Zayıf karakterli insanlar teselliyi dogmalarda buluyor, herkes kendini aydınlatacak sürecin içine girecek cesareti gösteremez, gerçekler acıdır, acıyı kimse sevmez.
Tolstoyun romanında dediği gibi ; Ağlıyordu,Tüm bu hayat yıkıcı ve can yakıcıydı.. Belki de Tanrının yokluğuna ağlıyordu.. Aydınlanmayan insanlara imreniyorum..
Yorumlarda sebebini anlayamadığım toksik bir kitle var.Her şeyi eleştirmekte,dogmatik düşüncelerine bağlı kalmakta üstelik bu düşünceleri üstünmüşcesine dikte etmekte üstlerine yok.Sizi saygılı ve yenilikçi olmaya davet ediyorum.
Evet, bu durunum bilimdeki açıklaması = "dunning kruger effekt" diye adlandırılmıştır. Yani, IQ nekadar düşükse, "haklı olma düşüncesi" logaritma biçiminde yükseliyor oluşu. Bununda sebebi, bilgi noksanlığından kaynaklanıyor olması. Misal: bir insanın hafızında renk olarak tek, beyaz ve siyah var, başka bir renk görmemiş varsayalım. Bir başka insan "gri'de var" dese, (onuda gördüğü için), bu bilgi olmayan insan buna itiraz eder, bu bilgiye sahip olana kadar.
Bu yoruma şu günlerde karşılaştığım çoğu gerçek veya sanal alan için katılıyorum. Nereye kulak versem tarif ettiğiniz rahatsız olma halinin benzerini yaşıyorum. Yorumunuz için teşekkür ederim.
Nihayet hasretle ve merakla videolarınızı beklememe, takip etmeme, hatta tekrar tekrar izlememe sebep olan heyecanlı/enerjik anlatımınıza geri döndünüz. Benzer canlılığa en son Kant videosunda rastlamıştım desem yanlış olmaz. Hoş geldiniz, hayat enerjinizin hiç eksilmemesini dilerim.
Birazda izleyenleri öveyim bari :) Birbirine aşağı gözle bakmayan, kutsalına saygısızlık etmeyen ve güzel bir mütalaa şeklinde yapılan yorumlar gerçekten güzel. Diger sosyal medya platformları gibi değil, son derece güzel...
İki seçeneğide düşünelim. Tanrı ortaya çıktı ve dediki evet sizi ve bütün evreni ben yarattım doğal olarak hemen soracağız peki neden diye oda canım sıkıldı ve yaptım dese hemen konu kapanır çünkü bilinmeyene ulaşmış olduk. İnsan olma amacımızı ve tanrımızı bulduğumuaza göre misyonumuz tamamlanmış olur. Bundan sonraki hayatımızı nasıl yaşamaya devam ederiz ? Merak edebilecek miyiz bir daha. Aklımızın içinde neler yaşayacağız. Hakikate ulaşmak bizi mutlu mu edecek yoksa büyük bir bunalımamı gireceğiz. Bence evrenin oluşumu ve tanrının var olup olmadığı konularının bizim tarafından bilinemiyor olması olumlu. Aksi takdirde şuan yaşadığımız hayatlardan hiç ama hiç zevk alamayacağımızı düşünüyorum. Bilinmezi aramak bizim tek mutluluk kaynağımız.
Can sıkıntısı sonucu birşeyler yapmak insan gibi aciz varlıklara mahsus bir durumdur. İnsan anlamsız ve amaçsız hissederse canı sıkılır ve bunun üstesinden gelmek için birşeyler yapar. Tanrının canının sıkılması gibi bir durum söz konusu değildir çünkü Tanrı olduğu için kendisini anlamsız ve amaçsız hissetmesi olanaksız olacaktır. Eğer gerçekten bir Tanrı varsa bu evreni yaratmasının amacını anlayabileceğimizi sanmıyorum.
Hem zeki ve anlamaya merakli hem sempatik ve güzel olduğunuz icin sizi dinlerken iyi hissediyorum ve sonraki soylesilerinizi heyecanla bekliyorum sayin Dilara
Hiç bu perspefektiften bakmamıştım: Her şeyin bir nedene ihtiyacı yoktur, bu daha çok insana özgü bir kavram. Böyle düşünmek ufkumu genişletti sağolun Dilara Hanım. ❤
Evren kocaman bir laboratuvar binasidir.Içinde bir çok oda yani galaksiler vardır.Dünya ise en özel laboratuvar odası.Dünya'nin içindeki her canlı ise denektir.Senden çok daha zeki ve güçlü bir varlığın deneğisin. Sen bir deney faresisin.Boşuna çıkmadın annenin solucan deliğinden. Deney içinde deneyler ne kadar müthiş değil mi? Her seyden haberdariz diyorsunuz.Matrix de yaşıyorsunuz hiçbir şeyden haberdar olmadan. Kozaniza yani tabutunuza girince tırtıldan kelebeğe evrileceksiniz. Müthiş
Yaratıcı'yı yok saymak için bu çırpınışınız, üstelik de bilimselmiş gibi bol laf ve mantık karmaşası ile bunu yapmaya çalışmanız çok hayret verici. Hiç mi kendinize ve sizi seyredenlerin aklına saygınız yok? Mutsuzluğunuzun kaynağı budur.. Siz Allah'ı görmezden gelirseniz, O da sizi yok sayar...
@@DivineReminder19 Allah bizim kendisini görmezden geleceğimizi önceden bilmiyor mu zaten? O halde neden bize iman vermek yerine bizi yok sayıyor? Bu mükemmel bir tanrıya yakışır mı? Allah, onu yok sayma seçeneğini vermiş ise verdiği bu seçeneği gerçekleştirmek tanrıdan gelen bir seçenek olduğundan bu yola girip de onu yok saydığımızda bize kızmamalı veya bizim gibi davranarak neden bizi yok saysın ki? kendi koyduğu kurallara uyamıyorsa yine mükemmel olamaz. Velhasıl tanrı kavramı gerçekliğe karşı uydurulmuş bir masal, doğa yasalarına eklenen tanımsızlık/paradoks yaratan bir düşüncedir. O halde inanmamak inanmaktan daha mantıklıdır.
Video süresi 37.10 değil olamaz 5-10 dakika kadar sürdü yine her zamanki gibi 😊 Çok karmaşık gibi gelen konuları bile tek seferde bir aydınlanma gibi hissettirdiğin için teşekkür ederim Spinoza, Ulus Baker ve Pelin Dilara Çolak felsefeyi sevdirdiğiniz için tekrar teşekkür ederim 😊 💜
Bu insanı sorgulamaya yönlendiren sorular önümüzde yeni ufuklar açıyor…tabii ki insan’a evrilmeyi tamamlamış olanlar için.Teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum…
İlk bakışta videonun başlığı çok klasik ve sıradan gibi duruyor. Ama her zamanki gibi içi dolu dolu ve yeni pencereler açıyor. İlgiyle izliyoruz. AFERİN Kız sana!! 👍
Zaman; Varlığın sürekliliğidir. Sizin takvimleri belirlemeniz hareketin sayımıdır. Takvimler zamanın kendisi değildir. Hareketin sayımı ile zamana ölçü getiriyoruz. Bunuda gezegenlerin birbirleriyle olan ilişkilerini kullanarak yapıyoruz. Varlıksal bir gerçekliğin üzerinden zamanı ölçümlüyoruz. Süreklilik olmasa zaman diye bir şey olamaz.
Harika bir sonla bitirdiniz.Düncelerinize sağlık.Varolmak güzel.Sevgi ile başlayan anlam yapılandırması aile,doğa,sanat,üretim vb yapılandırmaları ile devam ediyor.Duygu,düşünce ve davranış çarkını güzel anlamlarla çevirebilirsek yaşanılası bir ömür geçirebiliriz.
Her konuşmanızda düşünüp sonuca varamadım şeylere başka bir açıdan bakmamı ve fark etmemi sağladınız. Sizinle birlikte düşünmek çok keyifli. Teşekkür ederim 🌸
Çok anlaşılır, arı,duru açık dil kullanımınız, anlaşılır olmayı artırıyor,emekleriniz için teşekkür ediyorum 🎉.. Norofelsefe konusunu da ele alıp anlatmak istermusiniz? Lütfen...ne iyi olur 🙏
Bu "neden" kelimesi, soru sormak için mi yoksa birşeyin sebebi yerine mi kullanılıyor? Pelin Dilara hanım, siz her iki anlamda kullanıyorsunuz..! Ben sadece bir olayın sebebini öğrenmek istiyorum.. Nedenin nedenini(?) değil! Birde uzaysal, dünyasal, nedensel, yapısal, parasal, kuramsal, sorunsal vs her kelimenin sonuna "sel, sal" ekleyerek konuşursak, bu Türkçe mi oluyor? Maşallah! Güzel Türkçemizi "sal'lara yükleyip, sel'lere" kaptırdık gidiyoruz. "Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete" misali..! Yaptığım tenkid değil, sadece serzeniştir. Çok yararlı konuları masaya yatırıp, bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Hoşça kalın.
İnsanlık, varlığın ve zamanın başlangıcı ile ilgili tahminleri ve varsayımları aşan bir bilgiye ulaşmadığı sürece, ki bu bağlamda herkes aynı noktadır, teist dinlerin varlık ve tanrı açıklamaları akla en yatkın açıklamalardır. Varlığın her yerinde ve zamanın her anında örüntüler mevcuttur. Örüntüler bir bilginin ve bir iradenin ürünü olmak zorunda. Örüntüler basitten karmaşıklığa gittikçe bu bilgi ve iradenin var olma zorunluluğu da artmaktadır. Bilgi yoksa varsayım vardır. Varsayım varsa yanılma ihtimali vardır.
varoluşu ve sorguları sorgulayan arge videolarınız mükemmel. tamam bu videonun başına bakıyim gerisini sonra izlerim desem de mecburen sonuna kadar izlemeden duramadım. emeğinize sağlık celal hocadan sonra sizin gibi gençlerde de ufkumuzu genişletmeye devam etmenizi bekliyorum.
Türkiye'de geçmişten günümüze filozoflar kimler sizin görüşünüze göre? Merak ettim.. Her bir cabaniz için, dili kullanımınizdaki açıklık,duruluk için teşekkürler 🙏❤️🦋
Evrenin ilk nedeninin, döngüsel ya da çizgisel başlangıç ve bitiş noktalarının, başlangıç amacı ya da amaçsızlığının bizi zerre kadar ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Durumun gereksizliğini bir örnekle açıklayayım. Mesela Ankara'dan İzmir'e yola çıktım. Manisa'dan geçerken yakıt almaya karar verdim. dönüp şehrin içine girdim. yakıt alırken bir de içecek alayım dedim. Şimdi bu hikayede aldığım içecekle benim hangi noktadan yola çıktığım arasında bir nedensellik ilişkisi var mı? Yok. İzmir'den Ankara'ya yola çıksaydım da durum değişmeyecekti. Nedensellik sonuçları olasılık dahilinde var olabilir, kendini tekrar edebilir ve tesadüfen farklı nedenlerin sonuçlarıymış gibi davranabilirler. Bir elektrik motorunun hareketli milini düşünelim. Büyük patlamadan başlayan nedensellik zinciri sonucu bir zamanda bir konumda olsun. Bir dahaki turda aynı konumda olacaktır. Büyük patlama, iki tur arasındaki zaman farkı kadar geç ya da erken olsaydı konum değişmeyecekti. Demek ki aradaki zaman farkı ve tekrarlanması muhtemel olasılıklar arttıkça nedenselliğin anlamı zayıflıyor. 13,8 milyar yıl ve sonsuza yakın olasılık denizi içinde bu anlam varsa bile hiç bir şey ifade etmeyecektir.
Girişe güzel başlayıp kişiyi odaklayabiliyorsun fakat gelişme durumunda yani videonun ortasında kişi tamamen odaktan uzaklaşıyor işte sonuç kısmına gelince toparladığın için az çok birşey anlıyoruz.
Hep sorarım bu soruları kendime; neden varım,yaşamamın amacı ne. Tanrıya hizmet etmemkmi, yoksa mutlu veya mutsuz yaşayarak yok olmakmı(ölmekmi). Yada tanrı varmı veya yokmu. Ben neden, neiçin varım? Paran varsa yaşarsın, yoksa sürünürsün. Hayat bumu?
Yaratıcı'yı yok saymak için bu çırpınışınız, üstelik de bilimselmiş gibi bol laf ve mantık karmaşası ile bunu yapmaya çalışmanız çok hayret verici. Hiç mi kendinize ve sizi seyredenlerin aklına saygınız yok? Mutsuzluğunuzun kaynağı budur.. Siz Allah'ı görmezden gelirseniz, O da sizi yok sayar...
@@DivineReminder19 Ben yaratıcıyı yok saymıyorum. Sadadece sorguluyorum. Yaratıcının var olduğuna inanıyorsun. Üstelik görünmeyen bir tanrıya. Peki ya yoksa? Ben ötekiler gibi sözde müslümanım diyip(kur'an okumamış, ayet, hadis bilmeyen, du bilmeyen, islamın ve imanın şartları nedir bilmeyen, böyle insanlar çok var) tiplerden değildim. Dürüstüm. Kendimi kandırmıyorum. Ya varsa cennete giderim, ya yoksa yapacak birşey yok, inan gitsin diyipte zar atmıyorum. Sorguluyorum.
@@Walkingdead5914 Inanmasan neler kazanıyorsun. Inansan neler kayıb ediyorsun. Sorgulaman doğrudur. Hiçkimse körü körüne inanmasın. Bütün Dinleri arkanda bırak , Evrensellik ve Bireysellik e yüksel , ondan sonra Allah Tanrı God Eliah Manitu vesaire diye Yüksek Enerji sana ve sende ona kavuşabilirsin. Hiçkimseyi taklit etme , sen sen ol , kendini en Derinlerde ve Yükseklerde ara , görürsün bu Dünyada nekadar akıl almaz Mucizeler var. Ben kendim çok çeşitli Mucizeler gördüm ve yaşadım. Bilassa Yakın Ölüm Deneyi yaşıyanlar üzerine Informationlar topla , ozaman görürsün Yüksek Enerji ( Allah Tanrı ) Realitedir.
severek takip ettigim kisilerdensiniz bazi konularda iki kisi soru cevap seklinde olsa daha mi iyi olur mu diye dusunmuyor degilim. Sizin hakim oldugunuz bizim merak ettigimiz konulari anlamak ve ozumsemek icin daha etkin bir yol olabilir diye dusunuyorum. Cunku biraz once yazmis oldugum gibi bizimkisi biraz amatorce ilgilenis ve merak cevremizde bu konularda dinleyebilecegimiz sorular sorabilecegimiz kaynak seklinde ksiiler olmamasi bu konulara hakim olmus kisilerin agzindan cikacak cumleleri daha bir onemli kiliyor saygilar
Müspet bilimlerde kariyer yapmakla geçen Ömrümün son deminde sizin videolarınızı izlemek benim için bir Hediye ! ( Tıpkı, Evrim Ağacı programı gibi...) Hepiniz Varolun, Sağolun, Hep Üstün zekâlarınızın ürünlerini toplumla paylaşın! Pek yakında sizleri ,çağdaş Atatürk Türkiyesindeki eğitim kadrolarında görmek isterdim😇
Büyük patlama var olmuş olsaydı Samanyolu Galaksisinde bulunan bütün gezegenler aynı yaşadığımız Dünya gibi olurdu ancak öyle olmadığına göre mutlaka bir yaratıcı vardır. Yaşadığımız bu gezegen özenerek yaratılmış bir gezegendir. Burasıda tıpkı Mars gibi veya Venüs gibi çorak bir gezegen olabilirdi. O sebepten ötürü her bir canlı mutlaka bir amaç uğruna bu gezegene gönderilmiştir. görevlerimizi yaptıktan sonra yeniden yaratıcımıza geri döneceğiz. Asıl sorulması gereken soru İnsan olarak bizim görevimiz nedir diye sormaktır. Bozgunculuk yaparak yaşamak mı yoksa iyi bir insan olmak mı? Yaratıcı yoksa şayet herşeyi yapmak serbest olurdu çünkü hesap verilecek bir yer olmazdı. Herkesin yaptığı kendine kar olarak kalırdı. O sebepten ötürü okunması gereken tek bir tane kitap vardır. O da Kur'an'ı Kerim'dir.
Aşırı bilimsellik dışı bir çıkarım yaptığınız gibi üzerine giriş seviyesi bile denilemeyecek bir felsefi yorumla kendi ön kabullerinize yönelmişsiniz. Bigbang olsa neden diğer gezegenler dünya gibi olsun? Her gezegen aynı miktarda kütleye sahip olup aynı yörüngesel uzaklıkta, aynı yörünge hızı ve aynı eksen eğikliğine sahip olmuyor ki? Dünya gibi bir gezegen olması için bazı optimum koşulların düşük bir olasılık dahilinde sağlanması lazım.
@@kemalkorkmaz2049 Ben bilim ve diğer kaynaklardan faydalanarak bu çıkarıma ulaştım. Size bunu bir örnekle açıklayabilirim. Atmosferimizde 7 kat olduğunu bize okullarda anlattılar. Bunun aynısı Bakara Suresi 29. Ayetinde de bildiriyor. Bilim ile İslam birbiriyle bağlantılıdır. Onları birbirinden ayıramayız.
niye görevimiz var buna gerek mi var? yaratıcı niye var ? niye amacımız var? gerekli mi? her şeyi yapıyorlar zaten? korkan mı var ? iyi insan olmak cezayla mı oluyor?
@@kemalkorkmaz2049 Ben bir kayayı dinamitle patlatsam ortaya çıkacak olan yine kaya parçalarıdır. Ekstrem birşey çıkmaz. Bu sebeple dünyamız çok özel bir gezegendir. Özenerek yaratılmıştır.
İlk olarak big bang bir başlangıç değil big bang den önce kozmik enflasyon dediğimiz bir dönem vardır,enerji ve madde bu dönemde var olmuştur.Bu enflasyon döneminden de öncesi vardır buna da büyük birleşme çağı denir.Birleşme denmesinin sebebi kütleçekim hariç bütün kuvvetlerin tek bir kuvvet olduğu için.Bununla birlikte bu kadar sıcak bir alanda kütleçekimi çekici bir kuvvet değil itici bir kuvvet haline gelmektedir.Son olarak da plank çağı dediğimiz bir çağ gelmektedir bu çağda şuanda hangisi olduğunu bilmediğimiz bir kuantum kütleçekim kuramı dönemi domine etmektedir.4 yazarlı higgs ve cern kitabı var alfa yayınlarının çıkardığı bazı şeyler çok teknik fakat yoğunlaşıp anlamaya çalışırsanız kitabı inanılmaz bilgiler var içinde.Zamanla ilgili olarak zamanın başlangıcı diye bir şey olup olmadığını bilmiyoruz
@@onur2899 kişiye göre zamanın değişmesi fiziksel bir durum değil, insanın kendisiyle ilgili. Mesela zamanın hızlı aktığını hissettiğimizde zaman gerçekten de hızlanmış demek değil, bizle alakalı bir durum.
@@ozpanenteist5213 insanla alakalı dediğim, yani psikolojik olarak. Mesela işkence gören birisi için 1 dakika 1 saat gibi geliyordur. Ama insan en mutlu olduğu an(mesela sevdiğin biriyle birlikte olduğun an) 1 saat 1 dakika gibi gelebilir.
"Bütün, kendini oluşturan parçaların toplamı ve hepsinden daha büyüktür lakin hepsinden fazla da bir şeydir!" Yediğimiz bir kurabiye onu oluşturan materyallerinden ve ısıl işlem gibi bir takım etmenlerle oluşur ve afiyetle yeriz. Bunu yediğimizde tüm o materyalleri yemiş olsakta (ki ayrı ayrı yediğimizde de bir takım lezzetler alırız) hepsinden fazla da bir şey yemiş oluruz. İnsanında rasyonel aklı, anlama yetisi, zihni, zihin durumları, bilinci, benlik/leri, akli sezgisi, iç güdü aklı, duygu aklı, kalbi sezgileri, ilhamları vs vs gibi onlarca donanımı var. (Her ne kadar son dönemlerde rasyonel aklı kullanma konusunda çok daha şartlandırma olsada=) Nasıl bu ve benzeri donanımlar ayrı ayrı insanı oluşturan parçalar olsa da insan dediğimiz şeyde bunlardan daha büyük ve "daha da fazla" bir şeydir.🤷♂ Hmmm yoksa bu tip bir akıl yürütmeyle başka konulara da mı bağlasak?
Her zaman bir neden arayışım olduğunu daha çok farkettim..belki de mantıksal nedenlerle tutunma gereksinimi...bu yeni anlamı denemeye çalışacağım en azından..güzel enerjinizle hayatı güzelleştiriyorsunuz💖🍃🌸
Sevgili Dilara, sizin kanalınızı ilk açtığınız günü dün gibi hatırlıyorum gerçekten ilk dinlediğimde beni başka diyarlara götürüyordunuz bazı videolarınızı izleyebildim bazılarını izleyemedim. Sizin adınıza çok mutluyum kanalınız bu gün yüz binlere ulaşıyor umarım her gün bu trene yeni vagonlar eklenir ve yeni insanları uğurlarsınız😊
Saçlar kesilmiş, gözlük değişmiş ruhun, zihnin ve bedeninin değişimine şahit olmak sizi tanıyor gibi hissetmeye başlıyoruz sanırım :) deprem sonrası sürecimde desteğiniz için çok teşekkür ediyorum .
Selamlar Dilara Hanım yayınlarınızı takip edip faydalanmaya çalışıyorum bu çabalarınız harika ... Bir soru sormak istiyorum hareketin kaynağı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?
9:51 Hiçlikten varlık ortaya çıkmaz. Varlık yokluktan ortaya çıkar ve dolayısıyla bu ikisi de tekillik içerisinde var olur yani varlık da mutlak değil yaratılmıştır. Hiçlik diye bir şey olmadığı için varlık ve varlığın olmayışı (yokluk) Tanrı'nın pozisyonunda birlikte bulunur.
35:16’daki teist ön kabullü dilden sıyrılmak gerektiğini düşünüyorum. “Tanrı yokmuş gibi” var ama yokmuş gibi yapmak anlamı veriyor. Dillerin de ateistleşmesi gerekiyor ki düşünceler de uyum sağlasın.
Zamanı oluşturan şey olasılıklar. Zamanda geleceğin olmaması, olasılıkların sıfır olması demek. Olasılıkların gerçekleşebilmesi için bir gelecek olmak zorunda. Bir geleceği olmayan bir şey mevcut olamaz. Var olmanın nedeni de olasılık. Nedensellik aslında olasılığın bir açıklaması. Zamanı olasılıkların doğması ve gerçekleşmesi süreci olarak tanımlayabiliriz. Evrenimiz olasılıkları olduğu için var. Hız = Yol / Zaman olduğuna göre Zaman = Yol / Hız dır. Demek ki bir hız ve yol yoksa zaman olmayacaktır. Olasılıklar buradaki yol’un içeriğinde bulunuyor. Yol, iki nokta arasındaki evrenin boyutu olduğu kadar bu boyutta gerçekleşebilecek olasılıkları da içeriyor.
Sadece bu bildigimiz evren yok.... Kimbilir daha ne kadar evrenler var.... Sadece biz ozgur iradeli insanlar var edilmedik , daha bir cok varlik var edildi.... Bu var edilis sebebini soyleyeyim.... Her seyi tek yaratici var etti.... O tektir , benzeri ortagi yoktur... Eger her seyi var etmeseydi , hic bir sey tarafindan bilinmeyecekti.... Sonsuz gecmisten , sonsuz gelecege tek olmak , ve hic bilinmemegi o tek yaratici istemedi... Ve her seyi yaratti.....
@@Schizodisthimicc Kendi kendine ha?.. O zaman şaşırtıcı bir hikaye... Fırtınalı karlı bir gündü; Yerdeki karlar birden yuvarlanıp toplanmaya başladı ve havalandı; biri gövde, biride baş büyüklüğünde oldu birde üst üste geldi. Yan taraftaki çöplükten de kara kara kömür taneleri baş tarafa göz; tahta parçaları yanlara kol, havuçlarda ortaya burun olup yapıştı. Daha bitmedi çöplük zengin mi zengindi; yırtık atkılar vardı; dolana dolana gelerek adı tesadüf olan KARDAN ADAMIN boynuna sarılmasın mı?.. İşte acayip bir hikaye; senin de benimde güldüğümüz; kendi kendine bir kardan adamın bile olamayacağı hikaye.. Aması acınası ağlattıtıcı hikayesi; uçsuz bucaksız uzayı içindekileri ile muhteşem yapıda kainatı; milimetrik ayarlı güneşi, ayı gezegenleri, insanı (aklı bedeni ruhu eli ayağı gözü vs.) hayvanı vede bitki yapısı kendi kendine tesadüf ha? zaten bunca ayarlı mükemmellikler seni beni insanı tanıyor ve acıyor imdadımıza yetişiyor ki öylesine müthiş sanatlı icatlar ortaya çıkıyor; yani güneşi hem lamba hemde ısı kaynağı oluyor; havası oksijeni bitkileri meyveleri vücuda ayarlı olması işin cabası değil mi?.. Şaşarım! o hikayeden kendini kandıran ve aldatan akla!.. Sonuçla, ötelerde son durağına varınca, eyvah aldandık, şu dünya hayatını sabit sandık, o zan ile bütün bütün zayi ettik diyerek görürler... Şimdi dönülmez ufka yürümeden, umutsuzca el sallamadan, pişmanlıkla keşke demeden, bugünlerden görerek, aklı kullanarak güzelliklere yelken açarak o sonsuz güzel günlere ulaşmak dilekleriyle.. Vede selam ile.🌹
Felsefenin en zor yanlarından biri de, hangi yönde ne kadar güçlü bir argüman sunarsanız şunun, muhtemelen onun karşı argümanı da o kadar güçlü şekilde ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla kimsenin fikri kesin doğru değildir. Hakikate fikirlerin bir araya gelmesiyle yaklaşılır ancak...
Evrenin doğasında doğrusal nedensellik yoktur, bu daha çok kendi doğamızda olan bir belirlenim. Yani şöyle düşünüyorum : t1 ve t2 anını neden- sonuç olarak belirleyen uyarlanım tamamen bilinçsel. t1 ve t2 anı moleküler düzeyde birbirinden farklı kombinasyonlar, onları ilinekleyen benim. Dolayısıyla t1 ve t2 anı fiziksel anlamda birbirinin ardılı değil. Ardıllık deneyimseldir. İki meta pozisyon ancak zihinde anlam/ hareket yönü buluyor. Böylelikle deneysel yönteme başvurabiliyor, örneğin bardağı masadan itince hemen her sefer yere düştüğüne tanık oluyorum.
Zamandan ve mekandan münezzeh , herşeye muktedir bir tanrı kendisini yararatmadan nasıl var olduğu iddia edilebiliyor. Çevrede olağan üstü şeylere şahit olup bir yaratıcı vardır demek nasıl yeterli olabilir.
Bu kanalı uzun yıllardır takip ediyorum, sizi ve gelişiminizi izlemek hep ufuk açıcıydı fakat son aylarda yüklenen videolara bakmamaya başladığımı fark ettim. Özür dileyerek ve tamamen iyi niyetle söylüyorum ki sizce de kendinizi çok tekrar etmeye başlamadınız mı? Birbiri ardına gelen benzer konular yanı sıra üstten bir üslup… Eskisi gibi dinlemekten keyif alamadığımı belirtmek isterim naçizane.
Yaratıcı'yı yok saymak için bu çırpınışınız, üstelik de bilimselmiş gibi bol laf ve mantık karmaşası ile bunu yapmaya çalışmanız çok hayret verici. Hiç mi kendinize ve sizi seyredenlerin aklına saygınız yok? Mutsuzluğunuzun kaynağı budur.. Siz Allah'ı görmezden gelirseniz, O da sizi yok sayar...
@@DivineReminder19 Allah yoktur. Ortadoğu dini olan İslam tanrı kelamı değildir. Akıl dışı, çağ dışı bir ideolojidir. Bu ideolojiyi savunurken insanların yüzüne bakmaya utanmıyor musunuz? Din adına her şeyinizi inkar etmeye utanmıyor musunuz? İnsan aklını, onurunu, iradesini ,varlığını dine ve tanrıya amiye tabirle peşkeş çekmeye utanmıyor musunuz? Siz dogmatik bataklığında debelenen putperestler, insanlığa karşı inanç kibriyle yaklaşıyor;bu çok iğrenç bir durum bence.
bu kanalda ki videoların tek derdinin bilimi kendi düşüncesini dayatmak amaçlı kullandığını, sadece ve sadece dinlere karşı, inananlar ve tanrıya karşı cephe alan ve ya alanları öne süren ''planlı'' içerikleri olduğunu anladığınız için size hep aynı şeylermiş gibi geliyordur belki de.. ''aaa arkadaşlar bakın hele inanmamak için bunlar da sebep olabilirmiş, bakın gelin hele şu inanmayanın da bir görüşü varmış, bakın inanmamak için nedenler var'' mealinde bilimi felsefeyi kullanan bir içerik yuvası olduğunu yavaş yavaş kavramış olabilirsiniz, o yüzdendir.
Aslında yapılan tüm felsefi fikirler bir yaradıcıyı kabul etmemek üzerine. Araştırmaları fiziğe göre yap ve materializm göre felsefe yap ama neden, ne için ve daha öncesinde ne vardı soruları doğru olmasın. Çünki mantıksızlık çıkıyor ortaya. Bu düşüncelere göre aslında bir mantığa dayanması gerekir. Bir yaratıcıyı işin içinden çkardığın zaman işin içinden asla çıkamassın ve kör tesadüflere bağlar, mantıksızlıkla uğraşa kalır insan.
Başını dinledim, hadi büyük patlamayı yazamam, ayıb olur, demekki biliyom. Bilimsel konuşalım, benim anam babam. Var, onlarında anası baba sı var, atlayalım, hz ademe havaya. Peki onlar neyden yaratıldı. Dünya toprak, peki. Dünya neyden yaratıldı. Düşün. Yokluğu da aşalım, muya varalım. Rahman ve Rahim, ne demek. Aşk kim, bu soruların cevabını söyle şimdi, hadi ruhun. Allah kendi ruhundan üfledi. Peki nefsin neyden yaratıldı. Hislerimiz duygularımız, bize nerden yüklendi, peki bu hangi derya. Hadi yazayım. Gerçek olan, yokluktur, yani, akıldan sonra hayel deryasına geçeceksin, yani aşk deryasına, aşk diyo duya, ne dünya nede mana. Büyük patlama, özür, aşk. Aşk ne demek. Büyüdün, büyüdün, büyüdün, evren kainat, her şeyiyle kalbine sığdırdın, kalan Allahı bulma zamanı, Rahman ve Rahim, ikisini birleştir. Oku. Rahman ve Rahim Allah. Yani. İki gönül 1 aşk. Sır bu sır
Yaptığımız en büyük yanlisliktan biri, büyük patlama dediğimiz olgunun sonucu nda oluştuğunu düşündüğümüz zamanın devam ettiğini düşünmemiz yada zamanın buradan başladığını düşünmemiz. Bu doğru olsa tekrar tekrar zaman olusmasi gerekirdi. Bizim yaptığımız şey oluşan zamanı kullanmak. Neden aramaya gerek yok, zamanın bir parçasını kullaniyoruz. Kullandığımız zamanın tadını çıkarıyoruz. Birgün zaman bittiğinde yumurta da eski haline gelmiş olacaktır☺
Peki bu soylediginizden ne cikarabilir? Biz bize verilen bir zaman algisini mi kullaniyoruz? Bizim kullandigimiz zaman ne icin olusuyor ya da ne zaman?
Teşekkürler, sağlamasını şu şekilde yapabiliriz. Zamanın akıp gittiğini düşündüğümüzde akacağı yerde de zaman oluşmuş olması lazım öyleyse bunun önceden oluşmuş olması gerekiyor.
Eğer evrenin bir yaratıcısı olmasa muhtemelen bizim aklımıza böyle bir soruyu sormakta gelmezdi. Örnek verecek olursam ''yuvarlak kare'' var mıdır? diye bir soruyu nasıl sormuyorsak bunu da merak etmememiz gerekirdi. Bize bu soruyu sorduran zaten içinde yaşadığımız evren. Etrafımızda hiç bir şey yoktan var olmuyorken evrenin nedensizce olduğunu düşünmek tamamen saçmalık. Evren içinde her şeyi sebep sonuç ilişkisine göre inceliyoruz buna da bilim diyoruz. İş evrenin oluşumuna gelince onun bir nedeni olmak zorunda değil diye düşünmek bence kıvırmak oluyor. Yani şu uçsuz bucaksız sonsuz evrende neden sonuç ilişkileri kurabilen olaylar arasında zincirleme bağlantılar kurabilen insan gibi bir varlık çıkıyor binlerce yıldır kafasını kurcalayan en büyük soruda bu evren nasıl oluştu sorusu? Verilen cevap ise bir nedeni yok :) ee benim bu kadar sorgulayabilme yeteneğim nereden geliyor desek ona da tesadüf derler. Bu dünyada her şey görevini yapıyor. Mesela arı bal yapıyor, tavuk yumurta dünyada ki her canlı görevini icra ediyor onun dışına çıkmıyor. Arı arada bir saçmalayıp yumurta yapmaya çalışmıyor.Bunları kodlayan ne? Yer çekimi neden var? Güneş nasıl tam olması gerektiği yerde? Canlılık için demir elementi lazım hoop bi süpernova patlaması uzaydan dünyamıza demir düşüyor, mevsimlerin oluşması için dünyanın belli bir eksende dönmesi gerekiyor vs. vs.vs... Trilyonlarca tesadüf biraz fazla değil mi?
Çok güzel bir yorum yazmışsınız. Yorumlardaki bazı kişiler gibi dine inanmayanlara hakaret etmemişsiniz. Temelde bu yazdığınız argümanlara felsefede fıtrat argümanı ve tasarım argümanı denir. Fıtrat argümanına cevap vermek gerekirse insan dediğimiz varlık zaten doğadaki en aciz varlıktır. Bir ceylan yavrusu doğduktan bir kaç saat sonra yürüyebilirken insan bebekleri bir takım evrimsel sebeplerden dolayı ancak 2-3 yaşlarında yürüyebiliyor. Doğduktan sonra anneye ve babaya ihtiyaç duyuyoruz ve bu ihtiyaç reşit olana kadar sürüyor. Yetişkin olduktan sonra da asayiş kuvvetlerine, hukuka ve topluma ihtiyaç duyuyoruz. Bu ihtiyaçlarımızdan dolayı da tanrı diye bir şey icat etmişiz. Zor durumda kaldığımız zaman bir şeyden yardım istemeye ihtiyaç duyuyoruz. Ancak bu herhangi bir şekilde bir tanrıyı kanıtlamıyor, insanın aciz bir varlık olduğunu kanıtlıyor. Tasarım argümanı ise bir yanılgıdan ibaret. Biz doğduğumuz andan itibaren hep zaten kolay bir dünyada yaşamaya alıştık. Karnımızı doyurmak için avlanmak zorunda değiliz, barınmak için mağara bulmak zorunda değiliz. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda. Bu yüzden de sanıyoruz ki bunlar bizim için var. Hayır yok. İnsan doğayı kendi amaçlarına göre şekillendirerek ihtiyaçlarını karşılıyor. Bir elma ağacını insanlar ilaçlamazsa o elma ağacının hayatta kalması neredeyse imkansız. Yediğimiz lezzetli elmaları insanlar ağaçları ilaçlayarak, gübreleyerek ve sulayarak elde ediyor. Yetiştirilmeleri esnasında yüzlerce elma ağacı telef oldu.
Yaratan bilinmek istedi evreni yarattı. Evreni yarattı merkeze insanı koydu ona göre dünya yarattı sonra bilindi. Bilenlerden bir kısmı inkar etti onları yakacak. Sınav zamanı geldi bilenler ve itaatkar canlılar kazandı diğerleri sonsuza dek yanacak
@@MIRZAc89 iyilik ve kötülük denen birşey var olay sadece Allah'ı bilip cennete girmeyi garantileseydi böyle bir dünyaya gerek yoktu. Bu evrende en kolay şey bence Allah'ı bulmak aklını kullananlar için. Yada tesadüfe inanır. İki ihtimal var fazlası yok.
(An) yani zaman zihinin kaydı aldığı andır. değişmemesinin sebebi ise. Zaten tek bir zaman oluşu. Bizler geçmiş, şimdi ve gelecek olarak adlandırmamızdandır. Oysa tek bir an vardır. iç içe geçer. kural ise tektir. ya kayıttasırdır. ya da değil. (Varsındır ve ya yoksundur.) Nedensellik zaten var oluşun ardından oluşur.
33:43 evren neden var sorusuna verilen metafizik yanıtların varlığını, iktidar bağlamında ele almak lazım. İktidar, pozitivizmden ve doğalcılıktan beslendikçe, metafizik yanıtlar giderek anlamsızlaşıyor.
Yaratıcının varlıgını yada yoklugunu bilimle ispatlayamazsınız. Bu bir tercih konusu. Kavramsal yada düşsel olarak varsa, nesnel olarak varlığı da oldukça olasıdır. Kierkegaard.
Buradaki proğramınızdan bir özetle, şöylede diyebilirmiyiz; herşey Tanrıdır. Kendimizde dahil gözle görüp göremediğimiz herşey Tanrıdır. Aslında bir tanrı yoktur ile eş anlamdadır. Çünkü herşey bir birinin by product tı ise, yani bir birinin ürünü ise, bu zincirleme ilerleyen bir durum. Ve herşey değişime uğruyor. Vermiş olduğunuz örnekteki gibi Kül olan bir odun parçasını tekrar odun parçası haline getiremiyoruz, geçmiş ile şimdiki durum ve geleçek çok farlı şeyler.
Yaşama mahkum edildik, tamam. Felsefenin çözmesi gereken ilk sorun da bu mahkumiyetin neden sürdürüleceği ya da sürdürülmeyeceği, tamam. Ancak daha doğrusu kozmos üzerine düşünüp burada kendimizin/insanın pozisyonunu anlamaya çalışmak, bu da tamam. Buradan itibaren insanın, kozmosa bakış açısına göre değişecek, yaşamak için bir anlam/amaç hatta bir umut tayin etmesi/yaratması yolculuğu başlıyor. Bu anlam, zaman ve mekanın sınırını aşmıyorsa, eksik kalmaz mı? Anlamın da bir kemali/mükemmelliği yok mudur? Şayet varsayılacaksa, anlam ya da amaç denen şeyin, umudun, şimdi ve buradayla zaman ve mekanın sınırlarına hapsedilmesi halinde anlamı/gerçekliği nedir? ANlam üzerine düşünmek demek tANrı üzerine düşünmek demek değil midir? Sevgiyle.
BİREYSEL VAROLUŞ ÖNEMLİ Mİ? “Bir insan ufacık, gelip geçici, evrenle karşılaştırıldığında tek bir atomun Dünya'ya göre küçük olduğundan daha küçük bir şeydir. Hal böyleyken herhangi bir bireysel varoluş gerçekten önemli olabilir mi? Bir anlamda kesinlikle olabilir. İşte bir birey olarak ben şanslı bir hayat yaşıyorum, bana değer veren ve ölsem kahrolacak bir ailem ve dostlarım var. Kendim de öleceğim zamanı bir şekilde önceden bilseydim çok mutsuz olurdum. Fakat engin ve görünüşte bize tamamen ilgisiz bir kozmosun perspektifinden tüm bunlar gerçekten o kadar da önemli mi? Evren biz olmadan da hantal devranını gayet sürdürecek olsa da ben yaşamlarımızın önemli olduğuna inanmak istiyorum. Fakat yine de yukarıdaki soruyu ciddiye almalı ve bizim önemli olma arzumuzun en derin düzeydeki gerçekliğin neresinde durduğunu anlamak için elimizden geleni yapmalıyız.” “SEAN CARROLL - BÜYÜK RESİM” adlı kitaptan alıntıdır.
Saygılar, bir şey, bir varlık kendi kendine var olabilmesi için, kendi kendine yok ta olabilmeli. Örneğin madde, kendinden var olabilmesi için kendinden de yok olabilmesi gerekir ki bu da gene termodinamiğin başka bir yasasına aykırı değil mi? Bence, kendi kendine var olabilecek tek (aynı zamanda tek özel varlık) varlık tanrı olabilir. Ne dersiniz?
Pelin abla, Evrenin bir nedene ihtiyacı olmasaydı; ezelî olmuş olmaz mıydı? Peki ya o zaman da geçmişten, benim bu videoyu izlememe gelene kadar sonsuz tane nedenler silsilesi olmuş olmaz mıydı? O zaman asla bu videoyu izleyemezdim. Buna rağmen, Evrenin bir nedene ihtiyaç duymadığı düşünülebilir mi? Aslında bu problem ezelden beri varmış. İsmi de "Teselsül sorunu" imiş.
Reis Avrupa'da din bize zarar veriyor dinle devleti ayirmaktan ziyade hiç bir şeye maneviyat koymayacagiz dediler o yüzden sadece akıl ve mantığa göre teori ürettiler ilahi ve ruhani bir bakış göremezsin çünkü kendileri reddediyor tamam araştıralım bulalım da insanlık neden hep kötüye gidiyor savaş, depresyon, tatminsizlik, anlamsızlık neden artıyor bunları dünyada hallettik marsta yaşam var mı emin ol oranın da anasini belleriz varsa saygılar ruhun ve içindeki asıl hissin asıl olduğunun peşine düşmeden hep kabukta kalacak Avrupa
Hayır olmaz, ezeli olan bu evren değil; varlığın kendisidir. Bu evren varlığın formlarından biridir. Varlık özü gereği var olduğu için herhangi bir yaratıcıya ihtiyaç duymaz.
Ama varlığın kendisi ezelî olsaydı (ki bu, spesifik olarak bir şeyin ezelî olmadığını söylediğin zaman; evren den önce sonsuz tane neden olduğunu savunmaktır), bu sefer de ezelî olmayan evrenin varoluşuna kadar sonsuz tane nedenler silsilesi olması gerekirdi ve Evren asla var olamazdı. Ha, diyorsan ki: "Evren den önce sonsuz neden yok, bir neden var ve onun kendisi ezelî".Teistlerin savunduğu Tanrı'da bu zaten.@@harunkucuk_
@@_avicenna_ İbn-i Sina, evet bu evrenden önce sonsuz sebepler vardır diyorum. Var oluşun kendisi ezelidir diyorum. Evren var oluşun bir formudur diyorum. Zenon Paradoksu ya da Aşil Paradoksu mantığıyla baktığın için sonsuzluk meselesinde bir yerden bir yere varmak konusunda sıkıntı görüyorsun ama ussal olarak böyle bir zorunluluk yok. Evrenin kendisi veya varlık böyle doğrusal bir zaman çizgisine tabii olmak zorunda değil. Bilimsel olarakta zamanın bir yanılsama olduğu, göreceli olduğu ortada zaten. Varlığın özü gereği hep var olmak zorunda olduğunu söylüyorum. Yani herhangi bir yaratıcıya ihtiyaç olmadığını,evrenin yoktan var edilmediğini, edilemeyeceğini söylüyorum çünkü yokluk diye bir şey yoktur.
Merhabalar. Başarılarınızın devamını dilerim. Berkeley felsefesini bilmeden onun gibi düşünüyordum. Yaratıcının bir hayali olamaz mıyız ? O sonsuz ve sonsuz bir hayal gücü var. Sonsuz hayaller kuruyor her şey onun hayalinde sonsuz türlü canlılar kaderler var. Karınca da onun hayali galaksiler de. Bir resim çiziyorum diyelim binlerce küçük kağıtlara türlü türlü canlılar alemler gezegenler olaylar çiziyorum hepsi aslında benim hayalimin kağıda dökülmüş hâli. Sonsuz bir gücüm olsa hepsini hayalimdeki resimleri canlı gibi varlığımda hayal etmez miyim ? Diyelim ki bir dinazorlar alemi hayal ettim hayal ettiğim türlü formda dinozorlar var o hayalin içindeki canlılara hepsi ayrı gibi hissettiririm ama hepsi benim. Çünkü hepsi benim hayalim. Onlar kendini var zanneder öyle değil mi ? Ama onlar benim varlığımda hayalimde varlar ve onlar dediğim de benim. Bu örneğimle hissediyorum yaratıcıyı. Atomun, bedenimizin %99.9'u boşluk. Evren dediğim yapının çok küçük bir kısmı yıldızlarla galaksilerle kaplı çoğunluğu karanlık madde karanlık enerji. Bir bilinmez var sonsuz hayaller var. Var olan sadece yaratıcı. Bir TH-cam kanalında felsefi içerikler paylaşayan genç bir kadın hayal ediyor, okyanuslarda yaşayan balinaları hayal ediyor, çarpışan patlayan galaksileri hayal ediyor, yuvalarına ekmek kırıntıları taşıyan katrilyonlarca karıncayı hayal ediyor. Hayal ettiği sonsuz varlığı. Yok ki ondan başka yaşayan...
Evrende bir karanlik madde oldugu meselesi şaibeli :) Sormak istediğim bir soru var, eğer tanrının hayali isek yaşamınıza nasıl anlam veriyorsunuz? Yani gerçek değil de kurgu olmanız hayatınızı anlamlı kılma konusunda bir sorun teşkil etmez mi? Merak ettim yalnızca:) Düşüncelerinizi duymak isterim. Sevgilerle.
Son kısımda bahsettiğiniz David hume'un cümlesinin tam tersini kastetmiş olması daha makul ve tutarlı değil mi? "Bir yerde duracak ve daha ileride durmayacaksam niçin orada yani "maddede" duralım, niçin "Tanrı'da" durmayalım?" nitekim tersini bile kasetmiş olsan maddede dünyadada yani maddede de görmek isteyenler için çok fazla delil var. Ve cümlenin aslı bu değil miydi?: "Eğer burada durup daha ileri gitmeyeceksek, niçin bu noktaya kadar geldik?" Yoksa kastettiğiniz başka bir sözü mü?
Metafor yaparsak eğer "Yaşam daha önce çekilmiş bir sinema filminin tekrar gösterimi gibidir" bu nedenle aslında geçmişe gidilmiş olur. Entropinin nedeni geometrik çogalmanın neticesinde olmaktadır, denge için yok oluş gerekmekte ancak ana rahmindeki zigotun ilk 4 ayında oluşurken entropinin olduğu söylenemez bu da bize yaratım sürecinde düzenin olduğu veya ortaya çıktığını, ancak yaratımdan sonra düzensizliğe yöneldiğini göstermekte. Bu nedenle ana rahmi düzenin olduğu, bozulmanın olmadığı tek yer diyebiliriz. Büyük patlama denilen şey zigottan cenine geçmiş olan evrenin entropiye yönelmesidir bu nedenle evreninde bir zigot dönemi olabilir düzenin ve kaosun olmadığı bir AN.
17:50 deki bahsedilen yanılgı çok bariz değil mi yoksa bana mı öyle geliyor ? Ayrıca nedensellik ile zaman oku ve entropi arasındaki ilişkiye deginmeniz iyi olmuş. Videoyu izlemeden önce yorum yapip ben bahsedecektim videoda anlattığını görünce şaşırdım bir an
![ILLSLICK - KILLSHOT REMIX [FULL VERSION]](http://i.ytimg.com/vi/RIK8RrqIAzE/mqdefault.jpg)
Zayıf karakterli insanlar teselliyi dogmalarda buluyor, herkes kendini aydınlatacak sürecin içine girecek cesareti gösteremez, gerçekler acıdır, acıyı kimse sevmez.
Tolstoyun romanında dediği gibi ;
Ağlıyordu,Tüm bu hayat yıkıcı ve can yakıcıydı..
Belki de Tanrının yokluğuna ağlıyordu..
Aydınlanmayan insanlara imreniyorum..
Bazen zayiflarda kazanir.o kadar guclulerin yaninda?Mevlana atif yapar Nuh un ogluna:"kendine cok guvendi binmedi gemiye helak oldu gitti."der.
Yorumlarda sebebini anlayamadığım toksik bir kitle var.Her şeyi eleştirmekte,dogmatik düşüncelerine bağlı kalmakta üstelik bu düşünceleri üstünmüşcesine dikte etmekte üstlerine yok.Sizi saygılı ve yenilikçi olmaya davet ediyorum.
Evet, bu durunum bilimdeki açıklaması = "dunning kruger effekt" diye adlandırılmıştır.
Yani, IQ nekadar düşükse, "haklı olma düşüncesi" logaritma biçiminde yükseliyor oluşu.
Bununda sebebi, bilgi noksanlığından kaynaklanıyor olması.
Misal: bir insanın hafızında renk olarak tek, beyaz ve siyah var, başka bir renk görmemiş varsayalım.
Bir başka insan "gri'de var" dese, (onuda gördüğü için), bu bilgi olmayan insan buna itiraz eder, bu bilgiye sahip olana kadar.
Olmaz dostum onların istediği gerçek olmalı
Yenilikçi ne ?
Bu yoruma şu günlerde karşılaştığım çoğu gerçek veya sanal alan için katılıyorum. Nereye kulak versem tarif ettiğiniz rahatsız olma halinin benzerini yaşıyorum. Yorumunuz için teşekkür ederim.
Neden hep yenilikçi olalım ki belki doğru olan bazı eskilerdir ? Popüler kültür kölesi olmak değil mi bu 🫡
Nihayet hasretle ve merakla videolarınızı beklememe, takip etmeme, hatta tekrar tekrar izlememe sebep olan heyecanlı/enerjik anlatımınıza geri döndünüz. Benzer canlılığa en son Kant videosunda rastlamıştım desem yanlış olmaz.
Hoş geldiniz, hayat enerjinizin hiç eksilmemesini dilerim.
Birazda izleyenleri öveyim bari :) Birbirine aşağı gözle bakmayan, kutsalına saygısızlık etmeyen ve güzel bir mütalaa şeklinde yapılan yorumlar gerçekten güzel. Diger sosyal medya platformları gibi değil, son derece güzel...
İki seçeneğide düşünelim. Tanrı ortaya çıktı ve dediki evet sizi ve bütün evreni ben yarattım doğal olarak hemen soracağız peki neden diye oda canım sıkıldı ve yaptım dese hemen konu kapanır çünkü bilinmeyene ulaşmış olduk. İnsan olma amacımızı ve tanrımızı bulduğumuaza göre misyonumuz tamamlanmış olur. Bundan sonraki hayatımızı nasıl yaşamaya devam ederiz ? Merak edebilecek miyiz bir daha. Aklımızın içinde neler yaşayacağız. Hakikate ulaşmak bizi mutlu mu edecek yoksa büyük bir bunalımamı gireceğiz. Bence evrenin oluşumu ve tanrının var olup olmadığı konularının bizim tarafından bilinemiyor olması olumlu. Aksi takdirde şuan yaşadığımız hayatlardan hiç ama hiç zevk alamayacağımızı düşünüyorum. Bilinmezi aramak bizim tek mutluluk kaynağımız.
Belki de tanrı bu yüzden kendini göstermiyor.
Can sıkıntısı sonucu birşeyler yapmak insan gibi aciz varlıklara mahsus bir durumdur. İnsan anlamsız ve amaçsız hissederse canı sıkılır ve bunun üstesinden gelmek için birşeyler yapar. Tanrının canının sıkılması gibi bir durum söz konusu değildir çünkü Tanrı olduğu için kendisini anlamsız ve amaçsız hissetmesi olanaksız olacaktır. Eğer gerçekten bir Tanrı varsa bu evreni yaratmasının amacını anlayabileceğimizi sanmıyorum.
Araştırmaya ve değişime açık tavrınızı çok takdir ediyorum. Bir insan için en büyük felaket kalbini ve vicdanını susturup karanlığa teslim olmasıdır.
Hem zeki ve anlamaya merakli hem sempatik ve güzel olduğunuz icin sizi dinlerken iyi hissediyorum ve sonraki soylesilerinizi heyecanla bekliyorum sayin Dilara
Hiç bu perspefektiften bakmamıştım: Her şeyin bir nedene ihtiyacı yoktur, bu daha çok insana özgü bir kavram. Böyle düşünmek ufkumu genişletti sağolun Dilara Hanım. ❤
Evren kocaman bir laboratuvar binasidir.Içinde bir çok oda yani galaksiler vardır.Dünya ise en özel laboratuvar odası.Dünya'nin içindeki her canlı ise denektir.Senden çok daha zeki ve güçlü bir varlığın deneğisin.
Sen bir deney faresisin.Boşuna çıkmadın annenin solucan deliğinden.
Deney içinde deneyler ne kadar müthiş değil mi?
Her seyden haberdariz diyorsunuz.Matrix de yaşıyorsunuz hiçbir şeyden haberdar olmadan.
Kozaniza yani tabutunuza girince tırtıldan kelebeğe evrileceksiniz.
Müthiş
Yaratıcı'yı yok saymak için bu çırpınışınız, üstelik de bilimselmiş gibi bol laf ve mantık karmaşası ile bunu yapmaya çalışmanız çok hayret verici. Hiç mi kendinize ve sizi seyredenlerin aklına saygınız yok?
Mutsuzluğunuzun kaynağı budur.. Siz Allah'ı görmezden gelirseniz, O da sizi yok sayar...
@@DivineReminder19ya olum sizin gibi dincilerden, yobazlardan kurtulamayacakmiyiz. Gercekten biktik sizden yeter aw!
@@DivineReminder19 Allah bizim kendisini görmezden geleceğimizi önceden bilmiyor mu zaten? O halde neden bize iman vermek yerine bizi yok sayıyor? Bu mükemmel bir tanrıya yakışır mı? Allah, onu yok sayma seçeneğini vermiş ise verdiği bu seçeneği gerçekleştirmek tanrıdan gelen bir seçenek olduğundan bu yola girip de onu yok saydığımızda bize kızmamalı veya bizim gibi davranarak neden bizi yok saysın ki? kendi koyduğu kurallara uyamıyorsa yine mükemmel olamaz. Velhasıl tanrı kavramı gerçekliğe karşı uydurulmuş bir masal, doğa yasalarına eklenen tanımsızlık/paradoks yaratan bir düşüncedir. O halde inanmamak inanmaktan daha mantıklıdır.
@@Faroedenopucukyolla dilara hanımın kader kavramını, özgür iradeyi anlattıgı bır vidosu onu izlemenizi tavsiye ederim
Teşekkürler...Dünyadaki yolculuğumda keyifli dakikalar yaşatıyorsunuz...Genişleyen halkalarınıza yenileri eklenmesi dileğiyle...❤
Video süresi 37.10 değil olamaz 5-10 dakika kadar sürdü yine her zamanki gibi 😊 Çok karmaşık gibi gelen konuları bile tek seferde bir aydınlanma gibi hissettirdiğin için teşekkür ederim Spinoza, Ulus Baker ve Pelin Dilara Çolak felsefeyi sevdirdiğiniz için tekrar teşekkür ederim 😊 💜
Auroralı bir gökyüzü yaptığım sulu boya çalışmamı yaparken dinledim. Çok güzel bütünleşti. Hem düşündüm hem zihnim rahatladı. Teşekkürler Dilara!
Seni dinlemek huzur veriyor ❤ ⚘🌅🧿🦅
Bu insanı sorgulamaya yönlendiren sorular önümüzde yeni ufuklar açıyor…tabii ki insan’a evrilmeyi tamamlamış olanlar için.Teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum…
35:34 Burada ki edilgenlik ve çaresizlik... işte yaratılmış fıtrattan geliyor.
İlk bakışta videonun başlığı çok klasik ve sıradan gibi duruyor. Ama her zamanki gibi içi dolu dolu ve yeni pencereler açıyor. İlgiyle izliyoruz. AFERİN Kız sana!! 👍
Yine aklımızda dev sorular eşliğinde bir videonun daha sonuna geldik. ❤️😇
Bu arada çok tatmin edici, dolu dolu bir içerik olmuş. Teşekkürler🤗😊
Zaman; Varlığın sürekliliğidir.
Sizin takvimleri belirlemeniz hareketin sayımıdır.
Takvimler zamanın kendisi değildir.
Hareketin sayımı ile zamana ölçü getiriyoruz.
Bunuda gezegenlerin birbirleriyle olan ilişkilerini kullanarak yapıyoruz.
Varlıksal bir gerçekliğin üzerinden zamanı ölçümlüyoruz.
Süreklilik olmasa zaman diye bir şey olamaz.
İyi de varlik hic yok olmuyor ki boyleyse eger zaman da bir gerçek olmuş oluyor.
"Yüce bir Varlık olmadan evrenin yaratılışını açıklamak mümkün değildir."
- George Washington
Yine karşılaştık aksalslamd
Harika bir sonla bitirdiniz.Düncelerinize sağlık.Varolmak güzel.Sevgi ile başlayan anlam yapılandırması aile,doğa,sanat,üretim vb yapılandırmaları ile devam ediyor.Duygu,düşünce ve davranış çarkını güzel anlamlarla çevirebilirsek yaşanılası bir ömür geçirebiliriz.
Mide açlığı yemeklerin varlığına delil olur, varlığın nedenine dair şiddetli merak ise varlığın bir nedeninin olduğuna delil olur.
❤❤ benim son bir yildaki en harika keşfim oldu bu kanal
Her konuşmanızda düşünüp sonuca varamadım şeylere başka bir açıdan bakmamı ve fark etmemi sağladınız. Sizinle birlikte düşünmek çok keyifli. Teşekkür ederim 🌸
Çok anlaşılır, arı,duru açık dil kullanımınız, anlaşılır olmayı artırıyor,emekleriniz için teşekkür ediyorum 🎉..
Norofelsefe konusunu da ele alıp anlatmak istermusiniz? Lütfen...ne iyi olur 🙏
Bu "neden" kelimesi, soru sormak için mi yoksa birşeyin sebebi yerine mi kullanılıyor?
Pelin Dilara hanım, siz her iki anlamda kullanıyorsunuz..!
Ben sadece bir olayın sebebini öğrenmek istiyorum..
Nedenin nedenini(?) değil!
Birde uzaysal, dünyasal, nedensel, yapısal, parasal, kuramsal, sorunsal vs her kelimenin sonuna "sel, sal" ekleyerek konuşursak, bu Türkçe mi oluyor?
Maşallah! Güzel Türkçemizi "sal'lara yükleyip, sel'lere" kaptırdık gidiyoruz.
"Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete" misali..!
Yaptığım tenkid değil, sadece serzeniştir.
Çok yararlı konuları masaya yatırıp, bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
Hoşça kalın.
Her anlatı ayrı bir dünya.Çok teşekkür ederiz. İzlemeye doyamıyorum.❤
İnsanlık, varlığın ve zamanın başlangıcı ile ilgili tahminleri ve varsayımları aşan bir bilgiye ulaşmadığı sürece, ki bu bağlamda herkes aynı noktadır, teist dinlerin varlık ve tanrı açıklamaları akla en yatkın açıklamalardır.
Varlığın her yerinde ve zamanın her anında örüntüler mevcuttur.
Örüntüler bir bilginin ve bir iradenin ürünü olmak zorunda.
Örüntüler basitten karmaşıklığa gittikçe bu bilgi ve iradenin var olma zorunluluğu da artmaktadır.
Bilgi yoksa varsayım vardır.
Varsayım varsa yanılma ihtimali vardır.
Ya düşüncelerimizin bizden başka hiçbir şey için hiçbir önemi yok ya da düşünce gücümüzün sınırları çok önemli ve bir amaçla taçlandırılıcak.
varoluşu ve sorguları sorgulayan arge videolarınız mükemmel. tamam bu videonun başına bakıyim gerisini sonra izlerim desem de mecburen sonuna kadar izlemeden duramadım. emeğinize sağlık celal hocadan sonra sizin gibi gençlerde de ufkumuzu genişletmeye devam etmenizi bekliyorum.
Emeğinize sağlık Pelin hanım teşekkürler 🙏
Türkiye'de geçmişten günümüze filozoflar kimler sizin görüşünüze göre? Merak ettim..
Her bir cabaniz için, dili kullanımınizdaki açıklık,duruluk için teşekkürler 🙏❤️🦋
Bediuzzamani okumamak için ne gibi makul bahaneleriniz var Pelin hanım rica etsem yazarmisiniz
Evrenin ilk nedeninin, döngüsel ya da çizgisel başlangıç ve bitiş noktalarının, başlangıç amacı ya da amaçsızlığının bizi zerre kadar ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Durumun gereksizliğini bir örnekle açıklayayım.
Mesela Ankara'dan İzmir'e yola çıktım. Manisa'dan geçerken yakıt almaya karar verdim. dönüp şehrin içine girdim. yakıt alırken bir de içecek alayım dedim. Şimdi bu hikayede aldığım içecekle benim hangi noktadan yola çıktığım arasında bir nedensellik ilişkisi var mı? Yok. İzmir'den Ankara'ya yola çıksaydım da durum değişmeyecekti.
Nedensellik sonuçları olasılık dahilinde var olabilir, kendini tekrar edebilir ve tesadüfen farklı nedenlerin sonuçlarıymış gibi davranabilirler.
Bir elektrik motorunun hareketli milini düşünelim. Büyük patlamadan başlayan nedensellik zinciri sonucu bir zamanda bir konumda olsun. Bir dahaki turda aynı konumda olacaktır. Büyük patlama, iki tur arasındaki zaman farkı kadar geç ya da erken olsaydı konum değişmeyecekti. Demek ki aradaki zaman farkı ve tekrarlanması muhtemel olasılıklar arttıkça nedenselliğin anlamı zayıflıyor. 13,8 milyar yıl ve sonsuza yakın olasılık denizi içinde bu anlam varsa bile hiç bir şey ifade etmeyecektir.
Bayılıyum hocam anlatımınıza
Girişe güzel başlayıp kişiyi odaklayabiliyorsun fakat gelişme durumunda yani videonun ortasında kişi tamamen odaktan uzaklaşıyor işte sonuç kısmına gelince toparladığın için az çok birşey anlıyoruz.
Hep sorarım bu soruları kendime; neden varım,yaşamamın amacı ne. Tanrıya hizmet etmemkmi, yoksa mutlu veya mutsuz yaşayarak yok olmakmı(ölmekmi). Yada tanrı varmı veya yokmu. Ben neden, neiçin varım? Paran varsa yaşarsın, yoksa sürünürsün. Hayat bumu?
Yaratıcı'yı yok saymak için bu çırpınışınız, üstelik de bilimselmiş gibi bol laf ve mantık karmaşası ile bunu yapmaya çalışmanız çok hayret verici. Hiç mi kendinize ve sizi seyredenlerin aklına saygınız yok?
Mutsuzluğunuzun kaynağı budur.. Siz Allah'ı görmezden gelirseniz, O da sizi yok sayar...
@@DivineReminder19 Ben yaratıcıyı yok saymıyorum. Sadadece sorguluyorum. Yaratıcının var olduğuna inanıyorsun. Üstelik görünmeyen bir tanrıya. Peki ya yoksa?
Ben ötekiler gibi sözde müslümanım diyip(kur'an okumamış, ayet, hadis bilmeyen, du bilmeyen, islamın ve imanın şartları nedir bilmeyen, böyle insanlar çok var) tiplerden değildim. Dürüstüm. Kendimi kandırmıyorum. Ya varsa cennete giderim, ya yoksa yapacak birşey yok, inan gitsin diyipte zar atmıyorum. Sorguluyorum.
@@Walkingdead5914
Inanmasan neler kazanıyorsun.
Inansan neler kayıb ediyorsun.
Sorgulaman doğrudur.
Hiçkimse körü körüne inanmasın.
Bütün Dinleri arkanda bırak , Evrensellik ve Bireysellik e yüksel , ondan sonra Allah Tanrı God Eliah Manitu vesaire diye Yüksek Enerji sana ve sende ona kavuşabilirsin.
Hiçkimseyi taklit etme , sen sen ol , kendini en Derinlerde ve Yükseklerde ara , görürsün bu Dünyada nekadar akıl almaz Mucizeler var.
Ben kendim çok çeşitli Mucizeler gördüm ve yaşadım.
Bilassa Yakın Ölüm Deneyi yaşıyanlar üzerine Informationlar topla , ozaman görürsün Yüksek Enerji ( Allah Tanrı ) Realitedir.
1 denizyıldızı kurtarsam kardır :) @@Rose429
Slim iyi yayínlar sizi hep ilgiyle takip ediyorum .,Başarılar
severek takip ettigim kisilerdensiniz bazi konularda iki kisi soru cevap seklinde olsa daha mi iyi olur mu diye dusunmuyor degilim. Sizin hakim oldugunuz bizim merak ettigimiz konulari anlamak ve ozumsemek icin daha etkin bir yol olabilir diye dusunuyorum. Cunku biraz once yazmis oldugum gibi bizimkisi biraz amatorce ilgilenis ve merak cevremizde bu konularda dinleyebilecegimiz sorular sorabilecegimiz kaynak seklinde ksiiler olmamasi bu konulara hakim olmus kisilerin agzindan cikacak cumleleri daha bir onemli kiliyor saygilar
İnanılmaz tatlı bir sunum. Sizi yeni keşfettim , çok başarılısınız
Müspet bilimlerde kariyer yapmakla geçen Ömrümün son deminde sizin videolarınızı izlemek benim için bir Hediye ! ( Tıpkı, Evrim Ağacı programı gibi...)
Hepiniz Varolun, Sağolun, Hep Üstün zekâlarınızın ürünlerini toplumla paylaşın!
Pek yakında sizleri ,çağdaş Atatürk Türkiyesindeki eğitim kadrolarında görmek isterdim😇
Büyük patlama var olmuş olsaydı Samanyolu Galaksisinde bulunan bütün gezegenler aynı yaşadığımız Dünya gibi olurdu ancak öyle olmadığına göre mutlaka bir yaratıcı vardır. Yaşadığımız bu gezegen özenerek yaratılmış bir gezegendir. Burasıda tıpkı Mars gibi veya Venüs gibi çorak bir gezegen olabilirdi. O sebepten ötürü her bir canlı mutlaka bir amaç uğruna bu gezegene gönderilmiştir. görevlerimizi yaptıktan sonra yeniden yaratıcımıza geri döneceğiz. Asıl sorulması gereken soru İnsan olarak bizim görevimiz nedir diye sormaktır. Bozgunculuk yaparak yaşamak mı yoksa iyi bir insan olmak mı? Yaratıcı yoksa şayet herşeyi yapmak serbest olurdu çünkü hesap verilecek bir yer olmazdı. Herkesin yaptığı kendine kar olarak kalırdı. O sebepten ötürü okunması gereken tek bir tane kitap vardır. O da Kur'an'ı Kerim'dir.
Aşırı bilimsellik dışı bir çıkarım yaptığınız gibi üzerine giriş seviyesi bile denilemeyecek bir felsefi yorumla kendi ön kabullerinize yönelmişsiniz. Bigbang olsa neden diğer gezegenler dünya gibi olsun? Her gezegen aynı miktarda kütleye sahip olup aynı yörüngesel uzaklıkta, aynı yörünge hızı ve aynı eksen eğikliğine sahip olmuyor ki? Dünya gibi bir gezegen olması için bazı optimum koşulların düşük bir olasılık dahilinde sağlanması lazım.
@@kemalkorkmaz2049 Ben bilim ve diğer kaynaklardan faydalanarak bu çıkarıma ulaştım. Size bunu bir örnekle açıklayabilirim. Atmosferimizde 7 kat olduğunu bize okullarda anlattılar. Bunun aynısı Bakara Suresi 29. Ayetinde de bildiriyor. Bilim ile İslam birbiriyle bağlantılıdır. Onları birbirinden ayıramayız.
niye görevimiz var buna gerek mi var? yaratıcı niye var ? niye amacımız var? gerekli mi? her şeyi yapıyorlar zaten? korkan mı var ? iyi insan olmak cezayla mı oluyor?
@@kemalkorkmaz2049 Ben bir kayayı dinamitle patlatsam ortaya çıkacak olan yine kaya parçalarıdır. Ekstrem birşey çıkmaz. Bu sebeple dünyamız çok özel bir gezegendir. Özenerek yaratılmıştır.
İlk olarak big bang bir başlangıç değil big bang den önce kozmik enflasyon dediğimiz bir dönem vardır,enerji ve madde bu dönemde var olmuştur.Bu enflasyon döneminden de öncesi vardır buna da büyük birleşme çağı denir.Birleşme denmesinin sebebi kütleçekim hariç bütün kuvvetlerin tek bir kuvvet olduğu için.Bununla birlikte bu kadar sıcak bir alanda kütleçekimi çekici bir kuvvet değil itici bir kuvvet haline gelmektedir.Son olarak da plank çağı dediğimiz bir çağ gelmektedir bu çağda şuanda hangisi olduğunu bilmediğimiz bir kuantum kütleçekim kuramı dönemi domine etmektedir.4 yazarlı higgs ve cern kitabı var alfa yayınlarının çıkardığı bazı şeyler çok teknik fakat yoğunlaşıp anlamaya çalışırsanız kitabı inanılmaz bilgiler var içinde.Zamanla ilgili olarak zamanın başlangıcı diye bir şey olup olmadığını bilmiyoruz
Özet: Alfa Yayınlarının ne kadar süper olduğu haricinde hiçbir şey belirli ve kesin değildir.
Zaman nereye akarsa aksın ileriye aktığını düşünürüz.
+. Artık zamanın bir yanılsama olduğuna eminim.
@@Schizodisthimicc Kişiye göre zaman değişir zaten.
@@onur2899 kişiye göre zamanın değişmesi fiziksel bir durum değil, insanın kendisiyle ilgili. Mesela zamanın hızlı aktığını hissettiğimizde zaman gerçekten de hızlanmış demek değil, bizle alakalı bir durum.
@@ozpanenteist5213 insanla alakalı dediğim, yani psikolojik olarak. Mesela işkence gören birisi için 1 dakika 1 saat gibi geliyordur. Ama insan en mutlu olduğu an(mesela sevdiğin biriyle birlikte olduğun an) 1 saat 1 dakika gibi gelebilir.
@@ozpanenteist5213 😄bana yanıt verdin diye ciddi sandım
17:59 burada Aristoteles'in 4 nedeninden bahsedilse iyi olurmuş: Causa materialis, Causa formalis, Causa efficiens, Causa finalis.
"Bütün, kendini oluşturan parçaların toplamı ve hepsinden daha büyüktür lakin hepsinden fazla da bir şeydir!"
Yediğimiz bir kurabiye onu oluşturan materyallerinden ve ısıl işlem gibi bir takım etmenlerle oluşur ve afiyetle yeriz. Bunu yediğimizde tüm o materyalleri yemiş olsakta (ki ayrı ayrı yediğimizde de bir takım lezzetler alırız) hepsinden fazla da bir şey yemiş oluruz.
İnsanında rasyonel aklı, anlama yetisi, zihni, zihin durumları, bilinci, benlik/leri, akli sezgisi, iç güdü aklı, duygu aklı, kalbi sezgileri, ilhamları vs vs gibi onlarca donanımı var. (Her ne kadar son dönemlerde rasyonel aklı kullanma konusunda çok daha şartlandırma olsada=) Nasıl bu ve benzeri donanımlar ayrı ayrı insanı oluşturan parçalar olsa da insan dediğimiz şeyde bunlardan daha büyük ve "daha da fazla" bir şeydir.🤷♂
Hmmm yoksa bu tip bir akıl yürütmeyle başka konulara da mı bağlasak?
Aramakla bulunamaz
Bulanlar arayanlardı....
Hz.Mevlana
Her zaman bir neden arayışım olduğunu daha çok farkettim..belki de mantıksal nedenlerle tutunma gereksinimi...bu yeni anlamı denemeye çalışacağım en azından..güzel enerjinizle hayatı güzelleştiriyorsunuz💖🍃🌸
Sevgili Dilara, sizin kanalınızı ilk açtığınız günü dün gibi hatırlıyorum gerçekten ilk dinlediğimde beni başka diyarlara götürüyordunuz bazı videolarınızı izleyebildim bazılarını izleyemedim. Sizin adınıza çok mutluyum kanalınız bu gün yüz binlere ulaşıyor umarım her gün bu trene yeni vagonlar eklenir ve yeni insanları uğurlarsınız😊
İnancımı ziyadeleştirdin sevgili Dilara, emeğine sağlık.
Geriye ala ala düşüne düşüne dinledim ve harikaydı bu farkındalık bu kitabı okuyacağım❤ teşekkür ederim
Herşeyin bir nedene ihtiyacı yoktur!
Neden:)
Doğada sadece nedensellik ölçüsü görünmüyor. Diyalektik bir ölçüde gözlemleniyor...
Keyifle izlenen bir video: check, Yeni okunacak bir kitap: check, Yeni öğrenilen bilgiler: check - Emeğinize sağlık.
İzleyici kitlesi için bile izlenir🌪️😎
Saçlar kesilmiş, gözlük değişmiş ruhun, zihnin ve bedeninin değişimine şahit olmak sizi tanıyor gibi hissetmeye başlıyoruz sanırım :) deprem sonrası sürecimde desteğiniz için çok teşekkür ediyorum .
Saçlarını kesmedi topuz yapmışş
evet video içerisinde farkettim :) @@miusacloud
Saçlar topuz mu kesilmiş mi? Bakar mısın zemine..😂
@@fikretkurtulus96 evet sonra yorumlarda belirttim farklı toplandığını
ne evrenin oluşumunu nede insanlıgın baslangıcını hickimse bilmiyor bilmeyecekte sır olarak kalacak
Selamlar Dilara Hanım yayınlarınızı takip edip faydalanmaya çalışıyorum bu çabalarınız harika ... Bir soru sormak istiyorum hareketin kaynağı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?
Kapsamlı, öz ve akıcı idi; teşekkürler PDK.👋👋👋
Pdk ne
9:51 Hiçlikten varlık ortaya çıkmaz. Varlık yokluktan ortaya çıkar ve dolayısıyla bu ikisi de tekillik içerisinde var olur yani varlık da mutlak değil yaratılmıştır. Hiçlik diye bir şey olmadığı için varlık ve varlığın olmayışı (yokluk) Tanrı'nın pozisyonunda birlikte bulunur.
Bilimin, ahlakın, hukukun, ilimin , fiziğin, metafiziğin hülasa her şeyin menbaı, madeni, mehazı, kaynağı vahiydir. Aşkın kudrettir. Zatı Vacibul Vücuttur..
35:16’daki teist ön kabullü dilden sıyrılmak gerektiğini düşünüyorum. “Tanrı yokmuş gibi” var ama yokmuş gibi yapmak anlamı veriyor. Dillerin de ateistleşmesi gerekiyor ki düşünceler de uyum sağlasın.
Dolo dolu bir videoydu.Kitap çok ilgi çekici duruyor.Okuma listeme ekledim.
23:25 te o kadar haklısın ki en başta bu örneği verseydin daha net anlardım😅
Zamanı oluşturan şey olasılıklar. Zamanda geleceğin olmaması, olasılıkların sıfır olması demek. Olasılıkların gerçekleşebilmesi için bir gelecek olmak zorunda. Bir geleceği olmayan bir şey mevcut olamaz. Var olmanın nedeni de olasılık. Nedensellik aslında olasılığın bir açıklaması. Zamanı olasılıkların doğması ve gerçekleşmesi süreci olarak tanımlayabiliriz. Evrenimiz olasılıkları olduğu için var.
Hız = Yol / Zaman olduğuna göre Zaman = Yol / Hız dır. Demek ki bir hız ve yol yoksa zaman olmayacaktır. Olasılıklar buradaki yol’un içeriğinde bulunuyor. Yol, iki nokta arasındaki evrenin boyutu olduğu kadar bu boyutta gerçekleşebilecek olasılıkları da içeriyor.
Sadece bu bildigimiz evren yok....
Kimbilir daha ne kadar evrenler var....
Sadece biz ozgur iradeli insanlar var edilmedik , daha bir cok varlik var edildi....
Bu var edilis sebebini soyleyeyim....
Her seyi tek yaratici var etti....
O tektir , benzeri ortagi yoktur...
Eger her seyi var etmeseydi , hic bir sey tarafindan bilinmeyecekti....
Sonsuz gecmisten , sonsuz gelecege tek olmak , ve hic bilinmemegi o tek yaratici istemedi...
Ve her seyi yaratti.....
Beyin yakan bir video 🔥
Bazı anlarda Öylesine merakla dünyanın yüzüne bakıyorum ki. Bazen benliğimi unutuyorum o an.
Bir başlangıç olarak kabul edildiğimizi nereden çıkardık? Bir şeyin başlangıcı olduğumuzu düşünmek kendimize değer atfetmektir belki de.
pardon, evet işte moruk onu diyorum :)
Allah kainatı ve insanları yoktan var etmiş hepsi budur çokda üstünde durmaya gerek yok
Ne kadar şaşırtıcı!..
(İlim+fen+matematik+sanat= Tesadüf) demek...
33:11
@@ozpanenteist5213 Anlamamışsın. Evrenin kendisinin ezeli ve ebedi olduğundan bahsediyor, yani evrenin nedeni başka bir varlık değil de kendisidir.
@@ozpanenteist5213 hangi yasalardan bahsediyoruz örnek verebilir misiniz
@@Schizodisthimicc Kendi kendine ha?.. O zaman şaşırtıcı bir hikaye... Fırtınalı karlı bir gündü; Yerdeki karlar birden yuvarlanıp toplanmaya başladı ve havalandı; biri gövde, biride baş büyüklüğünde oldu birde üst üste geldi. Yan taraftaki çöplükten de kara kara kömür taneleri baş tarafa göz; tahta parçaları yanlara kol, havuçlarda ortaya burun olup yapıştı. Daha bitmedi çöplük zengin mi zengindi; yırtık atkılar vardı; dolana dolana gelerek adı tesadüf olan KARDAN ADAMIN boynuna sarılmasın mı?.. İşte acayip bir hikaye; senin de benimde güldüğümüz; kendi kendine bir kardan adamın bile olamayacağı hikaye.. Aması acınası ağlattıtıcı hikayesi; uçsuz bucaksız uzayı içindekileri ile muhteşem yapıda kainatı; milimetrik ayarlı güneşi, ayı gezegenleri, insanı (aklı bedeni ruhu eli ayağı gözü vs.) hayvanı vede bitki yapısı kendi kendine tesadüf ha? zaten bunca ayarlı mükemmellikler seni beni insanı tanıyor ve acıyor imdadımıza yetişiyor ki öylesine müthiş sanatlı icatlar ortaya çıkıyor; yani güneşi hem lamba hemde ısı kaynağı oluyor; havası oksijeni bitkileri meyveleri vücuda ayarlı olması işin cabası değil mi?.. Şaşarım! o hikayeden kendini kandıran ve aldatan akla!.. Sonuçla, ötelerde son durağına varınca, eyvah aldandık, şu dünya hayatını sabit sandık, o zan ile bütün bütün zayi ettik diyerek görürler... Şimdi dönülmez ufka yürümeden, umutsuzca el sallamadan, pişmanlıkla keşke demeden, bugünlerden görerek, aklı kullanarak güzelliklere yelken açarak o sonsuz güzel günlere ulaşmak dilekleriyle.. Vede selam ile.🌹
@@ozpanenteist5213Tanrının da bir nedeni yok.
Neden varız ve evrenin neden var olduğu ve olmasaydı ne olacağı? Bu soruları kendime sorduğumda başım dönüyor.
Emeğinize sağlık Dilara hanım. Başarı sizinle olsun. Yolunuz ışık olsun
Felsefenin en zor yanlarından biri de, hangi yönde ne kadar güçlü bir argüman sunarsanız şunun, muhtemelen onun karşı argümanı da o kadar güçlü şekilde ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla kimsenin fikri kesin doğru değildir. Hakikate fikirlerin bir araya gelmesiyle yaklaşılır ancak...
Hakikat olmayabilir.Var diyebilirsiniz.Bende varsa bile,sonsuza kadar ulaşılmaya bilir, ulaşılmayan bir kavramda gerçek olmuş olamaz.
@@tayfundogan6068 ulaşılmasa bile gerçekliğinden bir şey kaybetmez
Evrenin doğasında doğrusal nedensellik yoktur, bu daha çok kendi doğamızda olan bir belirlenim.
Yani şöyle düşünüyorum : t1 ve t2 anını neden- sonuç olarak belirleyen uyarlanım tamamen bilinçsel. t1 ve t2 anı moleküler düzeyde birbirinden farklı kombinasyonlar, onları ilinekleyen benim.
Dolayısıyla t1 ve t2 anı fiziksel anlamda birbirinin ardılı değil.
Ardıllık deneyimseldir.
İki meta pozisyon ancak zihinde anlam/ hareket yönü buluyor.
Böylelikle deneysel yönteme başvurabiliyor, örneğin bardağı masadan itince hemen her sefer yere düştüğüne tanık oluyorum.
Zamandan ve mekandan münezzeh , herşeye muktedir bir tanrı kendisini yararatmadan nasıl var olduğu iddia edilebiliyor. Çevrede olağan üstü şeylere şahit olup bir yaratıcı vardır demek nasıl yeterli olabilir.
Bu kanalı uzun yıllardır takip ediyorum, sizi ve gelişiminizi izlemek hep ufuk açıcıydı fakat son aylarda yüklenen videolara bakmamaya başladığımı fark ettim. Özür dileyerek ve tamamen iyi niyetle söylüyorum ki sizce de kendinizi çok tekrar etmeye başlamadınız mı? Birbiri ardına gelen benzer konular yanı sıra üstten bir üslup… Eskisi gibi dinlemekten keyif alamadığımı belirtmek isterim naçizane.
Yaratıcı'yı yok saymak için bu çırpınışınız, üstelik de bilimselmiş gibi bol laf ve mantık karmaşası ile bunu yapmaya çalışmanız çok hayret verici. Hiç mi kendinize ve sizi seyredenlerin aklına saygınız yok?
Mutsuzluğunuzun kaynağı budur.. Siz Allah'ı görmezden gelirseniz, O da sizi yok sayar...
Eleştiriniz için teşekkür ederim. Fakat 5 senedir ilk kez bu kanalda kozmoloji videosu yayınlandı sanırım.
@@DivineReminder19 Allah yoktur. Ortadoğu dini olan İslam tanrı kelamı değildir. Akıl dışı, çağ dışı bir ideolojidir. Bu ideolojiyi savunurken insanların yüzüne bakmaya utanmıyor musunuz? Din adına her şeyinizi inkar etmeye utanmıyor musunuz? İnsan aklını, onurunu, iradesini ,varlığını dine ve tanrıya amiye tabirle peşkeş çekmeye utanmıyor musunuz?
Siz dogmatik bataklığında debelenen putperestler, insanlığa karşı inanç kibriyle yaklaşıyor;bu çok iğrenç bir durum bence.
@@DivineReminder19 kardeşim Allah’ görmüyoruz ki. bir şeyi görmezden gelmek için önce onu görmek ama görmüyormuş gibi yapmak gerekir
bu kanalda ki videoların tek derdinin bilimi kendi düşüncesini dayatmak amaçlı kullandığını, sadece ve sadece dinlere karşı, inananlar ve tanrıya karşı cephe alan ve ya alanları öne süren ''planlı'' içerikleri olduğunu anladığınız için size hep aynı şeylermiş gibi geliyordur belki de.. ''aaa arkadaşlar bakın hele inanmamak için bunlar da sebep olabilirmiş, bakın gelin hele şu inanmayanın da bir görüşü varmış, bakın inanmamak için nedenler var'' mealinde bilimi felsefeyi kullanan bir içerik yuvası olduğunu yavaş yavaş kavramış olabilirsiniz, o yüzdendir.
Yine çok başarılı bir video olmuş. Aklınıza sağlık.
Aslında yapılan tüm felsefi fikirler bir yaradıcıyı kabul etmemek üzerine. Araştırmaları fiziğe göre yap ve materializm göre felsefe yap ama neden, ne için ve daha öncesinde ne vardı soruları doğru olmasın. Çünki mantıksızlık çıkıyor ortaya. Bu düşüncelere göre aslında bir mantığa dayanması gerekir. Bir yaratıcıyı işin içinden çkardığın zaman işin içinden asla çıkamassın ve kör tesadüflere bağlar, mantıksızlıkla uğraşa kalır insan.
subjektif
Benimde en çok merak ettiğim soru tanrı evreni neden bu kadar büyük yarattı
Başını dinledim, hadi büyük patlamayı yazamam, ayıb olur, demekki biliyom. Bilimsel konuşalım, benim anam babam. Var, onlarında anası baba sı var, atlayalım, hz ademe havaya. Peki onlar neyden yaratıldı. Dünya toprak, peki. Dünya neyden yaratıldı. Düşün. Yokluğu da aşalım, muya varalım. Rahman ve Rahim, ne demek. Aşk kim, bu soruların cevabını söyle şimdi, hadi ruhun. Allah kendi ruhundan üfledi. Peki nefsin neyden yaratıldı. Hislerimiz duygularımız, bize nerden yüklendi, peki bu hangi derya. Hadi yazayım. Gerçek olan, yokluktur, yani, akıldan sonra hayel deryasına geçeceksin, yani aşk deryasına, aşk diyo duya, ne dünya nede mana. Büyük patlama, özür, aşk. Aşk ne demek. Büyüdün, büyüdün, büyüdün, evren kainat, her şeyiyle kalbine sığdırdın, kalan Allahı bulma zamanı, Rahman ve Rahim, ikisini birleştir. Oku. Rahman ve Rahim Allah. Yani. İki gönül 1 aşk. Sır bu sır
Yaptığımız en büyük yanlisliktan biri, büyük patlama dediğimiz olgunun sonucu nda oluştuğunu düşündüğümüz zamanın devam ettiğini düşünmemiz yada zamanın buradan başladığını düşünmemiz. Bu doğru olsa tekrar tekrar zaman olusmasi gerekirdi. Bizim yaptığımız şey oluşan zamanı kullanmak. Neden aramaya gerek yok, zamanın bir parçasını kullaniyoruz. Kullandığımız zamanın tadını çıkarıyoruz. Birgün zaman bittiğinde yumurta da eski haline gelmiş olacaktır☺
Peki bu soylediginizden ne cikarabilir? Biz bize verilen bir zaman algisini mi kullaniyoruz? Bizim kullandigimiz zaman ne icin olusuyor ya da ne zaman?
Teşekkürler, sağlamasını şu şekilde yapabiliriz. Zamanın akıp gittiğini düşündüğümüzde akacağı yerde de zaman oluşmuş olması lazım öyleyse bunun önceden oluşmuş olması gerekiyor.
ayrıca başlangıcı tanrıya dayandırsak da bu seferde tanrının nedenini sormamız gerekmez mi?
Eğer evrenin bir yaratıcısı olmasa muhtemelen bizim aklımıza böyle bir soruyu sormakta gelmezdi. Örnek verecek olursam ''yuvarlak kare'' var mıdır? diye bir soruyu nasıl sormuyorsak bunu da merak etmememiz gerekirdi. Bize bu soruyu sorduran zaten içinde yaşadığımız evren. Etrafımızda hiç bir şey yoktan var olmuyorken evrenin nedensizce olduğunu düşünmek tamamen saçmalık. Evren içinde her şeyi sebep sonuç ilişkisine göre inceliyoruz buna da bilim diyoruz. İş evrenin oluşumuna gelince onun bir nedeni olmak zorunda değil diye düşünmek bence kıvırmak oluyor. Yani şu uçsuz bucaksız sonsuz evrende neden sonuç ilişkileri kurabilen olaylar arasında zincirleme bağlantılar kurabilen insan gibi bir varlık çıkıyor binlerce yıldır kafasını kurcalayan en büyük soruda bu evren nasıl oluştu sorusu? Verilen cevap ise bir nedeni yok :) ee benim bu kadar sorgulayabilme yeteneğim nereden geliyor desek ona da tesadüf derler. Bu dünyada her şey görevini yapıyor. Mesela arı bal yapıyor, tavuk yumurta dünyada ki her canlı görevini icra ediyor onun dışına çıkmıyor. Arı arada bir saçmalayıp yumurta yapmaya çalışmıyor.Bunları kodlayan ne? Yer çekimi neden var? Güneş nasıl tam olması gerektiği yerde? Canlılık için demir elementi lazım hoop bi süpernova patlaması uzaydan dünyamıza demir düşüyor, mevsimlerin oluşması için dünyanın belli bir eksende dönmesi gerekiyor vs. vs.vs... Trilyonlarca tesadüf biraz fazla değil mi?
Çok güzel bir yorum yazmışsınız. Yorumlardaki bazı kişiler gibi dine inanmayanlara hakaret etmemişsiniz. Temelde bu yazdığınız argümanlara felsefede fıtrat argümanı ve tasarım argümanı denir.
Fıtrat argümanına cevap vermek gerekirse insan dediğimiz varlık zaten doğadaki en aciz varlıktır. Bir ceylan yavrusu doğduktan bir kaç saat sonra yürüyebilirken insan bebekleri bir takım evrimsel sebeplerden dolayı ancak 2-3 yaşlarında yürüyebiliyor. Doğduktan sonra anneye ve babaya ihtiyaç duyuyoruz ve bu ihtiyaç reşit olana kadar sürüyor. Yetişkin olduktan sonra da asayiş kuvvetlerine, hukuka ve topluma ihtiyaç duyuyoruz. Bu ihtiyaçlarımızdan dolayı da tanrı diye bir şey icat etmişiz. Zor durumda kaldığımız zaman bir şeyden yardım istemeye ihtiyaç duyuyoruz. Ancak bu herhangi bir şekilde bir tanrıyı kanıtlamıyor, insanın aciz bir varlık olduğunu kanıtlıyor.
Tasarım argümanı ise bir yanılgıdan ibaret. Biz doğduğumuz andan itibaren hep zaten kolay bir dünyada yaşamaya alıştık. Karnımızı doyurmak için avlanmak zorunda değiliz, barınmak için mağara bulmak zorunda değiliz. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda. Bu yüzden de sanıyoruz ki bunlar bizim için var. Hayır yok. İnsan doğayı kendi amaçlarına göre şekillendirerek ihtiyaçlarını karşılıyor. Bir elma ağacını insanlar ilaçlamazsa o elma ağacının hayatta kalması neredeyse imkansız. Yediğimiz lezzetli elmaları insanlar ağaçları ilaçlayarak, gübreleyerek ve sulayarak elde ediyor. Yetiştirilmeleri esnasında yüzlerce elma ağacı telef oldu.
😂
Yaratan bilinmek istedi evreni yarattı. Evreni yarattı merkeze insanı koydu ona göre dünya yarattı sonra bilindi. Bilenlerden bir kısmı inkar etti onları yakacak. Sınav zamanı geldi bilenler ve itaatkar canlılar kazandı diğerleri sonsuza dek yanacak
@@MIRZAc89 iyilik ve kötülük denen birşey var olay sadece Allah'ı bilip cennete girmeyi garantileseydi böyle bir dünyaya gerek yoktu. Bu evrende en kolay şey bence Allah'ı bulmak aklını kullananlar için. Yada tesadüfe inanır. İki ihtimal var fazlası yok.
Zor meselelere dalıp başarı ile çıktığınızı düşünüyorum. Tebrikler
(An) yani zaman zihinin kaydı aldığı andır. değişmemesinin sebebi ise. Zaten tek bir zaman oluşu. Bizler geçmiş, şimdi ve gelecek olarak adlandırmamızdandır. Oysa tek bir an vardır. iç içe geçer. kural ise tektir. ya kayıttasırdır. ya da değil. (Varsındır ve ya yoksundur.) Nedensellik zaten var oluşun ardından oluşur.
33:43 evren neden var sorusuna verilen metafizik yanıtların varlığını, iktidar bağlamında ele almak lazım. İktidar, pozitivizmden ve doğalcılıktan beslendikçe, metafizik yanıtlar giderek anlamsızlaşıyor.
Yaratıcının varlıgını yada yoklugunu bilimle ispatlayamazsınız. Bu bir tercih konusu. Kavramsal yada düşsel olarak varsa, nesnel olarak varlığı da oldukça olasıdır. Kierkegaard.
Buradaki proğramınızdan bir özetle, şöylede diyebilirmiyiz; herşey Tanrıdır. Kendimizde dahil gözle görüp göremediğimiz herşey Tanrıdır. Aslında bir tanrı yoktur ile eş anlamdadır. Çünkü herşey bir birinin by product tı ise, yani bir birinin ürünü ise, bu zincirleme ilerleyen bir durum. Ve herşey değişime uğruyor. Vermiş olduğunuz örnekteki gibi Kül olan bir odun parçasını tekrar odun parçası haline getiremiyoruz, geçmiş ile şimdiki durum ve geleçek çok farlı şeyler.
Yaşama mahkum edildik, tamam. Felsefenin çözmesi gereken ilk sorun da bu mahkumiyetin neden sürdürüleceği ya da sürdürülmeyeceği, tamam. Ancak daha doğrusu kozmos üzerine düşünüp burada kendimizin/insanın pozisyonunu anlamaya çalışmak, bu da tamam. Buradan itibaren insanın, kozmosa bakış açısına göre değişecek, yaşamak için bir anlam/amaç hatta bir umut tayin etmesi/yaratması yolculuğu başlıyor. Bu anlam, zaman ve mekanın sınırını aşmıyorsa, eksik kalmaz mı? Anlamın da bir kemali/mükemmelliği yok mudur? Şayet varsayılacaksa, anlam ya da amaç denen şeyin, umudun, şimdi ve buradayla zaman ve mekanın sınırlarına hapsedilmesi halinde anlamı/gerçekliği nedir? ANlam üzerine düşünmek demek tANrı üzerine düşünmek demek değil midir? Sevgiyle.
Herşey sabit dün yoktu an var yarın bilinmiyor.gece olmasa yani karanlık sadece mesafelerde yürüyoruz aynı yerlerde saniyoruzki zaman geciyor
BİREYSEL VAROLUŞ ÖNEMLİ Mİ?
“Bir insan ufacık, gelip geçici, evrenle karşılaştırıldığında tek bir atomun Dünya'ya göre küçük olduğundan daha küçük bir şeydir. Hal böyleyken herhangi bir bireysel varoluş gerçekten önemli olabilir mi?
Bir anlamda kesinlikle olabilir. İşte bir birey olarak ben şanslı bir hayat yaşıyorum, bana değer veren ve ölsem kahrolacak bir ailem ve dostlarım var. Kendim de öleceğim zamanı bir şekilde önceden bilseydim çok mutsuz olurdum. Fakat engin ve görünüşte bize tamamen ilgisiz bir kozmosun perspektifinden tüm bunlar gerçekten o kadar da önemli mi?
Evren biz olmadan da hantal devranını gayet sürdürecek olsa da ben yaşamlarımızın önemli olduğuna inanmak istiyorum. Fakat yine de yukarıdaki soruyu ciddiye almalı ve bizim önemli olma arzumuzun en derin düzeydeki gerçekliğin neresinde durduğunu anlamak için elimizden geleni yapmalıyız.”
“SEAN CARROLL - BÜYÜK RESİM” adlı kitaptan alıntıdır.
Neden? Degil nasil? Diye sormaliyiz soruyu
Saygılar, bir şey, bir varlık kendi kendine var olabilmesi için, kendi kendine yok ta olabilmeli. Örneğin madde, kendinden var olabilmesi için kendinden de yok olabilmesi gerekir ki bu da gene termodinamiğin başka bir yasasına aykırı değil mi? Bence, kendi kendine var olabilecek tek (aynı zamanda tek özel varlık) varlık tanrı olabilir. Ne dersiniz?
Pelin abla, Evrenin bir nedene ihtiyacı olmasaydı; ezelî olmuş olmaz mıydı? Peki ya o zaman da geçmişten, benim bu videoyu izlememe gelene kadar sonsuz tane nedenler silsilesi olmuş olmaz mıydı? O zaman asla bu videoyu izleyemezdim. Buna rağmen, Evrenin bir nedene ihtiyaç duymadığı düşünülebilir mi? Aslında bu problem ezelden beri varmış. İsmi de "Teselsül sorunu" imiş.
Reis Avrupa'da din bize zarar veriyor dinle devleti ayirmaktan ziyade hiç bir şeye maneviyat koymayacagiz dediler o yüzden sadece akıl ve mantığa göre teori ürettiler ilahi ve ruhani bir bakış göremezsin çünkü kendileri reddediyor tamam araştıralım bulalım da insanlık neden hep kötüye gidiyor savaş, depresyon, tatminsizlik, anlamsızlık neden artıyor bunları dünyada hallettik marsta yaşam var mı emin ol oranın da anasini belleriz varsa saygılar ruhun ve içindeki asıl hissin asıl olduğunun peşine düşmeden hep kabukta kalacak Avrupa
Senin ismini nick yaptığın kişi bunları açıklıyor kardeş, Teselsül muhal bu arada oradan da Tanrı ispatı yapıyor.
Hayır olmaz, ezeli olan bu evren değil; varlığın kendisidir. Bu evren varlığın formlarından biridir. Varlık özü gereği var olduğu için herhangi bir yaratıcıya ihtiyaç duymaz.
Ama varlığın kendisi ezelî olsaydı (ki bu, spesifik olarak bir şeyin ezelî olmadığını söylediğin zaman; evren den önce sonsuz tane neden olduğunu savunmaktır), bu sefer de ezelî olmayan evrenin varoluşuna kadar sonsuz tane nedenler silsilesi olması gerekirdi ve Evren asla var olamazdı. Ha, diyorsan ki: "Evren den önce sonsuz neden yok, bir neden var ve onun kendisi ezelî".Teistlerin savunduğu Tanrı'da bu zaten.@@harunkucuk_
@@_avicenna_ İbn-i Sina, evet bu evrenden önce sonsuz sebepler vardır diyorum. Var oluşun kendisi ezelidir diyorum. Evren var oluşun bir formudur diyorum.
Zenon Paradoksu ya da Aşil Paradoksu mantığıyla baktığın için sonsuzluk meselesinde bir yerden bir yere varmak konusunda sıkıntı görüyorsun ama ussal olarak böyle bir zorunluluk yok. Evrenin kendisi veya varlık böyle doğrusal bir zaman çizgisine tabii olmak zorunda değil. Bilimsel olarakta zamanın bir yanılsama olduğu, göreceli olduğu ortada zaten.
Varlığın özü gereği hep var olmak zorunda olduğunu söylüyorum. Yani herhangi bir yaratıcıya ihtiyaç olmadığını,evrenin yoktan var edilmediğini, edilemeyeceğini söylüyorum çünkü yokluk diye bir şey yoktur.
Merhabalar. Başarılarınızın devamını dilerim.
Berkeley felsefesini bilmeden onun gibi düşünüyordum.
Yaratıcının bir hayali olamaz mıyız ? O sonsuz ve sonsuz bir hayal gücü var. Sonsuz hayaller kuruyor her şey onun hayalinde sonsuz türlü canlılar kaderler var. Karınca da onun hayali galaksiler de.
Bir resim çiziyorum diyelim binlerce küçük kağıtlara türlü türlü canlılar alemler gezegenler olaylar çiziyorum hepsi aslında benim hayalimin kağıda dökülmüş hâli.
Sonsuz bir gücüm olsa hepsini hayalimdeki resimleri canlı gibi varlığımda hayal etmez miyim ? Diyelim ki bir dinazorlar alemi hayal ettim hayal ettiğim türlü formda dinozorlar var o hayalin içindeki canlılara hepsi ayrı gibi hissettiririm ama hepsi benim. Çünkü hepsi benim hayalim. Onlar kendini var zanneder öyle değil mi ? Ama onlar benim varlığımda hayalimde varlar ve onlar dediğim de benim.
Bu örneğimle hissediyorum yaratıcıyı.
Atomun, bedenimizin %99.9'u boşluk.
Evren dediğim yapının çok küçük bir kısmı yıldızlarla galaksilerle kaplı çoğunluğu karanlık madde karanlık enerji.
Bir bilinmez var sonsuz hayaller var.
Var olan sadece yaratıcı.
Bir TH-cam kanalında felsefi içerikler paylaşayan genç bir kadın hayal ediyor, okyanuslarda yaşayan balinaları hayal ediyor, çarpışan patlayan galaksileri hayal ediyor, yuvalarına ekmek kırıntıları taşıyan katrilyonlarca karıncayı hayal ediyor. Hayal ettiği sonsuz varlığı.
Yok ki ondan başka yaşayan...
Evrende bir karanlik madde oldugu meselesi şaibeli :) Sormak istediğim bir soru var, eğer tanrının hayali isek yaşamınıza nasıl anlam veriyorsunuz? Yani gerçek değil de kurgu olmanız hayatınızı anlamlı kılma konusunda bir sorun teşkil etmez mi? Merak ettim yalnızca:) Düşüncelerinizi duymak isterim. Sevgilerle.
Son kısımda bahsettiğiniz David hume'un cümlesinin tam tersini kastetmiş olması daha makul ve tutarlı değil mi? "Bir yerde duracak ve daha ileride durmayacaksam niçin orada yani "maddede" duralım, niçin "Tanrı'da" durmayalım?" nitekim tersini bile kasetmiş olsan maddede dünyadada yani maddede de görmek isteyenler için çok fazla delil var. Ve cümlenin aslı bu değil miydi?: "Eğer burada durup daha ileri gitmeyeceksek, niçin bu noktaya kadar geldik?" Yoksa kastettiğiniz başka bir sözü mü?
Metafor yaparsak eğer "Yaşam daha önce çekilmiş bir sinema filminin tekrar gösterimi gibidir" bu nedenle aslında geçmişe gidilmiş olur. Entropinin nedeni geometrik çogalmanın neticesinde olmaktadır, denge için yok oluş gerekmekte ancak ana rahmindeki zigotun ilk 4 ayında oluşurken entropinin olduğu söylenemez bu da bize yaratım sürecinde düzenin olduğu veya ortaya çıktığını, ancak yaratımdan sonra düzensizliğe yöneldiğini göstermekte. Bu nedenle ana rahmi düzenin olduğu, bozulmanın olmadığı tek yer diyebiliriz. Büyük patlama denilen şey zigottan cenine geçmiş olan evrenin entropiye yönelmesidir bu nedenle evreninde bir zigot dönemi olabilir düzenin ve kaosun olmadığı bir AN.
Matafizik eğitim nasıl uygulanır
Teşekkür ederim 🤍👍🏼
17:50 deki bahsedilen yanılgı çok bariz değil mi yoksa bana mı öyle geliyor ? Ayrıca nedensellik ile zaman oku ve entropi arasındaki ilişkiye deginmeniz iyi olmuş. Videoyu izlemeden önce yorum yapip ben bahsedecektim videoda anlattığını görünce şaşırdım bir an
Entropi dedigi sey tam tersi olsaydi zamanin oku degisir miydi sence