Haco Ağa hikâyesi

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 18 ก.ย. 2024
  • Haco Ağa, 1930’lu yıllarda Türk basınının ‘Kürtçülük’ bağlamında en çok konu ettiği kişidir. Olayı bazen politik bağlamından koparıp magazinsel veya polisiye bir havaya büründürdüğü durumlarda bile Haco aksiyonun merkezidir.
    Haco Ağa, Xoybûn’un kurucularından ve ilk merkez komite üyelerinden bir aşiret reisidir. Hevêrkan aşiretinin reisi olan ve 3. Haco olarak da bilinen Haco
    Haco Ağa, Ağrı’da isyan sürdüğü zaman ve sonraki yıllarda da Türk basınında Xoybûn’un en çok görünen yüzüdür. O yıllarda belki de Haco kadar yakından takip edilmiş başka bir Kürt yoktur demek, abartı olmaz
    Türk basının Haco’ya ilgisi Ağrı’daki çemberi kırmak için Suriye’den yaptığı taaruz ile başlar. Özellikle Xoybûn tarafından Cerablus’tan Dicle kıyısındaki Eyn Dîwer’e kadar Ağrı’daki isyana destek kararı alınmasının ertesinde Türk basını Haco’yu daha yakından tanıyacak, tabiri caizse mercek altına alacaktı.
    Haço, avenesile birlikte Suriye hududumuza girdi ve geçtiği yerlerde telgraf tellerini kesti (6 Ağustos 1930 Milliyet)
    - Sergerde Haço huduttan içeri taaruz etti ( 7 Ağustos 1930 Cumhuriyet)
    - Haço dağıttığı beyannamelerde: ”Türkleri kesin ve intikam alın” diyor (7 Ağustos 1930 Milliyet)
    - Şaki Haco Çember İçinde (8 Ağustos 1930 Cumhuriyet)
    Haco’nun 1925 Kürt İsyanı’nda devletin yanında yer alıp almadığı hâlâ tartışma konusu olsa da ağırlıklı görüş Haco’nun devletin safında yer aldığı ve bununla taktiksel bir tercihte bulunduğudur.
    17 Ağustos 1930 tarihli Akşam gazetesi de ‘Haco kimdir?’ der ve şu cevabı okuyucularına verir: ”Bu serseri Habatlı bir Kürttür. Şeyh Sait isyanında da hükûmete karşı harekete geçmiş ve nihayet cenup hudutlarımızdan aşarak Suriyeye geçmişti. Haco Suriyeye geçer geçmez derhal fransız hizmetine girmiştir. Fransızlar Hacoyu Kamışlar ve Demirçat mıntıkalarına müfettiş tayin etmişlerdir.”

ความคิดเห็น •