วีดีโอ

kardeş yakışıklı adamsın o uzun saçları niye afro rasta yapamdın on numarara agözükürdün kardeş

çavo bu ses tonuyla ne kız tavlldın anlat bakayım

400 tl satsana bana kalemi lütfen

Kalemi sat banaaa

Kanalını yeni keşfettim. Konuşma tarzın, fikirlerin hoşuma gitti. Daha büyük olduğunu sanıyordum bu arada. Ve lise hayatı boyunca asosyal ve fikirleri beğenilmeyen bir inek olarak yaşadıklarım gözümün önüne geldi.

Kesinlikle katılmıyorum. Ben bir öğrenci olarak sosyal medyadan o kadar çok yararlaniyorum ki okuldan ogrenmedigim bir çok bilgiyi ben bu mecrada öğrendim elbette zararı da var ama bunun bilincinde olup karşı koymak bir nebze de olsa mümkün ayrıca düşünüyorum da köy ortamindayim burada çoğu insanın yaptığı şey dedikodudan öteye gecemiyor onu geçtim hayatım boyunca okul dışında kitap okuyup bilgi edinmek isteyen sayısı çok çok az hatta ben kitap okuduğumda sanki bilim adamı olacak vs. deniyordu ve birazcık olsun çalıştığında bu çok abartiliyordu sosyal medya kapatmak daha da zarar olur emin olun sosyal medyayi kapatmadan önce daha farklı şeyler yapılmalı en azından sosyal medyada bir şey olduğunda sesimizi duyurabiliyoruz diğer türlü her şey üstüne ortmekte kolaylaşacak bilgi almak da güç olabilir birinden bilgi almak için seyahat edemeyecegime göre

Şimdilik abonelikten çıktım. Seneye yks yi halledip geliyorum görüşürüz❤

Özet cehalet mutluluktur okuyan insan bilir bilen insan düşünür düşünen insan düzeltmeye çalışır düzelemeyeceğini anlayınca mutsuz olur kısaca ya okumayın yada yeterince okuyun

dergiye nasıl ulaşabilirim?

Bu arada çözüm yolu olarak meditasyonu kesinlikle öneririm faydası net bir şekilde olur

bu video beni anlanmis hissettirdi. karsima da nasil cikti bilmiyorum, kisa gunun kari.

discord grubu hala duruyor mu girmek istiyorum

selam bohem dergisi icin mailimi biraktim ama hala pdf gelmedi :(

sürekli okuyamasam da dizi , film , belgesel tüketen biri olarak söylüyorum içerikleri tüketmek bir yana bunun hakkında yorumlar yapmak , notlar almak , analizler yapmak da çok önemli. Çünkü bir noktadan sonra sadece okumak için okuyor ya da izlemek için izliyoruz . haftada 3 kitap bitirdiğim dönemlerde aklımda hiçbir şey kalmadigini ve kitapları boşuna okuduğumu hissettiğim oluyordu . maladaptive daydreamingi de tetiklemesi cabası...

1000 kitapin neyin elestirdin diyecektim, boyle bir uygulama oldugun bilmiyordum lan ben... ben sadece okudugum kitaplari kaydediyorum bide arkadasimin kitaplarina falan bakiyorum ben nerden bileyim boyle sacma ve igrenc uygulama oldugun neyse zaten ben o tur kullanmiyorum

videonun ismi hiciv romanı ismi gibi kskxkdkdkdkdk

☺️

George orwel 1984 kitabının karakterleri gibi hissediyorum kendimi

Büyük 30 Ağustos Protestosu son çaremiz :)

bence direkt elektriği yasaklayalım gaz lambası mum falan yakalım nostaljik olur hem

#minecraftımadokunma

zamanında ana akım medya medya darbenin gizli kodları diye gta sifrelerini paylaşmıştı ben de geleneksel medyadan her şeyi beklerim, bu arada sıhhatler olsun

Depremin olduğu vakitte twitter gibi iletişim sağlanan bir uygulamaya kısıtlama getirmelerini bu halk ne çabuk unuttu,aklım almıyor.Ona da değinmeniz iyi olmuş

Big Brother is watching you😬

Açıkçası Tıp okuma hedefi belirleyip bunu bir saplantı haline getirmiş durumdayım ve şu anlık kazanamama korkusu, başarısızlık inancı hakim. Netlerim henüz tatmin edici seviyede değil. Önümde zaman var ama kapasitem konusunda kendime acımasızım. Tıp dışında neye ilgim ve yeteneğim var bilmiyorum. B veya C planı olarak doktorluk dışında yapabileceğim memurluk meslekleri ile Türkiye'nin geleceğinde hayatımı ve temel ihtiyaçlarımı giderebilir miyim emin değilim. Bugünkü, birkaç yıl önceki ekonomiye bile razıyım ama 5 sene sonrasını öngöremiyorum. Eğer tamamen zorluk içerisinde bir hayat geçirmektense yaşamamayı tercih etmeyi mantıklı bulmaya başlıyorum ve bu beni korkutuyor çünkü evrimsel anlamda bir yaşama içgüdüsü yoğunluğu var. Hayatımla ne yapmam gerekiyor, bilmiyorum. Eski bir depresyon hastasıyım ve bu süreç tekrar başlamış gibi gözüküyor.

La ilahe ilallah! Bismillahirahmanirahim. Öncelikle burada din bezirganlığı yapmaya gelmiş, gayrimüslimlere tepeden bakan bir züppe olmak istemiyorum, niyetim her gördüğü şeye de din karıştırıp olayı kendi bağlamından koparmak değil. Ben de intihar konusu üzerinden geniş çaplı bir varoluşsal sorgulama sürecimi anlatmak istiyorum. Kendimi o kadar farklı alemlerde hissettiğim oldu ki bize anlatılan İslam'ın ne kadar da İslam olmadığını anladığım, tıpkı Hz. İbrahim'in rab arayışında yaşadığı gibi çok derinlemesine bir sebep aradığım dönem oldu. Öncelikle, ben uzun sürelerdir ateist bir insandım. Din üzerine felsefe yapmaktan tiksinmişimdir, dinler doğası gereği dogmatik olduğu için felsefeyle çürütülmeyeceğini düşünüyorum o yüzden iki Afrika argümanıyla ateist olmuş bir insan gibi gözükmek de istemiyorum. Bunlar çok basit tartışma argümanları. Velhasıl kelam, ben dinin birçok konuda müddei konumda olduğunu düşündüğüm için bu iddiaların bilimdeki karşılıklarından ötürü dinden çıkmıştım. İnsanın yaratılışı ve evrenin yaratılışının pozitif bilimlerle çeliştiğini bildiğimi zannediyordum. İşin aslını konuşmak gerekirse ben Kur'an'ı öyle uzun uzun okuyup da dini terk etmemiştim, Kur'an'dan kendince örnekler bulup bilim ile çürüten tersine tefsircilerin yolundan gidiyordum. Sorsanız birkaç kalıp ayet verebilirdim, herkesin bildiği malum Nisa 34 gibi. Özellikle bunalımda olduğum bir süreç içerisinde hiç şüphem olmayan inancım zedeleniyordu, bir yaratıcı düşüncesi içimi yiyip bitiriyordu ki bu dönemde hayatı yaşamanın manasız olduğunu düşündüğüm dönem aynı. Evet, hayatı yaşamaya değer görmüyordum, 10 sene sonra ya da az sonra ölmüş olmak arasında hiçbir fark görmüyordum. Bu dönem içerisinde önce panenteizm ilgimi çekmeye başladı, evrenin kaostan doğan düzeni sanki yaşayan bir varlığın birbiriyle çatışmasından yolunu bulmuş sistemini andırıyordu bana. Kendi vücudumuz üzerinden o kadar deliller görüyordum ki panenteizm için, evet o an için evren tanrının bir parçası olmalıydı. Sonraları panteizme kaymaya başladı görüşlerim ki panteizm üzerinden tasavvufa da girmeye başladım. Tasavvuf... Beni İslam'a yakınlaştıran oldu ancak rabbim beni doğru yola iletti. Tasavvuf, İslam içerisine sokulmuş en büyük fitneymiş meğer. Tam bağlanmamıştım neyse ki, kendisinin İslami kimliğinden ötürü Kur'an'a da yakınlaşıyor, yüreğim ısınıyordu. Daha kitabı ilk açtığım andan itibaren etkileyici dili kendisinin insan sözü olmayacağını o kadar derinlerden hissettirdi ki sadece kullandığı dili bile taklit ederken beynim, beni bir ayete sevk ediyordu. Bir ayet başka bir ayeti bulmama sebep oluyordu. Nihayetinde, huzuru aradığım alkol ve sigaranın beni aslında hayattan koparıp nasıl da intihara yakınlaştırdığını gördüm, cehennem ateşinden rabbe sığındıkça aklımda tek bir ayet vardı "Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulurlar." şüphesiz bu bir tanrının sözü olabilirdi ki doğruydu. Rabbin sözlerine teslim olduğumdan itibaren hissetmediğim bir yaşama sevinci, arzu, hayata tutku hissettim. Ben cenneti arzulamıyorum, cennet için inanmak bana çok iki yüzlüce geliyor. Allah'ın rızasına nail olma isteği tüm her şeyden yüceymiş meğer. Rabbi sevmek bana aşkı öğretti. Allah'tan korkmak meğer kötü bir ebeveynin zulmünden korkmak değilmiş, Allah'tan korkmak aslında sevgiden ötürüdür. İnsan sevdiğini yanıltmak istemez, değil mi? Yaradanın bana verdiği emeller o kadar güzeller ki, sevdiğimi yanıltmaktan korkuyorum yani ben Allah'ı sevdiğim için korkuyorum. Allah'ı sevmek bana duygularımdan da korkmamayı öğretti, gerçekten kusursuz yücelik önünde boyun eğmek, kibirsizleşmek insanın kendisini tanıyıp sevmesine sebep oluyormuş. Zamanında kibirlendiğim için kaçtığım duygularımla helalleştim birer birer, baskıladığım kişiliğim yerine özgürleştim. Teslimiyette özgürlük varmış, mesele kime teslim olduğun. Beşere, firavunlara değil; Rabbe teslim olmak özgürlük getiriyormuş. Bu da benim hayatı sorgulama ve intihardan dönme serüvenimdi.

bence biraz daha fazla hazırlanıp giriş gelişme sonuç gibi bi formatta taslağı kafanda oluşturduktan sonra kaydı başlatabilirsin öyle söylemek istediklerin daha güzel akacaktır böyle biraz gevelemişsin bazı yerlerde

Nafaka hakkında daha adil düzenlemeler yapılabilir haklısın ancak hukuk her zaman toplumu yönlendirmez bazen de toplumun yapısına göre şekillenir. Kadınlar ve erkekler kadının çalışıp kendisine bakmasını normalleştirmedikçe nafaka yükümlülüğünü kaldırmak çalışamayan kadınların dezavantajı olacaktır. Kanunda nafaka yükümlüsünün cinsiyeti yoktur. Her evlilik aynı olmasa da evlilik içinde çalışmasına engel olunan kişi genelde kadındır ve boşanma sonucunda daha çok yoksulluğa düşecek olan da bu çalışamayan taraftır. Devlet kadınlara daha fazla istihdam sağlayarak "asalak" olmalarının önüne geçebilir ki iş yerlerinde kadın kotası açılması da buna yarar. Kota olmasa sırf kadın diye işe almayacak birçok işveren var. (Bu arada nafaka hakkında mantıklı eleştiri yapan nadir insanlardansın.)

bize ne aq

Hocam bir iki videona baktım gayet samimisin, yapmacıklıktan uzaksın, sanki karşılıklı oturmuşuz muhabbet ediyoruz gibi geliyor. Lütfen ileride kanalın büyürse bu çizgini bozma, doğum günün kutlu olsun.

Hocam başlığı öyle bir yazmışsın ki seks incelemesi yapmanı bekledim.

keske bemde bu gelenegi yapsam bu sene ne alakaysa herkes ile kutladım benim iki agustos

Ana sayfaya rastgele düşen böyle videoların hastasıyız. Doğum günün kutlu olsun nice mutlu yıllara.

25 yaşındayım benden yaşlı duruyorsun bu tripler ne la

İyi ki doğmuşsun Berkin.Tavsiyelerin için teşekkürler

Kral sonunda geri döndü

Mutlu doğum günleri!

iyi ki doğdunn🎉

T-shirt ünün rengi çok güzel duruyor. Keşke benim olsa. Benim de yirmi yaşıma iki ay kaldı bu arada. Ben de birsürü hata yaptım ve bunlardan çok mutluyum. Daha güzel hatalar yapılacak yaşlar dileğiyle doğum günün kutlu olsun.

iyi ki doğdun berkin. yalnızlıklarımızın benzer ve yaşımızın aynı olması duygulandırdı.. 04lü bahtsız bedeviler

Ben seni 25 falan sanardım olgun gösteriyorsun

Bugün benim de doğum günüm abi doğum günün kutlu olsun

Doğun günü kutlu olsun

4:37 türkiyede sağ parti olduğunu düşünmüyorum. Hele ki milliyetçi temeller üzerine kurulmuş zafer partisi asla sağ olamaz. Her ne kadar bizde bu kavramlar karman çorman halde dindarlık ve milliyetçilik diye anlaşılcak durumda olsa da gerek avrupada gerek diğer her yerde geçerli olan sağ tanımı bireycilik sol tanımı kollektivistlik üzerine sonuçta ve Türkiyede ne yazık ki bireyciliğin b si yok

Üniversite okuyorsanız ne okuyorsunuz

doğum günün kutlu olsun abim