Video başındaki loop tarzı tekrarı sinir bozucu bulduğumu belirtmek isterim. Dındırı dındırı dın. Anlamadıysan gene dındırı dındırı dın. Hadi bi daha dındırı dındırı dın. Bu ne ya?
Toplumdaki yoğunluğunu hesap ederek şöyle küçük bir toplum hesap edelim. 1 tıp prof. 1 ekonomi prof. 3 öğretmen. 3 mühendis, 10 işçi, 4 küçük esnaf, 1 büyük sanayici, 2 emekli. Toplumun nüfusu 25 kişi. Soru ise şu : koronavirüs sorununu nasıl çözelim. Yöntem : demokrasi. 8 işçi, 1 mühendis, 2 küçük esnaf, 2 öğretmen işsiz kalmış. Derler ki devlet bize baksın. Demokratik oylama yaparlar. Tıp prof'u evde kalın dediği için 13 kişi devlet baksın der. 12 kişi çalışma hayatı serbest olsun, hepsi çalışsın der. Demokratik oylama sonucu devlet baksın kazanır. Ekonomi profu der ki; 6 aya kalmaz ekonomi sistemi batar. Sanayici ve esnaf, o zaman bize de bakılsın der. Demokratik sistem çalışır; toplum ekonomisi 6 ay sonra çöker. Hastalık olduğu gibi devam eder. İşte ortalama gerçekçi tablo böyle bir şey. Demokrasi, toplumun sorunlarını ifade ettiği ve çoğulcu esasa göre çözüm ürettiğini sanan bir sistemdir. Bir tür toplumsal mastürbasyon sistemidir. Oysa, gerçek sorun koronavirüstü. Gerçek sorunu çözecek, meseleyi gerçek sorun üzerinden hesap edecek hiç bir fayda sağlamadı. Neden? Çünkü bu toplumsal yoğunluğun konu hakkında en ufak fikirleri yoktu. Çözüm nasıl olmalıydı? Bilimsel çözüm yolları üretilmeliydi. Yani profların, mühendislerin, öğretmenlerin katılımıyla bir bilim kurulu oluşturulmalı ve çözüm üretilmeliydi. Toplumların gerçek tüm sorunları tekniktir. Teknik olmayan sorunlar, bir amaca ulaşmak için toplumun bir grubu tarafından üretilirler. Diyelim ki esnaflar, yeterli kar elde edemediklerini düşünerek; arz sıkıntısı yaratırlarsa; fiyatlar yükselir. 10 işçi yeterince maaş alamadıklarını düşünürlerse; grev yaparlar; toplamdaki ürün ve hizmet arzı aksar; bir ihtimal maaşları artar. vs vs vs. Siyaset, demokrasi, otokrasi vs vs. hiçbir gerçek soruna çözüm üretemez ama sanal sorun yaratabilirler. Örneğin işsizlik (ve özellikle genç işsizliği) sorununu tartışıyorlar. Diyorlar ki "tam demokrasi olmadan, işsizlik sorunu çözülemez. Demokrasi ile nasıl çözeceksin? Yanıt yok. Eee kuvvetler ayrımı olmalı, hukuk özgür olmalı ki işsizlik sorunu çözülsün." Ne alakası var? Bilimde, demokrasi yoktur. Veriler, yöntem ve hesaplar vardır. Bilimsel tartışma, demokratik değildir ve hiçbir zaman olmamıştır. Hesaplamada eksik parametre var mı, yöntem tüm verileri kapsıyor mu? Bunlar tartışılır. İşsizlik, işletme ve iş imkanları artışının nüfus artışına yetişememesidir. Nüfus artışı, işletme ve boş işten fazla olduğu sürece işsizlik olmak zorundadır. Konunun, ne demokrasiyle ne de hukukla ilgisi yoktur. Tüm dünyanın nüfus artışı, işletme ve iş imkanı artışından hızlıdır. Bu da tüm dünyada işsizlik artışını doğurur. Bir işletme, kar elde etmek için kurulur. Kar elde edemeyen işletme kurulmaz, yatırım yapılmaz, büyütülmez. İşletmelerin çalışma kuralları, rekabet ve üretim yöntemleri ayrı konudur. Velhasıl hiçbir gerçek sorun demokrasiyle, hukukla, otokrasiyle, şeriatla, şunla bunla çözülemez. Gerçek sorunlar, bilimsel yöntemlerle analiz edilir, veriler toplanır, yöntemler test edilir ve çözüm üretilir.
26:15 çok yaralayıcı bir ifade ve ne yazık ki bizim bu eşiği çoktan geçtiğimizi düşünüyorum . Vermemiz gereken hiçbir tepki verilmedi . Verilmiyor ... Artık nerede patlanacak ya da daha da kötüsü bu patlama hiç yaşanmayacak mi endişeliyim . Sarmal haline geldik . Birini unutmadan bir başka rezalete imza atilabiliyor, hepsinde seyirciyiz.
Madem bekir bey her şeyi eleştiriyor ben de bekir beyi elestireyim.Basmakalip alisagelmis bir chp eleştirisini bırakın artık .Olayi bir defa çok basite indirgiyorsunuz..Din üzerinden siyaset anlayışıyla mucadele etmek zordur.Bu yüzden muhafakazar bir takım kimliklerin bir kitle partisi iddiasinda olan kurumda olmasında ne gibi bir yanlışlık var ben anlayamadım.Siyaseti Iki arti iki dorttur dogru cevap diye okuyorsunuz nedense .Yolunu kaybetmiş bir ulkeyiz su an.Savrulduk ca savruluyoruz..Ekonomik olarak dış sermayeye (Bati sermayesi büyük cogunlukla )oldukça bağımlı olan bir ülkeyi bağımsızlık mücadelesi veriyoruz palavralariyla sistemi ayakta tutmaya çalışıyoruz .Ekonomik sıkıntılardan bu ülke hic bir zaman tek başına insaniyla ayağa kalkmadı.Imf anlasmasiyla birlikte dış sermaye katkısıyla ayağa kalktı..Katara durmadan bir seyler veriliyor bu ülkeden farkinda degilmisiniz.Burda ki gozlemeniz bile eksik ne yazık ki.
Sayin Sabuncu neden “...GELECEGINI” demek yerine “...GELECAGANI” seklinde soyluyorsunuz ses uyumuna gore bazi fiillerin sonuna -ecek bazilarinin ise -acak eki gelir sizde -ecek dememek aliskanlik haline gelmis.
Arkadaşlar, şu anki türkiye toplumunu sosyolojik açıdan çok iyi analiz eden bir isim Bekir ağırdır. Ciddi anlamda ister muhalif olun ister iktidar yanlısı Bekir ağırdır'ın söyledikerine kulak vermek size çok şey katacaktır
iş yok, güç yok, ne yapacağız ayasofyanın duvarlarını mı kemirelim
teşekkürler..Yine aydınlatıcı bir söyleşi..
Bekir Beyi ilgiyle,ve takdirle takip ediyorum.Sosyolojik okumaları ve yorumlarını isabetli buluyorum,kendi alanında duayen bir isim.Teşekkürler.
Video başındaki loop tarzı tekrarı sinir bozucu bulduğumu belirtmek isterim. Dındırı dındırı dın. Anlamadıysan gene dındırı dındırı dın. Hadi bi daha dındırı dındırı dın. Bu ne ya?
Daha kısa video olsaydı keşke...49 dakika çok uzun...
Konulara ve olaylara yaklaşımın çok başarılı olduğu bir başka yayın daha olmuş, teşekkürler.
Toplumdaki yoğunluğunu hesap ederek şöyle küçük bir toplum hesap edelim. 1 tıp prof. 1 ekonomi prof. 3 öğretmen. 3 mühendis, 10 işçi, 4 küçük esnaf, 1 büyük sanayici, 2 emekli. Toplumun nüfusu 25 kişi. Soru ise şu : koronavirüs sorununu nasıl çözelim. Yöntem : demokrasi. 8 işçi, 1 mühendis, 2 küçük esnaf, 2 öğretmen işsiz kalmış. Derler ki devlet bize baksın. Demokratik oylama yaparlar. Tıp prof'u evde kalın dediği için 13 kişi devlet baksın der. 12 kişi çalışma hayatı serbest olsun, hepsi çalışsın der. Demokratik oylama sonucu devlet baksın kazanır. Ekonomi profu der ki; 6 aya kalmaz ekonomi sistemi batar. Sanayici ve esnaf, o zaman bize de bakılsın der. Demokratik sistem çalışır; toplum ekonomisi 6 ay sonra çöker. Hastalık olduğu gibi devam eder. İşte ortalama gerçekçi tablo böyle bir şey. Demokrasi, toplumun sorunlarını ifade ettiği ve çoğulcu esasa göre çözüm ürettiğini sanan bir sistemdir. Bir tür toplumsal mastürbasyon sistemidir. Oysa, gerçek sorun koronavirüstü. Gerçek sorunu çözecek, meseleyi gerçek sorun üzerinden hesap edecek hiç bir fayda sağlamadı. Neden? Çünkü bu toplumsal yoğunluğun konu hakkında en ufak fikirleri yoktu. Çözüm nasıl olmalıydı? Bilimsel çözüm yolları üretilmeliydi. Yani profların, mühendislerin, öğretmenlerin katılımıyla bir bilim kurulu oluşturulmalı ve çözüm üretilmeliydi. Toplumların gerçek tüm sorunları tekniktir. Teknik olmayan sorunlar, bir amaca ulaşmak için toplumun bir grubu tarafından üretilirler. Diyelim ki esnaflar, yeterli kar elde edemediklerini düşünerek; arz sıkıntısı yaratırlarsa; fiyatlar yükselir. 10 işçi yeterince maaş alamadıklarını düşünürlerse; grev yaparlar; toplamdaki ürün ve hizmet arzı aksar; bir ihtimal maaşları artar. vs vs vs. Siyaset, demokrasi, otokrasi vs vs. hiçbir gerçek soruna çözüm üretemez ama sanal sorun yaratabilirler.
Örneğin işsizlik (ve özellikle genç işsizliği) sorununu tartışıyorlar. Diyorlar ki "tam demokrasi olmadan, işsizlik sorunu çözülemez. Demokrasi ile nasıl çözeceksin? Yanıt yok. Eee kuvvetler ayrımı olmalı, hukuk özgür olmalı ki işsizlik sorunu çözülsün." Ne alakası var? Bilimde, demokrasi yoktur. Veriler, yöntem ve hesaplar vardır. Bilimsel tartışma, demokratik değildir ve hiçbir zaman olmamıştır. Hesaplamada eksik parametre var mı, yöntem tüm verileri kapsıyor mu? Bunlar tartışılır. İşsizlik, işletme ve iş imkanları artışının nüfus artışına yetişememesidir. Nüfus artışı, işletme ve boş işten fazla olduğu sürece işsizlik olmak zorundadır. Konunun, ne demokrasiyle ne de hukukla ilgisi yoktur. Tüm dünyanın nüfus artışı, işletme ve iş imkanı artışından hızlıdır. Bu da tüm dünyada işsizlik artışını doğurur. Bir işletme, kar elde etmek için kurulur. Kar elde edemeyen işletme kurulmaz, yatırım yapılmaz, büyütülmez. İşletmelerin çalışma kuralları, rekabet ve üretim yöntemleri ayrı konudur. Velhasıl hiçbir gerçek sorun demokrasiyle, hukukla, otokrasiyle, şeriatla, şunla bunla çözülemez. Gerçek sorunlar, bilimsel yöntemlerle analiz edilir, veriler toplanır, yöntemler test edilir ve çözüm üretilir.
Abi introyu neden 37 kere döndürüyorsunuz yav
26:15 çok yaralayıcı bir ifade ve ne yazık ki bizim bu eşiği çoktan geçtiğimizi düşünüyorum .
Vermemiz gereken hiçbir tepki verilmedi . Verilmiyor ... Artık nerede patlanacak ya da daha da kötüsü bu patlama hiç yaşanmayacak mi endişeliyim .
Sarmal haline geldik . Birini unutmadan bir başka rezalete imza atilabiliyor, hepsinde seyirciyiz.
Murat bey sizde cok fazla yanki oluyor, bilginize. Iyi calismalar.
⭐Bekir Ağırdır çağımızın Dede Korkutu gibi .
Bekir kardeşin son tiradı muhteşemmm. 47:05 itibarı ile
Şangır şangır ne sesi geliyor? Bekir Bey’in kolunda 10 tane burma altın bilezik var gibi bir ses geliyor.
Bekir Ağırdır kitabınızı sabırsızlıkla bekliyorum 🌺
24:30 Güzel soru Güzel gazetecilik bu iste.
43:13 ✨✨✨
Katılıyorum...
Soru güzel de 49 dakika izlenir mi Allah aşkına. Kısa yapın videoları da izlenme sayınız artsın.
İşsiziz Borc gırtlağa dayandı Yeter artıkkkkkkk
Madem bekir bey her şeyi eleştiriyor ben de bekir beyi elestireyim.Basmakalip alisagelmis bir chp eleştirisini bırakın artık .Olayi bir defa çok basite indirgiyorsunuz..Din üzerinden siyaset anlayışıyla mucadele etmek zordur.Bu yüzden muhafakazar bir takım kimliklerin bir kitle partisi iddiasinda olan kurumda olmasında ne gibi bir yanlışlık var ben anlayamadım.Siyaseti Iki arti iki dorttur dogru cevap diye okuyorsunuz nedense .Yolunu kaybetmiş bir ulkeyiz su an.Savrulduk ca savruluyoruz..Ekonomik olarak dış sermayeye (Bati sermayesi büyük cogunlukla )oldukça bağımlı olan bir ülkeyi bağımsızlık mücadelesi veriyoruz palavralariyla sistemi ayakta tutmaya çalışıyoruz
.Ekonomik sıkıntılardan bu ülke hic bir zaman tek başına insaniyla ayağa kalkmadı.Imf anlasmasiyla birlikte dış sermaye katkısıyla ayağa kalktı..Katara durmadan bir seyler veriliyor bu ülkeden farkinda degilmisiniz.Burda ki gozlemeniz bile eksik ne yazık ki.
💙
Hocam kararsızların oylarını hiç etkilemez demek ne kadar doğru?
Sayin Sabuncu neden “...GELECEGINI” demek yerine “...GELECAGANI” seklinde soyluyorsunuz ses uyumuna gore bazi fiillerin sonuna -ecek bazilarinin ise -acak eki gelir sizde -ecek dememek aliskanlik haline gelmis.
Bekir beyi dinlemek, ondan ogrenmek istegim olmasa, kisa araliklarla donen tuhaf intro'da kanal degistirecegim. Su introya bir el atin lutfen.
Doğrusu herkesin kendi mülkünün iktidarı olması. Tüm mülkiyetin özel mülkiyet haline gelmesi ve bu sayede anlaşmazlıkların minimuma inmesi.
Arkadaşlar, şu anki türkiye toplumunu sosyolojik açıdan çok iyi analiz eden bir isim Bekir ağırdır. Ciddi anlamda ister muhalif olun ister iktidar yanlısı Bekir ağırdır'ın söyledikerine kulak vermek size çok şey katacaktır
2:24 otutturuyosunuz denilmez be abi, ille de diyeceksen oturtuyorsunuz demelisin.
bekir beyin üzerinde ne varsa artık şıngır şıngır ses yapıyor kulaklık da dandik olunca çok randımanlı dinleyemedim.
👈🐏🐏🐏🐏😂😂😂