Ülkemizde üretilen eserlerin bu kadar çok ülkede kabul görmesi gerçekten gurur verici, tebrik ediyorum. Fakat Fatih Bey'in dediği bir şeye takıldım. Eğer 2 saatlik bir dizi.1 hafta içerisinde anahtar teslim şeklinde bitiriliyorsa bu sistem içerisinde mutlaka bunun korkunç yükünü çeken çalışanlar da olmalı. Gece değişen senaryoya uygun seti sabaha hazır eden çalışanlar acaba bu büyük zenginlikten paylarını düşeni alabiliyorlar mı? Fatih Bey'in kendisi de bir televizyoncu olarak, prodüksiyonun ne kadar zor ve zaman gerektiren bir iş olduğunu biliyordur. Türk dizilerinin ulaştığı insan sayısını duyduğunda yaşadığı şaşkınlığın bir benzerini 1 bölümün 1 haftada bittiğini duyduğunda da yaşamalı en azından imkansıza yakın bu durumun nasıl yapılabildiğini sormalıydı. İnanıyorum bir başka gün başka bir konuk ile Fatih Bey bu konuyu da gündeme getirir.
Fatih bey ilk defa sohbetinizden keyif alamadım. Boğazım düğüm düğüm. Misafiriniz kölelik sistemini gururla anlattı... çalıştırdığı insanlara çok üzüldüm
Kesinlikle katılıyorum, Türk dizi sektörü neden benzersizmiş? Çalışanlarına hayatsız gibi davrandığı için.. Bu yüzden yabancı şirketlerde çalışan biz beya yakalılara bile Türk olunca köle gözüyle bakılıyor. Kendi insanımız bizi bu duruma sokuyor.
2 yıldır Güney Amerika’yı geziyorum. Köyünden kasabasına, şehrinden adalarına her yerde Türk dizileri izleniyor. Türk olduğumu söyleyince insanların tepkilerini görmeniz lazım. Çocuklarına Türkçe isim verenler bile olmuş. Lakin bizlerin dizilerdeki gibi bir hayat yaşadığını düşünüyorlar. Kültürümüzü anlatabilmemiz için güzel bir araç dizi ve filmler. Bu yüzden hangi konunun nasıl anlatıldığı çok önemli diye düşünüyorum. Hiç olmadığımız gibi bir toplum olarak tanınabiliriz zira.
@@ylmazcals4490 DUNYANIN HER YERİNDE DERKEN CAHILLER IXLIYIT SADECE SONRADA O CAHİLLER TÜRKİYE YE GELİYOR HER TARAF YABANCI DOLDU !!! AMAN NE BIYUK GURUR !!!
Ben konuşurum ya. Körlerin sağırarın nasıl da birbirini ağırladığını çok da açık anlatırım. Fatih bey keşke Türk dizilerinin gelişmiş hiçbir ülkede neden izlenmediğini ya da dizilerimizin neden sadece gelişmemiş coğrafyalarda izlendiğini sorsaydı. Geniş ölçek, orta ölçek, amorslu yakınlar ve detay planı "sinematografisinin" yönetmenlik mi yoksa operatörlük mü olduğunu sorsaydı keşke. Çok şeyden bahsedebilirim de körler ve sağırlar birbirini ağırlamaya devam eder hiçbir şey değişmez yazdığıma değmez. @@ryzgar
Turk dizilerinin her bölümü en az iki buçuk saat olunca karakter odaklı olması zaten kaçınılmaz.Son derede yüzeyesel derinlikten yoksun diziler Tutulmasının sebebi izlenmesi çok kolay.Iki bolüm kacırsanız bile bir şey kaybetmiyorsunuz.Gozleriniiz kapali sadece diyolglari bile dinleseniz yine bir sey kaçırmıyorsnuz. Bu dizilerin en büyük alıcısı kadınlar.Annem mesela hiç bir türk dizisini kaçîrmazPeki nasıl seyrediyor aslinda seyretmiyorElinde bjr tablet oyun oynuyor sadece kulağınî diyiloglara verip arada bir ekrana bakıyor. Faruk bey kendini kanıtlamış bir yapimci ona bir lafım yok ama üc ssat dzi demek sömürge düzeni demek.Set çalışanları ve oyuncular yapimcıların tv kanallarımın kölesi olmuşlar.Yapılan gerçekten insanlık dışı.Sayın Altayli insan bir cümle de buna değinir ya.
Hiçbir kadın oturup dizi izlemiyor cidden. İşine gücüne bakarken radyo tiyatrosu gibi dinliyor. Kadınların tv karsısında oturma zamanı çok çok az. Son dönemde toplumsal dertlere dokunan bir iki diziye denk gelince ben de yakalandım. Acıkcası konuyu merak ettiğim için iş yaparken dinledim, hızlandırdım. Aslında bunlar değil önemli olan. Bir haftada yapılan bu üretimin arkasındaki emek önemli? Kimler kaç saat çalışıyor ve ne kazanıyor, ne pahasına? İllallah ediyor dizi çalışanları bildiğim kadarı ile.
Dizi sektörünün ülke tanıtımında oynadığı önemli role diyecek yok. Öte yandan Fatih Bey'in 19:56 'dan itibaren bunların mümkün olmasını sağlayan faktör olarak bahsettiği "altyapı" ise sömürü düzenidir. Set işçilerini ve post prodüksiyonu 20 saati aşkın çalıştırırsan elbette hızlı ve fazla üretirsin. Üstelik bu kişilerin çoğu da parasını trink diye alamaz, peşinde koşmak zorunda kalır. Avrupa'dan bazı televizyoncular kendi ülkesinde kişileri bu kadar fazla çalıştıramadıkları için ülkemize gelip burada çekerler programlarını. Başat oyuncular ise haksız kazancın kitabını yazar, kaşeleri kim kime dumdumadır, hudutsuzdur.
ayrıca aynı diziyi bizde 100 bölüm dışarda 500 bölüm yayınlanmasının sebebi maalesef bizim toplumumuzun göstergesi. başka ülkede tek bir bölüm için ekran başında bu kadar uzun süre geçiren başka bir toplum yokmuş onu öğrendim.
Peru'da Titicaca gölü kenarında minicik bir hediyelik dükkan sahibi geleneksel kıyafetli kadın Türk olduğumuzu öğrenince Onur Bey dedi. Halit Ergenç'in bir dizideki ismiydi. Paraguay'da pansiyon sahibi Fatmagül'ün suçu ne dizisini seyrederken Türk dizilerini seyredene kadar Brezilya dizileri dünyanın en iyi dizileri sanıyorduk dedi. Kaşgar'da Uygur Türkleri internetten muhteşem Yüzyıl seyrediyordu. ABD'da İspanyolca yayın yapan özel bir internet kanalında Muhteşem Yüzyıl vardı. Tanıştığım Yunan ve Türkmen hanımlar dizilerden aksansız Türkçe öğrenmişti. Büyük başarı!
Sayın Akıncı Türk dizilerinin aksiyon yerine psikolojik gerilim üstüne oynayarak özgün bir stil yakaladığını söyledi ancak ekranda bir aksiyon yokken dakikalarca o diziyi izleten şeyin müzik olduğunu söylemek hiç aklına gelmedi. Dünyada eşi görülmemiş şekilde bir yoğunlukta, neredeyse her sahneye özgün olarak o sahne için tasarlanmış müzik desteği vererek bu duygu yönetiminin önemli kısmı gerçekleşiyor oysa. Senarist, yönetmen ve oyuncu kadar önemli bir kreatif katkısı var bu işi yapan bestecilerimizin. Bunu sanki catering veya ulaşım benzeri lafını etmeye değmez bir lojistik hizmetmişçesine bu kadar detaylı bir sohbette hiç anmadan geçmelerini açıkçası çok yadırgadım bir müzisyen olarak.
Türk dizilerinde her sahnede içinde olduğu sahnenin tonunu boğan , birbirinin aynısı ''bok'' gibi müzikler var . HBO ve benzeri kalibredeki işlere kıyasla sikko Bollywood işlerinden farksız . Boktan içi boş repliklerin ve senaryoların ekrandan sızacak bok kokusunu engelleyebilmek için sahneye kutu bitene kadar deodorant sıkıldığını hayal et . Türk dizilerindeki müzik bundan ibaret
@@thirdeyeinfection Bu bir eleştiri değil, zira argümanları yok. Sadece kaba bir lisanla argümanları olmadan dile getirilmiş bir yargı. Dolayısıyla buna "Siz o sonuca vardıysanız sizin için öyledir demek ki" dışında bir cevap vermek imkanı yok.
@jariaura7201 esasında 90-100 sayfa yazılan ki çoğu kötü ve gereksiz yere uzatılan diyaloglar dan oluşuyor (1 sayfa 1 dakika olarak düşünürsen )ve 2 saat olarak çekilen bir işte müziğin çokça kullanılmasının sebebi eskiden televizyon ve radyolarda yapılan loudness war denilen olaya benziyor,daha çok ekrana bakmayan telefonla yada başka şeylerle meşgul olan insanları kanalda tutmak Zap yapmasın..hangi akorlarin hangi gamlarin yada makamların modlarin ne gibi duygusal etkiler yarattığı sır olan bir şey değil zaten armoni yada usual makam öğretilen yerlerde öğretiliyor bunlar... sözgelimi senaryoda kreşendo ile dramatik(aksiyon hareket demektir) olarak yükselerek gitmesi gereken sahneler haftada 120 dakikalık bir iş cikarma zorunluluğu yüzünden (dünyada bu şekilde iş yapan hiçbir ülke yok köle düzeni bu)çok fazla plan ve mizansen kullanmadan senaryoda yazılan kresendoyu müzikle verir yönetmen pratiktir hilesidir işin basit bir numaradır bu bir haftada teslim etmen lazım... aynı yönetmenlerin yaptığı gibi müzisyenlerde jenerikte ve temada kullandığı akorları kadanslari hangi modda makamda vs yazmışsa sahnesine göre cesitleyerek paralelinden komsusundan yada başka bir moddan makamdan ödünç alarak farklıymış gibi hissettirme numaraları yapar..sizin işinde hileleri yapıştır git her türlü yer trickleri var yonetmenlerde yapar..diziler birbirine benziyor çekim planlaması olarak tema olarak çok çeşitli değil aynı durum müziklerde de geçerli yapıştır git işler aynı numaraları yapıp duruyor herkes..sanatkar ayağına gerek yok zanaatkarlik ayıp birşey değil..cateringcinin servis şoförünün yaptığı şeyde senin ve çekim yapan benim yaptigimdan değersiz birşey değil...
Ben yurtdışında yetişkinlere yönelik öğretmenim. Tüm dünya'dan öğrencilerim var. Herkes bana Türkçe şarkı söylüyor, benimle ufaktan Türkçe konuşmaya çalışıyor, bana oyuncuları soruyorlar. Şaşırıyorum, nerden biliyorsunuz diyorum, diziler'den diyorlar:)) Gerçekten inanılmaz boyutlarda.. Nadiren dizi izlesem ve kalitelerini çok beğenmesem de, bu müthiş bir başarı dünyada, inanılmaz bir ülke ve dil tanıtımı, tebrikler..👍🏻
Keşke bu kadar başarılı bir sektörde çalışan işçi, set emekçisi arkadaşlar da hakkı olanı her zaman ve tam vaktinde alabilse. Oyuncular dışında çalışan insanların hakları korunabilse.
İşçiler gayet memnun sen Hollywood'da çıkan skandalları hiç mi duymadın? Bırakın artık şu yabancıları övmeyi kardeşim Türkiye'de gayet özgün işler yapılıyor işçilerin hakkı da veriliyor verilmese kimse orda durmaz
İşçiler memnun falan değil. Olum biraz takip edin. Amerika da senarist sendikası ayaklandı. Aylarca doğru dürüst işler çıkmadı. En son yapımcılarla anlaştı.
@@phoenix1453 Pardon yorumumda yabancıları övdüğümü nerden çıkardınız? Orada işler yolunda değil diye burada da mı olmasın? İnsanların çalışmaya devam etmelerindeki tek etken sizce hallerinden memnun olmaları mı ?
Birkac ay önce Cuba ve Kolombiya'ya da gezdim. Türküm deyince herkes aaa biz sizin dizilerinize bayiliyoruz dediler. Kanada'da yasiyorum, burada da dizileri biliyorlar. Buradaki en yakın arkadasim Rus, Rusya'daki ailesinin Turk dizilerine bayildiklarini soyluyor. Benim ismini bilmedigim dizi ve oyuncuları sayıyor bana. Cok keyifli bir duygu bunları duymak. Sevgiler
@@serpilturgayhala secim yapabiliyor olmamız iyi bir sey 😊. Ancak bana gore, ulkenin toplumsal, sosyolojik hatta psikolojik hal/durumu ile ilgili mesleki yetkinligi olan akademisyen, gazeteci, siyasetci.. vb kesinlikle fikir sahibi olmalı.
İtalya Roma'da otelde kalırken kafami dağıtmak için TV 'yi actim. Bizim Türk dizilerini İtalyancaya cevirmisler ve oynatiyorlardı. Otelde hangi gün TV 'yi acsam Türk dizisi gördüm. Avrupa ülkesinde bunu başarmak büyük bir olaydır. Tüm emekçileri tebrik ediyorum.
Fatih bey ne güzel anlatıyor. Biz ekonomik, sosyal sıkıntıyı çekiyoruz, kendisi bizi şatafatlı, rahat, yaşam tarzı konusunda derdi yokmuş gibi gösterip milyonlar kazanıyor. Kısa bir Türkiye özeti.
Australia’da yaşıyorum. Bi gün polis arabamı durdurdu, kimlik kontrolü yaptılar. Sonra bir kaç soru sordular. Bir bayan polis vardı ve nereli olduğumu sordu. Türkiye diyince kadın seyrettiği Türk dizilerini saymaya başladı. İşim komik tarafı dizilerin ismini bile daha önce duymamıştım. Kadına aslen nereli olduğunu sorduğumda büyük dedesinin İngiltere’den geldiğini söyledi.
Dizi emekçilerinin hak gasplarını, sektördeki gelir adaletsizliklerini ve insan haklarına aykırı çalışma saatleri ile koşullarını neden sormadın acaba diyordum ki; sohbetin sonunda, eşinin de oyunun bi parçası olduğunu öğrenip, neden sormadığını anladım Fatih abi.
Fatih bey bence dostlarınızı programa çıkarmayın çünkü yeterince derin ve yararlı bir sohbet çıkmıyor, gerçek fikirlerinizi de söyleyemiyorsunuz diye düşünüyorum. Fatih Altaylı’nın kendisinin de Türk dizisi izlediğini sanmıyorum o halde buradaki eksik neden konuşulamıyor, sürekli olumlama yapılıyor, bu programın amacı ihracat yapan sektörün önde gelenlerini motive etmek aslansınız kaplansınız demek mi? Bir crown dizisi çıkar mı bizim sektörden (para meselesi hallolsa) mesela, imkansız yani, ya da modern beyaz yaka neden netflix izliyor deli gibi tr’de. Ama Aksoy’a göre her şeyimiz on numara ve tek sorun dağıtım kanalı tekeli. Sonuç olarak tabiki büyük emekler verilmiş ve kocaman bir başarı var ama daha ileri gitmek için önce eleştiri cesareti ve sistem analizi gerekiyor, bu kültür de işte Amerikalılarda var bizde yok. O yüzden Hollywood’u tahtından falan edemez kimse üzgünüm.
“This ıs us “ dizisini izledikten sonra bizim dizlerin ne kadar yavaş, amatör ve hayat gerçeğinden kopuk olduğunu anlarsınız, o senaristlerin yazdığı dıaloglar olayların akışı birbirine geçişi, bağlanması müthişti, ve çok emek akıl ve zeka gerektiren anlatım dili vardı . ( gerçi Fatih bey yurtdışında izleyen yabancıların ohh ne güzel yalılarda oturan yiyip içen insanları görünce Türkiye ne güzel bir ülkeymiş diyorlar dedi ama ) hayat ile alakası olmayan diziler maalesef , baştan iyi başlasalar bile sonra saçmalayan bir olaya dönüşüyor
Suriye'de savaş öncesi Esad'ın resimlerinden daha çok Kıvanç Tatlıtuğ'un resimleri vardı.İspanyol arkadaşımın 20 yaşındaki oğlu sürekli Türk dizilerini seyrediyordu 👍
Yine güzel bir röportaj olmuş; size de, Fatih Bey’e de teşekkür ederiz. Ben, röportajda adı geçen Sadakatsiz, Güllerin Savaşı gibi dizilerin yanısıra, ulusal kanallarda gösterilmiş ve şu anda da gösterilmekte olan çok sayıda yerli dizinin iç mekan sahnelerinde görülen sanat eserlerini sağlayan “Art Garage İstanbul” isimli sanat yönetimi işletmesinin ve markanın sahibiyim, adım Ercan Gür. An itibarı ile Türkiye’de gösterimde olan Yalı Çapkını, Çöp Adam, Yabani, Safir, Kopuk, Ömer, Sandık Kokusu, Bahar gibi birçok yerli dizide kıymetli sanatçılarımızın eserleri görülmekte ve bu yapımlar sayesinde sanatseverlere ulaşmaktadır. İşletmemizin kuruluş amacı; teknik olarak güçlü olan ve isminin daha fazla duyulmasını hak ettiğini düşündüğümüz Türk sanatçılar tarafından yapılmış sanat eserlerini sunmak, sergilemek, satmak idi. Şu anda galerimizde fiilen 700’ün üzerinde, online olarak ise 4000’in üzerinde seçilmiş sanat eserini sergilemekteyiz ve muhtemelen bu alanda en güçlü işletmelerden biriyiz. Söz konusu yerli dizilerde internetten elde edilebilecek nispeten düşük nitelikli arka plan görsellerini kullanmak yerine Türk sanatçıların kaliteli eser görsellerini kullanmayı tercih eden değerli sanat yönetmenlerine, yapım şirketlerine teşekkür ederiz. Yerli diziler sayesinde sergilemekte olduğumuz eserler, galerimizde veya sosyal medya kanallarımızda olduğundan daha fazla insan tarafından görülmekte, koleksiyonerler ve koleksiyoner adayları sergilemekte olduğumuz eserlere daha fazla ilgi göstermektedir. Binlerce kişi tarafından izlenmekte olan bir televizyon dizisinde sahnede görülen bir sanat eserinin sahibi olmak, uygun bir bedel karşılığında o eseri evinizde görmek elbette ki çok keyiflidir, bu keyfi birçok sanatsever yerli yapımlar sayesinde yaşamaktadır. Daha da şaşırtıcı olan, sergilemekte olduğumuz eserlere sadece yurt içinden değil, yurtdışından da talep geliyor olmasıdır. Bunun sebebi dizilerimizin yurt dışında da çok seyredilmekte olmasıdır. Özetle; sözonusu yerli diziler sadece çekimlerde sette görev alan kişiler, oyuncular veya direk hizmet sağlayıcılar için değil; yapım ile alakalı hizmetlerin tamamını veren, sahibi olduğum Art Garage İstanbul gibi ücretli veya ücretsiz sponsor olan bir çok kişi ve şirket için, ülkemiz için çok ciddi bir sosyokültürel ve sosyoekonomik hareket yaratmaktadır. Hem eserlerini sergilemekte olduğumuz kıymetli sanatçılarımız, hem markamız, hem ülkemiz adına Fatih Bey’in şahsında yapım şirketlerine ve değerli sanat yönetmenlerine teşekkür ederim. Son teşekkürüm de size ve bu uzun yorumu sabırla okuyan izleyicilerinize. İyi pazarlar dilerim…
Ne güzel domino taşı etkisi gibi herkese bir faydası var.Bildigim kadarıyla dizilerdeki kıyafetler de çok ilgi çekiyor hem tarihi dizilerdeki hem modern zaman dizilerinde.Yunanistanda tanıştığım bir Romanyalı hanım Romanya'da herkesin Türk dizilerindeki kiyafetlere hayran olduğunu söylemişti.
Yunanistandayiz, dun bir kizla konuştuk. Türkçe öğrenmiş. Nasıl öğrendin diye sordum, dizilerden dedi. Bir çok Türk dizisini izlemiş. Benzer bir olayı geçen sene Madrid’de yaşamıştık 😅
Bende aynı durumu sırbistan belgratta yaşadım.Arkadaşlarla konuşuyorduk.Bir genç kız geldi yanımıza ve türkmüsünüz dedi ve baya anlaşılabilir türkçe konuşuyordu.Dedik türkçeyi nasıl böyle iyi konuşuyorsun deyince,sırp kız türk dizilerinden öğrendiğini söyleyince hem şaşırdık.Hem gurur duyduk.
hayvanat bahcesi olduk iyice aq elin avrupalisi gelip 3 gun kedi sevecek diye koca ulkeyi basi bos hayvanlara bogduk. bi de utanmadan ovunuyosunuz bu durumla...
o kadar dogru ki, bende her yerde soyluyorum , ne kadar kotu imajimiz varsa bizim kedi sevgimiz bunu yok ediyor. insanlar turklerle ilgili butun fikirlerini kediler degistiriyor.
Türkiye'nin dış politikadan, sanayisine, kültürüne, turizmine, ... iyi yönetilse erişebileceği bölgesel ve küresel güç olma potansiyelini resmetmesi açısından Türk dizi sektörü aslında çok iyi bir örnek. Yıllardır nasıl harcandığımızı düşündükçe kahroluyorum.
Çok haklısınız. Köstek olunmasa destek olunsa alan yaratılsa her alanda pırlanta gibi gençler alacak yürüyecek. İnşallah yakında diyorum. Dibi görüp yukatı çıkarız umarım. O nüve bozulmadı inşallah.
Oyuncu ve kamera arkası çalışanı köle gibi çalıştırıyor bundan mutluluk duyuyor şaşırtıcı ,hangi işçi çok çalışmaktan memnun .Dışarıda tanıtılması gurur verici .
Zorla mı çalıştırıyor diyen arkadaş! Eğer işine gelmezse kapı burada diyen bir sektörden bahsediyoruz. İş güvenliği yok, çalışma saatleri belirsiz, tacizin mobbingin kralı dönüyor, sokakta adam demeyeceğin insanlar ekip şefi oldukları için gencecik insanlara zorbalık yapıyor sen neden bahsediyorsun? Şu kapitalist dünyayı anlayın artık kimseye güya zorla bişey yaptırılmıyor ama yapmazsan aç kalacağını da hissettiriyorlar sana. Hele öyle bir mafyatik düzen var ki patronlardan biriyle ters düşersen kara listedesin, gör bak başka yerde iş bulabiliyor musun?
@@aydnklc1073 tam ortadogu kafasi, zorla mi calistiriyor, baska adam mi yok vs sifir sorgulama, bana dokunmayan yilan bin yasasin bencilligi. bu yaklasimi totale vurdugunda halk ekmek kuyruguna koyun gibi girip suru halinde kendini bu hale sokanlara oy veren kitle geliyor akla, siz aynen bu kafayla devam edin hocam :)
@@aydnklc1073 Aynen, zorla calisiyorlar... Videoyu izlediysen, 7 gun 24 saat suren bir calisma temposu var. Bu tempoda calismazsan, is bulamazsin... Ama sen kolayini bulursun, istemiyorsa calismasin, bu isi yapacak, suriyeli veya afgan bulunur dimi? Onlarin agzi var, dili yok... Patron da sever...
Genevrede yaşıyorum birleşmiş milletler olduğu için çok çeşitli ülkelerden arkadaşlarım var önce Arap ülke vataşları çok bahsederdi sonra Balkan ülke vatandaşları sonra İspanyol ve Brezilya sonra buna Portekizliler dahil oldu en sonunda İtalyan arkadaşım dahil oldu çok doğru ,inanılmaz şekilde ülkemizin tanıtımına ve ekonomisine çok katkısı var Bravo
İrlanda'da Dublin'de Şili'li biriyle tanıştım. Adam dedi biz de çok meşhur bir Türk dizisi var biliyo musun? Dedim çok dizi var bizde hangisi. Binbirgece şehrazat bu dizi bizde çok önemlidir çok severiz dedi. Bana da kalktı onur demeye başladı :)
1 ay önce Roma da otobüs beklerken bizim Türkçe konuştuğumuzu anlayan yabancı kişiler bizimle Türkçe konuşmaya başladı.Nasıl türkçe öğrendiniz diye sorduğumda Türk dizilerinden dediler.
Özellikle "Altın Gün" @AltnGunband adlı müzik grubu; son birkaç yıldır Hollanda, İspanya, Portekiz başta olmak üzere Avrupa'da ve Latin Amerika'da tabiri caizse fırtına gibi esmekte. Bu grubu tutkuyla dinleyen insanlar, Türkçe öğrenme gayretine bile giriyorlar. Özgün kültürümüzü ve günlük yaşam tarzımızı ne kadar öne çıkarırsak, ülkemiz ve dilimiz o kadar cazip hale geliyor. Yapılan işleri küçümsememek gerek. Sanat, tüm önyargıların yıkıcısıdır ve ulaştığı kitleye doğru bir şekilde hitap edebilmelidir.
Bir kaç ay önce Slovenya’da kasiyer ile konuşurken nerelisiniz diye sordu. Türküm diyince , Ben ‘Sılayı’ izliyorum 😊 siz de seviyormusunuz dedi.. Diziyi bilmiyorum 🤷♂️ ama Avrupa’da ki tüm arkadaşlarım İstanbul’a gitmek istiyor bu çok doğru.. Gene çok keyifli bir Pazar sabahına başladık.:) Teşekkürler
Merak ettim ama Fatih bey sormadi. Bu yurtdisina yapilan satislardan oyunculara ve daha onemlisi kamera gerisi ekiplere herhangi bir telif/ hak odemesi yapiliyor mu? Yoksa satis ucreti tamamen yapim sirketine mi kaliyor?
Prodüksüyon ekibi telif alamaz. Oyuncu senarist sözleşmesinde varsa ortaklık alabilir. Onu da sadece çok güçlü 3-5 oyuncu ve senarist yapabiliyor. Onlarda ortak yapımcı geçiyor zaten. Çünkü yapımcılar işe girerken risk alıyor, kârını paylaşmak istemiyor. Mesela bana bir kaç kez teklif geldi, filmde çalış ve ortak ol diye. Hiç birinde kabul etmedim, edeni de görmedim. Zarara ortak olmadan, kara ortak olmayı bekleyemeyiz. Zaten yürümesi de mümkün değil, her bir gösterim için tüm ekipten veya mirasçılardan onay almanız gerekir. Illa ki biri gösterime engel olur.
İyi hoş ama bir de madalyonun öteki tarafına ışık tutmak gerekir. Fatih Bey keşke kamera arkasındaki işçilerin durumunu da sorsanız. Kaçı hastalanıyor, sektörde ne kadar kalabiliyor, haftada ortalama ne kadar çalışıyor, lisans haklarından kim ne kadar kazanıyor? Bütün bunlar da önemli bence.
Aynen öyle , yurt dışında çok izleniyor , çok büyük paralar kazandırıyor ülke tanıtımını yapıyor çok kişiye ekmek kapısı oluyor lafımız yok da ; madalyanın arka yüzünü de konuşmak irdelemek , çalışanların durumlarını, sağlıklarını, iş güvenliklerini , hak ettiklerini maddi ve manevi olarak alıyorlar mı bunların da konuşulması gerektiğini düşünüyorum !
Brezilyali arkadasim isvicrede yasiyoruz ,Türk dizisini seyretdikten snr Tûrkiye ilk defa gitti ve cok begendi. bir daha gitmek istiyor. Gururluyum,daha cok arkasim var ve bende Tûrk mufagimizi cok isvicreli arkadasima tanitiyorum cok seviyorlar ve yapiyorlar ,bilhassa kisir.😂 Sevgiler❤
Cok iyi hatrilarim. Annem 90larda Cine5 de hep brezilya dizileri izlerdi. O zamanlar türk dizileri o kadar iyi degildi. 25 sene sonra. Brezilyalilar türk dizilerini izliyor. Ünlü futbolcu Neymar instagramda bir türk dizisini izlerken agladini paylasmisdi. Cok sasirmisdim.
@@nuryldrm-xu7ry evet orada sıkıntı var ama sonuçta ülkeye girmiş oluyor çünkü bozunca senin ülkendeki bankaya girmiş oluyor onun ne kadarı yurt dışına çıkabilir falan zaten devlet kuralını koymuştur
@@nuryldrm-xu7ry ayrıca unutma ki o gelen turistler herşeyi türkiyeden alıyor biz bir ihtacat yapmak için önce parçalarını yurt dışından alıyoruz ihracat turizm kadar karlı değil
48 yaşındayım. Hayatımda son 15 yılda ezel hariç hiçbir dizi izlemedim. Ama ticari açıdan tebrik etmek lazım. Dünya nüfusunun 8 de 1 i ne hakim olmuşlar
Dünyaya dizi satmak gerçekten stratejik bir konu ve çok değerli. Turizm sektörüne katkısı çok açık bir şekilde konuşuldu. Keşke paramız bu kadar değer kaybetmeseydi. O zaman yüzlerce ülkeye sattığımız diziler sayesinde ülkemize gelen turistlerin daha yüksek bir katmadeğeri olabilirdi...Bu güzel program için teşekkürler...
İtalya'da bir müşterim Perulu yaşlı bir bayan Özcan Denizi tanıyor musun dedi ben ona hayranım Türkiye'ye gideceğim onu görmeye dedi. Faslı bir müşterim Gümüş diye bir dizi varmış Kıvanç Tatlıtuğ la evleneceğim diyordu. Ocakta hastanedeyim Magenta'da Tv5 Media set de Çukurova vardı. Haminenin yemek tarifleri çok meşhur.
Öncelikle bu bir başarıdır. Ülkemizin bu konuda iyi olması, yurtdışına ihracat yapılması, ülkemizin bu yolla gelir elde etmesi çok güzel. Devletin de bunu desteklemesi çok güzel. Bu yolla Türk menşeili ürünlerin reklamlarının yapılması, dünyaya reklam yapıp, bir de üzerine para almaktır. Ayrıca en az turizm kadar bacasız sanayidir. Hepsi çok güzel işler. Peki dizilerimizin negatif yanları yok mu? Videoda'da bahsedildi, 40 dk. keyfe keder diye ama neden bir bölüm 2 saat? Film uzunluğunda olmasının bir dezavantajı, yetiştirilecek diye oyuncuların fazlaca yorulması, uzun bakışma sahneleri, önemsiz bir mevzunun çok uzatılması, her dizinin birbirine benzemesi ve öğretici-geliştirici bir yanının olmaması, sadece oyuncuların değil, seslerini yapan, renkleri yapan personelin yine çok yorulması, özensizleşmesi vs. vs. uzar gider. Nicelik olarak belli bir seviyeye ulaşılıp bundan iyi paralar kazanıldıktan sonra, buradan kazanılan paralarla niteliğin arttırılmasını dilerim.
Amerika'da yasiyorum kizimin okuldan Ispanyol arkadasinin annesi ile gecenlerde konusurken arkadasinin Turk dizileri izledigini ve bilet aldigini Turkiye turuna cikacagini soylemisti . Ozellikle Guney Amerikada cok izleniyor Turk dizileri
Dünyada en çok tutan dizilerin Türkiyeden çıkması gurur veriyor. Ucuz emek ve platform kullanmaları bana ters geliyor. Bir dizi çekilirken çevreye verdikleri rahatsızlığı kabul edemiyorum
acaba o 1 milyar dolarlık paradan set işçileri ne kadar payını alabiliyor ? evimin yakınlarında bi süre dizi çekildi, o sette çalışanların yaşadığı şey tam anlamıyla eziyet ve sömürüydü. kendi gözlerimle tanık oldum buna...
Diziler ve filmlerin ülkelerin dolaylı olarak tanıtımı ve reklamı için elzem olarak önemli. Çünkü kendim bile tecrübe ettim bu durumu, ben Avrupada belli bir süre yaşadım ve burada inanılmaz bir önyargı var Türklere karşı. Fakat Türk dizisi izleyen yabancılar hariç. Nasıl oluyor bilmiyorum ama bu tarz kültürel işler önyargıları bile kırabiliyor. O açıdan çok tebrik ediyorum bu işte emeği geçen kişileri
Iyi pazarlar Amerika Tampa Floridada bizim dizilerimşzden dolayı işleri açılan Türk restaurantları vat..Tamamı latin vve amerikalılardan oluşan merak eden müşteri kitlesi oluyor
Dizi işçilerine az paralar verip,gecelere kadar çalıştırıp sömürülünce;tabii diziler karlı olur ve ucuza ihracat edilir.Fransa'da dizi çekme maliyeti yüksek olursa,fransız dizisi mi satınalınır,Türk dizisi mi?
övündüğünüz şey insan emeğinin sömürüldüğünün itirafıdır. tabiki bunu dünyanın hiçbir yerinde yapamazsınız. gerekli yasa düzenlemeleri yapılsa da ozaman görsek başarılarınızı.
9:55 Temizlikcimin Bolivya’daki annesi benden Türk kahvesi, fincanı ve cezvesi istedi. Dizilerde görüp öğrenmiş:). Türkiye’den Bolivya’ya hediye kahve takımı yolladım:)
Birisi diğerine 10 dk. bakıyor, ötekisi öbürüne 25 dk. bakıyor, bir olay ya da konu olduğunda dizideki her karakterin sanki sabah kuşağı yorumcusu gibi görüş ve tepkileri dinleniyor, öpüşmek için bile 56 dk. karar vermeye çalışan karakterler birbirlerine uzun uzun yine bakıyor, bir ağlama ya da bayılma sahnesi koca bir bölüm bile sürebilir, ucu açık. Türk dizilerinin en iyi yanı aç, evi süpür, yemek yap, gel otur, geri sarmana gerek yok. Gidin 10 tane yabancı dizi izleyin de dizi neymiş öğrenin. Çok iyi denilen ezel, suskunlar vs. bile atlana atlana ancak keyif veriyor.
ben dizilerin bu basarisina sasirmiyorum.... 70`li yillarin türk sinema filmlerine baktigimizda bu potansiyelin türk`lerde var oldugunu görüyoruz..... biz kendimizi cok kücümsüyor, baskalarini cok yüceltiyoruz..... özellikle 70`li yillarin türk sinemasi filmlerine benzeyen filmleri dünya`da bulmaniz pek mümkün degil....
20:31'den itibaren bahsettiği şey harikulade çalışkanlık ve başarı örneği değil, resmen insan ve emek sömürüsü! Diğer ülkelerde bu yok, biz bu konuda süperiz dediği şey bu. O ülkelerde insanca şartlar var. Bilmiyorum ama eminim onlara emeklerinin karşılığını da veriyorlardır. Beyefendinin yapımcılığını yaptığı diziler de ortada, kalite hak getire. Öyle başarı hikayesi falan yok. Fatih Bey dostu olduğu için susmuş. Yoksa sorulacak ve söylenecek şey çok var aslında.
Çok başarılıyız maşallah, Uzaya da gittik şimdide dünyanın en başarılı dizilerini de bizim yaptığımız gururla dinledim. Keşke dizi sektöründeki herkes bu başarıdan payını alsalar. Yani oyuncu ve yapımcı haricindeki kadroda ihya olsa
Dizi sektörünü bir de set emekçilerinden dinlesek. Saatlerce süren setler, sosyal hakları yetersiz set işçileri, soğukta donarak yapılan dış çekimler vs.Kısacası bu sektörde her şey de pırıltılı ve lay lay lom değil.
Maalesef çok övünülecek bir durum göremiyorum. Murat soneri takip edenler anlayacaktır. Birbirinin benzeri ve eğitim kültür düzeyi alt sınıfa hitap eden işler büyük kısmı. Dünyada da bu sınıf ağırlıkta olduğundan malesef iyi tutuyor dizilerimiz. Yabancı dizilerdeki kadar özgün senaryolar çok çıkmıyor, çıkamıyor değil, halkın seviyesi aşağıda olduğundan ve getirisi daha az olacağından çıkmıyor. Zengin ve holding sahibi oğlan ve fakir kız yada bunun varyasyonları dışında çok nadir işler oluyor. Teknik ve oyunculuk açısından iyi olduğumuz bariz, ama kendimizi kandırmayalım dünyada abd den sonra 2. yiz diye. Kore, japon, çin dizilerini, kuzey avrupa dizilerini, hele ki ingiliz dizilerini hiç mi takip etmiyorsunuz. Üstelik 3 saate yakın dizi çekerek insanları köle gibi çalıştırmak da çok övünülecek bir şey değil.
Bir Türk dizisinde ana karakterlerden birisi bir trafik kazası geçirse, 10 dk kaza öncesi, arabada seyir, 10 dk kaza anı, 10 dk ambulans, 10 dk koridordan ameliyata gidiş, 25 dk ameliyathane önünde feryat eden yakınları, 10 dk doktorun iyi haberi vermesi ve yakınlarının sevinci, 20 dk hasta ziyaretleri derken zaten bir bölüm böyle bitiyor, şundan zevk alan varsa helal olsun. Abd dizilerinde benzer bir sahne max 3 dk sürer.
Türk dizilerinin ekonomiye katkısı sadece dizi olarak değil,Türkiye’ye gelip veya internetten satın aldıkları kıyafetler,gelinlikler,nişanlıklar,düğün elbiseleri ev tekstiline katkısı çok.Ben Fransa’da yaşıyorum,özellikle Arablar bütün düğün alışverişlerini Türkiye’den yapıyorlar.
Bu sohbetin özeti şudur: Körler ve sağırlar birbirini ağırlamışlar....o kadar subjektif ifadeler var ki, bazı yerlerinde ÇÜŞŞŞŞ ya da OHAAAA diyesim geldi. Adam resmen, Türk dizilerinde süreyi uzatmak için en yaygın yapılan "mal mal" bakışları ve saçma sapan alt müzikleri "Duygu Aktarımı" olarak nitelendirdi...
Elinize saglik, cok guzel bir program olmus. Turkiye’deki mobil oyun sektorunu ve ihracata yaptigi katkilari da buna benzer bir programla yayinlamanizi ve genclerin bu konuda farkindaligini arttirmanizi temenni ediyorum
Turkiye de 2 alman film setinde çalış heraksam 18.00 de set paydos ediyordu, 1 Türk dizisinde çalıştım gece yarısı 03.00 te eve gidip sabah 9 da tekrar sette oluyordum, oyuncular bile bu durumdan sikayetciydi soğukta gece saatlerce rol siralarinin gelmesini beklerken isyan ediyorlardı.bu konuyu da sormaliydi fatih altayli
Turk dizilerinin geldigi hali bilmesek Fatih Aksoy'un anlatimindan her hafta 140 dakikalik saheserler ciktigini sanar insan ama gercekte olan 90 dakika bos bakismalar ve muzik kalan 30-40 dakikada ilerleyemeyen senaryomsular. Ayrica geceden sabaha mekanlar, oyuncular ayarlaniyor duye ovundugu sistemin set calisanlarini nasil somurdugunu ve bu insanlarin bunun kaymagini odul torenlerinde nasil yedigini ovunerek anlatmasi da takdire sayan bir yuz eksikligi 🤡
Covit pandemi döneminde Fransa’da en çok seyretilen filim “Koğuştaki mucize”oldu.İnsanlar o kadar çok etkilendiler ki bu filimdendekrar dekrar seyrettiler.
Azerbaycan'da Bakü'de hatta Orta Asya'da Almatı, Astana, Taşkent, Semerkant, Buhara gibi şehirlerde geçen diziler de çekmelisiniz. Türkiye ve bu ülkeler arasında geçen diziler ortak oyuncular da olmalıdır.
Kanadada yaşıyorum o kadar çok kişiden izledijleri Türk dizisiyle işgili yorum duydum ki, heycanla anlatıp bir de Tğrkçe birkaç kelime patlatıyorlar, aşkım, nasısın diye kırık kırık söylemeye çalışmaları.. insanın içine gurur mu mutluluk mu bişemiyorum bir hoşluk bir tebessüm gurbette
Sektör turizme artı değer olarak döndü. İspanya ve Latin Amerika'da çok sevilmesinin sebebi farklı bir kültür görüyor olmaları, benim gezdirdiğim gruplar en azından bunları söylüyor. Farklı bir kültür görmenin hoşlarına gittiğini söylüyorlar bana. Koyu Katolik Latin Amerikalılar ise Latin Amerika dizilerinde, çok cinsellik olduğunu Türk dizilerinde ise romantik ilişkilerin sadece öpücük ile göstermelerinin çok doğru ve çok masum olduğunu söylediler. Hatta Miami'den gelen Küba kökenli bir doktor ve ailesini gezdirdim, düzenli kiliseye giden insanlar. Bu doktor bana dedi ki "Ben ne çocuğumun ne ailemin Batıdaki ya da Latin Amerika'daki sadece seks ile dönen dizileri ya da filmleri izlemesini istemiyorum. Türk dizilerinde böyle şeyler yok, en fazla bir öpücük var, çok doğru ve bize çok uygun" dedi 😂 İspanyollar zaten bayılıyor doğudan bir şey görsünler, doğuya çok meraklılar. Bir de Türk erkeklerine aşık olup geliyorlar, o Pasión Turca mantalitesi. Hatta dizilerden beri Türk-İspanyol evlilikleri arttı.
"Çok daha iyi erkek karakter yaratıyoruz." diyor. Benim aklımdan geçenler: toksik maskülen karakterler, ya benimsin ya toprağıncılar, kadına her türlü duygusal ve fiziksel işkenceyi yapanlar, parası olduğu için kendini bi halt sanan holding sahibi kısa pantolonlular.. Türk dizilerinin en kötü yanı aşırı zehirli ilişkileri romantizm kılıfı altında pazarlaması.
Montenegro da Türk dizileri çok izleniyor.Buranın Polisi dizilerin etkisinde kalmış olacak ki,gördüğü her Türk’e mafya adamı muamelesi yapıyor. Gerçekten bu durum çok sıkıcı bir hal almaya başladı
Beyefendi hayatında kendi ürettikleri dahil hiç dizi izlemiyor sanırım. Amerikan dizi sektöründe karakter değişimi üstüne senaryo yazılmıyor nasıl diyebilirsin? Hiç mi Sopranos, The Wire, Better Call Saul/Breaking Bad açıp izlemedin? Bu diziler dünyadaki dizi eleştirmenleri ve dergiler tarafından en met edilen ve karakter değişimi, duygu ağırlığı hat safhada diziler. Bizim 2.5 saatlik dizi bölümlerinde olmayan derinliği 40 dakikada paşalar gibi sunuyorlar. 40 dakikanın "üretici seçimi" olduğunu söylemek açıkca sahtekarlıktır. Aynı çekimi kurguda 4 kere arka arkaya koyarak suni bir biçimde uzatılmış bakışma sahnelerinizi çıkarın dizilerinizden görelim 2.5 saat oluyor mu bir bölüm. Türkiye'de oyunculuğun geliştiği yalanına da gül gül öldüm Allah da sizi güldürsün Fatih Bey. Zeki Alasya'lar, Özkan Uğur'lar nerede şimdi kendine oyuncu diyenler nerede. Kast ajanslarının Türkiye'de artık yalnızca tipe baktığı apaçık ortada. Ayrıca işçilerinize ettiğiniz zulmü bir başarı olarak lanse etmeniz de içler acısı. Siz paraları cukkalayın, Türkiye'yi dünyaya açıyoruz diye kendinizi avutun arkada emektar dizi sektörü işçileri saatlerce kurgu masasından, senaryo yazımından kaldıramasın başını. "Ailelerin kolayca izleyebileceği" diyerek geri kafalılığı da savunmanız benim için son damlaydı bu videoyu kapatmak için. Sanat değerine, işçi emeğine değer vermeyip "nasıl daha çok sömürürüm, nasıl daha çok para kazanırım" diye düşünen sizin gibi iş adamı zihniyetindeki bu ülkenin gelişimine dem vuran herkesin hak ettiğini bulması dileğiyle, iyi akşamlar
Bu Diziler Sayesinde Dünya Türkiyeyi ve Türkleri Tanıyorlar. Bu Dizilerin Dünyanın Her Yerine Gönderip bu Vesileile Tanıtılmasını Sağladınız için Bir Türk olarak sizlere çok Teşekür Ederim.
Acaba Türklerin tarihindeki hikaye anlatıcılığı -dilden dile daha çok- bu dizi sektöründeki senaristlerin kapasitesi konusunda bize tarihimizden bir fayda sağlıyor mu diye düşündürdü açıkçası.
Fatih bey merhaba, her yayininizi büyük bir keyifle izliyorum, hatta cogu kez dinliyorum.sizden ricam Türkiye de ekonominin buyuk oranda yükünü çeken otomotiv sektorü ile ilgili bir program çekmeniz. Çalısan kesimin ülkenin buyük oranda vergi yüķünü sirtlanmasi, zor ve stresli calisma koşulları, cok buyuk oranda muhendislerin emek verdigi bu sektoru ve emektarlarinin sesini duyurmanizi dilerim.Tesekkurler
Çok doğru.. Henüz 15 yaşımdaydım EMMANUELLE filmini izlemiştim. Yani bu yorumu okuyanlar yanlış algılamasınlar, filmdeki seksi serbestlikten değil, doğanın alışılmışın üstünde olduğundan dolayı, bir gün mutlaka Tayland'a gitme arzusu oluştu. Zaman içinde kaderin beni iş olarak getirdiği konumdan dolayı tam 5 kez gittim. Filmlerde ne kadar çok bazı illerimiz gösterilirse, o illerin özelliklerinden yararlanmak için gelecek turist sayısı da o denli fazla olacaktır. Her iki FATİH beyleri de kutluyorum.
Bu iki Fatih’i izlerken, moralim bozuldu. Yorumları okuyunca düzeldi😅 Ben de eleştirecektim ki, öyle güzel eleştirmişsiniz ki, bana bir şey bırakmamışsınız 🎉👏
3 saatlik bir bölümün 1 haftada çekilmesinin matah bir şeymiş gibi anlatılmasını, bir gece önceden senaryo yazılmasının övülmesini hayretle izledim…set emekçileri kazanılan bu paralardan ne kadar pay alıyor acaba? İnsani koşullarda çalışmalarını bir kenara bıraktım, sosyal haklarını alamamalarını, sigortlarınının yatmamasını, tatil yapamadan çalışmalarını takdirinize bırakıyorum..her şeyin toz pembe anlatılması en hafif ifadeyle set emekçilerine yapılan terbiyesizlik…umarım set çalışanlarının da derdinin sıkıntısının anlatıldığı bir bölüm çekilir de gerçekler biraz olsun anlaşılır
Sayın Altaylı manevi kardeşinize sorar mısınız? Akşamdan gelen senaryonun sabaha çekime hazır hale gelmesini mümkün kılan sanat ekibi vs prodüksiyon çalışanlarının kaçı sigortalı çalışıyor? Günde 15-16 saat uykusuz kışın ortasında gece çekimlerinde oyuncular karavanda keyif çatarken bu insanlar tuvalet ihtiyaçlarını vs nasıl karşılıyor? Yemek imkanları nasıl? Bu ihracatın göçe katkısı nedir?
Avrupada ancak 45 dakikalik dizi cekebiliyorlarmis, e yani avrupada calisanin anasini mikemediklerinden dolayi diziler kisa oluyor. Bizde 2.30 saatlik dizi var. Calisinanin anasi aglatiyorlarki avrupadan 4 kat uzun suren dizi yapabiliyorlar.
Ülkemizde üretilen eserlerin bu kadar çok ülkede kabul görmesi gerçekten gurur verici, tebrik ediyorum. Fakat Fatih Bey'in dediği bir şeye takıldım. Eğer 2 saatlik bir dizi.1 hafta içerisinde anahtar teslim şeklinde bitiriliyorsa bu sistem içerisinde mutlaka bunun korkunç yükünü çeken çalışanlar da olmalı. Gece değişen senaryoya uygun seti sabaha hazır eden çalışanlar acaba bu büyük zenginlikten paylarını düşeni alabiliyorlar mı? Fatih Bey'in kendisi de bir televizyoncu olarak, prodüksiyonun ne kadar zor ve zaman gerektiren bir iş olduğunu biliyordur. Türk dizilerinin ulaştığı insan sayısını duyduğunda yaşadığı şaşkınlığın bir benzerini 1 bölümün 1 haftada bittiğini duyduğunda da yaşamalı en azından imkansıza yakın bu durumun nasıl yapılabildiğini sormalıydı. İnanıyorum bir başka gün başka bir konuk ile Fatih Bey bu konuyu da gündeme getirir.
Murat abim her masada, öpüyorum abim ❤
Kesinlikle katılıyorum. O soruyu sormalıydı Fatih Altaylı.
Normalde tek reji ile çalışılır fakat Türkiye'de 2 reji ile çalışılıyor.
Fatih bey ilk defa sohbetinizden keyif alamadım. Boğazım düğüm düğüm. Misafiriniz kölelik sistemini gururla anlattı... çalıştırdığı insanlara çok üzüldüm
Kesinlikle katılıyorum, Türk dizi sektörü neden benzersizmiş? Çalışanlarına hayatsız gibi davrandığı için.. Bu yüzden yabancı şirketlerde çalışan biz beya yakalılara bile Türk olunca köle gözüyle bakılıyor. Kendi insanımız bizi bu duruma sokuyor.
2 yıldır Güney Amerika’yı geziyorum. Köyünden kasabasına, şehrinden adalarına her yerde Türk dizileri izleniyor. Türk olduğumu söyleyince insanların tepkilerini görmeniz lazım. Çocuklarına Türkçe isim verenler bile olmuş. Lakin bizlerin dizilerdeki gibi bir hayat yaşadığını düşünüyorlar. Kültürümüzü anlatabilmemiz için güzel bir araç dizi ve filmler. Bu yüzden hangi konunun nasıl anlatıldığı çok önemli diye düşünüyorum. Hiç olmadığımız gibi bir toplum olarak tanınabiliriz zira.
GÜNEY AMERİKADAN NE BEKLENİR KI ??? CEHALET HER YERDE !!!
@@gulhanaydin5130 ne alaka . Türk dizisi izledikleri için mi caahiller
Önemli olanı Dizilerle Ülkemizin Tanıtımı.Bu Diziler Dünyanın Her yerinde Gösteriliyor vede İzleniyor.
@@ylmazcals4490 DUNYANIN HER YERİNDE DERKEN CAHILLER IXLIYIT SADECE SONRADA O CAHİLLER TÜRKİYE YE GELİYOR HER TARAF YABANCI DOLDU !!! AMAN NE BIYUK GURUR !!!
@@ylmazcals4490 SONRADA BÜTÜN PİSLİKLER GELSİNLER TÜRKİYE YE BÜYÜK TANITIM !!!
Patrondan sonra, bir de dizi sektorunden bir kac calisani dinlesek...
Konuşamayız kardeşim, o konuşmayı yapan adam ertesi gün kara listeye girer, bir daha sete ayak basamaz.
Ben konuşurum ya. Körlerin sağırarın nasıl da birbirini ağırladığını çok da açık anlatırım. Fatih bey keşke Türk dizilerinin gelişmiş hiçbir ülkede neden izlenmediğini ya da dizilerimizin neden sadece gelişmemiş coğrafyalarda izlendiğini sorsaydı.
Geniş ölçek, orta ölçek, amorslu yakınlar ve detay planı "sinematografisinin" yönetmenlik mi yoksa operatörlük mü olduğunu sorsaydı keşke. Çok şeyden bahsedebilirim de körler ve sağırlar birbirini ağırlamaya devam eder hiçbir şey değişmez yazdığıma değmez.
@@ryzgar
Oraları karıştırma şimdi
Turk dizilerinin her bölümü en az iki buçuk saat olunca karakter odaklı olması zaten kaçınılmaz.Son derede yüzeyesel derinlikten yoksun diziler Tutulmasının sebebi izlenmesi çok kolay.Iki bolüm kacırsanız bile bir şey kaybetmiyorsunuz.Gozleriniiz kapali sadece diyolglari bile dinleseniz yine bir sey kaçırmıyorsnuz.
Bu dizilerin en büyük alıcısı kadınlar.Annem mesela hiç bir türk dizisini kaçîrmazPeki nasıl seyrediyor aslinda seyretmiyorElinde bjr tablet oyun oynuyor sadece kulağınî diyiloglara verip arada bir ekrana bakıyor.
Faruk bey kendini kanıtlamış bir yapimci ona bir lafım yok ama üc ssat dzi demek sömürge düzeni demek.Set çalışanları ve oyuncular yapimcıların tv kanallarımın kölesi olmuşlar.Yapılan gerçekten insanlık dışı.Sayın Altayli insan bir cümle de buna değinir ya.
Çok uzun gerçekten, sıkıcı. O kadar zamanımız yok.
Hiçbir kadın oturup dizi izlemiyor cidden. İşine gücüne bakarken radyo tiyatrosu gibi dinliyor. Kadınların tv karsısında oturma zamanı çok çok az. Son dönemde toplumsal dertlere dokunan bir iki diziye denk gelince ben de yakalandım. Acıkcası konuyu merak ettiğim için iş yaparken dinledim, hızlandırdım. Aslında bunlar değil önemli olan. Bir haftada yapılan bu üretimin arkasındaki emek önemli? Kimler kaç saat çalışıyor ve ne kazanıyor, ne pahasına? İllallah ediyor dizi çalışanları bildiğim kadarı ile.
Aynen oyle, izlenmeden de izleniyor, atlayarak da izleniyor. Baska seyler yaparken oyalanmak.
Dizi sektörünün ülke tanıtımında oynadığı önemli role diyecek yok. Öte yandan Fatih Bey'in 19:56 'dan itibaren bunların mümkün olmasını sağlayan faktör olarak bahsettiği "altyapı" ise sömürü düzenidir. Set işçilerini ve post prodüksiyonu 20 saati aşkın çalıştırırsan elbette hızlı ve fazla üretirsin. Üstelik bu kişilerin çoğu da parasını trink diye alamaz, peşinde koşmak zorunda kalır. Avrupa'dan bazı televizyoncular kendi ülkesinde kişileri bu kadar fazla çalıştıramadıkları için ülkemize gelip burada çekerler programlarını. Başat oyuncular ise haksız kazancın kitabını yazar, kaşeleri kim kime dumdumadır, hudutsuzdur.
ayrıca aynı diziyi bizde 100 bölüm dışarda 500 bölüm yayınlanmasının sebebi maalesef bizim toplumumuzun göstergesi. başka ülkede tek bir bölüm için ekran başında bu kadar uzun süre geçiren başka bir toplum yokmuş onu öğrendim.
Peru'da Titicaca gölü kenarında minicik bir hediyelik dükkan sahibi geleneksel kıyafetli kadın Türk olduğumuzu öğrenince Onur Bey dedi. Halit Ergenç'in bir dizideki ismiydi. Paraguay'da pansiyon sahibi Fatmagül'ün suçu ne dizisini seyrederken Türk dizilerini seyredene kadar Brezilya dizileri dünyanın en iyi dizileri sanıyorduk dedi. Kaşgar'da Uygur Türkleri internetten muhteşem Yüzyıl seyrediyordu. ABD'da İspanyolca yayın yapan özel bir internet kanalında Muhteşem Yüzyıl vardı. Tanıştığım Yunan ve Türkmen hanımlar dizilerden aksansız Türkçe öğrenmişti. Büyük başarı!
Sayın Akıncı Türk dizilerinin aksiyon yerine psikolojik gerilim üstüne oynayarak özgün bir stil yakaladığını söyledi ancak ekranda bir aksiyon yokken dakikalarca o diziyi izleten şeyin müzik olduğunu söylemek hiç aklına gelmedi. Dünyada eşi görülmemiş şekilde bir yoğunlukta, neredeyse her sahneye özgün olarak o sahne için tasarlanmış müzik desteği vererek bu duygu yönetiminin önemli kısmı gerçekleşiyor oysa. Senarist, yönetmen ve oyuncu kadar önemli bir kreatif katkısı var bu işi yapan bestecilerimizin. Bunu sanki catering veya ulaşım benzeri lafını etmeye değmez bir lojistik hizmetmişçesine bu kadar detaylı bir sohbette hiç anmadan geçmelerini açıkçası çok yadırgadım bir müzisyen olarak.
Bravo!
Yaptığım yorumda ben de müzikten bahsetmiştim, ama bu değindiğiniz önemli noktayı atlamışım. Duygu verilmek isteniyorsa, müzik katalizördür.
Türk dizilerinde her sahnede içinde olduğu sahnenin tonunu boğan , birbirinin aynısı ''bok'' gibi müzikler var . HBO ve benzeri kalibredeki işlere kıyasla sikko Bollywood işlerinden farksız . Boktan içi boş repliklerin ve senaryoların ekrandan sızacak bok kokusunu engelleyebilmek için sahneye kutu bitene kadar deodorant sıkıldığını hayal et . Türk dizilerindeki müzik bundan ibaret
@@thirdeyeinfection Bu bir eleştiri değil, zira argümanları yok. Sadece kaba bir lisanla argümanları olmadan dile getirilmiş bir yargı. Dolayısıyla buna "Siz o sonuca vardıysanız sizin için öyledir demek ki" dışında bir cevap vermek imkanı yok.
@@jariaura7201 adam haklı ağlama
@jariaura7201 esasında 90-100 sayfa yazılan ki çoğu kötü ve gereksiz yere uzatılan diyaloglar dan oluşuyor (1 sayfa 1 dakika olarak düşünürsen )ve 2 saat olarak çekilen bir işte müziğin çokça kullanılmasının sebebi eskiden televizyon ve radyolarda yapılan loudness war denilen olaya benziyor,daha çok ekrana bakmayan telefonla yada başka şeylerle meşgul olan insanları kanalda tutmak Zap yapmasın..hangi akorlarin hangi gamlarin yada makamların modlarin ne gibi duygusal etkiler yarattığı sır olan bir şey değil zaten armoni yada usual makam öğretilen yerlerde öğretiliyor bunlar... sözgelimi senaryoda kreşendo ile dramatik(aksiyon hareket demektir) olarak yükselerek gitmesi gereken sahneler haftada 120 dakikalık bir iş cikarma zorunluluğu yüzünden (dünyada bu şekilde iş yapan hiçbir ülke yok köle düzeni bu)çok fazla plan ve mizansen kullanmadan senaryoda yazılan kresendoyu müzikle verir yönetmen pratiktir hilesidir işin basit bir numaradır bu bir haftada teslim etmen lazım... aynı yönetmenlerin yaptığı gibi müzisyenlerde jenerikte ve temada kullandığı akorları kadanslari hangi modda makamda vs yazmışsa sahnesine göre cesitleyerek paralelinden komsusundan yada başka bir moddan makamdan ödünç alarak farklıymış gibi hissettirme numaraları yapar..sizin işinde hileleri yapıştır git her türlü yer trickleri var yonetmenlerde yapar..diziler birbirine benziyor çekim planlaması olarak tema olarak çok çeşitli değil aynı durum müziklerde de geçerli yapıştır git işler aynı numaraları yapıp duruyor herkes..sanatkar ayağına gerek yok zanaatkarlik ayıp birşey değil..cateringcinin servis şoförünün yaptığı şeyde senin ve çekim yapan benim yaptigimdan değersiz birşey değil...
Ben yurtdışında yetişkinlere yönelik öğretmenim. Tüm dünya'dan öğrencilerim var. Herkes bana Türkçe şarkı söylüyor, benimle ufaktan Türkçe konuşmaya çalışıyor, bana oyuncuları soruyorlar. Şaşırıyorum, nerden biliyorsunuz diyorum, diziler'den diyorlar:))
Gerçekten inanılmaz boyutlarda..
Nadiren dizi izlesem ve kalitelerini çok beğenmesem de, bu müthiş bir başarı dünyada, inanılmaz bir ülke ve dil tanıtımı, tebrikler..👍🏻
Keşke bu kadar başarılı bir sektörde çalışan işçi, set emekçisi arkadaşlar da hakkı olanı her zaman ve tam vaktinde alabilse. Oyuncular dışında çalışan insanların hakları korunabilse.
la olm bi bitin la! la bi her bokta bir şey arayıp ortalığa sıçmayın!
İşçiler gayet memnun sen Hollywood'da çıkan skandalları hiç mi duymadın? Bırakın artık şu yabancıları övmeyi kardeşim Türkiye'de gayet özgün işler yapılıyor işçilerin hakkı da veriliyor verilmese kimse orda durmaz
İşçiler memnun falan değil. Olum biraz takip edin. Amerika da senarist sendikası ayaklandı. Aylarca doğru dürüst işler çıkmadı. En son yapımcılarla anlaştı.
@@phoenix1453 Pardon yorumumda yabancıları övdüğümü nerden çıkardınız? Orada işler yolunda değil diye burada da mı olmasın? İnsanların çalışmaya devam etmelerindeki tek etken sizce hallerinden memnun olmaları mı ?
@@phoenix1453set işçisimisin kardeş...her şeyi ne kadar iyi biliyorsun....hepsi kayıtsız işçi ...
Birkac ay önce Cuba ve Kolombiya'ya da gezdim. Türküm deyince herkes aaa biz sizin dizilerinize bayiliyoruz dediler. Kanada'da yasiyorum, burada da dizileri biliyorlar. Buradaki en yakın arkadasim Rus, Rusya'daki ailesinin Turk dizilerine bayildiklarini soyluyor. Benim ismini bilmedigim dizi ve oyuncuları sayıyor bana. Cok keyifli bir duygu bunları duymak. Sevgiler
Ben dizi izlemiyorum.
@@serpilturgayhala secim yapabiliyor olmamız iyi bir sey 😊. Ancak bana gore, ulkenin toplumsal, sosyolojik hatta psikolojik hal/durumu ile ilgili mesleki yetkinligi olan akademisyen, gazeteci, siyasetci.. vb kesinlikle fikir sahibi olmalı.
Ben hic turk dizisi izlemiyorum hoslanmiyorum demek problem bende;) millet bayiliyormus 😂
CUBA VE KOLOMBIYA AMAN NE GELİŞMİŞ ULKELER GURUR VERICI
Tabi çok keyifli Cuba Kolombiya ne hayır gelir onlardan ????
İtalya Roma'da otelde kalırken kafami dağıtmak için TV 'yi actim. Bizim Türk dizilerini İtalyancaya cevirmisler ve oynatiyorlardı. Otelde hangi gün TV 'yi acsam Türk dizisi gördüm.
Avrupa ülkesinde bunu başarmak büyük bir olaydır. Tüm emekçileri tebrik ediyorum.
Italya ve Ispanya da baya populer Turk dizileri. Italyan arkadas anlatmisti. Demek ki Akdenizli olmak ortak seylerde cekiyor birbirine.
Fatih bey ne güzel anlatıyor. Biz ekonomik, sosyal sıkıntıyı çekiyoruz, kendisi bizi şatafatlı, rahat, yaşam tarzı konusunda derdi yokmuş gibi gösterip milyonlar kazanıyor. Kısa bir Türkiye özeti.
Olmasınlar mı istiyoruz?
@@bberkok281 kolaycı olmasınlar sahte olmasınlar istiyoruz sahici ve başarılı
Sende yap bir dizi senide alkislayalim.
Australia’da yaşıyorum. Bi gün polis arabamı durdurdu, kimlik kontrolü yaptılar. Sonra bir kaç soru sordular. Bir bayan polis vardı ve nereli olduğumu sordu. Türkiye diyince kadın seyrettiği Türk dizilerini saymaya başladı. İşim komik tarafı dizilerin ismini bile daha önce duymamıştım. Kadına aslen nereli olduğunu sorduğumda büyük dedesinin İngiltere’den geldiğini söyledi.
Dizi emekçilerinin hak gasplarını, sektördeki gelir adaletsizliklerini ve insan haklarına aykırı çalışma saatleri ile koşullarını neden sormadın acaba diyordum ki; sohbetin sonunda, eşinin de oyunun bi parçası olduğunu öğrenip, neden sormadığını anladım Fatih abi.
Setlerdeki çalışma şartları hakkında tek bir soru bile sormamış olmanızı çok yadırgadım.
Ben de açıkçası. Üstelik herkesin de bildiği bir durum aslında. Fatih Bey en iyi bilenlerdendir.
@@esraseven5396 altaylının insan hakları savunucusu olduğunu düşünmeniz manidar.
Fatih bey bence dostlarınızı programa çıkarmayın çünkü yeterince derin ve yararlı bir sohbet çıkmıyor, gerçek fikirlerinizi de söyleyemiyorsunuz diye düşünüyorum. Fatih Altaylı’nın kendisinin de Türk dizisi izlediğini sanmıyorum o halde buradaki eksik neden konuşulamıyor, sürekli olumlama yapılıyor, bu programın amacı ihracat yapan sektörün önde gelenlerini motive etmek aslansınız kaplansınız demek mi? Bir crown dizisi çıkar mı bizim sektörden (para meselesi hallolsa) mesela, imkansız yani, ya da modern beyaz yaka neden netflix izliyor deli gibi tr’de. Ama Aksoy’a göre her şeyimiz on numara ve tek sorun dağıtım kanalı tekeli. Sonuç olarak tabiki büyük emekler verilmiş ve kocaman bir başarı var ama daha ileri gitmek için önce eleştiri cesareti ve sistem analizi gerekiyor, bu kültür de işte Amerikalılarda var bizde yok. O yüzden Hollywood’u tahtından falan edemez kimse üzgünüm.
“This ıs us “ dizisini izledikten sonra bizim dizlerin ne kadar yavaş, amatör ve hayat gerçeğinden kopuk olduğunu anlarsınız, o senaristlerin yazdığı dıaloglar olayların akışı birbirine geçişi, bağlanması müthişti, ve çok emek akıl ve zeka gerektiren anlatım dili vardı . ( gerçi Fatih bey yurtdışında izleyen yabancıların ohh ne güzel yalılarda oturan yiyip içen insanları görünce Türkiye ne güzel bir ülkeymiş diyorlar dedi ama ) hayat ile alakası olmayan diziler maalesef , baştan iyi başlasalar bile sonra saçmalayan bir olaya dönüşüyor
Suriye'de savaş öncesi Esad'ın resimlerinden daha çok Kıvanç Tatlıtuğ'un resimleri vardı.İspanyol arkadaşımın 20 yaşındaki oğlu sürekli Türk dizilerini seyrediyordu 👍
Yine güzel bir röportaj olmuş; size de, Fatih Bey’e de teşekkür ederiz.
Ben, röportajda adı geçen Sadakatsiz, Güllerin Savaşı gibi dizilerin yanısıra, ulusal kanallarda gösterilmiş ve şu anda da gösterilmekte olan çok sayıda yerli dizinin iç mekan sahnelerinde görülen sanat eserlerini sağlayan “Art Garage İstanbul” isimli sanat yönetimi işletmesinin ve markanın sahibiyim, adım Ercan Gür. An itibarı ile Türkiye’de gösterimde olan Yalı Çapkını, Çöp Adam, Yabani, Safir, Kopuk, Ömer, Sandık Kokusu, Bahar gibi birçok yerli dizide kıymetli sanatçılarımızın eserleri görülmekte ve bu yapımlar sayesinde sanatseverlere ulaşmaktadır.
İşletmemizin kuruluş amacı; teknik olarak güçlü olan ve isminin daha fazla duyulmasını hak ettiğini düşündüğümüz Türk sanatçılar tarafından yapılmış sanat eserlerini sunmak, sergilemek, satmak idi. Şu anda galerimizde fiilen 700’ün üzerinde, online olarak ise 4000’in üzerinde seçilmiş sanat eserini sergilemekteyiz ve muhtemelen bu alanda en güçlü işletmelerden biriyiz. Söz konusu yerli dizilerde internetten elde edilebilecek nispeten düşük nitelikli arka plan görsellerini kullanmak yerine Türk sanatçıların kaliteli eser görsellerini kullanmayı tercih eden değerli sanat yönetmenlerine, yapım şirketlerine teşekkür ederiz. Yerli diziler sayesinde sergilemekte olduğumuz eserler, galerimizde veya sosyal medya kanallarımızda olduğundan daha fazla insan tarafından görülmekte, koleksiyonerler ve koleksiyoner adayları sergilemekte olduğumuz eserlere daha fazla ilgi göstermektedir. Binlerce kişi tarafından izlenmekte olan bir televizyon dizisinde sahnede görülen bir sanat eserinin sahibi olmak, uygun bir bedel karşılığında o eseri evinizde görmek elbette ki çok keyiflidir, bu keyfi birçok sanatsever yerli yapımlar sayesinde yaşamaktadır. Daha da şaşırtıcı olan, sergilemekte olduğumuz eserlere sadece yurt içinden değil, yurtdışından da talep geliyor olmasıdır. Bunun sebebi dizilerimizin yurt dışında da çok seyredilmekte olmasıdır.
Özetle; sözonusu yerli diziler sadece çekimlerde sette görev alan kişiler, oyuncular veya direk hizmet sağlayıcılar için değil; yapım ile alakalı hizmetlerin tamamını veren, sahibi olduğum Art Garage İstanbul gibi ücretli veya ücretsiz sponsor olan bir çok kişi ve şirket için, ülkemiz için çok ciddi bir sosyokültürel ve sosyoekonomik hareket yaratmaktadır.
Hem eserlerini sergilemekte olduğumuz kıymetli sanatçılarımız, hem markamız, hem ülkemiz adına Fatih Bey’in şahsında yapım şirketlerine ve değerli sanat yönetmenlerine teşekkür ederim.
Son teşekkürüm de size ve bu uzun yorumu sabırla okuyan izleyicilerinize.
İyi pazarlar dilerim…
Ne güzel domino taşı etkisi gibi herkese bir faydası var.Bildigim kadarıyla dizilerdeki kıyafetler de çok ilgi çekiyor hem tarihi dizilerdeki hem modern zaman dizilerinde.Yunanistanda tanıştığım bir Romanyalı hanım Romanya'da herkesin Türk dizilerindeki kiyafetlere hayran olduğunu söylemişti.
Yunanistandayiz, dun bir kizla konuştuk. Türkçe öğrenmiş. Nasıl öğrendin diye sordum, dizilerden dedi. Bir çok Türk dizisini izlemiş. Benzer bir olayı geçen sene Madrid’de yaşamıştık 😅
Umarım Türkçe dünya dili olur ve herkes bir gün Türkçe konuşur
@@ulgenturkoglu inşallah ancak bu ağırlıklı bilimsel üretim olursa mümkün
Devletin ve lobi şirketlerinin yapamadığı reklamı sektör yapıyor.
Bende aynı durumu sırbistan belgratta yaşadım.Arkadaşlarla konuşuyorduk.Bir genç kız geldi yanımıza ve türkmüsünüz dedi ve baya anlaşılabilir türkçe konuşuyordu.Dedik türkçeyi nasıl böyle iyi konuşuyorsun deyince,sırp kız türk dizilerinden öğrendiğini söyleyince hem şaşırdık.Hem gurur duyduk.
Allah allah bizim kürtler 500 senedir türkce ogrenemedi yunanlilara bak.
İstanbul'u dünyaya tanıtan bir diğer faktorde kedilerimiz😊
Kedilerimiz degil,Kediciklerimiz.
Çok doğru
hayvanat bahcesi olduk iyice aq elin avrupalisi gelip 3 gun kedi sevecek diye koca ulkeyi basi bos hayvanlara bogduk. bi de utanmadan ovunuyosunuz bu durumla...
Aynen ,dünya nın diğer ucundan insanlar istanbul a kedi görmeye geliyorlar...Çünkü oralarda hiç kedi yok ,kedileri internetten görmüşler.
o kadar dogru ki, bende her yerde soyluyorum , ne kadar kotu imajimiz varsa bizim kedi sevgimiz bunu yok ediyor. insanlar turklerle ilgili butun fikirlerini kediler degistiriyor.
Türkiye'nin dış politikadan, sanayisine, kültürüne, turizmine, ... iyi yönetilse erişebileceği bölgesel ve küresel güç olma potansiyelini resmetmesi açısından Türk dizi sektörü aslında çok iyi bir örnek. Yıllardır nasıl harcandığımızı düşündükçe kahroluyorum.
Çok haklısınız. Köstek olunmasa destek olunsa alan yaratılsa her alanda pırlanta gibi gençler alacak yürüyecek. İnşallah yakında diyorum. Dibi görüp yukatı çıkarız umarım. O nüve bozulmadı inşallah.
Set işçisi olarak mağdur olanların emekleriyle Türk sineması dizi sektörü gelişti..
Oyuncu ve kamera arkası çalışanı köle gibi çalıştırıyor bundan mutluluk duyuyor şaşırtıcı ,hangi işçi çok çalışmaktan memnun .Dışarıda tanıtılması gurur verici .
Kesinlikle 👍
Zorlamı çalıştırıyor ?
Zorla mı çalıştırıyor diyen arkadaş! Eğer işine gelmezse kapı burada diyen bir sektörden bahsediyoruz. İş güvenliği yok, çalışma saatleri belirsiz, tacizin mobbingin kralı dönüyor, sokakta adam demeyeceğin insanlar ekip şefi oldukları için gencecik insanlara zorbalık yapıyor sen neden bahsediyorsun? Şu kapitalist dünyayı anlayın artık kimseye güya zorla bişey yaptırılmıyor ama yapmazsan aç kalacağını da hissettiriyorlar sana. Hele öyle bir mafyatik düzen var ki patronlardan biriyle ters düşersen kara listedesin, gör bak başka yerde iş bulabiliyor musun?
@@aydnklc1073 tam ortadogu kafasi, zorla mi calistiriyor, baska adam mi yok vs sifir sorgulama, bana dokunmayan yilan bin yasasin bencilligi. bu yaklasimi totale vurdugunda halk ekmek kuyruguna koyun gibi girip suru halinde kendini bu hale sokanlara oy veren kitle geliyor akla, siz aynen bu kafayla devam edin hocam :)
@@aydnklc1073 Aynen, zorla calisiyorlar... Videoyu izlediysen, 7 gun 24 saat suren bir calisma temposu var. Bu tempoda calismazsan, is bulamazsin... Ama sen kolayini bulursun, istemiyorsa calismasin, bu isi yapacak, suriyeli veya afgan bulunur dimi? Onlarin agzi var, dili yok... Patron da sever...
Genevrede yaşıyorum birleşmiş milletler olduğu için çok çeşitli ülkelerden arkadaşlarım var önce Arap ülke vataşları çok bahsederdi sonra Balkan ülke vatandaşları sonra İspanyol ve Brezilya sonra buna Portekizliler dahil oldu en sonunda İtalyan arkadaşım dahil oldu çok doğru ,inanılmaz şekilde ülkemizin tanıtımına ve ekonomisine çok katkısı var Bravo
İrlanda'da Dublin'de Şili'li biriyle tanıştım. Adam dedi biz de çok meşhur bir Türk dizisi var biliyo musun? Dedim çok dizi var bizde hangisi. Binbirgece şehrazat bu dizi bizde çok önemlidir çok severiz dedi.
Bana da kalktı onur demeye başladı :)
1 ay önce Roma da otobüs beklerken bizim Türkçe konuştuğumuzu anlayan yabancı kişiler bizimle Türkçe konuşmaya başladı.Nasıl türkçe öğrendiniz diye sorduğumda Türk dizilerinden dediler.
Bizde ingilizce dizi izliyoruz ama😊
KESIN ARAPTIR ONLAR ADIM KADAR EMİNİN
Yooo ne arabi @@gulhanaydin5130
Kültür emperyalizmi
Nasıl Türkçe konuşuyorsunuz sordun da , nerelisiniz diyemedin mi ?
Özellikle "Altın Gün" @AltnGunband adlı müzik grubu; son birkaç yıldır Hollanda, İspanya, Portekiz başta olmak üzere Avrupa'da ve Latin Amerika'da tabiri caizse fırtına gibi esmekte. Bu grubu tutkuyla dinleyen insanlar, Türkçe öğrenme gayretine bile giriyorlar.
Özgün kültürümüzü ve günlük yaşam tarzımızı ne kadar öne çıkarırsak, ülkemiz ve dilimiz o kadar cazip hale geliyor.
Yapılan işleri küçümsememek gerek. Sanat, tüm önyargıların yıkıcısıdır ve ulaştığı kitleye doğru bir şekilde hitap edebilmelidir.
Bir kaç ay önce Slovenya’da kasiyer ile konuşurken nerelisiniz diye sordu. Türküm diyince , Ben ‘Sılayı’ izliyorum 😊 siz de seviyormusunuz dedi.. Diziyi bilmiyorum 🤷♂️ ama Avrupa’da ki tüm arkadaşlarım İstanbul’a gitmek istiyor bu çok doğru..
Gene çok keyifli bir Pazar sabahına başladık.:) Teşekkürler
Diziler sayesinde türk müziğide dünyada sevilmeye başlandı.
Soyluyorlar bile cok arkadasim var isvicreli.cok seviyorlar.cok mutlu oluyorum
@@songulkarak218isviçreliler nerden duymuşlar hahshs
Dünya yalnızlaştı,sıcak insan hikayelerine ihtiyaç duyuyor.Duygu ihracatçısıyız.
Çok doğru bir yorum, erozyona uğrasak bile halâ bu konuda onlarca ülkeye tur bindiririz.
Çok doğru tespit. Eski sıcaklik insanları bagliyor
Yorum harika
Merak ettim ama Fatih bey sormadi. Bu yurtdisina yapilan satislardan oyunculara ve daha onemlisi kamera gerisi ekiplere herhangi bir telif/ hak odemesi yapiliyor mu? Yoksa satis ucreti tamamen yapim sirketine mi kaliyor?
Prodüksüyon ekibi telif alamaz. Oyuncu senarist sözleşmesinde varsa ortaklık alabilir. Onu da sadece çok güçlü 3-5 oyuncu ve senarist yapabiliyor. Onlarda ortak yapımcı geçiyor zaten. Çünkü yapımcılar işe girerken risk alıyor, kârını paylaşmak istemiyor. Mesela bana bir kaç kez teklif geldi, filmde çalış ve ortak ol diye. Hiç birinde kabul etmedim, edeni de görmedim. Zarara ortak olmadan, kara ortak olmayı bekleyemeyiz. Zaten yürümesi de mümkün değil, her bir gösterim için tüm ekipten veya mirasçılardan onay almanız gerekir. Illa ki biri gösterime engel olur.
İyi hoş ama bir de madalyonun öteki tarafına ışık tutmak gerekir. Fatih Bey keşke kamera arkasındaki işçilerin durumunu da sorsanız. Kaçı hastalanıyor, sektörde ne kadar kalabiliyor, haftada ortalama ne kadar çalışıyor, lisans haklarından kim ne kadar kazanıyor? Bütün bunlar da önemli bence.
Aynen öyle , yurt dışında çok izleniyor , çok büyük paralar kazandırıyor ülke tanıtımını yapıyor çok kişiye ekmek kapısı oluyor lafımız yok da ; madalyanın arka yüzünü de konuşmak irdelemek , çalışanların durumlarını, sağlıklarını, iş güvenliklerini , hak ettiklerini maddi ve manevi olarak alıyorlar mı bunların da konuşulması gerektiğini düşünüyorum !
Brezilyali arkadasim isvicrede yasiyoruz ,Türk dizisini seyretdikten snr Tûrkiye ilk defa gitti ve cok begendi. bir daha gitmek istiyor. Gururluyum,daha cok arkasim var ve bende Tûrk mufagimizi cok isvicreli arkadasima tanitiyorum cok seviyorlar ve yapiyorlar ,bilhassa kisir.😂 Sevgiler❤
BREZİLYA DAN NE BEKLERSIN ???
Cok iyi hatrilarim. Annem 90larda Cine5 de hep brezilya dizileri izlerdi. O zamanlar türk dizileri o kadar iyi degildi. 25 sene sonra. Brezilyalilar türk dizilerini izliyor. Ünlü futbolcu Neymar instagramda bir türk dizisini izlerken agladini paylasmisdi. Cok sasirmisdim.
Meksika dizilerini de unutmamak lazım.
Ben dizilerimizi izlemiyorum ama turizme katkısı yüzünden destekliyorum. Turizm olmasa cari açık içimizden geçer
emin ol,, Suriyelilere turizmden gelen paradan daha fazlası harcanıyor,,, deponun dibi delik,,, belimiz dogrulmuyor
Sanki gelen döviz devlet hazinesine mi giriyor adil bir gelir dağılımı ve ya kamu ekonomisi idaresi var da
@@nuryldrm-xu7ry evet orada sıkıntı var ama sonuçta ülkeye girmiş oluyor çünkü bozunca senin ülkendeki bankaya girmiş oluyor onun ne kadarı yurt dışına çıkabilir falan zaten devlet kuralını koymuştur
@@nuryldrm-xu7ry ayrıca unutma ki o gelen turistler herşeyi türkiyeden alıyor biz bir ihtacat yapmak için önce parçalarını yurt dışından alıyoruz ihracat turizm kadar karlı değil
Satışı tük şirket üzerinden yapmazsa parası türkiyeye girmez.
48 yaşındayım. Hayatımda son 15 yılda ezel hariç hiçbir dizi izlemedim. Ama ticari açıdan tebrik etmek lazım. Dünya nüfusunun 8 de 1 i ne hakim olmuşlar
Siz benden bir dizi fazla izlemişiniz. Ben hiçbirini izlemedim.
@@ufukci turcer Kurtiz için izlenir ezel 😁
@@omercemaydin Ben konsantre olamıyorum. Bir çeşit zihinsel eksiklik.
Dünyaya dizi satmak gerçekten stratejik bir konu ve çok değerli. Turizm sektörüne katkısı çok açık bir şekilde konuşuldu. Keşke paramız bu kadar değer kaybetmeseydi. O zaman yüzlerce ülkeye sattığımız diziler sayesinde ülkemize gelen turistlerin daha yüksek bir katmadeğeri olabilirdi...Bu güzel program için teşekkürler...
Ulke turist icinde pahali, gelemiyor nasil gelsin.
Türk müziklerine dizilerde daha fazla yer verilsin..
Bence satılan ülkedeki o ülkenin şarkısı oraya montaj edilsin
İtalya'da bir müşterim Perulu yaşlı bir bayan Özcan Denizi tanıyor musun dedi ben ona hayranım Türkiye'ye gideceğim onu görmeye dedi. Faslı bir müşterim Gümüş diye bir dizi varmış Kıvanç Tatlıtuğ la evleneceğim diyordu. Ocakta hastanedeyim Magenta'da Tv5 Media set de Çukurova vardı. Haminenin yemek tarifleri çok meşhur.
Öncelikle bu bir başarıdır. Ülkemizin bu konuda iyi olması, yurtdışına ihracat yapılması, ülkemizin bu yolla gelir elde etmesi çok güzel. Devletin de bunu desteklemesi çok güzel. Bu yolla Türk menşeili ürünlerin reklamlarının yapılması, dünyaya reklam yapıp, bir de üzerine para almaktır. Ayrıca en az turizm kadar bacasız sanayidir. Hepsi çok güzel işler. Peki dizilerimizin negatif yanları yok mu? Videoda'da bahsedildi, 40 dk. keyfe keder diye ama neden bir bölüm 2 saat? Film uzunluğunda olmasının bir dezavantajı, yetiştirilecek diye oyuncuların fazlaca yorulması, uzun bakışma sahneleri, önemsiz bir mevzunun çok uzatılması, her dizinin birbirine benzemesi ve öğretici-geliştirici bir yanının olmaması, sadece oyuncuların değil, seslerini yapan, renkleri yapan personelin yine çok yorulması, özensizleşmesi vs. vs. uzar gider. Nicelik olarak belli bir seviyeye ulaşılıp bundan iyi paralar kazanıldıktan sonra, buradan kazanılan paralarla niteliğin arttırılmasını dilerim.
Fatih Bey, bu konuktan sonra bence bir de Murat Soner'i davet etmelisiniz kanalınıza.İyi günler😊
Kesinlikle...
Kesinlikle ……..
Turizmciyim; Araplar (kadınlar özellikle), Fatih Bey ‘in dizileriyle Türkçe öğrenmişler. Nasıl Türkçe konuştuklarına inanamazsınız 😍
KEŞKE GELMESELER BUNLAR
@@gulhanaydin5130Evet, turist gelmesin Güney'deki tatil sitelerini kapatalım. İstanbul da esnaflar batsın
Amerika'da yasiyorum kizimin okuldan Ispanyol arkadasinin annesi ile gecenlerde konusurken arkadasinin Turk dizileri izledigini ve bilet aldigini Turkiye turuna cikacagini soylemisti . Ozellikle Guney Amerikada cok izleniyor Turk dizileri
Pişman olmasında geldiğinde
@@makaveli8175 madalyonun diger yuzu diyorsunuz ama tatil icin gelince durum biraz farkli olabilir
Dünyada en çok tutan dizilerin Türkiyeden çıkması gurur veriyor. Ucuz emek ve platform kullanmaları bana ters geliyor. Bir dizi çekilirken çevreye verdikleri rahatsızlığı kabul edemiyorum
Kolombiyalı komşum Mardin'de çekilen bir dizi izliyor bunlar neden değişik size göre diye sorup duruyor:))
acaba o 1 milyar dolarlık paradan set işçileri ne kadar payını alabiliyor ? evimin yakınlarında bi süre dizi çekildi, o sette çalışanların yaşadığı şey tam anlamıyla eziyet ve sömürüydü. kendi gözlerimle tanık oldum buna...
Halit Ergenc konusuna kesinlikle katiliyorum. Adam dunya capinda bir oyuncu bence.
Özel hayatını da çok beğenirim
Romanya'da bir müzeye gitmiştik, veznedeki kadın türk pasaportunu görünce bize Şevval Sam'ı sordu, dizisini izliyormuş :D
Diziler ve filmlerin ülkelerin dolaylı olarak tanıtımı ve reklamı için elzem olarak önemli. Çünkü kendim bile tecrübe ettim bu durumu, ben Avrupada belli bir süre yaşadım ve burada inanılmaz bir önyargı var Türklere karşı. Fakat Türk dizisi izleyen yabancılar hariç. Nasıl oluyor bilmiyorum ama bu tarz kültürel işler önyargıları bile kırabiliyor. O açıdan çok tebrik ediyorum bu işte emeği geçen kişileri
Soft power deniyor
Iyi pazarlar
Amerika Tampa Floridada bizim dizilerimşzden dolayı işleri açılan Türk restaurantları vat..Tamamı latin vve amerikalılardan oluşan merak eden müşteri kitlesi oluyor
Dizi işçilerine az paralar verip,gecelere kadar çalıştırıp sömürülünce;tabii diziler karlı olur ve ucuza ihracat edilir.Fransa'da dizi çekme maliyeti yüksek olursa,fransız dizisi mi satınalınır,Türk dizisi mi?
övündüğünüz şey insan emeğinin sömürüldüğünün itirafıdır. tabiki bunu dünyanın hiçbir yerinde yapamazsınız. gerekli yasa düzenlemeleri yapılsa da ozaman görsek başarılarınızı.
İtalya’da eskiden futbolla bağlantı kurup sohbet ediyorduk şimdi ise direkt Can Yaman’la giriyorlar sohbete 😅
9:55 Temizlikcimin Bolivya’daki annesi benden Türk kahvesi, fincanı ve cezvesi istedi. Dizilerde görüp öğrenmiş:). Türkiye’den Bolivya’ya hediye kahve takımı yolladım:)
Moskova'ya gittigimde Turk oldugum anladiklarinda Hurrumi sordu herkes ben duymustum ama izlememistim merakimdan bende izledim😂
Birisi diğerine 10 dk. bakıyor, ötekisi öbürüne 25 dk. bakıyor, bir olay ya da konu olduğunda dizideki her karakterin sanki sabah kuşağı yorumcusu gibi görüş ve tepkileri dinleniyor, öpüşmek için bile 56 dk. karar vermeye çalışan karakterler birbirlerine uzun uzun yine bakıyor, bir ağlama ya da bayılma sahnesi koca bir bölüm bile sürebilir, ucu açık. Türk dizilerinin en iyi yanı aç, evi süpür, yemek yap, gel otur, geri sarmana gerek yok. Gidin 10 tane yabancı dizi izleyin de dizi neymiş öğrenin. Çok iyi denilen ezel, suskunlar vs. bile atlana atlana ancak keyif veriyor.
ben dizilerin bu basarisina sasirmiyorum....
70`li yillarin türk sinema filmlerine baktigimizda bu potansiyelin türk`lerde var oldugunu görüyoruz.....
biz kendimizi cok kücümsüyor, baskalarini cok yüceltiyoruz.....
özellikle 70`li yillarin türk sinemasi filmlerine benzeyen filmleri dünya`da bulmaniz pek mümkün degil....
Dizi sekterönün bu kadar büyüdüğü bir ülkede artık bir film dizi platasu şehri kurma vakti gelmedi mi?
20:31'den itibaren bahsettiği şey harikulade çalışkanlık ve başarı örneği değil, resmen insan ve emek sömürüsü! Diğer ülkelerde bu yok, biz bu konuda süperiz dediği şey bu. O ülkelerde insanca şartlar var. Bilmiyorum ama eminim onlara emeklerinin karşılığını da veriyorlardır. Beyefendinin yapımcılığını yaptığı diziler de ortada, kalite hak getire. Öyle başarı hikayesi falan yok. Fatih Bey dostu olduğu için susmuş. Yoksa sorulacak ve söylenecek şey çok var aslında.
Çok başarılıyız maşallah, Uzaya da gittik şimdide dünyanın en başarılı dizilerini de bizim yaptığımız gururla dinledim. Keşke dizi sektöründeki herkes bu başarıdan payını alsalar. Yani oyuncu ve yapımcı haricindeki kadroda ihya olsa
Dizi sektörünü bir de set emekçilerinden dinlesek. Saatlerce süren setler, sosyal hakları yetersiz set işçileri, soğukta donarak yapılan dış çekimler vs.Kısacası bu sektörde her şey de pırıltılı ve lay lay lom değil.
Maalesef çok övünülecek bir durum göremiyorum.
Murat soneri takip edenler anlayacaktır. Birbirinin benzeri
ve eğitim kültür düzeyi alt sınıfa hitap eden işler büyük kısmı.
Dünyada da bu sınıf ağırlıkta olduğundan malesef iyi tutuyor dizilerimiz.
Yabancı dizilerdeki kadar özgün senaryolar çok çıkmıyor, çıkamıyor değil, halkın seviyesi aşağıda olduğundan ve getirisi daha az olacağından çıkmıyor.
Zengin ve holding sahibi oğlan ve fakir kız yada bunun varyasyonları dışında çok nadir işler oluyor.
Teknik ve oyunculuk açısından iyi olduğumuz bariz, ama kendimizi kandırmayalım dünyada abd den sonra 2. yiz diye.
Kore, japon, çin dizilerini, kuzey avrupa dizilerini, hele ki ingiliz dizilerini hiç mi takip etmiyorsunuz.
Üstelik 3 saate yakın dizi çekerek insanları köle gibi çalıştırmak da çok övünülecek bir şey değil.
Bir Türk dizisinde ana karakterlerden birisi bir trafik kazası geçirse, 10 dk kaza öncesi, arabada seyir, 10 dk kaza anı, 10 dk ambulans, 10 dk koridordan ameliyata gidiş, 25 dk ameliyathane önünde feryat eden yakınları, 10 dk doktorun iyi haberi vermesi ve yakınlarının sevinci, 20 dk hasta ziyaretleri derken zaten bir bölüm böyle bitiyor, şundan zevk alan varsa helal olsun. Abd dizilerinde benzer bir sahne max 3 dk sürer.
Türk dizilerinin ekonomiye katkısı sadece dizi olarak değil,Türkiye’ye gelip veya internetten satın aldıkları kıyafetler,gelinlikler,nişanlıklar,düğün elbiseleri ev tekstiline katkısı çok.Ben Fransa’da yaşıyorum,özellikle Arablar bütün düğün alışverişlerini Türkiye’den yapıyorlar.
KESKE TURK DİZİLERİ OLMASAYDI DA ARAPLARDA GELLMESEYDI !!!
Bu sohbetin özeti şudur: Körler ve sağırlar birbirini ağırlamışlar....o kadar subjektif ifadeler var ki, bazı yerlerinde ÇÜŞŞŞŞ ya da OHAAAA diyesim geldi. Adam resmen, Türk dizilerinde süreyi uzatmak için en yaygın yapılan "mal mal" bakışları ve saçma sapan alt müzikleri "Duygu Aktarımı" olarak nitelendirdi...
Mal mal bakışlar eski Türk filmleri nde olurdu haklısınız ❤
Elinize saglik, cok guzel bir program olmus.
Turkiye’deki mobil oyun sektorunu ve ihracata yaptigi katkilari da buna benzer bir programla yayinlamanizi ve genclerin bu konuda farkindaligini arttirmanizi temenni ediyorum
Turkiye de 2 alman film setinde çalış heraksam 18.00 de set paydos ediyordu, 1 Türk dizisinde çalıştım gece yarısı 03.00 te eve gidip sabah 9 da tekrar sette oluyordum, oyuncular bile bu durumdan sikayetciydi soğukta gece saatlerce rol siralarinin gelmesini beklerken isyan ediyorlardı.bu konuyu da sormaliydi fatih altayli
Turk dizilerinin geldigi hali bilmesek Fatih Aksoy'un anlatimindan her hafta 140 dakikalik saheserler ciktigini sanar insan ama gercekte olan 90 dakika bos bakismalar ve muzik kalan 30-40 dakikada ilerleyemeyen senaryomsular.
Ayrica geceden sabaha mekanlar, oyuncular ayarlaniyor duye ovundugu sistemin set calisanlarini nasil somurdugunu ve bu insanlarin bunun kaymagini odul torenlerinde nasil yedigini ovunerek anlatmasi da takdire sayan bir yuz eksikligi 🤡
Covit pandemi döneminde Fransa’da en çok seyretilen filim “Koğuştaki mucize”oldu.İnsanlar o kadar çok etkilendiler ki bu filimdendekrar dekrar seyrettiler.
Lazlik var mi?😊
Çok başarılı oldugumuzu biliyordum ama bu boyutta oldugunu yeni ögrendim,çok tebrik ediyorum ,başarılarınız daim olsun👏👏👏🧿
Azerbaycan'da Bakü'de hatta Orta Asya'da Almatı, Astana, Taşkent, Semerkant, Buhara gibi şehirlerde geçen diziler de çekmelisiniz. Türkiye ve bu ülkeler arasında geçen diziler ortak oyuncular da olmalıdır.
Günaydin Fatih Abiler❤
Kanadada yaşıyorum o kadar çok kişiden izledijleri Türk dizisiyle işgili yorum duydum ki, heycanla anlatıp bir de Tğrkçe birkaç kelime patlatıyorlar, aşkım, nasısın diye kırık kırık söylemeye çalışmaları.. insanın içine gurur mu mutluluk mu bişemiyorum bir hoşluk bir tebessüm gurbette
Sektör turizme artı değer olarak döndü. İspanya ve Latin Amerika'da çok sevilmesinin sebebi farklı bir kültür görüyor olmaları, benim gezdirdiğim gruplar en azından bunları söylüyor. Farklı bir kültür görmenin hoşlarına gittiğini söylüyorlar bana. Koyu Katolik Latin Amerikalılar ise Latin Amerika dizilerinde, çok cinsellik olduğunu Türk dizilerinde ise romantik ilişkilerin sadece öpücük ile göstermelerinin çok doğru ve çok masum olduğunu söylediler. Hatta Miami'den gelen Küba kökenli bir doktor ve ailesini gezdirdim, düzenli kiliseye giden insanlar. Bu doktor bana dedi ki "Ben ne çocuğumun ne ailemin Batıdaki ya da Latin Amerika'daki sadece seks ile dönen dizileri ya da filmleri izlemesini istemiyorum. Türk dizilerinde böyle şeyler yok, en fazla bir öpücük var, çok doğru ve bize çok uygun" dedi 😂 İspanyollar zaten bayılıyor doğudan bir şey görsünler, doğuya çok meraklılar. Bir de Türk erkeklerine aşık olup geliyorlar, o Pasión Turca mantalitesi. Hatta dizilerden beri Türk-İspanyol evlilikleri arttı.
Berlin’den günaydın, iyi sabahlar, mutlu pazarlar
"Çok daha iyi erkek karakter yaratıyoruz." diyor.
Benim aklımdan geçenler: toksik maskülen karakterler, ya benimsin ya toprağıncılar, kadına her türlü duygusal ve fiziksel işkenceyi yapanlar, parası olduğu için kendini bi halt sanan holding sahibi kısa pantolonlular..
Türk dizilerinin en kötü yanı aşırı zehirli ilişkileri romantizm kılıfı altında pazarlaması.
Aydınlatıcı,neşeli bir pazar sohbeti oldu.teşekkürler❤
Montenegro da Türk dizileri çok izleniyor.Buranın Polisi dizilerin etkisinde kalmış olacak ki,gördüğü her Türk’e mafya adamı muamelesi yapıyor. Gerçekten bu durum çok sıkıcı bir hal almaya başladı
Bir çok rus muhteşem yüzyıl sayesinde türkçe biliyor yada merak ediyor garip ama gerçek 😂
Yazlık yerlerde çalışan garsonlarimiz sayesinde 😂
10 küsür yıldır tv izlemeyen biri olarak helal olsun diyorum hep denilir herşeyin 1 alıcısı var abi
Beyefendi hayatında kendi ürettikleri dahil hiç dizi izlemiyor sanırım. Amerikan dizi sektöründe karakter değişimi üstüne senaryo yazılmıyor nasıl diyebilirsin? Hiç mi Sopranos, The Wire, Better Call Saul/Breaking Bad açıp izlemedin? Bu diziler dünyadaki dizi eleştirmenleri ve dergiler tarafından en met edilen ve karakter değişimi, duygu ağırlığı hat safhada diziler. Bizim 2.5 saatlik dizi bölümlerinde olmayan derinliği 40 dakikada paşalar gibi sunuyorlar. 40 dakikanın "üretici seçimi" olduğunu söylemek açıkca sahtekarlıktır. Aynı çekimi kurguda 4 kere arka arkaya koyarak suni bir biçimde uzatılmış bakışma sahnelerinizi çıkarın dizilerinizden görelim 2.5 saat oluyor mu bir bölüm. Türkiye'de oyunculuğun geliştiği yalanına da gül gül öldüm Allah da sizi güldürsün Fatih Bey. Zeki Alasya'lar, Özkan Uğur'lar nerede şimdi kendine oyuncu diyenler nerede. Kast ajanslarının Türkiye'de artık yalnızca tipe baktığı apaçık ortada. Ayrıca işçilerinize ettiğiniz zulmü bir başarı olarak lanse etmeniz de içler acısı. Siz paraları cukkalayın, Türkiye'yi dünyaya açıyoruz diye kendinizi avutun arkada emektar dizi sektörü işçileri saatlerce kurgu masasından, senaryo yazımından kaldıramasın başını. "Ailelerin kolayca izleyebileceği" diyerek geri kafalılığı da savunmanız benim için son damlaydı bu videoyu kapatmak için. Sanat değerine, işçi emeğine değer vermeyip "nasıl daha çok sömürürüm, nasıl daha çok para kazanırım" diye düşünen sizin gibi iş adamı zihniyetindeki bu ülkenin gelişimine dem vuran herkesin hak ettiğini bulması dileğiyle, iyi akşamlar
Turk dizileri giderek kalitesizlesiyor, senaristlere de fazla kizamiyorum ama bir yetkili insan da sormuyormu 2.5 saat dizi mi olur diye?
Hasan Can, Armağan Çağlayan'ın programında bu dizi sektörünün sömürü düzenini anlatmıştı.
İyi güzel ama yine sürümden kazanıyoruz gibi. Turizmde herşey dahil tarzı... İlerde bu sektör emekçileri daha insani koşullarda çalışırlar umarım.
Dizilerimizin izlendiği ülkeler ile ortak noktamız çok demekki :)
Bizim dizileri seyretmeyen bir grup var ama.Kuzey Germen kokenli milletler.
@@SÖZLER_BAHÇESİson diye bir dizi İsveç'te yayinlandi yıllar önce
Bu Diziler Sayesinde Dünya Türkiyeyi ve Türkleri Tanıyorlar. Bu Dizilerin Dünyanın Her Yerine Gönderip bu Vesileile Tanıtılmasını Sağladınız için Bir Türk olarak sizlere çok Teşekür Ederim.
Türk dizilerinin yurtdışında etkisi mi? Polonya'lı bir kızla tanıştım yıllar önce. Bana Süleyman derdi. Adım Burak düşünün artık :D
Emeği geçenleri ve oyuncularımızı kutluyorum …
Ülkede kimse dizi izlemediğini söylüyor ama, Türk dizilerinin dünyada bu kadar ilgi görmesi de gurur verici..
Benim dünür italyan adını duymadıgim Turk dizisi izliyor.🤭🤭🤭🤭
Kamera arkası çalışanlar az paraya uzun saatlerde çalışıyor. Bunu düzeltmeli sektör
Acaba Türklerin tarihindeki hikaye anlatıcılığı -dilden dile daha çok- bu dizi sektöründeki senaristlerin kapasitesi konusunda bize tarihimizden bir fayda sağlıyor mu diye düşündürdü açıkçası.
Fatih bey merhaba, her yayininizi büyük bir keyifle izliyorum, hatta cogu kez dinliyorum.sizden ricam Türkiye de ekonominin buyuk oranda yükünü çeken otomotiv sektorü ile ilgili bir program çekmeniz. Çalısan kesimin ülkenin buyük oranda vergi yüķünü sirtlanmasi, zor ve stresli calisma koşulları, cok buyuk oranda muhendislerin emek verdigi bu sektoru ve emektarlarinin sesini duyurmanizi dilerim.Tesekkurler
Çok doğru.. Henüz 15 yaşımdaydım EMMANUELLE filmini izlemiştim. Yani bu yorumu okuyanlar yanlış algılamasınlar, filmdeki seksi serbestlikten değil, doğanın alışılmışın üstünde olduğundan dolayı, bir gün mutlaka Tayland'a gitme arzusu oluştu. Zaman içinde kaderin beni iş olarak getirdiği konumdan dolayı tam 5 kez gittim. Filmlerde ne kadar çok bazı illerimiz gösterilirse, o illerin özelliklerinden yararlanmak için gelecek turist sayısı da o denli fazla olacaktır. Her iki FATİH beyleri de kutluyorum.
Ah emanuella ah guzel diziydi, hersey dogaldi
Cok güzel bir konuyu ele almissiniz emeginize saglik
Bu iki Fatih’i izlerken, moralim bozuldu. Yorumları okuyunca düzeldi😅
Ben de eleştirecektim ki, öyle güzel eleştirmişsiniz ki, bana bir şey bırakmamışsınız 🎉👏
3 saatlik bir bölümün 1 haftada çekilmesinin matah bir şeymiş gibi anlatılmasını, bir gece önceden senaryo yazılmasının övülmesini hayretle izledim…set emekçileri kazanılan bu paralardan ne kadar pay alıyor acaba? İnsani koşullarda çalışmalarını bir kenara bıraktım, sosyal haklarını alamamalarını, sigortlarınının yatmamasını, tatil yapamadan çalışmalarını takdirinize bırakıyorum..her şeyin toz pembe anlatılması en hafif ifadeyle set emekçilerine yapılan terbiyesizlik…umarım set çalışanlarının da derdinin sıkıntısının anlatıldığı bir bölüm çekilir de gerçekler biraz olsun anlaşılır
Sayın Altaylı manevi kardeşinize sorar mısınız? Akşamdan gelen senaryonun sabaha çekime hazır hale gelmesini mümkün kılan sanat ekibi vs prodüksiyon çalışanlarının kaçı sigortalı çalışıyor? Günde 15-16 saat uykusuz kışın ortasında gece çekimlerinde oyuncular karavanda keyif çatarken bu insanlar tuvalet ihtiyaçlarını vs nasıl karşılıyor? Yemek imkanları nasıl? Bu ihracatın göçe katkısı nedir?
Avrupada ancak 45 dakikalik dizi cekebiliyorlarmis, e yani avrupada calisanin anasini mikemediklerinden dolayi diziler kisa oluyor. Bizde 2.30 saatlik dizi var. Calisinanin anasi aglatiyorlarki avrupadan 4 kat uzun suren dizi yapabiliyorlar.