Videoyu baştan sona izledim. Kendi deneyimimi paylaşmak istiyorum.. Cep telefonu, sosyal medya, bilgisayar oyunları ve streaming medya sayesinde odaklanma sürem çok azaldı. Şahsen kitap okumak istiyorum, 1 sayfa bitiremeden dikkatim dağılıyor. Film, dizi açıyorum, elim ileri tuşunda izliyorum. O ileriye alma, durdurma, başa alma lüksü klasik Televizyonda yoktu. Filmi artık kendim editliyorum ve ben sinemacı olmadığım için bütünü kaçırıyorum. Sinemada elinde kumanda olmadan, dikkat dağıtan olmadan, karanlıkta yaşanılan deneyim ile izlemek, filmi bütün kılan, o atladığım sahneleri de izletiyor. Yönetmenin tüm ürününü deneyimliyorum.
Sinema kendi kendini bitirmiştir: 1. Film başladıktan sonra flash açık telefonla salonda yürüyenler. 2. Hiç bildirim gelmeyen ekranı parlak telefon kontrolü. 3. Sürekli konuşan gülen, arkadan koltuk tekmeleyen ergen terörü. 4. Projektör lambası bitmesin diye kısık ışıkla karanlık filmler. 5. Kabarık saçlı ve uzun boylu ön koltuktaki kazulet. 6. Sikik Türk komedi filmlerinin en büyük salonları domine etmesi. 7. 1000 kişinin girdiği tuvaletlerin günde 1 kez temizlenmesi. 8. Duş almayan yan koltuk kokarcası. 9. Büfelerdeki havaalanı fiyat tarifesi. unuttuğum varsa ekleyin lütfen :)
Kazuletin ne suçu var. En güzel orta koltuklardan izleniyor , kazulet de uzun , ve saç tarzını ayda bir gideceği salondaki tanımadığı etmediği adam rahatsız olmasın diye 3 e vuracak değil. Rica edin ben çok kısayım bu arkadaşın arkasında izleyemiyorum diye yerinizi değiştirsinler.ya da en önden alacaksınız ağlamayacaksınız. Ne kadar önemsiyorsunuz kendinizi hayatta, işi gücü yok adamın ayy ben uzunum diye arkadan mı yer seçecek. Benim boyum 1.58. Hiç kazulet dert olmadı bu güne kadar🤷♀️
10- Büyük bir kısmının perdesinin düz yüzey sıkıntısı olması. Perdenin bazı kısımları 140p odak dışı kalmış bazı kısımları 4k. 11- Perde bi yana perdesi sağlam ama bu sefer de odaklama sıkıntısı olan yerler dolu., 480p civarı keskinlikte bi ton sinema var lense bi insan evladı dokunsa 4k olacak ama aylarca 480p odak dışı keskinlikte görüntüyü izletmişler insanların bi ton paralarını alıp. Akyaka avm böyleydi en son gittiğimde girmedim, körler sağırlar birbirini ağırlar dedim bu görüntüyü siz insaların parasını alıp nasıl izletebiliyorsunuz. 13- Sesi bazı salonlar çok aşırı açıyorlar
10. görüntünün çok silik olması ve beyaz bir perdeye bakıp filmdeki görüntüleri tahmin etmeye çalışmak 11. bitmek bilmeyen reklamlar. film arasında anlarım da film başlarken de koymayın şu reklamları 12. sürekli bozulan projeksiyon makineleri. 13. patlamış hoparlörler. yüksek sesli sahnelerde ses cızırtı yapıyor 14. altyazılı film bulmanın zorluğu. illa herşey dublaj olacak 15. 3d denilen işkence 16. size sormadan kitledikleri popcorn. bilete bakıyorum popcorn 50 lira bilet 10 lira. ama sadece bilet almaya zorlarsan kavga edersen popcorn almayabiliyorsun ama bilet 60 lira oluyor bu sefer. en son yıllar önce gittin sinemaya bunlar yüzünden bıraktım
Top Gun üzerinden çok iyi bir detay yakaladınız ama devam etmedi mevzu. Son Star Wars dizilerinde de full efekt yerine maketlere döndüler. Top Gun filminde de yine kokpit içinden gerçek çekimler yapıldı. Seyirci efekt dışında "gerçek" deneyim talep ediyor artık. Bu detay ilginç bir yere götürüyor bizi..
Türkiye'de Cinemaximum öldürdü sinemayı. En son sadece Imax filmlerine gidiyordum, 45 dakika reklam ve her sinema deneyimimin seyirci yüzünden daha iğrenç olması sebebiyle tamamen gitmeyi bıraktım, üstüne pandemi oldu :)
sinemaya gitmek sosyal bir aktivite arkadaşlarında konuşursun okul çıkışı iş çıkışı filme gidelim takılalım dersin amaç sosyalleşmek film izlemek ikinci planda. direkt olarak film izlemekse amaç kalite maliyet ve konfor açısından netflix disney+ hbo gibi platformlardan evde ekran başında izlemek daha iyi
Aynen hocam bitmeyen reklam pornosu sonrasında bitmeyen marvel fragmanları salondan çıktığında ben ne seyrettim acaba demek yerine verdim kendimi dvdye dijitale
ปีที่แล้ว +4
@@SevvalVural_ ad degisimi degil. Cgv cinemanin reklam ve pazarlama ortagi olan maximum ile yaptiklari anlaşma bitti ve uzatilmadi. Yeni teklifle de bu ortak paribu oldu.
Evet, Türkiye Cinemaximum bunu çok hızlandırdı. Pandemi öncesinde gittiğim salonların, niteliksiz hale gelmesi, görüntü, havalandırma, temizlik, film izlerken birilerinin gir çık yapması gibi sebeplerle defalarca şikayet etmeme rağmen bir şey olmayacağını görüp bir daha asla sinemaya gitmeme kararı almıştım. Pandemi sonrası tekrar gittim değişen bir şey yoktu. En önemli şey olan görüntüyü çamur gibi veriyorsanız. Müşteriyi nasıl çekebilirsiniz ki? Reklamlara razıyım am diğer taraftan asıl yapmanız gereken şeyi beceremiyorsanız bitmeye mahkumsunuz
Keşke bardo ve athena kapışması arasında kalınmasaydı da daha geniş kapsamlı değerlendirme yapılsaydı. İlker hocanın doğu cephesiyle ilgili detaylı yorumlarını duymak isterdim. İlker hocanın sinema yorumlarını çok özlemişim. Arayı açmayalım.
Türkiye özelinde, mevcut tekel olmuş sinema yapılanması zaten benim sinemaya gitme zevkimi yok etti, Ankara'da onlardan bağımsız 1-2 salon var elbette ama onlar da çok etkileyici bir hizmet vermiyorlar. Bir ton para verip parlaklığı kısılmış projektörlerle (hatta kimi zaman ortalanmamış, odaklanmamış şekilde) salon ışıkları açık unutulmuş şekilde, bir sürü telefonuyla oynayan insanla birlikte film izlemek keyif olmaktan çıktı benim için.
IKSV film festivali ile birlikte 3 filme gittim, izleme kültürünün değiştiğini gözlemleme şansım oldu 3 filmin 3ünde de film esnasında konuşanlar kıkırdayanlar oldu bunlardan ikisinde seyircilerden sessiz olmazı için birbirini ciddi şekilde uyaranlar oldu. Pandemi sonrası artık dikkatimizin de film uzunluğuna dayanamadığını düşünüyorum.
Inãrritu’nun benim için en güçlü 2 filmi Babel ve Amores Perros diyebilirim o filmlerin de gücünden bahsederken senaristi Guillermo Arriaga’nın payını yadsımamam gerekir. Yani yönetmenle ilgili hocamıza hak veriyorum.. İlker hocanın sözü daha az kesilsin isterdim. Kumru lisanstan arkadaşım, Nazım ile de kendisiyle aynı dönemde Dominik Estancia’da malesef yemek sırasında az bulunmadım haha sizi klozette görmek ayrı bi keyifti :D Serinin devamını bekliyoruz♥️
Harika bi içerik! Flu Tv de olmasa, kimse bu gibi konuları konuşmayacak. Çünkü farkındalık ve kültürel yayın talebi yerlerde. Tesekkur ederim kendi adıma 🥳🙏👍👏❤️
Uzun zamandır sinema salonuna gitmiyordum. Geçen haftadan beridir festival filmlerine gidiyorum ve şunu tekrar idrak ettim ki 20. dakikasında pişman olabileceğin filmler için fazla zahmete giriyoruz. Büyük perdeymiş, tanımadığımız insanlarla ortak deneyimmiş filan anlamlı şeyler değil. Evimde olsa beğenmediğim anda kapatıp kurtulabileceğim zırvalıklar için, hadi bilet parasından vazgeçtim, yola harcadığım zamanla birlikte ortalama 4-5 saatimi riske atmanın ne mantığı var ya?
@@seslikitap3600 En az 1 saat "boş" vidyolara ayırıyorsam sizin "dolu" gördüğünüz şeylere de para vermeli ve birkaç saat ayırmalıyım sanırım. Aydınlandım. Teşekkürler. Görüşmek üzere.
Ben sinemaya gitmek istiyorum da gidilecek film yok, eski izlediğim iyi filmleri tekrardan sinemaya getirseler hepsine giderim. Godfather, Yeşil yol, Fight Club, 60 saniye, 96 saat, Kimliksiz, Taşıyıcı vb… bir çok filme zevkle giderim.
Çok iyi sayı evet. 3 ayda geçen yılı yakalamış, bu gidişle tarihin en yüksek rakamı olan 1.5b'yi rahat geçecek. Bunu atlamaları tüm videoyu boşa çıkarıyor.
"Aşktan Ölümden Başka Bir Şey Kalmadı" isimli bir kitapta Ömer Madra ve Enis Batur'un Metin Erksan ile yaptığı bir söyleşi yayınlanmıştı. Metin Erksan, 40 sene önce evde video izlediğini, karanlık sinema salonlarına gitmeyi yorucu bulduğunu söylüyordu ve sinemanın geleceğinin de bu olduğunu söylüyordu. Hakikaten doğru bir öngörüymüş.
Sinema bitmesinin sebepleri sadece bilet fiyatları değil bence . Balıkesir gibi bir yerde sadece 1 tane sinema var oda AVM içerisin de , kişi başı bilet fiyatı 80 tl , 2 kişi lik büyük boy mısır ve içecek yaklaşık 250 tl , hadi sevdiğimiz film e gidelim diyoruz , seans saatinde başlamıyor , başlasa bile önce 15 20 dk yerel ayak bakım merkezi iğrenç reklamını devasa büyük perdede izlemek zorundasın , yerel kuaför reklamı izlemek zorundasın , onca para verdiğim yerde bana o reklamları yüksek sesle ve metazori şekilde izlemek artık katlanılmaz geliyor. Üstelik bir de başka insanların rahatsız edici tavırları , saçma sapan filmlere çocuk getirmeleri gibi davranışlar ve problemler yoğun günün stresini atalım derken stres sahibi olup eve geri dönmenize sebep oluyor. Onun yerine 1 2 ay sonra Netflix de eskiye nazaran devasa Tv im 4k hd ekranda evde eşim le yada arkadaşlarımla istediğimi yiyip içebildiğim sinema gecesi yaratıp John Wick 4 seyretmek daha mantıklı , daha ucuz , daha konforlu ve huzurlu. Ayrıca Otopark masrafı , Sinema öncesi yaklaşık 300 tl yemek parası , Sinemaya giderken yakıt masrafı ki o bile neredeyse 100 tl yi geçiyor , trafik ve kaza riskin de olmuyor.
3 filmden bahsedileceğiz denildi aralarındaki en iyi film 'Batı cephesinde...' ile ilgili 2,3 kelam edildi. Dakikalarca Kumru hanım kızımızın görüşelerini dinledik - daha doğrusu ilk 5-6 dakikadan sonra kendisinin sesini duyduğum yerleri atladım. Bu seri İlker hocanın yanıdan daha iyi partnerlerle kat, kat daha iyi olur bence. Bu haliyle bence fazla dağınık.
Filmi Meksika’da yaşadığım için ilk gösterimini sinemada seyrettim. Ayrıca filmin sanat yönetmeni çok yakın arkadaşım. Kendisiyle röportaj yapmak isterseniz bağlantı kurarız. Bence de tuhaf bir film. Başlangıcı ise efsane olmuş bence.
sinemayı bilmiyorum ama flu tv ölüyor gibi. eskisi gibi değil artık. önceden video içerisinde çok güzel bilgiler olurdu, güzel bi detay yakalarsak videoyu durdurur yan sekmede araştırma yapar geri dönerdik. şimdi, pub'da oturmuş 3-4 kişinin 3. biralardan sonra yaptığı goygoyu dinliyor gibi hissediyoruz.
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Remarque'ın kitabından uyarlanmış hatta kitap kısaltılıp aynen alınmış. Kitabın tek karakter üzerinden ilerleyip okuyana siperde olmayı hissettirmeyi başardığını hatırlıyorum. Ancak kitabı okurken gözümde canlananların, hissettiğim çaresizlik duygusunun yanında film çok yavan kaldı.
Sinema salonlarının değeri ve bu değerin gelişen teknolojinin bireyselliği karşısında nasıl ayakta tutulabileceği hakkında bir fikir alışverişi olmasını bekledim ama gelmedi. 3 film hakkındaki yorumlarınızın merkezde olduğu ve sos olarak sinema salonlarınin durumundan bahsedilen bir video olmuş.
İlker hocam sarhoş sarhoş itirafta bulunmak istiyorum ya sizi aşırı seviyorum lan. şu ülkede iyi ki var dediğim az sayıda insanlardansınız. Samsun Atakum'da bir kaç yıl evvel görmediğim için yanlışlıkla size yol vermedim buradan da özürümü dileyeyim:)
Ben doksanlı yıllarda haftada 2-3 kez sinemaya giderdim. Bizim zamanımızda sinemada film izleme adabı vardı. Pandemi öncesinde de sinemaya gitme düzeyim azalmıştı. Bunun en önemli iki nedeni büyük bütçeli aksiyon filmi dışındaki filmlere gidecek ekonomik gücün doksanlara kıyasla azalmış olmasıydı. Bir diğer unsur da marvel ve türevleri dışında büyük bütçeli filmlerin sinemada yer bulamaz oluşuydu. Bu filmlere gelen kitlenin önemli bir çoğunluğu sinemada sürekli telefonla ilgilenip dikkati dağıttığı için , telefonu sessize bile almayıp çalınca sohbet ettiği için filmleri sinemada izlemekten soğudum. Avatar 2 bile yeniden sinemaya gitmemi sağlamadı çünkü ormanda geçen filmin suda geçen versiyonunu izlemek istemedim. Ben filmde hikaye arıyorum görsellik değil. Uzun zaman sonra john wick 4’e gittim. Seversiniz sevmezsiniz ama filmde emek var. Kendine ait bir evren var. Doksanların aksiyon sineması böyleydi. Mesela fast and furious filmi (1) gayet güzel bir filmdi ama 10. Filmde uzaya çıkmaya karar verdiler. Öldürdükler i karakterleri geri getiriyorlar. Bu izleyiciyi aptal yerine koymak bana göre. Sinemayı bitiren bence filmlerin dönüşümü. Sanat filmini sinemaya gidip izlemem kimse kusura bakmasın. the banshees of inisherin güzel bir film olabilir ama 100 lira bilet parası ve diğer masrafları ele alınca evde izlenen film oluyor.
Kumru karataş maalesef çok bölmüş hocayı, bıraksaydı da keşke İlker hocayı dinleseydik dedim 10 dakikadan beri :) evet pandemi darbe vurdu diye sürekli hocayı böldü doğru evet, ama çok da sofistike bi tespit değil sürekli söylenecek, hocanın bilgileri derleyip onun yorumunu dinlememizi sağlamasına daha dikkat etmesi lazım. Dış ses olan arkadaşların birincil etkisi doğru soruyu sormak aslında, ilker hocanın diğer programlarda yaptığı gibi (örneğin esg) Elinize sağlık bu arada, çok özlemişiz olmaz öyle saçma şey formatını, keşke daha da sık gelse, İlker hocayı soran konumunda değil de anlatan konumunda görmek de çok kıymetli. Sevgiler
Ben bi İlker Canikligil seviciyim galiba ya. Hocam sizi her yerde savunabilirim mükemmelsiniz. Olmaz serisi kadar kaliteli içerik yok denecek kadar az. Nazım abiye selamlar seviliyorsunuz, yeni arkadaşa bol şans işi zor :D
Top gun' ı öven ilker hocaya selamlar. Nazım abi sen ilk filmini beğenip nasıl 2. Yi beğenemedin? Hemen hemen aynı şeyler işte. Ki inanılmaz çekim sekansları var ekstra olarak. Üzdün 😢
33:16 savaş filmlerinde 1917 çok iyiydi bence. Oscar da almıştı. Tek kamera mı tek plan mı öyle bir şeydi sanırım. Nazım da beni onaylamış:) dinleme esnasında yorum yazdığım için sonradan fark ettim..
Türkiye için sinemanın bitme sebebi bence salonlar. Çorlu/Tekirdağ'da 2 farklı avm'de cinemarine denilen bir garabet var. En son Hayalet Avcıları'nın 3. filmine gitmiştim. Film perdesinde hatalı bölgeler vardı. Ses desen hoparlörlerin yarısı çalışmıyordu ve yan salondan uğultular duyuluyordu. Salon zaten saman ve ahır kokuyordu. Ben böyle berbat bir deneyim için salona niye gideyim? Bir de utanmadan bilete 80 lira istiyorlar. 2 ay bekleyip TV'de izlerim, en azından görüntü net. Çorlu'da durum gerçekten çok kötü ama diğer zincir salonlar da pek matah değil ki. Benim bayılarak izlediğim DUNE filminde kum solucanı sahnesinde ve bir çok sahnede yaratığı göremediklerinden şikâyetçiydi cinemaximum'da filmi izleyen bir çok kişi. Projektörün ışığını o kadar kısmak ki artık filmi gösterememek. Bileti keserken parayı peşin alıyorlar ama. Türkiye'de gerçekten gittiğine değecek kaç salon var ki? Toplasan 10'u geçmez. Hadi iyi salon buldun diyelim. İzlemeye değecek kaç tane film var? Kendi adıma 2023'te beklediğim ve keşke büyük ekranda izlesem dediğim filmler Babil, Oppenheimer, Dune Part 2, Spiderman animasyonu. (Bir de çıkarsa ve Türkiye'ye gelirse Miyazaki'nin filmi var ama onun yerine saçma bir komedi filminden salon bulamaz.) Bir elin parmaklarını geçmedi. Bunlardan biri de 3 saatlik klip çıktı film yerine. Marvel filmleri olsun John Wick, Avatar vs olsun iyi seyirliktiler evet ama seriler devam ettikçe üzerine bir şey koyamadılar ve bende izleme isteği uyandırmıyorlar artık. Avatar 2 ilk filmin daha açık mavilisi, John Wick 3'ü seyrettim seriden en son ilk filmin o yenilikçi ve keyifli dövüşlerinin, senaryosunun üstüne hiçbir şey koymamış. Temcit pilavı için de sinemaya niye gideyim. Türk filmlerine girmiyorum bile. Yine de iyi salon kolay ulaşılabilir bir şey olsa ilgimi çekebilecek herhangi bir şey bulur bulmaz gider izlerdim. Onun yerine korsan çekimden daha kötü deneyim sunan çamur gibi kalitede salonlarımız var.
Bref gibi alakasız görülebilecek bir markanın böyle cringe bir entegrasyona izin vermesine bayıldım. Ciddi ciddi sırf bu yüzden özel olarak bref kullanacağım, helal. (ironi içermez)
Gerçekten bu ''olmaz Öyle Saçma şey'' çok özlemişiz ve bu seriyi gerçekten efsane oldu en başından beri. İlker hocanın çoğu yorumuna katılıyorum ancak tabii ki de sinemanın öleceğini ben de ihtimal vermiyorum. Çünkü halen daha sinema perdesinde izlenebilecek çok çok iyi filmler geliyor. Video'nun sonundaki Top Gun örneği gibi. IMAX i̇zlemiş birisi olarak gerçekten film muazzamdı her anlamda. All Quiet on the Western Front ve ATHENA Netflix'e çıkması aslında bu videonun başlığını çok destekleyen örnekler yani ben bu filmleri de sinemada izlemek çok isterdim. Ama bu evrenin ben yine de gecici olacağını ve Dijital Platformların bir noktadan çok fazla içerik üretmeye durumlarından dolayı bütçeleri kısacağını düşünüyorum. Yani Scorcese 160 milyon Dolar verip Irishman'i yap demeyecekler ancak yönetmenlerin Çıkış yerleri ve kendini duyurma yerleri bu mecralar olacak. Ayrıca BARDO ve INARRİTU hakkında i̇lker hocaya %100 katılıyorum Bir kere kesinlike bir ALFONSO CUARON olamadı Inarritu ama onun ekmeğini çok yedi. Ve evet büyük yönetmenlere her ne olursa olsun ne kadar büyük yetenek olurlarsa bile gerçekten bir limit konulmalı eğer kendi filmlerin yapımcıları değillerse. Bakınız Nolan örneği , Inception, Memento'yu yapan adamla TENET'i yapan adam yanı Warner Bros ile adamdan vazgeçti. Yani sınırsız olanak bu adamlara yaramıyor.
Enormous monsters eventually devour themselves 🙂 Sinema sektörü bence koca bir canavar çünkü insanların gerçeklik algısını yıllar boyu çok kötü yönde etkilemiştir. Klasik Hollywood algısı ve istenilen hayat ile yaşanan hayat arasındaki farkı adeta uçurumlaştırmış ve beraberinde pek çok sorun da getirmiştir. Bugün diyoruz ya cebinde beş parası olmayan gençlerin bile ellerinde kaç bin TL'lik iphonelar var diye, malesef bu yüzden. Konfor arayışının böyle delicesine insanları bu konuda hırçınlaştırması çok kötü bence. Sinemanın yerine şimdi de sosyal medya yapıyor bunu. İnsanlar çıldırmış gibi sosyal medya bağımlısı ve influencerların etkisinde kalıyor ve/veya influencer olma tutkusuyla yanıyor. Yani şöyle mantıklı bir şekilde oturup bakarsanız "çılgınlık bu!" dememek için çıldırmış olmak gerek! Ama tabi ki en baştaki sözü haklı buluyorum, en sonunda kendi kendini yiyor bu dev canavarlar. Buna postmodernizm mi deniyor bilmiyorum ama, insanların farkındalığı çok geç devreye girdiği için belki de, hayatlar kayboluyor bu sürede. Nesiller yozlaşıyor, insanlar çok kolay manipule edilen koyunlar haline geliyor. Bilginin çoğalması insanların bilinç düzeyini artıracak diye umarken, tam tersi oluyor. Bilinçsiz robotlara dönüşüyoruz ve bilgi de çoğaldıkça yozlaşıyor çünkü yalan yanlış bilgi artıyor herkesin elinde bunu yayacak bir cihaz olduğu için. Şimdi de AI çok gündemde ve bir çok spekülasyon dönüyor ama insanların en çok yaptığı şeyler, kendi yapmaları gereken işlerini yapay zekaya yaptırmak 😅😅 sonra da yapay zeka işlerimizi elimizden alacak diye söylenin!.. Sonuçta sinemada da algısal gerçekliği birileri oluşturuyordu, sosyal medyada da insanlar yalan yanlış şeyleri hayatlarıymış gibi paylaşıyordu. Yapay zekada da öyle. Demek ki canavarların en büyüğü insanlıkmış. Ve kendi kendini "devour" ediyormuş 😅😅 iyi de oluyor belki de...
Bence AVM yöneticileri bünyelerindeki sinema salonlarını sübvanse ederek ayakta kalmasını sağlıyor, çünkü sinema salonları AVM'deki diğer mağazalara da bir hareketlilik getiriyor, en azından film izlemeye gelenler food courttan bir şeyler yiyor veya tam tersine bir şeyler yiyip içip vakit geçirmek için AVM'ye gidenler vakti varsa "hadi bi de film izleyelim" diyor. Mesela Antalya'da Terra City diye bir AVM'de uzun süre sinema salonu yoktu, sonradan salon açıldı. AVM harici bağımsız salonların işi daha zor.
ilker bey saatin kayışını biraz sıkın ya da o kayışı kullanmayın lütfen, her gözlük düzeltip kayış düzelttiğinizde 2 saniye ileri almaktan videodan hiç bir şey anlamadım. teşekkürler.
Bence atladığımız bir nokta daha var. Video oyunlarıyla aranız nasıl bilmiyorum. Oyunlardaki anlatı sinema tekniklerine öykünüyor. Amaç deneyim yaratmaksa sektörü değiştirebilecek güce sahip olduğunu düşünüyorum. Farklı mediumlar olarak görebilirsiniz fakat ben böyle göremiyorum. 33 yaşında ve sinema sever olarak oyunların sektörü ele geçirdiğini düşünüyorum. AAA oyunlatın verdikleri deneyim son yıllarda sinema filmlerinden aldığımdan çok daha kalıcı. Karakterle özdeşleşip sanal bir dünyada gerçeği yaşar gibi oluyorum.
AVM içlerinde sinema salonlarını çoğaltmaya devam ederlerse daha da azalır. Bu faktörün sinema izleyicisini çoğalttığını sanabiliriz ama bence tam tersi. İnsanların geçtiği sokaklara sinema salonları taşınmalı, bu salonlar göz önünde olmalı bence. Sevdiğim film sırf AVM sinemasında diye gitmediğim oldu. Benim gibi yüzlerce belki binlerce insan vardır. Tabii bu benim şahsi fikrim. Farklı düşünenler olabilir.
Sözlük anlamıyla sinema, Herhangi bir devinimi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini saptama, sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde perde üzerine yansıtarak devinimi yeniden oluşturma işidir(Büyük Larousse, 1986) Yani sinemanın tarifi ancak salon varsa yapılabilir salon yoksa sinemada yoktur. Çünkü Lumier'lerin icadı Sinematograf bu kayıt edilen devinimi karanlık bir salondaki perdede göstermeyi zorunlu kılar oysa Edison'un Kinetoskopu için salona ihtiyaç yoktu cihazın üstündeki bir gözetleme deliğinden filmler tek kişilik izleniyordu. İşte şimdi olan tam da bu.. Kral öldü yaşasın yeni kral Kinetoskop.. Bu konuyu merak edenlere şahane bir kitap önerim var; The End of Cinema?: A Medium in Crisis in the Digital Age
Çocuk filmleri çok tutuyor sinemalarda. Ben en son Hobbit seyrettim sinemada yetişkin filmi olarak (nispeten), ondan sonra sürekli çocuk filmleri... Her yaşa uygun çocuk filmi var, özellikle Almanya'da son yıllarda sinemada en çok seyredilen filmler Alman yapımı çocuk ve gençlik filmleri.
05:34 Kim derdi ki gün gelecek de "sinema salonları ölüyor, ne yapmalı" temalı video çekecekler diye. 4-5 senesi vardır, Taha Ulukaya ( @FilmlerveFilimler ) Sinema salonlarına hitaben bir video çekmişti. Sinema yapımcısından izleyicilerine insanları nasıl sömürdüklerini, saatlerce reklam izletmeleri vs. Hatta o sıra benim de canımı sıkan bir konuydu anlattıkları, bahane oldu ben de epey bir süre (en azından bahsi geçen grubun salonlarına) gitmedim. Sonradan zaten 1-2 bilet parasına üyelikler falan alıp o salon senin bu salon benim koşturduğumuz kampanyalar, anlaşmalar, üyelikler, kartlar falan peydah oldu. Sinema salonları yaşasın, yaşamaya devam etsin tabii ama şu an çok çok daha başa bela rakipleri var. Salonun 1 bilet fiyatına 1 ay tüm içeriği izleyebiliyor adam. Hatta salona, mısıra, kolaya dökeceği serveti dolby ses sitemine akıtabiliyor, 4k tv'ye fazla fazla akıtabiliyor. Neyse, daha 5 dakika oldu program başlayalı resmen adamın sözünü kestim 10 dakikadır ben konuşuyorum. Buyur İlker hocam, devam et sen.
Hocam, aklıma film gelmeyince üşenmeden letterboxd'a gidip son beş yılın filmlerine baktım (belleğim kötüdür). Adam haklı, yokmuş anılmaya değer bir şey diye düşündüm 2020'lere bakarken. Sonra kendi listeme bakayım dedim ve Another Round filmine denk geldim, neredeyse yerimde zıpladım. Sıradan bir hikaye gibi görünse de bence şahane bir film. Portrait of a Lady on Fire da çok iyiydi. Crash'ı anmanız beni hem şaşırttı, hem de çok mutlu etti. İlker Hoca ile hemfikir olduğumuz bir şey buldum sonunda, diye düşündüm. 😁
Sinema veya tiyatroya gittiğimde koltuğu tekmeleyen mi dersin, gösterim sırasında yanındakiyle konuşan mı, telefon ışığıyla rahatsız eden mi derken iyice soğudum. Evde, ev konforunda izlemek çok daha iyi geliyor.
nazim bey 15 milyonluk sehirde 1 tane opera salonu 1 tanede akm oldugu icin opera temsili az dolayisi ile biletler hemen bitiyor talep eden kesim hep ayni ve sayisi aslinda az
Netflix gibi platformların toplam abone sayısı dünyada 300 milyon civarında ve her ay iki bilet parası ödüyorlar desek yılda(burada bir durdum) 7,2 milyar bilet yapar.Bence sinema ölmedi ölmez de ama mediumu değişti ve yakın bir gelecekte tekrar değişecek.Rakamları bilmiyorum ama televizyonun ilk yaygınlaştığı dönemde de sinemaya rağbet azalmıştı ve şu anda da youtube tiktok vs hatta bilgisayar oyunları var.Sinema ve ev sineması deneyimlerinin yakın zamanda değişim geçireceğini ve bu durumun sinemaya olan ilgiyi tekrar artıracağını düşünüyorum.
ปีที่แล้ว +7
Özlediğimiz format döndü. "KURMU" da nazarlık olsun bari. :)
7:15 ben olmaz öyle saçma şeyde ilker ve nazımı, hatta nazımın makul itirazlarını dinlemek istiyorum. Kumru hanım iyi hoş da soru ve katkıdan ziyade bildiğiniz programı sabote ediyor. daha 7 dakkadır izliyorum; yoruldum. 36:33 Kumru hanıma lütfen az müdahil olmasını, ilker hocaya soru sormasını, sorularla yönlendirmesini tavsiye ediyorum. Bu kadar yüksek özgüvenli iddialı yorumlar ile programı berabat etmiş (özür dilerim. çok sert oldu ama dayanılır gibi değil)
@@pianodore4639 Ya aslında kötüdür deyip kestirip atmak istemiyorum; gençliğin verdiği heyecan ve tutku var yorumlarıda. Sanki bu formatta değil de başka bir formatta çok faydalı olabilir gibi... buraya tam oturmamış. Elbette seyircinin istediğinin tersini yapmak gerekir diyen İlker Hoca bizi biraz "yaşlı" ve muhafazakar bulabilir bu yorumdan dolayı ama OÖSŞ çok değerli bir program benim için. Nedenini anlamadığım şekilde bu bölümün kurgusu da biraz kötü geldi bana...
Sinema teknolojiyle uyumunu çok uzun zaman önce yitirdiğinden yok olmaya mahkumdur. Evimden çıkarıp sinema salonuna beni sokabilecek nedenler; büyük parlak cam gibi keskin görüntü (halı hazırdaki durum - ekonomi için kısılan projektör lambası), Dolby digital sorround sistemler (thx, Atmos vb), 3 boyut mucizesi ve özel olarak IMAX ses ve görüntü kalitesi. Bunlara 3 aşağı 5 yukarı evimde de ulaşabiliyor olmam beni evde tutmaya yetiyor. Bir başka önemli konu da eskiden filmlere ulaşım oldukça sınırlı idi ve üretim de azdı ancak şu an kitaplarda yaşanan durum söz konusu filmler için de. Her şey çok ama kalite aynı ivme de değil. Haftada vizyona girecek iki üç filmi beklerken torrent ve diğer platform benzeri streaming servisleri size bunun bir kaç mislini günde yaşatabiliyor. Farklı bir deneyim bambaşka bir his için çok zahmete katlanılır ve para da verilebilir ama maalesef sinema sektörü şu an oldukça uzakta ve sonuna hızlıca yaklaşıyor.
Arkadaşlar yazım hatası için kusura bakmayın 🙋♂️
Videoyu baştan sona izledim. Kendi deneyimimi paylaşmak istiyorum.. Cep telefonu, sosyal medya, bilgisayar oyunları ve streaming medya sayesinde odaklanma sürem çok azaldı.
Şahsen kitap okumak istiyorum, 1 sayfa bitiremeden dikkatim dağılıyor. Film, dizi açıyorum, elim ileri tuşunda izliyorum. O ileriye alma, durdurma, başa alma lüksü klasik Televizyonda yoktu. Filmi artık kendim editliyorum ve ben sinemacı olmadığım için bütünü kaçırıyorum.
Sinemada elinde kumanda olmadan, dikkat dağıtan olmadan, karanlıkta yaşanılan deneyim ile izlemek, filmi bütün kılan, o atladığım sahneleri de izletiyor. Yönetmenin tüm ürününü deneyimliyorum.
kurmu yazdırmış kızın babası yazık dedim senin hata yapma ihtimalini bile düşünmedim reis :P
@@halukulucay arada oluyor ya böyle seyler 😄
Sorun yok merdolan affettik 😂😂🙏🙏♥️
“Olmaz Öyle Saçma Şey” formatını özlemiştik 😊😊
DFT tarih seni seviyoruz
Vaaayyyy bir diğer müdavimi olduğumuz kanal....Helâl!
Abi Napolyon'u unutmayın abi...
dft tarih grubunun bir uyesini tanima serefine nail oldum
Sen ne alaka ya. Burda ne işin var birader işine bak
hocam bu formatı özlemişiz. lütfen bu seriye tam gaz devam et
Sinema kendi kendini bitirmiştir:
1. Film başladıktan sonra flash açık telefonla salonda yürüyenler.
2. Hiç bildirim gelmeyen ekranı parlak telefon kontrolü.
3. Sürekli konuşan gülen, arkadan koltuk tekmeleyen ergen terörü.
4. Projektör lambası bitmesin diye kısık ışıkla karanlık filmler.
5. Kabarık saçlı ve uzun boylu ön koltuktaki kazulet.
6. Sikik Türk komedi filmlerinin en büyük salonları domine etmesi.
7. 1000 kişinin girdiği tuvaletlerin günde 1 kez temizlenmesi.
8. Duş almayan yan koltuk kokarcası.
9. Büfelerdeki havaalanı fiyat tarifesi.
unuttuğum varsa ekleyin lütfen :)
Kazuletin ne suçu var. En güzel orta koltuklardan izleniyor , kazulet de uzun , ve saç tarzını ayda bir gideceği salondaki tanımadığı etmediği adam rahatsız olmasın diye 3 e vuracak değil. Rica edin ben çok kısayım bu arkadaşın arkasında izleyemiyorum diye yerinizi değiştirsinler.ya da en önden alacaksınız ağlamayacaksınız. Ne kadar önemsiyorsunuz kendinizi hayatta, işi gücü yok adamın ayy ben uzunum diye arkadan mı yer seçecek. Benim boyum 1.58. Hiç kazulet dert olmadı bu güne kadar🤷♀️
10- Büyük bir kısmının perdesinin düz yüzey sıkıntısı olması. Perdenin bazı kısımları 140p odak dışı kalmış bazı kısımları 4k.
11- Perde bi yana perdesi sağlam ama bu sefer de odaklama sıkıntısı olan yerler dolu., 480p civarı keskinlikte bi ton sinema var lense bi insan evladı dokunsa 4k olacak ama aylarca 480p odak dışı keskinlikte görüntüyü izletmişler insanların bi ton paralarını alıp. Akyaka avm böyleydi en son gittiğimde girmedim, körler sağırlar birbirini ağırlar dedim bu görüntüyü siz insaların parasını alıp nasıl izletebiliyorsunuz.
13- Sesi bazı salonlar çok aşırı açıyorlar
@@cenen7021 12'nci maddeyi atlamışsınız.
12-) Arka koltukların yapış yapış olması 🤣🤣
10. görüntünün çok silik olması ve beyaz bir perdeye bakıp filmdeki görüntüleri tahmin etmeye çalışmak
11. bitmek bilmeyen reklamlar. film arasında anlarım da film başlarken de koymayın şu reklamları
12. sürekli bozulan projeksiyon makineleri.
13. patlamış hoparlörler. yüksek sesli sahnelerde ses cızırtı yapıyor
14. altyazılı film bulmanın zorluğu. illa herşey dublaj olacak
15. 3d denilen işkence
16. size sormadan kitledikleri popcorn. bilete bakıyorum popcorn 50 lira bilet 10 lira. ama sadece bilet almaya zorlarsan kavga edersen popcorn almayabiliyorsun ama bilet 60 lira oluyor bu sefer.
en son yıllar önce gittin sinemaya bunlar yüzünden bıraktım
Top Gun üzerinden çok iyi bir detay yakaladınız ama devam etmedi mevzu. Son Star Wars dizilerinde de full efekt yerine maketlere döndüler. Top Gun filminde de yine kokpit içinden gerçek çekimler yapıldı. Seyirci efekt dışında "gerçek" deneyim talep ediyor artık. Bu detay ilginç bir yere götürüyor bizi..
"çocukluğum çok ağır astral seyahatlerle geçti."
nazım 2023
Türkiye'de Cinemaximum öldürdü sinemayı. En son sadece Imax filmlerine gidiyordum, 45 dakika reklam ve her sinema deneyimimin seyirci yüzünden daha iğrenç olması sebebiyle tamamen gitmeyi bıraktım, üstüne pandemi oldu :)
Onlar da bunu farkettiğimizi farkedip adlarını değiştirdiler, aynı kurnazlıklara "paribu cineverse" adıyla devam ediyorlar :D
sinemaya gitmek sosyal bir aktivite arkadaşlarında konuşursun okul çıkışı iş çıkışı filme gidelim takılalım dersin amaç sosyalleşmek film izlemek ikinci planda. direkt olarak film izlemekse amaç kalite maliyet ve konfor açısından netflix disney+ hbo gibi platformlardan evde ekran başında izlemek daha iyi
Aynen hocam bitmeyen reklam pornosu sonrasında bitmeyen marvel fragmanları salondan çıktığında ben ne seyrettim acaba demek yerine verdim kendimi dvdye dijitale
@@SevvalVural_ ad degisimi degil. Cgv cinemanin reklam ve pazarlama ortagi olan maximum ile yaptiklari anlaşma bitti ve uzatilmadi. Yeni teklifle de bu ortak paribu oldu.
Evet, Türkiye Cinemaximum bunu çok hızlandırdı. Pandemi öncesinde gittiğim salonların, niteliksiz hale gelmesi, görüntü, havalandırma, temizlik, film izlerken birilerinin gir çık yapması gibi sebeplerle defalarca şikayet etmeme rağmen bir şey olmayacağını görüp bir daha asla sinemaya gitmeme kararı almıştım. Pandemi sonrası tekrar gittim değişen bir şey yoktu. En önemli şey olan görüntüyü çamur gibi veriyorsanız. Müşteriyi nasıl çekebilirsiniz ki? Reklamlara razıyım am diğer taraftan asıl yapmanız gereken şeyi beceremiyorsanız bitmeye mahkumsunuz
Keşke bardo ve athena kapışması arasında kalınmasaydı da daha geniş kapsamlı değerlendirme yapılsaydı. İlker hocanın doğu cephesiyle ilgili detaylı yorumlarını duymak isterdim. İlker hocanın sinema yorumlarını çok özlemişim. Arayı açmayalım.
İlker Hoca’nın envsevdiğim versiyonu, en çok buraya yakışıyor 🥳 Sabaha kadar sinema konuşsa 🥳🥳
Kumru gerçekten yoracak bizi
Yordu..
KuRmu Hanım ile işimiz var. Umarım daha çok arka planda kalır, egosu tee buralardan hissediliyor.
2023 bilet satislari projeksiyon degerini gosteriyor. Ilk uc ayi degil. Bu yanlis anlamaya yol acmis. Ozur dileriz.
Bilet fiyatları 6 katına çıkarsa %500 artmış olur, %600 değil. Sevgiler :)
Türkiye özelinde, mevcut tekel olmuş sinema yapılanması zaten benim sinemaya gitme zevkimi yok etti, Ankara'da onlardan bağımsız 1-2 salon var elbette ama onlar da çok etkileyici bir hizmet vermiyorlar.
Bir ton para verip parlaklığı kısılmış projektörlerle (hatta kimi zaman ortalanmamış, odaklanmamış şekilde) salon ışıkları açık unutulmuş şekilde, bir sürü telefonuyla oynayan insanla birlikte film izlemek keyif olmaktan çıktı benim için.
Canikligil gıcık kontenjanına yeni birini koymuş. Adam drama yaratmayı biliyor, büyük showrunner 😃
Harbi gıcık haa cahil cesareti ile genelleme yapıyor ya o anlar da epey cringe oluyor 😂
hocam nolursunuz şu programa devam edin bekle bekle boy attık
Jenerik müziğini her duyduğumda 6 sene önceye dönüyorum.
İşte bu yıllardır salt sinema programı gelmiyordu,olmaz öyle saçma şeyde.Keyifle izleyeceğim akşam.
IKSV film festivali ile birlikte 3 filme gittim, izleme kültürünün değiştiğini gözlemleme şansım oldu 3 filmin 3ünde de film esnasında konuşanlar kıkırdayanlar oldu bunlardan ikisinde seyircilerden sessiz olmazı için birbirini ciddi şekilde uyaranlar oldu. Pandemi sonrası artık dikkatimizin de film uzunluğuna dayanamadığını düşünüyorum.
Hem eğlendirici hem bilgilendirici hem de düşündürücü 🎉
Lütfen Olmaz Öyle Saçma Şey serisi düzenli devam etsin lütfeen sizden sabaha kadar sinema ile ilgili her şeyi dinleyebilirim
Hocam sonunda hocam şu programa şöle kendin devam et ölene kadar izlerim.
Herkes aynı şeyi istiyor sanırım
Bu formatı es geçmeyin ilker bey. Özledik sizin kendi nosyonunuz olan sinema alanında yaptığınız yorumları. Devamke😂
Uzun metraj film çekemeyince erkekler
Hocam film yorumlamalarınızı özlemişim devamlı tekrari olması ümidiyle sevgiler❤
Inãrritu’nun benim için en güçlü 2 filmi Babel ve Amores Perros diyebilirim o filmlerin de gücünden bahsederken senaristi Guillermo Arriaga’nın payını yadsımamam gerekir. Yani yönetmenle ilgili hocamıza hak veriyorum.. İlker hocanın sözü daha az kesilsin isterdim. Kumru lisanstan arkadaşım, Nazım ile de kendisiyle aynı dönemde Dominik Estancia’da malesef yemek sırasında az bulunmadım haha sizi klozette görmek ayrı bi keyifti :D
Serinin devamını bekliyoruz♥️
ya cidden bu seri içimdeki film izlemeye dair olan kıvılcıma can veriyor diğer türlü çok üşeniyorum sdfghnjk
Harika bi içerik! Flu Tv de olmasa, kimse bu gibi konuları konuşmayacak. Çünkü farkındalık ve kültürel yayın talebi yerlerde. Tesekkur ederim kendi adıma 🥳🙏👍👏❤️
İlk defa bir reklam kısmını geçmedim hatta tekrardan izlemeyi düşündüm 😅😅 İlker Canikligil adamdır.
Uzun zamandır sinema salonuna gitmiyordum. Geçen haftadan beridir festival filmlerine gidiyorum ve şunu tekrar idrak ettim ki 20. dakikasında pişman olabileceğin filmler için fazla zahmete giriyoruz. Büyük perdeymiş, tanımadığımız insanlarla ortak deneyimmiş filan anlamlı şeyler değil. Evimde olsa beğenmediğim anda kapatıp kurtulabileceğim zırvalıklar için, hadi bilet parasından vazgeçtim, yola harcadığım zamanla birlikte ortalama 4-5 saatimi riske atmanın ne mantığı var ya?
@@seslikitap3600 En az 1 saat "boş" vidyolara ayırıyorsam sizin "dolu" gördüğünüz şeylere de para vermeli ve birkaç saat ayırmalıyım sanırım. Aydınlandım. Teşekkürler. Görüşmek üzere.
İşyerinde Bref kullanmaya başladık. Temizliği bir harika. Ayrıca kokusu çok iyi.Lavaboların havası değişti. Diğer markalara göre de daha dayanıklı.
Ben sinemaya gitmek istiyorum da gidilecek film yok, eski izlediğim iyi filmleri tekrardan sinemaya getirseler hepsine giderim. Godfather, Yeşil yol, Fight Club, 60 saniye, 96 saat, Kimliksiz, Taşıyıcı vb… bir çok filme zevkle giderim.
İlker hocam 2023 şimdiden 740 milyon ise bu çok iyi bir sayı değil mi? 2019'u bulabilecekken neden kötü gidiyor anlayamadım. Sevgiler ❤
Bende anlamadım. 4 ayda geçen yılı bulmuş işte.
2 milyardan 700 e düşmüş öldüğü anlamına geliyo sektörün
Çok iyi sayı evet. 3 ayda geçen yılı yakalamış, bu gidişle tarihin en yüksek rakamı olan 1.5b'yi rahat geçecek. Bunu atlamaları tüm videoyu boşa çıkarıyor.
İlker Canikligil her "o zaman görüşürüz " esprisi yaptığında kenara 1 TL atsaydım şuan rahatça bir togg alabilirdim.
Sevgili İlker Hocam ve Nazım Hocam , lütfen bu kadar özletmeyin OÖSŞ’yi. Saygılar ve sevgiler ❤
olmaz öyle saçma şey en favori programım ilker hocaya ve ekibine hastayım
lütfen devam edin 🥰😍🤩❤❤❤❤❤
Sadece 2023 yılında 12 filmi sinemada izledim, sektöre katkım büyük İlker hocam. 😀
"Aşktan Ölümden Başka Bir Şey Kalmadı" isimli bir kitapta Ömer Madra ve Enis Batur'un Metin Erksan ile yaptığı bir söyleşi yayınlanmıştı.
Metin Erksan, 40 sene önce evde video izlediğini, karanlık sinema salonlarına gitmeyi yorucu bulduğunu söylüyordu ve sinemanın geleceğinin de bu olduğunu söylüyordu. Hakikaten doğru bir öngörüymüş.
En son sinemaya gittiğimde 42 dakika reklam izledik, tövbe ettim ve bu pandemi öncesiydi. Sinema salonları hiç ağlamasın
Sinema bitmesinin sebepleri sadece bilet fiyatları değil bence . Balıkesir gibi bir yerde sadece 1 tane sinema var oda AVM içerisin de , kişi başı bilet fiyatı 80 tl , 2 kişi lik büyük boy mısır ve içecek yaklaşık 250 tl , hadi sevdiğimiz film e gidelim diyoruz , seans saatinde başlamıyor , başlasa bile önce 15 20 dk yerel ayak bakım merkezi iğrenç reklamını devasa büyük perdede izlemek zorundasın , yerel kuaför reklamı izlemek zorundasın , onca para verdiğim yerde bana o reklamları yüksek sesle ve metazori şekilde izlemek artık katlanılmaz geliyor. Üstelik bir de başka insanların rahatsız edici tavırları , saçma sapan filmlere çocuk getirmeleri gibi davranışlar ve problemler yoğun günün stresini atalım derken stres sahibi olup eve geri dönmenize sebep oluyor. Onun yerine 1 2 ay sonra Netflix de eskiye nazaran devasa Tv im 4k hd ekranda evde eşim le yada arkadaşlarımla istediğimi yiyip içebildiğim sinema gecesi yaratıp John Wick 4 seyretmek daha mantıklı , daha ucuz , daha konforlu ve huzurlu. Ayrıca Otopark masrafı , Sinema öncesi yaklaşık 300 tl yemek parası , Sinemaya giderken yakıt masrafı ki o bile neredeyse 100 tl yi geçiyor , trafik ve kaza riskin de olmuyor.
3 filmden bahsedileceğiz denildi aralarındaki en iyi film 'Batı cephesinde...' ile ilgili 2,3 kelam edildi. Dakikalarca Kumru hanım kızımızın görüşelerini dinledik - daha doğrusu ilk 5-6 dakikadan sonra kendisinin sesini duyduğum yerleri atladım.
Bu seri İlker hocanın yanıdan daha iyi partnerlerle kat, kat daha iyi olur bence. Bu haliyle bence fazla dağınık.
"Hasan Mercan kefirleri gururla sunar. Olur olur bal gibi olur." :) eski izleyiciler de burada:)
Filmi Meksika’da yaşadığım için ilk gösterimini sinemada seyrettim. Ayrıca filmin sanat yönetmeni çok yakın arkadaşım. Kendisiyle röportaj yapmak isterseniz bağlantı kurarız. Bence de tuhaf bir film. Başlangıcı ise efsane olmuş bence.
Hocaammm şu formatı çok özlemişiz ❤❤
sinemayı bilmiyorum ama flu tv ölüyor gibi. eskisi gibi değil artık. önceden video içerisinde çok güzel bilgiler olurdu, güzel bi detay yakalarsak videoyu durdurur yan sekmede araştırma yapar geri dönerdik. şimdi, pub'da oturmuş 3-4 kişinin 3. biralardan sonra yaptığı goygoyu dinliyor gibi hissediyoruz.
Doğru
Hocam çok özlemişiz. Teşekkürler🎉
Arkadan sorulan sorular, konuşmalar boşlaştırnış içeriği, diğer bölümlere kıyasla.
Daha dolu ve konuyu geliştiren katkılar olsa keşke.
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok Remarque'ın kitabından uyarlanmış hatta kitap kısaltılıp aynen alınmış. Kitabın tek karakter üzerinden ilerleyip okuyana siperde olmayı hissettirmeyi başardığını hatırlıyorum. Ancak kitabı okurken gözümde canlananların, hissettiğim çaresizlik duygusunun yanında film çok yavan kaldı.
butun film kitap karsilastirmalarinda ayni sorun olur, karsilastirmamak lazim :)
Eskimez eskimez
Nazım ın soruları
Ilker hocanın bilgi dagarcığı
Kuru ve pilav
Çay ve kurabiye gibi degişmez ikili.
Sohbetinize sağlık.
sifondan sonra hocamın "şahane" demesi :) hastasyım sana ilker hocam
çok çabuk bitmesin ilker hocam devamı gelsin lütfen
Bu serinin devam etmesi lazım. Film izlemeye ben buradaki tartışmanın dozuna göre karar veriyorum.
Sinema salonlarının değeri ve bu değerin gelişen teknolojinin bireyselliği karşısında nasıl ayakta tutulabileceği hakkında bir fikir alışverişi olmasını bekledim ama gelmedi. 3 film hakkındaki yorumlarınızın merkezde olduğu ve sos olarak sinema salonlarınin durumundan bahsedilen bir video olmuş.
18:20'de "bir müzik videosundan arak" denen fikir Radiohead'in "Just" klibinden.
14:50 vay be nazımdan bu sözleri duymak
İlker hocam sarhoş sarhoş itirafta bulunmak istiyorum ya sizi aşırı seviyorum lan. şu ülkede iyi ki var dediğim az sayıda insanlardansınız. Samsun Atakum'da bir kaç yıl evvel görmediğim için yanlışlıkla size yol vermedim buradan da özürümü dileyeyim:)
Keşke arayı çok açmasak bu program özelinde.
Ben doksanlı yıllarda haftada 2-3 kez sinemaya giderdim. Bizim zamanımızda sinemada film izleme adabı vardı. Pandemi öncesinde de sinemaya gitme düzeyim azalmıştı. Bunun en önemli iki nedeni büyük bütçeli aksiyon filmi dışındaki filmlere gidecek ekonomik gücün doksanlara kıyasla azalmış olmasıydı. Bir diğer unsur da marvel ve türevleri dışında büyük bütçeli filmlerin sinemada yer bulamaz oluşuydu. Bu filmlere gelen kitlenin önemli bir çoğunluğu sinemada sürekli telefonla ilgilenip dikkati dağıttığı için , telefonu sessize bile almayıp çalınca sohbet ettiği için filmleri sinemada izlemekten soğudum. Avatar 2 bile yeniden sinemaya gitmemi sağlamadı çünkü ormanda geçen filmin suda geçen versiyonunu izlemek istemedim. Ben filmde hikaye arıyorum görsellik değil. Uzun zaman sonra john wick 4’e gittim. Seversiniz sevmezsiniz ama filmde emek var. Kendine ait bir evren var. Doksanların aksiyon sineması böyleydi. Mesela fast and furious filmi (1) gayet güzel bir filmdi ama 10. Filmde uzaya çıkmaya karar verdiler. Öldürdükler i karakterleri geri getiriyorlar. Bu izleyiciyi aptal yerine koymak bana göre. Sinemayı bitiren bence filmlerin dönüşümü. Sanat filmini sinemaya gidip izlemem kimse kusura bakmasın. the banshees of inisherin güzel bir film olabilir ama 100 lira bilet parası ve diğer masrafları ele alınca evde izlenen film oluyor.
Sonunda eski format. Ohhh bee
Şu yeni gelen eleman hariç, on numara video.
Çok keyifli 🙏
Kumru karataş maalesef çok bölmüş hocayı, bıraksaydı da keşke İlker hocayı dinleseydik dedim 10 dakikadan beri :) evet pandemi darbe vurdu diye sürekli hocayı böldü doğru evet, ama çok da sofistike bi tespit değil sürekli söylenecek, hocanın bilgileri derleyip onun yorumunu dinlememizi sağlamasına daha dikkat etmesi lazım. Dış ses olan arkadaşların birincil etkisi doğru soruyu sormak aslında, ilker hocanın diğer programlarda yaptığı gibi (örneğin esg) Elinize sağlık bu arada, çok özlemişiz olmaz öyle saçma şey formatını, keşke daha da sık gelse, İlker hocayı soran konumunda değil de anlatan konumunda görmek de çok kıymetli. Sevgiler
geçen sene flu tv şampiyonlar ligi gibiydi ya hocam, mustafa seven, duygu, gülsema, doğu, mina, kemal, nazım hocam harika ekipti.
Ben bi İlker Canikligil seviciyim galiba ya. Hocam sizi her yerde savunabilirim mükemmelsiniz. Olmaz serisi kadar kaliteli içerik yok denecek kadar az. Nazım abiye selamlar seviliyorsunuz, yeni arkadaşa bol şans işi zor :D
Top gun' ı öven ilker hocaya selamlar. Nazım abi sen ilk filmini beğenip nasıl 2. Yi beğenemedin? Hemen hemen aynı şeyler işte. Ki inanılmaz çekim sekansları var ekstra olarak. Üzdün 😢
33:16 savaş filmlerinde 1917 çok iyiydi bence. Oscar da almıştı. Tek kamera mı tek plan mı öyle bir şeydi sanırım. Nazım da beni onaylamış:) dinleme esnasında yorum yazdığım için sonradan fark ettim..
Türkiye için sinemanın bitme sebebi bence salonlar. Çorlu/Tekirdağ'da 2 farklı avm'de cinemarine denilen bir garabet var. En son Hayalet Avcıları'nın 3. filmine gitmiştim. Film perdesinde hatalı bölgeler vardı. Ses desen hoparlörlerin yarısı çalışmıyordu ve yan salondan uğultular duyuluyordu. Salon zaten saman ve ahır kokuyordu. Ben böyle berbat bir deneyim için salona niye gideyim? Bir de utanmadan bilete 80 lira istiyorlar. 2 ay bekleyip TV'de izlerim, en azından görüntü net. Çorlu'da durum gerçekten çok kötü ama diğer zincir salonlar da pek matah değil ki. Benim bayılarak izlediğim DUNE filminde kum solucanı sahnesinde ve bir çok sahnede yaratığı göremediklerinden şikâyetçiydi cinemaximum'da filmi izleyen bir çok kişi. Projektörün ışığını o kadar kısmak ki artık filmi gösterememek. Bileti keserken parayı peşin alıyorlar ama. Türkiye'de gerçekten gittiğine değecek kaç salon var ki? Toplasan 10'u geçmez.
Hadi iyi salon buldun diyelim. İzlemeye değecek kaç tane film var? Kendi adıma 2023'te beklediğim ve keşke büyük ekranda izlesem dediğim filmler Babil, Oppenheimer, Dune Part 2, Spiderman animasyonu. (Bir de çıkarsa ve Türkiye'ye gelirse Miyazaki'nin filmi var ama onun yerine saçma bir komedi filminden salon bulamaz.) Bir elin parmaklarını geçmedi. Bunlardan biri de 3 saatlik klip çıktı film yerine. Marvel filmleri olsun John Wick, Avatar vs olsun iyi seyirliktiler evet ama seriler devam ettikçe üzerine bir şey koyamadılar ve bende izleme isteği uyandırmıyorlar artık. Avatar 2 ilk filmin daha açık mavilisi, John Wick 3'ü seyrettim seriden en son ilk filmin o yenilikçi ve keyifli dövüşlerinin, senaryosunun üstüne hiçbir şey koymamış. Temcit pilavı için de sinemaya niye gideyim. Türk filmlerine girmiyorum bile.
Yine de iyi salon kolay ulaşılabilir bir şey olsa ilgimi çekebilecek herhangi bir şey bulur bulmaz gider izlerdim. Onun yerine korsan çekimden daha kötü deneyim sunan çamur gibi kalitede salonlarımız var.
Bref gibi alakasız görülebilecek bir markanın böyle cringe bir entegrasyona izin vermesine bayıldım. Ciddi ciddi sırf bu yüzden özel olarak bref kullanacağım, helal. (ironi içermez)
Bu formatı çok çok özledim hocam artırın ltfen ❤
1 dakikalık tik tok videoları izleyerek büyüyen bir nesil,nasıl oturup 1buçuk saat film izlesin ?
Gerçekten bu ''olmaz Öyle Saçma şey'' çok özlemişiz ve bu seriyi gerçekten efsane oldu en başından beri. İlker hocanın çoğu yorumuna katılıyorum ancak tabii ki de sinemanın öleceğini ben de ihtimal vermiyorum. Çünkü halen daha sinema perdesinde izlenebilecek çok çok iyi filmler geliyor. Video'nun sonundaki Top Gun örneği gibi. IMAX i̇zlemiş birisi olarak gerçekten film muazzamdı her anlamda. All Quiet on the Western Front ve ATHENA Netflix'e çıkması aslında bu videonun başlığını çok destekleyen örnekler yani ben bu filmleri de sinemada izlemek çok isterdim. Ama bu evrenin ben yine de gecici olacağını ve Dijital Platformların bir noktadan çok fazla içerik üretmeye durumlarından dolayı bütçeleri kısacağını düşünüyorum. Yani Scorcese 160 milyon Dolar verip Irishman'i yap demeyecekler ancak yönetmenlerin Çıkış yerleri ve kendini duyurma yerleri bu mecralar olacak. Ayrıca BARDO ve INARRİTU hakkında i̇lker hocaya %100 katılıyorum Bir kere kesinlike bir ALFONSO CUARON olamadı Inarritu ama onun ekmeğini çok yedi. Ve evet büyük yönetmenlere her ne olursa olsun ne kadar büyük yetenek olurlarsa bile gerçekten bir limit konulmalı eğer kendi filmlerin yapımcıları değillerse. Bakınız Nolan örneği , Inception, Memento'yu yapan adamla TENET'i yapan adam yanı Warner Bros ile adamdan vazgeçti. Yani sınırsız olanak bu adamlara yaramıyor.
Top Gun'dan bahsettikleri video hangisi acaba linkini bir yerlere iliştirseydiniz :/
İlker hocam sizi seviyorum... iyi ki varsınız.
Aha en sevdiğim seriden yeni video!
Enormous monsters eventually devour themselves 🙂
Sinema sektörü bence koca bir canavar çünkü insanların gerçeklik algısını yıllar boyu çok kötü yönde etkilemiştir. Klasik Hollywood algısı ve istenilen hayat ile yaşanan hayat arasındaki farkı adeta uçurumlaştırmış ve beraberinde pek çok sorun da getirmiştir. Bugün diyoruz ya cebinde beş parası olmayan gençlerin bile ellerinde kaç bin TL'lik iphonelar var diye, malesef bu yüzden. Konfor arayışının böyle delicesine insanları bu konuda hırçınlaştırması çok kötü bence.
Sinemanın yerine şimdi de sosyal medya yapıyor bunu. İnsanlar çıldırmış gibi sosyal medya bağımlısı ve influencerların etkisinde kalıyor ve/veya influencer olma tutkusuyla yanıyor. Yani şöyle mantıklı bir şekilde oturup bakarsanız "çılgınlık bu!" dememek için çıldırmış olmak gerek! Ama tabi ki en baştaki sözü haklı buluyorum, en sonunda kendi kendini yiyor bu dev canavarlar. Buna postmodernizm mi deniyor bilmiyorum ama, insanların farkındalığı çok geç devreye girdiği için belki de, hayatlar kayboluyor bu sürede. Nesiller yozlaşıyor, insanlar çok kolay manipule edilen koyunlar haline geliyor. Bilginin çoğalması insanların bilinç düzeyini artıracak diye umarken, tam tersi oluyor. Bilinçsiz robotlara dönüşüyoruz ve bilgi de çoğaldıkça yozlaşıyor çünkü yalan yanlış bilgi artıyor herkesin elinde bunu yayacak bir cihaz olduğu için. Şimdi de AI çok gündemde ve bir çok spekülasyon dönüyor ama insanların en çok yaptığı şeyler, kendi yapmaları gereken işlerini yapay zekaya yaptırmak 😅😅 sonra da yapay zeka işlerimizi elimizden alacak diye söylenin!.. Sonuçta sinemada da algısal gerçekliği birileri oluşturuyordu, sosyal medyada da insanlar yalan yanlış şeyleri hayatlarıymış gibi paylaşıyordu. Yapay zekada da öyle. Demek ki canavarların en büyüğü insanlıkmış. Ve kendi kendini "devour" ediyormuş 😅😅 iyi de oluyor belki de...
Bence AVM yöneticileri bünyelerindeki sinema salonlarını sübvanse ederek ayakta kalmasını sağlıyor, çünkü sinema salonları AVM'deki diğer mağazalara da bir hareketlilik getiriyor, en azından film izlemeye gelenler food courttan bir şeyler yiyor veya tam tersine bir şeyler yiyip içip vakit geçirmek için AVM'ye gidenler vakti varsa "hadi bi de film izleyelim" diyor. Mesela Antalya'da Terra City diye bir AVM'de uzun süre sinema salonu yoktu, sonradan salon açıldı. AVM harici bağımsız salonların işi daha zor.
Yeni kıza alışamadım yarısında çıktım videonun, hepsini izlerim normalde
ilker bey saatin kayışını biraz sıkın ya da o kayışı kullanmayın lütfen, her gözlük düzeltip kayış düzelttiğinizde 2 saniye ileri almaktan videodan hiç bir şey anlamadım. teşekkürler.
hocaaaammm çok özlemiştikkk sizi ve oösşyi💜
Mad Max hala konuşuyoruz. Çok güzel filmdi.
Bence atladığımız bir nokta daha var. Video oyunlarıyla aranız nasıl bilmiyorum. Oyunlardaki anlatı sinema tekniklerine öykünüyor. Amaç deneyim yaratmaksa sektörü değiştirebilecek güce sahip olduğunu düşünüyorum. Farklı mediumlar olarak görebilirsiniz fakat ben böyle göremiyorum. 33 yaşında ve sinema sever olarak oyunların sektörü ele geçirdiğini düşünüyorum. AAA oyunlatın verdikleri deneyim son yıllarda sinema filmlerinden aldığımdan çok daha kalıcı. Karakterle özdeşleşip sanal bir dünyada gerçeği yaşar gibi oluyorum.
AVM içlerinde sinema salonlarını çoğaltmaya devam ederlerse daha da azalır. Bu faktörün sinema izleyicisini çoğalttığını sanabiliriz ama bence tam tersi. İnsanların geçtiği sokaklara sinema salonları taşınmalı, bu salonlar göz önünde olmalı bence. Sevdiğim film sırf AVM sinemasında diye gitmediğim oldu. Benim gibi yüzlerce belki binlerce insan vardır. Tabii bu benim şahsi fikrim. Farklı düşünenler olabilir.
"Kabloyla akratılan hiçbir şeyin değeri yoktur"Nazım Yılmaz'ın harika özlü sözü.
Sözlük anlamıyla sinema, Herhangi bir devinimi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini saptama, sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde perde üzerine yansıtarak devinimi yeniden oluşturma işidir(Büyük Larousse, 1986)
Yani sinemanın tarifi ancak salon varsa yapılabilir salon yoksa sinemada yoktur. Çünkü Lumier'lerin icadı Sinematograf bu kayıt edilen devinimi karanlık bir salondaki perdede göstermeyi zorunlu kılar oysa Edison'un Kinetoskopu için salona ihtiyaç yoktu cihazın üstündeki bir gözetleme deliğinden filmler tek kişilik izleniyordu. İşte şimdi olan tam da bu..
Kral öldü yaşasın yeni kral Kinetoskop..
Bu konuyu merak edenlere şahane bir kitap önerim var; The End of Cinema?: A Medium in Crisis in the Digital Age
Çocuk filmleri çok tutuyor sinemalarda. Ben en son Hobbit seyrettim sinemada yetişkin filmi olarak (nispeten), ondan sonra sürekli çocuk filmleri... Her yaşa uygun çocuk filmi var, özellikle Almanya'da son yıllarda sinemada en çok seyredilen filmler Alman yapımı çocuk ve gençlik filmleri.
Oley be en sevdiğim format❤😂
05:34
Kim derdi ki gün gelecek de "sinema salonları ölüyor, ne yapmalı" temalı video çekecekler diye.
4-5 senesi vardır, Taha Ulukaya ( @FilmlerveFilimler ) Sinema salonlarına hitaben bir video çekmişti. Sinema yapımcısından izleyicilerine insanları nasıl sömürdüklerini, saatlerce reklam izletmeleri vs. Hatta o sıra benim de canımı sıkan bir konuydu anlattıkları, bahane oldu ben de epey bir süre (en azından bahsi geçen grubun salonlarına) gitmedim. Sonradan zaten 1-2 bilet parasına üyelikler falan alıp o salon senin bu salon benim koşturduğumuz kampanyalar, anlaşmalar, üyelikler, kartlar falan peydah oldu.
Sinema salonları yaşasın, yaşamaya devam etsin tabii ama şu an çok çok daha başa bela rakipleri var. Salonun 1 bilet fiyatına 1 ay tüm içeriği izleyebiliyor adam. Hatta salona, mısıra, kolaya dökeceği serveti dolby ses sitemine akıtabiliyor, 4k tv'ye fazla fazla akıtabiliyor.
Neyse, daha 5 dakika oldu program başlayalı resmen adamın sözünü kestim 10 dakikadır ben konuşuyorum. Buyur İlker hocam, devam et sen.
Sinema ile ilgili pek çok konuyu bu kanal sayesinde öğrendim. Teşekkürler.
Hocam, aklıma film gelmeyince üşenmeden letterboxd'a gidip son beş yılın filmlerine baktım (belleğim kötüdür). Adam haklı, yokmuş anılmaya değer bir şey diye düşündüm 2020'lere bakarken. Sonra kendi listeme bakayım dedim ve Another Round filmine denk geldim, neredeyse yerimde zıpladım. Sıradan bir hikaye gibi görünse de bence şahane bir film. Portrait of a Lady on Fire da çok iyiydi.
Crash'ı anmanız beni hem şaşırttı, hem de çok mutlu etti. İlker Hoca ile hemfikir olduğumuz bir şey buldum sonunda, diye düşündüm. 😁
Sinema veya tiyatroya gittiğimde koltuğu tekmeleyen mi dersin, gösterim sırasında yanındakiyle konuşan mı, telefon ışığıyla rahatsız eden mi derken iyice soğudum. Evde, ev konforunda izlemek çok daha iyi geliyor.
nazim bey 15 milyonluk sehirde 1 tane opera salonu 1 tanede akm oldugu icin opera temsili az dolayisi ile biletler hemen bitiyor talep eden kesim hep ayni ve sayisi aslinda az
Çok özlenen bir bölüm
Nasıl da tak diye burdayım
Netflix gibi platformların toplam abone sayısı dünyada 300 milyon civarında ve her ay iki bilet parası ödüyorlar desek yılda(burada bir durdum) 7,2 milyar bilet yapar.Bence sinema ölmedi ölmez de ama mediumu değişti ve yakın bir gelecekte tekrar değişecek.Rakamları bilmiyorum ama televizyonun ilk yaygınlaştığı dönemde de sinemaya rağbet azalmıştı ve şu anda da youtube tiktok vs hatta bilgisayar oyunları var.Sinema ve ev sineması deneyimlerinin yakın zamanda değişim geçireceğini ve bu durumun sinemaya olan ilgiyi tekrar artıracağını düşünüyorum.
Özlediğimiz format döndü. "KURMU" da nazarlık olsun bari. :)
Çok özlemişiz..
Athena ile children of men karşılaştırması da iyi olurdu aslında. Özellikle son bölümü iç mekan dahil muazzamdır.
kahvaltı yaparken izliyodum hocam ya.. yeni stajyer çk güzlmiş, slm.s
Uzun zamandır olmaz’da fikirlerini söyleyip altı dolu catisma yaratılmasını özlemişiz hoşgeldin nazım sensiz olmaz olmaz be
Kumru'nun ismi başlangıçda 'KURMU' diye yazılmış bu hata mı yoksa kasıtlı mı?
7:15 ben olmaz öyle saçma şeyde ilker ve nazımı, hatta nazımın makul itirazlarını dinlemek istiyorum. Kumru hanım iyi hoş da soru ve katkıdan ziyade bildiğiniz programı sabote ediyor. daha 7 dakkadır izliyorum; yoruldum.
36:33 Kumru hanıma lütfen az müdahil olmasını, ilker hocaya soru sormasını, sorularla yönlendirmesini tavsiye ediyorum. Bu kadar yüksek özgüvenli iddialı yorumlar ile programı berabat etmiş (özür dilerim. çok sert oldu ama dayanılır gibi değil)
Kesinlikle katılıyorum şimdi aynı yorumu yaptım, inşallah dikkate alırlar sürekli atlamak zorunda kaldım bu kadar rahatsız olmamıştım uzun zamandır.
@@pianodore4639 Ya aslında kötüdür deyip kestirip atmak istemiyorum; gençliğin verdiği heyecan ve tutku var yorumlarıda. Sanki bu formatta değil de başka bir formatta çok faydalı olabilir gibi... buraya tam oturmamış. Elbette seyircinin istediğinin tersini yapmak gerekir diyen İlker Hoca bizi biraz "yaşlı" ve muhafazakar bulabilir bu yorumdan dolayı ama OÖSŞ çok değerli bir program benim için. Nedenini anlamadığım şekilde bu bölümün kurgusu da biraz kötü geldi bana...
Sinema teknolojiyle uyumunu çok uzun zaman önce yitirdiğinden yok olmaya mahkumdur. Evimden çıkarıp sinema salonuna beni sokabilecek nedenler; büyük parlak cam gibi keskin görüntü (halı hazırdaki durum - ekonomi için kısılan projektör lambası), Dolby digital sorround sistemler (thx, Atmos vb), 3 boyut mucizesi ve özel olarak IMAX ses ve görüntü kalitesi. Bunlara 3 aşağı 5 yukarı evimde de ulaşabiliyor olmam beni evde tutmaya yetiyor. Bir başka önemli konu da eskiden filmlere ulaşım oldukça sınırlı idi ve üretim de azdı ancak şu an kitaplarda yaşanan durum söz konusu filmler için de. Her şey çok ama kalite aynı ivme de değil. Haftada vizyona girecek iki üç filmi beklerken torrent ve diğer platform benzeri streaming servisleri size bunun bir kaç mislini günde yaşatabiliyor. Farklı bir deneyim bambaşka bir his için çok zahmete katlanılır ve para da verilebilir ama maalesef sinema sektörü şu an oldukça uzakta ve sonuna hızlıca yaklaşıyor.