ALTI KAVAL ÜSTÜ ŞİŞHANE!? 🤨 - GONCA ERKMEN ÇAPKIN İLE YANLIŞ OKUMALAR #4

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 22 ธ.ค. 2024

ความคิดเห็น • 8

  • @Fridanınçöplüğü
    @Fridanınçöplüğü 7 หลายเดือนก่อน +2

    Püf noktasını biliyordum. Eskiden biz deyimleri ve atasözlerini çıkış kaynağıyla öğrenirdik…Çırak işi öğrendim deyip işten ayrılmak istemiş. Usta,’’ Daha öğreneceğin şeyler var’’ demiş ama çırak dinlememiş fakat yaptığı bütün çiniler çatlamış. Geri gelip ustaya durumu anlatmış. Usta da onun bir püf noktası var demiş. Çini harcını kalıba dökmüş, sonra kenarından püfff diye havasını çıkarmış. Püf noktası da burdan çıkmış. N’ olmuş siz zaten anlattıysanız, bi’ de ben anlattım, işte😂

  • @DefneGGGG
    @DefneGGGG 7 หลายเดือนก่อน +1

    Canım annem ne güzel annlatmış❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤annemmmmmm❤❤❤❤

  • @Meto-1965
    @Meto-1965 7 หลายเดือนก่อน +2

    Kaval, şeşhane konusunu düzeltilenler kısmına ekledim. Pek duyduğum bir şey değildi, ama bilmekte fayda var. Ben genelde 'Bu ne lahana, bu ne turşu' derim. Püf konusu ilginçti doğrusu. Nevşehirdeki çanak-çömlekçilere soracağım. Hava kabarcığı konusu en büyük sıkıntılarıdır. Bu gerçek. Foyam dökülecek ama foyanın ne olduğunu da burada öğrendim. Ben bunları yazarken Kappadokya'nın uzman rehberi sevgili Mustafa Uysun yörede böyle bir şey duymadığını yazdı. Diğer bir bölge rehberi ise kabarcık üfleme olayının cam işçilerinin (camgerân) kullandığı bir yöntem olduğunu yazdı. Foçalıların bir zamanlar İtalya'ya, Fransa'ya göç ettiklerini biliyoruz. Velhasıl bizim focaccia bir gitmiş, bir gelmiş, olmuş size poğaça.

    • @Meto-1965
      @Meto-1965 7 หลายเดือนก่อน +1

      Püf noktası konusunda diğer bir rehberden çanak-çömlek üretiminde de kullanıldığı ifade edildi. Daha sonra Mustafa Uysun bir kaynak ekledi. Velhasıl sadece cam işçiliğinde değil, çanak-çömlekte de kullanılan bir yöntem olduğu sonucu ortaya çıkıyor.

    • @Meto-1965
      @Meto-1965 7 หลายเดือนก่อน +1

      Vaktiyle testi ve çanak çömlek imal edilen kasabalardan birinde, uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup artık kendi başına bir dükkân açmayı arzu eder olmuş. Ne yazık ki her defasında ustası ona:
      - Sen, demiş, daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun, biraz daha emek vermen gerekiyor.
      Ustanın bu sonu gelmez nasihatlerinden sıkılan kalfa, bir gün artık dayanamaz ve gidip kendine bir dükkân açar. Açar açmasına da yeni dükkânında güzel güzel yaptığı testiler, küpler, vazolar, sürahiler onca titizliğe ve emeğe rağmen orasından burasından yarılmaya, yer yer çatlamaya başlar.
      Kalfa, bir türlü bu çatlamaların önüne geçemez. Nihayet utana sıkıla ustasına gider ve durumu anlatır.
      Usta:
      - Sana demedim mi evlâdım; sen bu işin püf noktasını henüz öğrenmedin. Bu sanatın ustalık gerektiren bir püf noktası vardır.
      Usta kalfanın yalvarmalarına dayanamaz ve tezgâha bir miktar çamur koyar:
      - Haydi, der, geç bakalım tezgâhın başına da bir testi çıkar. Ben de sana püf noktasını göstereyim.
      Eski çırak ayağıyla merdaneyi döndürüp çamura şekil vermeye başladığında usta, önünde dönen çanağı dikkatle takip ederek, arada sırada "püf!" diye üfleyerek zamanla testiyi çatlatıp bütün emekleri boşa giderecek olan bazı küçük hava kabarcıklarını patlatıp giderir.
      Böylece çırak da bu sanatın püf noktasını öğrenmiş olur.
      Her sanatın incelik gereken nazik kısmına da o günden sonra püf noktası denilmeye başlanır.
      Bizim de püf noktalarımız var, zamanla bizi insani değerlerimizden uzaklaştıran, kendimize yabancılaştıran...
      Bu noktaları bilmek gerek. Bu noktaları bilirsek çocuklarımızı yetiştirirken zamanında ve yerinde müdahale edebiliriz. Onları yıpratacak, kendisinden, değerlerinden, ait olduğu toplumdan uzaklaştıran şimdi küçük olan ama sonra kocaman olacak o hava boşluklarını yok edebiliriz.
      Biz anne babayız, işimiz insan denen o hamuru yoğurmak, şekil vermek.

    • @Fridanınçöplüğü
      @Fridanınçöplüğü 7 หลายเดือนก่อน

      Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu, tam olarak o deyimi karşılamıyor.