimli eserinde buyuruyor ki:
(Resulullah, icma ile büyük-küçük günahlardan ve mekruh işlemekten uzaktır. Unutmaktan, gafletten, verdiği haberlerde hata edip yanılmaktan da uzak olduğu icma ile sabittir.)
Yanılmasının caiz ve mümkün olması, üzerinde durmayıp derhal farkına varması şartı iledir. Bu da icra ettiği şeydeki hikmetleri bilmeyi ve ona tâbi olmayı ve unutmanın faydasını bildirmek içindir. Resulullahın bu husustaki yanılma haline sebep, ilmin anlatılması ve dinin açıklanmasıdır. Nitekim hadis-i şerifte, (Ben hiçbir hususta unutup yanılmam. Böyle bir şey vaki olursa, bu sadece bildirmek istediğimi açıklamam içindir) buyuruldu.
Mübarek geceler, İslam dininin kıymet verdiği gecelerdir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, dua ve tevbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapması, dua ve tevbe etmeleri için bu geceleri sebep kılmıştır. (Seadet-i Ebediyye)
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Ahiret yolcusunun, ibadetle ihya edilmesi kuvvetle müstehab olan mübarek geceleri boş geçirmesi uygun değildir; çünkü bunlar hayır mevsimleri ve kârı bol olan gecelerdir. Kazançlı mevsimleri ihmal eden tüccar, bir kâr sağlayamadığı gibi, mübarek geceleri gafletle geçiren ahiret yolcusu da maksada ulaşamaz. (İhya)
MİRAC GECESİ:
Mirac, merdiven demektir. Resulullah efendimizin göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir. Recebin 27. gecesidir. İsra suresinin ilk âyet-i kerimesinde, Mirac bildirilmektedir. Mirac gecesini ibadetle gündüzünü de oruçla geçirmelidir. İki hadis-i şerif meali:
(Bu gece, iyi amel eden için yüz yıllık mükâfat vardır.) [İ. Gazali, Ebu Musa el-Medeni]
Kardeş kuran haricinde bir çok kaynak dan örnek vermişsin.
Peygamberlere sıdk sıfatı var diyorsun amenna Peki ismet sıfatı varmi? Yok. Yani senin dediğin gibi peygamberler eksiksiz kusursuz günahsız diyemeyiz. Onlarda günah işleyebilir. Çünkü onlarda bir beşer. Örnegin Kuranı Kerim İsra Suresi 73 ncu ayet : "Asla seni bile, sana vahyettigimizin dışındakini bize karşı iftira edesin diye fitneye düşüreceklerdi. Ve o takdirde seni dost edineceklerdi."
74 ayet : Ve eğer biz sana sebat vermemiş olsa idik, sen onlara az bir şey meyl edecektin"
75 nci ayet : Ve o takdirde Biz, sana mutlak hayatında kat kat, ölümünde kat kat acısını tattirirdik. Sonra bize karşı kendin için bir yardımcı bulamazdın " diye Yüce Allah peygamberimizi müşriklerin fitnesine düşecek olduğunu görüp hem uyarıyor hemde koruduğunu söylüyor.
Görüldüğü gibi peygamberinde bir beşer olduğundan hata yapıp ve günaha girebileceği ayetlerde açıkça anlaşılıyor.
2 nci örnek Kasas süresi 15, 16 ve 17 ayetleri oku orada Hz Musa biri kendi tarafından diğeri düşman tarafından olan 2 kişinin dövüştugunu görüyor. Kendi tarafından olan düşmana karşı kendisinden yardım istiyor. Hz Musa da ötekine bir yumruk atıp ölümüne sebep veriyor. Bunun üzerine Hz Musa bu şeytan işidir o gerçekten saptirici apaçık bir düşmandır deyip yaptığına pişman olarak Allahtan af diliyor. Ve Ey Rabbım doğrusu ben nefsime yazık ettim. Artık magfiretinle suçumu ört diyor. Yani af diliyor. Sonrada Ey Rabbım bana olan iyiliğin hakkı için artık gunahkarlara asla arka çıkmam diyor.
Gördüğün gibi pey gamberlerde nefsine yani seytana uyup günah işleyebiliyor.
Burda amacım başta peygamberimiz olmak üzere Hz Musa ve diğer peygamberleri haşa kesinlikle hata yapabilir eya günah işleyebilir diye basite indirmek deyildir. Onlara can feda
Amacım sizin gibi arkadaşların Kuranı neden okumadığı olaylara kuran dışındaki kaynaklardan imamlardan öğrendikleri gibi bakarak yorumlamalari.
Bu konu İmam Rabbaninin icmayla sabit olmuştur demesiyle de olmuyor. Ortada koskoca Kurani Kerim gibi Allah kelamı bir gerçek varken sadece başka kitaplardan kaynaklardan örnekle din yaşanmaz. Neticede ahirette sorguya çekileceğin kitap KURANDİR.
Tüm Peygamberlerde İsmet sıfatı vardır.
Kur’an meallerinden din öğrenilmez. Aksine böyle yanlış düşüncelere sahip olunabilir. Din ancak doğru yazılmış ilmihallerden öğrenilir.
Allahü teâlâ, Peygamberleri, Peygamberlikten önce de, sonra da günah işlemekten korumuştur. (Nuhbet-ül-Leali)
Peygamberler nübüvvetten [Peygamberlikten] önce de günah işlemekten korunmuştur. (Kadı Iyâd / El- Millet-ül Meşhure)
İbrahim ve İsmail aleyhimüsselam ile ilgili âyetin meali şöyledir:
([İbrahim ve İsmail dedi ki:] Ey Rabbimiz, bizi Müslümanlıkta sabit kıl. Soyumuzdan da Müslüman bir ümmet yetiştir. Bize menasiklerimizi [Haccın usullerini] öğret. Tevbemizi kabul et. Çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak sensin.) [Bekara 128]
Peygamberler, günah işlemekten masumdur. Hazret-i İbrahim ile Hazret-i İsmail, Kâ’beyi yaptıktan sonra bu yerlerde daha çok duanın ve tevbenin kabul edileceğini öğretmek için böyle dua etmişlerdir. Bu, bizim masumiyetimizi [günah işlemeyişimizi] devamlı kıl demektir. (Kurtubi)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Dostların günahını, düşmanların günahları gibi sanmamalı. (İyilerin, iyilik sandıkları şeyleri, dostlar, günah bilir) buyuruldu. Bunların günah ve kusurları olsa da, başkalarının günahları gibi değildir. Yanılmak ve unutmak gibidir. Niyet ederek, karar vererek yapılmış değildir. Taha suresinin, (Âdem unuttu, azim ile, karar ile yapmadı) mealindeki 115. âyet-i kerimesi bunu bildiriyor.
Demek ki Hazret-i Âdem günaha azmetmedi. Kasten yapmadı, unutup yanılarak yaptı. Bunun için de affa uğradı. Ama İblis kararla, azimle yaptı ve ebedi lanetlendi. İkisinde de emre muhalefet var; ama birinde unutmak ve yanılmak, ötekinde azim ve karar var.
Hazret-i Musa’nın Kıpti’yi öldürmesi hakkında Tefsir-i Kurtubi’de bildirilen malumat şöyledir:
1- Hazret-i Musa, o zaman 12 yaşında idi.
2- Kavgayı aralamak için iki kişinin arasına girdi. Kıpti hafif itelemekle düşüp öldü.
3- Bu işte Hazret-i Musa’nın öldürmek için bir kastı yoktu, yanlışlıkla yani kazayla bu olay meydana geldi. Buna rağmen Hazret-i Musa yine de Allahü teâlâdan af diledi. Allah da onu affetti.
Hazret-i Musa’nın yanındaki Hızır aleyhisselamın günahsız çocuğu öldürmesi ise Allah’ın emri ile idi. Çocuk büyüyünce kâfir olacağı ve ailesine zulmedeceği bildirildiği için, yerine hayırlı bir evlat vermesi için o çocuk öldürülmüştü. Bunda Hazret-i Hızır’ın bir suçu yoktur.
İmanın dördüncü şartı, Peygamberlere imandır. Amentüdeki "Ve rüsülihi" kelimesi, "Allahü teâlânın Peygamberlerine iman etmeyi bildirmektedir.
Her Peygamberde şu sıfatların bulunduğuna inanmak lazımdır:
1- Emanet: Her Peygamber, emindir.
2- Sıdk: Dinde ve diğer meselelerde sadık ve doğrudurlar. Yalandan uzaktırlar.
3- Tebliğ: Peygamberler, Allahü teâlânın emir ve yasaklarının hepsini ümmetlerine bildirirler.
4- Adalet: Adildirler. Zulümden uzaktırlar.
5- İSMET: Büyük ve küçük günahtan uzaktırlar. Günah şeklindeki şeyler, ister Kur'an-ı kerimde olsun, ister sahih hadislerde olsun tevil edilip yakışan mana verilir. Peygamberlikleri bildirilmeden önce de, bildirildikten sonra da hiç günah işlemezler. İNSANLARDAN, MASUM, GÜNAHSIZ OLAN, YALNIZ PEYGAMBERLERDİR.
6- Fetanet: Bütün Peygamberler, diğer insanlardan daha akıllıdırlar.
7- Emn-ül azl: Hiçbiri Peygamberlikten azl olmaz. (Feraid-ül fevaid)
Kur'ân-ı kerimden ahkâm çıkarmak, ya'ni Kur'ân-ı kerimden Allahü teâlânın murâdını anlıyabilmek üç dürlü olur: Birincisi, Kur'ân-ı kerimin ibâreleri, kelimeleri ile, bu kelimelerin işâretleri ile, delâletleri ile, iktizâsı ile anlaşılır. Bu işi, Ehl-i sünnet âlimleri yapar. İkincisi, Kur'ân-ı kerimin ma'nâsını ictihâd yoluyla anlamakdır ki, müctehid olan âlimlere mahsusdur. Üçüncüsü, insanın anlıyamıyacağı, anlamakdan âciz olduğu ma'nâlardır ki, bunların ma'nâsını Allahü teâlâ ancak Peygamber Efendimize "sallallahu aleyhi ve sellem" bildirir. Peygamber Efendimiz de bu bildirilenleri hadis-i şerifleri ile açıklar, anlatır. Bütün hadis-i şerîfler, Kur'ân-ı kerimin ma'nâlarıdır. Bu ma'nâları, Allahü teâlâ bildirmedikce, Peygamber Efendimiz dahî anlıyamaz. Çünki, insan gücü üstündedir. Kur'ân-ı kerim, yirmiüç senede parça parça, yavaş yavaş geldi. Kur'an-ı kerimi toplıyan Hazret-i Ebû Bekr ile Hazret-i Ömer'dir "radıyallahü anhümâ". Bu toplanmış hâldeki Kur'ân-ı kerimi yayan Hazret-i Osmân'dır "radıyallahü anh." Onun için hazret-i Osman'a "Câmi'-i Kur'ân", ya'ni, Kur'ân-ı kerîmi toplıyan denir. Buradaki toplıyandan maksad, yazdırıp etrafdaki memleketlere de gönderen demekdir.
Hadis-i şerifde ne buyuruldu? "Nemâzda okunan Kur'ân-ı kerim, nemâzın hâricinde okunan Kur'ân-ı kerimden daha efdal ve daha hayrlıdır. Kur'ân-ı kerîmi Allah rızası için ezberliyenler ve Allah rızası için okuyanlar, Allahü teâlânın evliyâsıdır, ya'ni dostlarıdır. Onlara düşmanlık eden kimse Allahü teâlâya düşmanlık etmiş olur."
Kur'ân-ı Kerîmi ezberlemeğe, anlatmağa ve hadîs-i şerîfleri yazmağa, toplamağa, neşretmeğe ehemmiyyet vermiyen, onunla meşgul olmıyan kimseye uymak, ona tâbi olmak câiz değildir. Böyle bir kimsenin, Kur'ân-ı kerimle, hâdis-i şerîflerle, fıkh ilmiyle uzakdan yakından alâkası yokdur ve dîni konuşmalarında da hep kafadan söyler. Kur'ân-ı kerîme, kendi kafasına göre ma'nâlar verir. Böylelerinden uzak durmak lâzım olur.
Kur'ân-ı kerim, câmi'-i cemî-i ahkâm-ı şer'iyyedir ve câmi'-i şerâi'-i kadîmedir. Ya'nî geçmiş dinlerin hepsindeki emr ve yasakların temâmı Kur'ân-ı kerimde vardır. Kur'ân-ı kerim, geçmiş Peygamberlere gelen kitâbların hepsini kendisinde topladığı için, hepsinden daha şereflidir. Kıyâmetin yaklaşması, küfr ve bid'at zulmetlerinin yayılması sebebi ile Kur'ân-ı kerîmi anlıyanlar azalmakdadır. İslâm âlimlerinin bulunmadığı yerlerde ve zemânlarda, inzivâya çekilmekden başka çare yokdur. O zemân kimseyle görüşmemeli, kimseye karışmamalı, İslâm âlimlerinin kitablarını okuyarak meşgul olmalıdır.
@@dursunbaran3656
@@halitozdemir8959 Siz kuran haricinde yazılmış ilmihallere inanmaya bu şekilde ibadet etmeye devam edin. Hz Adem bilerek günah işlememis, yanılmış diyorsun. Bir Peygamber neyin günah olup olmadığını bilmiyor mu?
Bu yaptığın açıklama zaten besere has bir durum. Aynısını bizde yapıyoruz. Yanilarak günaha girebiliyoruz. Peki bizleri yanıltan kim tatbiki şeytan. Bilmeden desen anlaşılır. Ama bilmeden demiyorsun bile bile yapmadı diyorsun. Ama Peygamber günahı bildiği için bile bile yaptı yani şeytana uydu dememek için kıvırıp yanılmış diyorsun.
Yanilma ya şeytana uyarak olur. Ki Hz Adem uyarıldigi halde bu günaha giriyor bunu sende biliyorsun. Geriye ne kaldı hata farkında olmadan günaha girdi desen, peygamberlerin bu kadar sıfatını saymissin bu kadar sıfata sahip bir Peygamber nasil olurda uyarıldigi halde (Araf süresi 19 ayet) Allah tarafından yasaklanan agacin meyvesini yerken farkında olmaz ve hata yapar. Sonrada tövbe eder. Peki tövbe ne için edilir?
Anlattıklarının akılla mantıkla en önemlisi kuranla hiçbir alakası yok. Tam bir saçmalama.
Hz Ademde, Hz Musa da yaptığı günahtan af dilemisken, sen neye göre kabul etmeyip yanılmış diyerek neyi ispatlamaya çalışıyorsun.
Demekki günah işleyebiliyorlar. Tövbe yapınca günah işlememiş gibi bir izahta nasıl bulunursun. . . Günahin işlenmesi başka affedilmesi başka. Tövbeyi bende yapıyorum o zaman Hz Adem Hz Musa ve benim aramda günah işleme bakımından ne fark var ben ve diğer insanların da yanilarak yaptığı günahlar var. Dolayısıyla yanilarak dersen şeytana uyduğunu itiraf etmiş olursun 2 peygamberde kendilerinin şeytana uyduğunu söylemisken, KURAN AYETLERİ ile bu sabitken sana ne oluyor da yanılmış diyerek günah işlemediğini savunmaya çalışıyorsun. Çok güzel saçmalamissin. 30 sayfada yazsan boş.Siz tarikatlar kuran ayetlerini bu kadar basite alıp hatta hiçe sayıp dini ilmihal ile ilk defa ismini duyduğumuz kitaplara sıkıştırmaya devam edin. Rabbaninin kitapları ve diğer ismi duyulmamış kitap ilmihallerle dini yaşayıp dini sadece bunlardan ibaret saymaya devam edin. Ayetleri yok sayan ve anlamak istemeyen sizlere Allah hidayet nasip etsin. Son olarak ;
İsra suresi 105 Ayet :
" Kuranı hak olarak indirdik o bütün hakikatlerini içine toplayarak indi. .EY PEYGAMBER BİZ SENİ ANCAK SEVABIMIZIN MUJDECI VE AZABIMIZIN HABERCİSİ OLARAK GÖNDERDİK.
Nahl süresi 89 Ayet :" Yine o gün her ümmetin içinden kendileri hakkında birer tanık çıkaracağız ; Senide bu kimseler hakkında tanık yapacağız. BU KİTABI SANA HER KONUDA AÇIKLAMA GETİREN BİR REHBER, BİR HİDAYET VE RAHMET KAYNAĞI, ALLAHA GÖNÜLDEN BAGLANANLAR İÇİN BİR MÜJDE OLARAK İNDİRDİK."
(Senin ilmihaller ile kitapların hükmü ne bu durumda)
Bakara süresi 99 Ayet :"SANA AÇIK AYETLER İNDİRDİK. YOLDAN ÇIKMIŞLAR DIŞINDA HİÇ KİMSE ONLARI GÖRMEZLİKTE DIRENMEZ.
(Hala direniyormusun. )
Nahl suresi 104 ayet : "
"ALLAHIN AYETLERINE İNANMAYANLARI ELBETTE ALLAH HİDAYETE ULASTIRMAZ. VE ONLARA ÇOK ACI VEREN BİR AZAP VARDIR. "
( Ne vahim bir durum öyle deyilmi?)
Birileri her şeyi biliyormuş
Incilin icinde yer almayan psoydoepigrafik Süryani Baruch Kitabi var. Bu kitapta Baruch (Burak) isimli bir tevrat katibinin semavi seyahati anlatiliyor. Bunun bir de Yunan versiyonu var. Sanirim Hz. Muhammet'in isra hadisesi ile anlatmak istedigini halkin anlayacagi sekilde anlatmak icin bu kitaplardan istifade edilmis olabilir.
ya harbiden komiksiniz yani kuranı kerimin sağlamasını antik yunan ile yapıyorsan o zaman zeus ALLAHMI oluyor? athena,apollon ,venüs,dionysos, ares, poseidon, hermes, artemis, hades vs. vs. bunlara ayıp olmazmı o zaman ? :)
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür.
İsrâ Sûresi: 1. Ayet
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Tevrat Zebur İncil Kur'an'ı Kerim hepsi ALLAHU TEALA DAN GELMEDİR KUR'AN'I KERİM HARİÇ DİĞER 3 KİTAP TAHRİF EDİLDİ ALLAHU TEALA 3 KİTABİ İMTİHAN AMAÇLI KİTAPLARIN KORUMALIĞINI İNSANLARA VERDİ İHANET ETTİ İNSANLAR ALLAHU TEALA KUR'AN'I KERİM'İN KORUMALIĞINI ÜZERİNE ALDI 3 KİTABIDA ALLAHU TEALA SIRF AHİRETTE BİZLERE KİTAP VE PEYGAMBER GELMEDİ DEMESİNLER DİYE ALLAHU TEALA TEVRAT ZEBUR İNCİLİ VERDİ
Arda Turan'ı bildikleri kadar müslümanlar Arda virafı tanisaydilar Miraç olayı nin Zerdüştlük ten bize bulaştığını bilirlerdi.
Aynen ama bir eksikle Zerdüştlükten çöl bedevilerine bulaşmış , çöl bedevileri de bize 300 yıl süren tecavüz , katliam ve yağmadan sonra kılıç zoruyla bize dayattilar
inkar eden kendisi için inkar eder
inanıp iman eden kendisi için iman eder ...
Namazda okuduğumuz tahiyat bile ondan kaldı ,inkar ettiğiniz şeye bakın ....
Din kurandır ,İsra 9
Ozaman Yaşayanlar Ruyadiyor.1400.Sene Sonra Gelenler.Semadiyor.
Kimse görmedi ki diyerek miraç yok demek yerine, ayette ifade edilen şeyin nasıl olduğunu ulaştığımız teknikle şimdilik böyle yorumlayan biliriz dese insanları yanlışa sevketmese daha doğru olur sanki.
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür.
İsrâ Sûresi: 1. Ayet
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Amacı zaten yanlışa sevketmek değilse tabi.
Bunu diyen adam Ramazan ayı sabitlenmeli diyor:)
Ağzınıza sağlık....❤🎉
Böyle münafıklara inanmayın adam diyoki Miraç hadisesi yoktur diyo ya ne sinir oldum buna
Bizde Kandil, kilisede de mum yakarlar, mum yakmakla günahı af edildiĝini zanneder. Bizler ne olduk kültürde çok tehlikelidir, evet mum yakmakta kültürdür.
Münafiklara zindiklara kim mikrofonu uzatiyor?
Mirac hadisesi zerdüştlük inancinda birebir ayni .zerdustluk peygamberden çok çok once bu konuda kafamiz karışık
Herif her şeyi inkar ediyor, fakat tesettürden taviz vermiyor. tesettürizm
Tevrat ta alınma diyelim, bir çok şey tevrattab alınmış zaten, israil kültürü ne demek?
Şevket'e bez getirin
Diyanet nerde
Bi bitmediniz arkadaş
Oha!çüşşşşş hoca!!!kendine gel.sapıtma.
Sen biraz xsacmaladjin insannlariin kafassini bulandiriyon yasar nuride cok sacmaliyorduu
Bayraktar hocamı seviyorum eskiden beri :) bazı şeylerine katılmasamda bana düşünmem için fikir veriyor Allah razı olsun
Yakında o da Almanya ya kaçar 🤣🤣🕋🕋🐫🐫😂😂
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür.
İsrâ Sûresi: 1. Ayet
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Kelime-i Şehadet getirse yeri var bu adamın
@@fakir5156 Hz Hasan mezarcı Mehdi hazretleri geldi elhamdülillah kurtar bizi yaaaaa Mehdi hazretleri 🙏
@@mehmetcancan5211 Mehdi daha çıkmadı kandırmışlar seni daha var
Salam olsun cəmiən İnşəAllah.
Mirac haktır...
O rüyayı gösteren Allaha Peygamberimizi cismiyle bedenen gezdirmesi çok mu zor
ebu cehillerde miraca inanmamıştı dalga geçmişlerdi.
Miraç değil İsra olayı yürüyüş orda diyor dikkatli okuyun
Zülfikaral dinledigin hoca sıradan cami imamı deil arapcayı ve farscayı iyi bilenlerden biri sen ne kadar arapça biliyon kuranı hangi türkce bilgisiyle çevire biliyon daha iyi biliyorsan sana inanalım
Gökyüzünün katlarında peygamberler yoktur.
Var!!!
Ruya goren arkadas o olmus insan senden bir sey istiyor, onun icin dua oku yada sadaka ver. Ruyalar bilincaltimizin bilinc ustune cikmasi degildir sadece. Ruya alemi biz dunyada o olayi yasamadan once ruyalar aleminde olaylar yasanir ve daha sonra dunya aleminde ruyadaki olayi yasariz.
Bu hurafeleri nereden öğrendiniz?
bunu nerenden çıkarttın
Bu kadar anlamsız nasıl düşünüyorsunuz. Rüya sadece bilinçaltında olanlardır ve insan daha önce görmediği hiç bir yüzü göremez. Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır
Benim köpeğim de rüya görüyor. Uykusunda koşuyor havlıyor kuyruğunu sallıyor. ))))
Rüyalara özel anlamlar yüklemek zırvalıktır.
Yaziklar olsun sana
Miraç nasıl yok delillendir atıyorsun hadisleri iyi araştır atıyorsun
Kur'an'da yok
🎉 Beyaz Öztürk hoca gittiler böyle hocalar olsun 😮
Hocam Miraç,a Çıkmak vardır. Ben Haftada birgün Miraç,a Çıkarım
Nihat Hatiboğlu öyle demiyor ama peygamber eti kemiği ile göğe yükselmiştir diyo kesinlikle rüya ile miraca yükselmedi diyo hanginiz doğru diyo belli değil siz bizimle kafa mı buluyorsunuz
Miraç hadisesi yok diyen kişinin aklı yoktur,hemen uzaklaşıcan,bu şahış gibi olanlar örneğin👎
Bu bir iman meselesi, Miraç hadisesi vardır
Bizim dinimiz bize sizinki size,senin dinin ayrı biliyoruz 😡😡
Gercek rüyalAr var Berlindeyim rahmetli babami ruyada gördüm kalk dedi iki rekat namaz kil rüyada 3 cü kekata basliyordum dur dedi namaz bitti sabahleyin annemin ölümünü ögrendim bu bilinc altini birakin Fazit ötesi olaylardir.
Bunları Yüce Rabbimiz ıslah etsin. Bu kadar aşikar bir şeyede Israiliyat diyorlar yaa.
Recm cezası, sünnet olmak, miraç, Mehdi inancı vs hepsi İsrailiyat hatta namazda kafaya taktıkları takye bile
Yarım ilim
Bu adama inanmayin
Fröyd" ün izahına iman ediyorsun. Buna kaziyei makbule denir; ilim değil itamattır hoca.
İsrâ hâdisesi, Kur'ân-ı Kerîm'in nassı ile sabit olduğundan onu inkâr etmek küfürdür.
İsrâ Sûresi: 1. Ayet
“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)
Sana inanan var mı acaba .. hatta sen o kurana inanıyor musun ..?
Boş yapmayın lan ayet var ayet.
Kafasına göre nasıl da yorum yapıyor
Surei. Necim. De miracin.tamami var fekane.gabigavseyni.ev edna selam
Orhan Gürbüz Doğal Afet ve Deprem bilimci peygamber varisi Ruya Alimi