"Yüzer milyon başların feda oldukları bir kudsî hakikate, başımız dahi feda olsun. Dünyayı başımıza ateş yapsanız hakikat-i Kur'aniyeye feda olan başlar, zındıkaya teslim-i silah etmeyecek ve vazife-i kudsiyesinden vazgeçmeyecekler inşâallah!" Risale-i Nur-Lem'alar/305..
İkincisi: Tarîk-i Nakşî hakkında denilen: Der tarîk-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk: Terk-i dünya, terk-i ukba, terk-i hestî, terk-i terk olan fıkra-i rânâ birden hatıra geldi. O hatıra ile beraber, birden şu fıkra tulû etti: Der tarîk-i acz-mendî lâzım âmed çâr çîz: Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şükr-ü mutlak, şevk-i mutlak ey aziz! Sonra senin yazdığın: "Bak kitab-ı kâinatın safha-i rengînine, ilâ âhir…" olan rengîn ve zengin şiir hatırıma geldi. O şiir ile semanın yüzündeki yıldızlara baktım. "Keşke şair olsaydım, bunu tekmil etseydim." dedim. Halbuki şiir ve nazma istidadım yokken yine başladım fakat nazım ve şiir yapamadım, nasıl hutur etti ise öyle yazdım. Benim vârisim olan sen, istersen nazma çevir, tanzim et. İşte birden hatıra gelen şu: Mektubat
Arkadaş! Şu müşevveş eserlerim ile büyük bir şeyin etrafını kazıyorum. Amma bilmiyorum keşfedebildim mi? Veyahut sonra inkişaf edecektir. Veyahut bilâhare zuhur edecek. Keşfine yol açıp gösteriyorum. Mesnevî-i Nuriye
Allah razı olsun amin amin amin
ALLAHu Ekber...
Rabbim hayırlara vesile etsin inşallah
Allah razı olsun
MASALLAH ALLAH KORUSUN MUMINLERI VE ÇOCUKLARI ALLAH RAZI OLSUN ALLAHU EKBER AMIN AMIN AMIN 🌟🕋✨️🕌🤲🏻🤲🤲🏽🤲🏼🤲🏾🤲🏿💐🗡⚔️🏹⚘️🌞🫡☝️🌹🇸🇩🇹🇷🌷🌻🕊🕊🕊
Allah razı olsun inşallah bu akşam ders varmıydı bildirim gelmedi bende bekliyordum izlemek için
"Yüzer milyon başların feda oldukları bir kudsî hakikate, başımız dahi feda olsun. Dünyayı başımıza ateş yapsanız hakikat-i Kur'aniyeye feda olan başlar, zındıkaya teslim-i silah etmeyecek ve vazife-i kudsiyesinden vazgeçmeyecekler inşâallah!"
Risale-i Nur-Lem'alar/305..
İkincisi: Tarîk-i Nakşî hakkında denilen:
Der tarîk-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk:
Terk-i dünya, terk-i ukba, terk-i hestî, terk-i terk
olan fıkra-i rânâ birden hatıra geldi. O hatıra ile beraber, birden şu fıkra tulû etti:
Der tarîk-i acz-mendî lâzım âmed çâr çîz:
Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şükr-ü mutlak, şevk-i mutlak ey aziz!
Sonra senin yazdığın: "Bak kitab-ı kâinatın safha-i rengînine, ilâ âhir…" olan rengîn ve zengin şiir hatırıma geldi. O şiir ile semanın yüzündeki yıldızlara baktım. "Keşke şair olsaydım, bunu tekmil etseydim." dedim. Halbuki şiir ve nazma istidadım yokken yine başladım fakat nazım ve şiir yapamadım, nasıl hutur etti ise öyle yazdım. Benim vârisim olan sen, istersen nazma çevir, tanzim et. İşte birden hatıra gelen şu:
Mektubat
Arkadaş! Şu müşevveş eserlerim ile büyük bir şeyin etrafını kazıyorum. Amma bilmiyorum keşfedebildim mi? Veyahut sonra inkişaf edecektir. Veyahut bilâhare zuhur edecek. Keşfine yol açıp gösteriyorum.
Mesnevî-i Nuriye
ALLAH CC razı olsun.amin