Tekte dinleyip de müdavimi olduğum çok nadir insandan biri oldunuz. Daha çok içerik görürüz umarım. Seyahat etmek illa insana bir şeyler katıyo bence özentilikten bile olsa. Ama sadece seyahat özelinde değil bence genel olarak dünyada yaşam hırsı çok yüksek, tıkınırcasına yaşama diyesim geldi buna şu an. Herkes tıkınırcasına yaşamak istiyo gerçekten ne mutlu eder bakmıyo
Buralar yeşillenir :) yerimi alayım. Birkaç ay önce instagramda gezinirken keşfetime düşen bir video beni çok şaşırtmıştı. Türk bir kullanıcı tarafından hazırlanan bir videoydu bu. "Hafta sonu gidilecek en iyi yerler" gibi bir başlık altında Milano'da güzel mekanlar sıralanmıştı. O videoyu görünce kendi kendime çok gülmüştüm. Nasıl yani, hafta sonu işin gücün arasında nefes alacak kısıtlı vaktimizde bize pompalanan idea Milano'da michelin yıldızlı restoranlara gitmek mi? Aynı dönemde vize randevusu alınamamasıyla ilgili bir sorun vardı ve sanki herkesin hayattaki tek derdi buymuş gibi plazalarda çalışan arkadaşlarımın arasında sıkça "Aaaabiiiii vize alamıyozzz yiaaa" serzenişleri yankılanıyordu. Pandemi sonrasına kadar yurtdışı seyahatleri bu kadar 'temel ihtiyaç' muamelesi görmüyordu diye düşünüyorum. Tabii, bunda sizin söylediğiniz 'züğürt tesellisi' konusu da geçerli. Ev araba alamıyor, bari Fenty ruj, indirimli yurtdışı bileti, sezonun en şık kürklü montunu alayım diyor sanırım insanlar. Bu da insanların sundukları imajla gerçekte yaşadıkları arasındaki makası iyice açan bir durum. Tam olarak "ayranı yok içmeye, atla gider ..." durumu anlayacağınız. :) Eskiden sıkça seyahat eden insanların halihazırda kurulu bir düzenleri, ev ve araba gibi asetleri olduğu varsayılırdı mesela. Doğru olan yaklaşım budur, demiyorum. Durum tespiti yapıyorum.
gösterişssizlik bugün 'boş insan' olarak adlandırılıyor. Bugün gezme eyleminin amacı meraktan çok bilinçsizce yapılan bir 'gösteri' ye dönüştü. ilber ortaylı gibi toplum karşısında söz değeri olan kişilerin gezme eylemi üzerine tavsiyleri nin sosyal medya araçları ile sığ bir şekilde yansıtılması ve kültürel etkenlerle birlikte, gezme eylemi makul amacından çıkarak bir tür mutlak doğru ve mutlak faydalı eylem olarak görülmeye başlandı. Mevcut olarak siyasi, ekonomik, toplumsal, piskolojik gibi ana başlıklar altında dertleri olmasına rağmen bunlar karşısında faydacı ve akılcı bir eylem gerçekleştiremeyenler, kumu kafaya gömüp devam edebilmek için yapay kişilik yaratıyolar. Evet hepsi biliyor ki geç emekli olacaklar, birden fazla evleri, yazlıkları, lüks arabaları olmayacak, kaliteli sağlık hizmeti alamayacak, çocuğuna kaliteli eğitimi sağlayamayacak, erken yaşlanacak, dünyayı gezemiyecekler vs vs. Bu gerçek sorunlara karşı akılcı bir çözüm bulamayan kişiler, duygusal anlamda depresif olmamak için ve bu gerçekleri göğüsleyebilmek için mutlak doğru ya sığınıp bir noktada kurtulmak istiyor. Gezmek veya deneyim satın almakta tamam ................... Olmadı ama benimde değer biçilemiyen şu ....... deneyimlerim oldu. İnsanlığın hep yaptığı bir şey çözemediği probleme alışmak. Ama bugün tehlikeli olam kafayı gömüp bu gerçek sorunlar yokmuş gibi yapıp ardından sanal dünya yaratmak. Tabikide bunu genelliyemeyiz ama bugün ekseriyet bu durum içinde. Bunu anlamak içinde eylemlerindeki tutarsızlıklark gözlemlemek yeterli. Emek vermeden, kendi perspektifini yansıtmadan, farklılık olmadan, birbirine benzeyen şeyler sürekli dönüyor. Muhabbet keza öyledir. Sığ ve yüzelsey şeyler. Bu yüzden amacının olmadığı ve akılcı değil gösterişci olduğu gün geçtikçe netleşiyor. Tabikide gezebilirsiniz veya gezmelisiniz ama sorumluluklarınızı da gözden geçirmelisiniz. yaşadığınız coğrafyadan dolayı Dugusal değil akılcı davranmak birazcık zorundasınız gibi. Bunlar tamamen kendi gözlemlerime dayanan yorumdur. Bilimsel bi temeli yoktur. Saygı çerçevesinde aksi görüşleri merak ediyorum. Syg.
"Sahnelenmiş otantisite" çok doğru bir tabir. Sanırım bunun için serbest gezi yapmak lazım gidilen şehre. Mesela ben Kudüs'ü başıboş bir şekilde gezdiğimde ve rehberle gezdiğimde çok farklı bir ambiyans etkisi yaşamıştım.
Seyahat etmenin, yalnızca tik atmakla sınırlı bir deneyim haline getirilmesi, anlamını kaybetmesine neden olabilir diye düşünüyorum. Bana göre Mona Lisa tablosunu yakından görmenin değeri, eserin kendisinden çok, insanların ilgisini, bu ilginin yoğunluğunu ve müze deneyiminin sosyolojik boyutlarını gözlemlemekle eşleşiyor bende. Bu bakış açısıyla seyahat, sadece bir hedefe ulaşmaktan ziyade, o hedefe giden yolda gözlemler yapmak ve anlam arayışına girmek olabilir mi diye sorguluyorum. seyahat, yalnızca coğrafi bir hareketlilik de değil, klişe olacak ama o sırada kendine yapılan bir yolculuk gibi. Farkında olarak ve gerçekten içine dahil olarak yapıldığında, insanın ruhsal ihtiyaçlarına cevap verebilir, ufkunu genişletir, yeni anlamlar katar vs. Bu yüzden bu yolculuğun illa ki uzak coğrafyalara, egzotik diyarlara yapılması da gerekmez. Her akşam eve giderken kullanılan yolu değiştirmek, farklı bir güzergâhtan eve gitmek bile bir seyahat motivasyonu taşıyabilir. Bu tür küçük değişiklikler, bilinen bir rotayı yeni bir bakış açısıyla keşfetmek, tanıdık çevrenin içinde saklı detayları fark etmek için bir fırsatlar taşır. Herkes için farklı anlamlar taşıyan bu “seyahat” para da istiyor tabii ama bu ayrı konu :) son olarak kimi için sadece listelerdeki destinasyonları görmek mutluluk verici bir tamamlanmışlık hissi yaratıyordur. Bu da kendi içinde değerli bir motivasyon olabilir. Tamamen tukaka görmek istemiyorum bunu da. Ancak seyahat, sadece "yapılmış" iş olmaktan çıkarılıp, deneyimlenen ve yaşanılan bir süreç olarak görülürse, kişinin hayatında daha geniş bir yer bulacaktır diye düşünüyorum. Bir süredir düşündüğüm bir konuydu yazasım geldi. En iyisi gideyim bir şeyler okuyayım :) Teşekkürler Ezgi.
Ben gerçekten daha kaşif niteliğinde diyebileceğimiz tatiler yaptım, çevremde benden çok daha büyük kaşifler de var fakat çoğunluk bireysel kitlesel ya da organize kitlesel tatil yapanlardan oluşuyor. Gözlemlerim ise tatilin ne olursa olsun her türlüsünün her insana bir şey kattığı. Bu kattığının şıp diye gittim geldim değiştim olarak değil de uzun dönemde görülecek bir etkisinin olduğunu düşünüyorum. Bir ömür için bu küçük etkinin ilerisinde önemli bir etkiye dönüştüğünü düşünüyorum. Örnek olarak yaşça büyük olan kişilerin farklı yerleri, insanları gördükten sonra tutum, hal ve hareketlerinde zaman içerisinde ufak ufak değişimler görmeye başlamasını, çok basit herhangi bir duruma eskisinden vereceği tepkiye göre az da olsa daha farklı tepki vermeleri yerine göre daha az sinirlenmeleri veya durumlara eskisinden bir nebze de olsa daha ılımlı, toleranslı bakmaya başlamalarını söyleyebilirim ki bunlar toplum açısından önemli değişimler olduğunu düşünüyorum. Oradaki insanlarla en basit iletişimlere bile girildiğinde, bu yol tarifi veya satın alma etkileşimi dahi olabilir insanlar gerçekten de başka hayatlar olduğunu ilk elden deneyimliyorlar, bu da görülen veya duyulandan farklı bir etki yarattığını düşünüyorum. Bunlar çok yakın çevrelerimden birbirinden çok farklı insanlarda gördüğüm ortak değişimler. Yani sanal bir şekilde veya duyarak bir şeyleri öğrenmek, haberdar olmak ile reel olarak orada bulunup görmenin arasında büyük bir fark olduğunu düşünüyorum. Bu etkiler tabii ki çok ulvi etkiler değil sonuçta kimse yaptığı üç beş tatil ile evliya olmayacak fakat yurt dışına çıkmış kişi en basitinden zorunlu da olsa alıştığının dışında etkileşimlere girip normali olan hayat rutini dışında en son çocukken tattığı yabancılıkta bir iş yapmış olacak. Belkide şu anda tam olarak başlıktaki gibi seyahati fetişize veya romantize ettim fakat bu yazdığım ufak değişimlerin gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum, en azından benim için. Ayrıca bunların hiçbiri de olmasın, rutin olarak tüm gün ev-yol-iş-yol- ev bir insanın hayatında ben de şuraya gittim demesinin tatminiyatı da gayet yeterli. Bir de ülkemiz için piyasaya baktığımız zaman yurt dışına çıkma ile ev alıp alamama konusundaki korelasyon bence o denli ilişkili olmayabilir ya da ilişkili olan kısmının genelde kendisinin veya ailesinin evi malı mülkü olanların yurt dışına çıkması olabilir. Güzel ve düşündürten bir video olmuş ağzınıza sağlık, çok teşekkürler.
Her nerede değilsem orada iyi olacakmışım gibi etkinliği.40 yaşından sonra seyahate dair merakımı ve hevesimi hızla yitirdim.Çok çok param olsa bir ev tutup bir süre yaşamak isteyebileceğim yerler var ama koşturmacalı seyahat asla yapacağım şey değil bundan sonra.
Ben başka yerler görmekten ve sizin dediğiniz gibi kitle turizmi ve farklı görünmek çabası olmadan çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. En fazla da kendi ülkemi gezerek öğrendim. Bu arada çevre farkı olsa gerek benim başka şehirlerde yaşayan veya doğup büyümüş olan tanıdığım gençler, kendi şehirlerini tanımak istenmesinden çok mutlu oluyorlar. Ve zevkle yardımcı oluyorlar.
Ben özellikle son dönemde sosyal medya içeriği olma amacıyla gezildiğini düşünüyorum. Yıllar evvel Harran’a 30 km mesafede hatırı sayılır sene çalışmışken bir kez oraya gitmeyi düşünüp bölgesel dilenciliğin akıl almayacak düzeye geldiğini duyunca ben de eksik kalayım, demiştim. Tabii Harran sadece bir örnek Mısır da aynı belki Bali de. Herkes gezme tozma sevmek zorunda değil. Ben önce dinlenme insanıyım şayet fazlaca zaman imkan ve keyif varsa gezme insanıyım. Bu arada arabesk kültür üzerine video çok güzel olur. ‘Neden bu kadar derdoyuz?’ Başlığını bu kanalda görsem bir hayli heyecanlanırım 🌸😁
Evet! Gerçekten “maalesef” demek bile durumun vehametini ortaya koymak için hafif kalıyor. Bu kadar zeka pırıltısı içeren anlatımı, bir anda laf ebeliği seviyesine düşürmek için yerli-yersiz kullanılabilecek bir kelime “konformist” olabilirdi. Bir sonraki videoda “umarsız” kelimesinin “çaresiz” yerine “umursamaz” şeklinde kullanılmasını bekleyebiliriz. En azından “çoğusu” demesini beklemiyorum; ki bu da günümüz özensizliğinde azımsanmayacak kadar iyi bir mertebe sayılır.
Bu hatalı kullanımlar bu kadar yaygınlaştığına göre, bu aşamadan sonra durumu kabullenip, sözlükleri mi güncellemeli acaba? Özel Amerikan Robert Lisesi’nin hem mezunu ve hem de çalışanı biri bile ‘konformist’ kelimesini yanlış anlamda kullanıyorsa, artık norm olarak kabulleneceğiz mecburen. En azından bundan sonra başkasında duymazdan, görmezden geleceğim, kendi payıma.
@@DalayLami "VEhamet" Arnavutça'da bayılmak anlamına gelir, sizin, "durumun vAhametini" demeniz doğru olacaktır. Sanırım zaman zaman hepimiz hata yapabiliyoruz, sizin tespitlerinize katılmakla birlikte, önemli olanın o hâliyle kabul etmek yerine doğrusunu birbirimize hatırlatmak olduğunu düşünüyorum.
Seyahat etmek, anlamı kaybolan bu dünyada kalan birkaç anlamlı şeyden biri. İmkanı olan insan seyahat etmiyorsa bu ancak o vizyona sahip olmamasından kaynaklı olabilir. Tourist trap'lerden kaçınılmalı bence de. Örneğin kuzey afrikada bir ülkeye gidip çölde bir gece çadırda kalmak, sadece başkaları da yapıyor, ben de yapmalıyım ve sosyal medyada paylaşmalıyım motivasyonu ile açıklanabilir ve sahici değil.
İnstagrama atılamasa gerçekten bu kadar gidilir mi emin değilim, bir statü belirteci haline geldi, vize alabiliyorsun, tonla para ayırabiliyorsun, işten izin alabiliyorsun vs birçok şeyi söylemeden gösteriyor, bu yüzden yaygınlaştı bence bu kadar.
Yani çok düz bir bakış açısı üzerinden yorumlamışsınız.mesela ben önyargıları yıkmak için çok iyi bir yol olduğunu düşünüyorum.türkiyede insanların bukadar vizyonsuz olması yurtdışına çıkamadığından dolayı. alternatifi görmüyor çünkü dünyayı türkiyeden ibaret sanıyor.insanların %90 ının da o kafanızdaki klişe turist profiline uyacak diye birşey yok.tam tersi birden fazla kez çıktığında zevki istekleri belli bir gustosu oluşuyor.turizmin belli noktalarda kapitalizm klişesine dönüştüğü doğru olmakla birlikte toptan para tuzağı diye tanımlamak başka bir klişeye düşmek ve faydalarını hiçe saymak bence.
Sosyal medya sayesinde her türlü turizm artık kanonlaştı. Bu kanonların beyanlarına iştirak etmek herhangi bir şeydeki estetiği, lezzeti ya da iyiyi başkalarının dayattığı yolla görmek demek maalesef. Hatta zaman zaman bir setteymiş gibi hissetmeye sebep olduğunu düşünüyorum. Verilen bir rolü icra etmekten farksız. Kanonların dışında kalındığında alınacak "haz" elbette çok kişisel olacaktır.
Traveller lobisi çıktı pandemiden sonra herkes profiline traveller yazıyor. Bumble da bile insanlar böyle tanımlıyor kendisini bayraklar sıralandırılıyor falan seyahat üzerinde itibar sağlama çabasına giriyor insanlar bana komik geliyor etkileyici de değil.
Seyahat etmek belki farkında değilsiniz yalnız çok eskilerden beri var, mesela dini. Hac ve umre gibi. Bu konuya neden hiç değinmediniz? Yaşar, memleketin Urfa, tepe kültürü ,belki de turizmin doğuş yeri olabilir? Thomas cook tan çok önce insanlar daha avcı toplayıcı iken bile atalar kültü(bu benim yorumum, kaynağını sormayın, gösteremem, bende kalsın) gibi mezar ya da ölü gömme ritueli için, belki de hem ziyaret hem ticaret konuları ile ilgili olabilir harekat halinde idi. Naçizane yazdım, tamamen malumatfurusluktur. İtina ile istediginizi yazın. Kolay gelsin, elinize sağlık.
Saçma sapan yorum yapmayın video konusu önerin yeni video gelsin. Benim sosyolojiymiş psikolojiymiş aram yok ben önermem bu yaştan sonra bana kitap okutturmayın xd
Güzel bir konu seçilmiş ama tek taraflı olarak ele alınmış. Haliyle sorulan doğru soru tam olarak ele alınmamış. Bir de konuşurken neden İngilizce kelimeler kıllanma gereği duydunuz anlamış değilim. Kaldı ki Türkçesini söyledikten sonra kullanmaya devam etmeniz bana göre doğru bir davranış değildi. Diğer taraftan sizin konuyu ele alınış şeklinize bakarsak veya dikkate alırsak hayatımız da ki herşey biraz daha anlamsız olur. Sinemaya/tiyatroya gitmek, spor yapmak, sosyalleşmek, yemek yemek, kitap okumak vb her şey için acaba biraz abartılıyor mu diye değerlendirilebilir. Kısacası ister psikolojik, isterse sosyolojik sebeplerden olsun bu konu özelinde söylersem insanlar yurtdışına çıksınlar. Bu konuyla ilgili ele alınacak tek şey ekonomik durumlarımızdır. İyi günler.
Hocam hep aklımda olan ama tam kelimelere dökemediğim bir konuya parmak basmışsınız, ağzınıza sağlık.
Evde oturmanin kiymeti bilinmiyor
T-shirt çok tatlıymış :) Konu gezmek ve Sultanahmet ile alakalı olunca da ekstra güzel oturmuş. Sevgiler
Kanal yeni ama 10 numara içerik, başarılar dilerim
Emel çok süpersin. Kötü emellerine bizi alet ettiğin için teşekkür.
Tekte dinleyip de müdavimi olduğum çok nadir insandan biri oldunuz. Daha çok içerik görürüz umarım. Seyahat etmek illa insana bir şeyler katıyo bence özentilikten bile olsa. Ama sadece seyahat özelinde değil bence genel olarak dünyada yaşam hırsı çok yüksek, tıkınırcasına yaşama diyesim geldi buna şu an. Herkes tıkınırcasına yaşamak istiyo gerçekten ne mutlu eder bakmıyo
Buralar yeşillenir :) yerimi alayım.
Birkaç ay önce instagramda gezinirken keşfetime düşen bir video beni çok şaşırtmıştı. Türk bir kullanıcı tarafından hazırlanan bir videoydu bu. "Hafta sonu gidilecek en iyi yerler" gibi bir başlık altında Milano'da güzel mekanlar sıralanmıştı. O videoyu görünce kendi kendime çok gülmüştüm. Nasıl yani, hafta sonu işin gücün arasında nefes alacak kısıtlı vaktimizde bize pompalanan idea Milano'da michelin yıldızlı restoranlara gitmek mi? Aynı dönemde vize randevusu alınamamasıyla ilgili bir sorun vardı ve sanki herkesin hayattaki tek derdi buymuş gibi plazalarda çalışan arkadaşlarımın arasında sıkça "Aaaabiiiii vize alamıyozzz yiaaa" serzenişleri yankılanıyordu. Pandemi sonrasına kadar yurtdışı seyahatleri bu kadar 'temel ihtiyaç' muamelesi görmüyordu diye düşünüyorum. Tabii, bunda sizin söylediğiniz 'züğürt tesellisi' konusu da geçerli. Ev araba alamıyor, bari Fenty ruj, indirimli yurtdışı bileti, sezonun en şık kürklü montunu alayım diyor sanırım insanlar. Bu da insanların sundukları imajla gerçekte yaşadıkları arasındaki makası iyice açan bir durum. Tam olarak "ayranı yok içmeye, atla gider ..." durumu anlayacağınız. :) Eskiden sıkça seyahat eden insanların halihazırda kurulu bir düzenleri, ev ve araba gibi asetleri olduğu varsayılırdı mesela. Doğru olan yaklaşım budur, demiyorum. Durum tespiti yapıyorum.
gösterişssizlik bugün 'boş insan' olarak adlandırılıyor. Bugün gezme eyleminin amacı meraktan çok bilinçsizce yapılan bir 'gösteri' ye dönüştü. ilber ortaylı gibi toplum karşısında söz değeri olan kişilerin gezme eylemi üzerine tavsiyleri nin sosyal medya araçları ile sığ bir şekilde yansıtılması ve kültürel etkenlerle birlikte, gezme eylemi makul amacından çıkarak bir tür mutlak doğru ve mutlak faydalı eylem olarak görülmeye başlandı.
Mevcut olarak siyasi, ekonomik, toplumsal, piskolojik gibi ana başlıklar altında dertleri olmasına rağmen bunlar karşısında faydacı ve akılcı bir eylem gerçekleştiremeyenler, kumu kafaya gömüp devam edebilmek için yapay kişilik yaratıyolar.
Evet hepsi biliyor ki geç emekli olacaklar, birden fazla evleri, yazlıkları, lüks arabaları olmayacak, kaliteli sağlık hizmeti alamayacak, çocuğuna kaliteli eğitimi sağlayamayacak, erken yaşlanacak, dünyayı gezemiyecekler vs vs.
Bu gerçek sorunlara karşı akılcı bir çözüm bulamayan kişiler, duygusal anlamda depresif olmamak için ve bu gerçekleri göğüsleyebilmek için mutlak doğru ya sığınıp bir noktada kurtulmak istiyor. Gezmek veya deneyim satın almakta tamam ................... Olmadı ama benimde değer biçilemiyen şu ....... deneyimlerim oldu. İnsanlığın hep yaptığı bir şey çözemediği probleme alışmak. Ama bugün tehlikeli olam kafayı gömüp bu gerçek sorunlar yokmuş gibi yapıp ardından sanal dünya yaratmak.
Tabikide bunu genelliyemeyiz ama bugün ekseriyet bu durum içinde. Bunu anlamak içinde eylemlerindeki tutarsızlıklark gözlemlemek yeterli. Emek vermeden, kendi perspektifini yansıtmadan, farklılık olmadan, birbirine benzeyen şeyler sürekli dönüyor. Muhabbet keza öyledir. Sığ ve yüzelsey şeyler. Bu yüzden amacının olmadığı ve akılcı değil gösterişci olduğu gün geçtikçe netleşiyor.
Tabikide gezebilirsiniz veya gezmelisiniz ama sorumluluklarınızı da gözden geçirmelisiniz. yaşadığınız coğrafyadan dolayı Dugusal değil akılcı davranmak birazcık zorundasınız gibi.
Bunlar tamamen kendi gözlemlerime dayanan yorumdur. Bilimsel bi temeli yoktur. Saygı çerçevesinde aksi görüşleri merak ediyorum. Syg.
sadece kendi kendime düşündüğüm bir konuydu. o kadar tatlısınız ki yeni konuları sabırsızlıkla bekliyorum
"Sahnelenmiş otantisite" çok doğru bir tabir. Sanırım bunun için serbest gezi yapmak lazım gidilen şehre. Mesela ben Kudüs'ü başıboş bir şekilde gezdiğimde ve rehberle gezdiğimde çok farklı bir ambiyans etkisi yaşamıştım.
Seyahat etmenin, yalnızca tik atmakla sınırlı bir deneyim haline getirilmesi, anlamını kaybetmesine neden olabilir diye düşünüyorum. Bana göre Mona Lisa tablosunu yakından görmenin değeri, eserin kendisinden çok, insanların ilgisini, bu ilginin yoğunluğunu ve müze deneyiminin sosyolojik boyutlarını gözlemlemekle eşleşiyor bende. Bu bakış açısıyla seyahat, sadece bir hedefe ulaşmaktan ziyade, o hedefe giden yolda gözlemler yapmak ve anlam arayışına girmek olabilir mi diye sorguluyorum.
seyahat, yalnızca coğrafi bir hareketlilik de değil, klişe olacak ama o sırada kendine yapılan bir yolculuk gibi. Farkında olarak ve gerçekten içine dahil olarak yapıldığında, insanın ruhsal ihtiyaçlarına cevap verebilir, ufkunu genişletir, yeni anlamlar katar vs. Bu yüzden bu yolculuğun illa ki uzak coğrafyalara, egzotik diyarlara yapılması da gerekmez. Her akşam eve giderken kullanılan yolu değiştirmek, farklı bir güzergâhtan eve gitmek bile bir seyahat motivasyonu taşıyabilir. Bu tür küçük değişiklikler, bilinen bir rotayı yeni bir bakış açısıyla keşfetmek, tanıdık çevrenin içinde saklı detayları fark etmek için bir fırsatlar taşır.
Herkes için farklı anlamlar taşıyan bu “seyahat” para da istiyor tabii ama bu ayrı konu :) son olarak kimi için sadece listelerdeki destinasyonları görmek mutluluk verici bir tamamlanmışlık hissi yaratıyordur. Bu da kendi içinde değerli bir motivasyon olabilir. Tamamen tukaka görmek istemiyorum bunu da. Ancak seyahat, sadece "yapılmış" iş olmaktan çıkarılıp, deneyimlenen ve yaşanılan bir süreç olarak görülürse, kişinin hayatında daha geniş bir yer bulacaktır diye düşünüyorum.
Bir süredir düşündüğüm bir konuydu yazasım geldi. En iyisi gideyim bir şeyler okuyayım :) Teşekkürler Ezgi.
Ben gerçekten daha kaşif niteliğinde diyebileceğimiz tatiler yaptım, çevremde benden çok daha büyük kaşifler de var fakat çoğunluk bireysel kitlesel ya da organize kitlesel tatil yapanlardan oluşuyor. Gözlemlerim ise tatilin ne olursa olsun her türlüsünün her insana bir şey kattığı. Bu kattığının şıp diye gittim geldim değiştim olarak değil de uzun dönemde görülecek bir etkisinin olduğunu düşünüyorum. Bir ömür için bu küçük etkinin ilerisinde önemli bir etkiye dönüştüğünü düşünüyorum. Örnek olarak yaşça büyük olan kişilerin farklı yerleri, insanları gördükten sonra tutum, hal ve hareketlerinde zaman içerisinde ufak ufak değişimler görmeye başlamasını, çok basit herhangi bir duruma eskisinden vereceği tepkiye göre az da olsa daha farklı tepki vermeleri yerine göre daha az sinirlenmeleri veya durumlara eskisinden bir nebze de olsa daha ılımlı, toleranslı bakmaya başlamalarını söyleyebilirim ki bunlar toplum açısından önemli değişimler olduğunu düşünüyorum. Oradaki insanlarla en basit iletişimlere bile girildiğinde, bu yol tarifi veya satın alma etkileşimi dahi olabilir insanlar gerçekten de başka hayatlar olduğunu ilk elden deneyimliyorlar, bu da görülen veya duyulandan farklı bir etki yarattığını düşünüyorum. Bunlar çok yakın çevrelerimden birbirinden çok farklı insanlarda gördüğüm ortak değişimler. Yani sanal bir şekilde veya duyarak bir şeyleri öğrenmek, haberdar olmak ile reel olarak orada bulunup görmenin arasında büyük bir fark olduğunu düşünüyorum. Bu etkiler tabii ki çok ulvi etkiler değil sonuçta kimse yaptığı üç beş tatil ile evliya olmayacak fakat yurt dışına çıkmış kişi en basitinden zorunlu da olsa alıştığının dışında etkileşimlere girip normali olan hayat rutini dışında en son çocukken tattığı yabancılıkta bir iş yapmış olacak. Belkide şu anda tam olarak başlıktaki gibi seyahati fetişize veya romantize ettim fakat bu yazdığım ufak değişimlerin gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum, en azından benim için. Ayrıca bunların hiçbiri de olmasın, rutin olarak tüm gün ev-yol-iş-yol- ev bir insanın hayatında ben de şuraya gittim demesinin tatminiyatı da gayet yeterli. Bir de ülkemiz için piyasaya baktığımız zaman yurt dışına çıkma ile ev alıp alamama konusundaki korelasyon bence o denli ilişkili olmayabilir ya da ilişkili olan kısmının genelde kendisinin veya ailesinin evi malı mülkü olanların yurt dışına çıkması olabilir.
Güzel ve düşündürten bir video olmuş ağzınıza sağlık, çok teşekkürler.
Harika bir içerik, harika bir bakış açısı. Emeğinize sağlık
google earth konforuyla kimse baş edemez.
Her nerede değilsem orada iyi olacakmışım gibi etkinliği.40 yaşından sonra seyahate dair merakımı ve hevesimi hızla yitirdim.Çok çok param olsa bir ev tutup bir süre yaşamak isteyebileceğim yerler var ama koşturmacalı seyahat asla yapacağım şey değil bundan sonra.
Ben başka yerler görmekten ve sizin dediğiniz gibi kitle turizmi ve farklı görünmek çabası olmadan çok şey öğrendiğimi düşünüyorum. En fazla da kendi ülkemi gezerek öğrendim.
Bu arada çevre farkı olsa gerek benim başka şehirlerde yaşayan veya doğup büyümüş olan tanıdığım gençler, kendi şehirlerini tanımak istenmesinden çok mutlu oluyorlar. Ve zevkle yardımcı oluyorlar.
Vize çıkmıyor ki fetişize edelim 🙂↕️
Kotu emellerine alet olduk :) gittim erik cohen makalelerine göz attım :) nice content!
Hocam abartıldığını hiç düşünmüyorum. Her hücreme iyi geliyor
seyahat de etmeyelim ne yapalım ne için yaşayalım onu da anlatın hocam
soruyu soran abimiz sanırım boğaziçili
Ben özellikle son dönemde sosyal medya içeriği olma amacıyla gezildiğini düşünüyorum.
Yıllar evvel Harran’a 30 km mesafede hatırı sayılır sene çalışmışken bir kez oraya gitmeyi düşünüp bölgesel dilenciliğin akıl almayacak düzeye geldiğini duyunca ben de eksik kalayım, demiştim. Tabii Harran sadece bir örnek Mısır da aynı belki Bali de.
Herkes gezme tozma sevmek zorunda değil. Ben önce dinlenme insanıyım şayet fazlaca zaman imkan ve keyif varsa gezme insanıyım.
Bu arada arabesk kültür üzerine video çok güzel olur. ‘Neden bu kadar derdoyuz?’ Başlığını bu kanalda görsem bir hayli heyecanlanırım 🌸😁
aaa 49wdeki kız. Hayırlı olsun güzel içerik ❤️
Kamera arkasındaki de 49w’den yaşar zaten :)
Bir gün gene bogazicindeyiz, makale okuyoruz falan
bir daha vize alamayacağımı bilip artık bundan acı duymayınca ben
fav hocam video atmış bize de izlemek düşer
Şahane olmuş
çok bir şey katmıyor ama senede 1-2 defa yapılması gerek
06:54 konformist konforuna düşkün demek değil maalesef, bu arada keyifli bir deneme olmuş, sevgiler
Maalesef ne ya
Evet! Gerçekten “maalesef” demek bile durumun vehametini ortaya koymak için hafif kalıyor. Bu kadar zeka pırıltısı içeren anlatımı, bir anda laf ebeliği seviyesine düşürmek için yerli-yersiz kullanılabilecek bir kelime “konformist” olabilirdi. Bir sonraki videoda “umarsız” kelimesinin “çaresiz” yerine “umursamaz” şeklinde kullanılmasını bekleyebiliriz. En azından “çoğusu” demesini beklemiyorum; ki bu da günümüz özensizliğinde azımsanmayacak kadar iyi bir mertebe sayılır.
Bu hatalı kullanımlar bu kadar yaygınlaştığına göre, bu aşamadan sonra durumu kabullenip, sözlükleri mi güncellemeli acaba? Özel Amerikan Robert Lisesi’nin hem mezunu ve hem de çalışanı biri bile ‘konformist’ kelimesini yanlış anlamda kullanıyorsa, artık norm olarak kabulleneceğiz mecburen. En azından bundan sonra başkasında duymazdan, görmezden geleceğim, kendi payıma.
@@DalayLami siz kendinizi iyice manyak etmişsiniz
@@DalayLami "VEhamet" Arnavutça'da bayılmak anlamına gelir, sizin, "durumun vAhametini" demeniz doğru olacaktır.
Sanırım zaman zaman hepimiz hata yapabiliyoruz, sizin tespitlerinize katılmakla birlikte, önemli olanın o hâliyle kabul etmek yerine doğrusunu birbirimize hatırlatmak olduğunu düşünüyorum.
Arkadan tanıdık bir ses geldi. TH-cam algoritmasının neden bu videoyu karşıma çıkardığı belli oldu 😅
Seyahat etmek, anlamı kaybolan bu dünyada kalan birkaç anlamlı şeyden biri. İmkanı olan insan seyahat etmiyorsa bu ancak o vizyona sahip olmamasından kaynaklı olabilir. Tourist trap'lerden kaçınılmalı bence de. Örneğin kuzey afrikada bir ülkeye gidip çölde bir gece çadırda kalmak, sadece başkaları da yapıyor, ben de yapmalıyım ve sosyal medyada paylaşmalıyım motivasyonu ile açıklanabilir ve sahici değil.
İnstagrama atılamasa gerçekten bu kadar gidilir mi emin değilim, bir statü belirteci haline geldi, vize alabiliyorsun, tonla para ayırabiliyorsun, işten izin alabiliyorsun vs birçok şeyi söylemeden gösteriyor, bu yüzden yaygınlaştı bence bu kadar.
Merhaba, alakasız ama ben de koltuk linki isteyecektim 🙈
Konuşma için teşekkürler 🙏
İlginç bir bakış açısı 😊
Yani çok düz bir bakış açısı üzerinden yorumlamışsınız.mesela ben önyargıları yıkmak için çok iyi bir yol olduğunu düşünüyorum.türkiyede insanların bukadar vizyonsuz olması yurtdışına çıkamadığından dolayı. alternatifi görmüyor çünkü dünyayı türkiyeden ibaret sanıyor.insanların %90 ının da o kafanızdaki klişe turist profiline uyacak diye birşey yok.tam tersi birden fazla kez çıktığında zevki istekleri belli bir gustosu oluşuyor.turizmin belli noktalarda kapitalizm klişesine dönüştüğü doğru olmakla birlikte toptan para tuzağı diye tanımlamak başka bir klişeye düşmek ve faydalarını hiçe saymak bence.
gülünce anna kendrick oluyorsun. tshirtün de çok güzelmiş, GÖNDERSENE :)
DRUG DEALER tişörtünün linkini paylaşabilir misiniz ?
Rug dealer- les benjamins
Sosyal medya sayesinde her türlü turizm artık kanonlaştı. Bu kanonların beyanlarına iştirak etmek herhangi bir şeydeki estetiği, lezzeti ya da iyiyi başkalarının dayattığı yolla görmek demek maalesef. Hatta zaman zaman bir setteymiş gibi hissetmeye sebep olduğunu düşünüyorum. Verilen bir rolü icra etmekten farksız. Kanonların dışında kalındığında alınacak "haz" elbette çok kişisel olacaktır.
Traveller lobisi çıktı pandemiden sonra herkes profiline traveller yazıyor. Bumble da bile insanlar böyle tanımlıyor kendisini bayraklar sıralandırılıyor falan seyahat üzerinde itibar sağlama çabasına giriyor insanlar bana komik geliyor etkileyici de değil.
Seyahat etmek belki farkında değilsiniz yalnız çok eskilerden beri var, mesela dini. Hac ve umre gibi. Bu konuya neden hiç değinmediniz? Yaşar, memleketin Urfa, tepe kültürü ,belki de turizmin doğuş yeri olabilir? Thomas cook tan çok önce insanlar daha avcı toplayıcı iken bile atalar kültü(bu benim yorumum, kaynağını sormayın, gösteremem, bende kalsın) gibi mezar ya da ölü gömme ritueli için, belki de hem ziyaret hem ticaret konuları ile ilgili olabilir harekat halinde idi. Naçizane yazdım, tamamen malumatfurusluktur. İtina ile istediginizi yazın. Kolay gelsin, elinize sağlık.
tshirtte drug dealer mi yazıyor ben mi yanlış gördüm :D
Rug dealer yazıyor. "Her türlü halı kilim, turistik gezi."
@@patika.rebetika yanıtınız için teşekkürler, düşündüğüm gibi olmamasına da sevindim :) pek güzelmiş. başarılar dilerim.
Cok okuyan degil cok gezen bilir,fazla gezen at ayaginda kaka getirir
Saçma sapan yorum yapmayın video konusu önerin yeni video gelsin. Benim sosyolojiymiş psikolojiymiş aram yok ben önermem bu yaştan sonra bana kitap okutturmayın xd
Güzel bir konu seçilmiş ama tek taraflı olarak ele alınmış. Haliyle sorulan doğru soru tam olarak ele alınmamış. Bir de konuşurken neden İngilizce kelimeler kıllanma gereği duydunuz anlamış değilim. Kaldı ki Türkçesini söyledikten sonra kullanmaya devam etmeniz bana göre doğru bir davranış değildi. Diğer taraftan sizin konuyu ele alınış şeklinize bakarsak veya dikkate alırsak hayatımız da ki herşey biraz daha anlamsız olur. Sinemaya/tiyatroya gitmek, spor yapmak, sosyalleşmek, yemek yemek, kitap okumak vb her şey için acaba biraz abartılıyor mu diye değerlendirilebilir. Kısacası ister psikolojik, isterse sosyolojik sebeplerden olsun bu konu özelinde söylersem insanlar yurtdışına çıksınlar. Bu konuyla ilgili ele alınacak tek şey ekonomik durumlarımızdır. İyi günler.
Seyahat etmeyi sevmiyorsunuz diye anladım ben , hocam.
15 dakikalik konuşmadan bunu anladığınız için tebrik ederim.
@@cansununkedileri seyahat etmeyi seven biri böyle konuşur muydu hiç hanımefendi?