Yorumları tek tek okudum. 'Kitap okumak gerekmiyormuş meğer' minvalinde bir sonuca ulaşmış çoğu. Buradan da anladim ki, Schopenhauer'u anlayabilmek için çok kitap okumuş ve okuduğunu hazmetmiş olmak gerek.
Kesinlikle okumak hazmetmek ve ilgiyle düşünmek gerekir. İnsan duyu organlarıyla bizzat yaşayarak öğrenebilir lakin kitap okuyup hazmedip hayatla ilişkilendirirse en iyi analizleri yapabilir
Okumayı kolay yol olarak ifade ediyor. Asıl değişim ve gelişimin düşünmek ile olacağını ifade etmiş ki katılıyorum. Konfor alanınızdan çıkıp, kendinizi düşünmeye ve kendiniz fikir üretmeye çalışmalısınız. İşte o zaman dünyayı değiştirenlerden olursunuz :)
Çabalarınızı takdir ediyorum, destek amaçlı abone oldum. Kitapların altını çizmeyi sevmem. Bir başka sefer geldiğimde aynı pasajlara sıkışmış bir ''ben'' görmek istemem çünkü. Ki o cümleler de aynı kalmamıştır, nesneye anlam veren öznenin kendisi değişmiştir çünkü. Ama şayet bunu yapan bir insan olsaydım en çok zorlanacağım yazar şüphesiz Arthur Schopenhauer olurdu. Arthur Schopenhauer düşünce kaynaklarınız kuruduğunda okuyun cümlesini kuruyana dek yüzlerce kitap okumuştur. Beyin aksonlar aracılığı ile iletişim kurar ve sinapslar yoluyla da bağlantı sayılarını arttırır. Arthur Schopenhauer bu dehasını beyninin her iki lobunu fazla miktarda kullanarak elde etmiştir. Bu da okumadan, gezmeden, paradan ve yalnızlıktan gelir. Ne kadar girdi olursa o kadar fazla ayrıntılı düşünebilirsiniz, işte Arthur schopenhauer bu noktaya geldiğinde okumanın bir başkasının kafası ile düşünmek olduğunu anlamış ve ara vermiştir. Yeteri kadar düşünce tarzına maruz kaldıktan sonra bu noktada dehasını konuşturmuş ve bu da onu tarihin gelmiş geçmiş en iyi gözlem yeteneğine sahip insanı yapmıştır, bana göre. Arthur Schopenhauer'a karşı şöyle bir eleştiri var ki hayli mantıksız ve gülünç buluyorum : ''Hem yalnızlıktan dem vurmuş hem de ülke ülke gezmiştir. '' İnsan bilmediğini bilmediği şey üzerinde düşünemez, onu evirip çeviremez düşüncelere aktaramaz. Schopenhauer nasıl şu sözü yazabilirdi ki ülke ülke gezmeseydi : Seyahat eden insan sadece yer değiştirir kafasını değil. Çünkü Schopenhauer Avrupa turuna çıktığında varoluşsal problemlerinin başka şeyler ile yer değiştireceğini ve bir nebze olsun bu problemlerin gideceğini düşünüyordu. Ama Schopenhauer ona bir çok noktada katkısı bulunan bu Avrupa seyahati esnasında bu varoluşsal problemlerinin azalmak yerine arttığını görmüştür. Bu seyahat boyunca düşünmüş, gözlem yapmış ve olduğu yerin baya ilerisine giderek '' Hiçliğin sessizliğini nasıl bozdun demiştir'' var olup olmadığı bir hayli tartışmalı olan tanrıya. Anlamış ki gezen sadece yer değiştirirmiş kafasını değil. Bunu da kelimelere dökmüştür kurumadan. Bunu ona bir başkası söylememiştir, bu yüzden Schopenhauer bu eserinde de belirtmiş olduğu ''kitap filozofu'' değildir. O kendi sözlerini kendisi yaratmış ve bunu yaşamın kendisinde damıtarak elde etmiştir. Schopenhauer neden bu kadar sert sorusunun da cevabı burada yer almaktadır, onun kimseye minneti yoktur. Budalaca bir dünyada yaşam savaşı veren insanın Sisyphusvari çabasını görmüş ve bu görünenlerin arkasında görülenleri harekete geçiren yaşamın özünü yazmıştır. Yaşamda iyi günler geçirip, huzurlu anlara sahip olabilirsiniz ve bu da hayatın olması gereken gerçekliğini bir nebze olsun silikleştirebilir ama günün sonunda bu huzur dolu anlar sizi Schopenhauer'ın gerçekçi tarafına getirecek ve Schopenhauer'a hak vereceksiniz. 24 AĞUSTOS 2020 / dewrimşirine
aydınlandım doğrusu, kitap okuyarak değil düşünerek bilgi üretmenin daha uygun olduğunu kabul ediyorum. Okuduklarımız zaten düşünülmüş olunca bizim düşüncemiz olmuyor. Aynı başkasının yaptığı bir resime bakarak yapmak gibi...
Düşünmek için bilgi lazım. Bilgi için okumak, görmek, duymak, yapmak lazım. Yani yeterli okuma olmadan yeni bilgilerin inşaası zor olur. Kaldıki insanların kendi kendine üretmeyle zaman kaybettikleri bilgiler temel basamaktaki kitaplarda bile yüzyıllar önce yazılmış
Okuyarak beyninizde zaten bulunan fikirler cilalanıp sizin düşüncenizle farklı şekilde çıkıyor. Başkası tarafından düşünülen her şey doğru değil sen düşünerek neden doğru olduğunu bulup farklı teori ve ya gerçekler ileri sürüyorsun.
Kisme kaçamaz saklanamaz Kendi özgür hür iradesiyle tercih ettiklerin den ... Ve her insan Kendi özgür hür iradesiyle tercih ettikleri ile yaşattığını yaşayacaktır.... masumlar dışında
Çok çok teşekkürler. Arthur müthiş şeylerden bahsetmiş. Biz mahallede arkadaşlar oturup çok ilginç bu konuyu daha yeni tartışmıştık. Necdet abi diye hiç okumamış biri Arthur'un söylediklerini söyleyerek bizle tartıştı. Son derece Özgün biri olan Necdet abi, başkasının aklının senin özgün düşünceni engelleyeceğini söyledi. Bu adamı biz topluca kınadık. Gündemimizde ki bir konuydu. Bu videomuzun denk gelmesi çok iyi oldu. Yalnız yazar bazı düşünürlerden örnek veriyor. Bu da okuduğunun bir kanıtı değil midir? Bence söylediği şeylerde doğruluk payı çok fazla var. Birçok okumuş siyasetçinin okumamış siyasetçiler karşısında perişan olmasının sebebi de bu olsa gerek. Biri 1 gram düşünmüş, ancak kendi düşüncesi diğeri başkalarının kilolarca düşüncelerini beyninde taşıyor. Bir gramlık kafayla mücadele edemiyor. Rahmetli babam şunu derdi... Koyma akıl akıl değildir.
Ben kimim,neyim nereden geldim, başlangıcım neydi ve nasıldı,sonra ne olacağım, yeniden doğacak mıyım, doğacaksam buyük düşüncelerim vardı bir zamanlar ,ne oldu da gerçekleşemedi ,acaba bir sonraki enkarnasyonumda gerçekleşecekler de dünyaya çok faydalı bir insan olacak mıyım? Bu kitabı listeme diğer diğer filozofların arasına koydum. Gerçi bütün yazarlar benim için birdir. Ancak bir Nietzsche, Schopenhauer, Kant, Sokrates , Aristoteles ,Platon,Mevlana çok farklıdır. Devrim Şirin(e)'nin yazdığı gibi beyin sinir uçlarında aksonlar vardır.Ve bunlar iletişimde hız sağlarlar.Bir beyin sinirlerini ne kadar çalıştırırsa ,ne kadar okursa ve ya hesap yapar çalışırsa o kişinin beyni o denli büyür. Okumayı ihmal etmeyin .Düşünmek bile felsefe yapmaktır .Bu da beyni geliştirir. Hesap yapın ,çalışın ama bir kitabı muhakkak eliniz arasında tutun.Sözcükleri,cümleleri toplayın paragraf olsunlar.Paragraflardan bazen konuşmalar bazen de sayfalar çıkar bölümlere varan. Esen Kalın ,Teşekkür ederim. Beray
Sanırım kasttetiği okumayın değil.ilk kısımda düşünce üzerine okuduğunuz kitapların yan etkisinden bahsediyor.Mesela siz bir düşüncenin bir veya ikinci adımındayken okuduğunuz bir yazıda onuncu adımdan bir yazı okuyorsunuz,ve pat,zihin tembelliği ve kendi zihin dünyanızda o tahta kendiniz oturmak yerine bir başkasını oturtmanız, başkasının kafasıyla düşünmekten kastı da bu.bence her yerde geçerli değil fakat bilime uyarlayacak olursak kenidiniz düşünün aklınızın yetmediği yerde kitaplara başvurun diyebiliriz(buda saçma açıkçası çünkü ben düşünerek hücrelerin var olabileceğini bulsam,transport moleküllerinin varlığını öğrenene kadar zaten ömrüm biter.).Geri kalanı konusunda yazmaya üşendim.Şöyle diyebiliriz adamın her söylediği doğru değil.Bazı konularda bakış açısı çok yüzeysel,bu yüzeysellik ona bir evrensellik havası katmasına rağmen pratikte saçmalamasına neden oluyor.Çok şey yazılır esasında fakat buda sizin düşünmenize etkiyecek bir metin haline dönüşmemeli.Fazlada şey etmemek lazım,shopen reisi kızdırmayalım..:)
İlk defa bir düsunurun "okumayin " dedigini duydum bununla birlikte çok bilginin de insani ne kadar mutsuz edebilecegini .. Bana verilmemis bir bilgiyi nasil düşunebilirim ki ? Ilber hoca okuyun diyor Artur okumayin düsunun diyor..
4 ปีที่แล้ว +5
İlber Hoca, Tarihçi adam. Tarih okuyarak öğrenilir. Bu başka
Schopenahuer okumayın mı diyor.... Bu fazlasıyla acemice ve yüzeysel bir yorum. Schopenhauer okumayın demez. Genç Werther'in Acıları'nı okuduğumuzda Goethe'nin diliyle aşkı düşünür ve Goethe'nin aşk tanımlamalarının beynimize nüfuz etmesine izin veririz. Tam da bu noktada Schopenhauer okumak bir başkasının kafasıyla düşünmek olduğunu vurgular ama ''okumayın'' demez. Tersine şöyle der Schopenahuer : ''Okumak için ayırdığınız zamanı da bütün zamanların ve ülkelerin büyük kafalarının eserlerine tahsis edin.'' Schopenhauer sadece durmadan okunmasına ve okunulanlar üzerine etraflıca düşünülmemesine karşıdır. Ki tam da bu şekilde ''deep learning'' gerçekleşir. Doğu dünyasından tutun da batı dünyasına, oradan antik Yunan ve Roma'ya kadar yüzlerce eser okuyan birinin ve üstelik dehasını okumaya borçlu olan birinin kitap okumayın demesini beklemek herhalde yüzeysel okumanın bir sonucu olsa gerek. Bununla tam da doğru yönde bir ifade olarak, nesneyi ele alış tarzları farklı olsa da doğu batı fark etmeksizin tüm filozofların ortak olduğu nokta kitapların okunması yönündedir. ''Okumak ve Kitaplar Üzerine'' eserini okursanız yorumunuzun ne kadar yüzeysel olduğunu siz de göreceksiniz.
Yorumları tek tek okudum. 'Kitap okumak gerekmiyormuş meğer' minvalinde bir sonuca ulaşmış çoğu. Buradan da anladim ki, Schopenhauer'u anlayabilmek için çok kitap okumuş ve okuduğunu hazmetmiş olmak gerek.
Butür çalışmalarınızın devamını diliyorum
Kesinlikle okumak hazmetmek ve ilgiyle düşünmek gerekir. İnsan duyu organlarıyla bizzat yaşayarak öğrenebilir lakin kitap okuyup hazmedip hayatla ilişkilendirirse en iyi analizleri yapabilir
Okumayı kolay yol olarak ifade ediyor. Asıl değişim ve gelişimin düşünmek ile olacağını ifade etmiş ki katılıyorum.
Konfor alanınızdan çıkıp, kendinizi düşünmeye ve kendiniz fikir üretmeye çalışmalısınız. İşte o zaman dünyayı değiştirenlerden olursunuz :)
Kendi düşüncelerinizin kaynağı kuruyunca daha çok okumalı..
4:41 Eger bir insanin dusunceleri icinde hakikati ve hayatı barındiracaksa, bunlar onun kendi temel dusunceleri olmalidir.. 🤍🤍🤍🙏🏻♾🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🐚
Çok derin bir adam. Aradığımı bulamadım lakin yeni bir arayışa kapılı verdim...
Çabalarınızı takdir ediyorum, destek amaçlı abone oldum.
Kitapların altını çizmeyi sevmem. Bir başka sefer geldiğimde aynı pasajlara sıkışmış bir ''ben'' görmek istemem çünkü. Ki o cümleler de aynı kalmamıştır, nesneye anlam veren öznenin kendisi değişmiştir çünkü. Ama şayet bunu yapan bir insan olsaydım en çok zorlanacağım yazar şüphesiz Arthur Schopenhauer olurdu.
Arthur Schopenhauer düşünce kaynaklarınız kuruduğunda okuyun cümlesini kuruyana dek yüzlerce kitap okumuştur. Beyin aksonlar aracılığı ile iletişim kurar ve sinapslar yoluyla da bağlantı sayılarını arttırır. Arthur Schopenhauer bu dehasını beyninin her iki lobunu fazla miktarda kullanarak elde etmiştir. Bu da okumadan, gezmeden, paradan ve yalnızlıktan gelir. Ne kadar girdi olursa o kadar fazla ayrıntılı düşünebilirsiniz, işte Arthur schopenhauer bu noktaya geldiğinde okumanın bir başkasının kafası ile düşünmek olduğunu anlamış ve ara vermiştir. Yeteri kadar düşünce tarzına maruz kaldıktan sonra bu noktada dehasını konuşturmuş ve bu da onu tarihin gelmiş geçmiş en iyi gözlem yeteneğine sahip insanı yapmıştır, bana göre. Arthur Schopenhauer'a karşı şöyle bir eleştiri var ki hayli mantıksız ve gülünç buluyorum : ''Hem yalnızlıktan dem vurmuş hem de ülke ülke gezmiştir. ''
İnsan bilmediğini bilmediği şey üzerinde düşünemez, onu evirip çeviremez düşüncelere aktaramaz. Schopenhauer nasıl şu sözü yazabilirdi ki ülke ülke gezmeseydi : Seyahat eden insan sadece yer değiştirir kafasını değil.
Çünkü Schopenhauer Avrupa turuna çıktığında varoluşsal problemlerinin başka şeyler ile yer değiştireceğini ve bir nebze olsun bu problemlerin gideceğini düşünüyordu. Ama Schopenhauer ona bir çok noktada katkısı bulunan bu Avrupa seyahati esnasında bu varoluşsal problemlerinin azalmak yerine arttığını görmüştür. Bu seyahat boyunca düşünmüş, gözlem yapmış ve olduğu yerin baya ilerisine giderek '' Hiçliğin sessizliğini nasıl bozdun demiştir'' var olup olmadığı bir hayli tartışmalı olan tanrıya. Anlamış ki gezen sadece yer değiştirirmiş kafasını değil. Bunu da kelimelere dökmüştür kurumadan. Bunu ona bir başkası söylememiştir, bu yüzden Schopenhauer bu eserinde de belirtmiş olduğu ''kitap filozofu'' değildir. O kendi sözlerini kendisi yaratmış ve bunu yaşamın kendisinde damıtarak elde etmiştir. Schopenhauer neden bu kadar sert sorusunun da cevabı burada yer almaktadır, onun kimseye minneti yoktur. Budalaca bir dünyada yaşam savaşı veren insanın Sisyphusvari çabasını görmüş ve bu görünenlerin arkasında görülenleri harekete geçiren yaşamın özünü yazmıştır. Yaşamda iyi günler geçirip, huzurlu anlara sahip olabilirsiniz ve bu da hayatın olması gereken gerçekliğini bir nebze olsun silikleştirebilir ama günün sonunda bu huzur dolu anlar sizi Schopenhauer'ın gerçekçi tarafına getirecek ve Schopenhauer'a hak vereceksiniz.
24 AĞUSTOS 2020 / dewrimşirine
Her schopenhauer'da seni görmek güzel ve şaşırtıcı... :D
Ya kanka okicaktımda çok uzun ya
Adam diyor ki kendi fikirleriniz olsun sen günün sonunda schopehauer e hak vericeksiniz diyorsun djdkkdkd tebrik ederim
Temmuz 2021- Lutüf dolaşık
Çok güzel yazmışsınız bravo🙏
Çok güzel yazmışsınız zevkle okudum
aydınlandım doğrusu, kitap okuyarak değil düşünerek bilgi üretmenin daha uygun olduğunu kabul ediyorum. Okuduklarımız zaten düşünülmüş olunca bizim düşüncemiz olmuyor. Aynı başkasının yaptığı bir resime bakarak yapmak gibi...
Düşünmek için bilgi lazım. Bilgi için okumak, görmek, duymak, yapmak lazım. Yani yeterli okuma olmadan yeni bilgilerin inşaası zor olur. Kaldıki insanların kendi kendine üretmeyle zaman kaybettikleri bilgiler temel basamaktaki kitaplarda bile yüzyıllar önce yazılmış
kitap okumaya erincek insanların işine yarar ancak bu cümle
@@NicatAzTc PDF kitap nereden bulurum
Okuyarak beyninizde zaten bulunan fikirler cilalanıp sizin düşüncenizle farklı şekilde çıkıyor. Başkası tarafından düşünülen her şey doğru değil sen düşünerek neden doğru olduğunu bulup farklı teori ve ya gerçekler ileri sürüyorsun.
Harika bir ses tonu ve vurgulamalariyla gayet güzel bir çalışma olmuş devamını bekliyor teşekkür ediyorum
İnsanın kişiliği işine çevresine ailesine herşey de hayat bulur
Devamı gelse keşke 🙏🏼🙏🏼
Schopenhauer adamdır
Abone oldum, böyle bir imkanı sağladığınız için teşekkürler 🙏
Çeviri oldukça güzel. Derinlik taşıyan kelimelerle çeviri yapmış.
Kisme kaçamaz saklanamaz Kendi özgür hür iradesiyle tercih ettiklerin den ... Ve her insan Kendi özgür hür iradesiyle tercih ettikleri ile yaşattığını yaşayacaktır.... masumlar dışında
Düşünerek kendi bulduğumuz önermelerin yüz yıl önce zaten düşünülmüş olması çok ilginç.
Belki de 100 yıl önce düşünülmüş olanların parçalarını düşünerek birleştiriyoruz.
@@freestockmusicx S.a reis katılıyorum
O da bir şey mi şuan Senin düşündüğünü 8.5 milyar daha düşünüyor
ortak bilinç dışı
Bugün İnsan neyse yüz yıl önce de binlerce yıl öncede aynı insan. Değişen tek şey zaman
Anlatımınız çok iyi tane tane.
Çok çok teşekkürler. Arthur müthiş şeylerden bahsetmiş.
Biz mahallede arkadaşlar oturup çok ilginç bu konuyu daha yeni tartışmıştık.
Necdet abi diye hiç okumamış biri Arthur'un söylediklerini söyleyerek bizle tartıştı.
Son derece Özgün biri olan Necdet abi, başkasının aklının senin özgün düşünceni engelleyeceğini söyledi.
Bu adamı biz topluca kınadık.
Gündemimizde ki bir konuydu.
Bu videomuzun denk gelmesi çok iyi oldu.
Yalnız yazar bazı düşünürlerden örnek veriyor.
Bu da okuduğunun bir kanıtı değil midir?
Bence söylediği şeylerde doğruluk payı çok fazla var.
Birçok okumuş siyasetçinin okumamış siyasetçiler karşısında perişan olmasının sebebi de bu olsa gerek.
Biri 1 gram düşünmüş, ancak kendi düşüncesi diğeri başkalarının kilolarca düşüncelerini beyninde taşıyor.
Bir gramlık kafayla mücadele edemiyor.
Rahmetli babam şunu derdi...
Koyma akıl akıl değildir.
Süpersin vurguların çok iyi arabada seni dinliyorum daha fazla felsefi kitap bekliyoruz
Seslendirme için teşekkür ederim.
Harikulade!
Abone oldum, devamı olsun inşallah, teşekkürler 🙏🏻
Harikaydı abone oldum devamı gelmeli
Beş duyu organlarıyla elde edilen bilgiler düşünerek elde edilmiş olan bilgilere engel olamaz
...
Abone oldum abi kralsın
💟💟
❤️
Kitap filozofu diyerek @dilozof'u anlatıyor 😂
Ben kimim,neyim nereden geldim, başlangıcım neydi ve nasıldı,sonra ne olacağım, yeniden doğacak mıyım, doğacaksam buyük düşüncelerim vardı bir zamanlar ,ne oldu da gerçekleşemedi ,acaba bir sonraki enkarnasyonumda gerçekleşecekler de dünyaya çok faydalı bir insan olacak mıyım? Bu kitabı listeme diğer diğer filozofların arasına koydum.
Gerçi bütün yazarlar benim için birdir. Ancak bir Nietzsche, Schopenhauer, Kant, Sokrates , Aristoteles ,Platon,Mevlana çok farklıdır. Devrim Şirin(e)'nin yazdığı gibi beyin sinir uçlarında aksonlar vardır.Ve bunlar iletişimde hız sağlarlar.Bir beyin sinirlerini ne kadar çalıştırırsa ,ne kadar okursa ve ya hesap yapar çalışırsa o kişinin beyni o denli büyür. Okumayı ihmal etmeyin .Düşünmek bile felsefe yapmaktır .Bu da beyni geliştirir. Hesap yapın ,çalışın ama bir kitabı muhakkak eliniz arasında tutun.Sözcükleri,cümleleri toplayın paragraf olsunlar.Paragraflardan bazen konuşmalar bazen de sayfalar çıkar bölümlere varan. Esen Kalın ,Teşekkür ederim. Beray
Çapraz okuma yapınız efendiler o halde
pekala düşünürsünüz
5dk da bir araya reklam girecekse sesli kitap olayının ne anlamı var
Herşeyin üstünde olan kimseye boyun eğmeyen daima haklı ve yenilmez olan nedir?
Sanırım kasttetiği okumayın değil.ilk kısımda düşünce üzerine okuduğunuz kitapların yan etkisinden bahsediyor.Mesela siz bir düşüncenin bir veya ikinci adımındayken okuduğunuz bir yazıda onuncu adımdan bir yazı okuyorsunuz,ve pat,zihin tembelliği ve kendi zihin dünyanızda o tahta kendiniz oturmak yerine bir başkasını oturtmanız, başkasının kafasıyla düşünmekten kastı da bu.bence her yerde geçerli değil fakat bilime uyarlayacak olursak kenidiniz düşünün aklınızın yetmediği yerde kitaplara başvurun diyebiliriz(buda saçma açıkçası çünkü ben düşünerek hücrelerin var olabileceğini bulsam,transport moleküllerinin varlığını öğrenene kadar zaten ömrüm biter.).Geri kalanı konusunda yazmaya üşendim.Şöyle diyebiliriz adamın her söylediği doğru değil.Bazı konularda bakış açısı çok yüzeysel,bu yüzeysellik ona bir evrensellik havası katmasına rağmen pratikte saçmalamasına neden oluyor.Çok şey yazılır esasında fakat buda sizin düşünmenize etkiyecek bir metin haline dönüşmemeli.Fazlada şey etmemek lazım,shopen reisi kızdırmayalım..:)
İkisininde bir arada yapmak lazım shop reis sacmaliyor
Adam bunları demiş ama biz bunları okumasak nerden bilecektik? Burada paradoks yok mu? Acaba deneyim içeren kitaplar bunun dışında mı?
Adam nitelikli kitapları okuyun diyor, her kitabı okumak beyni kısırlaştırır diyor.
Okuduğunun üzerine düşünmek sanırım kastettiği.
İlk defa bir düsunurun "okumayin " dedigini duydum bununla birlikte çok bilginin de insani ne kadar mutsuz edebilecegini .. Bana verilmemis bir bilgiyi nasil düşunebilirim ki ?
Ilber hoca okuyun diyor Artur okumayin düsunun diyor..
İlber Hoca, Tarihçi adam. Tarih okuyarak öğrenilir. Bu başka
düşünmek en mantıklı şey
Schopenahuer okumayın mı diyor.... Bu fazlasıyla acemice ve yüzeysel bir yorum. Schopenhauer okumayın demez. Genç Werther'in Acıları'nı okuduğumuzda Goethe'nin diliyle aşkı düşünür ve Goethe'nin aşk tanımlamalarının beynimize nüfuz etmesine izin veririz. Tam da bu noktada Schopenhauer okumak bir başkasının kafasıyla düşünmek olduğunu vurgular ama ''okumayın'' demez. Tersine şöyle der Schopenahuer : ''Okumak için ayırdığınız zamanı da bütün zamanların ve ülkelerin büyük kafalarının eserlerine tahsis edin.''
Schopenhauer sadece durmadan okunmasına ve okunulanlar üzerine etraflıca düşünülmemesine karşıdır.
Ki tam da bu şekilde ''deep learning'' gerçekleşir. Doğu dünyasından tutun da batı dünyasına, oradan antik Yunan ve Roma'ya kadar yüzlerce eser okuyan birinin ve üstelik dehasını okumaya borçlu olan birinin kitap okumayın demesini beklemek herhalde yüzeysel okumanın bir sonucu olsa gerek.
Bununla tam da doğru yönde bir ifade olarak, nesneyi ele alış tarzları farklı olsa da doğu batı fark etmeksizin tüm filozofların ortak olduğu nokta kitapların okunması yönündedir. ''Okumak ve Kitaplar Üzerine'' eserini okursanız yorumunuzun ne kadar yüzeysel olduğunu siz de göreceksiniz.
@@dewrimsirine tm.
Tamamen okumayin demiyor okuyun ama onemli bir konu ise uzerine dusunun
schopenhauer
💟💟
❤️