Vela/Dostluk, Bera/Düşmanlık Bağlamında Kafirlere Benzemek (3) | Tevhid Dergisi | Sesli Makale

แชร์
ฝัง
  • เผยแพร่เมื่อ 3 ก.พ. 2025

ความคิดเห็น • 15

  • @hasanriza06
    @hasanriza06 5 ปีที่แล้ว +2

    Selamunaleykum göremediklerimizi gösteren bizi haberdar eden ve sürekli Kurana sünnete ve akletmeye çağıran müslümanlardan Allah razı olsun

  • @burhancan2195
    @burhancan2195 5 ปีที่แล้ว +3

    Allah a.c razı olsun

  • @serjseriy1274
    @serjseriy1274 5 ปีที่แล้ว +1

    Allah azze ve celle qardashi (EBU HANZALA) tez zamanda esaretden qurtarsin. Oz dilinden eshidek bele derslerini InweAllah.
    Allah azze ve celle sizden de razi olsun eziz qardashlarim.

  • @emrahkaya5780
    @emrahkaya5780 5 ปีที่แล้ว +1

    Elhamdulillaj

  • @yahya-lp7uo
    @yahya-lp7uo 5 ปีที่แล้ว +3

    Allah (ac) emeği geçenlerden razı olsun

  • @mustafamirza8758
    @mustafamirza8758 5 ปีที่แล้ว +2

    Selamünaleyküm bu rahmetullahu baraka tu Allah sizden razı olsun hocam

  • @blackwhite4588
    @blackwhite4588 5 ปีที่แล้ว +3

    Maşaallah

  • @cebrailtevhid5319
    @cebrailtevhid5319 5 ปีที่แล้ว +4

    ALLAH emeği geçenlerden razı olsun.

  • @mahmutozkaya-nesit-ezgi6166
    @mahmutozkaya-nesit-ezgi6166 5 ปีที่แล้ว +4

    ☝☝☝☝☝

  • @muhammetbozkurt4651
    @muhammetbozkurt4651 5 ปีที่แล้ว +4

    Öncelikle bu yazıyı yazandan Rabbim Razı olsun onu cennetine koysun (acaba halis hocamız mı yazdı )Bu yazı İslamın en önemli rukúnlarından Bu toplumun gizlediği Kelimei Tevhidin en önemli kısımlarından birisidir Bu araba yazı ifrat ve tefrite gitmeyip bunları ayet sünnet ve Allah rasülünün hayatı yani siyer ile delillendirmeniz çok güzel olmuş Rabbim yolunuzu etmesini diler Bu davayı en iyi yerlere taşımayı Küfrün karanlıkların(şirk )Wahyin (Tevhid)aydınlığına taşımayı nasip ve müesser eylesin inş..Allaha Emanet olun...

    • @tevhiddersleri_
      @tevhiddersleri_  5 ปีที่แล้ว +1

      Selamun aleykum. Doğrudur Halis Hocamızın yazısı bu son 3. kısmı. Yazının tamamına ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz:
      tevhiddergisi.org/makale/vela_dostluk-bera_du-s-manlik-bag-laminda-ka-firlere-benzemek

  • @oddtussle8476
    @oddtussle8476 5 ปีที่แล้ว

    *► Onların dinine uymadıkça Yahudi ve Hristiyanlar senden hoşnut olmazlar. De ki: “Asıl doğru yol Allah’ın hidayet ettiği yoldur. Şayet sana gelen ilimden sonra onların isteklerine/arzularına uyarsan seni Allah’ın (azabından koruyacak) ne bir dost ne de bir yardımcı bulursun.” | (2/Bakara, 120)*

  • @islamiyettevhideteslimiyet666
    @islamiyettevhideteslimiyet666 5 ปีที่แล้ว +1

    *LAZ MENAT UZZAYA TAPMIYORUZ ÖNÜNDE EĞİLMİYORUZ Kİ (şirk koşmuyoruz ki) DİYENLERE*
    Belki de hemen bana itiraz ederek diyeceksin ki: “Çünkü onların karşılarında eğilip kalktıkları putları vardı. Her an bağlılıklarını gösterdikleri Lat, Menat, Uzza gibi putlara ibadet ediyorlardı. Bu sebeple Allah onların imanlarından razı olmadı. Bizim ise elhamdülillah önünde eğilip kalktığımız bir putumuz yok ki!” O zaman ben de sana şunu sorarım: “Madem mesele sadece bir putun önünde eğilip kalkmaksa o halde neden Allah’a iman eden, Musa’yı ve İsa’yı resul olarak bilen ve asla putlara ibadet etmeyen Yahudi ve Hıristiyanların imanından Allahu Tealâ razı değildi. Allahu Tealâ neden onları kafir ve müşrik olarak isimlendirdi acaba?”
    Aslında cevap çok açık kardeşim. Evet, bu insanlar Allah’ın varlığına iman etmişler, onun Rububiyetini kabul etmişlerdi. Hayatlarında birçok ibadet mevcuttu. Ancak onlar Allah’a “ŞİRK” koşuyorlardı. Yani sana daha önce de söylediğim gibi tek bir efendiye kölelik yapmıyorlardı. Allah’ı efendi bilmişlerdi ancak Allah ile beraber başka efendileri de razı etmeye çalışıyorlardı. Doğal olarak da Allahu Tealâ onların bu imanlarından razı olmamıştı.
    Medine’de yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlara gelince; onların yaşamlarında putlara ibadet etmek diye bir durum söz konusu değildir. Ancak Mekkeli müşrikler nasıl ki ölülere ibadet ediyorlarsa Medine’de yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlar da dirilere ibadet ediyorlardı. Din adamlarına, yöneticilerine ibadet ediyorlardı.
    Peki, kardeşim soruyorum sana! Onların bu ibadetleri nasıldı? Yoksa ehli kitaptan olan Yahudi ve Hıristiyanlar din adamlarına, bilginlerine, yöneticilerine namaz kılıp secde mi ediyorlardı? Yoksa onlar için kurban kesip adaklar mı adıyorlardı? Gel seninle bu sorunun cevabını en yetkili kişiye soralım ne dersin? Allah’ın Resulü’ne... Gidelim onun yanına... Ben eminim ki bu konuda bize çok güzel şeyler anlatacaktır âlemlere rahmet olarak gönderilen o Nebi. Ancak önce Allah-u Teâlâ’nın bizlere şifa olarak indirdiği kitabından bir ayeti hatırlayalım hemen. O şöyle buyurur:
    “Onlar, Allah'tan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir.” (9 Tevbe/31)
    Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün bu ayeti okur. O sırada karşısında Tayy kabilesinden, cömertliği ile meşhur Adiy bin Hatem vardır. Kendisi Hıristiyan’dır. Ve o esnada boynunda haç takılıdır. Ayeti duyunca itiraz edercesine söze girer ve der ki: “Biz din adamlarımıza ibadet etmedik ki! Onları rab edinmedik ki...” Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ise şöyle cevap verir: “Sizin din adamlarınız Allah’ın haram kıldıklarını helalleştirdi. Allah’ın helal kıldıklarını ise haramlaştırdı. Siz de onlara itaat ettiniz. İşte sizin din adamlarınıza ibadetiniz bu şekilde olmuştur.” Subhanallah! Görüyorsun değil mi kardeşim! Allah’ın izin vermediği konularda itaat Allah’tan başkasına ibadetmiş.
    Allah ın razı olmadığı konularda insanların peşinden gitmek Allah'a köleliğin yanında insanlara da köle olmakmış. Peki, nerede kaldı İslam? Hani İslam sadece yerlerin ve göklerin rabbine kölelik yapmaktı? Sadece O’nun emirlerine bağlı kalmak, O’nun sözlerine itaat etmekti! Görmüyor musun kendilerini Allah’ın en sevgili kulları olarak isimlendiren Yahudi ve Hıristiyanlar alimlerine, din adamlarına, yöneticilerine Allah’ın izin vermediği konularda itaat edip uydukları için “Kafir” ve “Müşrik” ismini almışlardır. Allah onların bu amellerini “Yöneticilerine ibadet etmek” olarak isimlendirmiştir. Peki, kardeşim şimdi düşünelim! Biz kime ibadet ediyoruz. Evet namaz, oruç, hac, zekat gibi ferdi ibadetlerde Allah’a ibadet ediyor O’na kölelikte bulunuyoruz. Ya sosyal yaşamımızla ilgili konularda kimlerin emirlerine boyun eğiyoruz. Allah-u Tealâ bizlere hayatımızın her alanında uymamız gereken bir kitap (anayasa) indirmişken bizler kısa bir süre önce yeni kitaplar (anayasalar, kanunlar) hazırlamaları için bizleri idare edenlere tam bir yetki vermedik mi? Onlar bizlerden aldığı bu yetki ile parlamento denilen kurumda Allah’ın yasakladığı amelleri serbestleştirmiyorlar mı? Onlar bizlerin vekilleri olarak millet meclisi denilen kurumda Allah’ın emirlerini yasaklamıyorlar mı? Bil ki Allah’ın razı olmadığı tek bir konuda dahi beşere itaat etmek ona ibadet etmektir...
    Alıntı...