Sema , Cezbe , Nokta-i Süveydâ - Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 27 พ.ย. 2024
- Rahmi Oruç Güvenç Tasavvuf Sohbetleri Semâhâne 5. Gün
Konular:
"Sema"
"Cezbe"
"Zikir"
"Nokta-i Süveydâ"
114 Gün 114 Gece Sema Semineri
Tarih: 06.05.2017
Yalova, Termal, Türkiye
Ahmet Eflaki’nin Ariflerin Menkıbeleri adlı eserinde Hz. Mevlana’nın üç gün üç gece, yedi gün yedi gece, on altı gün on altı gece ve kırk gün kırk gece hiç durmadan sema yaptığı yazılıdır.
Buradan hareketle, üstadımız gönül dostu, mutasavvıf Rahmi Oruç Güvenç 1 Mayıs 2017’de başlayarak, 23 Ağustos 2017’ye kadar kadar devam edecek 114 gün 114 gece sema yapılmasına niyet etmiştir.
Bu buluşmanın gün sayısı Kuran-ı Kerim’deki sure sayısından yola çıkılarak tayin edilmiştir.
Esas prensip olarak semanın hiç durmamasına; müzik ve zikrin hiç susmamasına çalışılacaktır. Bunun için semazenler ve müzisyenler nöbetleşe görev alacaklardır. Daha önce bu tip çalışmaların başarılı örnekleri sergilenmiştir:
İsviçre’de yapılan 3 gün 3 gecelik sema, katılan herkesin fevkalade memnun kalması sebebi ile benzeri çalışmalar için bir başlangıç teşkil etmiştir. Bu ilk uzun semanın ardından, İsviçre, Türkiye, Almanya, Avusturya ve İspanya’da çok sayıda sema düzenlenmiştir. Bu beş ülkede günümüze kadar yapılan semaların uzunlukları ve sayıları aşağıda listelenmiştir:
33 defa 3 gün 3 gece
6 defa 5 gün 5 gece
7 defa 7 gün 7 gece
1 defa 9 gün 9 gece
1 defa 16 gün 16 gece
3 defa 40 gün 40 gece
1 defa 66 gün ve 66 gece
1 defa 99 gün ve 99 gece
1 defa 114 gün 114 gece
Bu buluşma Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç, İstanbul Sufi Düşünceleri Vakfı Başkanı ve Yalova Gökçedere’deki semahanenin kurucusu Mehmet Rasim Mutlu Baba, Tümata grubu, Buluşum Derneği ve Otağ Müzik Merkezi‘nin ortak bir organizasyonudur.
Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç
Dünyaca ünlü müzisyen, müzik ve hareket terapisti, etnomüzikolog, psikolog, sosyolog, Tasavvuf üstadı Rahmi Oruç Güvenç, 1948 yılında Kütahya Tavşanlı’da, Urkiye ve Kamil Güvenç’in 2. erkek çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Yaşar isminde abisi ve Nejat isminde bir kardeşi vardır.
Müzik hayatına 12 yaşındayken gördüğü bir rüyanın sonrasında, ortaokul yıllarında, müzik öğretmeni Fethi Bey’den keman dersleri alarak başlamış, üniversite yıllarında ud, rebab, ney ve tanbur öğrenmiştir.
1975 yılında TÜMATA (Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma) grubunu kurmuş ve hayatı boyunca hem Türkiye’de hem de yurtdışında müzikterapi, Türk Musikisi tarihi ve Tasavvuf üzerine çalışmalar yapmıştır.
1987 ve 89 yıllarında Süyümbike ve Kanikey isimlerinde iki kızı dünyaya gelmiştir. Sonrasında 2. eşi olan ergoterapist ve yazar eşi Azize Andrea Güvenç ile çalışmalarını ve seyahatlerini birlikte sürdürmüştür.
5 Temmuz 2017 tarihinde geçirdiği bir operasyon sonucu kalp krizi nedeniyle ebediyete olan yolculuğuna çıkmış ve geride Türk ve insanlık tarihi için yaptığı çalışmalarla çok değerli bir miras bırakmıştır.
GERÇEKLEŞTİRDİĞİ SEMA’LAR
Dünyanın değişik ülkelerinde 3-5-7-9-16-40-66-99 ve 114 günlük “hiç durmadan sema” programlarının organizasyonunu ve uygulamasını yapmış, son 114 günlük sema programının 66. gününde, 5 Temmuz 2017 tarihinde Hakk’ın Rahmeti ile buluşmuştur.
Detaylı bilgi:
tumata.com/tum....
tumata.com
sematradition.c...
Gönül Kabe’sinin tavaf edenlerin seması aşk ile daim olsun inşallah❤ dün gibi bu anlar ve anılar… teşekkürler Oruç Abi🥹
Cahillerin çokluğu beni şaşırtmadı şükür size rastladım...Azlık seçkinlik demektir bazen...Cezbe benim hayatım...nerdeyim ah nerdeyim... selam olsun ötelerden ❤❤❤
neşeli sevgi dolu anlar olsun amin❤
Elhamdülillah
ve minnet u shükran'la
Gönül dostlarimiza
Rahmetli ustadimiz Oruc Hazretlerin
son cevherlerin birisi paylashmak icin
bol u bol berekt-i Hüda
dileriz onlara
Huu dileyim daima Ona
"ey anasının sütüyle beslenir gibi aşkla beslenip gelişen padişah, yürü, coş ey aslan, ey babasının canı, `gir oyuna`.
çevgene benzeyen saçlarını gördün de top gibi koşup geldin, baştan ayaktan geçtin, başsız, ayaksız `oyna`.
kanlı katilin biri, elinde kılıç çıkageldi de nasılsın dedi bana;
hâyır (iyilik) olsun dedim, yok dedi, şer, `raksa gir`.
aşkla padişahlar bile onun göğünde yağmurlara dönmüş, orda kaftanın ne lüzumu var ey güzel kemerli, `oynamaya bak`.
ey varlığa dalmış sarhoş, yokluk yazılmış sana, yokluk fermanı gelmiş, sefere hazırlan da `raksa gir`.
elinde şarap kadehi, yaya geldi o güzelim;
dişi değilsen o erkek aslanın sevdasıyla `oynamaya başla`.
savaşın sonu geldi, çenk sesi duyuluyor, yusuf kuyudan çıktı, a hünersiz, marifetsiz kişi, `oyuna dal`.
ne vakte dek sürecek vaatler, ne vakte dek secdede kalacak baş, ne vakte dek bu ayrılık, daldığın renk, eseri yok etmeyecek?
`raksa gir`.
ne vakit gelecek o zaman ki bana, ey bir şeyden haberi olmayan, yok ol, her şeyden habersiz olan, oynamaya kalk diyecek?
tavusumuz ne vakit gelecek de o renkler belirecek, can kuşu, kolsuz kanatsız raksa gir diye çalıp çağıracak?"