Ankara Bahçelievler’de büyüdüm. ☺️ 90’lı yıllarda bizim apartmanda 2 dairede öğrenciler oturuyordu ama aileleri ya ortanın bir tık üstü ya da üst sınıf oluyordu. Hatta 2. katta tıp okuyan iki kardeş oturuyordu anahtarımı unutmuştum evlerine almışlardı beni yanlış hatırlamıyorsam ilk kez onlar sayesinde dominostan pizza yemiştim evleri bizim evden daha güzel dekore edilmişti :D Annemler az daha geç gelse diye dualar etmiştim fkfjfkf. Yıllar sonra şehir dışına okumaya gittiğimde öyle olurum sanmıştım ama günün sonunda ailenin inanılmaz imkanları olmayınca aynı çekyatta hem uyuyup hem yemek yerken hem ders çalışırken hem de oturup bir şeyler izlerken buluyormuşsun kendini 🥲
oha 90lı yıllarda eve pizza söylemek müthiş zenginlik belirtisi :D ben de sefalet bi öğrencilik yaşadım, küçükçekmece’den kadıköy’e sabahın köründe kalkıp gidiyordum her gün 1 buçuk saat gidiş 1 buçuk dönüş. ama keyfi çok başka öğrenciliğin yaaa 🥲 ayrıca çok tatlı bi yerde büyümüşsün çok şanslısın 🤍
Yahu o kadar duygulandım ki şimdi. Ben Serra'nın Bilkent'i kazandığını unutmuşum, videoyu izleyince tekrar hatırladım. Aslında hatırladığım şey onu okuduğum yaşta Bilkent'i ufaktan araştırmıştım. Sonra da paramız yetmez, doğuda doğup büyüdüm ailem kesin izin vermez diye üzüldüğümü hatırlıyorum. Ve evet arkadaşlar, Bilkent'i tam burslu kazandım, okudum. Bir ay önce de yüksek lisansı bitirdim yine Bilkent'te. Şu an şoklar içerisindeyim. O kitabı kalbi buruk, hayalleri yarım yamalak bir şekilde okuyan küçük kızın istekleri gerçek olmuş, bunu istediğimi unuttuğum halde :) :) Emeğine sağlık Mariam
Aslında orta sınıf geniş bir kavram küçük burjuva gibi oluyor yani orta sınıfta kendi içinde ayrılıyor orta/üst ve orta/alt diye serra orta/üst sınıfta…
''pembe panjurlu evinden dünyaya bakmak.'' bu olsa gerek. çocukken okuduğumda bu kadar hissetmemiştim, her türlü kaygıdan uzak. yabancı bir dünya. ve biz özenerek okumuşuz, inanılmaz.
37:35 Ayy Avrupa Yakasını hala izliyorum ve aşığım bu diziye. Aslı zavallım hiçbir zaman kendi evine çıkamıyordu ki. Hatta kızcağaz evlenmişti de kocası Cem'le birlikte bir takım sebeplerden ötürü aile evinde yaşamaya başlamıştı. Neticede Aslı evliliği sayesinde özgürleşeceğine Cem evliliği yüzünden Aslı'nın esaretine ortak olmuştu. Karı koca odalarına bir DVD oynatıcıyı bile İffet ve Tahsin' den gizli alıyorlardı, bir bölümde akşam yemeğine gideceklerdi de Tahsin durup dururken "Demek bundan sonra bizden izin alınmıyor. Ben iskele babasıyım yani, onu anlıyorum ben bundan" falan diye triplenmeye başlayıp evde oturtturmuştu otuz yaşındaki karı kocayı. Avrupa Yakası genelde Türk aile yapısını çok iyi yansıtması açısından takdir edilir ama bence bazı yanlış noktaları da vardı. Mesela tipik Türk ailesinde kız çocuğun yirmi beş yaşına kadar aşk hayatı olması hoş karşılanmaz, hep göz altından tutulur. Yirmi beş yaşından sonra bir yerlerde ise aile kızlarının hala bir sevgilisi olmamasından endişelenmeye başlar, kızın çevresinde bir erkek görünce umutlanıp kızın ağzını ararlar, hatta bizzat kendileri kıza konu komşunun tanıdıklarından bir sevgili bulmaya çalışırlar, kızın çalıştığı yerde işi gücü iyi bekar bir erkek varsa 'Ay hadi inşallah' temennileri olur... Oysa İffet ve Tahsin otuz yaşına gelmiş Aslı'nın işyerindeki iyi eğitimli, nazik ve entelektüel genel müdür Cem' le ilişkisi olduğundan şüphelendiklerinde bile "Yoksa bu adamla aranda bir şeymi var, istemeyiz öyle şeyler seni işten alırız evde oturursun" diye kızın kısmetine mani oluyorlardı resmen. Sanırım Gülse Birsel'in kafasındaki kurguya göre Aslı'nın daha genç, yirmi üç yirmi dört yaşlarında bir genç kız olması gerekiyordu ama Gülse Birsel bu çok katmanlı karakteri bilmediği bir oyuncuya emanet edip heba etme riskine girmektense bizzat üstlenmeyi tercih etti (İyiki de o oynamış) ve kendisi otuzlu yaşlarının başında olduğu için Aslı' da ister istemez otuz yaşında oldu
üniversiteye yeni geçtim, şehir değiştirdim. kuzenimle yaşıyoruz. geldiğimden beri kaktüs almak istiyorum, parama kıyıp alamadım. anca yeni bitki çayı aldık, ilk üç haftada ders çalışmaya dair hiçbir şey yapmadım :D
Seri boyunca Serra'nın nasıl ''birey'' olamadığına canlı şahitlik ediyoruz. Bunun İpek Ongun'un kuşağı ve dönemin şartları ile de alakalı olduğunu düşünüyorum. Serra burjuva, ailesi varlıklı, lakin o kadar kendisi olamıyor, o kadar kendini belli kalıplara sıkıştırıyor, perspektifini dar tutuyor ki. İnsanları kategorize etmesi, olayları tektip bir biçimde yorumlayıp diğer sonuçları, ihtimalleri, olguları göz ardı etmesi, kitabın sürekli serra'nın gözünden okuyucuya belli bir yaşam tarzını dayatması. Ben çok küçükken okumuştum ve o zamanlarda bile içim sıkılmıştı. Bir insan varlıklı olmasına rağmen çitin ötesini hiç mi göremez, geçemez, kendini bu denli mi geliştiremez, perspektifini bir gram genişletemez mi. Ben Serra ve serra gibi insanlara üzülüyorum açıkçası. Belki de daha da ilerisi acıyorum.
@@sae14 herhangi bir şey, biri herhangi bi konuda fikrini değiştirebilir. Kitap yazan kişi eminim yetiştiği aileyi baz alarak yazmamıştır. Bu bence içsel yaşantısından gelen bi vizyonsuzluk. Daha fazlasına sahip olmak zor geldiği için elindekiyle yetinip şükür etme kafasıyla eşdeğer
Ben de küçükken okumuştum ve sürekli ipek ongun tarafından idealize edilmiş bir yaşam görüyorduk ilk kitapta yaz olduğu için yine macera falan bir şeyler yaşıyorlardı çocuk yaşımda ilgi çekici gelmişti ama ikincide iyice artmaya başladı bu durum :D
Çitin ötesine geçebilmek için insanın kaybedecek bir şeyinin olmaması gerek Serra çitin ötesine geçerse ailesi ile arası bozulur ve para gider o yüzden onların düşüncelerini benimsemek zorunda
Serra en imrendiğim kitap karakteriydi. Onun en yakın arkadaşı annesiydi. Ailesi eğitimliydi, para gibi bir dertleri yoktu. Tek çocuk olmasi, tek kuzeninin kız olmasindan dolayı cinsiyet ayrımcılığını daha çocukluğundan itibaren iliklerine kadar hissetmemisti. Böyle olunca da hayatı pempe çicekliydi tabi. Annesine "öf bu iğrenc bir ev" deme özgürluğüne sahipti bir kere. Çünkü annesi "ne vardi aynı sehirde üniversite okusaydin, al sana elalemin pis evini temizle şimdi" demeyecekti o da biliyordu. Nasıl imrenirdim ama nasıl. Ben belki serra olmak istemiyordum ama annesi annem olsun istiyordum. İpek ongun gençlikten o kadar uzak ki ögrenci evini yeni nesil gelin evine cevirmiş. Dantelli çöp kovası gercekten 18 yaşındaki her ergenin hayali. Bir kere o resmedilen ögrenci evi kendi akranları tarafından büyük taşak malzemesi yapılır. Yapılmayacak gibi de degil :) bir de ben de 18 im ama dekorasyona ilgim var yazanlar icin diyorum. O zamanın dünyasıyla simdiki dünya aynı degil. Pinterest instagram gibi uygulamalarla siz dekorasyonla cok dsha hasir nesir olabilirsiniz fakat 2000 yılında elinizde kendi eviniz, bir kac tanidigin evi ve yerli dizilerde gördükleriniz dışında gözünıze sokulan bir sey olmayacak. O yüzden baya baya bu konuyla ilgili arastrma yapmak zorunda olurdunuz. Serranın bu aşırı sterilize hayatı seri sonuna kadar devam ediyor. Hicbir erkek onu yatağa atmak için yanasmiyor mesela. Herkes cok asil ve serraya acayip hayran. Hayatı ders calismak sevgilisiyle söyle bir boy yürümekle falan geciyor. İpek ongun ahlâk anlayısına uygun olarak sevgilisi senede bir kere falan öpüyor dudağından:) sevismek falan söz konusu değil. Evet o öğrenci evinde bunlar hic olmuyor :) daha da yazarim neredeyse 2 senedir bu videoyu bekliyorum akskkd
şu anne konuusnda o kadar haklısın kiii... ve dediklerine kısmen katılıyorum ama o zamanlar dekorasyon dergileri ve programları falan da vardı bunu unutuyorsunuz ve yaygındı da. ayrıca o zamanlar bizim gibi gençler vardı ilgili bu konularda kendimden biliyorum jfhjghfd
düzeltme ihtiyacı hissettiğim tek kısım şu: 5. ya da 6. kitabın bir yerinde serranın çalıştığı otelin bilmemesi üstünkörü asılıyordu serraya da başka bir amiri uyarmıştı bu adam senin yaşında kızlara düşkündür falan diye sonra Serra adama rest çekmişti sevgilim var diye hhshgshgh
2007 doğumlu 16 yasına henüz 3 ay sonra giricek olan bi kız olarak yazıyorum kitap karakterine o kdr özendim ki gerçekten 4.cü kitabı bitmis olsada serranın hayatına özendim ciddi anlamda belki benimde olur o olanaklar geziler para yok değil ama hiçbir öğrenci hayatının o kdr lüks olduhunu sanmıyorum veya herkesin ailesinin o şekilde tüm gezilere izin vericegini sonra yaşadıgı iliskiler yaşam tarzı kafaya takmayısı ve en yakın kız kuzeni olması inşallah bi gün bizde yaşarız
27:32 Maria maalesef öyle gençler var. Koç Üniversitesinde tam burslu okuyorum ve okuldan arkadaşlarımın herpsinin öğrenci evi var. Ben öyle evlerin hayalini kuramıyordum, iki katlı olan var, rezidansa öğrenci evi diyen var. Biz bu kanalda aynı brain cell'i paylaştığımızdan hepimizin öğrenci evi dediğinde aklında canlanan şey burdakilerin aklının ucundan bile geçmeyecek şeylerdir emin ol. Bu arada o arkadaşlarımla ilgili herhangi kötü bir şey demek için yazmadım bunu, hepsi çok tatlı ve iyi insanlar.
Büyük bir İpek Ongun fanı olarak bir noktayı aydınlatmak isterim,Serra bildiğin burssuz okuyor. O çalışmaya burs murs kazanamamış. Bundan sonraki kitap olan İşte Hayat’ta okulun 3. senesinde burs kazandığını hatta notları çok iyi olduğu için 4. senede burslu okuyabileceğini belirtiyordu. 30 yaşındayım aklımda yer eden şeye bak😅
Bilkent üniversitesinden canlı bildiriyorum turizm otelcilik %50 burslusu eşit ağırlık 500k’dan falan alıyor dksksklslsd sınavı koklayarak bile çözenin yapabileceği bi sıralama -şu anda o bölümde tamamen burssuz almıyorlarmış tamamen burssuzu olsa sıralaması 1 milyon olacak herhalde-
@@buseyuksekkayal1186 evet bende merak edip baktım sıralamasına ama 2000’lerin başında turizm gözde bir meslekti, sıralaması belki daha yüksek olabilir tercih eden bolluğundan dolayı. Serra’nın hakkını yemeyelim😅
Bu kitabı okuduğumda ben de Ankara hayalleri kurmaya başlamıştım. Hep böyle bahçeli bi öğrenci evim olacağını hayal ettim. Sanki bunlar çok kolay ulaşılabilir şeyler gibi. Sonuç; üniversite hayatım apart, boktan ve hiç tanımadığım kızların ilanıyla sokakta kalmamak için çıktığım "öğrenci evi" ve pandemi. Açlıktan kuru ekmek kemirmeler, ilk sene sosyal aktivite bir alana bir bedava çiğköfte yemek, ücretsiz halk konserleri, vize final, ödev koşturmacaları, günlük işler, eşya alamıycam diye her şeyi valizlerle ordan oraya taşımalar, sefalet... Serra hayallerimi yıktın. Üniversite hayatım seninki gibi olmalıydı. (Dipnot: Kitabı okuyunca ben de öyle bir ev hayal ettiğim için benim de dekorasyon fikirlerim vardı. Duvar rengi olsun, eşyalar olsun filan ama ne bulduysak ona boyun eğdik.)
@@cupcake6183 O günler de gelir ilk sene 3 kişiyle 1 odada yaşadım. İkinci sene 2 kişi son senem de kendime ait bi oda tutabildim. Ama işte hayaller hayatlar. Hayal kurmak güzel de ülkenin gerçeklerini de unutmamak lazım.
41:32 SPOİLERLİ TESPİT Serra'nın dilek'e ben senin gibi hemen birini bulamıyorum deyip, 6. kitabın sonunda oktayla nişanı atar atmaz özgüre nikahı basması karaktersizliği ahjasdhahsah
9:24 bence burada gayet realist olmuş çünkü hayat bazen gerçekten böyle olabiliyor hiç sevmediğimiz çok şımarık çok Uçarı annesi babası zengin olan insanlar çok iyi yerlere gelebiliyorlar kültürel sermaye denen şey yüzünden bazı insanlar da her ne kadar son çareli okumak olsa da başaramayabiliyorlar
2000lerin başında genç olmak nasıldı bilemem ama 19 yaşında bir genç olarak şunu söyleyebilirim ki yaşadığımız dönemde 18 19 yaşındaki bir gencin o cümleleri kurabilmesi, o bilince erişebilmesi çok da ütopik değil aslında. Özellikle internetin bu derece yaygınlaşıp geliştiği bir dönemde kendi kendini eğitebilmek bu kadar kolayken gençlerin daha olgun kafa yapılarına ulaşabildiğini düşünüyorum.
tam da aklımdan bu geciyodu. serranin bahsettigi dekorasyon fikirlerini cok rahatlikla kendim olusturabiliyodum önceden de. son dort yildir pinterest kullanmanin etkisi
Ben ilk sene çıktığım öğrenci evinde bişey anlamadan pandemi olmuştu ama pandemi sonrası döndüğüm öğrenci evinde balkon aradım güneş alsın geniş olsun falan filan sonra evimi baya kendim aşırı temizledim serranin başkalarına yaptırdığı şeyleri zkahakgakaj sonra dekorasyon işlerine falan geçtim ama tabi ucuz öğrenci bütçesiyle anneme dantel bile aldirttim sehpam için skagoahakak 21 yaşında bu kafaya ulaşmak zor olmadı iki sene pandemide annemlerle takildigim için İpek ongun da olmuş olabilirim zkabalbalajak
aynen ben de acikcasi marianin bu kadar sasirmasina sasirdim. ben 15-16 yaaimdayken bile marianin yadirgadigi kucuk cocuk nasil bunlari bilir vs dedigi konular konusuluyodu okulda bence hem yetistirilme farki hem de donem etkiliyor
@@aslitsaslitsa aynen ama sadece bununla sınırlı değil, ilgiyle ve merakla da ilgili. maria iile aynı dönemlerde çocukmuşuz mesela ama edebiyat&dekorasyon vs normaldi benim için çünkü ilgi alanımdı. ilgili bir sürü böyle de çocuk/genç vardı yani ben de şaşırmasına şaşırdım jhfdfjdg
bence ipek ongunun sırmayı babasının istediği yerde okumaya yollaması sıla iyi bir öğrenciyken sınavı kazandırmaması aylin ve diğer kızı iyi okullara sokması gayet gerçekçi olmuş,kadının zaten hayat öğretmek gibi bi iddası var,kendi küçük elit dünyasının gerçekliğine göre kurmuş karakter ve olayları ama bence hayatın bu tarz plot twistler getireblieceğini de bize göstermesi iyi olmuş zamanında. yani bana bu kitap göstermişti en azından sjsjjsjs olaylar tahmin ettiğimiz gibi gelişmiyor beklemediğiniz insanlar beklemeyeceğiniz şeyler başarabiliyor veya daha iyisini hakederdi diyeceğiniz kişiler çok zorlanabiliyolar
Bir Bilkent mezunu olarak bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Ben 2007 ablam ise 2005 girişli olarak Bilkent de burslu okuduk. İpek Ongun kitaplarını da okuduğum için konuya açıklama getirmek istedim. Bilkent, özel okul bu doğru ama o yıllarda inanılmaz öğrenci dostu bir okuldu. Bazı bölümlerin %98 öğrencisi %100 burslu olurdu (Felsefe). Bazı bölümlerde ise İşletme İktisat gibi paralı öğrenci oranı fazlaydı. Buna rağmen bursuz olan çoğu bölümün puanı birçok diğer devlet okulundan yüksektir. Serra'nın o kadar çalışıp paralı okuması gayet normal bir durum. (Serra bu arada paralı girip birinci dönem yüksek ders notları ile burslu oluyor diye hatırlıyorum. Bu uygulama yaygın vardı. Bu burs olduğunda okul ücretini ödemiyor yada indirim kazanıyordunuz. Burslu öğrenci olarak okuduğunuzda ise size iki kişilik yurt, dokuz ay boyunca devlet öğrenci kredisinden daha fazla bir para veriliyordu. Sınıfta kalmanız notlarınızın düşümesi birşey değiştirmiyordu. Herkes gibi belli bir dönemde bitiremezseniz atılıyordunuz. 1 yıl hazırlık 5 yıl uzatarak bitirdim, bursum dahi kesilmedi. Eğitim dili ingilizce olduğu için yurt dışından gelen okul kitaplarına bursunuza taksit imkanı sunuluyordu) Serra'nın annesinin banka çalışanı ve babasının üniversite hocası olduğunu unutmayalım (Eşim banka teknoloji kısmında çalışıyor, Bilkent mezunu tanıdıklarım da, aldıkları ücretleri biliyorum) O zamanki okul ücretleri ve bahçelide (Behçelievler'de) bu şekil bir ev döşemek için gayet yeterli maaşlar. Serra tam bir Bilkent öğrenci tipidir. Bahsettiği fakülte ve kafe doğu kampüste (doğuda ki tek fakülte, diğerleri merkez kampüste) olduğu için oranın da tek düzgün kafesi olduğu için tüm araba ile hava atma piyasa yapma vs. orada gerçekleşir. Sürekli okulda bu şekilde turlar düzenlenirdi haftasonu Uludağ, Abant vs. İşletme-İktisat- Turizim (Otel işletmeciliği) bölümleri özellikle anadolu kaplanlarının zengin çocuklarını, bürokrat çocukları (bakan, miletvekili çocukları, benim bile iki tane o şekli tanıdığım oldu) kafası çalışın çalışmasın üniversiteden mezun olsun diye gönderdiği bölümlerdir. Burslu puanları Boğaziçi- ODTÜ dengidir. Türkiye'de, Nişantaşı, Bebek vs, dahil, görmediğim marka ve model arabaları Köfteci Esat'ın kokoreç (başka kokolarda sattığına dair dedikodu vardı) kuyruğunda gördüm. Çok zegin çocukları olmakla birlikte, burslu kazanamasa da memur ailelerinin iyi eğitim alması için gönderdiği gerçekten çalışkan çocuklar da vardı. Bilkent başarılı öğrencisini burs kazanamasa bile destekleyen bir kurumdu o zamanlar. Koç ve Sabancı Üniversitesinde çalıştım ve Bilkent mezunuyum. O zaman da şimdi de Koç hep en pahalısıydı ama bu Üniversitelerden mezun olan özellikle burslu öğrenciler (aile işini devralanlar hariç) güzel işler bulabiliyorlar. Bölümümün değil de (Felsefe) okulumun önümde kapılar açtığı oldu. Biraz reklam gibi oldu ama bahesettiğim şartlar o yıllar için geçerli. Ablamların döneminde bursu bile dolar olarak veriyorardı dolar artınca TL'ye sabitlediler. Aynı bölümü okumak istemem ama tekrar Bilkent'de okumak isterim. Çünkü ailemin bir örenciyi bile okutacak parası yoktu ve biz üç kardeştik. Biz bursumuz ve devlet kredisi ile ailemizden hiç ama hiç para almadan okuduk. İçki de içebildik, telefon faturamızı da ödeyebildik.
Meryemcim bu kitapları kitap alacak paramızın olmadığı yıllalarda okul kütüphanesinden alarak okudum. Ailem köy kökenli olduğu için Bilkent gibi bir ortamda her sınıftan arkadaş edinmemi ve kendimi geliştirirsem hiç bir ortamda sıkıntı çekmeyeceğimi bu kitapların motivasyonu ile sağladım. Çok boktan tavsiyeler vermesine rağmen, aç karnına asla içki içmemek, yanında güvendiğin arkadaşın olmadan içmemek vs gibi çok işe yarar tavsiyeleri oldu. Ablam ilk işe girdiğinde boktan bekar evimizi tuvalet kağdından yapılmış süs ile yapmak da İpek Ongun gazı ile olmuştur. Pembe götlü sorunları ve önünde uzanan bunca imkan ile Serra'yı ara sıra tokatlamak istiyorum ama senin güzel sesinle okumak zorunda olmadan kitapları dinlemek ben de inanılmaz bir nostalji yaratıyor. Çok çok teşekkür ederim. Ne okusan dinliyorum. Buradan okur musun bilmiyorum ama sana o yıllarda popüler olan başka bir kitap tavsiye etmek istiyorum. Cem Şancı'nın "Kızlar Etrafta Başımız Belada" "Yine Kzılar Kazandı" "Doğa Üstü Sevgi Altı". Bulabilirsem satın alıp sana yollayacağım. Tekrar teşekkürler.
Yetkin olduğunuz kadarıyla Türkiyede orta-üst sınıfa mensup bir derece öğrencisine önerebileceğiniz okul hangisi olurdu cevaplarsanız minnettar olurum bu soru benim için hayati önem taşıyor djdkdlşd
@@xanny3062 aslında okul bazında değil de bölüm bazında düşünmenizi öneririm. Tercih edeceğiniz fakültelerin öğretim üyelerine ne kadarının profesör ne kadarının düz öğretim üyesi olduğuna bakın. Mümkünse eğitim dili İngilizce olan üniversiteleri tercih edin. Vakıf üniversitesi seçerseniz burs şartlarını ve hangi şartlarda kesildiğini öğrenin. Mutlaka yüz yüze yada online tanıtım günlerine katılın. Eğer puanım yetse Koç Bilkent Sabancı tercih ederdim. Ama bölüm ve fakülteye göre değerlendirmek daha yararlı olabilir. Naçizane fikrim bu yönde.
Şimdi tam olarak öyle değil :) yanlış hatırlamıyorsam kitapta Serra siyaset meydanına katılıyordu ve cumhurbaşkanına soru soruyordu, cb Süleyman Demirel’di :) yani Serra’nın Bilkent Turizm’i kazandığı sene 2000 ve öncesi. 1980 doğumlu Nur Bilen Yavuzer’in (ki güzel sanatlar lisesi mezunu, yani ÖSS’ye dair bir eğitim almamış) modavesosyete röportajında izleyebilirsiniz- söylediği üzere konservatuardan vazgeçince sınava girip barajın az üstünde kötü bir puan alarak kazandığı okul ve bölüm Bilkent turizm. Sonrasında veya şu an işler çok değişmiş olabilir, sınavdaki ilk 1000’den bu okulu tercih eden bile olabilir onu bilemem. Ama 90’lar sonu 2000’ler başında Bilkent turizm kazanılması en kolay yerlerden biri. Burada ipek ongun kızlarından biri bu okul ve bölümden mezun olduğu için burayı bir Boğaziçi üni havasıyla yazmış aslında konu bu :)))
4 ve 5. sınıfımı bu seriye okumaya harcadım bütün kitaplar hala kitaplığımda durur.Konya'da yaşayan doğal olarak seküler olmayan bir ailede büyüdüğüm için Serra'nın pırıltılı , yazlıklı , entelektüel yaşamına her zaman özenmişimdir.İpek Ongun'u kendi fakir ve gariban hayatımı yüzüme yüzüme vurduğu için asla affetmicem
maria bilmiyorum şuan üni sınavı olaylarından ne kadar haberdarsın ama ben sınav yılındayım.ve hedefim konservatuvar olduğu için rutin bir sınav öğrencisinin temposunu yaşamıyorum.ama yakın arkadaşlarımdan gözlemlediklerimle rahatlıkla söyleyebilirim ki orada bahsedilen ders çalışma temposunda gerçeklik payı var.tabi ki herkes için geçerli değil ve sürdürülebilir olduğunu da iddia edemem ama ben her gün yakın arkadaşlarımın ne kadar zorlandığını,okulda 8 saat test çözüp soru tartışıp oradan direk dershaneye gidip eve 10 larda geldiklerini ve bir şeyler atıştırıp gece yarılarına kadar ders çalıştıklarını biliyorum. haftada bir bazen iki denemelere girip sonra o denemeleri tartışmak,sonuçlar gelince bir posta daha sonuçları tartışıp tekrar tekrar bilmemne dersinin netinin neden düşük olduğunu sorgulamak,kendine yüklenmek,sabahları 5 te kalkıp okul vaktine kadar etütlemeye çalışmak bunlar inanılmaz yorucu ve böyle yazarken daha da iyi anladığım üzere insanlık dışı ama bunlar gerçekten oluyor.hemde benim en yakın arkadaşlarım ve bu durum benim bile inanılmaz canımı sıkıyor çünkü her gün ne kadar tükendiklerini görüyorum.hatta (biliyorum çok uzun oldu ama anlatmak istedim)bir arkadaşım bir kere dershaneden eve gelip uyuyakalıp sonra gecenin 4 ünde uyanıp "uyayakaldığı ve ders çalışsabileceği bir süreyi harcadığı için" kendini ne kadar suçlu hissettiğini ve ağladığını anlatmıştı.bütün bunları hesaba katınca gerçekten çok adaletsiz ve akıl dışı bir şeyle sınanıyoruz,zaman zaman çok üzülüyorum gençliğimize,arkadaşlarıma.ama umarım hepsi hakkını sonuna kadar alır ve iyi yerlere gelir ÇOK UZUN OLDU AMA YAZMAZSAM İÇİMDE KALIRDI TEŞEKKÜRLER OKUDUYSAN ŞİMDİDEN
kitabın yazıldığı dönemi göz önüne alırsan eğer lise diplomasının ne kadar iş gördüğü bir döneme göre söylenen çalışma düzeni çok fazla, şu an için yapılan çalışma düzenleri bu dönemin her sene 2-3m arasından sıyrılmak ve eğitim sisteminin bozukluğundan dolayı
evet tabii ki de doğruluk payı var ama bu kadar çalışan minimum tıp veya yüksek puanlı diş, hukuk vs kazanıyor. Bu tempoyu hiçkimse turizim kazanmak için harcamıyor
Peki Serra‘nın seri boyunca babaannesinin serraya bir erkek arkadaş ayarlamaya çalışmasını aldırmaması ve kitabın sonunda babaannesinin tanıştırdığı kişiyle evlenmesi ultra mega bruhh 💀💀💀
@@asl9662 Özgürle evlenmesinde sorun yok da sürekli babaannesine geri kafalı mısın görücü usulü ile mi evleneceğim gibi şeyler söyleyip üstüne evlenmesi komik
Arkadaşlar Oktay'ın neyini sevmiştiniz ben mi tuhafım ben Oktay'a hiç ısınamamıştım ayrıldıkları zaman ohhhh sonunda diye kitaba bağırmıştım da babam noluyo demişti fledpepcpdofodpclfo
Midemi bulandıracak derecede iğrenç travmalarımla yüzleşirken ve bu gece nasıl geçecek diye kendimi yiyip bitirirken kafamı dağıtacak bir şey olsun lütfen diye TH-cam'a girip bu videoyu görmek o kadar rahatlattı ki sevinçten ağladım. Teşekkürler Meryem sayende bu geceyi atlatabileceğim ❤️❤️
Yazdıklarımın senin için çok bir şey değiştirmeyeceğinin farkındayım ama görünce içimden yazmak geldi. Umarım her şey en kısa zamanda yoluna girer ve senin için en iyisi olur. Stay strong 🖤
Bu seride okulu duzenledikleri kisimlari siniftaki kizlarla okurken oyle begenmistik ki mudure gidip bunlari anlatmistik buyuk bi hevesle ve mudur kizim siniflariniza gecin zil caldi deyip bizi gecistirmisti. Gercekten ipek ongun cok utopik bir dunya yaratmis ve hepimizi bu dunyanin icine cekmeyi basarmis.
Öyle öğrenciler var Meryem yaa. Gerçekten duydukça ağlayasım geliyor. Duş almayı bile erteleyip çalışıyorlar. Günün sadece verimli dört saatinde uyuyorlar. Nasıl yapıyorlar hala bilmiyorum ama fiziksel olarak yaşlarından daha büyük duruyorlar. Bence durmadan çalışmak da saçma. İnsanın kendini bu kadar yıpratması hele bu devirde boşuna gibi.
4 saat uyumak dışında sınav haftası ben bu. 7 saat uyuyup günün geri kalanında ders molalarım sadece yemek yemek için oluyor. Çok büyük sınav stresim var sınava rahat girebilmek için yapıyorum. Hatta sınav haftası eve kapanıp ders çalışırken dairelerimiz altlı üstlü olan bir arkadaşım yemek almaya gelmişti ikimiz de duş almamış ve ders çalışmaktan bezgin hallerimizi görünce sinirden gülme krizi tutmuştu dsfdssdgsdg
23 yaşındayım uniye yeni başladım. Evlenmek nerde ben neredeyim. Hala yakalayabileceğim fırsatların, eğlenebileceğim ortamların, kendime ne yarar bunların peşinden koşuyorum. Üniversite böyle bir yer. Bu ortama girdiğiniz an anlıyorsunuz bunu zaten. Ev konusu hele bu devirde tutmayı başarırsan döşersin. 😄
ben gecen sene aynen bu sekilde calistim bi sure, okuldan sonra dershanem vardı eve 9da donup sonra yine ders calisiyordum gece 2 3 gibi uyuyordum ve okul icin tekrar 7 gibi kalkiyordum. bi sure sonra cok yorulup yavas yavas sistemimden uzaklastim ve eskisi gibi calisamamaya basladim. zaten o yorgunlukla calistigim hicbi seyi duzgun anlayamadigimi farkettigimde sinava 2 3 ay anca kalmisti. okul bizi mayista sinav icin saldiginda tamamen saldim, zorla calisiyordum ve asiri sıkılmıstım artik. son ay boyle bombos gecince de calistigim hicbi sey bu isime yaramadi cunku sureklilik gerekiyor. mezuna kaldim :') simdi ne dershanem ne de okulum var evde ne zaman hazir hissedersem gunun o saatinde calisiyorum ve cok daha rahatim. o zamanlar cok zorlandigimi ve nasil idare etmeye calistigimi dusununce kendime cok kiziyorum ne gerek vardi diye. eger boyle bi calisma sisteminiz varsa lutfen uzaklasin. kafanizi toparlayin ve kendinize daha uygun bi sistem olusturun.
Şöyle bir şey var ki Serra gibi karakterler aslında çokta ütopik değil. Biz fakir kafası ile çok bir şey görmeden geçirmişiz o dönemi. Yaşıtım olan fakat maddi durumu iyi olan biri 2000 li yılları anlatırken ben o dönemde yaşamıyor muydum diyorum. Gittiği yerler, dinlediği müzik grupları, aldığı makyaj malzemeleri, parfümler, kostüm partilerinden vs bahsedince hiçbir şey görmeden geçmiş lise üniversite yıllarım diyorum. Maddiyat, çevrendeki insanların bakış açısı, yaşam şekli, anne babadan gördüklerin o kadar çok etkiliyor ki. Dünyaca ünlü makyaj malzemelerinden annesinin hediye ettiği ürünleri duyunca şok olduğum, 3 takım kıyafetim varken bir çok tarzda kombin yapmış olduğu kıyafetleri görünce bir aaa ooo böyle bir dünya varmış diyorsunuz. O nedenle çokta uçuk gelmiyor kitap bana.
Yaaaa seni seviyorum. Kendimi çook yanlız hissediyordum, seni dinlemek o kadar iyi geldi ki :))) Kitabı da çok iyi seçmişsin. Üniversitedeyim, ay sonuna kadar bursumla aç kalmama planları yapıyom. Serranın inanılmaz güzel öğrencilik hikayeleri, masal dinlemek gibi geldi :D Çok rahat ve mutlu hissettim kendimi. Teşekkür ederim🌟🌟
Üniversite 4. Dönemimdeyim hala arkadaş grubum yok ;-; Dışa dönük sosyal olmama rağmen.. Pandeminin de çok etkisi oldu ama Serra nasıl 3 haftada birlikte tatile gidecek arkadaşlar buldu bilmiyorum. Hadi o buldu ailesi nasıl 18 yaşında izin verdi. Ne diyeyim helal olsun. Kıskandım ama
Benim de ünide ilk dönemim. Ders aralarında konuştuğum insanlar olsa da hiç arkadaş diyebileceğim birilerini bulamadım. Çok fazla eksikliğini hissetmiyorum ama olsa güzel olur tabii. Yorumunu görünce paylaşmak istedim.
Daha önce hiç yorum yazmadım ama kanalını özellikle de kitap incelemelerini gerçekten çok seviyorum. Sims 4'te ev dekorasyonu yaparken izlemem de tam olmuş. Bu seriye ortaokulda sırf sınıftaki diğer kızlar okuyor diye başlamıştım. Sen anlattıkça ben de resmen flashbackler yaşadım. Genel olarak Serra böyle örnek alınacak ideal bir abla gibi görünürdü ama o zaman bile karakter olarak bana çok uzak gelmişti. Tabi o zaman nedenini irdeleyecek yaşta değildim ama kendimi diğer kızlardan daha uzak hissedip biraz üzülmeme neden olmuştu. Sanki onun gibi biri olmam gerekiyormuş ama ben beceremiyormuşum gibi. Neyse ki bir yetişkin olarak artık bu gibi problemlerim yok. Hemen dantelli çöp kutusu almaya gidiyorum.
25:00 ipek ongun pinterestteki "student life aesthetic" leri ve study with me/benimle calis videolarindaki arkaplan dekorasyonlarini öngörmüs resmen :D
4:57 size yıllar önceki 12. Sınıf rutinimi söylüyorum; 7de servise binme 8.30 - 14.50 okul 16.00 - 21.45 dershane 22.00 - 23.00 eve gidiş yolda 76 kez tacize uğrayış 23.00 - 01.00 bir şeyler yiyerek aynı zamanda 100-200 soru çözme cart curt ödevlerini yapış Maalesef aynı rutin bende vardı. Sadece dershanem hafta içi 3 gün haftasonu 2 gündü. Boş olduğum 2 günde okuldan eve 4de gelip işte benim stilim falan izliyodum bi de pazarları keman kursum vardı ve haftada 2 gün çeviri yapıyordum ekstra ajhssjshhshs
@@Tanem_dmr gerçekten bence en çok taciz edilen grup okul üniformalı/etekli lise ya da orta son öğrencisi kız çocuklar... Hem savunmasız hem de old enough(!)
@@akmayaneyeliner maalesef bu ülkede bu yaş grubunda olupda tacize uğramayan kimse yok. Ya sözlü ya gözleriyle. -ki bence bu daha bile kötü- Bir orta son öğrencisi olarak her dışarı çıktığımda yaşlı amcalar -tacizciler- önümde arabalarını durdurup bakmaya -süzmeye- başlıyorlar.
Yıl 2010 falan (tam hatırlamıyorum), ortaokuldayken okuma saatimize bu kitabı götürmüştüm. Sonra Dil bilgisi öğretmeni “hmm bunu mu okuyorsun, bence biraz daha bizi anlatan kitaplar okumalısın. Bu yazar Amerika’da okumuş” demişti. Sonra Huzur Sokağı önerdi. Eve gidip anneme söylediğimde çok sinirlenmişti. Her yerdeler vs demişti. Şimdi anlıyorum neden sinirlendiğini… lol
@@swgulcrk7767 hangi taraftan baktığına göre değişir :) bence haklı, her yerdeler ve hayatlara müdahale ediyorlar. Tıpkı öğretmenin okuduğum kitaba karışması gibi :)
Bir genç kızın gizli defteri serisi bana okuma alışkanlığı kazandiran içimi ısıtan hala zaman zaman dönüp okuduğum bir seridir. Buna rağmen meryemin kitabi gömmesini zevkle izliyorum
Acikcasi hidayet romanlari ve bunu gibi daha ciddi niyetlerle yazilmis kitaplari okuyup tiye almana bayiliyorum ama arada kaynana cinayetleri veya ipek ongun gibi citir cerez absurt kitaplar da iyi gidiyor
Abla üzücü bir gerçek söyleyeyim Türkiye’de sayılsal ilk 5bin eşit ağırlık ilk 3 bin yapmış öğrencilerin neredeyse hepsi Serra’nın çalıştığı gibi çalışıyor. İnsanlıktan çıkıyorlar bi nevi
Ya sayısal 5 bin yapıyorsan bu kadar çalışmayı kafamda normalleştirebilirim en azından karşılığını alıyorsun. Bilkent Turizm için kim niye bu kadar çalışsın bir de burssuz :d
Meryem hayirrr tam olarak anlattigi gibi hazirlaniyor iyi bi yer isteyen ogrenciler. Ben de yeni gectim uniye ve boyle yaptigim oldu ozellikle tıp falansa hedef anlatilanlar cok normal
Serra ne kadar vasıfsız bir karakter ya. O kadar saat ders çalışıp turzim kazanmasından belli zaten. Biz yurtta kuru ekmek kemiriyoduk kiz ev beğenmiyor sinir oldum ajhdiqhdja
18 yaşında Serra'nın o cümleleri kurabilmesi bana tuhaf gelmedi; çünkü ben de o yaşta onun gibiydim hatta her zaman yaşıtlarıma göre olgundum davranış ve düşünceler bakımından, büyümüş de küçülmüş derlerdi hep. Arkadaşlarım bile "40 yaşında mısın nesin" deyip şakalaşıyorlardı. Her ne kadar kurgu bir karakter olsa da Serra'nın da böyle olması kendimi yalnız hissetmememi sağladı 💓
Öğrenci evinde 5 sene kaldım, çalışan biriyim ve bekar evine transfer oldum artık. Aga 2 aydır duş başlığı bozuk hala alamadım bunu görünce kahkaha atmaktan kendimi alıkoyamadım skmwkckwkckskfk
Ben bu kitabin bir yerlerinde Serra'nın çok çalışıp okul ücretinin birazını ödemesi ile ilgili bir satır okuduğumu hatırlıyorum. Yüzde yüz emin değilim ama Serra sabahın dördünden gece 12'ye kadar çalışıp yarım burslu kazandı galiba
Serra Bilkent Turizm’i paralı kazanmıştı, daha sonra çok çalışıp ortalamasını yüksek tuttuğu için Bilkent’ten başarı bursu alıyor. Dilek hiç çalışmadan ODTÜ Mimarlık kazanıp Serra böyle sabahlara kadar çalışırken Bilkent Turizm’i paralı kazanıp bi de bayram edince çocuk aklımla bile şok olmuştum, hiç unutamıyorum.
Ulan her şeyi “Bunlar zengin.” diyerek kabul edebildim ama nasıl oluyor da 15 günde bir evi temizlemeye birisini çağırıyorlar???? Ulan ne kadar zengin olursan ol, kimsenin annesi babası böyle bir şeye izin vermez! Bu ne şımarıklık! Nasıl ya???
Oyle yapan yakin akrabam var. Hatta kuzenim oluyor kendisi. Ailesi yani amcamlarin 2 evi var. Birinde eskiden oturuyorlardi, sonra da simdi oturduklari eve gectiler. Kuzenim de ayni sehirde ve o onceki eve yakin bir universiteyi kazaninca amcamlar o evi kuzenime verdiler. Amcamlara bir yardimci geliyor, o kadin ara ara kuzenimin de evine gidip orayi da cekip ceviriyor. Ben de bu kadar rahatliga karsiyim, kuzenim kiz ustelik artik kendi evini toparlamasi ve kendi kendine yemekler yapmasi lazim. Gerci erkek olsa da bunu ogrenmeli. Bunun zararlarinin da olduguna inaniyorum. Bu durumdaki ogrenciler eve istedigi gibi arkadaslarini getirip zararli aliskanliklara davetiye cikariyor. Gerci onun icin insanin icinde olmasi lazim.
lisedeyken bu kitabı okumam bana hem üniversitede kendi evime çıkma hevesi vermişti hem de bu kadar dekorasyon önerisi veya evi güzelleştirme fikirleri ilham olmuştu eve çıktığımda da, ufkum genişlemişti açıkcası :) o yüzden o yaşta bir çocuk böyle bir ruha sahip olur mu diye düşünmedim, yazar bize serra aracılığıyla ilham olmaya çalışmış bence
sabah 4'te kalkıp gün boyunca çalışıyorum maalesef, mezuna kaldım ve bu sene tıp için çalışıyorum. Gerçekten insanın bünyesi almıyor haklısın ama benim başarıya ulaşmak için yapabileceğim tek şey bu. Videonu bile arada izleyebiliyorum
Maria Sevda Türküsev ile olan olayı podcast de lütfen anlat çok merak ediyorum . Kadının videolarını izlersen sadece kadınların kıyafetlerini eleştiriyor.
Aldığım duyumlara göre bu kitabı yazdığı zamanlarda İpek Ongun'un torunu da o dönemde burssuz Bilkent turizm kazandığından Serra'ya da o yüzden kazandırıyor. Bir de o dönemki Bilkent'in ünü zaten aşırı zengin bir kesimin oraya gidiyor olması olduğu için öğrencilerin Jeep'i olması falan o zamanki Bilkent'in stereotipik bir özelliği
Bir genç kızın gizli defteri serisi benim hayatımda çok büyük bir yer edinen dönem dönem dönüp tekrar okuduğum serilerden biri. 2 yılda bir okuyorum denilebilir. Her okuduğumda karşıma daha fazla rahatsız olduğum şey çıkıyor. Yazarın anlat anneanne isimli kitabını okuduktan sonra daha iyi farkettim ki bu kitaplar her ne kadar ipek ongunun kendi kızlarından ilham alıp yazdığı kitaplar gibi dursa da aslında kendisini yazmış. Biliyorsunuz serinin yeni kitapları çıkmaya devam ediyor bu kez Serra'nın kızı Selin'in gözünden okuyoruz yaşananları. Benzer şeyler ve benzer diyaloglar yaşanmakta. Kazıklı Maria'nın da dediği gibi bu düşünceler bir genç kızın kafasından geçiyor olamaz. Son kitapları okurken çok rahatsız olsam da bir seriye başladıysam onun her kitabını okuma takıntım yüzünden bırakamıyorum. Geçmiş kitaplara gelecek olursak sanırım beni en çok rahatsız eden şey İpek Ongun'un kitaptaki güzel kız betimlemeleriydi. Hep aynı tarif: omuzlarına dalgalar şeklinde dökülen usta bir kuaförün elinden çıktığı belli olan parlak saçlar, kocaman yemyeşil gözler, incecik gram fazlalık olmayan bir beden.
Merhabalar, bende bu sene İtalya’da tıp okuma başladım ve bir ay önce falan kendi başıma eve çıktım…Serra’nın duvar kağıdı falan dertlerini anlatınca gülme krizi geçirdim resmen.
Ergenlik dönemimde herkes bunu okurken ben okumamıştım, bir yandan aşırı merak ediyordum neden bu kadar okunuyor diye, iyi oldu bu seri. Ek olarak pucca da dahil edilmeli 😬 o da asla okumadığım ve neden popüler olduğunu merak ettiğim videolardan
Serranin ders çalışma programı bana çok tanıdık geldi abimden biliyorum çok yorucu bir durum umarım kimse bu yorucu tempoyla başa çıkmaya çalışmaz. Zavallı abim Bilkent Turizmi kazanmak yerine "ODTÜ Tıpı" kazandı ağlayacağım 😭
Öğrencilikte 6. Senem. İlk 3 senem yurtta geçti bu 2-3 senem evde geçiyor. Evde sadece bir tane koltuk var salonda. Yerde minderler var onlarda oturuyoruz falan. Odamda minderler vardı 6 sene sonra kendime lüks davranıp odama 2. El bir koltuk aldım. Serranın yeni gelin evini okuyunca sen bana anlık şok falan geldi.
Karantinada keşfettiğim serinin devamının gelmesi şahane oldu, zira son incelediğiniz kitaptaki çağdışı ve mantıksız savlara sadece ilk videoda tahammül edebilmiştim, çocukken okuduğumda biz niye Ankara'da böyle hayatlar yaşamıyoruz bunlar baya zengin gibi diye düşündüğümü hatırlıyorum, 30'lu yaşlardakiler olarak yine ucundan hayatın, müziğin, özgürlüğün, seyahatin tadına varabildik, şu andaki öğrencilerin sefaletiyle kıyas götürmez, bence İpek Ongun'un akıcı tarzı ve benzer çok fazla seçenek olmaması zamanında bu serinin öne çıkmasına sebep olmuş, bundan sonra Şeker Portakalı ve devam kitaplarına başlamamsa hem edebi hem hayata bakış açısı olarak en keskin uyanışlarımdan biriydi herhalde, İngiliz Filolojisi mezunu olarak kitap incelemeleriniz ayrı sarıyor, Şeyma incelemenizi bile üşenmeden zevkle izledim, sevgiler ve başarılar Maria:))
Ya o 0 beden modası yüzünden daha 7 yaşındayken annem diyet yaptırmaya başlamıştı. 9 yaşında çocuk endokrinolojisine gitmek zorunda kaldım. Doktor "yetersiz beslenme kaynaklı metabolizma yavaşlaması" diyip hemoglobin hormonu tedavisine başlattı. Hiç unutmuyorum, doktorun verdiği beslenme listesinde günde 4 dilim ekmek vardı. Annem yine de şişmanlatacağını düşünerek 2 dilim verirdi. Hatta listede "1 porsiyon köfte (5-6 adet)" yazmasına rağmen köftede ekmek var diye 4 adet yememe izin verirdi. Yıllarca yeme bozukluğu yaşadım. Beslenmeme sürekli dikkat etmezsem hala daha yaşıyorum. Bir kuşak komple hayatımız zindan oldu. Bu curve akımını o yüzden takdir ediyorum. İnsan kendi bedenini sevmeli, kendi bedenine saygı duymalı.
offff okumayı bu kitap serisiyle sevmiştim ama serranın hayatına hep çok özendiğimi çok sonraları anladım zaten ipek onguna daha sonra cok elestiri yagmıstı genc kızların psikolojisini bozduguna dair cunku serranın hayatı baya baya pırıltılıydı gercek hayatıma bakıyodum değildi falan... nostaljilendim
Maria ben bu kitap serisini okurken aşırı sevmiştim. ortaokuldaydım sanırımm. Serra'nın öğrenci evini anlattığında kafamda canlandırmıştım ve çok heveslenmiştim. Bu seriyi izlemeye başlayınca aklıma geldi. evin salonu direkt gözümde canlandı. sanki gerçekten gidip gördüğüm bir ev gibi resmenn . ama anlatımını sınıfçı yaklaşımını ve gerçekdışılıkları hiç farketmemişim . üniversite kısmı beni etkilemiş o dönem 🤣
Ben fizik bölümü istiyorum. Sonra lisans yapıp uzay çalışmalarına katkı bulunmak falan istiyorum ama Serra kadar çalışamıyorum. Herhalde kanatsız kuş yetiştiriciliği kazanırım.
Ortaokulda bunu okurken cidden o kadar götünü yırtmaya rağmen turizm okuduğunu öğrenince ‘turizm o kadar zor mu ya??’ diye ciddi ciddi düşündüğümü hatırlıyorum sjskdnkwkdlwld tıp için kasıyordum ama turizme puanım yetti dese daha tutarlı olurdu dnskmd
Bu arada son kitaptan sonra gelen embesil kitlenin burda olmamasi pozitif doğru düzgün mantikli insanlarin yorum yapmasi falan beni cok mutlu etti seni de oyledir herhalde Maria makyajin muq bu arada bi makyaj videosu daha gelir umarım 💞💞💞
Şimdi gerçekten garip geliyor ama bir çok genç kıza üniversite hayali kurduran bir seridir. Çok hayal etmiştim. Hayal ettiğimi de yaşadım bu kadar pembe olmasa da :) İpek hanım ile de tanışmıştım. Hatta yazlıklarına misafir bile olmuştuk. Tatlı kadındır.
Kesinlikle ilham olmak konusunda katiliyorum. Bunu okuyan çoğu kız çocuğu düşük eğitimli ailelere sahip. Bana da çok hayal kurdutmustu. Bence kitap asıl amacına fazlasıyla ulasmistir
Sen bu kitapları ortaokulda ne kadar fazla okuduğumuzu söyleyince ben de bir yorum bırakmak istedim. Ben 2002’liyim, seri benden büyük ve hala ortaokul yaşındaki kızların bu seriyi okuduğunu görüyorum. Ben 11 kitabını okumuştum. Aslında çok küçük bir yaş aralığına (11-12-belki 13) hitap ediyor. Ne yazık ki Türk edebiyatında bu yaş grubundaki kızlara hitap eden başka kitap yok. Bu seri haricinde sadece İngilizce kitap okumuştum o dönem. Başka alternatifler olsaydı bu serinin bu kadar okunmayacağını düşünüyorum. İpek Ongun bu serideki başarısını bir daha yakalayamadı. Çok fazla kitabını okudum ama hiçbiri böyle sürüklemedi
18 değil ama 21 yaşındayım seneye bodrum katima yapacağım çamaşır odasının çamaşır ve kurutma makinesi üstte olup egilmeme gerek kalmamasinin planını ve sinema odasına yatak ayarli mısır yağı bulasirsa çabuk silinebilen deri koltuklara bakıyorum giyinme odasının tüm rafları dolapları ve makyaj masasının latte rengi olmasını duvarların bembeyaz olup makyaj ışığının her yere eşit dağılması ve yere makyaj malzemesi dökülürse diye halisiz leke tutmayan parke bakıyorum evimin güzel ve konforlu zevklerimi karşılayabilir olması beni çok mutlu ediyor
Meryem şimdi şöyle bende tam olarak serranın çalıştığı gibi çalışıyordum geçen yıl ve üzerine mezuna kaldım. Şuan daha sıkmadan çalışıyorum ve daha verimli.
Ah Serracim ah ben de öyle çalışmıştım sınava. 2008 yılında girdim üniversite sınavına. Her gün okul çıkışı dershane eve gelis etutlerle gece 10. Hemen uyu gece 3 te kalk 6 ya kadar yine çalış. 7 de evden çık yine okula. Tabi sonra sınava birkaç hafta kala sinir krizi geçirdim bünyem kaldırmadi. Antidepresanla sınava girdim. Sonuç olarak bilgisayar mühendisi oldum ama o kadar calismasam da olurmuş. Sınav yılından beri yani 14 senedir anksiyete bozukluguyla yaşıyorum.
Ben de mezun yılımda çalıştım hatta çok çalıştım gayet iyi bir noktadaydım da ama sonra bünyem kaldırmadı ve çok kötü oldum sınava bile giremedim ertesi yıl ise hiç çalışamadım stresten ve o şekilde bile zar zor çok şükür gitmeyi başardım ve 400 bin tm de sıralama geldi ki ben çalışmamı sayısalda o şekilde yapmıştım şimdi işletme okuyorum ve gerçekten kendime yazık etmişim zulmetmişim resmen o kadar zorladığım için sınava giremedim sonraki yıl çalışamdım haliyle sonuç ortada şimdi ise okuyorum ama terapi de alıyorum bir yandan okula ilk defa bu hafta tam gidebildim çok şükür. Neyse uzun lafın kısası kendinizi heba ettiğinize değmez sistem çökünce insan neye uğradığını şaşırıyor o yaşadığım stres korku endişe bana yetti Allah bir daha yaşatmasın öyle zorluklarda. İnşAllah hakkımda hayırlısı olur ne diyeyim
Ben de 2007 ve 2008de sinava girdim. Kendime o kadar yuklenmemistim ama 8 saatlik uyku dilimi, 1 saatlik yemek yeme-dinlenme molalari, okul-dershane-ev yola harcanan zaman disinda surekli 45dk calisip 15dk mola veriyordum. Teneffuslerde de test cozdugumu hatirliyorum cunku gunde belli sayida soru cozmek icin sadece evde calismak yetmiyordu. Her ne olursa olsun en onemli sey kesinlikle saglik. Simdi de doktora tezimi yaziyorum, yine ayni sey gecerli. Stresli donem sadece sinav zamani olsaydi keske... Ama eminim emeklerimizin karsiligini alacagiz.
Ankara Bahçelievler’de büyüdüm. ☺️ 90’lı yıllarda bizim apartmanda 2 dairede öğrenciler oturuyordu ama aileleri ya ortanın bir tık üstü ya da üst sınıf oluyordu. Hatta 2. katta tıp okuyan iki kardeş oturuyordu anahtarımı unutmuştum evlerine almışlardı beni yanlış hatırlamıyorsam ilk kez onlar sayesinde dominostan pizza yemiştim evleri bizim evden daha güzel dekore edilmişti :D Annemler az daha geç gelse diye dualar etmiştim fkfjfkf. Yıllar sonra şehir dışına okumaya gittiğimde öyle olurum sanmıştım ama günün sonunda ailenin inanılmaz imkanları olmayınca aynı çekyatta hem uyuyup hem yemek yerken hem ders çalışırken hem de oturup bir şeyler izlerken buluyormuşsun kendini 🥲
Alıyım yerimi
oha 90lı yıllarda eve pizza söylemek müthiş zenginlik belirtisi :D ben de sefalet bi öğrencilik yaşadım, küçükçekmece’den kadıköy’e sabahın köründe kalkıp gidiyordum her gün 1 buçuk saat gidiş 1 buçuk dönüş. ama keyfi çok başka öğrenciliğin yaaa 🥲 ayrıca çok tatlı bi yerde büyümüşsün çok şanslısın 🤍
nasıda burdayım aslında 12 saat sonra yazdım ama sıkıntı yok
O kadar fakirim ki sondaki emoji gozukmuo 🤙🏻🤙🏻🤙🏻
@@eyluldidemozdamar2291 bir adet Anya Forger görüyorum!
Ampülüme parfüm sıkıp niyet ettim Serra'nın pırıltılı hayatını dinlemeye.
amin
Ampulüme kurşun sıkıp niyet ettim...
ampül demeyin tansiyonum oynuyor
@@paxiadd_0 kafan mi karisiyo
@@paxiadd_0 nxjxlxlslsşaşşsşs
Yahu o kadar duygulandım ki şimdi. Ben Serra'nın Bilkent'i kazandığını unutmuşum, videoyu izleyince tekrar hatırladım. Aslında hatırladığım şey onu okuduğum yaşta Bilkent'i ufaktan araştırmıştım. Sonra da paramız yetmez, doğuda doğup büyüdüm ailem kesin izin vermez diye üzüldüğümü hatırlıyorum. Ve evet arkadaşlar, Bilkent'i tam burslu kazandım, okudum. Bir ay önce de yüksek lisansı bitirdim yine Bilkent'te. Şu an şoklar içerisindeyim. O kitabı kalbi buruk, hayalleri yarım yamalak bir şekilde okuyan küçük kızın istekleri gerçek olmuş, bunu istediğimi unuttuğum halde :) :) Emeğine sağlık Mariam
3-4 kişilik yurtlarda sürünmece bu arada abdndbdh gerisi çok pırıltılı değildi
Woww tebrikler hangi bölümdü?
bir cesit bilinçaltı diye yorumladım
@@neonliess8273 psikoloji :)
@@dupdupdru hahah
İpek ongun un o kadar para kaygısı yok ki dünyaya asla aynı gözle bakamıyoruz.
İpek Ongun un Orta sınıf dediği Serra bildiğin zengin
O zamanlar orta sınıf çoğu şeye kolay ulaşabiliyordu günümüzde maalesef orta sınıf kavramı kalmadı
O zamanlar öyleydi şimdiki gibi düşünme
@@AA-999 belki de o yüzdendir
Aslında orta sınıf geniş bir kavram küçük burjuva gibi oluyor yani orta sınıfta kendi içinde ayrılıyor orta/üst ve orta/alt diye serra orta/üst sınıfta…
Evet evet evet serişi seviyorum ama içi daha çok olmasını istediği hayatı yazmış
''pembe panjurlu evinden dünyaya bakmak.'' bu olsa gerek. çocukken okuduğumda bu kadar hissetmemiştim, her türlü kaygıdan uzak. yabancı bir dünya. ve biz özenerek okumuşuz, inanılmaz.
37:35 Ayy Avrupa Yakasını hala izliyorum ve aşığım bu diziye. Aslı zavallım hiçbir zaman kendi evine çıkamıyordu ki. Hatta kızcağaz evlenmişti de kocası Cem'le birlikte bir takım sebeplerden ötürü aile evinde yaşamaya başlamıştı.
Neticede Aslı evliliği sayesinde özgürleşeceğine Cem evliliği yüzünden Aslı'nın esaretine ortak olmuştu. Karı koca odalarına bir DVD oynatıcıyı bile İffet ve Tahsin' den gizli alıyorlardı, bir bölümde akşam yemeğine gideceklerdi de Tahsin durup dururken "Demek bundan sonra bizden izin alınmıyor. Ben iskele babasıyım yani, onu anlıyorum ben bundan" falan diye triplenmeye başlayıp evde oturtturmuştu otuz yaşındaki karı kocayı.
Avrupa Yakası genelde Türk aile yapısını çok iyi yansıtması açısından takdir edilir ama bence bazı yanlış noktaları da vardı. Mesela tipik Türk ailesinde kız çocuğun yirmi beş yaşına kadar aşk hayatı olması hoş karşılanmaz, hep göz altından tutulur. Yirmi beş yaşından sonra bir yerlerde ise aile kızlarının hala bir sevgilisi olmamasından endişelenmeye başlar, kızın çevresinde bir erkek görünce umutlanıp kızın ağzını ararlar, hatta bizzat kendileri kıza konu komşunun tanıdıklarından bir sevgili bulmaya çalışırlar, kızın çalıştığı yerde işi gücü iyi bekar bir erkek varsa 'Ay hadi inşallah' temennileri olur...
Oysa İffet ve Tahsin otuz yaşına gelmiş Aslı'nın işyerindeki iyi eğitimli, nazik ve entelektüel genel müdür Cem' le ilişkisi olduğundan şüphelendiklerinde bile "Yoksa bu adamla aranda bir şeymi var, istemeyiz öyle şeyler seni işten alırız evde oturursun" diye kızın kısmetine mani oluyorlardı resmen. Sanırım Gülse Birsel'in kafasındaki kurguya göre Aslı'nın daha genç, yirmi üç yirmi dört yaşlarında bir genç kız olması gerekiyordu ama Gülse Birsel bu çok katmanlı karakteri bilmediği bir oyuncuya emanet edip heba etme riskine girmektense bizzat üstlenmeyi tercih etti (İyiki de o oynamış) ve kendisi otuzlu yaşlarının başında olduğu için Aslı' da ister istemez otuz yaşında oldu
İşte bu yaa eril kitaplar bitti sonunda kendimizi hanımefendi gibi hissetme zamanı 💅
Cinsiyetçi ucube ela baba travmalarını burada anlatmana gerek yok
üniversiteye yeni geçtim, şehir değiştirdim. kuzenimle yaşıyoruz. geldiğimden beri kaktüs almak istiyorum, parama kıyıp alamadım. anca yeni bitki çayı aldık, ilk üç haftada ders çalışmaya dair hiçbir şey yapmadım :D
profil fotoğrafına bayıldımm
@@mustafaonat1094 ay sağ ollll
Benım seneye muhtemel son
Seri boyunca Serra'nın nasıl ''birey'' olamadığına canlı şahitlik ediyoruz. Bunun İpek Ongun'un kuşağı ve dönemin şartları ile de alakalı olduğunu düşünüyorum. Serra burjuva, ailesi varlıklı, lakin o kadar kendisi olamıyor, o kadar kendini belli kalıplara sıkıştırıyor, perspektifini dar tutuyor ki. İnsanları kategorize etmesi, olayları tektip bir biçimde yorumlayıp diğer sonuçları, ihtimalleri, olguları göz ardı etmesi, kitabın sürekli serra'nın gözünden okuyucuya belli bir yaşam tarzını dayatması. Ben çok küçükken okumuştum ve o zamanlarda bile içim sıkılmıştı. Bir insan varlıklı olmasına rağmen çitin ötesini hiç mi göremez, geçemez, kendini bu denli mi geliştiremez, perspektifini bir gram genişletemez mi. Ben Serra ve serra gibi insanlara üzülüyorum açıkçası. Belki de daha da ilerisi acıyorum.
@@sae14 herhangi bir şey, biri herhangi bi konuda fikrini değiştirebilir. Kitap yazan kişi eminim yetiştiği aileyi baz alarak yazmamıştır. Bu bence içsel yaşantısından gelen bi vizyonsuzluk. Daha fazlasına sahip olmak zor geldiği için elindekiyle yetinip şükür etme kafasıyla eşdeğer
Ben de küçükken okumuştum ve sürekli ipek ongun tarafından idealize edilmiş bir yaşam görüyorduk ilk kitapta yaz olduğu için yine macera falan bir şeyler yaşıyorlardı çocuk yaşımda ilgi çekici gelmişti ama ikincide iyice artmaya başladı bu durum :D
ya ne alaka simdi bu yorum.kitapta yazan herşeye katılıyorum
@@basakarslanay2139 🤡
Çitin ötesine geçebilmek için insanın kaybedecek bir şeyinin olmaması gerek Serra çitin ötesine geçerse ailesi ile arası bozulur ve para gider o yüzden onların düşüncelerini benimsemek zorunda
Serra en imrendiğim kitap karakteriydi. Onun en yakın arkadaşı annesiydi. Ailesi eğitimliydi, para gibi bir dertleri yoktu. Tek çocuk olmasi, tek kuzeninin kız olmasindan dolayı cinsiyet ayrımcılığını daha çocukluğundan itibaren iliklerine kadar hissetmemisti. Böyle olunca da hayatı pempe çicekliydi tabi. Annesine "öf bu iğrenc bir ev" deme özgürluğüne sahipti bir kere. Çünkü annesi "ne vardi aynı sehirde üniversite okusaydin, al sana elalemin pis evini temizle şimdi" demeyecekti o da biliyordu. Nasıl imrenirdim ama nasıl. Ben belki serra olmak istemiyordum ama annesi annem olsun istiyordum. İpek ongun gençlikten o kadar uzak ki ögrenci evini yeni nesil gelin evine cevirmiş. Dantelli çöp kovası gercekten 18 yaşındaki her ergenin hayali. Bir kere o resmedilen ögrenci evi kendi akranları tarafından büyük taşak malzemesi yapılır. Yapılmayacak gibi de degil :) bir de ben de 18 im ama dekorasyona ilgim var yazanlar icin diyorum. O zamanın dünyasıyla simdiki dünya aynı degil. Pinterest instagram gibi uygulamalarla siz dekorasyonla cok dsha hasir nesir olabilirsiniz fakat 2000 yılında elinizde kendi eviniz, bir kac tanidigin evi ve yerli dizilerde gördükleriniz dışında gözünıze sokulan bir sey olmayacak. O yüzden baya baya bu konuyla ilgili arastrma yapmak zorunda olurdunuz. Serranın bu aşırı sterilize hayatı seri sonuna kadar devam ediyor. Hicbir erkek onu yatağa atmak için yanasmiyor mesela. Herkes cok asil ve serraya acayip hayran. Hayatı ders calismak sevgilisiyle söyle bir boy yürümekle falan geciyor. İpek ongun ahlâk anlayısına uygun olarak sevgilisi senede bir kere falan öpüyor dudağından:) sevismek falan söz konusu değil. Evet o öğrenci evinde bunlar hic olmuyor :) daha da yazarim neredeyse 2 senedir bu videoyu bekliyorum akskkd
şu anne konuusnda o kadar haklısın kiii...
ve dediklerine kısmen katılıyorum ama o zamanlar dekorasyon dergileri ve programları falan da vardı bunu unutuyorsunuz ve yaygındı da. ayrıca o zamanlar bizim gibi gençler vardı ilgili bu konularda kendimden biliyorum jfhjghfd
düzeltme ihtiyacı hissettiğim tek kısım şu: 5. ya da 6. kitabın bir yerinde serranın çalıştığı otelin bilmemesi üstünkörü asılıyordu serraya da başka bir amiri uyarmıştı bu adam senin yaşında kızlara düşkündür falan diye sonra Serra adama rest çekmişti sevgilim var diye hhshgshgh
2007 doğumlu 16 yasına henüz 3 ay sonra giricek olan bi kız olarak yazıyorum kitap karakterine o kdr özendim ki gerçekten 4.cü kitabı bitmis olsada serranın hayatına özendim ciddi anlamda belki benimde olur o olanaklar geziler para yok değil ama hiçbir öğrenci hayatının o kdr lüks olduhunu sanmıyorum veya herkesin ailesinin o şekilde tüm gezilere izin vericegini sonra yaşadıgı iliskiler yaşam tarzı kafaya takmayısı ve en yakın kız kuzeni olması inşallah bi gün bizde yaşarız
27:32 Maria maalesef öyle gençler var. Koç Üniversitesinde tam burslu okuyorum ve okuldan arkadaşlarımın herpsinin öğrenci evi var. Ben öyle evlerin hayalini kuramıyordum, iki katlı olan var, rezidansa öğrenci evi diyen var. Biz bu kanalda aynı brain cell'i paylaştığımızdan hepimizin öğrenci evi dediğinde aklında canlanan şey burdakilerin aklının ucundan bile geçmeyecek şeylerdir emin ol.
Bu arada o arkadaşlarımla ilgili herhangi kötü bir şey demek için yazmadım bunu, hepsi çok tatlı ve iyi insanlar.
offf çok güzel hangi bölüm
Feriha ben de koçtayım bul beni kjfdngkljsdfghlkfj
@@ecemakgul9055 Hocam yarın okulda mısın? sehfkjesfhke
@@justalonelygirlwhositsinth2135 Kimya Biyoloji Mühendisliği
ismin ve hayatın bana bir dizi karakterini hatırlattı...
Serra kadar hayatımı etkileyen kisi yok... O kadar özeniyordum ki kendisine büyüyünce tabi bazı seyleri anladım 💀
Meğer tek ihtiyacım dantelli çöp kutusuymuş. Hayatım düzene girdi resmen👍
Büyük bir İpek Ongun fanı olarak bir noktayı aydınlatmak isterim,Serra bildiğin burssuz okuyor. O çalışmaya burs murs kazanamamış. Bundan sonraki kitap olan İşte Hayat’ta okulun 3. senesinde burs kazandığını hatta notları çok iyi olduğu için 4. senede burslu okuyabileceğini belirtiyordu. 30 yaşındayım aklımda yer eden şeye bak😅
yazar aşırı saçmalamış o halde ya
Bilkent üniversitesinden canlı bildiriyorum turizm otelcilik %50 burslusu eşit ağırlık 500k’dan falan alıyor dksksklslsd sınavı koklayarak bile çözenin yapabileceği bi sıralama -şu anda o bölümde tamamen burssuz almıyorlarmış tamamen burssuzu olsa sıralaması 1 milyon olacak herhalde-
Serra bildiğin grizekalı çıktı 🙈🙈🙈
@@buseyuksekkayal1186 o zamanlar sınava giren öğrenci sayısı kaçtı ki zaten shsjsksksks
@@buseyuksekkayal1186 evet bende merak edip baktım sıralamasına ama 2000’lerin başında turizm gözde bir meslekti, sıralaması belki daha yüksek olabilir tercih eden bolluğundan dolayı. Serra’nın hakkını yemeyelim😅
Bu kitabı okuduğumda ben de Ankara hayalleri kurmaya başlamıştım. Hep böyle bahçeli bi öğrenci evim olacağını hayal ettim. Sanki bunlar çok kolay ulaşılabilir şeyler gibi. Sonuç; üniversite hayatım apart, boktan ve hiç tanımadığım kızların ilanıyla sokakta kalmamak için çıktığım "öğrenci evi" ve pandemi. Açlıktan kuru ekmek kemirmeler, ilk sene sosyal aktivite bir alana bir bedava çiğköfte yemek, ücretsiz halk konserleri, vize final, ödev koşturmacaları, günlük işler, eşya alamıycam diye her şeyi valizlerle ordan oraya taşımalar, sefalet... Serra hayallerimi yıktın. Üniversite hayatım seninki gibi olmalıydı. (Dipnot: Kitabı okuyunca ben de öyle bir ev hayal ettiğim için benim de dekorasyon fikirlerim vardı. Duvar rengi olsun, eşyalar olsun filan ama ne bulduysak ona boyun eğdik.)
Ne güzel ben 3 kisiyle aynı odada kalyorum şuan hayalim küçücük bir yer de olsa kendi evimin olması ve TEK BAŞIMA orada yaşamak
@@cupcake6183 O günler de gelir ilk sene 3 kişiyle 1 odada yaşadım. İkinci sene 2 kişi son senem de kendime ait bi oda tutabildim. Ama işte hayaller hayatlar. Hayal kurmak güzel de ülkenin gerçeklerini de unutmamak lazım.
@@ÜmitcanUygun9 niye?
41:32 SPOİLERLİ TESPİT
Serra'nın dilek'e ben senin gibi hemen birini bulamıyorum deyip, 6. kitabın sonunda oktayla nişanı atar atmaz özgüre nikahı basması karaktersizliği ahjasdhahsah
@betty özgüre devlet onayı olsun olmasın her türlü basılır
Oha oktayla evlendi sanıyordum
karaktersiz olan oktaydı 6. kitapta serrayı hiç umursamadı haketti yani bence uygeuvyhcnegbwujhofrweaıhnferwml
9:24 bence burada gayet realist olmuş çünkü hayat bazen gerçekten böyle olabiliyor hiç sevmediğimiz çok şımarık çok Uçarı annesi babası zengin olan insanlar çok iyi yerlere gelebiliyorlar kültürel sermaye denen şey yüzünden bazı insanlar da her ne kadar son çareli okumak olsa da başaramayabiliyorlar
2000lerin başında genç olmak nasıldı bilemem ama 19 yaşında bir genç olarak şunu söyleyebilirim ki yaşadığımız dönemde 18 19 yaşındaki bir gencin o cümleleri kurabilmesi, o bilince erişebilmesi çok da ütopik değil aslında. Özellikle internetin bu derece yaygınlaşıp geliştiği bir dönemde kendi kendini eğitebilmek bu kadar kolayken gençlerin daha olgun kafa yapılarına ulaşabildiğini düşünüyorum.
tam da aklımdan bu geciyodu. serranin bahsettigi dekorasyon fikirlerini cok rahatlikla kendim olusturabiliyodum önceden de. son dort yildir pinterest kullanmanin etkisi
Ben ilk sene çıktığım öğrenci evinde bişey anlamadan pandemi olmuştu ama pandemi sonrası döndüğüm öğrenci evinde balkon aradım güneş alsın geniş olsun falan filan sonra evimi baya kendim aşırı temizledim serranin başkalarına yaptırdığı şeyleri zkahakgakaj sonra dekorasyon işlerine falan geçtim ama tabi ucuz öğrenci bütçesiyle anneme dantel bile aldirttim sehpam için skagoahakak 21 yaşında bu kafaya ulaşmak zor olmadı iki sene pandemide annemlerle takildigim için İpek ongun da olmuş olabilirim zkabalbalajak
aynen ben de acikcasi marianin bu kadar sasirmasina sasirdim. ben 15-16 yaaimdayken bile marianin yadirgadigi kucuk cocuk nasil bunlari bilir vs dedigi konular konusuluyodu okulda bence hem yetistirilme farki hem de donem etkiliyor
@@aslitsaslitsa aynen ama sadece bununla sınırlı değil, ilgiyle ve merakla da ilgili. maria iile aynı dönemlerde çocukmuşuz mesela ama edebiyat&dekorasyon vs normaldi benim için çünkü ilgi alanımdı. ilgili bir sürü böyle de çocuk/genç vardı yani ben de şaşırmasına şaşırdım jhfdfjdg
bence ipek ongunun sırmayı babasının istediği yerde okumaya yollaması sıla iyi bir öğrenciyken sınavı kazandırmaması aylin ve diğer kızı iyi okullara sokması gayet gerçekçi olmuş,kadının zaten hayat öğretmek gibi bi iddası var,kendi küçük elit dünyasının gerçekliğine göre kurmuş karakter ve olayları ama bence hayatın bu tarz plot twistler getireblieceğini de bize göstermesi iyi olmuş zamanında. yani bana bu kitap göstermişti en azından sjsjjsjs olaylar tahmin ettiğimiz gibi gelişmiyor beklemediğiniz insanlar beklemeyeceğiniz şeyler başarabiliyor veya daha iyisini hakederdi diyeceğiniz kişiler çok zorlanabiliyolar
Zengin ve tatlı eşittir Seren Serengil gençliği.
@@blckhoney186 inanamıyorum serra aslında S.S gibi :o :D
Bir Bilkent mezunu olarak bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Ben 2007 ablam ise 2005 girişli olarak Bilkent de burslu okuduk. İpek Ongun kitaplarını da okuduğum için konuya açıklama getirmek istedim. Bilkent, özel okul bu doğru ama o yıllarda inanılmaz öğrenci dostu bir okuldu. Bazı bölümlerin %98 öğrencisi %100 burslu olurdu (Felsefe). Bazı bölümlerde ise İşletme İktisat gibi paralı öğrenci oranı fazlaydı. Buna rağmen bursuz olan çoğu bölümün puanı birçok diğer devlet okulundan yüksektir. Serra'nın o kadar çalışıp paralı okuması gayet normal bir durum. (Serra bu arada paralı girip birinci dönem yüksek ders notları ile burslu oluyor diye hatırlıyorum. Bu uygulama yaygın vardı. Bu burs olduğunda okul ücretini ödemiyor yada indirim kazanıyordunuz. Burslu öğrenci olarak okuduğunuzda ise size iki kişilik yurt, dokuz ay boyunca devlet öğrenci kredisinden daha fazla bir para veriliyordu. Sınıfta kalmanız notlarınızın düşümesi birşey değiştirmiyordu. Herkes gibi belli bir dönemde bitiremezseniz atılıyordunuz. 1 yıl hazırlık 5 yıl uzatarak bitirdim, bursum dahi kesilmedi. Eğitim dili ingilizce olduğu için yurt dışından gelen okul kitaplarına bursunuza taksit imkanı sunuluyordu) Serra'nın annesinin banka çalışanı ve babasının üniversite hocası olduğunu unutmayalım (Eşim banka teknoloji kısmında çalışıyor, Bilkent mezunu tanıdıklarım da, aldıkları ücretleri biliyorum) O zamanki okul ücretleri ve bahçelide (Behçelievler'de) bu şekil bir ev döşemek için gayet yeterli maaşlar. Serra tam bir Bilkent öğrenci tipidir. Bahsettiği fakülte ve kafe doğu kampüste (doğuda ki tek fakülte, diğerleri merkez kampüste) olduğu için oranın da tek düzgün kafesi olduğu için tüm araba ile hava atma piyasa yapma vs. orada gerçekleşir. Sürekli okulda bu şekilde turlar düzenlenirdi haftasonu Uludağ, Abant vs.
İşletme-İktisat- Turizim (Otel işletmeciliği) bölümleri özellikle anadolu kaplanlarının zengin çocuklarını, bürokrat çocukları (bakan, miletvekili çocukları, benim bile iki tane o şekli tanıdığım oldu) kafası çalışın çalışmasın üniversiteden mezun olsun diye gönderdiği bölümlerdir. Burslu puanları Boğaziçi- ODTÜ dengidir. Türkiye'de, Nişantaşı, Bebek vs, dahil, görmediğim marka ve model arabaları Köfteci Esat'ın kokoreç (başka kokolarda sattığına dair dedikodu vardı) kuyruğunda gördüm. Çok zegin çocukları olmakla birlikte, burslu kazanamasa da memur ailelerinin iyi eğitim alması için gönderdiği gerçekten çalışkan çocuklar da vardı. Bilkent başarılı öğrencisini burs kazanamasa bile destekleyen bir kurumdu o zamanlar. Koç ve Sabancı Üniversitesinde çalıştım ve Bilkent mezunuyum. O zaman da şimdi de Koç hep en pahalısıydı ama bu Üniversitelerden mezun olan özellikle burslu öğrenciler (aile işini devralanlar hariç) güzel işler bulabiliyorlar. Bölümümün değil de (Felsefe) okulumun önümde kapılar açtığı oldu. Biraz reklam gibi oldu ama bahesettiğim şartlar o yıllar için geçerli. Ablamların döneminde bursu bile dolar olarak veriyorardı dolar artınca TL'ye sabitlediler. Aynı bölümü okumak istemem ama tekrar Bilkent'de okumak isterim. Çünkü ailemin bir örenciyi bile okutacak parası yoktu ve biz üç kardeştik. Biz bursumuz ve devlet kredisi ile ailemizden hiç ama hiç para almadan okuduk. İçki de içebildik, telefon faturamızı da ödeyebildik.
Meryemcim bu kitapları kitap alacak paramızın olmadığı yıllalarda okul kütüphanesinden alarak okudum. Ailem köy kökenli olduğu için Bilkent gibi bir ortamda her sınıftan arkadaş edinmemi ve kendimi geliştirirsem hiç bir ortamda sıkıntı çekmeyeceğimi bu kitapların motivasyonu ile sağladım. Çok boktan tavsiyeler vermesine rağmen, aç karnına asla içki içmemek, yanında güvendiğin arkadaşın olmadan içmemek vs gibi çok işe yarar tavsiyeleri oldu. Ablam ilk işe girdiğinde boktan bekar evimizi tuvalet kağdından yapılmış süs ile yapmak da İpek Ongun gazı ile olmuştur. Pembe götlü sorunları ve önünde uzanan bunca imkan ile Serra'yı ara sıra tokatlamak istiyorum ama senin güzel sesinle okumak zorunda olmadan kitapları dinlemek ben de inanılmaz bir nostalji yaratıyor. Çok çok teşekkür ederim. Ne okusan dinliyorum. Buradan okur musun bilmiyorum ama sana o yıllarda popüler olan başka bir kitap tavsiye etmek istiyorum. Cem Şancı'nın "Kızlar Etrafta Başımız Belada" "Yine Kzılar Kazandı" "Doğa Üstü Sevgi Altı". Bulabilirsem satın alıp sana yollayacağım. Tekrar teşekkürler.
Yetkin olduğunuz kadarıyla Türkiyede orta-üst sınıfa mensup bir derece öğrencisine önerebileceğiniz okul hangisi olurdu cevaplarsanız minnettar olurum bu soru benim için hayati önem taşıyor djdkdlşd
@@xanny3062 aslında okul bazında değil de bölüm bazında düşünmenizi öneririm. Tercih edeceğiniz fakültelerin öğretim üyelerine ne kadarının profesör ne kadarının düz öğretim üyesi olduğuna bakın. Mümkünse eğitim dili İngilizce olan üniversiteleri tercih edin. Vakıf üniversitesi seçerseniz burs şartlarını ve hangi şartlarda kesildiğini öğrenin. Mutlaka yüz yüze yada online tanıtım günlerine katılın. Eğer puanım yetse Koç Bilkent Sabancı tercih ederdim. Ama bölüm ve fakülteye göre değerlendirmek daha yararlı olabilir. Naçizane fikrim bu yönde.
Şimdi tam olarak öyle değil :) yanlış hatırlamıyorsam kitapta Serra siyaset meydanına katılıyordu ve cumhurbaşkanına soru soruyordu, cb Süleyman Demirel’di :) yani Serra’nın Bilkent Turizm’i kazandığı sene 2000 ve öncesi. 1980 doğumlu Nur Bilen Yavuzer’in (ki güzel sanatlar lisesi mezunu, yani ÖSS’ye dair bir eğitim almamış) modavesosyete röportajında izleyebilirsiniz- söylediği üzere konservatuardan vazgeçince sınava girip barajın az üstünde kötü bir puan alarak kazandığı okul ve bölüm Bilkent turizm. Sonrasında veya şu an işler çok değişmiş olabilir, sınavdaki ilk 1000’den bu okulu tercih eden bile olabilir onu bilemem. Ama 90’lar sonu 2000’ler başında Bilkent turizm kazanılması en kolay yerlerden biri. Burada ipek ongun kızlarından biri bu okul ve bölümden mezun olduğu için burayı bir Boğaziçi üni havasıyla yazmış aslında konu bu :)))
Oha ben 2005'te doğdum millet 2005'te üniye başlamış.
4 ve 5. sınıfımı bu seriye okumaya harcadım bütün kitaplar hala kitaplığımda durur.Konya'da yaşayan doğal olarak seküler olmayan bir ailede büyüdüğüm için Serra'nın pırıltılı , yazlıklı , entelektüel yaşamına her zaman özenmişimdir.İpek Ongun'u kendi fakir ve gariban hayatımı yüzüme yüzüme vurduğu için asla affetmicem
maria bilmiyorum şuan üni sınavı olaylarından ne kadar haberdarsın ama ben sınav yılındayım.ve hedefim konservatuvar olduğu için rutin bir sınav öğrencisinin temposunu yaşamıyorum.ama yakın arkadaşlarımdan gözlemlediklerimle rahatlıkla söyleyebilirim ki orada bahsedilen ders çalışma temposunda gerçeklik payı var.tabi ki herkes için geçerli değil ve sürdürülebilir olduğunu da iddia edemem ama ben her gün yakın arkadaşlarımın ne kadar zorlandığını,okulda 8 saat test çözüp soru tartışıp oradan direk dershaneye gidip eve 10 larda geldiklerini ve bir şeyler atıştırıp gece yarılarına kadar ders çalıştıklarını biliyorum. haftada bir bazen iki denemelere girip sonra o denemeleri tartışmak,sonuçlar gelince bir posta daha sonuçları tartışıp tekrar tekrar bilmemne dersinin netinin neden düşük olduğunu sorgulamak,kendine yüklenmek,sabahları 5 te kalkıp okul vaktine kadar etütlemeye çalışmak bunlar inanılmaz yorucu ve böyle yazarken daha da iyi anladığım üzere insanlık dışı ama bunlar gerçekten oluyor.hemde benim en yakın arkadaşlarım ve bu durum benim bile inanılmaz canımı sıkıyor çünkü her gün ne kadar tükendiklerini görüyorum.hatta (biliyorum çok uzun oldu ama anlatmak istedim)bir arkadaşım bir kere dershaneden eve gelip uyuyakalıp sonra gecenin 4 ünde uyanıp "uyayakaldığı ve ders çalışsabileceği bir süreyi harcadığı için" kendini ne kadar suçlu hissettiğini ve ağladığını anlatmıştı.bütün bunları hesaba katınca gerçekten çok adaletsiz ve akıl dışı bir şeyle sınanıyoruz,zaman zaman çok üzülüyorum gençliğimize,arkadaşlarıma.ama umarım hepsi hakkını sonuna kadar alır ve iyi yerlere gelir ÇOK UZUN OLDU AMA YAZMAZSAM İÇİMDE KALIRDI TEŞEKKÜRLER OKUDUYSAN ŞİMDİDEN
kitabın yazıldığı dönemi göz önüne alırsan eğer lise diplomasının ne kadar iş gördüğü bir döneme göre söylenen çalışma düzeni çok fazla, şu an için yapılan çalışma düzenleri bu dönemin her sene 2-3m arasından sıyrılmak ve eğitim sisteminin bozukluğundan dolayı
@@walter-zu1uu haklısın zaten bu dönem için söylemek istemistim
oha ben de sınav yılındayım ve okurken elendim
evet tabii ki de doğruluk payı var ama bu kadar çalışan minimum tıp veya yüksek puanlı diş, hukuk vs kazanıyor. Bu tempoyu hiçkimse turizim kazanmak için harcamıyor
Varya adını görmemiştim konservatuarı okuyunca aklıma direkt sen geldin sonra adını gördüm ak
Peki Serra‘nın seri boyunca babaannesinin serraya bir erkek arkadaş ayarlamaya çalışmasını aldırmaması ve kitabın sonunda babaannesinin tanıştırdığı kişiyle evlenmesi ultra mega bruhh 💀💀💀
Ahahaha cidden öyle
Özgürle de evlenirsin ama kxnjdxnxjnxjxxjxjjd
@@asl9662 Özgürle evlenmesinde sorun yok da sürekli babaannesine geri kafalı mısın görücü usulü ile mi evleneceğim gibi şeyler söyleyip üstüne evlenmesi komik
@@snugglebuggsq hayat böyledir büyük konuştuğun şey en son gelir bulur seni ne demişler büyük lokma ye ama büyük konuşma
Seride en basılası erkek özgürdü bu arada
Bu serinin en severek okuduğum kitabıydı hiç unutmam, Oktay’dan çok hoşlanmıştım hahahhahahasj ne kadar mükemmel her şey Bahçeli de öğrenci evi…
@betty MIJSSJSKSPŞWĞSJ ya evet bende of hatta ayrıldıklarında falan ağlamıştım sjsjsjjsjsj
Of ben de hele o arabada yan aynadan bakışmaları hala aklımda
@@aleynabalcin o sahne… hâla benim de aklımda
@betty yaa evet orda Serra’ya açılıyordu geri zekalı serra da düşüncem demişti hahahahahahahahah
Arkadaşlar Oktay'ın neyini sevmiştiniz ben mi tuhafım ben Oktay'a hiç ısınamamıştım ayrıldıkları zaman ohhhh sonunda diye kitaba bağırmıştım da babam noluyo demişti fledpepcpdofodpclfo
Ben istediğim okula yakın diye anneannemde kalmak istemiştim ama anneannem bize büyü yapıyor diye gidemedim maalesef klsadjkasjdlkasjdk
NSBWNSEKEJEBBFONSNNE
Hahahaaaa kahkaha attımm Allah ta seni güldürsün🤣
Büyü😂😂😂😂
serranin hayatini neden bu kadar merakla dinliyorum bilemiyorum ama cok comfort alanima giriyo
Midemi bulandıracak derecede iğrenç travmalarımla yüzleşirken ve bu gece nasıl geçecek diye kendimi yiyip bitirirken kafamı dağıtacak bir şey olsun lütfen diye TH-cam'a girip bu videoyu görmek o kadar rahatlattı ki sevinçten ağladım. Teşekkürler Meryem sayende bu geceyi atlatabileceğim ❤️❤️
Yazdıklarımın senin için çok bir şey değiştirmeyeceğinin farkındayım ama görünce içimden yazmak geldi. Umarım her şey en kısa zamanda yoluna girer ve senin için en iyisi olur. Stay strong 🖤
@@crystaltalia44 İnanıyorum yoluna girecek. İyi dileklerin için de teşekkür ederim 💜
Psikolog İzzet Güllü'yü izlemeni önerebilirim. Çok faydası olacağını düşünüyorum🙏
Ev dekorasyonunda çocuk aklımla beni en çok etkileyen şey tuğlalı kitaplık olmuştu hala aklımda ah ah hayaller pembiş yuvam hayatlar kyk
sonra ege yada efe bu fikri çok beğenmişti ege best 2.erkekti
Pp mükemmel 😍
Özür dilerim ama arkadaşımla öğrenci evine çıkma hayalleri kursam aklıma ilk eve erkek atmak gelir aldjalsjalskls
Veya direkt eve kaçta döneceğim endişesi olmaması, geç saatte bardan eve erkek arkadaşımla gelme vs.
Bu seride okulu duzenledikleri kisimlari siniftaki kizlarla okurken oyle begenmistik ki mudure gidip bunlari anlatmistik buyuk bi hevesle ve mudur kizim siniflariniza gecin zil caldi deyip bizi gecistirmisti. Gercekten ipek ongun cok utopik bir dunya yaratmis ve hepimizi bu dunyanin icine cekmeyi basarmis.
Vizeler iki-üç haftaya başlıyor. Stresimi bu video alacak, bu video ruhuma iyi gelecek, beni iyileştirecek.
Öyle öğrenciler var Meryem yaa. Gerçekten duydukça ağlayasım geliyor. Duş almayı bile erteleyip çalışıyorlar. Günün sadece verimli dört saatinde uyuyorlar. Nasıl yapıyorlar hala bilmiyorum ama fiziksel olarak yaşlarından daha büyük duruyorlar. Bence durmadan çalışmak da saçma. İnsanın kendini bu kadar yıpratması hele bu devirde boşuna gibi.
4 saat uyumak dışında sınav haftası ben bu. 7 saat uyuyup günün geri kalanında ders molalarım sadece yemek yemek için oluyor. Çok büyük sınav stresim var sınava rahat girebilmek için yapıyorum. Hatta sınav haftası eve kapanıp ders çalışırken dairelerimiz altlı üstlü olan bir arkadaşım yemek almaya gelmişti ikimiz de duş almamış ve ders çalışmaktan bezgin hallerimizi görünce sinirden gülme krizi tutmuştu dsfdssdgsdg
@@AshtonDragonway bunu yapmak zorunda olmamalıydık ya :')
Hahahhah sen beni kıskandın hahahahhahah. Ben Serra ' yim bu benim hayatım hahahahahhah
23 yaşındayım uniye yeni başladım. Evlenmek nerde ben neredeyim. Hala yakalayabileceğim fırsatların, eğlenebileceğim ortamların, kendime ne yarar bunların peşinden koşuyorum. Üniversite böyle bir yer. Bu ortama girdiğiniz an anlıyorsunuz bunu zaten. Ev konusu hele bu devirde tutmayı başarırsan döşersin. 😄
Çiçek mum arkada çalan müzik ortam harika djjfngfjfn bayıldım Maria harikasın ya
Yemek yerken izleyecek bir şeyler arıyordum mükemmel zamanlama
Doğanay Hoca partlarını hiç sıkılmadan baştan sona okuyabilen var mı cidden ya
Yok 😂
ben gecen sene aynen bu sekilde calistim bi sure, okuldan sonra dershanem vardı eve 9da donup sonra yine ders calisiyordum gece 2 3 gibi uyuyordum ve okul icin tekrar 7 gibi kalkiyordum. bi sure sonra cok yorulup yavas yavas sistemimden uzaklastim ve eskisi gibi calisamamaya basladim. zaten o yorgunlukla calistigim hicbi seyi duzgun anlayamadigimi farkettigimde sinava 2 3 ay anca kalmisti. okul bizi mayista sinav icin saldiginda tamamen saldim, zorla calisiyordum ve asiri sıkılmıstım artik. son ay boyle bombos gecince de calistigim hicbi sey bu isime yaramadi cunku sureklilik gerekiyor. mezuna kaldim :') simdi ne dershanem ne de okulum var evde ne zaman hazir hissedersem gunun o saatinde calisiyorum ve cok daha rahatim. o zamanlar cok zorlandigimi ve nasil idare etmeye calistigimi dusununce kendime cok kiziyorum ne gerek vardi diye. eger boyle bi calisma sisteminiz varsa lutfen uzaklasin. kafanizi toparlayin ve kendinize daha uygun bi sistem olusturun.
Şöyle bir şey var ki Serra gibi karakterler aslında çokta ütopik değil. Biz fakir kafası ile çok bir şey görmeden geçirmişiz o dönemi. Yaşıtım olan fakat maddi durumu iyi olan biri 2000 li yılları anlatırken ben o dönemde yaşamıyor muydum diyorum. Gittiği yerler, dinlediği müzik grupları, aldığı makyaj malzemeleri, parfümler, kostüm partilerinden vs bahsedince hiçbir şey görmeden geçmiş lise üniversite yıllarım diyorum. Maddiyat, çevrendeki insanların bakış açısı, yaşam şekli, anne babadan gördüklerin o kadar çok etkiliyor ki. Dünyaca ünlü makyaj malzemelerinden annesinin hediye ettiği ürünleri duyunca şok olduğum, 3 takım kıyafetim varken bir çok tarzda kombin yapmış olduğu kıyafetleri görünce bir aaa ooo böyle bir dünya varmış diyorsunuz. O nedenle çokta uçuk gelmiyor kitap bana.
Bir genç kızın gizli defteri benim için güvenli bölge. Üniversite derslerim olmasa seriyi yeniden okumaya başlardım.
Şu an eve çıksam şu öğrenci halimle kiramı ödeyebilmek için ben giderim evlere temizliğe kopek gibi çalısmama rağmen milletteki keyfe bak ya jfkdfdks
Nshsjhsksj doğru dedin
Serra o kadar ultimate beyaz türk’tü ki, ergenliğimde okurken, gayet beyaz türk bir ailesi olan bana kendimi feriha gibi hissettirmişti.
Yaaaa seni seviyorum. Kendimi çook yanlız hissediyordum, seni dinlemek o kadar iyi geldi ki :)))
Kitabı da çok iyi seçmişsin. Üniversitedeyim, ay sonuna kadar bursumla aç kalmama planları yapıyom. Serranın inanılmaz güzel öğrencilik hikayeleri, masal dinlemek gibi geldi :D Çok rahat ve mutlu hissettim kendimi. Teşekkür ederim🌟🌟
Üniversite 4. Dönemimdeyim hala arkadaş grubum yok ;-; Dışa dönük sosyal olmama rağmen.. Pandeminin de çok etkisi oldu ama Serra nasıl 3 haftada birlikte tatile gidecek arkadaşlar buldu bilmiyorum. Hadi o buldu ailesi nasıl 18 yaşında izin verdi. Ne diyeyim helal olsun. Kıskandım ama
Benim de ünide ilk dönemim. Ders aralarında konuştuğum insanlar olsa da hiç arkadaş diyebileceğim birilerini bulamadım. Çok fazla eksikliğini hissetmiyorum ama olsa güzel olur tabii. Yorumunu görünce paylaşmak istedim.
Sonunda dümdüz çöpler yerine daha keyifli şeyler dinlicez özledik İpek Ongunu.
Oo owl house izlenmiş
@@circeachillescomedown9081 E heralde
Valla ben serkoş incik in sıçmığını es geçtim Maria için bile o herife katlanamicam sorry 🤢
Oo raine pp
Daha önce hiç yorum yazmadım ama kanalını özellikle de kitap incelemelerini gerçekten çok seviyorum. Sims 4'te ev dekorasyonu yaparken izlemem de tam olmuş. Bu seriye ortaokulda sırf sınıftaki diğer kızlar okuyor diye başlamıştım. Sen anlattıkça ben de resmen flashbackler yaşadım. Genel olarak Serra böyle örnek alınacak ideal bir abla gibi görünürdü ama o zaman bile karakter olarak bana çok uzak gelmişti. Tabi o zaman nedenini irdeleyecek yaşta değildim ama kendimi diğer kızlardan daha uzak hissedip biraz üzülmeme neden olmuştu. Sanki onun gibi biri olmam gerekiyormuş ama ben beceremiyormuşum gibi. Neyse ki bir yetişkin olarak artık bu gibi problemlerim yok. Hemen dantelli çöp kutusu almaya gidiyorum.
25:00 ipek ongun pinterestteki "student life aesthetic" leri ve study with me/benimle calis videolarindaki arkaplan dekorasyonlarini öngörmüs resmen :D
4:57 size yıllar önceki 12. Sınıf rutinimi söylüyorum;
7de servise binme
8.30 - 14.50 okul
16.00 - 21.45 dershane
22.00 - 23.00 eve gidiş yolda 76 kez tacize uğrayış
23.00 - 01.00 bir şeyler yiyerek aynı zamanda 100-200 soru çözme cart curt ödevlerini yapış
Maalesef aynı rutin bende vardı. Sadece dershanem hafta içi 3 gün haftasonu 2 gündü. Boş olduğum 2 günde okuldan eve 4de gelip işte benim stilim falan izliyodum bi de pazarları keman kursum vardı ve haftada 2 gün çeviri yapıyordum ekstra ajhssjshhshs
Taciz detayı..
@@Tanem_dmr gerçekten bence en çok taciz edilen grup okul üniformalı/etekli lise ya da orta son öğrencisi kız çocuklar... Hem savunmasız hem de old enough(!)
@@akmayaneyeliner maalesef bu ülkede bu yaş grubunda olupda tacize uğramayan kimse yok. Ya sözlü ya gözleriyle. -ki bence bu daha bile kötü- Bir orta son öğrencisi olarak her dışarı çıktığımda yaşlı amcalar -tacizciler- önümde arabalarını durdurup bakmaya -süzmeye- başlıyorlar.
@@Tanem_dmr offfffff nefret ediyorum ya
@@akmayaneyeliner bende bende bu ülkeden kurtulmamız lazım
Yıl 2010 falan (tam hatırlamıyorum), ortaokuldayken okuma saatimize bu kitabı götürmüştüm. Sonra Dil bilgisi öğretmeni “hmm bunu mu okuyorsun, bence biraz daha bizi anlatan kitaplar okumalısın. Bu yazar Amerika’da okumuş” demişti. Sonra Huzur Sokağı önerdi. Eve gidip anneme söylediğimde çok sinirlenmişti. Her yerdeler vs demişti. Şimdi anlıyorum neden sinirlendiğini… lol
Ogretmen huzur sokagi haric hakli annen ise full haksiz :d
@@swgulcrk7767 hangi taraftan baktığına göre değişir :) bence haklı, her yerdeler ve hayatlara müdahale ediyorlar. Tıpkı öğretmenin okuduğum kitaba karışması gibi :)
@@swgulcrk7767 annesi niye haksiz
@@hampter9903 her yerdeler ne ya bi obje gibi insanlar ogretmen alt tarafi bi oneri yapmis
@@swgulcrk7767 yani o dönem resmen bi tarikat türkiye’yi yönetiyodu sinirlenmesi gayet normal
Ortaokuldayken full bu seriyi okudum, minik bir ongunist falandim galiba :') Umarim okudugum icin fazla utanmam diyerek videoya basliyoruuumm
oha bende djdndıdjdjjd
Bir genç kızın gizli defteri serisi bana okuma alışkanlığı kazandiran içimi ısıtan hala zaman zaman dönüp okuduğum bir seridir. Buna rağmen meryemin kitabi gömmesini zevkle izliyorum
Acikcasi hidayet romanlari ve bunu gibi daha ciddi niyetlerle yazilmis kitaplari okuyup tiye almana bayiliyorum ama arada kaynana cinayetleri veya ipek ongun gibi citir cerez absurt kitaplar da iyi gidiyor
kendimi bir kehanetin gerçekleştiğini izliyormuş gibi hissediyorum yıllardır bu anı bekliyordum
ayrıca adım niye bu dalyarak serrayla aynı😍
Witch Queen'imiz günden güne daha da güzelleşiyor. Maşallah
Abla üzücü bir gerçek söyleyeyim Türkiye’de sayılsal ilk 5bin eşit ağırlık ilk 3 bin yapmış öğrencilerin neredeyse hepsi Serra’nın çalıştığı gibi çalışıyor. İnsanlıktan çıkıyorlar bi nevi
Ya sayısal 5 bin yapıyorsan bu kadar çalışmayı kafamda normalleştirebilirim en azından karşılığını alıyorsun. Bilkent Turizm için kim niye bu kadar çalışsın bir de burssuz :d
Sıkıntı zaten Bilkent turizmi burssuz kazanmış olması
Meryem hayirrr tam olarak anlattigi gibi hazirlaniyor iyi bi yer isteyen ogrenciler. Ben de yeni gectim uniye ve boyle yaptigim oldu ozellikle tıp falansa hedef anlatilanlar cok normal
Nihayet İpek Ongun kitabı🥰 Sinirlenmeden dinliyorum🫂
bunu bitirdikten sonra hala 8 kitap kalacağı gerçeği...
Serra ne kadar vasıfsız bir karakter ya. O kadar saat ders çalışıp turzim kazanmasından belli zaten. Biz yurtta kuru ekmek kemiriyoduk kiz ev beğenmiyor sinir oldum ajhdiqhdja
18 yaşında Serra'nın o cümleleri kurabilmesi bana tuhaf gelmedi; çünkü ben de o yaşta onun gibiydim hatta her zaman yaşıtlarıma göre olgundum davranış ve düşünceler bakımından, büyümüş de küçülmüş derlerdi hep. Arkadaşlarım bile "40 yaşında mısın nesin" deyip şakalaşıyorlardı. Her ne kadar kurgu bir karakter olsa da Serra'nın da böyle olması kendimi yalnız hissetmememi sağladı 💓
Çok yorucu birine benziyosun
@@ertugrulyaprakl4654 ay ne alaka. maria çok şaşırdı bu konuya, kız da yazmış varız diye jhkjgf vardı da yani o dönem yaşıtlarına göe olgun insanlar
Maria,
hayatımın çok zor bir zamanından geçiyorum. Senin videoların bana çok iyi geliyor. Söylemek istedim.
Ailenin bulunduğu şehirde yaşayıp ayrı evde oturmak normalleştirilmeli!!!
Öğrenci apartında duş başlığı olmadığı için 1 sene boyunca şofben hortumuyla yıkanan ben ağlayarak izledim skdksnnd
Ask 50 liralık bir şey neden öyle yaşadın ki 1 sene
@@drunk.inlove Ev sahibinin karşılaması gereken bir masraftı, kendi cebimizden vermek istemedik. Ona gelene kadar daha bir çok şey vardı 😂
@@Cikilatta yani ogrencinin şu küçük ihtiyacını da karsilarsin yaa
Öğrenci evinde 5 sene kaldım, çalışan biriyim ve bekar evine transfer oldum artık. Aga 2 aydır duş başlığı bozuk hala alamadım bunu görünce kahkaha atmaktan kendimi alıkoyamadım skmwkckwkckskfk
@@canselaysu9423 Gerçekten öyle ya bide bahçe hortumu gibiydi yani nasıl duş başlığı takacağımı da bilemedim o zamanlar smxjsn
Ben bu kitabin bir yerlerinde Serra'nın çok çalışıp okul ücretinin birazını ödemesi ile ilgili bir satır okuduğumu hatırlıyorum. Yüzde yüz emin değilim ama Serra sabahın dördünden gece 12'ye kadar çalışıp yarım burslu kazandı galiba
Ben de böyle hatırlıyorum. Hatta sanki eniştesi de biz ne güne duruyoruz gibi bişey demişti
Evet evet telefonlara bakıyordu bir yerde, başka çalışanlara yönlendiriyordu telefonları çok iyi hatırlıyorum
Serra Bilkent Turizm’i paralı kazanmıştı, daha sonra çok çalışıp ortalamasını yüksek tuttuğu için Bilkent’ten başarı bursu alıyor. Dilek hiç çalışmadan ODTÜ Mimarlık kazanıp Serra böyle sabahlara kadar çalışırken Bilkent Turizm’i paralı kazanıp bi de bayram edince çocuk aklımla bile şok olmuştum, hiç unutamıyorum.
Ulan her şeyi “Bunlar zengin.” diyerek kabul edebildim ama nasıl oluyor da 15 günde bir evi temizlemeye birisini çağırıyorlar???? Ulan ne kadar zengin olursan ol, kimsenin annesi babası böyle bir şeye izin vermez! Bu ne şımarıklık! Nasıl ya???
Oyle yapan yakin akrabam var. Hatta kuzenim oluyor kendisi. Ailesi yani amcamlarin 2 evi var. Birinde eskiden oturuyorlardi, sonra da simdi oturduklari eve gectiler. Kuzenim de ayni sehirde ve o onceki eve yakin bir universiteyi kazaninca amcamlar o evi kuzenime verdiler. Amcamlara bir yardimci geliyor, o kadin ara ara kuzenimin de evine gidip orayi da cekip ceviriyor. Ben de bu kadar rahatliga karsiyim, kuzenim kiz ustelik artik kendi evini toparlamasi ve kendi kendine yemekler yapmasi lazim. Gerci erkek olsa da bunu ogrenmeli. Bunun zararlarinin da olduguna inaniyorum. Bu durumdaki ogrenciler eve istedigi gibi arkadaslarini getirip zararli aliskanliklara davetiye cikariyor. Gerci onun icin insanin icinde olmasi lazim.
@@nergisy.6965 "kız üstelik" yazdığın kısımda kendimi atmak istedim. Erkek olsa ne fark eder abi?
@@nergisy.6965bence sen kuzenini içten içe kıskanıyorsun parayı sen mi veriyorsun isterse her gün çağırır kime ne
lisedeyken bu kitabı okumam bana hem üniversitede kendi evime çıkma hevesi vermişti hem de bu kadar dekorasyon önerisi veya evi güzelleştirme fikirleri ilham olmuştu eve çıktığımda da, ufkum genişlemişti açıkcası :) o yüzden o yaşta bir çocuk böyle bir ruha sahip olur mu diye düşünmedim, yazar bize serra aracılığıyla ilham olmaya çalışmış bence
Yazılı olmayan bir gerçek ;
üni 1 ilk zmanlarda kurulan arkadaş grupları dağılmaya mahkumdur
İpek Ongun acaba Gilmore Girls dizisini izleyip de mi bu kitaplarını yazdı. İlk çıkan değil de devamı olan kitaplar. Baya benzerlik var.
sabah 4'te kalkıp gün boyunca çalışıyorum maalesef, mezuna kaldım ve bu sene tıp için çalışıyorum. Gerçekten insanın bünyesi almıyor haklısın ama benim başarıya ulaşmak için yapabileceğim tek şey bu. Videonu bile arada izleyebiliyorum
Maria Sevda Türküsev ile olan olayı podcast de lütfen anlat çok merak ediyorum . Kadının videolarını izlersen sadece kadınların kıyafetlerini eleştiriyor.
Aldığım duyumlara göre bu kitabı yazdığı zamanlarda İpek Ongun'un torunu da o dönemde burssuz Bilkent turizm kazandığından Serra'ya da o yüzden kazandırıyor. Bir de o dönemki Bilkent'in ünü zaten aşırı zengin bir kesimin oraya gidiyor olması olduğu için öğrencilerin Jeep'i olması falan o zamanki Bilkent'in stereotipik bir özelliği
Torunu değil 2. kızı kazanıyordu o sebeple Serra da kazanmıs
Bir genç kızın gizli defteri serisi benim hayatımda çok büyük bir yer edinen dönem dönem dönüp tekrar okuduğum serilerden biri. 2 yılda bir okuyorum denilebilir. Her okuduğumda karşıma daha fazla rahatsız olduğum şey çıkıyor. Yazarın anlat anneanne isimli kitabını okuduktan sonra daha iyi farkettim ki bu kitaplar her ne kadar ipek ongunun kendi kızlarından ilham alıp yazdığı kitaplar gibi dursa da aslında kendisini yazmış. Biliyorsunuz serinin yeni kitapları çıkmaya devam ediyor bu kez Serra'nın kızı Selin'in gözünden okuyoruz yaşananları. Benzer şeyler ve benzer diyaloglar yaşanmakta. Kazıklı Maria'nın da dediği gibi bu düşünceler bir genç kızın kafasından geçiyor olamaz. Son kitapları okurken çok rahatsız olsam da bir seriye başladıysam onun her kitabını okuma takıntım yüzünden bırakamıyorum.
Geçmiş kitaplara gelecek olursak sanırım beni en çok rahatsız eden şey İpek Ongun'un kitaptaki güzel kız betimlemeleriydi. Hep aynı tarif: omuzlarına dalgalar şeklinde dökülen usta bir kuaförün elinden çıktığı belli olan parlak saçlar, kocaman yemyeşil gözler, incecik gram fazlalık olmayan bir beden.
Ben serra serisini bitirdim ama kızını okumadım. Kızı da Serra gibi bir tip mi genel anlamda kitapta neler oluyor acaba? Serra gibi pick me girl mü?
@@busrabuyruk6717 tam serra gibi. Tevekkeli değil diye cümle kuruyor. 🙃
Merhabalar, bende bu sene İtalya’da tıp okuma başladım ve bir ay önce falan kendi başıma eve çıktım…Serra’nın duvar kağıdı falan dertlerini anlatınca gülme krizi geçirdim resmen.
Heygirl gibi dergilerde hep olurdu zart dekorasyon hilesi böyle dergileri birleştir tuvalet kağıdını kapla falan ahjdkwkfkwkd
Ergenlik dönemimde herkes bunu okurken ben okumamıştım, bir yandan aşırı merak ediyordum neden bu kadar okunuyor diye, iyi oldu bu seri. Ek olarak pucca da dahil edilmeli 😬 o da asla okumadığım ve neden popüler olduğunu merak ettiğim videolardan
Serranin ders çalışma programı bana çok tanıdık geldi abimden biliyorum çok yorucu bir durum umarım kimse bu yorucu tempoyla başa çıkmaya çalışmaz. Zavallı abim Bilkent Turizmi kazanmak yerine "ODTÜ Tıpı" kazandı ağlayacağım 😭
Zavalli abin Bilkent turizm kazanamadi mi ☹️
@@carmen-carmen 🤣🤣🤣
@@carmen-carmen Ay evet ya zavallilik işte benim abim Serra kadar vizyonlu değil 😭
abine geçmiş olsun dileklerimi ilet :"(
Odtü’de tıp yok diyeceğim ama bu bir şakadır ve anlamamışımdır diye korkarak yazıyorum
O kadar ihtiyacım olan bir zamanda geldi ki şu video
Öğrencilikte 6. Senem. İlk 3 senem yurtta geçti bu 2-3 senem evde geçiyor. Evde sadece bir tane koltuk var salonda. Yerde minderler var onlarda oturuyoruz falan. Odamda minderler vardı 6 sene sonra kendime lüks davranıp odama 2. El bir koltuk aldım. Serranın yeni gelin evini okuyunca sen bana anlık şok falan geldi.
Şafak kaç
Karantinada keşfettiğim serinin devamının gelmesi şahane oldu, zira son incelediğiniz kitaptaki çağdışı ve mantıksız savlara sadece ilk videoda tahammül edebilmiştim, çocukken okuduğumda biz niye Ankara'da böyle hayatlar yaşamıyoruz bunlar baya zengin gibi diye düşündüğümü hatırlıyorum, 30'lu yaşlardakiler olarak yine ucundan hayatın, müziğin, özgürlüğün, seyahatin tadına varabildik, şu andaki öğrencilerin sefaletiyle kıyas götürmez, bence İpek Ongun'un akıcı tarzı ve benzer çok fazla seçenek olmaması zamanında bu serinin öne çıkmasına sebep olmuş, bundan sonra Şeker Portakalı ve devam kitaplarına başlamamsa hem edebi hem hayata bakış açısı olarak en keskin uyanışlarımdan biriydi herhalde, İngiliz Filolojisi mezunu olarak kitap incelemeleriniz ayrı sarıyor, Şeyma incelemenizi bile üşenmeden zevkle izledim, sevgiler ve başarılar Maria:))
Ya o 0 beden modası yüzünden daha 7 yaşındayken annem diyet yaptırmaya başlamıştı. 9 yaşında çocuk endokrinolojisine gitmek zorunda kaldım. Doktor "yetersiz beslenme kaynaklı metabolizma yavaşlaması" diyip hemoglobin hormonu tedavisine başlattı. Hiç unutmuyorum, doktorun verdiği beslenme listesinde günde 4 dilim ekmek vardı. Annem yine de şişmanlatacağını düşünerek 2 dilim verirdi. Hatta listede "1 porsiyon köfte (5-6 adet)" yazmasına rağmen köftede ekmek var diye 4 adet yememe izin verirdi. Yıllarca yeme bozukluğu yaşadım. Beslenmeme sürekli dikkat etmezsem hala daha yaşıyorum. Bir kuşak komple hayatımız zindan oldu. Bu curve akımını o yüzden takdir ediyorum. İnsan kendi bedenini sevmeli, kendi bedenine saygı duymalı.
Pink-stupid girls klibini izleyip geri dönücem 21:11
Eskilerde en sevdğim şarkılardandı hatırlamak çok güzeldi teşekkürler maria
Bazen sadece marianin ASMR kibriti olmak istersin
offff okumayı bu kitap serisiyle sevmiştim ama serranın hayatına hep çok özendiğimi çok sonraları anladım zaten ipek onguna daha sonra cok elestiri yagmıstı genc kızların psikolojisini bozduguna dair cunku serranın hayatı baya baya pırıltılıydı gercek hayatıma bakıyodum değildi falan... nostaljilendim
Maria ben bu kitap serisini okurken aşırı sevmiştim. ortaokuldaydım sanırımm. Serra'nın öğrenci evini anlattığında kafamda canlandırmıştım ve çok heveslenmiştim. Bu seriyi izlemeye başlayınca aklıma geldi. evin salonu direkt gözümde canlandı. sanki gerçekten gidip gördüğüm bir ev gibi resmenn . ama anlatımını sınıfçı yaklaşımını ve gerçekdışılıkları hiç farketmemişim . üniversite kısmı beni etkilemiş o dönem 🤣
bir ara da lutfen Canan Tan- Piraye’yi yorumlar misin buna cok ihtiyacim var hahahsh ben okurken evi sirtladim cunku🫠
Sinir krizlerine girdigim bi kitaptir kendisi
Ben fizik bölümü istiyorum. Sonra lisans yapıp uzay çalışmalarına katkı bulunmak falan istiyorum ama Serra kadar çalışamıyorum. Herhalde kanatsız kuş yetiştiriciliği kazanırım.
Ortaokulda bunu okurken cidden o kadar götünü yırtmaya rağmen turizm okuduğunu öğrenince ‘turizm o kadar zor mu ya??’ diye ciddi ciddi düşündüğümü hatırlıyorum sjskdnkwkdlwld tıp için kasıyordum ama turizme puanım yetti dese daha tutarlı olurdu dnskmd
giriş o kadar muazzamdı ki acaba böyle videolar mı yapsan artık asmr cozy ortam falan
Uzun bir aradan sonra bu kitaba dönmen💗 isiltin kitabin cringe cukurunu aydinlatiyor ✨
Bu arada son kitaptan sonra gelen embesil kitlenin burda olmamasi pozitif doğru düzgün mantikli insanlarin yorum yapmasi falan beni cok mutlu etti seni de oyledir herhalde Maria makyajin muq bu arada bi makyaj videosu daha gelir umarım 💞💞💞
Şimdi gerçekten garip geliyor ama bir çok genç kıza üniversite hayali kurduran bir seridir. Çok hayal etmiştim. Hayal ettiğimi de yaşadım bu kadar pembe olmasa da :) İpek hanım ile de tanışmıştım. Hatta yazlıklarına misafir bile olmuştuk. Tatlı kadındır.
Kesinlikle ilham olmak konusunda katiliyorum. Bunu okuyan çoğu kız çocuğu düşük eğitimli ailelere sahip. Bana da çok hayal kurdutmustu. Bence kitap asıl amacına fazlasıyla ulasmistir
Sen bu kitapları ortaokulda ne kadar fazla okuduğumuzu söyleyince ben de bir yorum bırakmak istedim. Ben 2002’liyim, seri benden büyük ve hala ortaokul yaşındaki kızların bu seriyi okuduğunu görüyorum. Ben 11 kitabını okumuştum. Aslında çok küçük bir yaş aralığına (11-12-belki 13) hitap ediyor. Ne yazık ki Türk edebiyatında bu yaş grubundaki kızlara hitap eden başka kitap yok. Bu seri haricinde sadece İngilizce kitap okumuştum o dönem. Başka alternatifler olsaydı bu serinin bu kadar okunmayacağını düşünüyorum. İpek Ongun bu serideki başarısını bir daha yakalayamadı. Çok fazla kitabını okudum ama hiçbiri böyle sürüklemedi
CİDDİ ANLAMDA ŞÜKÜR MOMENTTT
18 değil ama 21 yaşındayım seneye bodrum katima yapacağım çamaşır odasının çamaşır ve kurutma makinesi üstte olup egilmeme gerek kalmamasinin planını ve sinema odasına yatak ayarli mısır yağı bulasirsa çabuk silinebilen deri koltuklara bakıyorum giyinme odasının tüm rafları dolapları ve makyaj masasının latte rengi olmasını duvarların bembeyaz olup makyaj ışığının her yere eşit dağılması ve yere makyaj malzemesi dökülürse diye halisiz leke tutmayan parke bakıyorum evimin güzel ve konforlu zevklerimi karşılayabilir olması beni çok mutlu ediyor
Göz makyajına bayıldım ya çok yakışmış bu renk
Meryem şimdi şöyle bende tam olarak serranın çalıştığı gibi çalışıyordum geçen yıl ve üzerine mezuna kaldım. Şuan daha sıkmadan çalışıyorum ve daha verimli.
Ah Serracim ah ben de öyle çalışmıştım sınava. 2008 yılında girdim üniversite sınavına. Her gün okul çıkışı dershane eve gelis etutlerle gece 10. Hemen uyu gece 3 te kalk 6 ya kadar yine çalış. 7 de evden çık yine okula. Tabi sonra sınava birkaç hafta kala sinir krizi geçirdim bünyem kaldırmadi. Antidepresanla sınava girdim. Sonuç olarak bilgisayar mühendisi oldum ama o kadar calismasam da olurmuş. Sınav yılından beri yani 14 senedir anksiyete bozukluguyla yaşıyorum.
Hangi okuldan mezunsunuz acaba
Ben de mezun yılımda çalıştım hatta çok çalıştım gayet iyi bir noktadaydım da ama sonra bünyem kaldırmadı ve çok kötü oldum sınava bile giremedim ertesi yıl ise hiç çalışamadım stresten ve o şekilde bile zar zor çok şükür gitmeyi başardım ve 400 bin tm de sıralama geldi ki ben çalışmamı sayısalda o şekilde yapmıştım şimdi işletme okuyorum ve gerçekten kendime yazık etmişim zulmetmişim resmen o kadar zorladığım için sınava giremedim sonraki yıl çalışamdım haliyle sonuç ortada şimdi ise okuyorum ama terapi de alıyorum bir yandan okula ilk defa bu hafta tam gidebildim çok şükür. Neyse uzun lafın kısası kendinizi heba ettiğinize değmez sistem çökünce insan neye uğradığını şaşırıyor o yaşadığım stres korku endişe bana yetti Allah bir daha yaşatmasın öyle zorluklarda. İnşAllah hakkımda hayırlısı olur ne diyeyim
Ben de 2007 ve 2008de sinava girdim. Kendime o kadar yuklenmemistim ama 8 saatlik uyku dilimi, 1 saatlik yemek yeme-dinlenme molalari, okul-dershane-ev yola harcanan zaman disinda surekli 45dk calisip 15dk mola veriyordum. Teneffuslerde de test cozdugumu hatirliyorum cunku gunde belli sayida soru cozmek icin sadece evde calismak yetmiyordu. Her ne olursa olsun en onemli sey kesinlikle saglik. Simdi de doktora tezimi yaziyorum, yine ayni sey gecerli. Stresli donem sadece sinav zamani olsaydi keske... Ama eminim emeklerimizin karsiligini alacagiz.
Her book gibi book reviews serisini 100 kere izledikten sonra Meryem'in ''hatırlıyor musunuz?'' demesine alınsam mı alınmasam mı xd
Mariaaaaaaaa şu an beni çok mutlu ettinnn biliyor musun? Dün internetten baktım bu kitabın 13 'ü de çıktı .
Ne keşfettim Seren Serengil İpek Ongun okumuş olmalı çünkü kitabında Gülben Ergen 'in takma ismi "Serpil"di.😉