Uykucu Seyhan'ın Rüya Yolculuğu | Çocuk Masalı
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 23 พ.ย. 2024
- Uykucu Seyhan'ın Rüya Yolculuğu
[Uykucu Seyhan'ın Rüya Yolculuğu]
Bir varmış, bir yokmuş. Gökyüzünde parlayan yıldızların altında minik bir kasabada, Seyhan adında tatlı mı tatlı bir bebek yaşarmış. Seyhan, gündüzleri gülücüklerini etrafa saçar, gece oldu mu da güzel bir uykuya dalar ve derin rüyalara yelken açarmış. İşte, şimdi sizlere Seyhan'ın bu tatlı uykularından birinde yaşadığı rüya dolu yolculuktan bahsedeceğim.
Bir akşam, ay yıldızlara "Lütfen, bu gece Seyhan için çok güzel bir rüya yaratın" demiş. Yıldızlar da ayın isteğini kabul etmiş ve Seyhan'ın yatağına çok özel, yumuşacık bir rüya göndermişler. Seyhan bu rüyaya dalar dalmaz kendini masmavi bir denizin üstünde, pamuktan yapılmış bir gemide bulmuş. Gemi, bulutlardan oluşan dalgaların üstünde huzurla salınıyormuş. Rengârenk balıklar geminin etrafında zıplıyor, kuşlar gökyüzünde dans ediyorlarmış.
Seyhan, bu rüyasında neşe dolu bir oyun oynamaktaymış. Üzerinde bulunduğu gemi, Seyhan'ı denizden denize, gökten göğe sürüklerken, onu birbirinden ilginç canlılarla tanıştırıyormuş. Önce, gümüş renkli pulları ile parlayan neşeli bir balık yanına gelmiş. "Merhaba Seyhan, ben Deniz Kızı Balık. Seninle denizden gökyüzüne bir yolculuk yapmaya geldim" demiş.
Seyhan küçük elleriyle balığın üzerine uzanmış ve "Balık, seninle gezmek istiyorum" diye mırıldanmış. Bunun üzerine Deniz Kızı Balık, Seyhan'ı sırtına almış ve birlikte masmavi denizin altına dalmışlar. Orada, Seyhan renkleriyle ışıl ışıl parlayan deniz yıldızları, incilerle dolu hazine sandıklarını ve şarkı söyleyen denizatı topluluğunu görmüş.
Sonra birden, Deniz Kızı Balık, Seyhan'a "Şimdi bulutlar ülkesini keşfetme zamanı" demiş ve hızlıca denizin üzerine cıvıl cıvıl gökyüzüne doğru yüzmeye başlamış. Seyhan, bir anda kendini bulutlardan yapılmış pofuduk bir şehirde bulmuş. Burada, en sevimli bulut ayıcıklar yaşıyormuş. Her biri pamuktan yumuşacık, bembeyaz birer yastık gibiymiş. Ayıcıklar Seyhan'a el sallamış ve şöyle demişler: "Hoş geldin Seyhan! Bizimle bulut kaydırağından kaymak ister misin?"
Seyhan gülümsemiş ve "Tabii ki, çok isterim!" demiş. Ayağına minik yumuşak bulut ayakkabılar giymiş ve hoplayarak bulut kaydırağının başına gitmiş. İşte, bir iki üç, kimse onun kadar hızlı kayamazmış! Seyhan, kayarken kahkahalar atıyor, mutluğun renklerini etrafa saçıyormuş. Bu sırada bir kuş, Seyhan'ın kulağına müzik notaları fısıldamış. "Şimdi gökyüzünün melodilerine dokunma zamanı," demiş.
Bir piyanonun tuşları gibi gökte süzülen minik beyaz notalar, Seyhan'ın etrafında uçuşuyormuş. Her birini yakaladığında, melodiler etrafa yayılıyor ve gitar şaşkın telaş içinde "La la la!" diye çalıyormuş. Kendini bu masal melodisine kaptıran Seyhan, dans etmeye başlamış. Ayağına takılan bir melodi notasıyla zıplamış ve bu zıplama rüya dünyasında yeni kapılar açmış.
Seyhan bu defa kendini rengârenk çiçeklerin açtığı bir kırda bulmuş. Bu kırda her çiçek başka bir masalı anlatırmış. En büyük çiçek, "Masal Bahçesi'ne hoş geldin. Gel, birlikte papatya masalı okuyalım," diye Seyhan’ı çağırmış. Seyhan, çiçeklerin teklifini sevinçle kabul edip bütün masal kitaplarını tek tek okumuş, öğrenmiş. Her masalda yeni arkadaşlar edinmiş, minik böcekler, sevimli kelebekler, ve tatlı arılar.
Birden bire, rüya dünyasında başka bir maceranın kapıları Seyhan için aralanmış. Gökkuşağı Ruhu yanına gelmiş ve "Seyhan, şimdi gökkuşağının sonundaki hazineyi bulman gerek" demiş. Hazine mi? Seyhan'ın gözleri parlamış ve sihirli gökkuşağı yolculuğuna başlamış. Renklerin içinden geçerken her biri ona sıcacık sevgi mesajları bırakmış.
Gökkuşağının sonuna doğru ilerleyen Seyhan, onu bekleyen hazine sandığını bulmuş. Merakla kapağını açtığında, içinden bir ışık demeti yükselmiş ve bu demet bir güneşin tüm ışıklarını Seyhan'a hediye etmiş. Bu hediye, Seyhan'ın gülücüklerine daha aydınlık bir parıltı katmış.
O gece, rüya yolculuğunda Seyhan, denizlerin en derinlerini, gökyüzünün en yükseğini, çiçeklerin en renkli kırlarını keşfetmiş. Üstelik yanında neşeli dostlarıyla…
Güneş ufuktan doğarken, Seyhan yatağında tatlı bir gülümsemeyle uyanmış. Çünkü her masalın sonunda, yaşadığı rüyaların bir parçasını kalbinin en özel köşesine koyar ve sıcacık bir uykuya dalarmış.
Ve gökyüzündeki yıldızlar, ertesi gece için yeni masallar hazırlarken, güzel Seyhan da huzurla mışıl mışıl uyumuş. Gökyüzündeki yıldızların, denizdeki balıkların, çiçeklerdeki yıldızların hikayeleri, her daim onun uykusunda yer alacakmış.
Böylece, masal sona ermiş. Göklerdeki yıldızlar Seyhan'a güzel bir uyku dilerken, hep birlikte "Tatlı rüyalar," demişler.
Ve gökyüzü Seyhan’a arada bir, en parlak rüyalarını yollamak için söz vermiş. İşte masal bu ya, güzel Seyhan da bulutlar üstünde huzurla uykuya dalmış.
Sonunda, her şey yine tatlı güneşin altında başlamış. Gökyüzü Seyhan’a "Tatlı rüyalar," demeye devam etmiş…