Onca Tarih filminden yörüklere değinen ve yokmuş gibi davranmayan tek film Kusursuz.. Bu ülkenin yetiştirdiği çok kiymetli tiyatrocularin olduğunun ispatı
Eser çok güçlü. Yunus Emre'nin ruhu şad olsun, bu şekilde geliştirip yorumlayanlardan da yaradan razı olsun. Bu eserin en yüksek görüntü ve ses kalitesine layık olduğu konusunda kimler destek verebilir?
"Hay Anadolu, Vah Anadolu! Sonunda nasıl böyle oldu?" sorusunun, tarihsel ve politik analizi için mükemmel bir eser! Bu kadronun her bireyini ve bu çorbada tuzu olan herkesi, o eşsiz soundtrack in ezgilerinde binlerce yıl yaşama şansı buldukları için tebrik ve takdir ediyoruz!!
Şimdi bu kelimeler ile olmasa bile aynı düşünce ve hisleri yazacaktım....Ne mutlu, ülkemizin dört bir yanından çok farklı kişilikleri bir arada tutabilen bu muazzam eseri kalplerimize kazandıranlara....
Bir tarihçi olarak bu filmi izlediğimde ciddi bir şok yaşadım. Okurken kafamda canlandırdığım, geçmişteki toplumsal yapı aynen böyleydi. Film mükemmelin de ötesinde.
Dünyanın en güzel filmidir. İlk kez 2008'de izlemiştim. Ezbere biliyorum, her ay bi oturup izlerim. Müjdemi isterim; bir zaman sonra senaryoyu da içeren bir kitabı çıkacak bu filmin. İnternet âlemü sağolsun, bu filmi, bu Hacivat Karagöz âlemini yaratan pek çok ulu kişiyle tanıştım; hatta Levent Kazak'la oturup kahve bile içtim. Bu film iyi ki çekilmiş. Yıllar geçtikçe demini, mayasını daha da güzel almakta. Müteşekkirim. Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü benim âlemim. Bilenlere selam olsun!
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü, gerek müzikleri, gerek kurgusu, gerekse mükemmel oyunculuklarıyla en beğendiğim Türk filmi. Zaman zaman soundtrack'lerini tekrar tekrar dinlerim. Işıkçısı, yönetmeni, oyuncusu, yapımcısı... Emeği geçen ne kadar insan varsa ellerine sağlık.
Hacıvat Karagöz Neden Öldürüldü? filminin bütün türküleri şahane ama bu türkü benim için çok ayrıdır. Sinirlenince, üzülünce, stresli olup endişelendiğimde bir kez içimden bu şarkıyı söylerim ve o an çok huzurlu olurum. Sizde deneyin.
Bu ekipten artık Nasreddin Hoca veya Dede Korkut hikayeleri filmleri beklemekten gençliğim soldu ezop ablamız biraz hırs etse çok güzel şeyler yapıyor bir tarih öğrencisi olarak diyebilirim ki Türkiye Tarihinde çekilmiş en iyi tarihi dönemsel film budur. Müzikler şahane oyunculuklar şahane konu ilerleyişi olay örgüsü tarihin yansıtılması tam bizim okulda bu konuları işlerken aklımızda kurduğumuz ilk dönem osmanlı dünyasını çok iyi yansıtmışlar helal olsun
Ezel Akay üçleme olarak çekecekti bu birinci filmdi ikinci ve üçüncü filmlerde de dediğin gibi farklı konuları anlatacaktı ama film gişede battı adamda batınca üçlemenin diğer filmleri gelmedi malesef.
*sen sana ne sanırsan* (sen kendini ne sanırsın ? kendini sanma kendini bil) *ayruga(başkasını) da onu san* (kendini nasıl biliyorsan , başkasını da öyle bilirsin. çünkü başkasını, kendinden bilirsin) *4 kitabın manası , budur eğer var ise* (4 kitap der ki , sen kendini sanma . sanmak sanrıdan gelir. sanrı yanılgıdır. bilmek ise yanılgıdan arınmaktır. insan , kendini ... sanmak yerine , kendini bildiği vakit , sanrılarından kurtulur. ve böylece kendini , diğerlerden ne altta ne de üstte görür. üstünlük ve küçük görme gibi duyguları ortadan kalkmış olur. ki böylece insan, hem kendinin , hem de diğerlerinin birer insan olduğunu ayıkmaya başlar. ayıkmak , uyanmak kelimesinin şiveli hali. yani , esasında ayıkan insan uyanan insandır. veyahut , farkına varamadığının farkına varan insandır. ne olduğunu farkedemeyen insan, ne olduğunu sanan insandır. kendini kral sanır, popstar sanır, ünlü sanır, ünsüz sanır . değerli yada değersiz sanır. kıymetli yada kıymetsiz sanır. zengin yada fakir sanır. kendini bişey sanan insan , kendine güvenemez. kendini bilen insan ise, kendine güvenir ve kime güveneceğini de bilir. nasıl ki, "kendini ne sanırsan, başkasını da onu san" da olduğu gibi, karşındakine biçtiğin karekteri yada sıfatlandırmayı, kendinde olan *bilgi* den alıp , karşı tarafa *yükleme* yaparsın. o yüzdendir ki , karşındakine biçtiğin değer yada kıymet veya önem , kendine biçtiğin değer yada kıymet veya önemden geçer. *ilahi bir aşk ver bana,nerdeyim bilmeyim* (insan, kendini kaybetmedikçe, kendini kaybetmiş olduğunu farketmedikçe , her duygu anında,coşku anında, haz anında, nefret , sevgi ,özlem , ön yargı ,kuruntu vesvese ,suçlama , övme, övülme gibi duyguların içine girdiği her handa , insan *kendinden geçer* . yani kendi ile alakalı olmayan sıfatlara bürünür. bu sıfatlara bürünen insan , kendinden geçtiğinin farkına varmaz. ancak , iradesi ve niyeti ile , ve de farkındalık denen yetisinin yardımı ile ; kendisinin kulağına küpe takarak, coşkunun ,duygunun,hazların içine dalar. ve bu okyanus misali duygu selinin içine daldığında, niyetinde yada amacında kendisinin nasıl da başka hallere girdiğini hatırlamaya başlar. eyleme başlamadan önce niyet etmek ve bir eylem için amaç belirlemek, farkındalık kapısını açık bırakır. eğer ki bu kapı açık ise, bilinçsiz anlarda da bilinç açığa çıkar hale gelir. böylece insan, en yoğun duygular içinde de bilincini duygu selinin içine daldırır ve çıkar. böylece , bilinci sayesinde, girip çıktığı hallerin farkına varmaya ve , kendinden nasıl geçtiğini farketmeye başlar. ilahi bir aşk ver bana derken, ilahi aşk , aşkların en büyüğü olduğu için , öyle bir sele kapılayım ki, kendimi en üst limit noktasında bile farkedebileyim ve *kendimi aşayım* demek ister. "neredeyim bileyim" demek ile de , "kendimden geçtim", yada "kendinden geçmek" gibi tabirlerin manasının farkındalığına mashar olur insan. böylece *insan olmanın* manasını da bi nebze farkeder olur. ) *kaybedeyim ben beni, isteyi ben bulayım* (insan kendini kaybettiğini farkettiği an, kaybettiği yerde kendisinin olduğunu da farketmeye başlar. çünkü akıl bilinç ve duygular iç içe ve dış dışadır. hem yan yana , hem de birbirine uzak. dolayısıyla insan kendinden geçtiği zaman yada kendini kaybettiği zaman veya bilinç altı denen bilinçsizlik deryasına daldığı zaman, yine esasında kendindedir fakat kendinde olduğunu unutur. hala *kendiliği* denen özünün sürekli yanında olduğunun bilincine ulaşan insan, nerede olursa olsun, ister dünyevi ortamda ,ister zihinsel ortamda, isterse de duygusal ortamlarda kendinliğin farkına varır. duygusal ortamlar : aşk hali, coşku hali, neşe hali , haz hali, öfke ,korku, endişe gibi duygu halleridir. her hal içinde insan bir başka olur. bir başka bilinç seviyesinde olur. ) *al gider benden benliği, doldur içime şenliği* (al gider benden benliği derken, gidermek kelimesi arınmak yada kurtulmak anlamındadır. benlik denen duygunın en yalın hali , insanın en azılı düşmanı olarak simgelenir. benliğinden arınan insan konuşurken {ben,biz,o yada hiç} gibi tekil yada çoğul özne kalıplarına kendini yerleştirmez. sen *benim* kim olduğumu biliyor musun ? - *sen* kendini ne sanıyorsun ? - senin gibi nelerini gör *dük* - *biz* bu işte usta *yız* ... gibi kendini övme, karşıdakini yerme *alışkanlığı* içinde olduğunu farketmez benliğine saplanan insan. ya kendini küçük görür, ya kendini büyük görür. benliğine *saplanma* ve *bağlanma* alışkanlığı kazandığını farkeden insan ise , bu farkındalık ile arınmaya adım atar."al gider enden benliği " diyen insan , esasında kendisine söyler. kendi kulağına küpe yapmak için ,kendisine *hatırlatmak* için bunu yapar.ve böylece hatırlayarka arınmaya başlar. her hatırlama bir arınışı doğurur) *bülbül olup öteyim, dost bağında yatayım* (bülbül ,hakikati temsil eder. yani doğru olanı , yanlış olmayanı , gizli olmayanı , açık ve seçik olanı temsil eder. ötmek ise , konuşmak yada söylemek *manasına* gelir. "bülbül olup öteyim" derken, hakikatleri söyleyeyim, doğruları konuşayım, saklı gizli sözler etmeyeyim demek ister. "dosy bağında yatayım" derken ise , bağ gönül'ü dost ise hak'kı temsil eder. hak katında , hakikatleri konuşayım , hak katında doğruları söyleyeyim demek ister. *gül oluben açayım ,ayruk dahi solmayım* ( *olmak* kelimesi burada : ermek, kamil olmak, tamamlanmak anlamına gelir. insan, insan olduğunu anlamaya başladığı an kamil yoluna girer. bu yol ne uzun ne kısa hem uzun hem kısadır. kimine göre uzun kimine göre kısadır.gül güzelliği temsil eder. gülün kendisi de ( kalıbı da ) , kokusu da (sıfatı da ) görünüşü (dışı) da özü de ( içi de) güzelliği temsil eder. çünkü güzeldir. gül gibi olmak demek , içi dışı kalıbı özü bir bütün olmak, bir gül gibi tam olmak, tamam olmayı temsil eder. gül gibi olmak için, tamam olmak için insan çaba gösterir ve çabası nihayete erdiğinde ise artık eski benliğine görü dönmeyi istemez. solmak ölmeyi, gül olmak ( erginliğin son hali) ise olmayı temsil eder. ) *aşktır, derdin dermanı ; aşk yoluna koydum canı* ( buradaki aşk , iki insanın birbirine olan sevgisinin had safhası olan aşk değil, insanın özüne vardığı anlarda hissettiği hissiyat halinin adıdır. dert denilen şey derdin kendisidir. yani en büyük dert , derdin kendisidir. neyi dert olarak görürse ve inanırsa insan, o dert olur insana. dert bir kısır döngüdür. benzer şeyleri tekrar etmek ve tekrar ettirmek derdi açığa çıkarır. belli bir amaç belirleyip o amaca ulaşmak için gözü kara bişekilde yola koyulmak , derdin içine girmektir. çünkü, amaca varmak için, amaçlanan şeyi elde etmek için ; insan, elini taşın altına koyar ve acısıyla , tatlısıyla , zorluğuyla zorbalığıyla , çabasıyla çilesiyle kabul eder hedefine doğru gidecek yolu. eğer ki insan amaçladığı yolda kendini bırakırsa , ya da hiç ulaşamayacağı bir amaca bel bağladıysa , bu , yine dert olur insana. dert diye açığa çıkar insanda. insan aşk içine düştüğünde, insan aşka düştüğünde, insan aşık olduğunda , ne dert tanır ne tasa. ne acı acıtır canını, ne çile ,ne de zorluk zor gelir insana. "aşk , derdin dermanı" derken, geçmişi yada geleceği düşünmez insan. 3 vaktin tam ortasındaki an'a odaklanırsa insan, aşkın içinde , akışın içinde bulur kendini. geçmişi yada geleceği düşünür insan , tasa ,kaygı,endişe,kuruntu ve vesvese sahibi olur. an denilen aşkın zamanda , aşılamayan zamanda ise akıntının seline kapılır ve ne zaman belli olur, ne düşünceler, ne de geleceğe dair hesaplar kitaplar, ne de geçmişe dair pişmanlıklar yada yarım bırakılıp içe dert olan bitirilmemiş işler. can denilen şey bilinçtir, en nihayetinde. insanın da canı var , hayvanın da canı var. bilinci olan her canlı can taşır. yani bilinç taşır.canlılardan, tek ve bir insandır ki , bilinci olduğunun farkındadır. bu farkındalığını gizleyen nefs, açığa çıkaran ise iradesi. nefs ve irade savaşı içinde yaşar durur insan. hem nefsinde hem iradesinde canı vardır. yani bilinci. bilincin bilinç altı, bilinç üstü ve bilinç halleri olarak 3 ana hali bulunur. aşk halinde insan, hem bilinçli hem bilinçsiz haldedir. yarı uyanık yarı uykulu. ) *karagözüm aydur bunu, bir dem aşksız olmayım,hacivatim aydur bunu, bir dem aşksız olmayım)* karagöz, gözü kara olan insanı , sezgisel olarak hareket eden insanı ; hacivat ise aklı temsil eder. sezgisel olarak ve akli olarak aynı noktada toplanan bilinç , ikilem içinde olmaz ve her iki durumda da aynı sonuca varır, aynı şeyi söyler ki bu söylem hakikattir. )
"Sen sana ne sanırsan" kısmını yanlış anlamışsınız. Burada mecaz bir anlam falan yok. Günümüz türkçesi de aynı. Sen kendine ne istersen, sen kendine ne değer biçiyorsan anlamı vardır.
@@ilmrahil cümleyi ,bağlamı ile yorumlamak gerek. O cümlenin bağlamı, devamı olan cümle. (sen sana ne sanırsan) +( ayruga da onu san) => {Sen kendini ne sanıyorsan; başkasını da öyle san.} {Sen kendini nasıl bildiysen; başkasını da öyle bil} {Sen kendini nasıl gördüysen; başkasını da öyle gör} Yani=> kendini nasıl bildiysen, başkasını da öyle bil.çünkü, insan kendini kendinden değil; diğer insan ve insanlardan "bilebilir". Elmayı,aynı elmadan bilemeyiz. Elmayı bilmek için ; elma ile ortak olan,elma ile benzerliği olan diğer elmaya ve elmalara bakarız. İnsan'ı bilmek için;kendimiz denen birey (tekil ) olan insandan yola çıkarız; insanlara varırız. Daha sonra;bütün olan "insanlığı" buluruz. İnsanlığı bulunca da ,tekrar özümüz olan tekilliğe "döneriz". Böylece, kendimizi; başkasından;başkası aracılığı ile biliriz(öğreniriz).
@@tekmusti Evet, siz bağlamı olmadan ele almışsınız. Sen sana ne sanırsın? Dese sizin yorumunuz haklı olabilirdi. Ama öyle demiyor. "Sen sana ne sanırsan" demek yukarıda dediğim gibi bizi doğruca tek bir anlama götürüyor. Kişinin nasıl bir karaktere sahip olduğuna girmiyor, iyi biri de olsan kötü biri de olsan sen sana ne sanırsan diyor. Yani kendini sanma, kendini bil diye bir anlam yok. Diğer anlamlar subjektif geçerliliği olan yorumlar olabilir tabi. Ama temel anlamdan bunu çıkarmak mümkün değil.
@@blueays Şamanizm bir din değil inanış biçimidir filmde karagözün de dediği gibi taşa toprağa göğe suya inanmaktır o yüzden İslamiyetle özdeşleşmiştir
Aynı yönetmen ve yazardan böyle halkımıza ait eserleri derlemeye devam etmelerini rica ediyorum.Kadro mükemmel olunca böyle seyircinin içine işleyen işler çıkıyo ortaya. Emeklerine sağlık
This is the pentatonic melody that the chinese have adopted from us in central asia back in the ancient times when we were still there. THe lyrics though are about 800 years old, written by the turkish poet Yunus Emre around 1200's. THe original title of the lyric is "Dört Kitap" meaning the four books (refering to the 4 wholy books; Quran, Bible,Torah,Psalm). The moral of the poem is that no matter what religion you believe to, "love someone like how you want others to love you, this is the meaning of the four great books, if there's any".
Film dönemi olabilecek en iyi şekilde aktarmış. Kostüm ve hikaye döneme tam oturmuş. Müziklerde filmle müthiş uyumlu. İzlemeye doyamıyorsunuz. Defalarca izlettiriyor. Benim her sene izlediğim yerli filmler listemdedir.
13. ve 14. asır Türkleri'nin yaşam ve kültür tarzlarını TRT'nin çakma tarih dizilerinde değil bu filmde bulabilirsiniz. O dönem Türkleri tamamen bu filmde anlatıldığı gibidir. Çoğu, Müslümanlığı kabul etmiş olsa da Şamanist bir hayat tarzında yaşamaya devam etmektedir. Türkiye'ye katı Sünnilik Yavuz devrinde gelmiştir. Yani 16.asıra kadar bu hoşgörü dolu Türk İslam, Türk tasavvuf kültürü devam etmiştir.
Filmde oryantalist görüş hakim. Sanirim okudugunuz tarih kaynakları da bu yönde. Bu yorumu yapmanız bunu gosteriyor. "katı sünnilik" dediğiniz halifelik dönemine denk geliyor. Yani kastettiginiz halifelik oluyor. Iddianizin dayandığı kaynakları öğrenebilir miyim?
Osmanlı Beyligi kuruldugu devirde samanist inanci vardi .zorla Müslümanlığı kabul ettirdiler osmanliya . ondan sonra cok değişti Araplastilar ve kendi kimliklerinden ayrildilar .
Ülkede gösterime girip de olay olan çoğu filmden çok daha önemli bir yapım bu. Beklediği ilgiyi görememesi ve bu yüzden yapımcının zarar etmiş olması çok düşündürücü.
Bu kadar degerli ve kiymeti paha bicilemez bir tarihe sahip ken. Bu tarz filmlere daha cok agirlik verilse. Bu ne kadar güzeldi. Muhtesem muhtesem cok seviyorum tarihi mi!!!
Avrupada dogdum. Maalesef bizim tarihe õgretmiyorlar. Ama okuyup õğrendikce rahat diyebilirimki. Bizim geçmişimiz, kūltūrūmūz, zengilik ve çeşitleri ile. Batının, iyi bildim kūltūnū 10 çeker. Onları õzenmemize hiç bir gerek yok. Kūltūrūmūz, folklorumuz?, hayata bakışımız gūzelikler ile dolu.
Değeri bilinmeyen ama tarihi harika işleyen, ana karakterlerin fazlasıyla uyum sağladığı müthiş bir film. Erotizm seviyesinin düşük olmasından mı, kadınların tokat yememesinden mi kaynaklıdır izlenmemesi bilemem ama mutlaka izlenmesi gereken bir film.
Uzun zaman önce izlemiştim,ve çok beğenmiştim yıllar sonra Yargu kitabını okudum O kitabın da mutlaka film yapılması gerekir tam da zamanıdır,şarkı çok güzel ayrıca övgü gerektiriyor.
Bir film düşünün ki Hacivat ile Karagöz mizahının,gemişin sosyal kara düzenini eleştirdiğini gösteriken aslında bu günün sosyal düzenine de bir yerde iğneleme yapıyor ve bunu yaparken de Yunus Emre gibi büyük bir alimin dizeleriyle de öğütler düzüyor... Bana dünyada buna eşdeğer olan bir başka film daha gösteremezsiniz, çünkü yok böyle bir film. Filmi,getiği dönemden müziklerine,karakterlerden,konusuna kadar iyice anlayarak izleyen herkez demeli ki... Ağlanacak halimiz var Güleriz kahkahayla Doldururuz ömrümüzü Bin türlü safsatayla...
Evet kesinlikle öyle ama filmin konu aldığı dönemi mükemmel bir şekilde aktardığı ı da unutmamak gerek, sanki adamlar filmi çekmeden önce direk o dönemin kitaplarını hemde orjinallerini okuyup hazırlamışlar gibi.
Maalesef , çevrem dahil yeterince ilgi almıyor. Insanlarimiz alişmiz basit olanı. Kalite ağır gelmeliki anlamıyorlar. Tarihimizin, kūltūrūmūzūn gūzel tarafları değilde. Kavga, savaşlar ilgi çekiyor. Bu filmi ve felsefesini anlatmayı çalışırkende marjinalıyorlar gibi. Ivedike anlatsma benden popūleri olmaz.
Maalesef kaliteden anlamıyoruz... Bence en iyi Türk filmi ama beklenen ilgiyi görmedi. Çünkü kalitesiz ve içi boş yapımları daha çok seviyoruz...Şu filmde işlenen mizahı hiç bir Türk filminde görmedim...
Sinemada sadece 3 çift ve 1 bay izledik bu filmi...Hem de Feriye Sineması'nda....Ne gam! "Altın yere düşmekle değerin kaybetmez" derdi anneannem...ve altının değerini de sarraf anlarmış (ha-şa huzurdan ammma gönül gözü ile bakınca anladık, evvel Allah kıymetini bu emek ürünü san'at eserinin....
Bu enfes armağanı büyük haz ve hayranlıkla aldık, başımız üzre koyduk....Emeği geçen tüm kıymetli ekib üyelerine ayrı ayrı selam, sevgi ve saygılarımla...
Değeri pek bilinmeyen efso filmdir şarkısı ise çok güzel bir şiir uyarlamasidir emeği geçenlere çok teşekkür 😊 00:36 ile 01:11 arası saatlerce dinlerim sıkılmam
Arkadaşlar yanlış bilgi vermek gibi olmasın ama benim fikrimce bu dört kitap (Kur'an-ı Kerim,İncil,Tevrat ve Zebur) olabilir;çünkü sözler Yunus Emre'ye ait.
Hayır kardeşim bende kelleleri gittiğinde üzüldüm hatta ağladım ben Bursalıyım burada karagöz hacivat çok oynanır bir gün yolunuz düşerse gitmeni tavsiye ederim😪
Metin sözüçetinin barış akarsu lu yıllar kitabından geldim barış akarsu bu tarz şarkıların günümüzde çoğalacağından ve yapmak istediği tarzın buna yakın olduğundan bahsediyor ❤ merak ettim geldim . Ah barış yaşasaydın neler yapacaktın çok merak ediyorum 😢
Onca Tarih filminden yörüklere değinen ve yokmuş gibi davranmayan tek film
Kusursuz..
Bu ülkenin yetiştirdiği çok kiymetli tiyatrocularin olduğunun ispatı
Aynen öyle kardeşim. Bizim eskilerimizi anlatan tek film bu .
Her kelimenize yürekten katılıyorum
Aynen Yörükleri en net açıklayan rol bile olsa en iyi film bence
Nasıl bir filmse 700 yıl önce yaşayan adamlara ağlattı beni, her Türk genci izlemeli.
Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi filmi.. Defalarca izledim doymadım..
Bende oturur ara ara tekrar tekrar izlerim,inşallah bu filmi yapanlar Dede Korkut hikayelerine bir el atar.
👏👏👏👍👍👍
Her ayrıntısında muazzam emek fışkıran enfes bir film...
Kesinlikle! Ben deee! Olağanüstü bir emek ve sanatkarlık işi....Ne mutlu emeği geçenlere!
Alevi mi, sunni mi? :)
ah Yunus. bizim Yunus. bu topraklarda gezmiş, aşk ile yanmış Yunus.
yanmış da bizi de yakmış Yunus.
Aşk olsun okuyup anlayan ehli irfana.
Şimdiye kadar çekilmiş en iyi tarihi Türk filmi.
+1
Türk Kağanlığı ben hacivat ve karögoze aladimm di yer anlayanlar ve2017deizleyenler +1desin
+1
+1
+1
Eser çok güçlü. Yunus Emre'nin ruhu şad olsun, bu şekilde geliştirip yorumlayanlardan da yaradan razı olsun.
Bu eserin en yüksek görüntü ve ses kalitesine layık olduğu konusunda kimler destek verebilir?
Sinemada öyle bir kötü sesle izlemiştimki film güzel olmasa 5 dakika kalmazdım.
Gelmiş, geçmiş ve gelecek, en iyi türk filmi..
Böyle bir masal , güzellik olabilir mi...
yaşanmış bir olay çok üzücü deyip mi ben ağladım resmen filmde
Oguz Donmez Hacivat ile Karagöz gerçekten yaşamıştır . Masal değildir.
gerçekten çok güzeldi be yeni izleme fırsatı buldum ama çok etkilendim
"Hay Anadolu, Vah Anadolu! Sonunda nasıl böyle oldu?" sorusunun, tarihsel ve politik analizi için mükemmel bir eser! Bu kadronun her bireyini ve bu çorbada tuzu olan herkesi, o eşsiz soundtrack in ezgilerinde binlerce yıl yaşama şansı buldukları için tebrik ve takdir ediyoruz!!
Şimdi bu kelimeler ile olmasa bile aynı düşünce ve hisleri yazacaktım....Ne mutlu, ülkemizin dört bir yanından çok farklı kişilikleri bir arada tutabilen bu muazzam eseri kalplerimize kazandıranlara....
Bir tarihçi olarak bu filmi izlediğimde ciddi bir şok yaşadım. Okurken kafamda canlandırdığım, geçmişteki toplumsal yapı aynen böyleydi. Film mükemmelin de ötesinde.
hocam o zaman lutfen bir egitimci olarak bu filmi cocuklarimiza izletin.
Film zaten gelmiş geçmiş en iyi Türk filmlerinden, müzikler de şahane
I’m from Poland but that’s the most beautiful Turkish movie which I ever watched ❤️
Greatings and love to Poland.
God bless Poland. Much love to my polish brothers and sister ^^ Much love from Turkey
This movie is very authentic piece even for turkish people. I'm happy to see that it has interested you. Love from Turkiye
Dünyanın en güzel filmidir. İlk kez 2008'de izlemiştim. Ezbere biliyorum, her ay bi oturup izlerim. Müjdemi isterim; bir zaman sonra senaryoyu da içeren bir kitabı çıkacak bu filmin. İnternet âlemü sağolsun, bu filmi, bu Hacivat Karagöz âlemini yaratan pek çok ulu kişiyle tanıştım; hatta Levent Kazak'la oturup kahve bile içtim. Bu film iyi ki çekilmiş. Yıllar geçtikçe demini, mayasını daha da güzel almakta. Müteşekkirim. Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü benim âlemim. Bilenlere selam olsun!
abim seviliyorsun kanalın efsane
kralsın
Aşk olsun erenlerim hayal perdesinin arkasında Hakk’ı görenlere aşk olsun !
Karagöz benim🔥
Atalarım nasıl yaşamış bu film güzel tatlı bir mizah la anlatmış,her fırsata izlerim, ❤
beni, ailem 'in bir arada olduğu eski yıllara götürür bu beste, beraber izlerdik filmi şimdi herkes dağıldı geriye anılar kaldı...
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü, gerek müzikleri, gerek kurgusu, gerekse mükemmel oyunculuklarıyla en beğendiğim Türk filmi. Zaman zaman soundtrack'lerini tekrar tekrar dinlerim. Işıkçısı, yönetmeni, oyuncusu, yapımcısı... Emeği geçen ne kadar insan varsa ellerine sağlık.
bütün güzellikler bir yana o deveye bayılıyorum
samimiyet...
o deve niye öyle yapıyor sürekli? koro halinde söylerlerken bile yanda aynı hareketi yapıyor :D
eğlenmeyi bilen bir deve arkadaşımız
😃
Hacıvat Karagöz Neden Öldürüldü? filminin bütün türküleri şahane ama bu türkü benim için çok ayrıdır. Sinirlenince, üzülünce, stresli olup endişelendiğimde bir kez içimden bu şarkıyı söylerim ve o an çok huzurlu olurum. Sizde deneyin.
Bu ekipten artık Nasreddin Hoca veya Dede Korkut hikayeleri filmleri beklemekten gençliğim soldu ezop ablamız biraz hırs etse çok güzel şeyler yapıyor bir tarih öğrencisi olarak diyebilirim ki Türkiye Tarihinde çekilmiş en iyi tarihi dönemsel film budur. Müzikler şahane oyunculuklar şahane konu ilerleyişi olay örgüsü tarihin yansıtılması tam bizim okulda bu konuları işlerken aklımızda kurduğumuz ilk dönem osmanlı dünyasını çok iyi yansıtmışlar helal olsun
Ağlıycam şimdi
ezop ablayı değiştir terbiyesizlik etme. onun dışında katılıyorum
Ezel Akay cok saygideger bir adamdir. Kiniyorum
Malzeme çok da İvedik saçmalıklarından sıra bulununca çekiliyor böyle güzel filmler
Ezel Akay üçleme olarak çekecekti bu birinci filmdi ikinci ve üçüncü filmlerde de dediğin gibi farklı konuları anlatacaktı ama film gişede battı adamda batınca üçlemenin diğer filmleri gelmedi malesef.
İzlenmesi gereken 100 eserden biri harika bir flim
Bir defa dinlemek yetmez, beş altı yedi defa üst üste dinlerim bu şaheseri.
*sen sana ne sanırsan*
(sen kendini ne sanırsın ? kendini sanma kendini bil)
*ayruga(başkasını) da onu san*
(kendini nasıl biliyorsan , başkasını da öyle bilirsin. çünkü başkasını, kendinden bilirsin)
*4 kitabın manası , budur eğer var ise*
(4 kitap der ki , sen kendini sanma . sanmak sanrıdan gelir. sanrı yanılgıdır. bilmek ise yanılgıdan arınmaktır. insan , kendini ... sanmak yerine , kendini bildiği vakit , sanrılarından kurtulur. ve böylece kendini , diğerlerden ne altta ne de üstte görür. üstünlük ve küçük görme gibi duyguları ortadan kalkmış olur. ki böylece insan, hem kendinin , hem de diğerlerinin birer insan olduğunu ayıkmaya başlar. ayıkmak , uyanmak kelimesinin şiveli hali. yani , esasında ayıkan insan uyanan insandır. veyahut , farkına varamadığının farkına varan insandır. ne olduğunu farkedemeyen insan, ne olduğunu sanan insandır. kendini kral sanır, popstar sanır, ünlü sanır, ünsüz sanır . değerli yada değersiz sanır. kıymetli yada kıymetsiz sanır. zengin yada fakir sanır. kendini bişey sanan insan , kendine güvenemez. kendini bilen insan ise, kendine güvenir ve kime güveneceğini de bilir. nasıl ki, "kendini ne sanırsan, başkasını da onu san" da olduğu gibi, karşındakine biçtiğin karekteri yada sıfatlandırmayı, kendinde olan *bilgi* den alıp , karşı tarafa *yükleme* yaparsın. o yüzdendir ki , karşındakine biçtiğin değer yada kıymet veya önem , kendine biçtiğin değer yada kıymet veya önemden geçer.
*ilahi bir aşk ver bana,nerdeyim bilmeyim*
(insan, kendini kaybetmedikçe, kendini kaybetmiş olduğunu farketmedikçe , her duygu anında,coşku anında, haz anında, nefret , sevgi ,özlem , ön yargı ,kuruntu vesvese ,suçlama , övme, övülme gibi duyguların içine girdiği her handa , insan *kendinden geçer* . yani kendi ile alakalı olmayan sıfatlara bürünür. bu sıfatlara bürünen insan , kendinden geçtiğinin farkına varmaz. ancak , iradesi ve niyeti ile , ve de farkındalık denen yetisinin yardımı ile ; kendisinin kulağına küpe takarak, coşkunun ,duygunun,hazların içine dalar. ve bu okyanus misali duygu selinin içine daldığında, niyetinde yada amacında kendisinin nasıl da başka hallere girdiğini hatırlamaya başlar. eyleme başlamadan önce niyet etmek ve bir eylem için amaç belirlemek, farkındalık kapısını açık bırakır. eğer ki bu kapı açık ise, bilinçsiz anlarda da bilinç açığa çıkar hale gelir. böylece insan, en yoğun duygular içinde de bilincini duygu selinin içine daldırır ve çıkar. böylece , bilinci sayesinde, girip çıktığı hallerin farkına varmaya ve , kendinden nasıl geçtiğini farketmeye başlar. ilahi bir aşk ver bana derken, ilahi aşk , aşkların en büyüğü olduğu için , öyle bir sele kapılayım ki, kendimi en üst limit noktasında bile farkedebileyim ve *kendimi aşayım* demek ister. "neredeyim bileyim" demek ile de , "kendimden geçtim", yada "kendinden geçmek" gibi tabirlerin manasının farkındalığına mashar olur insan. böylece *insan olmanın* manasını da bi nebze farkeder olur. )
*kaybedeyim ben beni, isteyi ben bulayım*
(insan kendini kaybettiğini farkettiği an, kaybettiği yerde kendisinin olduğunu da farketmeye başlar. çünkü akıl bilinç ve duygular iç içe ve dış dışadır. hem yan yana , hem de birbirine uzak. dolayısıyla insan kendinden geçtiği zaman yada kendini kaybettiği zaman veya bilinç altı denen bilinçsizlik deryasına daldığı zaman, yine esasında kendindedir fakat kendinde olduğunu unutur. hala *kendiliği* denen özünün sürekli yanında olduğunun bilincine ulaşan insan, nerede olursa olsun, ister dünyevi ortamda ,ister zihinsel ortamda, isterse de duygusal ortamlarda kendinliğin farkına varır. duygusal ortamlar : aşk hali, coşku hali, neşe hali , haz hali, öfke ,korku, endişe gibi duygu halleridir. her hal içinde insan bir başka olur. bir başka bilinç seviyesinde olur. )
*al gider benden benliği, doldur içime şenliği*
(al gider benden benliği derken, gidermek kelimesi arınmak yada kurtulmak anlamındadır. benlik denen duygunın en yalın hali , insanın en azılı düşmanı olarak simgelenir. benliğinden arınan insan konuşurken {ben,biz,o yada hiç} gibi tekil yada çoğul özne kalıplarına kendini yerleştirmez. sen *benim* kim olduğumu biliyor musun ? - *sen* kendini ne sanıyorsun ? - senin gibi nelerini gör *dük* - *biz* bu işte usta *yız* ... gibi kendini övme, karşıdakini yerme *alışkanlığı* içinde olduğunu farketmez benliğine saplanan insan. ya kendini küçük görür, ya kendini büyük görür. benliğine *saplanma* ve *bağlanma* alışkanlığı kazandığını farkeden insan ise , bu farkındalık ile arınmaya adım atar."al gider enden benliği " diyen insan , esasında kendisine söyler. kendi kulağına küpe yapmak için ,kendisine *hatırlatmak* için bunu yapar.ve böylece hatırlayarka arınmaya başlar. her hatırlama bir arınışı doğurur)
*bülbül olup öteyim, dost bağında yatayım*
(bülbül ,hakikati temsil eder. yani doğru olanı , yanlış olmayanı , gizli olmayanı , açık ve seçik olanı temsil eder. ötmek ise , konuşmak yada söylemek *manasına* gelir. "bülbül olup öteyim" derken, hakikatleri söyleyeyim, doğruları konuşayım, saklı gizli sözler etmeyeyim demek ister.
"dosy bağında yatayım" derken ise , bağ gönül'ü dost ise hak'kı temsil eder. hak katında , hakikatleri konuşayım , hak katında doğruları söyleyeyim demek ister.
*gül oluben açayım ,ayruk dahi solmayım*
( *olmak* kelimesi burada : ermek, kamil olmak, tamamlanmak anlamına gelir. insan, insan olduğunu anlamaya başladığı an kamil yoluna girer. bu yol ne uzun ne kısa hem uzun hem kısadır. kimine göre uzun kimine göre kısadır.gül güzelliği temsil eder. gülün kendisi de ( kalıbı da ) , kokusu da (sıfatı da ) görünüşü (dışı) da özü de ( içi de) güzelliği temsil eder. çünkü güzeldir. gül gibi olmak demek , içi dışı kalıbı özü bir bütün olmak, bir gül gibi tam olmak, tamam olmayı temsil eder. gül gibi olmak için, tamam olmak için insan çaba gösterir ve çabası nihayete erdiğinde ise artık eski benliğine görü dönmeyi istemez. solmak ölmeyi, gül olmak ( erginliğin son hali) ise olmayı temsil eder. )
*aşktır, derdin dermanı ; aşk yoluna koydum canı*
( buradaki aşk , iki insanın birbirine olan sevgisinin had safhası olan aşk değil, insanın özüne vardığı anlarda hissettiği hissiyat halinin adıdır. dert denilen şey derdin kendisidir. yani en büyük dert , derdin kendisidir. neyi dert olarak görürse ve inanırsa insan, o dert olur insana. dert bir kısır döngüdür. benzer şeyleri tekrar etmek ve tekrar ettirmek derdi açığa çıkarır. belli bir amaç belirleyip o amaca ulaşmak için gözü kara bişekilde yola koyulmak , derdin içine girmektir. çünkü, amaca varmak için, amaçlanan şeyi elde etmek için ; insan, elini taşın altına koyar ve acısıyla , tatlısıyla , zorluğuyla zorbalığıyla , çabasıyla çilesiyle kabul eder hedefine doğru gidecek yolu. eğer ki insan amaçladığı yolda kendini bırakırsa , ya da hiç ulaşamayacağı bir amaca bel bağladıysa , bu , yine dert olur insana. dert diye açığa çıkar insanda. insan aşk içine düştüğünde, insan aşka düştüğünde, insan aşık olduğunda , ne dert tanır ne tasa. ne acı acıtır canını, ne çile ,ne de zorluk zor gelir insana. "aşk , derdin dermanı" derken, geçmişi yada geleceği düşünmez insan. 3 vaktin tam ortasındaki an'a odaklanırsa insan, aşkın içinde , akışın içinde bulur kendini. geçmişi yada geleceği düşünür insan , tasa ,kaygı,endişe,kuruntu ve vesvese sahibi olur. an denilen aşkın zamanda , aşılamayan zamanda ise akıntının seline kapılır ve ne zaman belli olur, ne düşünceler, ne de geleceğe dair hesaplar kitaplar, ne de geçmişe dair pişmanlıklar yada yarım bırakılıp içe dert olan bitirilmemiş işler. can denilen şey bilinçtir, en nihayetinde. insanın da canı var , hayvanın da canı var. bilinci olan her canlı can taşır. yani bilinç taşır.canlılardan, tek ve bir insandır ki , bilinci olduğunun farkındadır. bu farkındalığını gizleyen nefs, açığa çıkaran ise iradesi. nefs ve irade savaşı içinde yaşar durur insan. hem nefsinde hem iradesinde canı vardır. yani bilinci. bilincin bilinç altı, bilinç üstü ve bilinç halleri olarak 3 ana hali bulunur. aşk halinde insan, hem bilinçli hem bilinçsiz haldedir. yarı uyanık yarı uykulu. )
*karagözüm aydur bunu, bir dem aşksız olmayım,hacivatim aydur bunu, bir dem aşksız olmayım)*
karagöz, gözü kara olan insanı , sezgisel olarak hareket eden insanı ; hacivat ise aklı temsil eder. sezgisel olarak ve akli olarak aynı noktada toplanan bilinç , ikilem içinde olmaz ve her iki durumda da aynı sonuca varır, aynı şeyi söyler ki bu söylem hakikattir. )
çok keyifle okudum yorumu. teşekkürler.
@@ozy1944 eyvallah
"Sen sana ne sanırsan" kısmını yanlış anlamışsınız. Burada mecaz bir anlam falan yok. Günümüz türkçesi de aynı. Sen kendine ne istersen, sen kendine ne değer biçiyorsan anlamı vardır.
@@ilmrahil cümleyi ,bağlamı ile yorumlamak gerek. O cümlenin bağlamı, devamı olan cümle.
(sen sana ne sanırsan) +( ayruga da onu san) =>
{Sen kendini ne sanıyorsan; başkasını da öyle san.}
{Sen kendini nasıl bildiysen; başkasını da öyle bil}
{Sen kendini nasıl gördüysen; başkasını da öyle gör}
Yani=> kendini nasıl bildiysen, başkasını da öyle bil.çünkü, insan kendini kendinden değil; diğer insan ve insanlardan "bilebilir".
Elmayı,aynı elmadan bilemeyiz. Elmayı bilmek için ; elma ile ortak olan,elma ile benzerliği olan diğer elmaya ve elmalara bakarız.
İnsan'ı bilmek için;kendimiz denen birey (tekil ) olan insandan yola çıkarız; insanlara varırız. Daha sonra;bütün olan "insanlığı" buluruz. İnsanlığı bulunca da ,tekrar özümüz olan tekilliğe "döneriz".
Böylece, kendimizi; başkasından;başkası aracılığı ile biliriz(öğreniriz).
@@tekmusti Evet, siz bağlamı olmadan ele almışsınız. Sen sana ne sanırsın? Dese sizin yorumunuz haklı olabilirdi. Ama öyle demiyor. "Sen sana ne sanırsan" demek yukarıda dediğim gibi bizi doğruca tek bir anlama götürüyor. Kişinin nasıl bir karaktere sahip olduğuna girmiyor, iyi biri de olsan kötü biri de olsan sen sana ne sanırsan diyor. Yani kendini sanma, kendini bil diye bir anlam yok. Diğer anlamlar subjektif geçerliliği olan yorumlar olabilir tabi. Ama temel anlamdan bunu çıkarmak mümkün değil.
Karagöz, iş istediğinde şaman olduğu için 'git tekkeye kaydol öyle gel' demeleri üzmüştü beni. Efsane bir filmdir kesinlikle.
Bugün bile bu durumu yaşayanları vardır . Yani Yörüklerde şamanlık kalmamıştır belki ama şaman ruhunda olanlar bu durumu yaşıyor.
Yoruklerde samanlik islamiyetin icine gizlenmis sekilde hala var. Uzulme
Bektaşilerde hala o şaman ruhu yaşıyor cemlerde döndükleri semah bir nevi şaman dansıdır
@@blueays Şamanizm bir din değil inanış biçimidir filmde karagözün de dediği gibi taşa toprağa göğe suya inanmaktır o yüzden İslamiyetle özdeşleşmiştir
@Shalom Canom Men Amucanum Şia ve Alevi diye illa Fars olmasına gerek yok. Bugün Anadoluda Türkmen Aleviler ve Şii Azerbaycan Türkleri var
Aynı yönetmen ve yazardan böyle halkımıza ait eserleri derlemeye devam etmelerini rica ediyorum.Kadro mükemmel olunca böyle seyircinin içine işleyen işler çıkıyo ortaya. Emeklerine sağlık
Melodi ve enstrümanlar da harika. Kadim pentatonik türk müziği. Çin kültürüne pentatonik melodileri sokan biz türkleriz arkadaşların unutmayın.
İşte gerçek bir baş yapıt emeğinize yüreğinize sağlık
What I've just listened to is beyond this world. I have no words. Thank you. Love from Greece.
Kate Grace ah kate, çok duygusalım bu ara. naber?
Bilemiyorum Altan ❤️
This is the pentatonic melody that the chinese have adopted from us in central asia back in the ancient times when we were still there. THe lyrics though are about 800 years old, written by the turkish poet Yunus Emre around 1200's. THe original title of the lyric is "Dört Kitap" meaning the four books (refering to the 4 wholy books; Quran, Bible,Torah,Psalm). The moral of the poem is that no matter what religion you believe to, "love someone like how you want others to love you, this is the meaning of the four great books, if there's any".
Αγάπη από την Τουρκία ❣💙🇬🇷🇹🇷
You guys have karagöz and hacivat shadow play in Greece too, right?
Film dönemi olabilecek en iyi şekilde aktarmış. Kostüm ve hikaye döneme tam oturmuş. Müziklerde filmle müthiş uyumlu. İzlemeye doyamıyorsunuz. Defalarca izlettiriyor. Benim her sene izlediğim yerli filmler listemdedir.
13. ve 14. asır Türkleri'nin yaşam ve kültür tarzlarını TRT'nin çakma tarih dizilerinde değil bu filmde bulabilirsiniz. O dönem Türkleri tamamen bu filmde anlatıldığı gibidir. Çoğu, Müslümanlığı kabul etmiş olsa da Şamanist bir hayat tarzında yaşamaya devam etmektedir. Türkiye'ye katı Sünnilik Yavuz devrinde gelmiştir. Yani 16.asıra kadar bu hoşgörü dolu Türk İslam, Türk tasavvuf kültürü devam etmiştir.
Filmde oryantalist görüş hakim. Sanirim okudugunuz tarih kaynakları da bu yönde. Bu yorumu yapmanız bunu gosteriyor.
"katı sünnilik" dediğiniz halifelik dönemine denk geliyor. Yani kastettiginiz halifelik oluyor. Iddianizin dayandığı kaynakları öğrenebilir miyim?
Karagöz kıpçak türkü yada yörük
@@adarbadem5656 Yörük
@@adarbadem5656 Kipcaklikla alakasi yok yoruk
Osmanlı Beyligi kuruldugu devirde samanist inanci vardi .zorla Müslümanlığı kabul ettirdiler osmanliya .
ondan sonra cok değişti Araplastilar ve kendi kimliklerinden ayrildilar .
muhteşem kelimesi yetmiyor..
Ülkede gösterime girip de olay olan çoğu filmden çok daha önemli bir yapım bu. Beklediği ilgiyi görememesi ve bu yüzden yapımcının zarar etmiş olması çok düşündürücü.
Aga.... Haluk bilginer dediğin karakter yaşayarak anlatıyor film burdan guzel
Bence çok başarılı bir duo olmuş.
Bence Türk filim tarihinin en güzel filimlerinden bir tanesi senaryo ve oyunculara helal olsun demekten başka söz yok
En küçük ayrıntısına kadar göz kamaştıran bir başyapıt.
Ezel Akay , Levent Kazak ve tüm usta ekibe saygı ve şükran ile... 🙏🔥❤️
Bu kadar degerli ve kiymeti paha bicilemez bir tarihe sahip ken. Bu tarz filmlere daha cok agirlik verilse. Bu ne kadar güzeldi. Muhtesem muhtesem cok seviyorum tarihi mi!!!
Verilmez. Kolay değildir tarih ile yüzleşmek. Yalan içinde yaşamak ve pisliğe bulanmak birikerinin ekmeğine bal sürdüğü müddetçe...
Avrupada dogdum. Maalesef bizim tarihe õgretmiyorlar. Ama okuyup õğrendikce rahat diyebilirimki. Bizim geçmişimiz, kūltūrūmūz, zengilik ve çeşitleri ile. Batının, iyi bildim kūltūnū 10 çeker. Onları õzenmemize hiç bir gerek yok. Kūltūrūmūz, folklorumuz?, hayata bakışımız gūzelikler ile dolu.
Nasıl bir yeteneksin sen haluk bilginer...
Şu filmi izlerken çok duygulandım çok güzel vir film
Izledigimde sok oldim nu kadar guzel bir Film olabilitmi diye ne kadar guzel.sen seni ne sanirsan ayrukada onu san
İzlediğim en güzel tarihi Türk filmi devamı gelse keske
Bu ekibin daha çok filim çekmesi gerek Nasreddin hoca, Dede korkut vb kişilerin filmlerini
Ezel Akay❤
Tarifi zor bir tat var bu filmde. Hani hem gönül acıtan hem de içini tamamen umutla dolduran.
O son sahne ne ağlattı be ve özellikle karagöz şehadet getirmek istediğinde getirmediler ya 😥😥😥
Aynı şeyleri müzik için yazacaktım.
Ezel Akayın harika filmi.Bence türk filmlerinin başyapıtlarından.
Katılıyorum 👍
Sözlerinin anlamını çözebilen gerçek huzuru buluyor. Herşeyin temelinde güzel bakmak var.
çok güzel bir şarkı sesler falan filmini izledim ve çok ağladım
GİZLİ AJAN aynn 😭
Mükemmel bir film. Tek kelimeyle muhteşem.
Değeri bilinmeyen ama tarihi harika işleyen, ana karakterlerin fazlasıyla uyum sağladığı müthiş bir film. Erotizm seviyesinin düşük olmasından mı, kadınların tokat yememesinden mi kaynaklıdır izlenmemesi bilemem ama mutlaka izlenmesi gereken bir film.
Oyun yapan mısın ?
Yoksa mağdur musun ?
Oyun bozan mısın ?
Yoksa pervane mi ?
Gözü kara kalbi ak adam,
Sen bu aleme fazlasın ..
Uzun zaman önce izlemiştim,ve çok beğenmiştim yıllar sonra Yargu kitabını okudum O kitabın da mutlaka film yapılması gerekir tam da zamanıdır,şarkı çok güzel ayrıca övgü gerektiriyor.
filmim sonunda ağladım .
GİZLİ AJAN bende
Bir film düşünün ki Hacivat ile Karagöz mizahının,gemişin sosyal kara düzenini eleştirdiğini gösteriken aslında bu günün sosyal düzenine de bir yerde iğneleme yapıyor ve bunu yaparken de Yunus Emre gibi büyük bir alimin dizeleriyle de öğütler düzüyor...
Bana dünyada buna eşdeğer olan bir başka film daha gösteremezsiniz, çünkü yok böyle bir film.
Filmi,getiği dönemden müziklerine,karakterlerden,konusuna kadar iyice anlayarak izleyen herkez demeli ki...
Ağlanacak halimiz var
Güleriz kahkahayla
Doldururuz ömrümüzü
Bin türlü safsatayla...
Evet kesinlikle öyle ama filmin konu aldığı dönemi mükemmel bir şekilde aktardığı ı da unutmamak gerek, sanki adamlar filmi çekmeden önce direk o dönemin kitaplarını hemde orjinallerini okuyup hazırlamışlar gibi.
Maalesef , çevrem dahil yeterince ilgi almıyor. Insanlarimiz alişmiz basit olanı. Kalite ağır gelmeliki anlamıyorlar. Tarihimizin, kūltūrūmūzūn gūzel tarafları değilde. Kavga, savaşlar ilgi çekiyor. Bu filmi ve felsefesini anlatmayı çalışırkende marjinalıyorlar gibi. Ivedike anlatsma benden popūleri olmaz.
Eskiden severek dinlediğim bir parçası tekrar hatırlama mutluluğunu yaşıyorum şuan
biz bunu bugün izledik sonuna doğru aglicaktim ve şarkısı o kadar güzel ki 😍😍
Türk tarihinin çekilmiş en güzel filmi yazacaktım herkes aynı yorumu yapmış bu kadar olur. Müzikler efsane. Ezel Akay ın ölümsüzlük işi bu olsa.
Replikleriyle, müzikleriyle, o dönemin dini ve kültürel motiflerini en güzel anlatan filmlerden!
Yıl 2020 hala dinleyen kalmışmıdır❤️
yine izledim yine dinlemeye geldim..
@@bahazan1902 2021! ve devami
Bu müzikler ve bu film izlenmez mi,Türkiye'nin çıkarttığı en iyi tarihi komedi filmidir.
Var ilelebet de olacak
4 Kitap asırlardır aynı şeyi emreder.. O yüzden yıllar geçse de değişmeyecek anlamı.. 2024 ve Burdayız..
Sen sana ne sanırsan
ayruga da onu san
Dört kitabın manası
budur eğer var ise
Bu dörtlük iyi anlaşılmalı.
Bence de ayrıca küçük bir düzeltme ayrıca değil ayruğa da(başkasına da) onu san
orfzhy telefondaki otomatik düzeltmenin hadsizligi.
Ilkokulda kocamiz acardi cok severimm
Maalesef kaliteden anlamıyoruz... Bence en iyi Türk filmi ama beklenen ilgiyi görmedi. Çünkü kalitesiz ve içi boş yapımları daha çok seviyoruz...Şu filmde işlenen mizahı hiç bir Türk filminde görmedim...
Sinemada sadece 3 çift ve 1 bay izledik bu filmi...Hem de Feriye Sineması'nda....Ne gam! "Altın yere düşmekle değerin kaybetmez" derdi anneannem...ve altının değerini de sarraf anlarmış (ha-şa huzurdan ammma gönül gözü ile bakınca anladık, evvel Allah kıymetini bu emek ürünü san'at eserinin....
Turk sinemasinin bence gelmis gecmis en iyi filmlerinden...
En önemli şey bu şarkı
Bu enfes armağanı büyük haz ve hayranlıkla aldık, başımız üzre koyduk....Emeği geçen tüm kıymetli ekib üyelerine ayrı ayrı selam, sevgi ve saygılarımla...
Değeri pek bilinmeyen efso filmdir şarkısı ise çok güzel bir şiir uyarlamasidir emeği geçenlere çok teşekkür 😊 00:36 ile 01:11 arası saatlerce dinlerim sıkılmam
Defalarca izledim. Harika süper film.
Her yıl bir kere izlerim. Çok mükemmel bir film.
Bu filmi 3 ayda bir izleme yazıyorum sana.
benim en cok sevdigim sarki budur
7. Sınıfta izlemiştik bu filmi çok iyi atilaroyorum ozmn kalbime işlendi hele hele bu şarkı 😔 aklıma geldikçe hala dinliyorum (2018)
Bu filmi izlemeyen çok şey kaybetmiştir.
1000 YILDIR OKUYAN VAR BU SÖZLERİ..YUNUS
Bir film bu kadar gerçek olabilir ... defalarca izledim ..
Arkadaşlar yanlış bilgi vermek gibi olmasın ama benim fikrimce bu dört kitap (Kur'an-ı Kerim,İncil,Tevrat ve Zebur) olabilir;çünkü sözler Yunus Emre'ye ait.
Yok kardeş cin aliden bahsediyor
Batuhan ALTUNTOP ayşe tatilde, cin ali, atik ali ve kırmızı başlıklı kızdan bahsediyor dört kitap derken
Batuhan ALTUNTOP Yüzüklerin efendisi 1,2,3,4 o. Halkı yaniltma kardeş
aşk be abi aşkı çok iyi anlatmışlar şimdikinin aksine
Güzel bir film gerçekten böyle filmlerin daha çök çekilmesi lazım
MÜTHİŞSİNİZ MÜTHİŞ MÜTHİŞ
En iyi Türk dönem filmi
ezop ve levent kazak tekrar tekrar teşekkür ediyorum :)
ölmelerini istemezdim.😥😥😥😢😢😢😩😩😩
Kuzenler Oyunda TR bende ama hasta olup kendisi ölücekti
süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
Bir daha böyle bir film gelmedi, gelmeyecek de
Ordaki deveye kurban olurum
Bu filmin sonunda öldüklerine üzülen tek benmiyim
Hayır kardeşim bende kelleleri gittiğinde üzüldüm hatta ağladım ben Bursalıyım burada karagöz hacivat çok oynanır bir gün yolunuz düşerse gitmeni tavsiye ederim😪
Sonunu izleyemiyorum
çok güzeldi be...
Sozunu adlik filmin yapimcisindan, yenisi geliyor.
efsane
Çok güzel bir filmdi
Keşke 2.'si çekilse.
Dede korkut Nasrettin hoca falan olabilir
Harika bir film... Harika
Çok güzel bir filmdi iyi ki izlemişim.
Zamaninda cok dinledim bunu
çok güzel
2024❤
Tek kelime ile harika
türk sinemasının başyapıtı
yıl 2021 ve hala dinliyorum :))
Ah muazzam ya
01.20.00deki haluk bilginerin o sahnesi ne bicimdi ya 😢
Metin sözüçetinin barış akarsu lu yıllar kitabından geldim barış akarsu bu tarz şarkıların günümüzde çoğalacağından ve yapmak istediği tarzın buna yakın olduğundan bahsediyor ❤ merak ettim geldim . Ah barış yaşasaydın neler yapacaktın çok merak ediyorum 😢
Gerçekten çok güzel bir film
seni hatirlamak istediğimde buraya geleceğim. sen de buraya gel. şarkılarda buluşalım madem.
Hayırlı bayramınız mübarek olsun
Bu muzikte bir aglayan benmiyim acaba
peki var mi idir?:)
:( üzüldüm ama ben şimdi ya :'(