Ders Notları • Hz. İnsan’ı kendi kültür dünyamın içinde bir insan olarak algılıyordum. O Hz. İnsan’ın içinde bir Çinli, Rus, Alman, Çingene, Yunan yoktu. • Ölümün dört rengi, İslam dünyasındaki tasavvufi kavrayışların Platoncu ilişkisinden doğar. Platonculuğun İslam dünyasındaki karşılığı felsefi anlamda işrakilikir, daha genel anlamda tasavvuftur. Hermetik gelenek bizde tasavvuf üzerinden varlık bulmuştur. • Tasavvuf büyüklerinin hemen hemen hepsinde Platoncu dili görebilirsiniz. • Yazılı kültürün bir çocuğu olarak, sözlü kültürün metinlerini anlamak için koca bir ömür verdim. Sözlü kültür metinleri analitik olmadığı için ussal metinler değildir. O yüzden felsefe ve bilimle irtibat kurması çok güçtür. • Sığ zekâlar için her şey basittir çünkü onlar problemleri çözülmüş bir biçimde görür. • Doğada olup bitenleri anlamaya yönelik insani merak ilk kez M.Ö VI. Yüzyılda Thales ile birlikte başlar. • Filozof olmak için kitaba gerek yoktur. (Sokrates) • Pythagoras’ın felsefesi bir yaşama biçimi olarak felsefedir. • Bir düşünme biçimi olarak felsefeden söz ettiğinizde bilime yaklaşırsınız. Bir yaşama biçimi olarak felsefeden bahsettiğinizde ise dine veya dini mistisizme yaklaşırsınız. • Felsefe boşlukta ortaya çıkmamıştır, dinden sonra ortaya çıkmıştır. • Bilimsel felsefe Thales ile başlar. Thales’ten önce şiirsel felsefe vardır. Aristoteles ve Hegel’e göre şiirsel felsefe, felsefe değildir. • Dindar bilincin felsefesi olmaz. • İslam felsefesi, siyasal olarak İslam’ın hâkim olduğu topraklarda yapılan felsefedir. • Homeros destanları bildiğimiz anlamda şiir değildir, ilahidir. Musikisi olmadan anlaşılmaz. • Aristoteles’te retorik, şiir ve diyalektik felsefenin dışında kalır. • Önce inançlar vardı. İnsan dünyayı sözlü kültürün olanaklarıyla kavramaya çalıştı, hafızası buna göre şekillendi. • Uygarlık (felsefe ve bilim) yazıyla başlar. • Hafıza kalemden ve kâğıttan yardım alırsa soyutlama yeteneği gelişir. • Manzaraya bakarak şiir yazılabilir ama düşünme olmaz. Düşünme tam tersine duyguların bastırılmasıyla (manzaraya sırtını dönmekle) gerçekleştirilir. • Felsefe tarikatları vardır ve pythagorasçılık bir felsefi tarikattır. • Önce din sonra felsefe gelir ve felsefe kendinden önceki yaşam biçimlerine öykünür, onların bir kısmını örnek alır. O yüzden filozoflar saf bilimci adamlar değillerdi. • Aristoteles’ten sonra dinsel hareketler felsefeyi örnek aldı. • Hıristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlık kavramsal/düşünsel olarak felsefenin daha ilkel örnekleridir. • Ben felsefeyi kavramla ve usla gerçekleşen bir edim olarak algılıyorum. • Pythagorasçılık için felsefenin çocukluk evresi denilebilir. • Mistisizmi veya tasavvufu felsefe ile din arasındaki aracı kurumlar olarak görüyorum. (Düşünsel olarak kavramlarını felsefeden almış -imgelerini dinden almış.) • Mistik önderler birer filozof değildir. • Akılı (nous), en geniş biçimde Anaksagoras kullandı. • Nefsi/ruhu (psuke), Platon meşhur etti. • Logos, Herakleitos’un dilinde anlam kazandı. • İnsan önce inanır sonra düşünür. • İlk önerme: Toplum bireylerden oluşmaz, topluluklardan oluşur. İkinci Önerme: Hiçbir topluluk bireylerden oluşmaz, kişilerden oluşur. Dolayısıyla, toplum topluluklardan, topluluk kişilerden oluşur. Ne toplum ne topluluk bireylerden oluşmaz. • Toplum cemiyet, topluluk camia ve cemaat, kişi şahıs, birey fert (küme birimlerden oluşur, birey burada matematiksel anlamda “birim” ile eşitlenmiştir.) anlamında kullanılmıştır. • Bir tarikata, cemaate üye oluyorsanız kişiliğinizi kenarda bırakmak zorundasınız. • Felsefe ile din arasındaki en büyük çelişki esas itibariyle düşünmenin toplumsallığı sorunudur. • Beyaz ölüm: İştahı denetleme yeteneği kazanmak Kırmızı ölüm: şehveti kontrol altına almak Yeşil ölüm: makam-mevki gösterişinden uzak durmak Siyah ölüm: halka karışmaktır. Buna bizim kültürümüzde “halvet der encümen” denir. Halk içinde hak ile birlikte olmak demektir. Bedenimiz halk içinde olur, halkın ahlakına inançlarına uyarız ama gerçekte uyduğumuz hakikattir. • Felsefenin 6 tanımından ikisi: 1-Tanrıya benzemek. (felsefenin uzak amacı) 2-Ölmeyi tercih etmektir (felsefenin yakın amacı) • Toplumsallık; yeme-içme-barınma-bürünme ve üremedir. Ölümün dört renginde toplumsal yaşamın en temel amaçları küçümseniyor. Bütün problemlerin temelinde mülkiyet ve cinsiyetten ortaya çıkar. Bu nedenle din ile seks, tarikat ve seks birbirinden ayrılamaz. Dinsel hareketler ister istemez şehvet ve iştahı bastırmaya yönelik yöntemlerle varlıklarını temellendiriyorlar. • Öfke ve arzu gücünü kontrol altına almak için kullanılan bu tasavvufu yöntemleri felsefi bir temeli vardır. • Dinsel arınma hareketleri bu dört ölümün bir biçimidir. Kültür karşıtıdırlar. • Filozof Platon’a göre “gökteki yıldızlara baktığı için önündeki çukuru göremeyen adam”dır. • Kişileşme, insanın haysiyetini/şahsiyetini işaret edebileceği bir “ben”i muhafaza etmektir. Hücrenin metabolizmaya isyanıdır. • Bergson’a göre “hücre metabolizma içindir.” • Dindar bilinç doğanın sesini duymayı bir marifet bilir. Us doğaya karşı çıkar ve doğaya rağmen ussal olanı doğaya buyurur. Uygarlık böyle ortaya çıkar. • Felsefenin öfke ve arzunu kontrol altına alması, halktan uzak durması entelektüel yanını güçlendirmesi içindir. • Bir teorya yaşamı ister istemez öfke ve arzu güçlerinin bastırılmasına dayanır. • Dinin asıl amacı toplumsallık duygusunu güçlendirmektir. Yasaya boyun eğme (yönetilme) kabiliyetini artırmaktır. Bir dinin varlığı tümüyle toplumun siyasi erke boyun eğme yeteneğini artırmaktır. Bunun için de güçlü öfkeler ve arzular devletin istemediği şeylerdir. • Tribünlerde kişi olmaz. İnsanlar kişilikten kurtulmak için tribünlere/tarikatlara gider, kim olduğunu unutmak ister. • İbadetlerin hiçbir düşünsel değeri yoktur. İbadetler düşünmekten kurtulmak için vardır. • İnsanın en temel çelişkisi gerçeklikle temasta ortaya çıkar. İnançla, aidiyetler, mensubiyetler ona bu çelişkilerini bastırma gücü verir. • Dindeki ibadetler toplum oluşturmak içindir. • Cami toplulukları toplum yapma merkezleridir. Toplum dışılığı azaltır. • Camiye giremeyenler tekkeye girer. Tekkeye de giremeyenleri toplum aforoz eder. • İnsan kendisine benzemeyenlerin arasında düştüğünde ilk yapacağı şey onlara benzemeye çalışmak olur. Yapacağı ikinci iş, kendisine benzeyen birilerini aramak olur. • Bizi “uslu çocuk” olmaktan çıkaracak tek bir yeteneğimiz var: düşünmek. • Felsefe ortak kanılardan kurtulmak için onlardan (toplumdan) ayrılmaya çalışır. Hakikat talibi toplumun baskısından dolayı rol kesmekten yorulduğu için onlarla yan yana gelmemeye çalışır. • Düşünce insanı yerli ve milli olanın üstüne çıkarır. • Ancak felsefe aracılığıyla evrensele ulaşabiliriz. • Evrensel, esas itibariyle bize ait olanla çatışmayı göze almak demektir. • Felsefe bir unutmama sanatıdır. Asla kişiliği unutmamak demektir. • Tarikatlar, cemaatler ve dinlerin üyeleri çay bardağının içindeki şekere benzer. Toplum erimeyeni yok eder. • Düşünme zorunlu olarak ayrışma demektir. Üzerine uzlaşılan şeye hakikat denmez. Hakikat zorunlu olandır o yüzden ayrılmaya yol açar. • Topluluk uzlaşmalardan meydana gelir. • İtikat, öne sürdüğünüz bir yargıyı kanıtlama becerisinden uzak olup bir otoriteye dayanmanız halinde ortaya çıkar. • “2x2=4 olabilir” derseniz zan “2x2=4 olmayabilir” derseniz vehim “2x2=4 mü değil mi” derseniz şek “Hoca söyledi 2x2=4 imiş” derseniz itikat 2x2= 4’ü kanıtlarsanız yakîn “2x2=15’tir, demeyen kâfirdir” derseniz cehl-i mürekkep • İtikat/inanç, daima ortak kanılara sorgusuz-sualsiz yaslanma yeteneğidir. “Behey yunus sana söyleme derler Ya ben öleyim mi söylemeyince”
Sevgili Dücane öğretmenim, kendinizi tarih bazında ne güzel değerlendiriyorsunuz; gelişiminizi, değişen düşüncelerinizi ne güzel ifade ediyorsunuz. Kendinizi de korkmadan eleştirebiliyorsunuz. İnsan inkar etmediği duygularıyla ne kadar güzel ve ne kadar yüce. Önce kendini kandırmamakla, ne kadar özgür. Yalnızlıklarını, çaresizliklerini de farkettiğinde ve ifade ettiğinde ne kadar GÜÇLÜ. Siz ASLA yalnız değilsiniz. Bugünlerde nedense Sait Faik Abasıyanık'ı çok anıyorum. Son Kuşlar'da; sonbahar mevsiminde yazı, çıkınını toplamış, gitmekle gitmemek arasında kalmış bir göçmen kızına benzetişine hayranım. Ve diğer birçok tasvirine de. Ama en çok "Söz vermiştim kendi kendime. Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka neydi?" sorusuna bayılıyorum. Belli ki o da yaşamış ölümün bu kara rengini. Bu hissiyat içinde olan ve hareket eden, "Hz İnsan" ünvanına erişmeye çalışan herkesin bundan sonraki mevsimi hep BAHAR olsun, değerli öğretmenim.
Hekimden değil çekenden sor demişler. 50 yaşinda bir imam hatipli olarak izdiraplarimi anlatiyorsunuz ve tedavi ediyorsunuz. Yani sorularima cevap buluyorum. Nefesinize saglik!
Değerli hocam, sizin derslerinizi büyük bir zevkle ve merakla takip ediyorum, şu ana kadar konularınızla ilgili yorum yapma haddini bile kendimde görmedim, göremem de. Bu gün 29 Ekim 2020 ve ben taşrada büyümüş ve eğitim görme hakkı elinden alındığı halde zaman içerisinde dişiyle tırnağıyla hakkını almış bir Türk kadınıyım, bir Cumhuriyet projesiyim. Hayatta yüksek düşünce, sorgulama ve aşkın bilgiye sahip olmak için fırsatlarım da maalesef ki olmadı, keşke olsaydı. Hayata hep deplasmanda ve 3-0 yenik başladım, açığı kapatmak için mücahede ile geçti yıllar. Ve fakat evimde sıradan hayatımı sürerken bile sizin gibi bir ustadı dinleme şansım oluyor, zihin dünyamızda açtığınız ufuklar çok kıymetli, şunu bilmenizi isterim ki halka açık yayınlarınız, söyleşileriniz kitaplarınız ne hayatlara dokunuyor, ne ışıklar yakıyor dimağımızda tahayyül bile edemezsiniz. Benim gibi anadolulu köy kökenli bir insana bile ulaşıyorsunuz İyiki bu topraklarda yetişmişsiniz, iyiki varsınız. Sonsuz saygı ve şükranlarımı sunuyorum...
Tek kelime ile HARİKA bir sohbetti. Neden bu evde olduğumu, burada olduğumu, kendimi daha iyi anladım. İyi ki varsınız ve iyi ki bu videoları yapıyorsunuz, ömrünüze bereket.
Etkilemek istemiyorum öğretmek istiyorum dediniz ama " ne tuhaf değil mi, insan düşünmeyi bile inandığı kişiden dinlediğinde öğreniyor." ( Bu arada en çok etkilendiğim derslerden biriydi not tutmama rağmen:) )
Bize kendimizi hatırlaticek en güzel sessiniz🙏🏻teşekkür ediyorum. Arada tebessümle dinleyip not alırken birden nasılda ağlatıveriyorsunuz...sevgiyle kalın❣️
şu ana kadar çokça dersinizi aldım, dinledim. Her biriyle de ayrı farkındalıklar oluşturdum ve bu derse kadar, henüz yeni yeni bazı taşları yerine daha doğru oturtabildiğimi gördüğümde, artık yorum yapabilme zamanımın da geldiğini hissettim. Daha dinlemem, almam gereken çokça dersiniz daha var fakat buraya kadar ki farkındalıklar, pekiştirmeler ve hayretler için çok teşekkür etmeden, diğerlerine geçmek istemedim. emeğinize, kattıklarınıza saygı ve minnetle.
Bu konuşmanız, düşünen sorgulayan ve kendini ortaya koymaktan geri duramayanların, aldığı tepkilerden yorgun düştüklerinde, belki kendinlerinden şüphe ettiklerinde, tekrar izleyip güç bulacakları bir yayın oldu bence.. iyi ki siyah ölüme niyet etmişsiniz :) teşekkürler..
3 yıl mı geçmiş aradan ? Tekrar davet etti beni sofrasına ve eksikliğinden muzdarip olduğum tüm mineralleri kapsayan , özenle hazırladığı bir ikramda bulundu bana .Baş ağrıma ve kalp sızıma derman oldu . Ardından baktım doğan yeni güne , şimdi ne yakıyor ne de ısıtıyordu . Yüzümde tatlı bir tebessüm , yüreğimde ılık bir memnuniyetle yoluma revan oldum .
Ah be hocam, bu siyah ölüm çok acıtıyor insanı, ölüverip kurtulamıyorsun, her seferinde yeniden, en baştan... herkes böyle mi ölür bilmiyorum ama benim can çıkmak bilmiyor bir türlü, hep orada... hep arada bırakıyor beni... ne içerideyim ne dışarıda 😔
Dücane bey yayınınızı izlerken bugün biraz sizi hüzünlü gördüm. Umarım sıkıntılı bir durum olamamıştır. İçtenliğiniz ve verdiğiniz bu kıymetli ve çok değerli bilgiler için kendi adıma çok teşekkür ederim. Kendimi ne kadar küçümsediğimi aslında hayattan ne kadar korktuğumu ve hiçe saymak istediğimi bu videonuz sayesinde, kendimle yüzleşerek görmüş oldum. Sevgiler.
Her zamanki gibi şahane bir dersti özellikle final çok vurucu oldu etkilenmemek mümkün değil,ağzımıza sağlık ,zihnimizi açmaya yaptığınız katkılardan dolayı çok çok teşekkürler.
Hocam inanılmaz keyif alıyorum sizi dinlerken. Çok farklı bakış açıları sunuyorsunuz. Çok ağır gelebilecek konuları bile anlayabileceğimiz seviyede aktarmanız ayrıca çok kıymetli. Bence çok zor kavramları bir çocuğa anlatır gibi anlatmak en zoru(bilmiyorum, belki de zaten filozofların yaptığı bu) Ama meseleyi üst bir perdeden değil de bize uygun seviyeden de anlatmamız benim açımdan çok kiymetli. Yani benim için aģır bir mesele olan felsefeyi keyifli hale de getiriyorsunuz. Hayranlıkla dinliyorum. Teşekkür ederim harcadığınız zaman için.
Hocam, Ne güzel kendi hayatınızdan anlatınca biz kendi mızı buluyoruz okadar çok benzeyen yanları varki din ile felsefe arasında gidip gelen yolculuğunuz size minnettarız
Öyle önemli konulardan bahsediyorsunuz ki insanın iç dünyasındaki birçok taşı yerinden oynatacak seviyede anlayabilene tabiki düşünebilen her insanın bilinmez lere karşı sorduğu birçok soruya cevap veriyorsunuz.Emeğinize sağlık.
Dücane üstatım, sizi kesfettiğim günden bugüne kadar, konuşmalarınız düşüncelerimin diğer kapılarını açıyor. Kendimi bulduğum, aydınlanma yolunda sizi dinliyorum. Bilgilerinizi, deneyimlerinizi, bütün samimiyetinizle , çok iyi ses tonunuzla bizimle paylaştığınıza gönülden :-)) teşekkürlerimi , saygılarımı sunarım. Sağolun, varolun.🌟❤️⭐⭐⭐⭐⭐
Yıllardır zihnimde uçuşan lego parçalarının ufak ufak aşağı inerek doğru yerlerine oturduğunu hissediyorum. Neye neden karşı çıkışlarımı, neden herkese benzemediğimi, neden tek başıma çok daha huzurlu olduğumu sizi her dinleyişimde daha iyi anlıyorum. Umarım bize yaptığınız bu katkıların en azından bir kısmını (tümü asla mümkün olamaz bence) size iade edebiliriz. Biz de size bize bu hissettirdiğiniz rahatlama duygusunu hissettirebiliriz. İyi ki varsınız.
Hocam çok bizim için çok değerlisiniz ve öğrendiğimiz derslerden herzaman mutluluk duyarız, bizi düşündüğünüz için ne söylesek az ama hepimizin adına teşekkürler hocam 🌷🌷💕
Canlı yayında dayanamadım uyudum. Bugün tamamını keyifle izledim, dinledim. Popüler yayından uzak ve bilgilendirici, benim için sarsıcı oldu. Kara ölümde başarılar dilerim. Saygı ve minnetle.
Dücane Bey, tarikatlar, cemaatlar, “dinler”, kısacası otorite birey olmamızı, sorgulamamızı, düşünmemizi istemez çok güzel özetlemişsiniz, peki sizce tanrı bizim ne olmamızı ne ister?
Sonradan izliyorum genellikle. Ölümün dört rengi kitabını seneler önce okumuştum. Tekrarını bizzat sizden dinlemek başka bir şeref oldu. Teşekkür ederim 😍 Ejder bey'in notlarını buraya koyması takdire şayan. Allah selamet versin ve hoş sohbetiniz daim olsun. 😍
Hocam kısa soru-cevap şeklindeki TV program formatı, size uymuyor.. Zira Dücane Cündioğlu' nun söyleşileri derinliğe inen analizlerinden dolayı keyifli..
Herkes kendine verilen en değerli armağanı kullanırmış yolu bulmak için. Armağana değer vermek erdemli olmak değilde nedir.Kendine verilen armağanlarla yolu bulmaya çalışan herkes yolun bir bölümünde karşılaşır.Hocam bu ders çok ağlattınız.
En lezzetli kısmı en son bölümdü. Yani tekkeyi bekleyenler çorbayı içti :)). 2. saatten sonrasında zevkin doruklarına ulaştım dinlerken. Çok teşekkürler hocam iyi ki varsınız.
Selâmlar saygıdeğer hocam. Öncelikle ömrünüze bereket dilerim. Bizler için bir kutup yıldızı gibisiniz. Mihail Nu'ayme yi bilirsiniz hocam. Bir asırlık ömrünün yaklaşık son 20 yılını münzevi bir hayat yaşayarak bu dunyadan göçüyor ve böyle uzun yaşamasına rağmen hakikatin bilgisine ulaşamadığını söylüyor. 20 yıl, birçokları için bir ömür belki bir bir ömürden de fazlası. Sizin de böyle bir döneminiz var. Anlayamadığım şey şu, yüksek düşünce sahibi olanlara bir değil birkaç ömürde yetmeyecek sanırım. Ölümsüzlük ve Tanrılaşma soyut olarak bile ulaşılması çok zor. Benim kanaatim yaşamak, yaşamak, yaşamak ve hayata bir nah cekip bu diyardan tüymek. Tanrı bana teşekkür eder mi bilemem? Ama ben her zaman O'na müteşekkirim. Hep aramak hiç bulamamak düşüncesi çok yorucu. Bir de ne aradığını bilmiyorsan vay haline. Bilip de yanlış yerde arıyorsan vay haline. Sonuçta vay halimize.
Hem dinleme zevkini yaşıyorum, hem de sizin videolarınızı youtube benim yerime not alıyor , ne zaman istesem videoyu açıp tekrar dinliyorum, iki zevki birlikte yaşıyorum, canlı yayın ve tekrarı olmayan konuşmalar olsaydı evet hocam o zaman not alırdım. saygılar
Elden bir şey gelmez, işte, kendini çok zeki zanneden çocuk kafası! Verilen öğüdü hiç anlamamışsınız. Kur'an hafızları da sizin durumunuzda. Not almak, kaydetmek için değil, kavramak için gereklidir. Konuşmayı ezberlesiniz bile, bunun kavramanıza bir yararı olmaz. Bu nedenle not alıp çalışmanız gerekir.
@@DucaneCundiogluResmiKanal saygı değer hocam yapmış olduğum yorum aslında bir latifeydi, elbette not almak işin özünü yakalamaktır, amacım ukalalık yapıp zeka gösterisi yapmak değil, böyle anladıysanız özür dilerim, benim ne haddimedir sizinle düşünce ve fikir yarıştırmak, fakat şunu da belirteyim ben ilk okul mezunu ve kırkından sonra okumaya, dinlemeye, öğrenmeye başlamış bir insanım ve ben sabah 7 akşam 11 saatleri arasında 25 metre kare bir bakkalda hayatını sürdüren ve sizi dinleyerek hakikat yolunda yürümeye çalışan bir insanım, ben sizin her konuşmanızı yani videonuzu öyle oturup bir çırpıda tüm dikkatimi vererek notlar alarak izleyebilen, dinleyebilen insanlardan değilim , ben 2 saatlik bir konuşma videonuzu en az 7-8 saatte bazen 10 saatte ancak dinleyebiliyorum bakkal oldum mu ancak böyle dinleyebiliyorum durdur başlat, durdur başlat ,başa al tekrar dinle dolayısıyla not alma fırsatım hiç yok, biliyorum ben not alan arkadaşlar kadar olayı kavrayamam bunu kast ederek latife amaçlı bir yorum yaptım, bu tavrım beni kendini zeki sanan çocuk kafası yapmaz, uyarınız için teşekkür ederim, hadsizlik yaptık çocuk zekamıza verin. SAYGILAR.
Hocam 10 yıldır yazamadığınızı 9 aya sığdırdınız hepimizi düşündürdünüz düşünürken eğittiniz , dilerim uğrunda ölebileceğiniz söylemlerinizi idrak edip anlama gücümüz olur , emeğinize ağzınıza sağlık , sevgiler ...
Buraya dertlenmeye gelirdim güya bir süre bıraktım buraya gelmeyi hocanın tavsiyeleri hayıflanmaları üzerine . Hayata adapte olayım. Deneyeyim dedim üzerine bir kız sevdim ilk defa onun da sevdiğini düşünerek. Ama hayata karışmayı beceremedim üzerine kız da bir çırpıda red etti. Yine tutunamadık hayat hepten anlamsız ağır gerçekler daha da yıkıcı hale geldi. Ve soluğu burda aldım. Ama nedense ilk defa burda dertlenmedim rahatladım. Doğruymuş derman arardım derdime derdim bana derman imiş.
@@DucaneCundiogluResmiKanal ben ise sizden sonra iyice kayboldum. eski derslerinizi dinlerken bahsettiğiniz ışık beni aydınlatmıştı . diyordum ki ne kadar ısınmışım halbuki aydınlık ne iyi geldi diye. şimdi yeni derslerinizi dinlemeye devam ettikçe manasızlaştı her şey , inandıklarım tepe taklak oldu, buz gibi oldu içim .Belki de hakikat benim kabıma göre değil. Şimdi ise yine sizin tabiriniz ile başım ağrıyor, büyük boşluktayım
@@zeynepakdogan4838 benim de son günahım adlı söyleşi farklı bir bakiş açısı oluşturmuştu , herhalde sizin boşlukta kaldığınız zamana denk geliyor . Ama benim farkettiğim olay şu mücizenin var veya yok oluşu yani kırmızı asadaki doğaya atıf yapılan kısım beni bu boşluktan kurtarıyor . Yani benim elim dediğim şey veya sperm+ yumurta=zigot olması bir iradeden bağımsız olarak okunabiliyorsa boşluk işte budur . Mucize yok ise boşluk orada başlıyor . Kur'an da da bu vurgular olması (kendi yaratılısından habersiz bize bir delil getirdi...) gibi ayetler beni bu boşluktan yani anlamsizliktan koruyor diyebilirim . Hoca bu bosluğu hüzün diye kodluyor sanırım , hakikat ile de özdeşleştiriyor .
"Hira''yı terketmenin diğer adıdır "siyah ölüm". Zaten ölmüş olanın ölümüdür. Hakikate ermiş olanın. Ferdiyetin ölümü." Ağır islamcıydı babam. Devlet kurarlardı gece sakallı kardeşleri ile, gündüzü bilmem hatırlamam.. Şehitler gecesi, birkaç ev baskını.. Annem kaç defa yas tuttu sayamıyorduk ve babam çıkageliyordu.. Dayım kafir diye oturup ağlamıştım, maç izliyordu.. Biz şehitler kervanı, Ömer karaoğlu vs dinliyor ve dönüyorduk kendi etrafımızda salonun ortasında.. İlkokulda solcu kemalist hocam beni hergün dövüyordu, malum kişiye kafir demiştim sorduğunda.. Ama anlamamıştım ki ne olduğunu.. Sonra birgün herşey bitti, ticaret yapmaya başladılar, takım elbise giydiler, para kazandılar, biz de kilo aldık, şiştik, ergenliğe girdik kör topal.. vs vs.. 15 yıl önceydi, Ali şeriatiden russela atlamış, oradan camuya takılmış ve niçe ile kavga eden biriydim..1 yıldır aralıksız felsefe okuyor ve olimpiyatlara katılıyordum lisemde.. Varoş sayılacak, molotofların patladığı manyak bir lisedeydim.. Robert kolejindeydik sınav için, ben kalkmış niçeyi yermiştim, İyonya hanım kapanış konuşmasında niçeyi övdü de övdü.. hocam dedi niçeyi çok sever o.. okumaya devam ettim, hatta İyonya hanım seviyor diye bende sevdim niçeyi.. İşin kötüsü, niçeyi sevenler baya başka adamlardan nefret etmek durumunda kalıyordu.. Babamdan mesela, annemden ve hafız kardeşimden.. Düşündükçe, sosyolojik bir taarruza uğruyordum.. Kim saldırıyordu ki bana.. Niçe mi, hayır o saldırmıyordu, İyonya hanım ile hiç tanışmadık ama muhtemelen benden haz almazdı.. Ama Platon beni severdi tanısaydı, Niçe hatta hegel.. Müthiş bir düşünce dünyası inşaat ettiğimi düşünüyordum 2008 yılında.. Bir kızı sevdim, bir yıl sonra beni nedensiz terk etti.. Düşünce dünyam, yani ben yahu ben, beni terketti!.. Ne mi oldu, yıkıldım, bunalım geçirdim.. 5 gün konuşmadım.. Aylar sonra babam, bak oğlum ihlastan ayrıldın başına neler geldi dedi.. Başladık, Kur'an derslerine.. 5 yıl boyunca ilmik ilmik işledik Kur'anı.. tabtabaiden, raziden, zemahşeriden bir de kendimizden.. Tuhaf bir halka olmuştuk, her ekolden adam var gibiydi, ama bilmiyorlardı nereye ait olduklarını.. Neyse, uzattım tadı kaçtı, ama 2008 de başta alıntıladığım paragrafı okuduğumda, bir kıza aşık, filozof ve ariftim.. Öyle hissediyordum.. Babam aklımı çeldiği vakit, bu paragrafı tersten çok yanlış okudum ve dedim ki Hira'dan çıkmayacağım..
Sevgili hocam “sığ zekalardan uzak durmak” konusunda size katılıyorum. 57 küsur bin abıneniz olması 57 bin ‘sığ olmayan zeka var’ şeklinde bir çıkarıma götürüyor beni ve bu tahminimden daha iyi bir sayı!
1) Hocam öğretin ltf. Bize ateş değil, ışık lazım. Yolumuz var, gideceğiz. 2) Haddimi aşarak çarşamba halk söyleşilerine devam etmenizi isteyeceğim. Ola ki kaybolmuş birine fener olursunuz. En büyük çile de en büyük sebap da size orada. 3) On- line derslerin ücretini öğrenmek istiyorum. Bütçemi ayarlamam için bu bilgi lazım. Teşekkür ederim.
Herşeyden once bilgi paylaşımları için çok teşekkürler. Bu yayını izledikten sonra aklıma ilk gelen soru, herhangi bir madde bagımlısı bir bilinen unlu bir filozof olup olmadıgı oldu. Bu arada onermeler biter bitmez hiç kalem kullanmadan, ilk soylediğim şey, o halde birey kişi değildir oldu... Mantık dersleri zevkli olacak acıkcası benim acımdan. Takım neden tutulur sorusuna ben mantıklı bir neden bu yaşıma kadar bulamamıştım, sizin bu konudaki fikrinizi öğrenmem iyi oldu.
Ben bu insanı uç yıl önce tanıdım. Bu benim en büyük eksikliğim. Fakat, biz inşaat larda çalışırken sofranın altına sermek için gazete alırdik okumak için değil (çünkü Türkiye de okumaya yarayacak gazete o gün de yoktu bu gün de yok ) Ben hocamin yazdigi gazeteyi sofranın altına sermek için bile almazdim.
İnsanlık, elinin ezileceğini bile bile elini taşın altına sokan, insan olmanın onurunu yüreğinde taşıyanların yapmadan duramamaları sonucu bir anlam kazanıyor. Konuşmanızın son cümlelerinden isteseniz de kurtulamayacağınızı biliyorum. Teşekkürlerimi kabul buyurmanızı rica ederim. Saygılarımla.
“Kendimin ve başkalarının imtihanı için Tanrı tarafından filozoflukla görevlendirilmişken, ölümden çekinerek firar etseydim büyük bir suç işlemiş olurdum.” Sokrates Savunma 28e-29a Sadece Ortadoğu'ya peygamber gonderilmedi, fakat biz sadece Ortadoğu'dakilere peygamber dedik.
Yunancası προφήτης, Arapçası نبي (Nebi), Farsçası پیامبر (Peyamber), Türkçesi Haberci (veya Kahin). Ne ki Doğu'ya gittikçe nüanslar değişir. Bütün kadim toplumlarda tanrıdan veya ruhlardan ya da perilerden (daimon, müz'ler) bilgi aldıklarını iddia eden insanlar çıkmıştır.
O kadar bekledim ki, geliyorum Ölümümü bekledim, geliyorum Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini Bekledim geliyorum. Ben Ruhi Bey, mutlu olan Ruhi Bey Ölümü gömdüm, geliyorum Bir sonbahar günüydü, geliyorum Güneşler buz gibiydi, geliyorum Ve bütün kötülükler Ölümün armaları gibiydi Size anlatırım, geliyorum.
“Ben bir kahinim (mantis), çok iyi olanından değil, fakat kendime yetecek kadar.” Sokrates Phaidros 242c Peygamberin (prophet) kahinden (prophet) farkı gördüğü vizyonlardan bir felsefe çıkarabilmesidir. Peygamber, felsefe yapabilen kahindir. Colli, Felsefenin Doğuşu s.34
Bir dinin asıl amacı toplumsallık duygusunu güçlendirmektir..Bir dinin varlığı, toplumun siyasi erke boyun eğme yeteneğini artırmaktır.. Nasıl ? yasaya uyarak, uslu çocuklar olmamızı sağlayarak..
Sevgili Dücane Hocam Her zamanki gibi şahane bir sohbetti Böyle istek şarkısı gibi olmasın ama Türklerin nasıl müslüman olduğuna dair değişik bilgiler var. Bu konuyu önceki dönemlerde işlediğiniz, söyleşi ya da kitabınız var mıdır acaba? Teşekkürler, sevgiler
hocam sohbet için teşekkür ederim, seste zaman zaman gelen bir cızırtı var, bağlantı soketlerinde ve prizlerde olabilir. islam ve tarihselcilik ve modern zaman konusunda bir videonuz var ancak bunu Habertürk te çok daha geniş tartışır mısınız. gerçi bu zamanda ( makron ) ters tepebilir, yediğiniz küfürle kalabilirsiniz. ama biz kendimize bir çeki düzen vermemiz de gerek.
Hocam ölümün dört rengi kitabınızı okudum olağanüstü güzel hele sen kimin şeytanıni tasliyorsun bölümü beni cok etkiledi konuda adi gecen filimi izledim ne diyeceğimi bilemiyorum 🤗
Ders Notları
• Hz. İnsan’ı kendi kültür dünyamın içinde bir insan olarak algılıyordum. O Hz. İnsan’ın içinde bir Çinli, Rus, Alman, Çingene, Yunan yoktu.
• Ölümün dört rengi, İslam dünyasındaki tasavvufi kavrayışların Platoncu ilişkisinden doğar. Platonculuğun İslam dünyasındaki karşılığı felsefi anlamda işrakilikir, daha genel anlamda tasavvuftur. Hermetik gelenek bizde tasavvuf üzerinden varlık bulmuştur.
• Tasavvuf büyüklerinin hemen hemen hepsinde Platoncu dili görebilirsiniz.
• Yazılı kültürün bir çocuğu olarak, sözlü kültürün metinlerini anlamak için koca bir ömür verdim. Sözlü kültür metinleri analitik olmadığı için ussal metinler değildir. O yüzden felsefe ve bilimle irtibat kurması çok güçtür.
• Sığ zekâlar için her şey basittir çünkü onlar problemleri çözülmüş bir biçimde görür.
• Doğada olup bitenleri anlamaya yönelik insani merak ilk kez M.Ö VI. Yüzyılda Thales ile birlikte başlar.
• Filozof olmak için kitaba gerek yoktur. (Sokrates)
• Pythagoras’ın felsefesi bir yaşama biçimi olarak felsefedir.
• Bir düşünme biçimi olarak felsefeden söz ettiğinizde bilime yaklaşırsınız. Bir yaşama biçimi olarak felsefeden bahsettiğinizde ise dine veya dini mistisizme yaklaşırsınız.
• Felsefe boşlukta ortaya çıkmamıştır, dinden sonra ortaya çıkmıştır.
• Bilimsel felsefe Thales ile başlar. Thales’ten önce şiirsel felsefe vardır. Aristoteles ve Hegel’e göre şiirsel felsefe, felsefe değildir.
• Dindar bilincin felsefesi olmaz.
• İslam felsefesi, siyasal olarak İslam’ın hâkim olduğu topraklarda yapılan felsefedir.
• Homeros destanları bildiğimiz anlamda şiir değildir, ilahidir. Musikisi olmadan anlaşılmaz.
• Aristoteles’te retorik, şiir ve diyalektik felsefenin dışında kalır.
• Önce inançlar vardı. İnsan dünyayı sözlü kültürün olanaklarıyla kavramaya çalıştı, hafızası buna göre şekillendi.
• Uygarlık (felsefe ve bilim) yazıyla başlar.
• Hafıza kalemden ve kâğıttan yardım alırsa soyutlama yeteneği gelişir.
• Manzaraya bakarak şiir yazılabilir ama düşünme olmaz. Düşünme tam tersine duyguların bastırılmasıyla (manzaraya sırtını dönmekle) gerçekleştirilir.
• Felsefe tarikatları vardır ve pythagorasçılık bir felsefi tarikattır.
• Önce din sonra felsefe gelir ve felsefe kendinden önceki yaşam biçimlerine öykünür, onların bir kısmını örnek alır. O yüzden filozoflar saf bilimci adamlar değillerdi.
• Aristoteles’ten sonra dinsel hareketler felsefeyi örnek aldı.
• Hıristiyanlık, Yahudilik ve Müslümanlık kavramsal/düşünsel olarak felsefenin daha ilkel örnekleridir.
• Ben felsefeyi kavramla ve usla gerçekleşen bir edim olarak algılıyorum.
• Pythagorasçılık için felsefenin çocukluk evresi denilebilir.
• Mistisizmi veya tasavvufu felsefe ile din arasındaki aracı kurumlar olarak görüyorum. (Düşünsel olarak kavramlarını felsefeden almış -imgelerini dinden almış.)
• Mistik önderler birer filozof değildir.
• Akılı (nous), en geniş biçimde Anaksagoras kullandı.
• Nefsi/ruhu (psuke), Platon meşhur etti.
• Logos, Herakleitos’un dilinde anlam kazandı.
• İnsan önce inanır sonra düşünür.
• İlk önerme:
Toplum bireylerden oluşmaz, topluluklardan oluşur.
İkinci Önerme:
Hiçbir topluluk bireylerden oluşmaz, kişilerden oluşur.
Dolayısıyla, toplum topluluklardan, topluluk kişilerden oluşur. Ne toplum ne topluluk bireylerden oluşmaz.
• Toplum cemiyet, topluluk camia ve cemaat, kişi şahıs, birey fert (küme birimlerden oluşur, birey burada matematiksel anlamda “birim” ile eşitlenmiştir.) anlamında kullanılmıştır.
• Bir tarikata, cemaate üye oluyorsanız kişiliğinizi kenarda bırakmak zorundasınız.
• Felsefe ile din arasındaki en büyük çelişki esas itibariyle düşünmenin toplumsallığı sorunudur.
• Beyaz ölüm: İştahı denetleme yeteneği kazanmak
Kırmızı ölüm: şehveti kontrol altına almak
Yeşil ölüm: makam-mevki gösterişinden uzak durmak
Siyah ölüm: halka karışmaktır. Buna bizim kültürümüzde “halvet der encümen” denir. Halk içinde hak ile birlikte olmak demektir. Bedenimiz halk içinde olur, halkın ahlakına inançlarına uyarız ama gerçekte uyduğumuz hakikattir.
• Felsefenin 6 tanımından ikisi:
1-Tanrıya benzemek. (felsefenin uzak amacı)
2-Ölmeyi tercih etmektir (felsefenin yakın amacı)
• Toplumsallık; yeme-içme-barınma-bürünme ve üremedir. Ölümün dört renginde toplumsal yaşamın en temel amaçları küçümseniyor. Bütün problemlerin temelinde mülkiyet ve cinsiyetten ortaya çıkar. Bu nedenle din ile seks, tarikat ve seks birbirinden ayrılamaz. Dinsel hareketler ister istemez şehvet ve iştahı bastırmaya yönelik yöntemlerle varlıklarını temellendiriyorlar.
• Öfke ve arzu gücünü kontrol altına almak için kullanılan bu tasavvufu yöntemleri felsefi bir temeli vardır.
• Dinsel arınma hareketleri bu dört ölümün bir biçimidir. Kültür karşıtıdırlar.
• Filozof Platon’a göre “gökteki yıldızlara baktığı için önündeki çukuru göremeyen adam”dır.
• Kişileşme, insanın haysiyetini/şahsiyetini işaret edebileceği bir “ben”i muhafaza etmektir. Hücrenin metabolizmaya isyanıdır.
• Bergson’a göre “hücre metabolizma içindir.”
• Dindar bilinç doğanın sesini duymayı bir marifet bilir. Us doğaya karşı çıkar ve doğaya rağmen ussal olanı doğaya buyurur. Uygarlık böyle ortaya çıkar.
• Felsefenin öfke ve arzunu kontrol altına alması, halktan uzak durması entelektüel yanını güçlendirmesi içindir.
• Bir teorya yaşamı ister istemez öfke ve arzu güçlerinin bastırılmasına dayanır.
• Dinin asıl amacı toplumsallık duygusunu güçlendirmektir. Yasaya boyun eğme (yönetilme) kabiliyetini artırmaktır. Bir dinin varlığı tümüyle toplumun siyasi erke boyun eğme yeteneğini artırmaktır. Bunun için de güçlü öfkeler ve arzular devletin istemediği şeylerdir.
• Tribünlerde kişi olmaz. İnsanlar kişilikten kurtulmak için tribünlere/tarikatlara gider, kim olduğunu unutmak ister.
• İbadetlerin hiçbir düşünsel değeri yoktur. İbadetler düşünmekten kurtulmak için vardır.
• İnsanın en temel çelişkisi gerçeklikle temasta ortaya çıkar. İnançla, aidiyetler, mensubiyetler ona bu çelişkilerini bastırma gücü verir.
• Dindeki ibadetler toplum oluşturmak içindir.
• Cami toplulukları toplum yapma merkezleridir. Toplum dışılığı azaltır.
• Camiye giremeyenler tekkeye girer. Tekkeye de giremeyenleri toplum aforoz eder.
• İnsan kendisine benzemeyenlerin arasında düştüğünde ilk yapacağı şey onlara benzemeye çalışmak olur. Yapacağı ikinci iş, kendisine benzeyen birilerini aramak olur.
• Bizi “uslu çocuk” olmaktan çıkaracak tek bir yeteneğimiz var: düşünmek.
• Felsefe ortak kanılardan kurtulmak için onlardan (toplumdan) ayrılmaya çalışır. Hakikat talibi toplumun baskısından dolayı rol kesmekten yorulduğu için onlarla yan yana gelmemeye çalışır.
• Düşünce insanı yerli ve milli olanın üstüne çıkarır.
• Ancak felsefe aracılığıyla evrensele ulaşabiliriz.
• Evrensel, esas itibariyle bize ait olanla çatışmayı göze almak demektir.
• Felsefe bir unutmama sanatıdır. Asla kişiliği unutmamak demektir.
• Tarikatlar, cemaatler ve dinlerin üyeleri çay bardağının içindeki şekere benzer. Toplum erimeyeni yok eder.
• Düşünme zorunlu olarak ayrışma demektir. Üzerine uzlaşılan şeye hakikat denmez. Hakikat zorunlu olandır o yüzden ayrılmaya yol açar.
• Topluluk uzlaşmalardan meydana gelir.
• İtikat, öne sürdüğünüz bir yargıyı kanıtlama becerisinden uzak olup bir otoriteye dayanmanız halinde ortaya çıkar.
• “2x2=4 olabilir” derseniz zan
“2x2=4 olmayabilir” derseniz vehim
“2x2=4 mü değil mi” derseniz şek
“Hoca söyledi 2x2=4 imiş” derseniz itikat
2x2= 4’ü kanıtlarsanız yakîn
“2x2=15’tir, demeyen kâfirdir” derseniz cehl-i mürekkep
• İtikat/inanç, daima ortak kanılara sorgusuz-sualsiz yaslanma yeteneğidir.
“Behey yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyim mi söylemeyince”
♥️
Sağ olun.
Teşekkürler ediyorum yine ve yeniden 🙏🙏🙏
Emeğine sağlık Ejder..
Hocanın selamını da aldınız, bu akşam :)
Sevgili Dücane öğretmenim, kendinizi tarih bazında ne güzel değerlendiriyorsunuz; gelişiminizi, değişen düşüncelerinizi ne güzel ifade ediyorsunuz. Kendinizi de korkmadan eleştirebiliyorsunuz. İnsan inkar etmediği duygularıyla ne kadar güzel ve ne kadar yüce. Önce kendini kandırmamakla, ne kadar özgür. Yalnızlıklarını, çaresizliklerini de farkettiğinde ve ifade ettiğinde ne kadar GÜÇLÜ. Siz ASLA yalnız değilsiniz. Bugünlerde nedense Sait Faik Abasıyanık'ı çok anıyorum. Son Kuşlar'da; sonbahar mevsiminde yazı, çıkınını toplamış, gitmekle gitmemek arasında kalmış bir göçmen kızına benzetişine hayranım. Ve diğer birçok tasvirine de. Ama en çok "Söz vermiştim kendi kendime. Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka neydi?" sorusuna bayılıyorum. Belli ki o da yaşamış ölümün bu kara rengini. Bu hissiyat içinde olan ve hareket eden, "Hz İnsan" ünvanına erişmeye çalışan herkesin bundan sonraki mevsimi hep BAHAR olsun, değerli öğretmenim.
Hekimden değil çekenden sor demişler. 50 yaşinda bir imam hatipli olarak izdiraplarimi anlatiyorsunuz ve tedavi ediyorsunuz. Yani sorularima cevap buluyorum. Nefesinize saglik!
Yazık la size hiç okumasaniz kafanız daha rahat olurdu
Değerli hocam, sizin derslerinizi büyük bir zevkle ve merakla takip ediyorum, şu ana kadar konularınızla ilgili yorum yapma haddini bile kendimde görmedim, göremem de. Bu gün 29 Ekim 2020 ve ben taşrada büyümüş ve eğitim görme hakkı elinden alındığı halde zaman içerisinde dişiyle tırnağıyla hakkını almış bir Türk kadınıyım, bir Cumhuriyet projesiyim. Hayatta yüksek düşünce, sorgulama ve aşkın bilgiye sahip olmak için fırsatlarım da maalesef ki olmadı, keşke olsaydı. Hayata hep deplasmanda ve 3-0 yenik başladım, açığı kapatmak için mücahede ile geçti yıllar. Ve fakat evimde sıradan hayatımı sürerken bile sizin gibi bir ustadı dinleme şansım oluyor, zihin dünyamızda açtığınız ufuklar çok kıymetli, şunu bilmenizi isterim ki halka açık yayınlarınız, söyleşileriniz kitaplarınız ne hayatlara dokunuyor, ne ışıklar yakıyor dimağımızda tahayyül bile edemezsiniz. Benim gibi anadolulu köy kökenli bir insana bile ulaşıyorsunuz İyiki bu topraklarda yetişmişsiniz, iyiki varsınız. Sonsuz saygı ve şükranlarımı sunuyorum...
Tek kelime ile HARİKA bir sohbetti. Neden bu evde olduğumu, burada olduğumu, kendimi daha iyi anladım. İyi ki varsınız ve iyi ki bu videoları yapıyorsunuz, ömrünüze bereket.
Bu kadar yüksek bir zekayı dinledikten sonra hiç kimseyi dinleyemez oldum. Bilgi birikiminizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim🙏🏻🙏🏻❤️
Etkilemek istemiyorum öğretmek istiyorum dediniz ama " ne tuhaf değil mi, insan düşünmeyi bile inandığı kişiden dinlediğinde öğreniyor." ( Bu arada en çok etkilendiğim derslerden biriydi not tutmama rağmen:) )
Bize kendimizi hatırlaticek en güzel sessiniz🙏🏻teşekkür ediyorum. Arada tebessümle dinleyip not alırken birden nasılda ağlatıveriyorsunuz...sevgiyle kalın❣️
Yayının sonunda notlandiran Ejder beye çok teşekkür ediyorum iyi ki varsınız.
Dücane hocam ezberleri bozmaya devam.
Gecenin karanlığını yırtan mum ışığı gibisin hocam diline damağında zekana sağlık.
Hocanın kahve getiren eşine "Teşekkürler hayatım " demesini duymak için bile dinlenir bu sohbet.
@Sustali06 Sanki :)
Ben de şunu keşfettim;Hoca henüz iki senelik evli🙂😊
şu ana kadar çokça dersinizi aldım, dinledim.
Her biriyle de ayrı farkındalıklar oluşturdum ve bu derse kadar, henüz yeni yeni bazı taşları yerine daha doğru oturtabildiğimi gördüğümde, artık yorum yapabilme zamanımın da geldiğini hissettim.
Daha dinlemem, almam gereken çokça dersiniz daha var fakat buraya kadar ki farkındalıklar, pekiştirmeler ve hayretler için çok teşekkür etmeden, diğerlerine geçmek istemedim.
emeğinize, kattıklarınıza saygı ve minnetle.
Bu konuşmanız, düşünen sorgulayan ve kendini ortaya koymaktan geri duramayanların, aldığı tepkilerden yorgun düştüklerinde, belki kendinlerinden şüphe ettiklerinde, tekrar izleyip güç bulacakları bir yayın oldu bence.. iyi ki siyah ölüme niyet etmişsiniz :) teşekkürler..
Aynen katılıyorum
"Kendimiz gibi olanları aramaya başlıyoruz.Var mı acaba benim gibi canı acıyan......Yoldaş olabilir miyiz? Dertleşebilir miyiz ? "Konuşmanızdan bir bölüm.Teşekkürler hocam.Emeklerinize sağlık.
@@sanalbenf2465 bunu niye benim yorumuma yorum olarak yazdınız ki ?
@@sanalbenf2465 kanka çok eşlilikten , adam başı çok kadın düşüyoru mu anladın sen? :D
Bu kıymetli bilgileri ve değerli düşüncelerinizi burada samimiyetle toplumla paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
Ne kadar mutlu oldum gerçektende, insanın yalnız olmadığını hissetmesi harika bir duygu.
3 yıl mı geçmiş aradan ? Tekrar davet etti beni sofrasına ve eksikliğinden muzdarip olduğum tüm mineralleri kapsayan , özenle hazırladığı bir ikramda bulundu bana .Baş ağrıma ve kalp sızıma derman oldu . Ardından baktım doğan yeni güne , şimdi ne yakıyor ne de ısıtıyordu . Yüzümde tatlı bir tebessüm , yüreğimde ılık bir memnuniyetle yoluma revan oldum .
Susmanın yeri mi?
Söylenilen yer burası.
Kitap tapınağının içinde,
Sus küçüğün
Söz büyüğün
Susanların değil,
Susamışların yeri burası..
Hürmetle..
Ah be hocam, bu siyah ölüm çok acıtıyor insanı, ölüverip kurtulamıyorsun, her seferinde yeniden, en baştan... herkes böyle mi ölür bilmiyorum ama benim can çıkmak bilmiyor bir türlü, hep orada... hep arada bırakıyor beni... ne içerideyim ne dışarıda 😔
Dücane bey yayınınızı izlerken bugün biraz sizi hüzünlü gördüm. Umarım sıkıntılı bir durum olamamıştır. İçtenliğiniz ve verdiğiniz bu kıymetli ve çok değerli bilgiler için kendi adıma çok teşekkür ederim. Kendimi ne kadar küçümsediğimi aslında hayattan ne kadar korktuğumu ve hiçe saymak istediğimi bu videonuz sayesinde, kendimle yüzleşerek görmüş oldum. Sevgiler.
Çayımı bıraktım. Perdeyi çektim. Kalem, kağıtla notumu aldım. Dersimi çalışacağım . Söz veriyorum. Hocam, lütfen notumu kırmayın. Minnettarım. Hürmetlerimle...
Beni dogmatik uykumdan uyandırdığınız için size minnettarım hocam.
Çok şükür katılımcı olmayı başardım artık hiçbir sohbeti kaçırmak yok tekrar tekrar izliyicem 🙂
Her zamanki gibi şahane bir dersti özellikle final çok vurucu oldu etkilenmemek mümkün değil,ağzımıza sağlık ,zihnimizi açmaya yaptığınız katkılardan dolayı çok çok teşekkürler.
Her şeyden öte iyi insansınız, iyi ki varsınız…
Tek kelimeyle muhteşemdi. Bazen siz olmasaydınız ben napardım diye düşünüyorum. Hocam aklınıza sağlık. ÇOK TEŞEKKÜRLER
son da ağlayamadım bile tıkandım,yüreğime oturdu sohbetin tümü,hürmetle
Düşünmeyi öğreniyorum, öğrenmeyi öğreniyorum. Çok teşekkür ederim kıymetli hocam. 🌹🌹🌹
Konudan bağımsız : Hocam sanki çok kilo almaya başladın. Gözünü seveyim sağlığına dikkat et , sen bize lazımsın. Sevgi ve saygıyla 🙏🏻🙏🏻
Hocam inanılmaz keyif alıyorum sizi dinlerken. Çok farklı bakış açıları sunuyorsunuz. Çok ağır gelebilecek konuları bile anlayabileceğimiz seviyede aktarmanız ayrıca çok kıymetli. Bence çok zor kavramları bir çocuğa anlatır gibi anlatmak en zoru(bilmiyorum, belki de zaten filozofların yaptığı bu) Ama meseleyi üst bir perdeden değil de bize uygun seviyeden de anlatmamız benim açımdan çok kiymetli. Yani benim için aģır bir mesele olan felsefeyi keyifli hale de getiriyorsunuz. Hayranlıkla dinliyorum. Teşekkür ederim harcadığınız zaman için.
Hocam, Ne güzel kendi hayatınızdan anlatınca biz kendi mızı buluyoruz okadar çok benzeyen yanları varki din ile felsefe arasında gidip gelen yolculuğunuz size minnettarız
Öyle önemli konulardan bahsediyorsunuz ki insanın iç dünyasındaki birçok taşı yerinden oynatacak seviyede anlayabilene tabiki düşünebilen her insanın bilinmez lere karşı sorduğu birçok soruya cevap veriyorsunuz.Emeğinize sağlık.
Dücane üstatım, sizi kesfettiğim günden bugüne kadar, konuşmalarınız düşüncelerimin diğer kapılarını açıyor. Kendimi bulduğum, aydınlanma yolunda sizi dinliyorum. Bilgilerinizi, deneyimlerinizi, bütün samimiyetinizle , çok iyi ses tonunuzla bizimle paylaştığınıza gönülden :-)) teşekkürlerimi , saygılarımı sunarım. Sağolun, varolun.🌟❤️⭐⭐⭐⭐⭐
içinde bulunduğumuz zorluklara, sıkışmışlıklara sizin gibi güçlü bir el uzanınca biraz olsun ferahlıyor, sırtımızı doğrultuyoruz hocam. var olun.
Yıllardır zihnimde uçuşan lego parçalarının ufak ufak aşağı inerek doğru yerlerine oturduğunu hissediyorum. Neye neden karşı çıkışlarımı, neden herkese benzemediğimi, neden tek başıma çok daha huzurlu olduğumu sizi her dinleyişimde daha iyi anlıyorum. Umarım bize yaptığınız bu katkıların en azından bir kısmını (tümü asla mümkün olamaz bence) size iade edebiliriz. Biz de size bize bu hissettirdiğiniz rahatlama duygusunu hissettirebiliriz.
İyi ki varsınız.
Tecrübe ve kıymetli düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkürler hocam🙏 İyi ki varsınız🙏
Çok değerli ve cesurca bi sunum olmuş her zaman ki gibi
Hocam çok bizim için çok değerlisiniz ve öğrendiğimiz derslerden herzaman mutluluk duyarız, bizi düşündüğünüz için ne söylesek az ama hepimizin adına teşekkürler hocam 🌷🌷💕
“Siyah ölüm;yıllarca kaçtım,şimdi tam ortasına düştüm’’Kıymetli eşinizin bunda katkısı olduğunu hissediyorum.İyi ki var ,iyi ki varsınız.
Canlı yayında dayanamadım uyudum. Bugün tamamını keyifle izledim, dinledim. Popüler yayından uzak ve bilgilendirici, benim için sarsıcı oldu. Kara ölümde başarılar dilerim. Saygı ve minnetle.
Dücane Bey, tarikatlar, cemaatlar, “dinler”, kısacası otorite birey olmamızı, sorgulamamızı, düşünmemizi istemez çok güzel özetlemişsiniz, peki sizce tanrı bizim ne olmamızı ne ister?
Sonradan izliyorum genellikle.
Ölümün dört rengi kitabını seneler önce okumuştum.
Tekrarını bizzat sizden dinlemek başka bir şeref oldu.
Teşekkür ederim 😍
Ejder bey'in notlarını buraya koyması takdire şayan.
Allah selamet versin ve hoş sohbetiniz daim olsun. 😍
Teşekkür ederim hocam, emeğinize sağlık, saygılar sevgiler hocam...
Ağzınıza sağlık değerli hocam. Vaktiniz için çok teşekkürler.
Hocam kısa soru-cevap şeklindeki TV program formatı, size uymuyor..
Zira Dücane Cündioğlu' nun söyleşileri derinliğe inen analizlerinden dolayı keyifli..
kesinlikle ayni fikirdeyim.
Herkes kendine verilen en değerli armağanı kullanırmış yolu bulmak için. Armağana değer vermek erdemli olmak değilde nedir.Kendine verilen armağanlarla yolu bulmaya çalışan herkes yolun bir bölümünde karşılaşır.Hocam bu ders çok ağlattınız.
yaniyorum yaniyorum bu kadar guzel sohbet ve ilmin oldugu videonun ses kalitesine agliyorum....
En son cümlede hüngür hüngür ağlattınız ya beni.....
Hocam tesekkurler kastamonudan sevgiler ve hürmetler olsun. Ben de 50 lik bir din adamiyim hayret ve ilgi ile takip ediyorum.😊
En lezzetli kısmı en son bölümdü. Yani tekkeyi bekleyenler çorbayı içti :)).
2. saatten sonrasında zevkin doruklarına ulaştım dinlerken. Çok teşekkürler hocam iyi ki varsınız.
Sagilar cok tesekür ederim
Selâmlar saygıdeğer hocam. Öncelikle ömrünüze bereket dilerim. Bizler için bir kutup yıldızı gibisiniz. Mihail Nu'ayme yi bilirsiniz hocam. Bir asırlık ömrünün yaklaşık son 20 yılını münzevi bir hayat yaşayarak bu dunyadan göçüyor ve böyle uzun yaşamasına rağmen hakikatin bilgisine ulaşamadığını söylüyor. 20 yıl, birçokları için bir ömür belki bir bir ömürden de fazlası. Sizin de böyle bir döneminiz var. Anlayamadığım şey şu, yüksek düşünce sahibi olanlara bir değil birkaç ömürde yetmeyecek sanırım. Ölümsüzlük ve Tanrılaşma soyut olarak bile ulaşılması çok zor. Benim kanaatim yaşamak, yaşamak, yaşamak ve hayata bir nah cekip bu diyardan tüymek. Tanrı bana teşekkür eder mi bilemem? Ama ben her zaman O'na müteşekkirim. Hep aramak hiç bulamamak düşüncesi çok yorucu. Bir de ne aradığını bilmiyorsan vay haline. Bilip de yanlış yerde arıyorsan vay haline. Sonuçta vay halimize.
Nasıl kıymetli bilgiler🌼 iyi ki varsınız Dücane Hocam.
Beyninize sağlık.
Loşlarımıza yeni bilgiler ve düşünceler sunuyorsunuz.
Saygılar.
Hem dinleme zevkini yaşıyorum, hem de sizin videolarınızı youtube benim yerime not alıyor , ne zaman istesem videoyu açıp tekrar dinliyorum, iki zevki birlikte yaşıyorum, canlı yayın ve tekrarı olmayan konuşmalar olsaydı evet hocam o zaman not alırdım. saygılar
Elden bir şey gelmez, işte, kendini çok zeki zanneden çocuk kafası! Verilen öğüdü hiç anlamamışsınız. Kur'an hafızları da sizin durumunuzda. Not almak, kaydetmek için değil, kavramak için gereklidir. Konuşmayı ezberlesiniz bile, bunun kavramanıza bir yararı olmaz. Bu nedenle not alıp çalışmanız gerekir.
@@DucaneCundiogluResmiKanal saygı değer hocam yapmış olduğum yorum aslında bir latifeydi, elbette not almak işin özünü yakalamaktır, amacım ukalalık yapıp zeka gösterisi yapmak değil, böyle anladıysanız özür dilerim, benim ne haddimedir sizinle düşünce ve fikir yarıştırmak, fakat şunu da belirteyim ben ilk okul mezunu ve kırkından sonra okumaya, dinlemeye, öğrenmeye başlamış bir insanım ve ben sabah 7 akşam 11 saatleri arasında 25 metre kare bir bakkalda hayatını sürdüren ve sizi dinleyerek hakikat yolunda yürümeye çalışan bir insanım, ben sizin her konuşmanızı yani videonuzu öyle oturup bir çırpıda tüm dikkatimi vererek notlar alarak izleyebilen, dinleyebilen insanlardan değilim , ben 2 saatlik bir konuşma videonuzu en az 7-8 saatte bazen 10 saatte ancak dinleyebiliyorum bakkal oldum mu ancak böyle dinleyebiliyorum durdur başlat, durdur başlat ,başa al tekrar dinle dolayısıyla not alma fırsatım hiç yok, biliyorum ben not alan arkadaşlar kadar olayı kavrayamam bunu kast ederek latife amaçlı bir yorum yaptım, bu tavrım beni kendini zeki sanan çocuk kafası yapmaz, uyarınız için teşekkür ederim, hadsizlik yaptık çocuk zekamıza verin. SAYGILAR.
Hocam 10 yıldır yazamadığınızı 9 aya sığdırdınız hepimizi düşündürdünüz düşünürken eğittiniz , dilerim uğrunda ölebileceğiniz söylemlerinizi idrak edip anlama gücümüz olur , emeğinize ağzınıza sağlık , sevgiler ...
Yayın baya kaliteli olmuş ya gözüme çok hoş geldi
Buraya dertlenmeye gelirdim güya bir süre bıraktım buraya gelmeyi hocanın tavsiyeleri hayıflanmaları üzerine . Hayata adapte olayım. Deneyeyim dedim üzerine bir kız sevdim ilk defa onun da sevdiğini düşünerek. Ama hayata karışmayı beceremedim üzerine kız da bir çırpıda red etti. Yine tutunamadık hayat hepten anlamsız ağır gerçekler daha da yıkıcı hale geldi. Ve soluğu burda aldım. Ama nedense ilk defa burda dertlenmedim rahatladım. Doğruymuş derman arardım derdime derdim bana derman imiş.
Tutunamayanlar buraya!
@@DucaneCundiogluResmiKanal ben ise sizden sonra iyice kayboldum. eski derslerinizi dinlerken bahsettiğiniz ışık beni aydınlatmıştı . diyordum ki ne kadar ısınmışım halbuki aydınlık ne iyi geldi diye. şimdi yeni derslerinizi dinlemeye devam ettikçe manasızlaştı her şey , inandıklarım tepe taklak oldu, buz gibi oldu içim .Belki de hakikat benim kabıma göre değil. Şimdi ise yine sizin tabiriniz ile başım ağrıyor, büyük boşluktayım
@@zeynepakdogan4838 benim de son günahım adlı söyleşi farklı bir bakiş açısı oluşturmuştu , herhalde sizin boşlukta kaldığınız zamana denk geliyor . Ama benim farkettiğim olay şu mücizenin var veya yok oluşu yani kırmızı asadaki doğaya atıf yapılan kısım beni bu boşluktan kurtarıyor . Yani benim elim dediğim şey veya sperm+ yumurta=zigot olması bir iradeden bağımsız olarak okunabiliyorsa boşluk işte budur . Mucize yok ise boşluk orada başlıyor . Kur'an da da bu vurgular olması (kendi yaratılısından habersiz bize bir delil getirdi...) gibi ayetler beni bu boşluktan yani anlamsizliktan koruyor diyebilirim . Hoca bu bosluğu hüzün diye kodluyor sanırım , hakikat ile de özdeşleştiriyor .
Hocam itaat etmeyen , itaatkar olmayana , gerçeği bulmaya giden yolun karanlığına girsen de çıktığında bulacağın iç huzur düşünürken kaybettiklerin ( kaçırdıklarına ) değer. Selamlar ve Saygılarımla,
Teşekkürler Hocam.
"Hira''yı terketmenin diğer adıdır "siyah ölüm". Zaten ölmüş olanın ölümüdür. Hakikate ermiş olanın. Ferdiyetin ölümü."
Ağır islamcıydı babam. Devlet kurarlardı gece sakallı kardeşleri ile, gündüzü bilmem hatırlamam.. Şehitler gecesi, birkaç ev baskını.. Annem kaç defa yas tuttu sayamıyorduk ve babam çıkageliyordu.. Dayım kafir diye oturup ağlamıştım, maç izliyordu.. Biz şehitler kervanı, Ömer karaoğlu vs dinliyor ve dönüyorduk kendi etrafımızda salonun ortasında.. İlkokulda solcu kemalist hocam beni hergün dövüyordu, malum kişiye kafir demiştim sorduğunda.. Ama anlamamıştım ki ne olduğunu.. Sonra birgün herşey bitti, ticaret yapmaya başladılar, takım elbise giydiler, para kazandılar, biz de kilo aldık, şiştik, ergenliğe girdik kör topal.. vs vs..
15 yıl önceydi, Ali şeriatiden russela atlamış, oradan camuya takılmış ve niçe ile kavga eden biriydim..1 yıldır aralıksız felsefe okuyor ve olimpiyatlara katılıyordum lisemde.. Varoş sayılacak, molotofların patladığı manyak bir lisedeydim.. Robert kolejindeydik sınav için, ben kalkmış niçeyi yermiştim, İyonya hanım kapanış konuşmasında niçeyi övdü de övdü.. hocam dedi niçeyi çok sever o..
okumaya devam ettim, hatta İyonya hanım seviyor diye bende sevdim niçeyi.. İşin kötüsü, niçeyi sevenler baya başka adamlardan nefret etmek durumunda kalıyordu.. Babamdan mesela, annemden ve hafız kardeşimden..
Düşündükçe, sosyolojik bir taarruza uğruyordum..
Kim saldırıyordu ki bana..
Niçe mi, hayır o saldırmıyordu, İyonya hanım ile hiç tanışmadık ama muhtemelen benden haz almazdı.. Ama Platon beni severdi tanısaydı, Niçe hatta hegel..
Müthiş bir düşünce dünyası inşaat ettiğimi düşünüyordum 2008 yılında..
Bir kızı sevdim, bir yıl sonra beni nedensiz terk etti..
Düşünce dünyam, yani ben yahu ben, beni terketti!..
Ne mi oldu, yıkıldım, bunalım geçirdim.. 5 gün konuşmadım..
Aylar sonra babam, bak oğlum ihlastan ayrıldın başına neler geldi dedi.. Başladık, Kur'an derslerine..
5 yıl boyunca ilmik ilmik işledik Kur'anı.. tabtabaiden, raziden, zemahşeriden bir de kendimizden..
Tuhaf bir halka olmuştuk, her ekolden adam var gibiydi, ama bilmiyorlardı nereye ait olduklarını..
Neyse, uzattım tadı kaçtı, ama 2008 de başta alıntıladığım paragrafı okuduğumda, bir kıza aşık, filozof ve ariftim.. Öyle hissediyordum..
Babam aklımı çeldiği vakit, bu paragrafı tersten çok yanlış okudum ve dedim ki Hira'dan çıkmayacağım..
Çok teşekkür ederim üstadım
Hakkınız ödenmez ne deyim...
Hocam, "Buraları kavrarsanız hakikaten çok şeyi kavrarsınız." dedi. Ben de kavramaya çalışıyorum, elimden geleni yapıyorum hocam.
Çok çok çok güzel bir sohbeti binlerce kez teşekkürler hocam.
Cok guzel, hafta sonu izlerim hocam, sagolun! Emeginize saglik...!
Sevgili hocam “sığ zekalardan uzak durmak” konusunda size katılıyorum. 57 küsur bin abıneniz olması 57 bin ‘sığ olmayan zeka var’ şeklinde bir çıkarıma götürüyor beni ve bu tahminimden daha iyi bir sayı!
Emeğinize sağlık derslerinizi sabırsızlıkla bekliyorum
İsminiz ve soyisminiz size çok keskin ve derin bakış vermiş.
Hocam size gönülden çok teşekkür ederim çok hoş bilgi dolu derinlikli bir söyleşi oldu.Ama biz mantık derslerini hasretle bekliyorum.
1) Hocam öğretin ltf. Bize ateş değil, ışık lazım. Yolumuz var, gideceğiz.
2) Haddimi aşarak çarşamba halk söyleşilerine devam etmenizi isteyeceğim. Ola ki kaybolmuş birine fener olursunuz. En büyük çile de en büyük sebap da size orada.
3) On- line derslerin ücretini öğrenmek istiyorum. Bütçemi ayarlamam için bu bilgi lazım. Teşekkür ederim.
Önce, hocamıza sonra Ejder beye tsk ederim
Allah gani gani rahmet eylesin Sayın Hocam
Amin, size de!
Siyah ölümü tercih ettiginiz için minnettarız..tesekkurler..
Atatürk kitaplığına yetişemedim ama Taksim Tünel'deki derslerinizin yeri ayrı bende💜
Herşeyden once bilgi paylaşımları için çok teşekkürler.
Bu yayını izledikten sonra aklıma ilk gelen soru, herhangi bir madde bagımlısı bir bilinen unlu bir filozof olup olmadıgı oldu.
Bu arada onermeler biter bitmez hiç kalem kullanmadan, ilk soylediğim şey, o halde birey kişi değildir oldu... Mantık dersleri zevkli olacak acıkcası benim acımdan.
Takım neden tutulur sorusuna ben mantıklı bir neden bu yaşıma kadar bulamamıştım, sizin bu konudaki fikrinizi öğrenmem iyi oldu.
Ben bu insanı uç yıl önce tanıdım. Bu benim en büyük eksikliğim. Fakat, biz inşaat larda çalışırken sofranın altına sermek için gazete alırdik okumak için değil (çünkü Türkiye de okumaya yarayacak gazete o gün de yoktu bu gün de yok ) Ben hocamin yazdigi gazeteyi sofranın altına sermek için bile almazdim.
İnsanlık, elinin ezileceğini bile bile elini taşın altına sokan, insan olmanın onurunu yüreğinde taşıyanların yapmadan duramamaları sonucu bir anlam kazanıyor. Konuşmanızın son cümlelerinden isteseniz de kurtulamayacağınızı biliyorum. Teşekkürlerimi kabul buyurmanızı rica ederim. Saygılarımla.
Yine çok ilham vericiydi,teşekkürler.
Hocam enfes bir yayındı.İyi ki varsınız.
“Kendimin ve başkalarının imtihanı için Tanrı tarafından filozoflukla görevlendirilmişken, ölümden çekinerek firar etseydim büyük bir suç işlemiş olurdum.”
Sokrates
Savunma 28e-29a
Sadece Ortadoğu'ya peygamber gonderilmedi, fakat biz sadece Ortadoğu'dakilere peygamber dedik.
Yunancası προφήτης, Arapçası نبي (Nebi), Farsçası پیامبر (Peyamber), Türkçesi Haberci (veya Kahin). Ne ki Doğu'ya gittikçe nüanslar değişir. Bütün kadim toplumlarda tanrıdan veya ruhlardan ya da perilerden (daimon, müz'ler) bilgi aldıklarını iddia eden insanlar çıkmıştır.
@@DucaneCundiogluResmiKanal
Eyvallah hocam.
İyi ki mağranızdan çıkmışsınız SAYGILARLA
Selamlar içimizi yaktınız geçtiniz.🙏
Teşekkür ederim Dücane bey
O kadar bekledim ki, geliyorum
Ölümümü bekledim, geliyorum
Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini
Bekledim geliyorum.
Ben Ruhi Bey, mutlu olan Ruhi Bey
Ölümü gömdüm, geliyorum
Bir sonbahar günüydü, geliyorum
Güneşler buz gibiydi, geliyorum
Ve bütün kötülükler
Ölümün armaları gibiydi
Size anlatırım, geliyorum.
Karanlığı fener gibi aydınlattığınız için teşekkürler Hocam
Çok teşekkür ederim Hocam emeklerinize sağlık saygılar selamlar
“Ben bir kahinim (mantis), çok iyi olanından değil, fakat kendime yetecek kadar.”
Sokrates
Phaidros 242c
Peygamberin (prophet) kahinden (prophet) farkı gördüğü vizyonlardan bir felsefe çıkarabilmesidir. Peygamber, felsefe yapabilen kahindir.
Colli, Felsefenin Doğuşu s.34
Bir dinin asıl amacı toplumsallık duygusunu güçlendirmektir..Bir dinin varlığı, toplumun siyasi erke boyun eğme yeteneğini artırmaktır.. Nasıl ? yasaya uyarak, uslu çocuklar olmamızı sağlayarak..
Sevgili Ejde bey her konuşmanın sonunda özet veya konuşmanın tamamını yayınlarsanız çok memnun olacağım . Kolay gelsin hoşçakalın Gazi Hazır
Teşekkür ediyorum.
Yıllardır aradığım kavramı buldum. Siyah ölüm. Aradığım ölüm.
Harika bir final
Sevgili Dücane Hocam
Her zamanki gibi şahane bir sohbetti
Böyle istek şarkısı gibi olmasın ama Türklerin nasıl müslüman olduğuna dair değişik bilgiler var.
Bu konuyu önceki dönemlerde işlediğiniz, söyleşi ya da kitabınız var mıdır acaba?
Teşekkürler, sevgiler
İlk erkek çocuğun adıyla künyeleniyorlar. Dücane o yüzden erkek ismi olması daha muhtemel.
hocam sohbet için teşekkür ederim, seste zaman zaman gelen bir cızırtı var, bağlantı soketlerinde ve prizlerde olabilir. islam ve tarihselcilik ve modern zaman konusunda bir videonuz var ancak bunu Habertürk te çok daha geniş tartışır mısınız. gerçi bu zamanda ( makron ) ters tepebilir, yediğiniz küfürle kalabilirsiniz. ama biz kendimize bir çeki düzen vermemiz de gerek.
Teşekkür ederim.emeğinize sağlık.
İlla ya biri ya ötekisi olmak yerine her ikisi olmaya calismak lazim.
Bab aziz de kalmıştım hocamın bu dersiyle artık çıkmam gerektiğini anladım
Çok teşekkürler hocam
Hocam ölümün dört rengi kitabınızı okudum olağanüstü güzel hele sen kimin şeytanıni tasliyorsun bölümü beni cok etkiledi konuda adi gecen filimi izledim ne diyeceğimi bilemiyorum 🤗
Dinlemenin tadına doyamadım 👏👏👏