Sizce bu kadar gerçekçi ve yorgun bir duruş insanı çok yıpratmıyor mu? Zamanla daha çok ölüyor gibi hissetmiyor musunuz? Yaşam enerjiniz azalmıyor mu mesela okudukça, öğrendikçe? Yeraltından Notlar'ı ilk bölümden itibaren bağımlılık derecesinde takip ediyorum ve ilk zamanlar çok mutlu oluyordum sizi kendime benzettiğim için. Fakat daha sonradan aslında bu ürkütücü derecede çok olan sakinliğin ve yorgunluğun insana zehir etkisi yapabileceğini hissettim. Ve şu an bulunduğum durumda kendimi Yeraltından Notlar'a karşı oldukça savunmasız hissediyorum. Zarar vereceğini(!) bile bile kendimi alıkoyamıyorum. Zamanla gerçek kendimi bulmama yardım etmesine rağmen bunun bana huzur vermemesi ya da mutlu etmemesi, üstüne üstlük bunları zamanla azaltması değişik geliyor. Belki olması gereken de budur. Bilmiyorum. Baştaki sorular ve düşüncelerimi 15.bölüme kadar her bölümü çıktığı anda izleyerek oluşturdum ve her şeye rağmen şundan eminim ki, bu yolda kesinlikle devam etmelisiniz. Benim gibi birçok kişinin daha hayatına dokunduğunuzdan eminim.
Gerçek kendini bulmana yardım ettiğini söylemişsin, mutlu olmak için gerçek kendini mutlu edecek şeyleri yapman gerekiyordur belki de. Onları bulmayı denemelisin...
@günay keser Haklısın. Kendimi mutlu edecek şeyleri yaparak kendimi daha mutlu hissetmeyi denedim. Ama garip bir şekilde dışarıdan ne derece koparsam ve içsel savaşlara şahit olursam o derece mutlu olduğumu fark ettim. Garip olarak huzursuzluğum ne kadar artarsa o kadar iyi hissediyorum kendimi.
Yorumunu baştan sona okudum haklısın sonuna kadar bu anlattıkların bana aşkı anımsattı en azından kendi yaşadıklarımı ama aşk sadece bir kişi için geçerli değildir bir oluşum fikir veya akım içinde geçerlidir .iyi geceler
"Yazmak, yaşanmamış bir hayattan intikam almaktır." Diyor, Orhan Pamuk. Burada benim anladığım ise; aslında hepimizin hayâl ettiği yaşamları veya düşlediği hayatları bir karakter yaratıp ona yaşatmak mıdır? Sevgilerle...
Bir videonda bahsetmiştin hayatımda tek sıkıldığım dönem liseydi diye bende şuan liseye gidiyorum ve gerçekten o kadar zorlanıyorum ki geçenlerde edebiyat dersinde şiir konusunu işledik ve bir tane bile şiir okumadan geçtik genel olarak durum böyle zaten. Bir yazar veya kitap hakkında konuşmak istiyorum ama kimse ne kitap okuyor ne de başka bişey herkesin tek derdi sınavlar onlara sadece bir ünvan kazandıracak insanlık namına hiçbir şey öğretmeyecek sınavlar. Onun için kendin lise dönemlerini nasıl atlattığı dan bahsedersen benim için ve eminim başkaları için de çok yardımcı olur.
Ve saat 5 suları. Ölüm dahi uykuda iken buralarda bir yerlerde senin o büyüleyici karamsarlığının bilge cümlelerinin ve kendini anlatmak için seçtiğin olağan üstü kelimelerinin arasında güneşin doğuşunu bekliyorum. Okuduğun kitaplardan mıdır, yoksa senin karakterin zaten böyle midir bilmiyorum. Her insanın tanıması gereken güzel bir insansın. Gecenin en karanlık olduğu bu an içimi ısıttığın için teşekkür ederim.
Bir yandan utanıyorum senin gibi bir yazarı bu kadar geç tanımış olmayı bir yandan da o kadar çok seviniyorum ki iyi ki o kadar da geç kalmadım mesela ölmeden önce tanıdım seni. İyi ki varsın Aykut Akdoğan ve iyi ki kitaplarınla yüreğimize dokunduğun gibi Babala tv’de de konuşmalarınla yüreğimize dokunuyorsun. Oğuzhan Uğur iyi ki seni bizimle buluşturdu. Şiirlerin hayatında hiç eksik olmadığı şiir gibi günlerin olsun ✋🏻
4 yıl olcak. 4 yıldır her hafta buraya geliyorum ve bu şiiri dinliyorum. Ve diğer bölümler tek tek turluyorum. Yaşamımdaki Rönesans ım bu program çünkü hayatıma anlam kattı renk kattı. İyi ki yaşandı tüm bu güzellikler
Tadında bir format ne diyebilirim bilmiyorum ama babalada en sevdiğim format oldu. Her video hayatımdan bir parça. Okuduklarım daha bir anlamlı geliyor, okumadıklarım ise heyecan veriyor.Tekrar tekrar okuyorum hepsini. Teşekkürler.
Kötü bir olay yaşadığımız zaman niye kendimizi değiştirme ihtiyacı hissediyoruz, niye kendimizi kabullenmek yerine değişmem lazım diyoruz, niye ilişkimiz bitince saçımızı kesme boyama ihtiyacı duyuyoruz
İnsan sürekli bir arayışta icindeki o boslugu doldurmak icin.şu da bir gercek ki o boşluk hissi ölene dek hiç gecmeyecek.okudugumuz bir kitapla,dinledigimiz bir muzikle,izledigimiz filmlerle,sevdiklerimizle ya da aşık olduğumuz insanla "o"boşluğu doldurmaya çalısıyoruz..insan boşluğu bile bile nasıl yaşamaya devam eder?
Şiir kısmında tokat yemiş gibi oldum. Şiiri is yerinde mola arasında dinledim ve koşar adım kaldığım yerden devam edeceğim. Dünyanın güzelliklerini görmeden ..
Gözlerinde ki tanıdık karanlığı farkedince 'insanlar' dedi ' insanlar kötü! sevmeyi bilmedikleri gibi sevgiyi de yaralamak istiyorlar, oysa herkese yetecek kadar güneş ve ay var!' kadın yorgun başını salladı ve aralandı soyulmuş dudakları ' onlar ruhları çoktan ölmüş bedenler sadece, kelimelerini dökebilecek ağızları olsa da hissedebilecekleri yüreklerden yoksunlar!' adam çok zaman sonra anladı ki bu aslında akıl almaz bir tercihti! Dika Okuduğunu zannederek ve buna inanarak benden birşeyler duy istedim sadece. Çok memnunum bunu yaptığın için. Samimiyetimle teşekkürler. Öpüyorum dalgın bir o kadarda merakli ve hırçın gözlerinden.
Kitap okuma alışkanlığı olan birisi değilim ilgimi çeken yazıları bilimsel ve teknolojik konuları vs anca okuyorum ama sanki kitap delisi gibi hipnoz olmuș gibi tutuluyorum videolarına bașarılar. Unutamamak hafıza mutsuzluğun alışkanlık haline gelmesi konularına deginirmisin reis
Hep kormuşumdur yazarlara yazı yazmayı,durmadan dağınık imlamı ve noktalamamı düzeltip derli toplu türkçe istemelerinden.Şaşırdığım tarafları derli toplu türkçe beklerken inanılmaz dağınık hayat yaşamaları.Yıllarca yazar arkadaşlarımı dağılmadan toplamaya çalışmışımdır.Hiçbirinin arası yoktu hep yükseklerde yaşıyorlardı.Aşkı da sevgiyi de hüzünün de.Belki hep özlemdi hayatları hep eksik tarafımdı.Senin hayatın nasıl çok merak ediyorum.SEVGİLER
Altuğ etkileyici konuşma tarzınız var sizi hiç sıkılmadan dinliyorum anlattiklarinizda ilgimi çekiyor video çok kısa sürüyor 20 dakika yapsan daha iyi olur ayrıca geçen haftaki video çok iyidi hayat kadar gerçek
Kendimi buldukça yalnız ve sonsuz bi tatminsizlik içinde hissediyorum. İçimdeki savaşları daha halledemeden dışardaki savaşlar başlıyor. 20 yaşındayım, biliyorum çok gencim ama tükeniyorum gün be gün.
Abi yemin ederim hayatta böyle durup nefes almak için beklediğim bi an gibi bu program hani damarlarımda akan kan gibi benim bir parçam oldu ne bileyim işte anlatılmaz bişey kelimelerle ben edebiyat bölümü öğrencisiyim ve amatör olarak kalbim izin verdikçe bişeyler yazıyorum. İşin trajikomik tarafı ben bu bölümde edebiyat dışında herşeyi görüyorum işe yaramaz demiyorum ama gerçekten edebiyatla uzaktan yakından alakası olmayan dersler görüyorum amacım yakınmak veya sistem eleştirisi yapmak değil biz sömürülen düzende farkında olsak da bazı şeylerin içimizde açtığı yarayla kalıyor ve yine hayatımızın en güzel çağına küfredip lanetler ederek yaşıyoruz demem o ki iyi ki var bu program sanki Ahmet Arif' in elleri kelepçedeki uykusu ve tütünü gibi...
Bu programı ilk defa izledim. İçerik çok güzelmiş ama sonda Şükrü Erbaş hayranı olarak en sonunda o kadar mutlu oldum ki bunu yazmam gereksiz olsada yazasım geldi.
Her hafta nihilistik aytuğ akdoğanın anarşik konuşmasını dinlemek , isyankar ruhumu biraz daha çoştursa da rutinimden çıkamayışım beni deli ediyor . Bu hayatın anlamsızlığı içinde sürüklenmemi yüzüme vurman hiçbir şeyi değiştirmiyor aytuğ abi. Sadece hayattan beklentimi , yaşama hevesimi azaltıyorsun . Teşekkür ederim bana bu kötülüğü yaptığın için çünkü düşündüklerimin yanlış olmadığını onaylıyorsun . Keşke yanılsaydım .
Bölümü böyle önemli bir sanatçının eserinden yorumlayarak yapman gerçekten harika olmuş. Ayrıca ben de yazmaya çalışıyorum beni kısıtlayan şeyler olduğu halde içimde hep bir yazma dürtüsü var gittiğim yerlerde yalnız kaldığım zamanlarda gecenin bir yarısında yazıyorum. Bitirir bitirmez senin yorumuna sunmak istiyorum 🙏
Mutluluk nedir? Mutluluk her şeyden dozunca almak mıdır? Yoksa, bir şeyi hunharca kökünden koparırcasına kullanmak tüketmek midir? Hiçbiri midir? Özgürlük müdür? Gerekli kısıtlamalar mı? Hadi bunu tanımladık ve gerçek mutluluğu bulduk, o zaman da mutlu olacak mıyız? Acaba.
Yazan insan hayata, doğaya, insana dair birçok şeyi bilmelidir. Daha ötesi yaşamalıdır. Her bir yazarın yeraltı dünyası olmalıdır. Yeryüzüne çıkaracağı şeylerin debisi ordadır. Aşktan, sevinçten, hüzünden yolu geçmeyen yapar kalır.
Konsepte yeni denk geldim ilaç gibi hepsini izleyeceğim Aytuğ bey saçınızı çok beğendim Konuşmanız da çok kaliteli izleme zevki veriyorsunuz tebrik ederim
Gerçekten yorumların genelini okuduğunda da goreceksin ki çok sakin olduğunu söylüyorlar.Bu kadar sakin kalabilmen ve dünyadaki diğer insanların acısını paylaşabilmen için bazı şeyleri aşmış olman gerekiyor."Bazı şeyler"den kastımı net olarak açıklayamasamda şòyle ifade edeyim:Bizler Van gogh'un tablosundaki insanlar gibi kısır bir döngüdeyken sen o kısır döngüyü farkedebiliyor ve başka hapishanelere gidip başka kısır dòngülerede bakabiliyorsun.Bunu nasıl beceriyorsun?
Farkındalık köprüsünde olunca insan, nasıl dizginleyebilir ki şehvetle deliren düşüncelerini Ve bir kere hissizliğe hapsolunca şeytan, nasıl unutabilir ki onca iyiliği ?
dogs of berlinde 1 bölümde köpekler "evcil hayvanlar" üzerinden , aslında biz "seçiyorken" kurallara uymamız ve seçenelerin, seçtiğimizi düşündürmek için konduğu, seçimimizi başkasının belirlendiği vb. izleyin
Kitap önerileri gelsin dedikten sonra ekran fotoğrafı almak için videoyu durdurdum ve "Sana Gül Bahçesi Vadetmedim" kitabının durdugu yer dikkatimi çekti. Çok hoş olmuş 🙄
Sağımda Van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosu, solumda Kafka Okur dergisinin Van Gogh sayısı tam karşımda Yeraltından Notlar dışarda kar, elimde kahve, güzel bir gece oluyor...
Aldous Huxley'in CESUR YENİ DÜNYA senin bahsettiğin "insanları gözetim altında tutup, yeri geldiğinde davranışlaro gözlemlemek,kontrol etmek" sözünü hatırlattı bana..
Merhabalar konuşmalarınız beni çok etkiledi. Ve bazı notlar aldım. Yaşama dair yaşam ile ilgili notlar bunlar. Türkiye 'nin bu ve Bunun gibi programlara ihtiyacı vardı gerçekten. Ve bu programı görünce gerçekten çok mutlu oldum . Türkiye de veya dünyada kitap ile ilgili tek bir söz çok hoşuma gidiyor. Sizinle paylaşmak isterim . "Insanlar kitapları çalmaz, çalan kişi de okumaz" Bunun yanısıra nacizhane bir isteğim ve önerim olacak haftalık kitap önerilerini yaparken bunlar hakkında da yorumlarınızı duymak isterim. Çok teşekkür ederim size ve tüm BABALA TV ekibine bize sizinle ve sizin gibi olan diğer kişilerle tanistirdiklari için 😊
Hani dediniz ya yazarlar pamuklu koltuklarından yazıyor sefaleti vs görmeden diye. George Orwell, Burma Günleri kitabında zengin bir aristokrat ailenin çocuğu olarak Burmada yaşadığı günleri, sömürgeciliğin sömüren safhında olup anlatmış. Belki de bu yüzden (yazarı çok sevmeme rağmen) bu kitabı değil de bizzat cephede savaştığı savaş anılarını anlattığı Katalonya'ya Selam kitabı beni etkilemişti.
başka insanların gittiği yoldan gidersem eğer,ben,ben olmaktan çıkıp o mu olurum ? başka insanların dediklerini dinlemek beni kendi benliğimden alıkoyup o mu yapar ?
Van Gogh'un Hapishane Avlusu aslında Gustave Dore'nin 1872 de yaptığı bir illüstrasyon çalışmasının kopyasıdır. Kelebek ayrıntısına kadar aynı olması belki hissiyat olarak aynı hisler taşımadığı anlamına gelmez ama ona ait olmadığı kesin .
Verdiğin değeri alamadığın kederini paylaşacağın bir dostunun kalmadığı sürekli yanlizlaştığın bu hayat denilen hapishanede nasıl ayakta kalabilir insan?
Sizce edebiyat ve felsefe arasında nasıl bir ilişki vardır ? Bence ikisi birbirine çok yakın alanlar ve bence felsefi derinlikte olan görüşleri anlatmanın tek yolu edebi bir dil kullanmak. Zaten edebiyatçılara da baktığımızda hepsi derin sözler söylememiş midir, sıradan insanların anlayamadığı sırları açığa vurmamış mıdır?
Kafka'nın dediği gibi olmalı bir kitap👍🏻 mesela daha önceki videolarda Nehir Erdoğan'a okuttuğunuz Ozan Önen'in 'babam beni şah damarımdan öptü' deneme kitabı gibi😉😉 bu kitabı okurken insan kendini videoya çekse nasıl kahkahalar atıp gülerken bir anda düşüncelere daldığını; gözleri hüzünle yasarırken bir anda manalı bir gülüşte kendini bulduğunu görebilir. Roman, kitap insana birşey anlatırken insana birşeyler de katmalı bence🤔🤔
Doğada herhangi bir şey bize gülünç, saçma ya da kötü gelirse, bunun nedeni nesneler üstünde yalnızca sınırlı bilgi sahibi olmamızdır, doğanın bir bütün olarak düzeni ve tutarlılığını bilmediğimizdendir; her şeyin kendi aklımızın buyruklarına göre ayarlanmasını istediğimizdendir. Aslında aklımızın kötü dediği şey, evrensel doğanın düzen ve yasaları bakımından kötü değildir. Yalnızca, ayrı olarak düşündüğünüz kendi varlığımızın yasaları bakımından kötüdür. İyi ve kötü sözcükleriyse, tek başlarına ele alındıklarında kesin hiçbir şey anlatmazlar. Çünkü tek ve aynı şey, aynı zamanda hem iyi, hem kötü, hem de hiçbiri olabilir. Sözgelişi müzik üzüntülü kişiye iyi gelir, yas tutanlara kötü, ölüler içinse anlamsızdır. Baruch Spinoza
İyi yayınlar, yayınlarınızı izlerken dikkat ettiğim bir husus var. Yazarların sözlerini okurken kağıttan bakarak okuyorsunuz. Bunu kağıda bakmadan ya da bakıp sözleri söyledikten sonra montaj yaparken o baktığınız yerleri kesebilirsiniz ama bundan kaçınıp seyirciye yalan bi izlenim vermek yerine bu hareketle içtenliğinizi bariz belli ediyorsunuz. Dikkat ettiğim bir konuydu takdir ederim. Başarılar
Paramız yok diye kitap alamıyoruz. Edebiyat,Sanat zengin olmayımı gerektirir Aytuğ abi? Yemeğimden kısıp aldığım kitabin tadı yemekden daha lezzetli fakat yemekdende kısacak kadar kalmayışıyla paranın,artık anladımki yanlız kalabilmek için dahi zengin olmak gerekiyor.
8:31 “Yazmasaydım delirirdim diye düşünürdüm. Ama aslında yazmanın da tam bir delilik olduğunu anladım. Deliliğe karşı delilik tam bir kaos. Deliliğin birinden korkar diğerine ise hükmettiğimizi düşünürdüm” Bu parağraf hangi kitap aklıma gelmiyor. Cümleleri acaba doğru mu yazdım bilmiyorum. Sanırım konu ile alakalı.
Nasıl başladın okumaya, peki ya yazmaya? Ben de yazıyorum ama kitap olsun diye değil sadece anlatacak kimsem olmadığı için, acaba benim için de varmıdır uçan bir kelebek? Bir de çok mu zor, yazmak? Lütfen görünnn!..
İnsan düşünen bir yaratık olduğundan insanın merkezinde düşünce vardır ilk olarak bence var olan tereddütlerinizden arının yazmak zor felan değil fakat kolay da değil bu size göre değişir elbet iç dökmek için ben de karalarım bişiler fakat şunu söylemeliyim bu kendi cinayetinizi işlemekten farksız dışa vurulmayan her duygu kalbe hançer gibi saplanır içten içe günden güne kendinizi yer bitirirsiniz yazdığınız şey ta ki birileri tarafından okununcaya dek ve son olarak bu kendi cinayetinin zanlısı olmak bizim için sorun değil biz ölümün sevdalılarıyız her gün yeni şekillerde kendimizi öldürüyoruz zaten bir kalem bir kağıt için can vermişsin çok mu
Ben pek yazan biri değilim dostum ama yanıt vermek gereği hissettim. Yazarken ne kadar çok düşünür ne kadar çok bir yere varmaya çalışırsan, o kadar azalıyor seviye. Amacını, sonraki sayfaları gizlemenin yolları vardır belki, bilmiyorum. Ama benim hissettiğim yazmak, düşünceleri geçirirken kalem oynatmak oluyor.
*_BaBaLa TV'nin her programı ayrı güzel ama "YERALTINDAN NOTLAR" nedense bu kanalda en huzur bulduğum konsept._*
Len knightci hangi swdesin
YA NASIL ÇILDIRDIM SERDAR ORTAÇ OLAYINA ALLAH IM ŞAKA GİBİ FLWÖEPWLEPWELWLRKPWRMR
Google sürgün yazıp çıkan ilk resim :D
Sizce bu kadar gerçekçi ve yorgun bir duruş insanı çok yıpratmıyor mu? Zamanla daha çok ölüyor gibi hissetmiyor musunuz? Yaşam enerjiniz azalmıyor mu mesela okudukça, öğrendikçe? Yeraltından Notlar'ı ilk bölümden itibaren bağımlılık derecesinde takip ediyorum ve ilk zamanlar çok mutlu oluyordum sizi kendime benzettiğim için. Fakat daha sonradan aslında bu ürkütücü derecede çok olan sakinliğin ve yorgunluğun insana zehir etkisi yapabileceğini hissettim. Ve şu an bulunduğum durumda kendimi Yeraltından Notlar'a karşı oldukça savunmasız hissediyorum. Zarar vereceğini(!) bile bile kendimi alıkoyamıyorum. Zamanla gerçek kendimi bulmama yardım etmesine rağmen bunun bana huzur vermemesi ya da mutlu etmemesi, üstüne üstlük bunları zamanla azaltması değişik geliyor. Belki olması gereken de budur. Bilmiyorum. Baştaki sorular ve düşüncelerimi 15.bölüme kadar her bölümü çıktığı anda izleyerek oluşturdum ve her şeye rağmen şundan eminim ki, bu yolda kesinlikle devam etmelisiniz. Benim gibi birçok kişinin daha hayatına dokunduğunuzdan eminim.
Sonuna kadar katılıyorum insana ürkütücü bir şekilde kendisi ile yüzleşme fırsatı tanıyor.
Gerçek kendini bulmana yardım ettiğini söylemişsin, mutlu olmak için gerçek kendini mutlu edecek şeyleri yapman gerekiyordur belki de. Onları bulmayı denemelisin...
@günay keser Haklısın. Kendimi mutlu edecek şeyleri yaparak kendimi daha mutlu hissetmeyi denedim. Ama garip bir şekilde dışarıdan ne derece koparsam ve içsel savaşlara şahit olursam o derece mutlu olduğumu fark ettim. Garip olarak huzursuzluğum ne kadar artarsa o kadar iyi hissediyorum kendimi.
Yorumunu baştan sona okudum haklısın sonuna kadar bu anlattıkların bana aşkı anımsattı en azından kendi yaşadıklarımı ama aşk sadece bir kişi için geçerli değildir bir oluşum fikir veya akım içinde geçerlidir .iyi geceler
@@imteke8858 Benzetmenize katılıyorum, farklı bir pencereden dokunmuşsunuz.
Buram buram kalite kokan bir konsept. Bildirim gelince mutluluk ile açıp izleyenlerden misiniz?
Elinize emeğinize sağlık.
"Yazmak, yaşanmamış bir hayattan intikam almaktır." Diyor, Orhan Pamuk. Burada benim anladığım ise; aslında hepimizin hayâl ettiği yaşamları veya düşlediği hayatları bir karakter yaratıp ona yaşatmak mıdır? Sevgilerle...
İyi ki varsın Aytuğ.
Bir videonda bahsetmiştin hayatımda tek sıkıldığım dönem liseydi diye bende şuan liseye gidiyorum ve gerçekten o kadar zorlanıyorum ki geçenlerde edebiyat dersinde şiir konusunu işledik ve bir tane bile şiir okumadan geçtik genel olarak durum böyle zaten. Bir yazar veya kitap hakkında konuşmak istiyorum ama kimse ne kitap okuyor ne de başka bişey herkesin tek derdi sınavlar onlara sadece bir ünvan kazandıracak insanlık namına hiçbir şey öğretmeyecek sınavlar. Onun için kendin lise dönemlerini nasıl atlattığı dan bahsedersen benim için ve eminim başkaları için de çok yardımcı olur.
Ve saat 5 suları. Ölüm dahi uykuda iken buralarda bir yerlerde senin o büyüleyici karamsarlığının bilge cümlelerinin ve kendini anlatmak için seçtiğin olağan üstü kelimelerinin arasında güneşin doğuşunu bekliyorum. Okuduğun kitaplardan mıdır, yoksa senin karakterin zaten böyle midir bilmiyorum. Her insanın tanıması gereken güzel bir insansın. Gecenin en karanlık olduğu bu an içimi ısıttığın için teşekkür ederim.
Bir yandan utanıyorum senin gibi bir yazarı bu kadar geç tanımış olmayı bir yandan da o kadar çok seviniyorum ki iyi ki o kadar da geç kalmadım mesela ölmeden önce tanıdım seni. İyi ki varsın Aykut Akdoğan ve iyi ki kitaplarınla yüreğimize dokunduğun gibi Babala tv’de de konuşmalarınla yüreğimize dokunuyorsun. Oğuzhan Uğur iyi ki seni bizimle buluşturdu. Şiirlerin hayatında hiç eksik olmadığı şiir gibi günlerin olsun ✋🏻
4 yıl olcak. 4 yıldır her hafta buraya geliyorum ve bu şiiri dinliyorum. Ve diğer bölümler tek tek turluyorum. Yaşamımdaki Rönesans ım bu program çünkü hayatıma anlam kattı renk kattı. İyi ki yaşandı tüm bu güzellikler
Tadında bir format ne diyebilirim bilmiyorum ama babalada en sevdiğim format oldu. Her video hayatımdan bir parça. Okuduklarım daha bir anlamlı geliyor, okumadıklarım ise heyecan veriyor.Tekrar tekrar okuyorum hepsini. Teşekkürler.
Kötü bir olay yaşadığımız zaman niye kendimizi değiştirme ihtiyacı hissediyoruz, niye kendimizi kabullenmek yerine değişmem lazım diyoruz, niye ilişkimiz bitince saçımızı kesme boyama ihtiyacı duyuyoruz
1 kişinin dahi ruhuna yüreğine dokunabiliyorsan büyük bir iştir ki bunu fazlasıyla başardığına eminim ❤
İnsan sürekli bir arayışta icindeki o boslugu doldurmak icin.şu da bir gercek ki o boşluk hissi ölene dek hiç gecmeyecek.okudugumuz bir kitapla,dinledigimiz bir muzikle,izledigimiz filmlerle,sevdiklerimizle ya da aşık olduğumuz insanla "o"boşluğu doldurmaya çalısıyoruz..insan boşluğu bile bile nasıl yaşamaya devam eder?
Şiir kısmında tokat yemiş gibi oldum. Şiiri is yerinde mola arasında dinledim ve koşar adım kaldığım yerden devam edeceğim. Dünyanın güzelliklerini görmeden ..
Erik Satie Gymnopedie koymanız şiirin arkasına,çok güzel olmuş.
Gözlerinde ki tanıdık karanlığı farkedince 'insanlar' dedi ' insanlar kötü! sevmeyi bilmedikleri gibi sevgiyi de yaralamak istiyorlar, oysa herkese yetecek kadar güneş ve ay var!' kadın yorgun başını salladı ve aralandı soyulmuş dudakları ' onlar ruhları çoktan ölmüş bedenler sadece, kelimelerini dökebilecek ağızları olsa da hissedebilecekleri yüreklerden yoksunlar!' adam çok zaman sonra anladı ki bu aslında akıl almaz bir tercihti!
Dika
Okuduğunu zannederek ve buna inanarak benden birşeyler duy istedim sadece. Çok memnunum bunu yaptığın için. Samimiyetimle teşekkürler. Öpüyorum dalgın bir o kadarda merakli ve hırçın gözlerinden.
Şiir beni çok duygulandırdı. Teşekkürler ruhuma dokunduğunuz için...
Kitap okuma alışkanlığı olan birisi değilim ilgimi çeken yazıları bilimsel ve teknolojik konuları vs anca okuyorum ama sanki kitap delisi gibi hipnoz olmuș gibi tutuluyorum videolarına bașarılar. Unutamamak hafıza mutsuzluğun alışkanlık haline gelmesi konularına deginirmisin reis
Hep kormuşumdur yazarlara yazı yazmayı,durmadan dağınık imlamı ve noktalamamı düzeltip derli toplu türkçe istemelerinden.Şaşırdığım tarafları derli toplu türkçe beklerken inanılmaz dağınık hayat yaşamaları.Yıllarca yazar arkadaşlarımı dağılmadan toplamaya çalışmışımdır.Hiçbirinin arası yoktu hep yükseklerde yaşıyorlardı.Aşkı da sevgiyi de hüzünün de.Belki hep özlemdi hayatları hep eksik tarafımdı.Senin hayatın nasıl çok merak ediyorum.SEVGİLER
Altuğ etkileyici konuşma tarzınız var sizi hiç sıkılmadan dinliyorum anlattiklarinizda ilgimi çekiyor video çok kısa sürüyor 20 dakika yapsan daha iyi olur ayrıca geçen haftaki video çok iyidi hayat kadar gerçek
Kitap listemdeki neredeyse tüm kitaplardan alıntı yaptın. Umarım onları satın alabildiğim gün biriyle paylaşabilirim .
Kendimi buldukça yalnız ve sonsuz bi tatminsizlik içinde hissediyorum. İçimdeki savaşları daha halledemeden dışardaki savaşlar başlıyor. 20 yaşındayım, biliyorum çok gencim ama tükeniyorum gün be gün.
Tarzınızı çok beğeniyorum. Edebiyat ve felsefeyle aram hiç yoktur ama vidyolarınız ilgimi çekiyor, bir sonrakini merakla bekliyorum.
Abi yemin ederim hayatta böyle durup nefes almak için beklediğim bi an gibi bu program hani damarlarımda akan kan gibi benim bir parçam oldu ne bileyim işte anlatılmaz bişey kelimelerle ben edebiyat bölümü öğrencisiyim ve amatör olarak kalbim izin verdikçe bişeyler yazıyorum. İşin trajikomik tarafı ben bu bölümde edebiyat dışında herşeyi görüyorum işe yaramaz demiyorum ama gerçekten edebiyatla uzaktan yakından alakası olmayan dersler görüyorum amacım yakınmak veya sistem eleştirisi yapmak değil biz sömürülen düzende farkında olsak da bazı şeylerin içimizde açtığı yarayla kalıyor ve yine hayatımızın en güzel çağına küfredip lanetler ederek yaşıyoruz demem o ki iyi ki var bu program sanki Ahmet Arif' in elleri kelepçedeki uykusu ve tütünü gibi...
Bu programı ilk defa izledim. İçerik çok güzelmiş ama sonda Şükrü Erbaş hayranı olarak en sonunda o kadar mutlu oldum ki bunu yazmam gereksiz olsada yazasım geldi.
Her hafta nihilistik aytuğ akdoğanın anarşik konuşmasını dinlemek , isyankar ruhumu biraz daha çoştursa da rutinimden çıkamayışım beni deli ediyor . Bu hayatın anlamsızlığı içinde sürüklenmemi yüzüme vurman hiçbir şeyi değiştirmiyor aytuğ abi. Sadece hayattan beklentimi , yaşama hevesimi azaltıyorsun . Teşekkür ederim bana bu kötülüğü yaptığın için çünkü düşündüklerimin yanlış olmadığını onaylıyorsun . Keşke yanılsaydım .
TH-cam TRdeki en iyi,yaralı serilerinden biri yeraltından notlar,böyle devam.
İnşallah kıymetiniz yaşarken bilinir.
Programınızı severek takip ediyorum bu edebi sohbetler için çok teşekkürler.
Her bölümü en az 2-3 kere izliyorum neden bilmiyorum. Beni sürekli düşünmeye sevk ettiğiniz için teşekkür ederim.
Allaahıım nasıl özledim nihayet video geldi ❤❤
Bölümü böyle önemli bir sanatçının eserinden yorumlayarak yapman gerçekten harika olmuş. Ayrıca ben de yazmaya çalışıyorum beni kısıtlayan şeyler olduğu halde içimde hep bir yazma dürtüsü var gittiğim yerlerde yalnız kaldığım zamanlarda gecenin bir yarısında yazıyorum. Bitirir bitirmez senin yorumuna sunmak istiyorum 🙏
Mutluluk nedir? Mutluluk her şeyden dozunca almak mıdır? Yoksa, bir şeyi hunharca kökünden koparırcasına kullanmak tüketmek midir? Hiçbiri midir? Özgürlük müdür? Gerekli kısıtlamalar mı? Hadi bunu tanımladık ve gerçek mutluluğu bulduk, o zaman da mutlu olacak mıyız? Acaba.
Yeni keşfettim,Tuhaf Bir Kadın kitabına bakmak için gelmiştim ve çok beğendim çok güzel bi programmış, tebrikler
Bu konseptin her bölümü çok etkileyici. Tebrik ediyorum, sevgiler..
Yeraltından notlar yine muhteşem,düşündürücü ve insanı kitaba,kitaplara yönelten kendi yaptıklarını,yapacaklarını sorgulatan bir seri.
Yazan insan hayata, doğaya, insana dair birçok şeyi bilmelidir. Daha ötesi yaşamalıdır. Her bir yazarın yeraltı dünyası olmalıdır. Yeryüzüne çıkaracağı şeylerin debisi ordadır. Aşktan, sevinçten, hüzünden yolu geçmeyen yapar kalır.
Konsepte yeni denk geldim ilaç gibi hepsini izleyeceğim Aytuğ bey saçınızı çok beğendim
Konuşmanız da çok kaliteli izleme zevki veriyorsunuz tebrik ederim
Sürgünde de ölmeme gününe bi atıf vardı direk kitap geldi aklıma izlerken. Zaman geçtikçe sürgünde okuduklarımı daha iyi kavrıyorum...
Gerçekten yorumların genelini okuduğunda da goreceksin ki çok sakin olduğunu söylüyorlar.Bu kadar sakin kalabilmen ve dünyadaki diğer insanların acısını paylaşabilmen için bazı şeyleri aşmış olman gerekiyor."Bazı şeyler"den kastımı net olarak açıklayamasamda şòyle ifade edeyim:Bizler Van gogh'un tablosundaki insanlar gibi kısır bir döngüdeyken sen o kısır döngüyü farkedebiliyor ve başka hapishanelere gidip başka kısır dòngülerede bakabiliyorsun.Bunu nasıl beceriyorsun?
ya bu adamla saatlerce sohbet etmek isterim muthis anlatimi var
Severek izlediklerimden... iyi ki varsın BabaLa!
1 bölüme bi bakim dedim kendimi burda buldum çok teşekkür eder başarılarının devamını dilerim
Ezgiyi başa alıp tekrar dinleyeceğim aklıma gelmez di ulan şiir sen ne büyüksün ✌️
Bir önceki bolum çok samimiydi bence ve bazı anlayabilecek arkadaşlarım ile bile paylaştım...
TH-cam platformundaki en iyi program bu olabilir.
Farkındalık köprüsünde olunca insan, nasıl dizginleyebilir ki şehvetle deliren düşüncelerini
Ve bir kere hissizliğe hapsolunca şeytan, nasıl unutabilir ki onca iyiliği ?
dogs of berlinde 1 bölümde köpekler "evcil hayvanlar" üzerinden , aslında biz "seçiyorken" kurallara uymamız ve seçenelerin, seçtiğimizi düşündürmek için konduğu, seçimimizi başkasının belirlendiği vb. izleyin
Kitap önerileri gelsin dedikten sonra ekran fotoğrafı almak için videoyu durdurdum ve "Sana Gül Bahçesi Vadetmedim" kitabının durdugu yer dikkatimi çekti. Çok hoş olmuş 🙄
Videonun son kısmında okunan şiir o kadar gerçek ki göz bebeklerimi büyütüp kalbimi sıkıştırdı ama hala yıkayamadı...
Sağımda Van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosu, solumda Kafka Okur dergisinin Van Gogh sayısı tam karşımda Yeraltından Notlar dışarda kar, elimde kahve, güzel bir gece oluyor...
Aldous Huxley'in CESUR YENİ DÜNYA senin bahsettiğin "insanları gözetim altında tutup, yeri geldiğinde davranışlaro gözlemlemek,kontrol etmek" sözünü hatırlattı bana..
Sayende başka bir dünyalara gidiyorum...
Rüyamda seni gördüm neden acaba bu arada bölüm cidden çok akıcı ve iyi olduğunu düşünüyorum
Emeğinize sağlık .Yine çok güzel bir video olmuş. Teşekkürler .
Hayatım boyunca bu konsepti izleyebilirim ama özlemek de güzel oluyor
Merhabalar konuşmalarınız beni çok etkiledi. Ve bazı notlar aldım. Yaşama dair yaşam ile ilgili notlar bunlar. Türkiye 'nin bu ve Bunun gibi programlara ihtiyacı vardı gerçekten. Ve bu programı görünce gerçekten çok mutlu oldum . Türkiye de veya dünyada kitap ile ilgili tek bir söz çok hoşuma gidiyor. Sizinle paylaşmak isterim . "Insanlar kitapları çalmaz, çalan kişi de okumaz" Bunun yanısıra nacizhane bir isteğim ve önerim olacak haftalık kitap önerilerini yaparken bunlar hakkında da yorumlarınızı duymak isterim. Çok teşekkür ederim size ve tüm BABALA TV ekibine bize sizinle ve sizin gibi olan diğer kişilerle tanistirdiklari için 😊
Sabahtan beri eskileri izliyordum şimdide geldi iyiki❤️
keske daha önce izleseymisim bu formati , ruhum dinginlesti
Teşekkür ederim abi, iyi ki varsın.
Hani dediniz ya yazarlar pamuklu koltuklarından yazıyor sefaleti vs görmeden diye. George Orwell, Burma Günleri kitabında zengin bir aristokrat ailenin çocuğu olarak Burmada yaşadığı günleri, sömürgeciliğin sömüren safhında olup anlatmış. Belki de bu yüzden (yazarı çok sevmeme rağmen) bu kitabı değil de bizzat cephede savaştığı savaş anılarını anlattığı Katalonya'ya Selam kitabı beni etkilemişti.
Abi 2 saat konuşsan sıkılmadan dinlerim cok iyi
Attığın saniye burda oluyoruz mükemmel bir program sakın bitirmeyi bile düşünmeyin :))
Tek kelimeyle efsane olmuş...
Kurgu ya da degil sen yeter ki susma adam ❣️
Çok geç kalmışım seni izmeye.. Güzel bir bakış açısı kazandım sayende Aytuğ..
Bu format benim alışkanlığım oldu asla kopamiyorum
başka insanların gittiği yoldan gidersem eğer,ben,ben olmaktan çıkıp o mu olurum ? başka insanların dediklerini dinlemek beni kendi benliğimden alıkoyup o mu yapar ?
Duvar kitabındaki mesajı daha iyi anladım şimdi teşekkür ederim...
Ne güldüm ya serdar ortaç,a Turkish style 😁
Van Gogh'un Hapishane Avlusu aslında Gustave Dore'nin 1872 de yaptığı bir illüstrasyon çalışmasının kopyasıdır. Kelebek ayrıntısına kadar aynı olması belki hissiyat olarak aynı hisler taşımadığı anlamına gelmez ama ona ait olmadığı kesin .
Verdiğin değeri alamadığın kederini paylaşacağın bir dostunun kalmadığı sürekli yanlizlaştığın bu hayat denilen hapishanede nasıl ayakta kalabilir insan?
Merhaba yeraltında notlar mukemmel videolar❤
Asiri seviyorum bu programi yaa 👍👍
Soracağım şeyi düşünürken hayatta ne yapmak istediğimi buldum seviliyorsunuz 🌹😊
Aydınlanmaların en güzeli :))
Sana gül bahçesi vadetmedim mükemmel bir kitap
İyi ki böyle bir program var❤
Ezgi şiirden hemen sonra elini koyup uyku moduna geçti :)
Ne zaman ki sen 20 milyon izlenirsin her video'nda o zaman umud ederim insanliktan..
Her bölüm kafama inen bir yumruk gibi
Sizce edebiyat ve felsefe arasında nasıl bir ilişki vardır ? Bence ikisi birbirine çok yakın alanlar ve bence felsefi derinlikte olan görüşleri anlatmanın tek yolu edebi bir dil kullanmak. Zaten edebiyatçılara da baktığımızda hepsi derin sözler söylememiş midir, sıradan insanların anlayamadığı sırları açığa vurmamış mıdır?
BABALA PAF MAİL ADRESİNE BAKIP GÜZEL PROJELEREDE ARTIK BİR ŞANS VERSENİZ ŞAHANE OLUR. LUTFEEEEN
Ezgi şiiri okurken uyuyacak diye bekledim resmen :) =
Hayata bakış açımı değiştirecek eserler arıyorum önerilerin neler acaba? Bu arada mükemmel bir insansin program zaten müthiş 💜💜
Ben ilk defa izledim bunu herşey çok güzel bence sonunda bu ablamız şiir okumasın bence.
Kafka'nın dediği gibi olmalı bir kitap👍🏻 mesela daha önceki videolarda Nehir Erdoğan'a okuttuğunuz Ozan Önen'in 'babam beni şah damarımdan öptü' deneme kitabı gibi😉😉 bu kitabı okurken insan kendini videoya çekse nasıl kahkahalar atıp gülerken bir anda düşüncelere daldığını; gözleri hüzünle yasarırken bir anda manalı bir gülüşte kendini bulduğunu görebilir. Roman, kitap insana birşey anlatırken insana birşeyler de katmalı bence🤔🤔
Şu bölüm sonu okumalarını ayrı video halinde yapsanız yarım saatlik bir saatlik çok keyifli olur bence.
Doğada herhangi bir şey bize gülünç, saçma ya da kötü gelirse, bunun nedeni nesneler üstünde yalnızca sınırlı bilgi sahibi olmamızdır, doğanın bir bütün olarak düzeni ve tutarlılığını bilmediğimizdendir; her şeyin kendi aklımızın buyruklarına göre ayarlanmasını istediğimizdendir. Aslında aklımızın kötü dediği şey, evrensel doğanın düzen ve yasaları bakımından kötü değildir. Yalnızca, ayrı olarak düşündüğünüz kendi varlığımızın yasaları bakımından kötüdür. İyi ve kötü sözcükleriyse, tek başlarına ele alındıklarında kesin hiçbir şey anlatmazlar. Çünkü tek ve aynı şey, aynı zamanda hem iyi, hem kötü, hem de hiçbiri olabilir. Sözgelişi müzik üzüntülü kişiye iyi gelir, yas tutanlara kötü, ölüler içinse anlamsızdır.
Baruch Spinoza
TH-cam da kaliteli içerikler görmek ne kadar güzel 🥰
İyi yayınlar, yayınlarınızı izlerken dikkat ettiğim bir husus var. Yazarların sözlerini okurken kağıttan bakarak okuyorsunuz. Bunu kağıda bakmadan ya da bakıp sözleri söyledikten sonra montaj yaparken o baktığınız yerleri kesebilirsiniz ama bundan kaçınıp seyirciye yalan bi izlenim vermek yerine bu hareketle içtenliğinizi bariz belli ediyorsunuz. Dikkat ettiğim bir konuydu takdir ederim. Başarılar
bize değer verenleri mi yoksa bizim değer verdiklerimiz mi bizden gelen sevgiyi hakkeder ?
Kalabalığın için de yalnız kalmak mı, yoksa kaçıp yalnızlığımızı doruklarına kadar yaşamak mı?
Paramız yok diye kitap alamıyoruz. Edebiyat,Sanat zengin olmayımı gerektirir Aytuğ abi? Yemeğimden kısıp aldığım kitabin tadı yemekden daha lezzetli fakat yemekdende kısacak kadar kalmayışıyla paranın,artık anladımki yanlız kalabilmek için dahi zengin olmak gerekiyor.
ezgi okurken uyuya kalsaydı gülmekten ölürdüm herhalde
şimdiye kadar en çok ezginin okuyuşu hoşuma gitti
8:31
“Yazmasaydım delirirdim diye düşünürdüm. Ama aslında yazmanın da tam bir delilik olduğunu anladım. Deliliğe karşı delilik tam bir kaos. Deliliğin birinden korkar diğerine ise hükmettiğimizi düşünürdüm”
Bu parağraf hangi kitap aklıma gelmiyor. Cümleleri acaba doğru mu yazdım bilmiyorum. Sanırım konu ile alakalı.
Birine verdiğimiz değer ile karşılığında aldığımız sevgi neden her zaman ters orantılıdır?
Önceki bölümün kurgu olup/olmamasına değil de geçmişini metalaştırmana takılmıştım. İyisin...
Tablodaki kelebeklere yorumundaki bakış.. Etkileyici
Nasıl başladın okumaya, peki ya yazmaya?
Ben de yazıyorum ama kitap olsun diye değil sadece anlatacak kimsem olmadığı için, acaba benim için de varmıdır uçan bir kelebek?
Bir de çok mu zor, yazmak? Lütfen görünnn!..
İnsan düşünen bir yaratık olduğundan insanın merkezinde düşünce vardır ilk olarak bence var olan tereddütlerinizden arının yazmak zor felan değil fakat kolay da değil bu size göre değişir elbet iç dökmek için ben de karalarım bişiler fakat şunu söylemeliyim bu kendi cinayetinizi işlemekten farksız dışa vurulmayan her duygu kalbe hançer gibi saplanır içten içe günden güne kendinizi yer bitirirsiniz yazdığınız şey ta ki birileri tarafından okununcaya dek ve son olarak bu kendi cinayetinin zanlısı olmak bizim için sorun değil biz ölümün sevdalılarıyız her gün yeni şekillerde kendimizi öldürüyoruz zaten bir kalem bir kağıt için can vermişsin çok mu
Ben pek yazan biri değilim dostum ama yanıt vermek gereği hissettim. Yazarken ne kadar çok düşünür ne kadar çok bir yere varmaya çalışırsan, o kadar azalıyor seviye. Amacını, sonraki sayfaları gizlemenin yolları vardır belki, bilmiyorum. Ama benim hissettiğim yazmak, düşünceleri geçirirken kalem oynatmak oluyor.