Abdülkadir Geylani Sohbetleri 14 / Kerem Önder

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 10 ก.ย. 2024
  • Abdülkadir Geylani Sohbetleri 14
    “Ey içi dışına uymayan münafık. Allah yeryüzünü senden temiz kılsın... İçinin bozukluğu yetmiyor mu?
    Herhalde yetmiyor. İlim adamlarını, velî kulları ve iyileri kötülemek hevesindesin. Onların manevî varlığına
    diş geçirmekle eline ne geçer?.. Sen ve senin yarenlerin yakında ölecek. Etlerinizi kurtlar didecek. Dilinizi
    parçalayacak. Sinirlerinizi tahrip edecek. Kemiklerinizin bir yanından girip öbür yanından çıkacak.
    Yer sizi sıkacak. Zeminine çekecek. Bir aşağı, bir yukarı çevirecek. Allah'a karşı iyi düşünceye sahip olmayana
    felah yoktur. Salih kullar için yersiz düşünceyi kalbinde besleyen necata eremez. Onlara karşı engin gönül
    taşımayan, perişan olur. Allah, bağlılığı ve çözülmeyi onlara verdi. Yâni: Velîlere... Sema onlar için yağmur
    yağdırır. Yer, bitkisini onlar için bitirir. Bütün halk onların manevî himayesine muhtaçtır. Onlar, birer birer
    dağlar gibidir. Âfetler onları yerinden oynatamaz. Musibet onlara tesir etmez. Allah'ı Tevhid ile bilirler.
    O'ndan razıdırlar. Bu hâlleri sarsılmaz. Hem kendilerine, hem de başkalarına, iyilik ederler.
    Siz edebli olmalısınız. Sizden öncekiler öyleydi. Siz de onlar gibi olunuz. Geçmiş büyüklere nisbetle siz
    mertlikten mahrumsunuz. Cesaretiniz yok. Erliğiniz ölmüş. Kahramanlığınız yok. Bahadırlığınız, nefsiniz emir
    verince geliyor. Tabiî heva ve arzunuz, size bir emir verince hemen cesaretiniz toplanıyor... Böyle olmaz. Asıl
    kahramanlık hakkı yerine getirmektir. Hakkı sahibine teslim etmek, büyük kahramanlıktır. Bunu yapmaya
    bak.
    Hakîm ve yüce bilgi sahiplerine kötü gözle bakmayınız. Onların sözü şifadır. Ağızlarından çıkan her kelime,
    bir vahy meyvesidir. Aranızda artık peygamber yoktur. Boşuna, uymak için peygamber aramayın.
    Peygambere gönülden bağlı bulunanlara uyarsanız, Peygamber’e (S.A.) uymuş olursunuz. Onları görünce
    ellerine yapışın. Onlar peygamberler gibidirler. Mütteki ve kötülüklerden çekinen bilgi sahipleri ile sohbete
    devam ediniz. Onların hoş sohbeti olur; ruhunuzu bereket kaplar. Bilgisinin gereğini yapmayan dünyalık
    âlimlerle oturmayınız. Onların konuşmasında uğursuzluk vardır. Takva ve bilgide senden ileri olanlarla
    yaptığın sohbet hoştur; huzur bulursun. Takvası olmayan, ayrıca bilgiden de mahrum yaşayanla oturup
    kalkman, sana felâket ve belâ getirir.
    Yazık sana, Rabbin tarafına geç. Başkalarından kesil. Peygamber (S.A.) efendimiz: - «Rabbinizle aranızda
    olan bağları devam ettiriniz, saadete erersiniz.» buyurur. Rabbinizle aranızda bulunan yolları ayıklayınız;
    huzur bulursunuz. Salih kulların kalbini kazanırsanız, rahata erersiniz.
    Ey evlâd! Zenginle fakiri ayırt etme. İkisini de eşit bil. Bunu yapmıyorsan sana felah yoktur. Fakirleri sabırlı
    gör. Onları tebrik et. Sana geldikleri zaman, yüzlerine gül. Onlarla otur. Peygamber (S.A.) efendimiz,
    fakirlerin hâlini şöyle anlatır: - «Sabırlı fakirler, Rahman’ın arkadaşlarıdır.» Bu âlemde kalplerinde
    Rahman’ın tecellisini bulurlar, öbür âlemde bizzat ererler. Onlar dünyada kalplerini dünya süsünden berî
    ettiler. Dünyalık şeyleri kalplerine sokmadılar. Onlar, fakirliği zenginliğe tercih eder ve kalplerini sabra
    alıştırmaya çalışırlar. Sonra, âhirete dönerler. Oraya bir zaman bağlı kalır, sonra onu da bir tarafa atarlar.
    Bilirler ki; Rablarının rızası, oraya bağlı kalmakla hasıl olmaz.
    Yüce Yaratanımız, şöyle buyurdu: - «Onlar, katımızda sevilmiş ve seçilmişlerdir.» (Sad/47) İşbu Âyet-i
    Kerime’nin tefsiri şöyle olur: - Kalpleri Biz'de. Göçleri uğrumuzda. İç âlemleri Biz’e yönelmiş, özleri bizimle
    dolmuştur. Dünyada ve âhirette onlar böyledir. Bu hâle eren bir cemaat için dünyanın ne değeri olur? Âhiret
    neye yarar?.. Dünya bir çöp kadar kıymetli olmaz; âhiret yine öyle...
    İşe bak. Cahil olma. Sen, bilgi ile yıkılan insana benziyorsun. Bilgi, gereği yapılmazsa insanı yıkar. Hakk'a
    varmak arzusu kalbinde varsa, elinde bulunan dünya malından fakirlere ver. Sadaka vermek, fakirlere ihsan
    etmek, Hak'la iş yapmaktır. Allah, iyi zengindir. Kime ihsan etmiyor, kimi süründürüyor?.. Kimi acından
    öldürüyor?.. Herkes istediği kadar alıyor. O’nun sofrası kullarının kabiliyetine göre açılır.
    Bütün ihtiyaçlarınızı Hak’tan isteyiniz. Halka avuç açmayınız. Hak varken halkın lâfı olmaz. Zahirde kullardan
    isteseniz bile, kalbiniz O'nunla olmalı. Her şeyin Hak’tan olduğuna inanınız. Birinden istemek zorunda
    kalırsanız, kalbiniz tam mânası ile Hakk'a bağlı olursa, o istek ve arzunun, Mevlâ'nın ilhamı olduğunu
    bilirsiniz. Allah'ın varlığına inanınız, kimden isterseniz isteyiniz... O, gideceğiniz yönü tayin eder. Verilirse,
    Hak'tan olur, olmazsa yine O'ndan...
    Web / keremonder.com
    Facebook / / kereminden
    Instagram / / kerem_onder
    X / / keremonder1
    Podcast / anchor.fm/kere...
    din,ilim,fıkıh,dini videolar,sohbet,sohbetler,dini sohbetler,kerem önder,kerem önder hoca,tefsir,Allah,ilim yayma,ihramcızade,ihramcızade ilim yayma,

ความคิดเห็น • 104