Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat. Yıllardır bozbulanık suları yudumladım, Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları, Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım. Hasretin alev alev içime bir an düştü, Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü, Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde, Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü. İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin, Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla, Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin, Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla, Evlerin arasına dikilir yeşil bayrak, Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak. Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım, Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı, Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım. Yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü, Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü, Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe, Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü. Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden, Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına, Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden, Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına, Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin, Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin. Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım, Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış mazide, Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım. Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü, Göğsümüzden umutlar bican düştü, Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin, En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü. Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan, Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar, Mutluluk nağmeleri işitirler Hıradan, Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar, Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri, Paramparça, ateşler şahının hayalleri. Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım, O mücella çehreni izleseydim ebedi, Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım. Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü, Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü, Katil sinekler deldi hicabın perdesini, İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü. Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında, Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin, Ebedi aşka giden esrarlı yollarında, Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin, Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü, On asırlık ocağın savururdum külünü. Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım, Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak, Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım. Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü, Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü, Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara, Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü. Badiye yaylasında koklasaydım izini, Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar, Seninle yıkasaydım acılar dehlizini, Ne kaderi suçlamak kalırdı, ne intihar. Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya, Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya. Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım, Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu, Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım. Haritanın en beyaz noktasına kan düştü, Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü, Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi, Hakların temeline sanki bir volkan düştü. Firakınla kavrulur çölde kum taneleri, Ahuların içinde sevdan akkor gibidir, Erdemin, bereketin doldurur haneleri, Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir, Şemsiyesi altında yürürsün bulutların, Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların. Devlerin esrarını aynalara sorsaydım, Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler, Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım. Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü, İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü, Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer, Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü. Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini, Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir, Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini, Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir, Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından, Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından. Madeni arzuların ardında seyre daldım, Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini, Senin için görülen bir düş de ben olsaydım. Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü, Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü, Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali, Hazindir ki; dertleri aşmaya umman düştü. Ay gibisin, güneşler parlıyor gözlerinde Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray Tohumlar ve iklimler senindir, mevsim senin Mekanın fırçasında solmayan resim senin. Yağmur, bir gün elini ellerimde bulsaydım, Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme Senin visalinle bir gülmüş te ben olsaydım. Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü, Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü, İniltiler geliyor doğudan ve batıdan, Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü. Islaklığı sanadır ahımın, efganımın, İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler, Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın, Nazarın ok misali karanlıkları deler. Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin, Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin. Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım, Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar, Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım. Yağmur, ayrılığıma seninle derman düştü, Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü, Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün, Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü. Nefesinle yeniden çizilecek desenler, Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek, Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler, Anneler çocuklara hep seni içirecek, Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin, Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin. Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım, Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın, Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım. Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü, Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü, Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın, İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü. Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım, Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım, Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım, Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım, Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım, Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım, Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım, Senin için görülen bir düş de ben olsaydım, Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım, Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım, Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım, Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın, Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım... Nurullah Genç
Nurullah Genç bu şiiri tam 2 ay boyunca bir odaya kapanıp yazar. Yaşamsal faaliyetleri dışında asla odasından çıkmaz. Bu şiiri yazmasına vesile olan şeyde dedesidir. Küçükken dedesi "Naat yazmayan şair şair değildir" demiş. Yıllar sonra dedesinin bu sözü aklına gelince naat yazmaya karar verir ve ortaya bu mükemmel naat ortaya çıkar.
Dedesi şiir yazmayan adam değildir demiştir. Nurullah Genç peygamber efendidimizin torununa bu naat okur ve peygamber efendimizin torunu derki işte şimdi adam olmuşsun. Hocamızın aklına dedesinin sözleri aklına gelir ve o an hüngür hüngür ağlamaya başlar.
@@safakisbir ben de amcası diye biliyorum hatta peygamber efendimiz (sav) in torununa yağmur u okuyunca adam olmuşsun demesi üzerine duygulanarak amcamla mi konustunuz demiştir Nurullah Genç 1 2 gün önce dinlediğim röportajında böyle söylüyor
Okuduğum üniversite eve biraz uzaktı. İki otobüs yaklaşık bir saat kadar. Bu şiiri açar dinlerdim öyle anlamlıki hâlâ dinliyorum ve o günler hatırıma geliyor.
Naat yarısmasinda birinci olan eserini lisede dinlemistım.O kadar etkilenmistim ki defalarca dinlemistim.Her dinlediğimde bu dunyadan kopuyorum.sanki o devire gidiyorum O'nu görüyorum.Sonra bu gunlere dönüp halimizi görüyorum.Aaah peygamberim.Batılı yıkmak için kuşandığin kılıcın kabzasinda bir dirhem gümüş de ben olsaydım
Bu kadar güzel şiirler dinlememiştim ALLAHIMA şükürler olsun güzel yürekliler bu şerefi bize takdim ettiğiniz için allah razi olsun sizlerden duaciyim ALLAHIM korusun sizleri AMINNN
Ben ilk defa okudum dinledim hayat hikayenizi çok etkilendim hemen ogluma anlatım okumak isteyene hiç bir şey engel olamaz şiiri çok seviyorum ama yazmaya hiç cesaretim olmadı kaleminize sağlık
Hocam bugün aksaray üniversitesine fen edebiyat fakültesinde felsefe bölümüne bize verdiğiniz konferanstta anlattığınız hayat hikayeleri okadar guzeldiki ben ağlayarak dinledim ve hayatıma hep ders çıkardım.direk şiirlerin sözlerini merak edip aklımda ayrı ayrı ders aldım
Çokkk güzel bir şiir yıllardır okurum. Bu şiirde şunu da anladım şiir yazmak sadece ilham değil ayrıca geniş bilgiye sahip olmak gerekir.Şiiirinden belli büyük şair olduğu ama değeri bilinmiyor
Şiir enfes ağız tadıyla bir dinleyim dedim sanki manolya düğün salonunda seslendirme yapılmış müzik sesi insan sesini bastırıyor. Bu TH-cam şiir yükleyenleri yüzde 90 ı. böyle olmuyor kardeşim olmuyor hafif bir müzik koy ama sesi bastırmasın .Dinlemiyorum
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım, Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım, Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım, Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım, Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım, Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım, Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım, Senin için görülen bir düş de ben olsaydım, Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım, Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım, Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım, Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın, Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.
En guzel damar siirlerini dinlemek icin 👉Batuhan cinar siir sayfasina musafir ola bilirsiniz🤭👉👉👉👉th-cam.com/video/pOymOiBH-wM/w-d-xo.html kanla gelmeyi ve abone olmayi unutmayin🤗 onceden tesekkur ederiz her kese.🤗
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat.Yıllardır bozbulanık suları yudumladım, Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları, Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım.Hasretin alev alev içime bir an düştü, Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü, Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde, Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü.İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin, Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla, Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin, Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla, Evlerin arasına dikilir yeşil bayrak, Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak.Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım, Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı, Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım.Yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü, Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü, Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe, Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü.Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden, Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına, Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden, Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına, Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin, Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin.Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım, Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış mazide, Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım.Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü, Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü, Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin, En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü.Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan, Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar, Mutluluk nağmeleri işitirler Hıradan, Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar, Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri, Paramparça, ateşler şahının hayalleri.Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım, O mücella çehreni izleseydim ebedi, Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım.Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü, Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü, Katil sinekler deldi hicabın perdesini, İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü.Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında, Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin, Ebedi aşka giden esrarlı yollarında, Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin, Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü, On asırlık ocağın savururdum külünü.Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım, Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak, Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım.Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü, Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü, Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara, Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü.Badiye yaylasında koklasaydım izini, Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar, Seninle yıkasaydım acılar dehlizini, Ne kaderi suçlamak kalırdı, ne intihar. Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya, Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya.Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım, Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu, Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım.Haritanın en beyaz noktasına kan düştü, Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü, Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi, Hakların temeline sanki bir volkan düştü.Firakınla kavrulur çölde kum taneleri, Ahuların içinde sevdan akkor gibidir, Erdemin, bereketin doldurur haneleri, Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir, Şemsiyesi altında yürürsün bulutların, Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların.Devlerin esrarını aynalara sorsaydım, Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler, Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım.Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü, İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü, Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer, Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü.Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini, Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir, Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini, Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir, Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından, Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından.Madeni arzuların ardında seyre daldım, Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini, Senin için görülen bir düş de ben olsaydım.Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü, Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü, Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali, Hazindir ki; dertleri aşmaya umman düştü.Ay gibisin, güneşler parlıyor gözlerinde Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray Tohumlar ve iklimler senindir, mevsim senin Mekanın fırçasında solmayan resim senin.Yağmur, bir gün elini ellerimde bulsaydım, Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme Senin visalinle bir gülmüş te ben olsaydım.Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü, Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü, İniltiler geliyor doğudan ve batıdan, Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü.Islaklığı sanadır ahımın, efganımın, İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler, Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın, Nazarın ok misali karanlıkları deler. Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin, Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin.Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım, Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar, Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım.Yağmur, ayrılığıma seninle derman düştü, Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü, Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün, Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü.Nefesinle yeniden çizilecek desenler, Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek, Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler, Anneler çocuklara hep seni içirecek, Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin, Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin.Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım, Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın, Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü, Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü, Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın, İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü.Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım, Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım, Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım, Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım, Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım, Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım, Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım, Senin için görülen bir düş de ben olsaydım, Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım, Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım, Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım, Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın, Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım...
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat.
Yıllardır bozbulanık suları yudumladım,
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları,
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım.
Hasretin alev alev içime bir an düştü,
Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü,
Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde,
Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü.
İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin,
Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla,
Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin,
Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla,
Evlerin arasına dikilir yeşil bayrak,
Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak.
Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım,
Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı,
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım.
Yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü,
Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü,
Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe,
Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü.
Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden,
Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına,
Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden,
Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına,
Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin,
Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin.
Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım,
Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış mazide,
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım.
Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü,
Göğsümüzden umutlar bican düştü,
Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin,
En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü.
Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan,
Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar,
Mutluluk nağmeleri işitirler Hıradan,
Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar,
Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri,
Paramparça, ateşler şahının hayalleri.
Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım,
O mücella çehreni izleseydim ebedi,
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım.
Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü,
Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü,
Katil sinekler deldi hicabın perdesini,
İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü.
Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında,
Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin,
Ebedi aşka giden esrarlı yollarında,
Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin,
Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü,
On asırlık ocağın savururdum külünü.
Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım,
Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak,
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım.
Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü,
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü,
Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara,
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü.
Badiye yaylasında koklasaydım izini,
Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar,
Seninle yıkasaydım acılar dehlizini,
Ne kaderi suçlamak kalırdı, ne intihar.
Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya,
Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya.
Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım,
Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu,
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım.
Haritanın en beyaz noktasına kan düştü,
Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü,
Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi,
Hakların temeline sanki bir volkan düştü.
Firakınla kavrulur çölde kum taneleri,
Ahuların içinde sevdan akkor gibidir,
Erdemin, bereketin doldurur haneleri,
Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir,
Şemsiyesi altında yürürsün bulutların,
Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların.
Devlerin esrarını aynalara sorsaydım,
Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler,
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım.
Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü,
İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü,
Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer,
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü.
Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini,
Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir,
Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini,
Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir,
Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından,
Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından.
Madeni arzuların ardında seyre daldım,
Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini,
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım.
Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü,
Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü,
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali,
Hazindir ki; dertleri aşmaya umman düştü.
Ay gibisin, güneşler parlıyor gözlerinde
Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
Tohumlar ve iklimler senindir, mevsim senin
Mekanın fırçasında solmayan resim senin.
Yağmur, bir gün elini ellerimde bulsaydım,
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş te ben olsaydım.
Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü,
Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü,
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan,
Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü.
Islaklığı sanadır ahımın, efganımın,
İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler,
Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın,
Nazarın ok misali karanlıkları deler.
Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin,
Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin.
Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım,
Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar,
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım.
Yağmur, ayrılığıma seninle derman düştü,
Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü,
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün,
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü.
Nefesinle yeniden çizilecek desenler,
Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek,
Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler,
Anneler çocuklara hep seni içirecek,
Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin,
Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin.
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım,
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın,
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.
Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü,
Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü,
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın,
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü.
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım,
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım,
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım,
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım,
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım,
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım,
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım,
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım,
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım,
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım,
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım,
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın,
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım...
Nurullah Genç
Nurullah Genç bu şiiri tam 2 ay boyunca bir odaya kapanıp yazar. Yaşamsal faaliyetleri dışında asla odasından çıkmaz. Bu şiiri yazmasına vesile olan şeyde dedesidir. Küçükken dedesi "Naat yazmayan şair şair değildir" demiş. Yıllar sonra dedesinin bu sözü aklına gelince naat yazmaya karar verir ve ortaya bu mükemmel naat ortaya çıkar.
Dedesi değil amcası söylüyor 😊
3 ay kapanmış 😊
Dedesi şiir yazmayan adam değildir demiştir. Nurullah Genç peygamber efendidimizin torununa bu naat okur ve peygamber efendimizin torunu derki işte şimdi adam olmuşsun. Hocamızın aklına dedesinin sözleri aklına gelir ve o an hüngür hüngür ağlamaya başlar.
@@safakisbir ben de amcası diye biliyorum hatta peygamber efendimiz (sav) in torununa yağmur u okuyunca adam olmuşsun demesi üzerine duygulanarak amcamla mi konustunuz demiştir Nurullah Genç 1 2 gün önce dinlediğim röportajında böyle söylüyor
@@zeynepciftci2902 evet amcasi, dedesi degil. Roportajinda kendisi anlatiyor..
Okuduğum üniversite eve biraz uzaktı. İki otobüs yaklaşık bir saat kadar. Bu şiiri açar dinlerdim öyle anlamlıki hâlâ dinliyorum ve o günler hatırıma geliyor.
Efendimize yazılan şiir bu kadar güzelse kimbilir kendisi ne kadar guzeldir..
Naat yarısmasinda birinci olan eserini lisede dinlemistım.O kadar etkilenmistim ki defalarca dinlemistim.Her dinlediğimde bu dunyadan kopuyorum.sanki o devire gidiyorum O'nu görüyorum.Sonra bu gunlere dönüp halimizi görüyorum.Aaah peygamberim.Batılı yıkmak için kuşandığin kılıcın kabzasinda bir dirhem gümüş de ben olsaydım
Allah senden ezelden ebede razı olsun guzel insan Nurullah Genç hocam.
"Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım.
O mücella çehreni izleseydim ebedi,
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım."
Bu ne güzel bir şiirdir böyle peygamberimizi anınca şiirler güzelleşir sözler anlam kazanır
vefat edince degeri anlaşılacak zamanın en büyük şairi.....
Allah uzun ömürler versin.
Âmiin
Bir şiire hayran kalmak bu kadar olur eline yüreğine ruhuna sağlık yazdıranda güzel yazanda güzel Allah senden razı olsun güzel insan teşekkürler
Allahumme salli ala seyyidina MUHAMMED 🌹🌹🌹
Allahım razı olsun güzel insan Dede ne Babacıgına rahmet eylesin amin
en sevdiğim.... gözyaşlarım sel olup gidiyor ne zaman okusam, dinlesem... :(
Topkapı Otobüs garajında Damla damla düşmeseydi yağmur otobüsün camlarına bu naat yazılmıyacaktı belkide.
Aynen oyle ne kadar buyuk bir tyevafk Yuce Allah isteyince oluyor demek ki
Üç ay üç ay
Bu kadar güzel şiirler dinlememiştim ALLAHIMA şükürler olsun güzel yürekliler bu şerefi bize takdim ettiğiniz için allah razi olsun sizlerden duaciyim ALLAHIM korusun sizleri AMINNN
Yağmur seni bekleyen bir taşta ben olsaydım ♥️
Ne zaman aklıma gelse bu şiir gözlerim dolar ağlarım
Kardeşim şiir kadar güzel okumuşsun. ALLAH RAZI OLSUN. Bu şiir daha güzel okunamaz.
her dinlemeye bir tane cümlenin tam anlamını kavrıyorum. oda benim anladığım derin anlamlarınıda vardır. Allah razı olsun hocam. ne güzel yazmış.
Bu güzel naat için birlece kere Allah razı olsun
Cok degerli bi abimiz allah muhaffak etsin
son yılların en iyi şairi.. yaşayan efsane..
Sezai Karakoç
Nurullah Genç
Bu şiiri en iyi yorumlayan kesinlikle mükemmel.
Maalesef birçok kelime hatalı seslendirilmiş
👍🦋👍🍂🌧🎧🌧🍂👍🦋👍
Rabbim cümlemizin sonunu Hayırlı kıl inşaAllah Amin Amin Amin 🤲
Ben ilk defa okudum dinledim hayat hikayenizi çok etkilendim hemen ogluma anlatım okumak isteyene hiç bir şey engel olamaz şiiri çok seviyorum ama yazmaya hiç cesaretim olmadı kaleminize sağlık
Cok buyuk bir yetenek ve cok derin duygularla yazilmis. Harika.
Bu kadar büyük bir sevgiyle yazilabilir tek kelimeyle muhtesem
Hocam bugün aksaray üniversitesine fen edebiyat fakültesinde felsefe bölümüne bize verdiğiniz konferanstta anlattığınız hayat hikayeleri okadar guzeldiki ben ağlayarak dinledim ve hayatıma hep ders çıkardım.direk şiirlerin sözlerini merak edip aklımda ayrı ayrı ders aldım
Başka bir boyuta geçtim dinlerken,şiire yansıması buysa ya aslı!
Alkahümme salli alâ seyyidina Muhammediv ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.. 🌹🌹🌹🌹🌹🌹💚💚💚😭
Allah senden ebediyen razı olsun inşallah
Cok Guzel,col seviyorum sizi Nurullah amca hikayeniz cok dokundu icime
Allahuekber.AllahummesallialaseyyidinaMuhammed
Ne güzel bir duygu..esi bensersiz..🕊💞🕊
Teşekkür şiir çok anlamlı 😢
Çokkk güzel bir şiir yıllardır okurum. Bu şiirde şunu da anladım şiir yazmak sadece ilham değil ayrıca geniş bilgiye sahip olmak gerekir.Şiiirinden belli büyük şair olduğu ama değeri bilinmiyor
Ne güzel yazmışsın
Bilgi olmazsa yazacak bisey de bulamazsın 😊
Çok güzel şiir. Yaşıyorsun adeta 🌦🌧
Şiir enfes ağız tadıyla bir dinleyim dedim sanki manolya düğün salonunda seslendirme yapılmış müzik sesi insan sesini bastırıyor. Bu TH-cam şiir yükleyenleri yüzde 90 ı. böyle olmuyor kardeşim olmuyor hafif bir müzik koy ama sesi bastırmasın .Dinlemiyorum
Sen nasıl güzel bir yürek sin
Paylaşımınız için teşekkürler bu şiiri bilmiyordum büyük kaybımı tamamladınız .
YÜREĞİNE Emeğine SAGLIK 🌹🌱🌹🌱🌹🌱🌹🌱🌹🌱🌹🌱🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹☄️☄️☄️☄️☄️☄️☄️🌑🦄
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım,
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım,
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım,
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım,
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım,
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım,
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım,
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım,
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım,
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım,
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım,
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın,
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.
Varmı böyle güzel şiir ya
gösterisini bile yaptık çok seviyorum
Rabbim iyiki varsın iyiki Habibullah senin sevgilin. İnsanlar çok değişti anlam aramak bile gereksiz
Selam ve dua ile
Reisten geldik
Hıkayesını dinledim…
ŞİMDİ ADAM OLDUN nurullah genç🧡
Önce de adamdı , iltifat etcem derken hakaret olmuş.
esma kalkan sen de insan olsan nasıl olur acaba ?
Adamdi zaten hemde ne güzel adam
Vede çok güzel bi şaiir bu naattan sonra tam bir şaair oldu🌹
Çok guzel
Şiir ortasına reklam mı konur😟
çok güzel olmuş tebrik ederim
En guzel damar siirlerini dinlemek icin 👉Batuhan cinar siir sayfasina musafir ola bilirsiniz🤭👉👉👉👉th-cam.com/video/pOymOiBH-wM/w-d-xo.html kanla gelmeyi ve abone olmayi unutmayin🤗 onceden tesekkur ederiz her kese.🤗
Sayın Fasl-ı Şiir ağzına sağlık Bu şiirde kullandığınız fon müziğinin adı ne acaba
Kitaro kervansaray
@@eminezengin856 baktım ama aynı değil fon müziği
Kervansaray
❤
Bu fon müziğini bulmam lazim.bu şiiri yarin okuyacam lütfen yardımcı olur musunuz
Tamam
Bulduysan bana da soyler misin
Kervan saray. Müziğin ismi
kutlu doğumda bunu okucaz
Tamam
bence çok güzel
👏🌹👏🌹👏🌹👏🌹👏🌹👏🌹👏
Bu enstrümantal müziğin ismini bilen yazabilirmi rica etsem
Kervan saray
🌹
Ah
Müziksiz olan yayını varmı
Yaw 2 saattir arıyorum normal sözsüz fon yok mu bu siir icin
@@Useer0134 Kitaro Carvansaray
Var edenin adıyla
Fon müziğinin ismi nedir
Naat'ın arkasındaki fon müziginin ismini bilen var mı?
Buyrun:) th-cam.com/video/UH55G9QfFsA/w-d-xo.html
Silk road kıtaro
Kıtaro kervansaray
Kervan saray
Bu şiri ezberliyecek olan varmı
Ben ezberlicem
Arka müziği bilen yazabilir mu
Kitaro-Kervansaray
@@FasliSiir yazıyorum.bunu farklı bir müzik cikiyor
@@FTM2024G th-cam.com/video/EXgG2B-A1Zk/w-d-xo.html
@@FTM2024G buyrun:) th-cam.com/video/UH55G9QfFsA/w-d-xo.html
rica etsem fon müziğini söyler misiniz
Ayse Boran qitaro- kervansaray
teşekkür ederim :)
Fonun adını nedir lutfn birib yardimci olabilir mi
Kitaro Carvansaray
Sufi müzik
Sufi muzik
Kervan saray
Kendisi mi okuyor bilen var mi
Hayır kendisi degil
Rica etsem bana bu fon müziğinin ismini söyleyebilir misiniz?????
Aysenur Özdemir Qitaro Carvansaray efendim
Niye müzik niye
Güzel ama böyle uzun şiirmi olur
Bu şiir değil naat. Peygamber efendimize yazılmış ve yazılmış naatlar da vardır. Peygamberimizi övmek amacıyla yazılır
sen kısa oku
hepsini anlamzsın zaten
Acaba bu arkada çalan fonun adı ne
Kitaro kervansaray
@@eminezengin856 sağolun teşekkür ederim
YÜREĞİNE Emeğine SAGLIK 🕋🕌🕌🕋🕌🕋🕌🕋🕊️🐬🕊️🐬🕊️🐬🕊️🐬🕊️🐬🕊️🕊️🕌🕌🕌🕌🕌📖📖📖📖🌺🦢🌺🦢🌺🦢🦢🦢🦢🦢🦢🐬🐬🐬🐬🐬🐬🐬🐬🦚🌹🦚🌹🦚🕊️🦚🌹🕊️🦚🌹🕊️🦚🌹🕊️🦚🌹🕊️🦚🌹🦢🕊️🦚🕌🕋🕌🦄🌴🌴🌴🌴🌴🌴🌴🕋🕌🕋🌴🌴🌴🌴🌴🕌🕋🕋🦄🕋🕋🕋♾️🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🌲🦚🦚🦚🦚🦚🦚🦚🦚🦚🦚🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🦢🦢🦢🦢🦢🌹🌺🌹🌺🌹🌺🌹🌺🌹🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🌱🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat.Yıllardır bozbulanık suları yudumladım,
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları,
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım.Hasretin alev alev içime bir an düştü,
Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü,
Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde,
Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü.İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin,
Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla,
Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin,
Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla,
Evlerin arasına dikilir yeşil bayrak,
Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak.Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım,
Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı,
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım.Yağmur, gülşenimize sensiz, baldıran düştü,
Düşmanlık içimizde; dostluklar yaban düştü,
Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe,
Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü.Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden,
Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına,
Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden,
Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına,
Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin,
Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin.Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım,
Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamış mazide,
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım.Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü,
Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü,
Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin,
En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü.Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan,
Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar,
Mutluluk nağmeleri işitirler Hıradan,
Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar,
Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri,
Paramparça, ateşler şahının hayalleri.Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım,
O mücella çehreni izleseydim ebedi,
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım.Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü,
Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü,
Katil sinekler deldi hicabın perdesini,
İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü.Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında,
Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin,
Ebedi aşka giden esrarlı yollarında,
Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin,
Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü,
On asırlık ocağın savururdum külünü.Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım,
Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak,
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım.Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü,
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü,
Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara,
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü.Badiye yaylasında koklasaydım izini,
Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar,
Seninle yıkasaydım acılar dehlizini,
Ne kaderi suçlamak kalırdı, ne intihar.
Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya,
Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya.Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım,
Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu,
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım.Haritanın en beyaz noktasına kan düştü,
Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü,
Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi,
Hakların temeline sanki bir volkan düştü.Firakınla kavrulur çölde kum taneleri,
Ahuların içinde sevdan akkor gibidir,
Erdemin, bereketin doldurur haneleri,
Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir,
Şemsiyesi altında yürürsün bulutların,
Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların.Devlerin esrarını aynalara sorsaydım,
Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler,
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım.Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü,
İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü,
Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer,
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü.Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini,
Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir,
Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini,
Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir,
Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından,
Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından.Madeni arzuların ardında seyre daldım,
Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini,
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım.Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü,
Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü,
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali,
Hazindir ki; dertleri aşmaya umman düştü.Ay gibisin, güneşler parlıyor gözlerinde
Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
Tohumlar ve iklimler senindir, mevsim senin
Mekanın fırçasında solmayan resim senin.Yağmur, bir gün elini ellerimde bulsaydım,
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş te ben olsaydım.Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü,
Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü,
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan,
Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü.Islaklığı sanadır ahımın, efganımın,
İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler,
Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın,
Nazarın ok misali karanlıkları deler.
Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin,
Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin.Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım,
Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar,
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım.Yağmur, ayrılığıma seninle derman düştü,
Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü,
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün,
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü.Nefesinle yeniden çizilecek desenler,
Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek,
Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler,
Anneler çocuklara hep seni içirecek,
Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin,
Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin.Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım,
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın,
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü,
Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü,
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın,
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü.Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım,
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım,
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım,
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım,
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım,
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım,
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım,
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım,
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım,
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım,
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım,
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın,
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım...
YÜREĞİNE Emeğine SAGLIK ⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐🌠🌠🌠🌠🌠🌠🌠🌠🌠🌠🌠🌠🌠☄️☄️☄️☄️☄️☄️☄️☄️☄️☄️☄️☄️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️⛈️🤥🤕🥴😵🤯🧐🥴🤖🥴🥴🥴🥴👿🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🌪️🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🌑🌑🌑🌑🌑🌑🌑🌑🌑🌑🌑🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥⚡🌊⚡🌊⚡🌊⚡🌊⚡🌊⚡🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥
YÜREĞİNE Emeğine SAGLIK ⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌🌌⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐☀️☀️☀️☀️☀️☀️☀️☀️☀️☀️☀️☀️☀️⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌝🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚🌚⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐