Osman Aktaş - Mem-û-Zîn [ Ana © 1998 Kalan Müzik ]
ฝัง
- เผยแพร่เมื่อ 21 ก.ย. 2024
- Osman Aktaş - Ana © 1998 Kalan Müzik
Kalan Müzik TH-cam kanalına abone olmak için tıklayın: goo.gl/hzYosd
geni.us/OsmanAk...
Müzik: Mazlum Çimen
Aranje: Yaşar Taner
Cemal Kaplan: Perküsyon
Alp Atak: Gitar
Engin Arslan: Bağlama
Ertan Tekin: Balaban
Osman Aktaş: Kaval
Yapım: Kalan Müzik
Yapımcı: Hasan Saltık
Miks: Hasan Bitmez, Ahmet Karaduman
Stüdyo: Metropol
Grafik: Gramen Reklamcılık
1967 yılında Sarıkamış'ta doğdu. ilk-orta-lise öğrenimini Beykoz'da tamamladı. 1985 yılında İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'na bağlama talebesi olarak girdi. Ancak çoban kavalı'na olan ilgi ve sevgisi nedeniyle bu saza yöneldi. Birçok stüdyo çalışmalarına ve konserlere katıldı. Kaval'ı tanıtlamak ve sevdirmek amacıyla yurt içi ve yurt dışında seminer çalışmalarında bulundu.
Bu çalışmamda sanatçı dayanışmasının en güzel örneğini göstererek albümde fikir ve yorumlarını emeğe dönüştüren değerli insan Erkan Oğur'a
ve halk müziği sevgisini bu denli yoğun yaşayan ve heyacanını hiç kaybetmeyeceğinden emin olduğum arkadaş Aysun Gültekin'e katkılarından dolayı kucak dolusu teşekkürler; sizleri çok seviyorum...
Ayrıca bu albümde dostluğun ve sanat için verilen emeğin kutsallığına inanarak duygularını sazlarına döken tüm meslektaşlarıma en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Osman Aktaş
Bizi takip edin!
/ kalanmuzikk
/ kalan_muzik
/ kalanmusic
www.kalan.com
Gözlerimi kapatıyorum ve kadim coğrafyayı karış karış geziyorum her dinlediğim de .. Yüreğine nefesine sağlık usta 🎼🎶🫶
Gömülmüş umutlarım elemler sunağı dünya mezarlığın da..🙂
Çok geç düşüyor iletiler
@@ezgin8048Kanalda daha fazla konuşamadım atlayıp duranlar vardı hemen yanlış anlaşılmalar yanlış konuşmalar oluyor
@@ezgin8048x kullanıyor musun
@@ezgin8048söyler misin bulayım oradan
@@ezgin8048Ben bir tane buldum takibe aldım ama 0 takipçi 0 takip edilen var o mu
Aşk can yakıcı beden eritici soz dinlemez yalnız dediğini yapar fakat kaybedince çok güçsüz kalır
Aşk,Mem olacağınıbile bile... Zîn'e vurulmaktır.
Zîn olduğunu bile bile... ölüme atlamaktır.
AŞK, hem Mem hem Zîn hemde ölümdür belki kavuşuruz umuduyla.
Çok güzel olmuş ellerine yüreğine sağlık usta tam dinlendirici bir enstrüman sinir minir kalmıyor arkadaşlar
Bu "ESER" sevgili dostum Mazlum Çimen'e ait. Hiç bahsetmemiş olmanız yanlış olmuş...
Çok severim Mazlum Çimeni bu aleti çalmak sevap ve tatlı hüzün sarıyor böyle insanı
Çok güzel giriş müziğim buydu düğünde çok duygulandım şimdi tekrar dinleyince
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.
Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü
Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların
Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma
Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
Dizginlerini koparan bir at sanki bu
Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim
Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez
Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün
Ah Mem, kavuşamayacağımı bile bile vazgeçemediğim sevdam.
Hocam bir çağlayan misali coşmuşsun akiyorsun yüreklere yüreğine gönlüne nefesine sağlık 👏👏❤️❤️✌️✌️
Mem zin bir efsanadir
çok uzaklara gidiyor insan dinleyince
Benden duydun 😆😆
Haber eyleyin meme gelsinde sevda görsün...!
Fesat Bekonun mezarını gördüm ben iki kere gittim her gidişimde üstüne tükürdüm lânet okudum
🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊
🖤