Selimiye Camii Mimarisi, Sırları Ve Mimar Sinanın Dehası

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 15 ต.ค. 2022
  • Selimiye Camiî, Osmanlı padişahı II. Selim döneminde Mimar Sinan'ın yaptığı ve Osmanlı'nın önceki başkenti Edirne'de bulunan bir külliyedir.
    Mimar Sinan'ın 80 yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" şeklinde nitelendirdiği Selimiye Camii, gerek Mimar Sinan'ın, gerek Osmanlı mimârîsinin en önemli eserleri arasında sayılır.
    Caminin kitâbesine göre, yapımına 1568 (Hicrî: 976) yılında başlanmıştır.
    Caminin 27 Kasım 1574 Cuma günü açılması planlanmış olsa da ancak II. Selim'in ölümünün ardından 14 Mart 1575'te ibadete açılmıştır
    Bir tepe üzerinde bulunan Selimiye'de daha önceki hiçbir camide ya da antik çağ mabedinde görülmemiş bir teknik kullanılmıştır.
    Daha önceki kubbeli yapılarda, asıl kubbe kademeli yarım kubbelerin üzerinde yükselmesine rağmen, Selimiye Camii 43,25 metre yüksekliğinde, 31,25 metre çapında, tek bir lebi ile örtülmüştür.
    Kubbe, 8 sütuna dayanan bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Kasnak, filayaklarına 6 metre genişliğinde kemerlerle bağlıdır.
    Mimar Sinan, bu mimari dehası sayesinde iç mekana verdiği genişlik ve ferahlıkla birlikte mekanın bir kerede kolayca anlaşılmasını sağlar.
    Kubbe aynı zamanda camiinin dış görünüşünün ana hatlarını da belirler.
    Caminin dört köşesinde bulunan, her biri özel üç şerefeli 380 santimetre çapındaki minareler 70,89 metre yüksekliğindedir.
    Minarelerin alem dahil yükseklikleri bazı kaynaklara göre 84, bazılarına göreyse 85 metredir.
    Cümle kapısının iki yakınındaki minarelerin şerefelerine üç ayrı yoldan çıkılır.
    Diğer iki minare tek merdivenlidir.
    Öndeki iki minarenin taş oymaları çukur, ortadaki minarelerin oymaları ise kabarıktır.
    Minarelerin kubbeye yakın olması, camiyi göğe doğru uzanıyormuş gibi gösterir.
    Bu caminin en büyük özelliği Edirne'nin her tarafından görülmesidir.
    Caminin mermer, çini ve hat işçilikleri de çok degerli sanat örnegidir.
    Yapının içi İznik çinileriyle süslüdür. Büyük kubbenin tam altındaki hünkar mahfili, 12 mermer sütunludur ve 2 metre yüksekliktedir.
    Çinilerin bir kısmı 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında, Rus generali Mihail Skobelev tarafından sökülerek Moskova'ya götürülmüştür.
    Yapının, kuzeye, güneye ve avluya açılan 3 kapısı vardır.
    İç avlu, revaklar ve kubbelerle süslüdür.
    Avlunun ortasında mermerden özenle işlenmiş bir şadırvan vardır.
    Dış avluda ise sıbyan mektebi, darül kurra, darül hadis, medrese ve imaret bulunmaktadır.
    buda osmanlının eğitime ne kadar önem verdiğini gösterir.
    Sıbyan mektebi günümüzde çocuk kütüphanesi, medrese ise müze olarak kullanılmaktadır.
    Geçmişte cami meşalelerle aydınlatılmakta idi.
    Meşalelerden çıkan is, hava akımı oluşturmak üzere özel olarak yapılan bir delikten dışarı çıkmaktaydı.
    bu mağbedin
    14 bin işci 400 kalfa 80 taş ustası ile 6 yılda bitirdiği rivayet edilir.
    ve maliyeti o dönemde
    360 kese gümüş akce... 450 kese altına mal olmuştur.
    ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
    Web ► ilksoru.com/
    Çocuk ► / @konular
    instagram ► / ilksoru_com
    Tiktok ► / ilksoru.com
    ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
    #Tarih #Süleymaniye #SultanselimCamii #Osmanlı #Mimarsinan #Dizi #Sinema #SoruCevap #Keşfet #shorts
    Camii tamamladıktan sonra, o dönemde elektrik olmadığı için mimar sinan Camii içerisine 275 adet kandil koydurarak yapının aydınlanmasını sağladımıştır.
    Daha sonra bu kandillerden çıkan isin Camii içerisine ve özellikle kubbeye zarar vermemesi için orta kapının hemen üst tarafında bir is odası yaptı.
    Ve Camii içerisinde kubbeye yakın olan bölümlere karşılıklı iki menfez açarak
    kandillerden çıkan isin hava akımına uğrayıp, mihrabın tam aksi yönüne hareket ederek, kapının üstünden dışarı açılan 4 adet pencereden içeriye çekilip bu is odasına girmesi sağlandı.
    Mimar Sinan hava akımının is odası yönüne olmasını sağlamak için Camii "İs Odası" merkezli yapmıştır
    yani daha camiyi yapmadan rüzgarın bölgedeki akım yönünü hesaplamış ve is odasını kafasında planlamış, koca camiyide bu odaya göre planlamıştır.
    buradan toplanan isten elde edilen mürekkep ile yüzyıllar boyunca dini, siyasi, idari pek çok ferman ve berat yazılmıştır.
    1913 yılındaki Bulgar kuşatmasında camiye isabet eden top izlerinden biri hala görülebilir durumdadır. ,
    Sultan Mahfeli yönünde bulunan bu iz, 1930 yılında Atatürk'ün Edirne'ye yaptığı ziyarette Onun emriyle ve bir "ibret" olarak yerinde bırakılmıştır.

ความคิดเห็น •