KUR'AN'DA BİLİMSEL GELİŞMELER HABER VERİLİYOR MU?

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 6 ม.ค. 2025

ความคิดเห็น • 11

  • @swordoftemple
    @swordoftemple หลายเดือนก่อน

    Hocam canlı yayın yapsanız daha iyi olacak, bu şekilde etkileşim olmuyor.

  • @elif4377
    @elif4377 หลายเดือนก่อน

    18:10 hocam, hz. Muhammed bakara suresi 144. Ayette göğe bakıp haber beklediği bildiriliyor. Gökyüzünden ben ilimin indirildiğini düşünüyorum. Kıyafet yapmayı insan, kendi öğrenebilir miydi? Veya demiri işlemeyi insan kendi öğrenebilir miydi? Ben bunların ilimlerinin Allah tarafından insanlara verildiğini düşünüyorum.

    • @elif4377
      @elif4377 หลายเดือนก่อน

      Ayrıca hocam, saf demiri de bulup işlemek çok zor. Yeraltından çıkarılan demir cevheri miydi neydi hatırlamıyorum ama tonlarca çıkarılıp yüksek ısıda ısıtılıp demir yapılıyordu. Hatta izlediğim belgeselde adam, bu işlediğimiz maddede bile demir oranı %5 diyordu. Saf demir bulmak zor. Belki de yıldızlardaki demir, toprağa karışarak zamanla o maddeyi oluşturdu. Yıldızların dünyaya çarpması da bana tesadüf gelmiyor.

    • @muhammedbulut1590
      @muhammedbulut1590  หลายเดือนก่อน +2

      Allah göklerde mi ki oradan ilmi indirsin? İlginçtir hangi din mensubu olursa olsun hepsi dua ederken ellerini yukarıya doğru kaldırır, yere bakarak dua eden bir din mensubu yoktur. Çünkü Tanrı için yükseklik bir yücelik ölçüsüdür ki bu fıtratımızda var. Yani bu tarz davranış Tanrının çok uzaklarda yahut yükseklerde bir yerde olmasından dolayı değil, ÖYLE ALGILANMASINDAN kaynaklanıyor. Peygamberimizin göklere bakması bundandır. Oysa ki Allah kitabında şöyle der "O Cibril Allah'ın bilgisiyle senin kalbine kitabı indirdi"...Cebrail indirdiyse bu aslında DOWNLOAD gibi bir şey, yukarıdan aşağıya doğru süzülen bir fiziki hareket değil. Bilgi vakıadan bağımsız oluşmaz yani bilgiye konu olan şey bilgiden önce vardır onunla ilgili bilgi ise o vakıayla bilinç ilişkisine giren insan, cin ve meleğin zihninde oluşur. Ama bu bilginin oluşması içinde bizim bilincimizde hazır doneler olması gerekiyor ki bir tanımlama yapabilsin. Buna felsefede A PRİORİ bilgi denirken İslam buna FITRAT diyor. Bilinç sahibi varlıklar olmasaydı BİLGİ hiçbir zaman işe yaramayacaktı o yüzden ARDIŞIK bir oluş söz konusu değil. Esasen bendeniz varoluşu CO-EXİSTENCE yani BİRLİKTE VAROLUŞ olarak telakki ediyorum. Mesela demir dediniz, eğer demiri kullanacak bir yaratık ortada yoksa demirin yaradılmış olması hikmete aykırı olacaktır o yüzden insan yaratıldığında demir vardı demir yaratılırkende insan vardı. Bir pamuk tarlasında bunu daha iyi anlamıştım. Pamuk hayvanlara gıda olamayacak kadar besin değeri olmayan bir bitki ve pamuğa dokunduğunuz an bu bitkinin kesinlikle eğirip örecek bir tür için yaratıldığı ortaya çıkıyor ama ne pamuk insandan önce ne insan pamuktan önce var edilmiştir. Ama gerek felsefe, gerek Müslüman kelamcılar gerekse batılı bilim adamları evrendeki tüm olayların ARDIŞIK BİR ZAMANLA yaratıldığını düşünüyor oysa büyük bir yanılgı içindeler. Şu an yazışmamız bile o BİRDENBİRELİĞİN yahut BİRLİKTE VAROLUŞUN bir parçası biz sadece YANSIMASINI şimdi yaşıyoruz...Bu YANSIMAYI ardışık zaman gibi algılıyoruz. Esasen zaman diye bir şeyde yok ve bu bizim hareketlerin arda arda gelmesi neticesinde öyle algılıyoruz daha doğrusu algılamak zorundayız. İlginçtir beynimizin YANILSAYARAK olgu ve olayları değerlendirmesi Allah'ın rahmetindendir. Bu hususlarda epeyce videolar çekicem tabi o yüzden lafı uzatmak istemiyorum. İlginiz için teşekkürler.

    • @muhammedbulut1590
      @muhammedbulut1590  หลายเดือนก่อน +1

      @@elif4377 yıldızların dünyaya çarpması mümkün değil zira Allah kitabında "GÖĞÜ KORUNAN BİR TAVAN YAPTIK" diyor....O yüzden göktaşı sonucunda dinozorlar çağı bitmiştir teorisi de bir safsata. Evet bazı göktaşları yeryüzüne düşmüştür ama düşüşler küresel bir etki yapacak boyutta olmadı hiç aksi halde GÖKYÜZÜNÜN KORUNAN BİR TAVAN OLMA esprisi boşa çıkardı.

    • @elif4377
      @elif4377 หลายเดือนก่อน

      ​​@@muhammedbulut1590güzel yorumlarınız için teşekkür ederim hocam. Demir, pamuk örneğinden dediğiniz gibi olması olası. Bu konu da yanılıyor olabilirim. Lakin hocam, Allah'ın semada olması fikrini ben ayetler çerçevesinde böyle bir kanıya vardım. Meleklerin ve ruhun göğe yükselmesi ayeti, göktekinin sizi yerin dibine sokmayacağına emin mı oldunuz ayetleri benim kafamı biraz kurcalıyor. Ayrıca hocam, ben müşrikler gibi düşünmüyorum. Allah'ın bir şeyi net görmesi için onun bizim gibi belli bir mesafeye ihtiyacı yok ki. Bizler, belli bir mesafe ve belli bir ışık sayesinde bir şeyleri görebiliyoruz. Renklere de ihtiyacımız var. Her şey aynı renkte olsaydı, görme olayını düzgün gerçekleştiremezdik. Bunların hepsi insanlar için bir kusur ve ne yazık ki gerekli şeyler ama Allah için böyle değil. Yerin karanlık derinlerinde ki gaybı bir tek o bilebilir. Toprağı biz, eşeledikce içinde ne olduğunu görebiliyoruz çünkü. Onunda bir sınırı var. Daha aşağı inemiyoruz. Ayrıca müşrikler belki de Allah'ı haşa insan gibi düşündükleri için insana ait bütün kusurları Allah'ta varmış gibi düşündüler. Bu yüzden Allah uzakta bizi göremez düşüncesine kapılıp putlara tapmaya başladılar. Ben de sizi daha fazla meşgul etmiyim hocam, şu anlık bilgi düzeyim bu kadar olduğu için böyle düşünüyorum. Kesin böyledir asla demiyorum. En doğrusunu Allah bilir elbette. Bu konu hakkındaki videolarınızı da merakla bekliyorum hocam. Çok şey kattınız bana. Keşke daha önceden sayfanızı keşfetseydim 😁

    • @muhammedbulut1590
      @muhammedbulut1590  หลายเดือนก่อน +1

      @@elif4377 Allah kitabında şöyle der : Allah'a misaller getirmeyin Allah bilir siz bilmezsiniz. Nahl Suresi 74. ayet....Allah ne mekandan ne münezzehtir nede bir yerlerdedir...Hatta o şöyle der : Onun benzeri hiç bir şey yoktur. Şura Suresi 11. ayet. Allah'ın semada olması yahut arşa istiva etmesi gibi ifadeler mecazi ifadelerdir. Alagorik anlatım dilde etkileşim türüne girer. Dil salt iletişim aracı değil aynı zamanda etkileşim aracıdır. Allah'ın yüceliğini zatına bakarak kimse anlatamaz o yüzden ALLAH'A MİSALLER GETİRMEYİN diye uyarıyor. Allah'a göklere layık görmekle Müşriklerin Allah'ı insanlaştırması arasında hiçbir fark yok aslında. O yüzden Ebu Hanzala gibileri Tarikatçılardan daha tehlikeli ve daha batıl yoldalar. Bu düşünceleri ilk ortaya atanlardan biride Ahmet b. Hanbel denen adamdır bu adamın İslam'da Tanrı inancına karıştırdığı hurafeyi yüzyıllardır temizleyemiyoruz.