sene 97 kuşadasında gececi resepsiyondayım , radyo açıkken birden bu şiir girdi yayına, önce ahmet kaya okuyo sandım , şiir bitti Allahım ölcem ne güzel şiirdi bu, bulmalıydım ertesi gün direk kuşadasına merkezdeki bütün kasetçileri gezmeye başladım, zor da olsa buldum kaseti. şimdi 2023 e geldik 26 sene olmuş.
Heykelini yapıp g0₺űmŭźemi sokalım. Zaten çok bilinmek çok değerli olduğu anlamına gelmez , kaliteli kişiler bilsin yeter , ve bu şiiri ilk yazıldığı andan itibaren takip edip takdir edenler var , özetle kıymeti biliniyor yani 😉
Her dinlemede hayatımızın en güzel yıllarına,platonik ama gerçek o aşka götüren,hayatın gerçek yüzü karşısında duyarsızlaşmış gönüllere ilaç gibi gelen bir eser ve yorum
Eğer kibarsan, insanlar seni kırabilir. Yine de kibar ol. Eğer mutluluğu bulursan, insanlar kıskanabilir. Yine de mutlu ol. Bugün yaptığın iyilik yarın unutulabilir. Yine de iyilik yap. En iyisini yapsan da yeterli olmayabilir. Yine de elinden gelenin en iyisini yap..
Bu güzel şiiri sanırım ilk defa 16 yaşımda dinledim. 37 yaşındayım hala dinliyorum. İşin ilginci bende soğuk ve şehirler arası otobüs yolculuklarında öğrendim hayatı.
Vallahi yardımcı oyunculuk yapıyorum yıllardır yılmaz abıyle aynı projedeyim sadece onu izliyorum bişeyler kapmak ondan bişeyler ögrenmek için pür dikkat izliyorum daima çok seviyorum bu adamı aklımın ucundan geçmezdi çok şükür Allahım çok şükür Allahtan istediğim dualarım kabul oluyor çocukluk idolümsün sen benım
Yıllar önce (1996) Kayıp Kentin Yakışıklısı kitabında bu şiiri okuduğum zaman dedim ki ; eee bu aynı ben. Aynıyla vaki yaşadıklarım. Bir insanın başka birinin dizelerinde kendini görmesi muhteşem bir duygu. Kalemine, yüreğine sağlık Yılmaz Erdoğan.
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık.. Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla... Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle... Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi.. Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu. Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri. Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben. Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim.. Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak.. Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu.. Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri. Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum. Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum. Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum Bir ülkeden bir iç ülkeye Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum. Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin Korkuyordum Sonra iniyordum otobüsten Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum. Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda.. Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!
Ne mutlu olmuştum okulumuzun önüne gelen minibüsten ögretmenimiz bize Kemalettin Tuğcu kitap serisi aldığında o küçücük köyde bu mucizeydi hep sini okuduk ben Fatma , Metin 5. Sınıf ta sadece 3 çocuk
Sene 1997, 10 yaşındaydım Kahvede amcamın yanında çalışıyordum. Bir gün bu kaseti açtı ilk kez orda dinlemiştim. Büyülenmiştim. Ne güzel şiir demiştim. Uzun zaman bu şiiri aramıştım.
1997 yılı geldi aklıma. Askerdim. Elimizde ki tek aktivite olan walkman lerin en çok geri sardığı kasetti yedi karanfil 5 albümü. Sacmasapan huzunlerimizi dürterdi hep bu şiir
yağmurlu bir havada okul servisimi bekliyordum. Okul servisi gelmişti ama yağmurla ben yeterince özdeş olmuştum servise bindim benim yerim herzmanki gibi boş ve beni beklemekteydi. Her zaman yaptığım gibi cama düşen yağmurları izlemeye, bütün hayatı düşünmeye koyulmuștum. Tam da o sırada radyoda bir ses "okul servisi, seni hep zamansiz ve amansızca bir lojman griliğine götürüyordu" dediğini duydum ve sonra ben, otobüs oluyordum bir ülkeden bir iç ülkeye...
İlk kez şiiri dinlediğim de içeri den yeni çıkmıştım seneler öncey di..! O zamanın weya o a nın duygusuyla gözlerim dolu dolu beni bekleyen sevenlerimin özgürlük sloganlarıyla karşılandım gururluy dum ve onur duymuştum... Seneler geçti ve ben utandım bilmiyorum kendi utandımı neden mi ? şiiri içten ve samimi okuyan canlının halkını we mücadelesini kirli kağıt parçasına sattığını gördüm ve inanın yıkıldım... Bizde 68 kulağından ( Abilerimizden ) öğrenmiştik orak we çekiç...😢
17 yaşım ne özledim seni😢😢 Lise caddesinde yürürken şansımıza pil varsa walkman de bilmem kaç kere dinledik seni O günden beri sevilmedik hatta ihtimalini bile yitirdik Yüreğine sağlık🤍
Başa sarıp sarıp saatlerce dinlediğim günleri bilirim neredeyse her gün de diyebilirim. Hele 2:33 ten sonrası... Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim ama sen yoktun
Bu akşam son bir kez evinin önüne gittim. Yolda dua ettim."Tanrım lütfen onu çıkar karşıma." dedim son bir kere göreyim dedim.Gittikçe bu ihtimalin olanaksızlığını hissettim.Lütfen Tanrım, diye tekrar dua ettim olmadı, yoktu işte.Sonra evinin karşısında bekledim bir umut gelir diye ama yine yoktu işte her zamanki gibi...Sevgilim sen her ne kadar bilmesen de hissetmesen de ben senin evinin karşısında dışarı çıkıp benimle karşılaşıp bana gülümsemeni her ne kadar arkadaşça da olsa bir selam verebilme ihtimalini sevdim. 25 Nisan 2020 00.54
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan, diye başlıyordu şiir. On dört yaşında aile evinin sıcaklığını Maraş’ta bırakıp Mersin’de bir liseye giderken vazgeçmiştim ben de çocuk olmaktan ve bu şiirle gidip geldiğim yollarda büyümüştüm ben de… Belki hüzünle başlayan ama hayatımın en eğlenceli olmuş o yılların ardından lise bitip de üniversiteye başladığımın 5. ayında ise aynı şiir farklı bir anlam kazanmıştı… Bu defa platonik bir aşık olarak, onun da beni sevebilme ihtimalini düşünerek dinlemiştim aynı şiiri. Bu yıl o ihtimalin gerçek oluşunun 9.senesi olsa da, bugün yolculuğumuzun birlikteliğinin 7. seneyi devriyesi. Ve biz bu yaz aynı şiiri dinleyerek şiirde adı geçen coğrafyalara seyahat etmişiz. Ben de onunla veysel karanide haşlama yeme ihtimalimizi sevmiştim. Ben de onunla, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubayazıt’ın herhangi bir toprak damında, Ben de onunla herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalimizi sevmiştim. Ben onun önce beni sevebilme ihtimalini sevmiştim…
2000 yılında Ağrıdoğubeyazıtta askerlik yaparken şu dizeler hep aklımdaydı;Ağrı Dağı na mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt ın hehangi bir toprak damında....karşımdaki dağa bakıp okurdum bu şiiri içimden
20li yaşlarımda dinlediğimde yaşımın da verdiği yetkiye dayanarak sadece hüzünlenmiştim müziğiyle ama yıllar sonra bir büyüğümün de dediği gibi olgunlaştıkça insan şarkıya değil de sözlerine kulak veriyor, anlam yüklüyor. Ben de yaşlandım ya da olgunlaştım sanırım 36 yaşımda kızımın ilk doğum günümde aklıma geldi sözleri. Özellikle bir kısmı; kızıma her iş dönüşü gidişimde “ömrümün en uzun ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyat yolunu koşuyordum annem oluyordum babam korkuyordum sonunda. Sonunda anlamıştım evlat ne demek baba olmak ne demek, şimdi yaş 38 gün geçtikte daha da koşuyorum o yolu her seferinde ayrı duygularla ama annem gibi babam gibi sonunda.
Yıl 1997 kuşadası solara otel de gececiyim , hesap defterlerini doldururken radyo da çıktı bu şiir , önce Ahmet Kaya sandım , ne güzel gelmişti, nerelere götürmüştü beni, ertesi gün çıktım kasetçilerde aldığım not üzerine bu şiiri aradım ve buldum, kaseti başa sara sara dinledim , yazdım kağıda ezberledim, sen beni nerelere götürdün mükremin abi...
İlk aşkımın 10 yıl sonra ki görüşmemizde bana hediye ettiği kitap ve içinden bana çekinerek okuduğu şiir.. Oysa ben onu hep sevmiştim.. Ani bir kalp kriziyle, çok erken öbür dünyaya göçtü. Elimde kalan bana bıraktığı ve yazdığı şiirleri.. Sevdiklerinize hergün sevdiğinizi söyleyin..
Yıl 1999 abim bu şiiri dinletmisti. Karacasu kahvederesi yaylasından yemekten dönerken..ben o zaman 13 14 yaşlarındaydım.. 1 sene sonra şehir oldu... suan 35 yaşindayım , ve dinliyorum.ezber ettim...
bu şiir bana 2010'lu yılları hatırlatıyor, sonbahar zamanları özellikle. o huzurun verdigi sessizligin sesini bile özledim o zamanlar 5 6 yaslarimda olmama ragmen özledim. özlemeye çok erken başladım, ve bir ömür özlemeyle gececek...
Ben babam aramızdan ayrıldıgında vazgeçtim çocuk olmaktan. Gerçi hiç çocuklugum yaşamadım. Sanki merdivenle geldim bu yaşıma. Yaşıyorum işte sırf annem üzülmesin diye. Yoksa çoktan vazgeçtim bu bilinmez hayattan.
2.mezun senem yine günlerden birgün tyt matematik çözerken dinliyorum... Ben ise eczacılık kazanma hayalini sevdim belki aylar sonra gelip başardım diyeceğim belki de şunu diyeceğim olmadi ama hayallerim için verdiğim mücadeleyi sevdim .#Yks24
sene 98 ilkokul 5. sınıfta çok gülmüştüm Türkçe öğretmenimiz bize bu şiiri ilk dinlettiğinde cahillik işte, çok sonraları beni en çok ağlatan şiirlerin başında gelmiştir bu şiir. yani Tuhaf bi ironi olmuştur bende .
Ayakkabı imalatı fabrikasında çalışırken yeni nişan atmıştım sevmediğim biriyle. Aradan haftalar geçti tabi. Nazlı isminde biri başladı işe. Gözlerimi alamadım. Cekemedim üstünden. Ilk konuşmam da börek istemiştim nereden estiyse aklıma. Öyle bir muhabbetle konuşmaya başlamıştık. Yeni buluşmalar gezmeler hep yanyana olmalar ile 1 ayı geçirdik. Çektiği acılara sürekli derman olmayı seçtim. Çekeceği acı bana gelsin mutlu olsun diye. Tam nişan atma olayı bitmemiş iken her akşam bu şarkıyı dinlerdi. Seni buluyorum derdi şarkı da. Iyisi kötüsü ile 8 ay birlikte çok güzel günler geçirdik anılar hatıralar biriktirdik. Gülüşü kalbime cennetten bahçe ekmisti bile. Hayatımın en mutlu zamanıydı. Bir gün hiç olmayacak sebeble ayrıldı benden. Verdiği sözler söylediği kelimeler cümleler kalbimde hatırasıyla. Şimdi o senden asla vazgeçmem sensiz ölürüm diyen başkası ile birlikte henüz 1 ay olmuşken. Hatıralarını anılarını güzel günlerini sildim de aklımdan bir bu şarkı kaldı ondan bana. Ben senin benden gitmeme ihtimalini sevdim.
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun -------şiirde müthiş okuyanda---- paylaşım yapanında emeğine sağlık. Bu iyilik yapmaktır. İyilik yapanların yüzü suyu hürmetine dünya dönüyor. Varolumuz.
Belki bu ihtimaller yaşatıyordur bizi üstad. Belki biz bu hayaleri kurmayı seviyoruzdur. Belki bizi bu ihtimaller kavuşturacak. Bilmiyorum belki bir gün oda songün olmasın...
Dünyanın en büyük yüküdür. Aklı sende olmayanı ısrarla yüreğinde taşımak
Nokta.👏
birde üstüne 225 kiloluk birinin oturması
çook doğru...
Çok ağır de mi
Oha
Bense ÖSYM'nin beni seçebilme ihtimalini sevdim.
Seçti mi
Seçmiş midir
Hahahhha..Ne güldüm len...git ders çalış..sonra seçer...bir doktor...;))
Ama seçmediii😔😅
aynen öyle
sene 97 kuşadasında gececi resepsiyondayım , radyo açıkken birden bu şiir girdi yayına, önce ahmet kaya okuyo sandım , şiir bitti Allahım ölcem ne güzel şiirdi bu, bulmalıydım ertesi gün direk kuşadasına merkezdeki bütün kasetçileri gezmeye başladım, zor da olsa buldum kaseti. şimdi 2023 e geldik 26 sene olmuş.
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum muş ovasının yalancı maviliğini
Yılmaz Erdoğan cidden değeri bilinmeyen en değerli sanatçılarımızdan. Çok içten ve bizden şeyler yazıyor.
Heykelini yapıp g0₺űmŭźemi sokalım. Zaten çok bilinmek çok değerli olduğu anlamına gelmez , kaliteli kişiler bilsin yeter , ve bu şiiri ilk yazıldığı andan itibaren takip edip takdir edenler var , özetle kıymeti biliniyor yani 😉
Götünü başını açanlar yada küpe takan toplar seviliyor maalesef
16 yaşında ezberlemistim..ve hala ezberimde olan tek şiir..22 yıl geçmiş..
Yanlıs değilsin
Aynen bende yanlız değilsin
Ve ben
Şimdi kaç yaşındasın?😊
44
Çocukluğunu yaşayamayanlar hep bir özlem çekerler geçmişe. Bunu bugün bir kez daha anladım...
4-5 yıl sonra okuyunca yine aynı duyguları hissedeceğim bunu çok iyi biliyorum.
Çünkü zaman geçse hayatlar değişmiyor
Hayat değişse bile, acı ve o duygu hep aynı, hep eskisi gibi...
Yok ya zamanla hersey unutuluyor, gun geliyor insan duygularinida kaybediyor duygusuz olabiliyorsun
Way dıleeey
Beni çağırmayı unutma kardeşim, beraber hissedelim..
Her dinlemede hayatımızın en güzel yıllarına,platonik ama gerçek o aşka götüren,hayatın gerçek yüzü karşısında duyarsızlaşmış gönüllere ilaç gibi gelen bir eser ve yorum
Eğer kibarsan, insanlar seni kırabilir. Yine de kibar ol.
Eğer mutluluğu bulursan, insanlar kıskanabilir. Yine de mutlu ol.
Bugün yaptığın iyilik yarın unutulabilir. Yine de iyilik yap.
En iyisini yapsan da yeterli olmayabilir. Yine de elinden gelenin en iyisini yap..
Yüreğine sağlık
Eyvallah kardeşim; çok doğru..
Böyle olabilmek çok zor . Teşekkürler 😊
Hala yazdikkarina inanıyor musun
Zeynep burada mısın ?
Bu güzel şiiri sanırım ilk defa 16 yaşımda dinledim. 37 yaşındayım hala dinliyorum. İşin ilginci bende soğuk ve şehirler arası otobüs yolculuklarında öğrendim hayatı.
Vallahi yardımcı oyunculuk yapıyorum yıllardır yılmaz abıyle aynı projedeyim sadece onu izliyorum bişeyler kapmak ondan bişeyler ögrenmek için pür dikkat izliyorum daima çok seviyorum bu adamı aklımın ucundan geçmezdi çok şükür Allahım çok şükür Allahtan istediğim dualarım kabul oluyor çocukluk idolümsün sen benım
Benim ona olan sevdamı ne yılmaz Erdoğan nede Ahmet Arif yazabilir cok başka bir sevgi bu anlatılması mümkün olmayan ❤❤
hem mide bulantısı hem de göz dolduran bir şiir. Gerçek üstad Yılmaz Erdoğan
Kralın biri beğensin de tekrar gelip dinleyeyim
Hadi dinle
En son ne zaman dinledin bilmiyorum gel de dinleyelim Kral...
Her şeye rağmen Fenerbahçe
Acimasiz hayatimiza başarılar dilerim 🥀
Gel hadi yanlız çekilmez bu sözler
Yıllar önce (1996) Kayıp Kentin Yakışıklısı kitabında bu şiiri okuduğum zaman dedim ki ; eee bu aynı ben. Aynıyla vaki yaşadıklarım. Bir insanın başka birinin dizelerinde kendini görmesi muhteşem bir duygu. Kalemine, yüreğine sağlık Yılmaz Erdoğan.
Unutulması mümkün olmayan anıları olan insanlar her zaman kendilerini burda bulacak... Mazi , yanlış yaptığım ve terk etmediğim tek gerçeğim
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!
Nazlı kübra Solhan “S” harfinden değil “Ç”harfinden ama Yinede eline sağlık 😊
Tı hay vo ne se😂
Hayatımda etkilendiğim ve hiç bıkmadan dinlediğim sayılı şiirlerden
@@bilgeozefe4108 aynen😊
Ş harfinden orak-çekiç figurleri turetilmis...de nasil ben turetemedim
Ne mutlu olmuştum okulumuzun önüne gelen minibüsten ögretmenimiz bize Kemalettin Tuğcu kitap serisi aldığında o küçücük köyde bu mucizeydi hep sini okuduk ben Fatma , Metin 5. Sınıf ta sadece 3 çocuk
Cumhuriyetin 100. Yılına özel büyük bir Türk bayrağı ve ne mutlu Türküm diyene yazısı paylaşmış kral sırf o kelimeyi ağzına alamayanlara inat
Sene 1997, 10 yaşındaydım Kahvede amcamın yanında çalışıyordum. Bir gün bu kaseti açtı ilk kez orda dinlemiştim. Büyülenmiştim. Ne güzel şiir demiştim. Uzun zaman bu şiiri aramıştım.
22 yıl önce yazılmış ve hala dinlenince gözler doluyorsa...
Çocukluğunu Ankara Aydınlıkevler de geçirmiş birisi olarak bu şiiri benden daha iyi anlayan içine işleyen birisi yoktur sanırım
Ben o duygularımı yitirdim.. Ben o günleri unutmayı başarabildim. Şimdi ayrı bir dünyada ayrı bir gönüldeyim
Öyle kafamıza göre dinleyemezdik bu şiirleri, şarkıları.. Televizyon başında beklerdik dakikalarca çıksın diye,,
An itibariyle bana yolladığı ilk şiir bu , tarif edilemez bir şey bu his ❤
Sevebilme ihtimalini sevmek...???
Kelimeler cümleler yetmez bu yeteneğe ❤
Vanlı olan annemi otlu peynir kokusuyla efkarlandırdın Yılmaz hoca sevgilerle ♥️
Van'lı olmak ayrıcalıktır 😍😍😍
Eski gunlerimiz cocuklugumuz hani nerdesiniz yoksunuz iste sizde vazgectiniz bizden :(
10 yıl geçti be hala dinliyoruz. Şimdi o geçen 10 yıl için ağlıyoruz geceleri sessizce
20 yilin. Izerinde
10 yil ne ula, 25 yili gecti!
Şimdi kaç yıl
1997 yılı geldi aklıma. Askerdim. Elimizde ki tek aktivite olan walkman lerin en çok geri sardığı kasetti yedi karanfil 5 albümü. Sacmasapan huzunlerimizi dürterdi hep bu şiir
Bir daha dinle abi 👋🏻
Şimdi ben askerde bu şiiri keşfettim
"ben senin beni seve bilme ihtimalini sevdim"ne kadar anlamlı bir cümle
Hemde çokkk
@@Kenan-gn9wo💔
@@aydan43 sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde ama sen yoktun...
@@Kenan-gn9wo bununda en kralı yaşandı😔👍🏻
@@aydan43 bir daha üzülmemen dileğiyle o zaman 😓
Bu şiiri anlayabilmek için anlatılan topraklarda yaşamak yahut o toprakları yaşamak lazım cok ince detaylar var anlayabilenler için.
Dinlerken yaşatıyor zaten hepsi gözünde canlanıyor insanın
yağmurlu bir havada okul servisimi bekliyordum. Okul servisi gelmişti ama yağmurla ben yeterince özdeş olmuştum servise bindim benim yerim herzmanki gibi boş ve beni beklemekteydi. Her zaman yaptığım gibi cama düşen yağmurları izlemeye, bütün hayatı düşünmeye koyulmuștum. Tam da o sırada radyoda bir ses "okul servisi, seni hep zamansiz ve amansızca bir lojman griliğine götürüyordu" dediğini duydum ve sonra ben, otobüs oluyordum bir ülkeden bir iç ülkeye...
Cok manidar cok anlamli 90 li yillarin gencligindeki herkesin dilin de yuregin de olan bir siir
Ankaralıyım ve Türkiye nin her yerini gezdim özellikle Van'da kahvaltı yapmadan ölmeyin emin olun pişman olmazsınız 🙏
“Ben Senin beni sevebilme ihtimalini sevdim Allah’ım” ❤️
O kadar anlamlı kiii
O sevgide ihtimal yok.
"Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim.."
Vay bee. Gerçekten öyle soğuk ve şehirler arası otobüslerde vaz geçtim çocuk olmaktan.
Bir kars'lının Bıngölun zaza kızına olan sevdası hiç bitmeyecek güzel karım sevdam ömrüm benim 😍😍
Nerden bizim hemşeriyi buldun
Yılmaz hocam hiç eskimeyen şiirini zevkle dinliyoruz
İlk kez şiiri dinlediğim de içeri den yeni çıkmıştım seneler öncey di..!
O zamanın weya o a nın duygusuyla gözlerim dolu dolu beni bekleyen sevenlerimin özgürlük sloganlarıyla karşılandım gururluy dum ve onur duymuştum...
Seneler geçti ve ben utandım bilmiyorum kendi utandımı neden mi ?
şiiri içten ve samimi okuyan canlının halkını we mücadelesini kirli kağıt parçasına sattığını gördüm ve inanın yıkıldım...
Bizde 68 kulağından ( Abilerimizden ) öğrenmiştik orak we çekiç...😢
17 yaşım ne özledim seni😢😢
Lise caddesinde yürürken şansımıza pil varsa walkman de bilmem kaç kere dinledik seni
O günden beri sevilmedik hatta ihtimalini bile yitirdik
Yüreğine sağlık🤍
Ankara'da okumadım ama yılmaz abinin şiirlerini dinleyince okumuş kadar oluyorum.Süper...
Her şeyden keyf aldığımız Hayatı damarlarımizda hissettiğimiz Bir cok yere yürüyerek gittiğimiz çok güzel yillardi❤
bu şarkıyı ne zaman dinlesem ağlayıp ders çalışmaya başlıyorum temmuz ayında inşallah güzel haberlerle gelirim ankara hacettepeyi kazanırım :) :(
Şiir yanlız bu şarkı değil
noldu
Yılmaz Erdoğan sesi en mutlu olduğum günlere götürüyor...
Başa sarıp sarıp saatlerce dinlediğim günleri bilirim neredeyse her gün de diyebilirim. Hele 2:33 ten sonrası... Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim ama sen yoktun
Gecenin saat kaçı bilmem yine buradayım
@@sevimmehmet93 gecenin 00:59 :)
Ben yine buradayım galiba ömrümün son gününde de burada olacağım
24.05.2022 🥀
09.06.2022 🥀
Bu akşam son bir kez evinin önüne gittim. Yolda dua ettim."Tanrım lütfen onu çıkar karşıma." dedim son bir kere göreyim dedim.Gittikçe bu ihtimalin olanaksızlığını hissettim.Lütfen Tanrım, diye tekrar dua ettim olmadı, yoktu işte.Sonra evinin karşısında bekledim bir umut gelir diye ama yine yoktu işte her zamanki gibi...Sevgilim sen her ne kadar bilmesen de hissetmesen de ben senin evinin karşısında dışarı çıkıp benimle karşılaşıp bana gülümsemeni her ne kadar arkadaşça da olsa bir selam verebilme ihtimalini sevdim.
25 Nisan 2020 00.54
her dinlediğimde aynı keyfi alıyorum..gri şehir Ankarayı sevmez mi insan..
Çok güzel bir anısı var bende bu şiirin o yüzden ne zmn dinlersem mutlu ve tuhaf olurum ah beee ne güzel okumuş yılmaz abimm
Bu şiir sayesinde edebiyat’tan 70 aldım alllah razı olsun
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan, diye başlıyordu şiir. On dört yaşında aile evinin sıcaklığını Maraş’ta bırakıp Mersin’de bir liseye giderken vazgeçmiştim ben de çocuk olmaktan ve bu şiirle gidip geldiğim yollarda büyümüştüm ben de… Belki hüzünle başlayan ama hayatımın en eğlenceli olmuş o yılların ardından lise bitip de üniversiteye başladığımın 5. ayında ise aynı şiir farklı bir anlam kazanmıştı… Bu defa platonik bir aşık olarak, onun da beni sevebilme ihtimalini düşünerek dinlemiştim aynı şiiri. Bu yıl o ihtimalin gerçek oluşunun 9.senesi olsa da, bugün yolculuğumuzun birlikteliğinin 7. seneyi devriyesi. Ve biz bu yaz aynı şiiri dinleyerek şiirde adı geçen coğrafyalara seyahat etmişiz.
Ben de onunla veysel karanide haşlama yeme ihtimalimizi sevmiştim. Ben de onunla, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubayazıt’ın herhangi bir toprak damında,
Ben de onunla herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalimizi sevmiştim.
Ben onun önce beni sevebilme ihtimalini sevmiştim…
2000 yılında Ağrıdoğubeyazıtta askerlik yaparken şu dizeler hep aklımdaydı;Ağrı Dağı na mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt ın hehangi bir toprak damında....karşımdaki dağa bakıp okurdum bu şiiri içimden
Ne büyük mazi ben daha yeni dogmusm o tarih
2010-2011 yıllarında Iğdır Karakoyunlu ilçe jandarma karakol komutanlığında ağrı dağına bakarak dinlediğim şiirdir . Yanlız değilsin be usta …
Doğubayazıtin neresinde yaptın
1. Mekanize piyade tugayı 🙏
Bu şiiri dinleyen bazı şeylerini kaybetmis olması lazım...
Kimi çocukluğunu , kimi deqersiz insanlara gönül vermiş olan .
2008’de dinliyorduk hala dinliyoruz. Eskimez ya imkanı yok.
20li yaşlarımda dinlediğimde yaşımın da verdiği yetkiye dayanarak sadece hüzünlenmiştim müziğiyle ama yıllar sonra bir büyüğümün de dediği gibi olgunlaştıkça insan şarkıya değil de sözlerine kulak veriyor, anlam yüklüyor. Ben de yaşlandım ya da olgunlaştım sanırım 36 yaşımda kızımın ilk doğum günümde aklıma geldi sözleri. Özellikle bir kısmı; kızıma her iş dönüşü gidişimde “ömrümün en uzun ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyat yolunu koşuyordum annem oluyordum babam korkuyordum sonunda. Sonunda anlamıştım evlat ne demek baba olmak ne demek, şimdi yaş 38 gün geçtikte daha da koşuyorum o yolu her seferinde ayrı duygularla ama annem gibi babam gibi sonunda.
Yıl 1997 kuşadası solara otel de gececiyim , hesap defterlerini doldururken radyo da çıktı bu şiir , önce Ahmet Kaya sandım , ne güzel gelmişti, nerelere götürmüştü beni, ertesi gün çıktım kasetçilerde aldığım not üzerine bu şiiri aradım ve buldum, kaseti başa sara sara dinledim , yazdım kağıda ezberledim, sen beni nerelere götürdün mükremin abi...
iyi aksamlar abi kendine iyi bakmayı unutma
Ahh.. sen ne güzel bir şiirsin
İlk aşkımın 10 yıl sonra ki görüşmemizde bana hediye ettiği kitap ve içinden bana çekinerek okuduğu şiir.. Oysa ben onu hep sevmiştim.. Ani bir kalp kriziyle, çok erken öbür dünyaya göçtü. Elimde kalan bana bıraktığı ve yazdığı şiirleri.. Sevdiklerinize hergün sevdiğinizi söyleyin..
İhtimal kurbanı olduk.......
Bu şiiri dinleyince lise yıllarım geliyor aklıma. Duygulanıyorum .
Hatırlatayım bir daha dinle o zaman 😊
Yıl 1999 abim bu şiiri dinletmisti. Karacasu kahvederesi yaylasından yemekten dönerken..ben o zaman 13 14 yaşlarındaydım.. 1 sene sonra şehir oldu... suan 35 yaşindayım , ve dinliyorum.ezber ettim...
Bu yaşamın içinde eğer beraber dinlediğimiz bu şiiri dinliyor isen ve beni burada görebiliyor isen işte o zaman 'gönlün' olduğumu anlayabilirim.
Bu hasret o kadar uzun sürdü ki....
bu şiir bana 2010'lu yılları hatırlatıyor, sonbahar zamanları özellikle. o huzurun verdigi sessizligin sesini bile özledim o zamanlar 5 6 yaslarimda olmama ragmen özledim. özlemeye çok erken başladım, ve bir ömür özlemeyle gececek...
Yıl 1997....ilk kez dinlediğim günü hatırlıyorum ...
Acı çekiyor bu adam!
Ne güzel yazmışsın abi yüreğin dert görmesin gerçi görmese yazmazdın
Ben babam aramızdan ayrıldıgında vazgeçtim çocuk olmaktan. Gerçi hiç çocuklugum yaşamadım. Sanki merdivenle geldim bu yaşıma. Yaşıyorum işte sırf annem üzülmesin diye. Yoksa çoktan vazgeçtim bu bilinmez hayattan.
Beni geçmişe götüren herşeyi seviyorum bu şiir gibi hüzünlü ama bir o kadar da cazip
7 yıl önce ; ne güzel günlerdi be ne güzeldik o zamanlar
Vazgeçilmiş çocukluk irelisinde yaşanılacak hayatın ta kendisidir
Kaç defa unutmaya çalıştım seni, olmuyor.. Her an aklıma geliyorsun, öyle sebepsiz, öyle zamansız, öyle ansızın.. Yapma ne olur.. 😔
Yıllara inat buradayız..🚬🍷
Ne zaman bunu dinlesem üniversite yıllarında Turhal otogarında otobüs beklediğim dakikalar aklıma geliyor.
BU SÖZ SANA GELSİN SEVDİĞİM BEN SENİN BENİ SEVEBİLME İHTİMALİNİ SEVDİM....♥
Yıl 98 türkçe dersinde öğretmenimiz tarafından okunması engellenen güzelim şiir. Hala dinliyorum öğretmenime inat.
hocam öğretmeniniz neden yasakladı bu şiiri
Bende öğretmenim ama git bul o öğretmeni ve yüzüne karşı bağırarak oku bu şiiri oku oku ki anlasın insanlığı.
@@hsnnsky sosyalizm propagandası var hafif
97 kasım ankara okul gezisiyle başladım bu şiiri dinlemeye hala dinliyorum
değerli sözlerinizi değersiz insanlar için dinledik özür dileriz yılmaz erdoğan...
1 milyon olur bu şiir
2milyon :)
Bu şiir gibi dokunurum kalbine ama değer bilmezsin...
Her dinlediğimde orta okul yıllarıma gidiyorum.
Muhteşem bir şiir 👏👏👏
Gerçekten muhteşem
Hoşgeldin o zaman :)
@@Kenan-gn9wo hoş bulduk da buraya geldiğim için mi dediniz 😂
@@sevaygoin8366 tabiki beni kırmayıp tekrar dinlemeye geldiniz😊
@@sevaygoin8366 dinleyip kaçtın mı 😀
2.mezun senem yine günlerden birgün tyt matematik çözerken dinliyorum... Ben ise eczacılık kazanma hayalini sevdim belki aylar sonra gelip başardım diyeceğim belki de şunu diyeceğim olmadi ama hayallerim için verdiğim mücadeleyi sevdim .#Yks24
Van😍😍😍merkez
Kelimeler kiyafetsiz kalıyor 🎉çok güzel olur ❤😍🤩
Kıyafetsiz :d
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum...
sene 98 ilkokul 5. sınıfta çok gülmüştüm Türkçe öğretmenimiz bize bu şiiri ilk dinlettiğinde cahillik işte, çok sonraları beni en çok ağlatan şiirlerin başında gelmiştir bu şiir. yani Tuhaf bi ironi olmuştur bende .
Ayakkabı imalatı fabrikasında çalışırken yeni nişan atmıştım sevmediğim biriyle. Aradan haftalar geçti tabi. Nazlı isminde biri başladı işe. Gözlerimi alamadım. Cekemedim üstünden. Ilk konuşmam da börek istemiştim nereden estiyse aklıma. Öyle bir muhabbetle konuşmaya başlamıştık. Yeni buluşmalar gezmeler hep yanyana olmalar ile 1 ayı geçirdik. Çektiği acılara sürekli derman olmayı seçtim. Çekeceği acı bana gelsin mutlu olsun diye. Tam nişan atma olayı bitmemiş iken her akşam bu şarkıyı dinlerdi. Seni buluyorum derdi şarkı da. Iyisi kötüsü ile 8 ay birlikte çok güzel günler geçirdik anılar hatıralar biriktirdik. Gülüşü kalbime cennetten bahçe ekmisti bile. Hayatımın en mutlu zamanıydı. Bir gün hiç olmayacak sebeble ayrıldı benden. Verdiği sözler söylediği kelimeler cümleler kalbimde hatırasıyla. Şimdi o senden asla vazgeçmem sensiz ölürüm diyen başkası ile birlikte henüz 1 ay olmuşken. Hatıralarını anılarını güzel günlerini sildim de aklımdan bir bu şarkı kaldı ondan bana. Ben senin benden gitmeme ihtimalini sevdim.
İçimi yaktın be abi.
Vay be abim
Yak aga
@@sedakarip5175 kaç paket yaktırdı
@@aysekaraaslan5635 yanmasın ders olsun be
İyiki varsın be usta👏👏👏👍👍
Yine bir gün aklıma gelmiştir bu şiir 😔
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun -------şiirde müthiş okuyanda---- paylaşım yapanında emeğine sağlık. Bu iyilik yapmaktır. İyilik yapanların yüzü suyu hürmetine dünya dönüyor. Varolumuz.
Bu şiir benden sana gelsin hacer seni çok seviyorum
Yılmaz Abimiz çok güzel dillendiriyor. ♥
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden, bir iç ülkeye 💕🌼
27.05.2020🌌 Dön bak bugüne unutma yaşadıklarını,yaşatılanları,hayallerini,vazgectiklerini,vazgecemediklerini ne değişmiş dön bak.
th-cam.com/video/Nxyfrox5fsQ/w-d-xo.html
Son zamanlarda yaptiklarini tasdik etmesem de şu şiirinin hatrına seviyorum lan seni yılmaz
Ah yaa ankaradayim ama Ankara'yı gezemiyorum iki ay oldu çok özledim ah korona sen neler yaşattın bize 😔😭😭😭
İnsan her satırda mı bulur kendini..
Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim...
Belki bu ihtimaller yaşatıyordur bizi üstad.
Belki biz bu hayaleri kurmayı seviyoruzdur.
Belki bizi bu ihtimaller kavuşturacak.
Bilmiyorum belki bir gün oda songün olmasın...
Tüyler diken diken....