İmam Şafiî’nin hadis ve usul anlayışı İslam düşüncesini nasıl etkilemiştir? | Prof. Hayri Kırbaşoğlu

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 25 ต.ค. 2024

ความคิดเห็น • 23

  • @omeryoruk2913
    @omeryoruk2913 2 ปีที่แล้ว +3

    Allah razi olsun Hayri Hocam Sizden mümkün ise daha fazla videolar dinlemek isteriz. .AEO slm

  • @ondermazlum5121
    @ondermazlum5121 2 ปีที่แล้ว +3

    Hayri Hocam lütfen her zaman her ortamda bizleri aydınlatmaya devam edin.. Sizin gibi aklı hür vicdanı hür irfanı hür ilim adamlarımıza her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var.. Sağolun varolun

  • @refikul-akl5105
    @refikul-akl5105 2 ปีที่แล้ว +7

    Hayri hocam anlattıklarınızın oldukça değerli ve kıymetli olduğunu itiraf ederek kısa bir eleştiri yapmak istiyorum. Dediniz ki, Şafii'nin bu boğucu/daratılcı yönteminin İslam Dünyası'nda tutmadığını; Kur'an, sünnet ve ona uygun hadisler, icma, kıyas, istihsan, ıstıslah şeklinde devam eden bir yöntem sıralaması vardır. Bakıldığında hocam bu dediğiniz el-cevap doğrudur. Ancak hüsün-kubuh konusunda Eşari zihniyetini bilmemize rağmen, eşyanın zatına yönelik iyi ve doğrunun keyfi olduğunu açık açık belirtmelerine rağmen nasıl oluyor da, Gazzali Razi gibi düşünürlerin yeri geldiğinde akılcı olduğu hatta, İmam Şafii'nin Kitabu'l-Ümm eserinde kısmen akılcılık yaptığını söylüyorsunuz. Bu adamların akla güveni bile yok. Nakil her zaman mutlak belirleyici olmaktadır. "El-hakikatu ma yekulullahu teala ve'r-resulu ve ma siva zalike kavlu'ş-şeytan"(Hakikat, Allah ve resulünün söylediğidir. Bunun dışında kalanlar Şeytan'ın sözüdür.) diyen İmam Şafii değil midir? Öyleyse bu zihniyetin akla güveni olmadığını nakil eksenli düşündüğünü ifade etmek gerekir. Tarihi süreç içerisinde aşağı-yukarı benzer çizgiye evrildiklerini ifade etmek tarihe de gerçeğe de ihanettir diye düşünüyorum. Doğrusu, ehl-i rey çizgisinin ve özellike Hanefi-Maturidi çizgisinin Şafi-Eşari çizgisine kaydığıdır. Bunun en bariz örneğini Taftazani'de görebiliriz. Hatta bu konuda Doç.Dr. Mehmet Kalaycı'nın doktora tezini(Tarihsel süreçte Eşari-Maturidi ilişkisi) incelemekte fayda var. Ezcümle tarihsel süreç içerisinde Şafii'nin zihniyeti yok olup ortak paydada buluşma şeklinde bir serencam olmayıp; tarihsel süreci temaşa ettiğimizde Hanefi-Maturidi çizginin ehl-i hadis çizgisine kısmen evrildiğini, bunun da bazı sosyo-politik sebebleri olduğudur. Saygılarımla...

  • @MEHMETEMİNFIRAT-w8d
    @MEHMETEMİNFIRAT-w8d 8 หลายเดือนก่อน

    Güzel videolar çekiyorsunuz tebrikler

  • @mustafabektas1062
    @mustafabektas1062 2 ปีที่แล้ว +1

    Teşekkürler efendim

  • @hayrettinilhan3141
    @hayrettinilhan3141 2 ปีที่แล้ว +2

    Selam aleyküm hayri hocam

  • @YuceRahipAnkMahu
    @YuceRahipAnkMahu 9 หลายเดือนก่อน

    Yerli ve Milli Oryantalist Hocamız

  • @Onun1014
    @Onun1014 10 หลายเดือนก่อน

    Allah razı olsun

  • @ilqaralizada3048
    @ilqaralizada3048 ปีที่แล้ว

    Xocam Allah sizdən sizdən razi olsun çox gözəl anlatdınız, amma bu sünnet konusunu artıq 21 asrdır,bunun ismiinin Sünnetullah koymaq vakti gelmedimi? Ve bu sünnetullahı ancaq ve ancaq Kuranda bulmaq vakti gelmedimi?

  • @mevlutsaroglan4504
    @mevlutsaroglan4504 ปีที่แล้ว

    Allah razı olsun hocam sağol

  • @TuranSır
    @TuranSır 15 วันที่ผ่านมา

    Bir başka açıdan insanın serüveni…
    * İnsanın varlık iddiasında bulunması geçici ve mecazidir. Akıl, zorunlu ve imkansızın (mevcudun-şimdiki zamanın-geçmiş zamanın) bilgisine vakıf olsa da, mümkünün (imkanın-gelecek zamanın) bilgisine vakıf olamaz. Çünkü zaman, imkanı kuşatmıştır. Allah vardı zaman yoktu, Allah önce zamanı sonra evreni varetti. Zaman kavramı bütün soruların cevabıdır.
    * Aslolan sevgidir (şefkat). Bilinmeyi isteyerek; zamanı, evreni, içinde tüm canlıları (melek-insan-bitki-hayvan) akıllı olarak, sadece melek ve insanı da düşünen, akıllı ve ayrıca bilinçli olarak yaratan, güzelliği, sevgiyi, bilgiyi ve bilmeyi öğreten Allah’ın şanı yücedir.

    * Allah’a ulaşmayı istemek meleklere ve insanlara kalmıştır, ancak senin istemeni de isteyen kimdir sorusunun cevabı da yine Allah’ın bizatihi kendisidir. Çünkü Allah zamanı ve tüm varlığı kuşatmıştır. Melek ve insana düşen ise acziyetinin farkına vararak ve benlik duvarını aşarak dünyada iken namaz ile Allah’a ulaşmak ve konuşmaktır. Namaz ile ve namaz dışında doğrudan Allah ile sürekli iletişim kurmak ve konuşmaktır. Bu konuşma tek taraflı gibi görünse de sonunda perdeler açılacaktır. İnananlar için dünyada iken Allah’ı görmek imkansız değildir…
    * İSLAM MUHAMMED ALEYHİSSELAM İLE BAŞLAMADI TÜM PEYGAMBERLER İSLAM PEYGAMBERİYDİ
    * İslam özel bir isim olmayıp Allah’a teslimiyet anlamına gelir. Tüm elçiler ve inananlar islam ve müslüman kelimelerinin kendi dillerindeki karşılıklarını, kendi inançlarını tanımlamak için kullanmışlardır. İlk melek ve insandan itibaren sürekli “yinelenerek” gönderilmiş olan bu Kuran metninde temel olarak emirler (ibadetler) ve yasaklar (kötülükler) belirtilmiştir. Bu emirler ve yasaklar hiç değişmemiştir. Kuran’da yer alan; namaz kılma, oruç tutma, zekat verme, sarhoşluk verenlerden sakınma, faizden sakınma, kumardan sakınma, zinadan sakınma vb. tüm emir ve yasaklar kutsal metinlerde hep vardı. Kuran metni de geçmişten bugüne doğruluk ve uygunluk sağlamasının ve teyidinin yapılabilmesi için matematiksel kodlama sistemi ile eklemelere ve çıkarmalara karşı korunmuştur. İslam, Muhammed Peygamber ile başlamadı, ilk zamandan itibaren hep aynı din (Emirler/Yasaklar) vardı, zaman içinde tahrif edilmişti; güncellenmedi, yenilenmedi, Kuran ile YİNELENDİ… Salt düşünce metinleri zannedilen ve felsefe olarak bilinen bilgi külliyatının kaynağı da temel hatlarıyla meleklere ve insanlığa ilk gönderilen bu Kuran metnidir. Bilinen felsefecilerin birçoğu da aynı zamanda Allah’ın elçileridir. Allah, Elçi ve Peygamber olan Muhammed Peygamber ile Kuran mesajını (Kuran Metni olan mutlak bilgiyi) son kez “yinelemiştir”. İlk gönderilen Tevrat ve İncil gibi tüm kutsal kitaplar da tahrif edilmeden önceki ilk hali itibariyle emir ve yasaklar kapsamında Kuran’dır. Bugün Tevrat ya da İncile uymak isteyenler de Kuran’a uymalıdır. Kuran metni dışında din adına kaynak yoktur. Kurandaki tüm bilginin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Bu bilgiyi doğrudan elçilerine kutsal kitaplar yoluyla Kuran olarak beyan etmiş ve açığa çıkarmıştır.

    * KURAN YENİ BİR KİTAP DEĞİL SOY BİR KİTAPTIR TÜM KİTAPLARLA GELEN MUTLAK BİLGİNİN YİNELENMİŞ HALİDİR
    * Mutlak Bilgi nedir. Mutlak bilgiyi teyit etmek mümkün müdür. Sadece Kuran metni mutlak bilgidir. Kaynağı Allah’ın bizatihi kendisidir. Bütün kitaplar tek bir Kitab’ın daha iyi anlaşılabilmesi için okunur. Diğer kaynaklardan gelen tüm bilgiler (hadis, sünnet, icma, kıyas, örf, adet, gelenek, tarih, felsefe vb.) tarihsel ve görecelidir. Çünkü Kuran metni dışındaki tüm bu bilgiler her zaman farklı bakış açılarıyla yanlışlanabilir durumdadır. Tek kaynak ise sadece Kuran metnidir. Kuran metni dışında din de kaynak yoktur. Bugün kaynaklarda bulunan hadisler peygamberin söylediği söylenen sözlerdir. Peygamber Kuran’a aykırı söz söyleyemeyeceğine göre hadis kaynaklarındaki Kuran’a aykırı sözleri Peygamber söyledi demek öncelikle Peygambere büyük iftiradır. Hadisler Kuran’a göre din için kaynak değildir. Peygamberle ilgili gerekli tüm bilgi de Kuran’da mevcuttur. Ancak bugün islam diye, aslında hadis, sünnet adı altında oluşturulmuş, örf, adet, gelenek, tarihsel söylentiler, anlatılar, vehimler, uydurulmuş rivayetler, tarihsel varsayımlar, atasözleri, menkibe hikayeleri, kasıtlı yalanlardan oluşturulmuş bir din külliyatı var islam bu zannedilen. Kuran metnini mutlak ve tek kaynak olarak esas alarak tüm kitaplardan, bilgilerden, yazılı, sözlü kaynaklardan, hadis diye söylenen sözlerden de yararlanılabilir Kuran metninin önüne geçirmemek kaydıyla ve mutlak olmayan, yanlışlanabilir bilgi anlamında. Ancak dinde tek kaynak sadece Kuran metnidir.
    * “Bu Kuran senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin de yasasıdır. Sen bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın." (Kuran : 17:77)
    * “Kuran, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan bir kitaptır; iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. (Kuran : 12:111) * “Oku, insana yazmayı ve bilgiyi öğreten Rabbin sonsuz iyilik ve ikram sahibidir.” (Kuran : 96:3,4,5)
    * Melekleri ve insanları ancak beni bilmeleri, tanımaları, ibadet etmeleri ve bana ulaşmaları için yarattım.” (Küntü Kenzen Mahfiyyen Fehalaktü'l Halka Liya'rifûnî) (Ben bir gizli hazine idim, görülmek, bilinmek istedim, bu yüzden âlemi (zamanı, evreni, kainatı, tüm varlığı, melek ve insanı yarattım.) (Kuran : 51.56)
    * “Her şey fani olacak, ancak Celâl ve İkram sahibi Rabbinin zatı (cennet) Bâki kalacaktır.” (Kuran : 28:88)

  • @aliilimanar1343
    @aliilimanar1343 ปีที่แล้ว

    Prof Hayri Kırbaşoğlu"nu gerçekten severim
    Bu tür videoları dinlediğimde, bir taraftan kendimi daha iyi hissetsem de, çünkü diğerleri yani takkelisini cübbelisini vs sini dinlediğimde saçma sapan konuştuklarını görünce şaşıp kalıyordum. Gerçi son yıllarda şaşırmamayı öğrendim.
    Sonuç
    Arabın örfü, saçma sapan adetleri bizleri niye ilgilendirsin ki?

  • @ahmetmumtazyilmaz6934
    @ahmetmumtazyilmaz6934 2 ปีที่แล้ว +6

    Şafi diyor ki:
    "Eğer vahiy ile hadis çelişirse, biz hadisi esas alırız."
    Bunu aklı başında bir kişi söyleyebilir mi?

    • @YusufSaidCANBAZ
      @YusufSaidCANBAZ 2 ปีที่แล้ว

      öyle dememiş de olabilr. Hoca nerdeyse yarı yarıya ehli rey gibi pratikte diyor

    • @halilibrahimaydn1967
      @halilibrahimaydn1967 2 ปีที่แล้ว +1

      Duzgun arastir dana bunu safi soylemiyor sadece geri kalan mezhepler soyluyor ....

    • @Andelip
      @Andelip หลายเดือนก่อน

      Yalan konuştun. ''Eğer bir hadisten şüphelenirseniz onu Kurana arz edin demiştir.''

  • @cuneyttopcu9496
    @cuneyttopcu9496 2 ปีที่แล้ว +3

    29:51 Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda gerçeği onaylayan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.
    9:31 Din bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesih'i ALLAH'ın dışında rabler edindiler. Oysa, yalnız tek Tanrı'ya hizmet etmekle emredilmişlerdi. O'ndan başka tanrı yoktur. O, eş koştukları kimselerden de çok Yücedir.
    98:5 Oysa onlardan, dini sadece ALLAH'a ait kılan tektanrıcılar (monoteist) olarak O'na hizmet etmeleri, namazı gözetmeleri ve zekatı vermeleri istenmişti. İşte dosdoğru din budur.
    42:21 Yoksa ALLAH'ın izni olmadığı halde onlar için dini kurallar ve yasalar ortaya koyan ortakları mı var? Daha önce belirlenmiş bir karar olmasaydı onların arasında yargı verilirdi. Zalimlere acı bir azap vardır.

    • @OzgeBaz-yz2dx
      @OzgeBaz-yz2dx ปีที่แล้ว +1

      Enam 38 bu kitapta hiçbir şeyi eksik birakmadik şuara 2 bunlar apaçık kitabın ayetleridir