- 3
- 5 830
Kamu Âlem
เข้าร่วมเมื่อ 3 มิ.ย. 2020
Kamu Alem, Türk kimliğini, irfanını ve varlıklarını muhafaza etmek amacı olan ve yeni durumlar karşısında bu kimliğin yeni tecellilerine temel hazırlamak için faaliyet gösteren bir oluşumdur.
Kanal bu oluşumun yayın aracı olarak, bir başlangıç aşamasını ifade etmektedir. Burada Türk kimliği merkezinde bilgi, sanat, din, çevre, birey ve toplum sorunlarına dair sözlü, yazılı ve görsel çalışmalar gelişitrilerek kamu yararına yeni çözüm yolları aranmaktadır.
Nazariyat (theoria) tasavvuru, Türk düşüncesinin mevcut en ileri seviyedeki ürünüdür. Burada, bu en güzide ürünü merkeze alan ve onun çeşitli türde fikrî alanlarda sağladığı sorun çözme gücünü ortaya çıkartan çalışmalar yapmak, önem verdiğimiz amaçlardan biridir.
Çünkü nazariyat, fikriyatın zeminidir; ve fikrî sorunlar ancak kendi zeminine uygun şekilde çözümlenebilir.
Kamu Âlem oluşumunu yaygın katılımla geliştirmeyi ve büyütmeyi umuyoruz.
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize
Kanal bu oluşumun yayın aracı olarak, bir başlangıç aşamasını ifade etmektedir. Burada Türk kimliği merkezinde bilgi, sanat, din, çevre, birey ve toplum sorunlarına dair sözlü, yazılı ve görsel çalışmalar gelişitrilerek kamu yararına yeni çözüm yolları aranmaktadır.
Nazariyat (theoria) tasavvuru, Türk düşüncesinin mevcut en ileri seviyedeki ürünüdür. Burada, bu en güzide ürünü merkeze alan ve onun çeşitli türde fikrî alanlarda sağladığı sorun çözme gücünü ortaya çıkartan çalışmalar yapmak, önem verdiğimiz amaçlardan biridir.
Çünkü nazariyat, fikriyatın zeminidir; ve fikrî sorunlar ancak kendi zeminine uygun şekilde çözümlenebilir.
Kamu Âlem oluşumunu yaygın katılımla geliştirmeyi ve büyütmeyi umuyoruz.
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize
Doğa Üzerine Düşünceler | Felsefî Naturalizme Bir Eleştiri
00:00 Giriş
00:25 1 - Doğa, Füsis, Tabiat ve Natura, Ne Anlama gelir?
05:19 Yapay Olanı Tesis Eden Esas: Terkip
05:50 2.2. Doğaüstü Olan
07:22 3 - Doğa Tasavvurunun Tarihte Oluşmuş İki Türü
07:41 Birinci Yön: Kronolojik
08:36 İkinci Yön: Biyografik
09:01 3.1. İki Tür Doğa Tasavvurunun Tarihteki Başlangıç Esasları
12:09 3.2. Aristotelesin Felsefe (Philosophia) Kurulumu ve Sonrası
12:58 Birincil Teorik Alan: Metafizik (Proto-Philosophia, Theologia)
13:32 İkincil Teorik Alan: Fizik (Füsika, Doğa Bilimleri)
17:38 4. Dinî Doğa Tasavvuru (Dinî Naturalizm) ve Fikri Doğa Tasavvuru (Fikrî Naturalizm) Ayrımı
19:39 4.1. Fikri Naturalizm ve İki Temel Ontoloji Çerçevesi
22:35 4.1.1. Fikri Naturalizmde Ontoloji ve Metodoloji Ayrımı
24:34 4.2. Ontolojik ve Metodolojik Ayrımı İçin Düşünülmesi Gereken İki Temel Eleştiri
24:49 1. Eleştiri: Sorumluluk ve Güç Dengesizliği
30:52 2. Eleştiri: Bilgi ve Varlık Ayrıklığı
37:06 5. A Priori Tarih Devri Bilgi ve Varlık Birliğinin Sağlandığı Tarih Dönemini Aramak
40:32 Tek Tanrıcı Süpernaturalistlere Bir Eleştiri ve Son Sözler
00:25 1 - Doğa, Füsis, Tabiat ve Natura, Ne Anlama gelir?
05:19 Yapay Olanı Tesis Eden Esas: Terkip
05:50 2.2. Doğaüstü Olan
07:22 3 - Doğa Tasavvurunun Tarihte Oluşmuş İki Türü
07:41 Birinci Yön: Kronolojik
08:36 İkinci Yön: Biyografik
09:01 3.1. İki Tür Doğa Tasavvurunun Tarihteki Başlangıç Esasları
12:09 3.2. Aristotelesin Felsefe (Philosophia) Kurulumu ve Sonrası
12:58 Birincil Teorik Alan: Metafizik (Proto-Philosophia, Theologia)
13:32 İkincil Teorik Alan: Fizik (Füsika, Doğa Bilimleri)
17:38 4. Dinî Doğa Tasavvuru (Dinî Naturalizm) ve Fikri Doğa Tasavvuru (Fikrî Naturalizm) Ayrımı
19:39 4.1. Fikri Naturalizm ve İki Temel Ontoloji Çerçevesi
22:35 4.1.1. Fikri Naturalizmde Ontoloji ve Metodoloji Ayrımı
24:34 4.2. Ontolojik ve Metodolojik Ayrımı İçin Düşünülmesi Gereken İki Temel Eleştiri
24:49 1. Eleştiri: Sorumluluk ve Güç Dengesizliği
30:52 2. Eleştiri: Bilgi ve Varlık Ayrıklığı
37:06 5. A Priori Tarih Devri Bilgi ve Varlık Birliğinin Sağlandığı Tarih Dönemini Aramak
40:32 Tek Tanrıcı Süpernaturalistlere Bir Eleştiri ve Son Sözler
มุมมอง: 1 485
วีดีโอ
İnceleme: Akıl ve Nübüvvet Birliği Üzerine Makalesi (Ahmet Turan Esin)
มุมมอง 3.1Kหลายเดือนก่อน
Bu videoda Ahmet Turan Esin'in Akıl ve Nübüvvet Birliği Üzerine makalesini Mehmet Rahmi aktaş ele aldı. Kamu Âlem, Türk kimliğini, irfanını ve varlıklarını muhafaza etmek amacı olan ve yeni durumlar karşısında bu kimliğin yeni tecellilerine temel hazırlamak için faaliyet gösteren bir oluşumdur. İlk kaydımız akıl ve nakil çatışması üzerine gerçekleşti. Bu videoda Ahmet Turan Esin'in Akıl ve Nübü...
Kamuâlem Tanıtım | Yeni Teori ve Sanat Merkezi
มุมมอง 1.3Kหลายเดือนก่อน
Kamu Âlem, Türk kimliğini, irfanını ve varlıklarını muhafaza etmek amacı olan ve yeni durumlar karşısında bu kimliğin yeni tecellilerine temel hazırlamak için faaliyet gösteren bir oluşumdur. Web sitemiz, bu oluşumun yayın aracı olarak, bir başlangıç aşamasını ifade etmektedir. Burada Türk kimliği merkezinde bilgi, sanat, din, çevre, birey ve toplum sorunlarına dair sözlü, yazılı ve görsel çalı...
Dört kere dinledim. Notlar aldım. Özenle hazırlanmış; sistemli, kolaylaştırıcı. Birkaç defa daha izlenir yeniden. Kim usanası) Teşekkürler!
Simdi olmak olanin olmadigi olmamasi durumunda olanin oldugunu bilmesi olmak olacaktir ama olanin oldugu olanini bilmesi ne olacaktir sen yoklugu kovarak iyi birsey yaptigini sandin ama bukez baska bir celismezi cagirdin olanin oldugu olani bilmesi ne olacak onun bilmeside olmak ise bunu diyen sen olursun o olmaz cunku sen olanin oldugunu bilmesi ile olanin oldugu olani bilmesini ayni saniyor olursun oysaki olanin oldugu olanı bilmesi bir olmaklik sorgulamasi degildir olanin oldugu olanin oldugunun sorgulamasidir ve bu sorgulamadiki bilmek olmak degildir
Olan ile olunan sadece tasvirde ayrılır, ama olmanın esası zaten tasvir değildir. Cevap bu kadar. Bunun dışında size iki önerim var: Yazınızı özenli yazmak özenle düşünüyor olmanın göstergelerinden biridir. Düşünmede özen gösterip göstermemek size kalmış, ama bir başkasına düşüncenizi aktarırken bunu düzgün ve özenle belirtmeniz gerekir. İkincisi, sen diye hitap edilmez. Oturup bir bardak çay içmişliğimiz yok, belki de hiç olmayacak. Buna da dikkat etmenizi öneririm.
@mehmetaktas1026 simdi olan ile olunan tasvirde ayriliyorsa ayrilmamasi icin susmaktan baska yapacak birsey yoktur ohalde __sen dedigimle seni kast etmedim sen ben olandaki seni kast ettim eger sen bunu sen olarak algiladigin gibi algiliyorsan nasil oluyorda felsefi bir soylemde bulunan oluyorsunuz ayrica cevabin son derece anliksal bir tepki sadece zihninizde bir degerlendirmeden geciriniz yazinin onemsizligi ozensizligine gelince felsefe agorada faliyet haline gelen birseydir carsinin tam ortasinda denilebilirmiki sokratese nede ozensiz giyinmissin diye guzel soz soyleme sanati degildir felsefi dusundugun neyse onu soylemektir bir kolenin sizle konusmasi hosunuza gitmediyse efendim demeden soze girmenin sorgulamsindaysaniz kusura hic bakmayin
Susmak gerekir ama görmek bitmez. Diğer yazdıklarınız için sadece şunu söyleyebilirim: Savunmalarınız da özensiz. Siz Sokrates değilsiniz bu yüzden de burası agora değil. Düzeltme yapacağınız yere üste çıkmaya çalışırken Sokrates olamazsınız. @@ahmettatar2378
Nasilda kibirlisin bundan dolayi akletmek bile istemiyorsun yazilanları i tum sakinleri kor olan hakim gibisin polisteki okudugunu sanan yasaları ama yalnizca tekrarlayansin hafizasindakileri en iyi susana yurttas deniyorsa burada yakarmamistir insan ohalde boşuna karşisinda duran taşa
Yeni bir durum yaratabilene kadar yasa sahiplerine sadece saygı duyulur. Saygı göstermeyi bilmediğiniz için kibir görüyor olabilirsiniz. Bunlar düzeltilebilecek şeylerdir. Size başarılar dilerim. @@ahmettatar2378
Kanımca, metafiziğin savunusu bu şekilde uzun uzun nazari konuşmalarla yapıldıkça ikna edici olmayacak. Eskiden her sokakta birkaç tane bulunan cinciler, evliyalar, büyücülerin biri kamera karşısına geçip metafizik iddiasını sergilemedikçe kendimi kandırmaya çalıştığımı hissediyorum. Dna testinin yaygınlaşmasıyla, cinden çocuğu olanların ortadan kalkması gibi; metafiziği savunanlar gündelik hayatın alanlarından çekilip, materyalistlere laf yetiştirmeye çalışıyor gibi görünüyor bana. Halbuki aç kamerayı, menakıpnamelerde sayfa sayfa anlatılanlardan 1 tanesini yap. Hinduistlerden, hristiyanlardan binlerce yıldır mucize hikayesi anlatılıyor ama materyalistlere karşı kuru lafla mı cevap verilecek yani?
Dil /söz eninde sonunda Babadan kalanı işlemektir. Tarih tamda bu uzamda hizalanır..Babaya cevap vermek doğayı Mathematik ezoterizme yönlendirmekle sonuçlanır......Elde olan babanın sana bıraktığı üretim/tarım bilgisi ise sırlanmış olarak kaybolur/yeniden üretim sakatlanır..
tesekürler
çok güzel bir video..tebrikler..
İnsanın içsel yolculuğuna öyle güzel katkıda bulunuyorsunuz ki... Allah sizden razı olsun 🙏🏼🫂❤
🌹🙏👏
- Egosal Benliğin - Zihnin - Bilincin nasıl oluştuğunu doğru tanımlayanadan Bu konuları doğru anlamak çok zor.
Mikrofon hakkında bilgi alabilir miyim :))
Hocam çok sağolun Allah razı olsun bahtınız açık olsun
Ne diye delersin gemimizi? Ne diye bir nefse karşılık olmaksızın nefsimizi? Ne diye tamir edersin bu köhnemiş evimizi?
öncelikle güzel bir videoydu. video,makale ve siz a.turan esinin perdeli intikalisiniz :) burada ismi isim yapan zemine intikal etmekten bahsediyorsunuz. bu çağrı ve yol gösterme her ne kadar güzel ama insanların kendi sahnelerinin, isimlerinin yetersiz oluşunu farketmesi gerek evvela. gerçi bunu farkettikleri zaman da nebilere geleni isteyecekler.. (kasas 48-51)'e bakılır. Dolayısıyla artık zemine ulaştırmak için sahnenin zemine dair tevilini bilmek gerekiyor. örneğin gayp olan zeminde bulunan beytul mamurun izdüşümü olan kabeyi veya kabenin izdüşümü olan beytul mamuru idrak etmek gerek. buradaki tavafı goz onune almak gerek veya zeminde yankılanan hamd alemlerin rabbinedir ifadesinin bize 5 kere çarpan sesini duymak gerek ki isimlerin ismi mukabilinde gelmiştir.. (şimdi biz nasıl bu isim ve kelam mahluktir diyelim ki...) nebinin zemin ve sahnesi arasındaki uyumu görmek eşsiz bir yol sağlayacaktır. onun yolu da tevil için mucadele eden zatın tarikinden geçer. bunun kim olduğu bütün mezheplerce malumdur. O ki sufilerin, evliyanın serveridir.. son olarak kişinin kendi sahnesini ve varlığını idrak etmesini soğuk bir sekilde ifade eden bir film tavsiye edeyim. (Collateeal) Kendi konumunu bilen insan zemine doğru ilk adımı atacaktır ki bu kendisinden cok uzakta değil. Hak bizi kendi tarafına doğru çeksin. Selametle.
Filmin adi Collateral midir? Türkçe adını da yazabilir misiniz
@zekikorkutata6564 evet colleteral, Türkçesi "Tetikçinin Gecesi"
Allah razı olsun..
Bazı sorular canlandı zihnimde dinlerken; Sahne'nin sahne olduğu düşüncesine hangi yolla varmış olduk? Akıl ile mi? Değil, sahnedeki, sahnede olması itibari ile zemin kaynaklı, zemine dayalı bir akletmeden yoksundur Nakil ile mi? Değil, sahnedeki zeminden bir nakilden de yoksundur, Burayı biraz daha işleyelim: Sahne-zemin ayrımı, birinin "bana zeminden iletildi size sahnedeki suretlerine bürüyerek naklettiklerim" dediği zaman mı kendisine başvurulacak bir ayrım, yoksa buna öncelliği olan ve her bireyde daha temelde yer alan bir ayrım mı? Eğer daha temelde yer alan bir ayrım ise sahnede de olsa bireyler, bir "elçi" zeminden olduğunu söylediği şeyleri aktardığında, temelden, belki içsel olarak zeminlerinden hareketle "elçi"nin söylemini değerlendirme imkânına sahip olacaklar mı? Olmayacaklarsa teslimiyet veya yolunu yol edinmede bir sınır olmayacak gibi duruyor, olacaklarsa, misal bu değerlendirmeler atıf yaptığınız gibi, özellikle bir dinin sufi meşrep insanlarının aidiyetleriyle pek uyuşmadığında kabul görecekler mi, birey "temel"li değerlendirmenin mahremiyeti hatrına yoksa zaman-zaman sizin bazı arkadaşlarınızın da uyguladığı gibi hor görmelere, üstenci bakışlara ve dışlamalara mı tabi olacaklar?! Eğer bir "elçi"nin haberi ile zemin-sahne ayrıştırmasına gidilecekse, kavramlaştırmanın isabeti ciddi anlamda sorgulamaya tabi tutulabilir, zira sahnede sahneyi oluşturan "unsurlar" için sahnenin sahne olmasını mümkün kılan bir "sahne arkası" vardır en fazla ki bu yalnız sahneyi oluşturmayanlar, o sahnede bulunmayanlar için "gaybdır" ki onlar için de mutlak gayb değildir, sahnenin haremiyeti için öngörülen itibari kurallar gereği itibari gayb oluşa terkedilmiştir, sahnedekiler de, sahnede bulunmayanlar da sahnenin haremiyeti muhafaza edilsin diye sahne arkasına "yok" muamelesi yapmak zorundadırlar, sahne kurulsun diye var olan sahne arkası bizatihi sahnede rol alanların ve sahne arkası "görevlilerinin" elleriyle sahne için inşa ettikleri, sahne açıldığı andan itibaren ise ihmal edilmek zorunda olan bir yerdir ve sahne devam ettiği sürece de tek değeri sahnedekileri "beslemesi"dir. Hangi detayının ne kadar mütabık olduğuna bakmak için müzakereler gerekli olsa da hiç şüphesiz, burada sahne ötesine intisaba gerginlik yarattığı düşünülen "sahne içi"nden ve daha "bireysel" konuşan iki "peygamber" çağrıştı zihnimde; birisi aklın "peygamberi" olmak üzere I. Kant, diğeri vahyin "peygamberi" olmak üzere bazı "heretik" sufiler, Bu makamda, bir zamanlar, "çok sevdiğim bir dostum" vasıtası ile haberdar olduğum şu mısralar da zihnimde çağrıştı, "Daha Allah ile cihan yok iken, Biz ani var edip ilan eyledik. Hakk'a hiçbir layık mekân yok iken, Hanemize aldık mihman eyledik." Zemine gelince, zemin ne sahnedekilere, ne sahne dışındakilere gayb değildir, hiç olmadı, zemin gözetilerek sahne inşa edilmesi bir zamanların önemli kaygılarından iken, zamanla zemin terbiye etme, hatta tesis etme konusunda bile ciddi gelişmeler kaydedildi. "Elçi", görülmeyen sahne arkasına çağırdığı ölçüde sahnenin haremiyetini de ihlal etmiş, sahneyi hor görmüş olur, oysa sahnedekiler ve dışındakilerin uzlaşısı ile, (gayb olmayan) sahne arkası, sahne sürsün, sahnedeki durmasın diye varlığı ihmal edilen bir sahneye hizmetkârlık mekânıdır. Emeğinize sağlık.
Videoda da, makalede de, sahne ve zemin tasavvuru hakkında bir kaynağa işaret ediliyor. Dolayısıyla aynı kelimeleri kullandığınız halde bambaşka şeyler anlıyor ve kastediyor durumuna düşmeksizin, burada bahsedilenler üzerine bir müzakere yürütme niyetinde iseniz, evvela bu kavramları burada kastedildiği anlamlarıyla anladığınızdan emin olmak için oraya müracaat etmeniz yerinde olurdu. Özelikle de bu kavramlara dair böyle büyük büyük hüküm cümleleri kurarak eleştiri getirmeye girişmeden önce. Halbuki bunu yapmış olsaydınız, bu sefer de yukarıdaki gibi bir karıştırmaya zaten düşmemiş olurdunuz diye tahmin ediyorum. Ancak maşallah sizin kendi sahne ve zemin tasavvurunuz o kadar muhkem ki, ona göre "elçi"ye dahi sınırlar tayin edebiliyorsunuz, nerede kaldı ki buradaki kaynağı kâle alasınız. "hor görmeler, üstenci bakışlar ve dışlama" gibi ithamlara gelince, videoyu hazırlayanların, sahnesinin esiri olmayanlardan gelen ikazlar şöyle dursun, zemininden bîhaber olanlardan bile gelse hakkaniyetli olması kaydıyla her eleştiriyi ciddiye aldıklarından ve dahi daha fazlasını kendi kendilerine yaptıklarından şüpheniz olmasın. Ancak bu, her haksız tahfife ve asıl üsttenci had bildirme girişimlerine de eyvallah edileceği anlamına gelmez. Selametle.
9.16 Telâş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir devlet sırrıyla birlikte insanın sinematografik bir hayatı olabilir o kibar çevrelerden gizli batakhanelere yolculuklar, lokantalar, kır gezmeleri ve sonunda estetik bir idam belki... Evet, evet ruhu olmak bütün bunları sağlayamaz insana
Bu adamı Yusuf kaplana bi tık benzetiyorum. Büyük başlıklar var büyük konular var ama onun yeri burası değil mevzu derin edası var. Okumak lazım var. Sloganlar büyük mottolar büyük başlıklar ama asla derinleşip orda kalan orda ışık tutan bişey yok. Şu güne kadae 5 kere izledim 5i de böyleydi.. Silik sönük cansız ama derinlikliymiş gibi bir anlatım. Ne yazıkki bana hitap etmiyor.. Bir video önce t. Hakan alpi izledim herşey ne kadar netti.. Burda o asla geçmiyor bana ne konuştuk niye konuştuk ne dedi hiç bişey yok aklımda. Heybe boş..
Burada uzun sürer, makaleyi oku diyor, sen bunu mu anladın :) Boş ise burada ne isin var.
Siz özensiz, çalakalem hazırlanmış, bayat anlatılara ihtiram etmeye devam edin öyleyse. Size ağır gelmiş olabilir. Ki bu ziyadesiyle süzülmüş hali. Makalenin aslı var, bir çok iktibas var başka muhtelif kaynaklardan. Buyrunuz onlara müracaat ediniz. Samimi bir çabanız, elle tutulur bir eleştiriniz olursa bekleriz.
Heybe boşmuş gerçekten de. Siz 27 dakikalık bir youtube videosunda nasıl bir derinleşme bekliyordunuz? Daha derinlikli bir anlatımı makalede bulabilirsiniz. İnsaf ve dikkat ile yaklaşırsanız orada, anlatılabilenin daha da ötesini sezebilmek için ipuçları da bulursunuz. Bu video makaledeki ana fikri ana hatlarıyla ifade etmek ve ilgilisini bu kıymetli üründen haberdar etmek için birçok kişinin de emeğiyle hazırlandı. Sorun farklı vecheleri ile ortaya konuyor mu, evet. Gelenekteki ana yaklaşımlara işaret var mı, evet. Bu yazıdaki çözümün hem onlarla ilişkisine işaret ediliyor, hem de bunu onlardan ayıran orijinal çerçeve olarak zemin ve sahne tasavvurundan bahsediliyor mu, evet. Bu tasavvurla ilgili derinleşmek için kaynağı olan Yalçın Koç külliyatına işaret var mı, evet. Bu tasavvur ile baktığımızda aklı, nakli ve bunların çatışmasını, konunun alışıldık olarak tartışıldığı zeminden çok farklı bir şekilde ele almamız gerektiği, bunun neden böyle olduğu ve daha birçok şey genel olarak anlatılıyor mu, evet. Maksat da budur. Ama T. Hakan Alp size daha çok hitap ediyorsa Kamu Âlem ile zaten çok yorulmamanızı tavsiye ederim.
Sayın hocam Çok güzel izahat yapmışsınız emeğinize sağlık 🌟🌟🌟🌟🌟
Maşallah teşekkürler ilgi duyuyoruz devamını bekleriz
büyük konuşmayayım ama alacağımı aldım bu yazı ve söyleşiyle beraber, güzel bir yayın ve yazı incelemesi olmuş. elinize sağlık. ama namümküniyat meselesi biraz düşündürücü yani ne nakil ne akıl. çatışma yok çıkarsaması yapılıyor. tabii ki de peygamber efendimiz gibi bir örneklik oluşturamayacağız bunu anlayabildim ama nakil yapanlara güvenmek de bir yerde doğru geliyor çünkü bir akış ve silsile konusu. sanki akıl ele alınınca bu silsile devre dışı bırakılmış oluyor. ama akılın öznel durumu da tabii ki önemli özellikle sahne olarak hayatta yer alıyorsak. bu yüzden aklı buralara yorarak kullanmak gerekiyor sanki tabii ki her zaman eksik ve yarım kalmış bir şekilde kulluğumuzu sürdüreceğiz akıl da öyle nakil de öyle çünkü sahneye kaptırıyoruz kendimizi ister istemez. ya da bastığımız yeri-zemini-düşünmeden hareket ediyoruz. sahne ve zemin çok güzel bir örneklendirme olmuş gayet akılda kalıcı. sahne ve zemin örneğinin ya da akıl ve nakil kavramıyla aslında sosyal bilimlerde metodolojide kullanılan ve güvenilirliği ve geçerliliği artırmak adına araştırmaya başka araştırmacılar dahil etme, farklı zaman serileri kullanma, farklı veri setleri kullanma gibi daha tutarlı bir açıklama sağlama amacının olması burada da güdülüyor aslında ve hatta daha ileriye gidilerek bunun sahneyle ve akılla anlaşılamayacağından bahsediliyor. çünkü hep bir eksik kalınacağından bahsediliyor. bu da aslında alim olanın allah olduğunu bize hatırlatır mahiyette. tekrardan elinize, ağzınıza sağlık, takipteyiz.
Ben mi kaçırdım bilmiyorum; ama asli sahneyi nasıl görüceğimizi anlamadım. Yani, nübüvvet sayesinde zemini idrak edebiliyoruz. Asli sahneyi de mi nübüvvet ile idrak edebiliyoruz, yahut akıl ile mi idrak ediyoruz
Hocam bu istifadeli program için teşekkürler...
Allah razı olsun
Güzel bir içerik olmuş. Teşekkürler 🎉
Hayırli olsun
ülkemizin fikriyat/nazariyat/sanat alanında gelecekte yeni ve köklü bir ekolün ilk nüvesi olması emarelerini gördüğüm bu ayık ve genç teşebüsünüzde muvafakiyet dilerim.. ❤
Hayırlı olsun beklenen bir kanaldı bu. Allah yolunuzu açık etsin Can'lar.
Hayırlı olsun. Allah razı olsun
Hayırlı olsun Allah muvaffak etsin
Hayırlı olsun🎉
Hayırlı olsun.
Hayırlı olsun Allah yolunuzu âsân eylesin..
Yolunuz açık olsun... Maşallah...❤👏👏
Hayırlı olsun
❤
Merak ve heyecanla bekliyoruz 😊
Tebrik ederim. İstifadeye medâr bir mecra olacağı muhakkak.
hayırlı olsun.
Hayırlı olsun...
Hayırlı olsun. Benim için çok umut vadeden bir kanal.
❤️