1980,2001arasinda matematik öğretmeni olarak çalıştım, bizim tutumumuz kendi içinde tutarlıdır, düşünen ,farklı olmaya çalışan, öğrenci, öğretmen, yurttaş istenmez.ogrencilik yıllarımdada böyle idi.76,80 arası okudugum ege üniversitesinde bile böyleydi
Nazım Hikmet ve Necip Fazıl'ın klasikten çok ikon olması Türkiye'de yaygın olan bir ruh halinin sonucu. Her kesimden insan Türkiye'nin iyi ile kötü arasında bir savaşın yaşandığı bir ülke olduğunu düşünüyor. O zaman "iyi"nin yanında, "kötü"nün karşısında saf tutmak ve savaşa girmek zorunlu duruma geliyor. Bu savaşta kültürel yapıtlar ancak kötüyü yenmek için bir araç halini alıyor. Bu da iyi ve kötü tanımı farklı olan kişilerin yapıtları sahiplenmemesine neden oluyor.
"Aynı kitapları okumamış zihinlerden oluşan bir kalabalığa ne kadar toplum deriz, ne kadar millet deriz.." Besim hocanın bu cümlesi konunun bizim ülkemize dair yansımasıdır...
Öncelikle ağzınıza ve emeğinize sağlık, teşekkürler. Burada aslında eserlere doğu/batı diye bakmak biraz yanıltıcı geliyor bana. Sonuçta Rönesans döneminde antik yunan eserleri nasıl kabul gördüyse Osmanlı kültürü ya da halkı, aynı şekilde o eserleri kendisine katamaz mıydı? Alman kültürü antik yunanı kendi kültürüne katkıda bulunması için kullanabilmişse "doğu" da aynı şeyi yapamaz mıydı? Bu söylediklerinizi dinledikten sonra Batı ve Doğu ayrımı aslında bu demek istediğim şeyi gerçekleştirebilmiş ve gerçekleştirememiş şeklinde yapılıyor gibi geliyor.
Süper
Kitabı okurken videolarla ilerlemek o kadar doyurucu oluyor ki; zihin sistematik olarak çok değerli bilgilerle donanıyor.. çok teşekkürler 💐
Kitabi videolariniz sayesinde bir daha okuyorum. Besim hocaya selamlar,saygilar. Cok degerli bir calisma. Sag olsun, var olsun
1980,2001arasinda matematik öğretmeni olarak çalıştım, bizim tutumumuz kendi içinde tutarlıdır, düşünen ,farklı olmaya çalışan, öğrenci, öğretmen, yurttaş istenmez.ogrencilik yıllarımdada böyle idi.76,80 arası okudugum ege üniversitesinde bile böyleydi
harika programdı, teşekkürler :)
Çok faydalandım. Teşekkür ederim.
Emeğinize sağlık. Son derece ufuk açıcı programlar icra ediyorsunuz.
Nazım Hikmet ve Necip Fazıl'ın klasikten çok ikon olması Türkiye'de yaygın olan bir ruh halinin sonucu. Her kesimden insan Türkiye'nin iyi ile kötü arasında bir savaşın yaşandığı bir ülke olduğunu düşünüyor. O zaman "iyi"nin yanında, "kötü"nün karşısında saf tutmak ve savaşa girmek zorunlu duruma geliyor. Bu savaşta kültürel yapıtlar ancak kötüyü yenmek için bir araç halini alıyor. Bu da iyi ve kötü tanımı farklı olan kişilerin yapıtları sahiplenmemesine neden oluyor.
"Aynı kitapları okumamış zihinlerden oluşan bir kalabalığa ne kadar toplum deriz, ne kadar millet deriz.." Besim hocanın bu cümlesi konunun bizim ülkemize dair yansımasıdır...
Güzel yayındı hocalarım, teşekkürler..
Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu okuduk hepimiz çocukken , o sayılmaz mı😄 ağla ağla helak olduk o ayrı 😅
İtalya’da tıp fakültesine giriş sinavinda 60 sorunun 15’i genel kültür sorusu.
Kitabin nerdeyse tum satirlarinin alti cizili. 😊
Öncelikle ağzınıza ve emeğinize sağlık, teşekkürler. Burada aslında eserlere doğu/batı diye bakmak biraz yanıltıcı geliyor bana. Sonuçta Rönesans döneminde antik yunan eserleri nasıl kabul gördüyse Osmanlı kültürü ya da halkı, aynı şekilde o eserleri kendisine katamaz mıydı? Alman kültürü antik yunanı kendi kültürüne katkıda bulunması için kullanabilmişse "doğu" da aynı şeyi yapamaz mıydı? Bu söylediklerinizi dinledikten sonra Batı ve Doğu ayrımı aslında bu demek istediğim şeyi gerçekleştirebilmiş ve gerçekleştirememiş şeklinde yapılıyor gibi geliyor.
👏👏
👏👏👏