- 132
- 82 256
The Echo of a Distant Time
เข้าร่วมเมื่อ 9 ก.ค. 2017
bu partide yalnızsın.
Son birkaç ayımın özeti. Bu videoları yapmayı özledim fakat eskisi gibi değil. Taslaklarımdan çıkarmak istedim, bir süre yapmam diye düşünüyorum. Video bolca aynılık, yorgunluk, konuşma, uykusuzluk, hastalık ve çocuğum içeriyor. Umarım ileride özlemem.
มุมมอง: 168
วีดีโอ
yapılmayacak şeyler var, tehlikeli bir o kadar
มุมมอง 3376 หลายเดือนก่อน
2 aydır belki daha fazla süredir asla vaktim olmadığı için çok özlemiştim video yapmayı ve fırsat kolluyordum resmen. En kısa sürede bu şekil bir şey oldu, beğenemesem ve pek içime sinmese de anılar kalsın istedim. Zira her boku kamera karşısında yapmayı, mümkün olduğunca kalıcılaştırmayı seviyorum, zaman geçtikçe kayboluyor çünkü. Bunu zamanlayıcıyla atıp olduğu kadar uyumaya gidiyorum, muhtem...
ezberbozan
มุมมอง 1768 หลายเดือนก่อน
Yeni hâli çıktığından beri spotifydan kaldırılan ve bu hâline manyak aşık olduğum için buradan da bir şekilde kaldırılmasından korktuğum, o yüzden attığım canım şarkım. Ayrıca hiçbir şey tesadüf değildir. çok seviyorum,
bu sabah sevinçle uyan.
มุมมอง 1518 หลายเดือนก่อน
Duydum ki öylece bırakıp gitmişsin kendini Vazgeçmişsin bütün ümitlerin güzelliğinden Yeni bir şey aramanın ve bulmanın sevincinden Artık bitti diyorsan unuttuğun bir şeyler var Hala mavi gökyüzü bak hala çok güzelsin Ve sakin bir rüzgarda dinleniyor dalgalar Bu sabah sevinçle uyan gerin pencerende Paslı bir tat gibi kalsın yalnızlığın Yeniden başlamanın keyfini duy içinde Bu sabah sevinçle uya...
:)
มุมมอง 1749 หลายเดือนก่อน
Çok seviyorum bu şarkıyı, öyle içimden geldi. Gülümsedim. Bu fotoğrafı da, onu da seviyorum. Artık benimle değil ama görünce özlediğimi de sevgimin renkliliğini de fark ettim tekrar.
umarım burda tozum bile kalmaz, umarım beni kimse hatırlamaz.
มุมมอง 32810 หลายเดือนก่อน
umarım burda tozum bile kalmaz, umarım beni kimse hatırlamaz.
Büyük Ev Ablukada - Havadar (Sedef Sebüktekin & Can Ozan Cover)
มุมมอง 47411 หลายเดือนก่อน
Büyük Ev Ablukada - Havadar (Sedef Sebüktekin & Can Ozan Cover)
yoldaş oldum duyanlara, şiir oldum duvarlara yazılıyorum.
มุมมอง 281ปีที่แล้ว
yoldaş oldum duyanlara, şiir oldum duvarlara yazılıyorum.
en başından beri kendini bilen, canım, güzel çocuğuma.
มุมมอง 107ปีที่แล้ว
en başından beri kendini bilen, canım, güzel çocuğuma.
haykıracak nefesim kalmasa bile ellerim uzanır olduğun yere.
มุมมอง 821ปีที่แล้ว
haykıracak nefesim kalmasa bile ellerim uzanır olduğun yere.
Barış Kocatürk - İçine (Cemiyette Pişiyorum Cover)
มุมมอง 704ปีที่แล้ว
Barış Kocatürk - İçine (Cemiyette Pişiyorum Cover)
Kırklareli'de bira içtiğimiz park bitmeyen sohbetlerimiz kaçırdığımız Kayra konseri beceremediğimiz pizza yatağımda sen koltuğumda sen balkonumda sen HER YERDE SEN. her yerdesin, her yerde. bir dere olsan seni kana kana içerdim.
üç yıl
olmayan karşı komşummuşsun gibi
Rafine şekersiz ilk günümdü. 06.11.2024
İrfan abi gitmiş. Tüylerim diken diken oldu, kalakaldım. İnanamıyorum hâlâ ve ağlamamak için zor tutuyorum kendşmi. Daha yenş bir sürü plan ve konser vardı.
Korkunç hissediyorum. Hayatımda buna benzer az dönem yaşadım. Gözlerim doluydu demin, ağlamak istemedim. Şu anda bunları yazarken bile ara ara hatırlayıp geri düzelteceğim. Hayatımda ilk defa bu kadar uzun süre uykusuzluk problemi çektim, kime bahsetsem insomniadan korkuyor. Ben de başlarda ondan korkuyordum ama artık sanmıyorum. Çünkü kendimi yorunca uyuyorum yani birazcık. 2 ay oldu, 3. ayın içinde falanım sanırsam. Gerçekten hayatımda ilk kez uykusuzluğu bu şekilde, böyle uzun süre çektim. Hayatımda ilk kez depresiflik ve aşırı stresle beraber bu kadar uzun süren bir uykusuzluk çektim. Hayatımda ilk kez bu kadar ciddi şekilde fiziksel etkilerini görüyorum, bedenime de yansıyor. Gözlerim tekrar seğirmeye başladı. Şimdi de yine ağzımı açıyorum yavaşça. Bunu bugün fark ettim. Tahminimce zaten yeni olan birkaç günlük bir şeydir, en fazla bir haftadır. Dişlerimi sıkıyorum. Üst çenemi alt çeneme bastırıyorum istemsiz. Dişlerimin ve çenemin acısından fark edip bir anda ağzımı gevşetiyorum, açınca rahatlıyor. Ve ben bunu yeni fark ettim, fark edince gözlerim doldu. Uykuya dalmaya çalışırken de böyle olduğunu fark ettim, dank etti bir anda. Sürekli bir acı/ağrı hissedip çenemi gevşetip kıtlatıyorum. Nasıl farkında olmadan bu raddeye geldim, nasıl yeni anlıyorum? Tüm gün yaptığım bir şeymiş hem de. Çok rahatsız hissediyorum, gün içinde defalarca farkına varıp ağzımı gevşetiyorum, çenemi açıp kapatıp kıtlatıyorum. Dişlerimin zarar görmesinden de ayrıca korkuyorum. Yanaklarımı araya kıstırıyorum ben de hatırladıkça. Mükemmel çözümmüş gibi. Halledeceğim bilşyorum ama şu an korkunç hissediyorum. Annem ayrı delirdiğimi düşünüyor zaten, her gün söylediği şeylerden yoruldum. O kadar bilinçsiz ki. Yine doktorda da rezil olduk sayesinde. Kafayı yemek üzereyim. Beni yatıştıran hiçbir şey yok şu anda. Hoş kal.
Kafamı sineklikten dışarı çıkardım, yukarı bakasım geldi bir anda. Uzun süre sonra ilk kez geceyi yıldızlı gördüm. Çok güzeldi. Harbi yıldız görmeyeli çok olmuş. İçim huzur doldu. Çokça güzeldi.
Yanaklarımı ısırmaktan onlar da ağrıdı.
Engel olamıyorum, kafayı yemelik.
Annem cüzdanından bir şey istedi, açınca vesikalık fotoğraflarımızı gördüm. İkisinin şimdiki hâlleri, yakın zaman fotoğrafları vardı. Benimki kreşte çekilmiş velet hâlimdi. Gülümsedim. Başta kafasından geçenleri düşündüm bir kendi kendime içselleştirdim 1 dakika falan. Sonra kendim hiçbir vesikalığımı inatla vermediğimi hatırladım. Zaten o kadar işim oluyor ki her çektirdiğimde neredeyse hiç kalmıyor. Böyle olması daha iyi. Ona kendimden bir parça verince güvensiz hissediyorum. Telefonunda fotoğrafım bile olsa öyle. Geçmişten geliyor bu. Zihnimde hâlâ.
Bugün Yağmur'u andım. Kesin beni unutmuştur. Görüşmek isterdim sahiden. Çok güzeldi aslında o gece onunla olmak.
Böyle bir şey vardı di mi
Vardı vardı, yorumunuz güldürdü beni. Hoş geceler.
Zamanında sizin yüzünüzden olduğum kişiye, bizzat eserinize nefret besledim ben. Şimdi hor gördüğünüz, küçümsediğiniz sevgim dalga konunuz. Eleştiri tahtanızın ta kendisiyim. O yüzden umrum dışısınız, dibine kadar bencilim ve ne yapıyorsam sadece kendim için. Kendimden başkasını düşünmüyorum bundan sonra.
Yaptığınız her şey vicdan rahatlatma.
Yorucu bir gündü, yemekten kusacağım hâlâ. Uykum var, yatacağım şimdi. Bebeğimin annesi bana yıldızlı geceli 1000 parça puzzle almış, kafayı yedim. Beni yeterince tanısaydı stres atmak ya da eğlenmek yerine onu yaparken daha çok çıldırıp stres olacağımı bilirdi. Mutlu oldum, o ayrı. O yüzden hırslandım ve gayet sakin ve de tadını çıkararak bitireceğim. Kaç gün sürer bilmiyorum ama hırslandım işte. Sonra şekom bana müthiş tatlı küçük bir not defteri almış, hem de kafe terasta geceli. Ulan bir de yıldızlı geceli kupam vardı, dedim ki Van Gogh'un evinde bu kadar tablosu olmamıştır. Herkes güldü. Her yerim onun tablolarından olmaya başladı. Farkında bile değilim. Çok tatlıydı deftere de aşık oldum, ne yazarım bilmem. Pokemonlu küçük kürem var bir de. Keşke kürelerime yer olsa. İygecler.
Ali Rıza beye döndüm bir nevi. Bugün sadece tadımız kaçmasın diye role gireceğim. Dün bana o bir kiloyu verdiğinizde hayatımın en yapmacık, en tepkisiz tepkisini verdim. Hiçbir iyi şey hissetmedim. Çocukluğumda dayak yedikten sonra içimi çeke çeke zorla sofraya oturtmanız gibiydi. Aynısını hissettim. :")
Doğum günümü kutladığınızda da öyle olacak bugün. Sadece kutlamış olmak için işte. Keşke kutlamasanız, daha rahat ve güvende hissederim gerçekten. Hem ekstra role girmem, hem de olan şeyler yüzünden yapmacık hissetmem, günü es geçmemek için yaptığınızı hissetmem. Hak etmiyorum çünkü sizin nezdinizde. Kendi kendime kutlardım, biterdi.
Ben ben gibi değilim, bir anda her şey tersine döndü ve bunu hiç sevmiyorum. Korkunç.
Kendime kızgınım, kendime çok kızıyorum zaman zaman sahiden. Her zaman en büyük kırılma noktam olduğu için, en ufak şeyde bile beni böyle etkileyebildiği için, en savunmasız kaldığım kişi olduğu için. Bunu bir türlü aşamadığım için çok kızıyorum kendime. Sonra üzülüp kıyamıyorum yine, kızma o kadar da diyorum, hak etmiyorsun diyorum. Bu döngü hep devam ediyor. Hayatım boyunca en büyük travmam, şu anda yaşadığım çoğu şeyin alt sebebi ve geleceğimde yaşanacak bazı kestiremediğim şeylerin en temeli sensin. En özünde hep sen varsın, her yol bir şekilde sana çıkıyor ve ben bundan çok yoruldum. İnan çok yoruldum. Beni tek bir hamlende bile yerle bir etmen, hep sana karşı mücadele etmem, hep karşında çırpınmam çok yoruyor gerçekten çok zorluyor ve dayanamıyorum. Korkunç hissediyorum karşında, dehşetle doluyorum, en aklımdan geçmeyecek şeyler bile geçiyor. En korktuğum yanımı tokat gibi yüzüme çarpıyorsun her seferinde. Baş edemiyorum, yemin olsun artık baş edemiyorum. Korkuyorum. Çok bencilsin, korkunç bencilsin, korkunç manipülatifsin. İnanılmaz bir şekilde. Öyle anlarda kendimi havasız, penceresiz bir odaya kilitlenmiş ve kapıyı açmaya çalışmak yerine duvarları yumruklarken aynı zamanda nefes almaya çalışıyor gibi hissediyorum. Biliyor musun, genelde o odada sen de oluyorsun ve sakince o bıçak gibi sözlerini söylüyorsun. Ben kaçmaya çalışıyorum. Beni artık etkileme diye elimden geleni yapıyorum, olduğu kadar. Bugünden sonra kendim için destek almaya çalışacağım. Öyle anlarda yalnızca kendime zarar vermemek için düşünüp bir yolunu bulacağım. Kendime o kadar zarar veriyorum ki aklın hayalin durur, kendinden utanırsın. Sen kendi yaşamadığın ve hissetmediğin şeyleri anlayamıyorsun malum. Umarım bir gün hayatın sadece senin bildiklerin ve gördüklerinden ibaret olmadığını anlarsın, ben bu yaşımda anladım. Seninle ne olursa olsun iyi ayrılmak isterim, sanıyorum ki sen de öyle. Ayrıldığımızda eğer fırsatım olursa şu ana kadar söyleyebileceğim en içten şekilde annene benzediğini söyleyeceğim. Annenin aynısı olduğunu, dibine kadar o olduğunu. Hayatımın kalanı boyunca da sana benzememek için etmediğim kadar dua edeceğim, dileğim ve eylemlerim hep bu yönde olacak. Bitti.
Her şeyi fazla mı içselleştiriyorum? Bu da mı beni bitiriyor öfkem gibi? Konuşacağım zamanı geldiğinde.
Herkesin bir kanayan yarası var, aramız ne kadar iyi olursa olsun benimkisi hep sensin anne.
Bana kendimi sorgulatıyorsun bu ara çok fazla. Kafayı yediğimi söylüyorsun, olmayan şeyler duyduğumu, söylediğimi, gördüğümü söylüyorsun. Sen bu ara iyi değilsin diyorsun. Fazladan sorguluyorum bu ara kendimi. Kendimden şüphe ediyorum senin yüzünden.
Halledeceğim, göreceksin.
Canımı acıtmana alışığım ama bunlara hiç değilim.
Bugün Emre ile bayağı oturduk, sohbet konuşma falan. Yarısında ağlamamak için zor durdum, diğer yarısında çok huzurlu ve iyi hissettim. Anlaşılmak ve zaten bildiğim şeyler. Daha çok sustum her zamanki gibi, dinledim hep ve o konuştu. Defalarca konuşmamı istedi, sorular sordu. Anlatmamı istedi bazı şeyleri. Hüzünle gülümsedim hepsine. Hasret bana baktı, anlatmaz o dinler genelde dedi, anlatmak istemiyor dedi ve haklıydı. Emre yine bana sevgi sözcükleri söyledi, eskiden hep söylediği şeyleri söyledi, 2-3 yıldır tanıdığını, beni çok sevdiğini ve tatlı olduğumu falan. Beni daha küçük sanardı hep. Hasret bugün yaşımı hatırlatınca aa sen büyükmüşsün diyip şok oldu. Sonra daha çok merak etti kafamdakileri. Defalarca benimle sohbet etmek istediğini ve konuşmak istediğini söyledi. Onu seviyorum ve yeterliydi. Öyle söyledim. Enes abi geldi sonra, biraz da onunla verimli şeyler geçti. Güldürdü sonra yine beni. "Siktir et feminen lezzoları" dedi bir anda derdim oymuş gibi. Kahkaha atıp hepsinin diye başladım küfüre, daha çok güldü onlar da. Her beni görmesine böyle şeyler demesi çok epik ve komik. Eğlendim. Emre gitti, Enes abinin konuşmalarını sohbetini dinledik sonra bir süre de. Güzeldi bence. İyi geldi ve şaşırdım zaman zaman. Verimli gündü vesselam.
KAFAYI YEMEK ÜZEREYİM.
Bana kendimi sorgulatıyor.
Yemin ederim bana sürekli kendimi sorgulatıyor, çıldıracağım. Kafayı yediğimi düşündürtüyor bana. Kendisi yemiş.
Sinirden kuduruyorum. Bir gün bu sinirle kendime geri dönülemez şeyler yapmaktan korkuyorum.
Kafanızın işleyiş mekanizmasına sıçayım.
Canım yanıyor.
Ulan evde 4 kişiyiz, sehpada 3 masada 2 bardak var.
Dün ne gündü öyle be. Yaşadığım stresin betimlemesini hiçbir şekilde yapamam. Annemler resmen takas yaptı. Neden sesimi çıkaramadığımı da bilmşyorum. Arabalarına bindim, kedi kesildim o anda adamı görünce. Zaten kocaman bodyguard gibi bir şey. Yol boyunca sorularına zar zor cevap verdim. Çok absürttü, bana sürekli yürüyüp erotik şeyler yapan kadın, ben ve eşi aynı arabada yarım saat gittik. Üstüne bir de köy evine gittiğimizde gerildim. Bu kadının azgınlığı bitmiyor ki. Çocuğu uyuttum, bulaşık yıkıyorduk beraber. Onlar gittiğinde sen kalsana dedi, ne yapacağız burada kalıp dedim. Sevişiriz dedi bir anda, kaldım öyle. Gerçi ne demesini bekliyordum ki zaten. Tam o sırada adam geldi zaten, bıçak mı ne verdi bize yıkamamız için. Ben sırıttım, bayağı gülmeye başladım o anda geldiği için gerilmemi saklamak baabında. Sonra gitti. Sen şaka mısın, ciddi misin gibi inanamayarak sorular sordum. Ciddi ciddi evet diyip güldü, ben de çocuklar ne olacak dedim şakaya vurarak hâlâ bir umut... Bana yine ciddi şekilde veririz o bakar dedi eşini gösterekek. Kafayı yedim yemin ederim. Bir gün gerçekten şöyle şeyler yaşamamızdan korkuyorum ha. Evren yüzüme güldü sonra, bir anda karnıma inanılmaz bir ağrı girdi nefesim kesilircesine. Korkunçtu cidden. Apandisitim patladı sandım. Yol boyunca da geçmedi. Sonra eve götürdüler beni, kalmadım. Eve gelince şaşırtıcı bir şekilde geçti. Teşekkür ettim, o kadar. Saçma sapan bir gündü ama atlattık her zamanki gibi.
Yarim saattir hesabi arıyorum sonunda buldum. Acik secik ask bandosundan :)
@@summeyraaaa Nasıl, neden arıyordunuz?
@@theechoofadistanttime ya bi ara spoti kullanmadigim zamanlar, ytyi şarki siir dinlemek için falan çok kullanıyordum dinlediklerimin altında da siz oluyordunuz genelde. hesabınıza birkac kez göz atmışlığım vardı. Nerden esti ne alaka bilmiyorum bi anda "yaşamın ölüme asik olduğu gün" diye bir videonuz var o aklıma geldi onu bulmak için arıyordum..
Klasikti.
Çok komik şeyler gördüm.
Ben bu evdeyken kardeşime vuramazsın/ız. Yemin olsun ödetirim. Hiçbir zaman vuramazsınız.
Kalbim parçalara ayrıldı bir kez daha, kaç kere daha topladım sizin yüzünüzden bilmiyorum. Flashback yaşadım. Yemin ederim aynısıydı. Bazen değiştiğini düşünürdüm, hata. Hep aynıydın, hep aynısın. Bana yaptığın her şeyi ona da yapıyorsun, yapmaya çalışıyorsun. Bugün engel olmasaydım daha da ileri gidecektin, tıpkı bana yaptığın gibi. Elim ayağım titredi. Kendimi gördüm aynı anda. Yemin ederim zor tuttum kendimi. İçimden bir şeyler koptu. Ona da benim gibi yapmaman için elimden geleni yapacağım. Onunla tek kaldığımda daha da kötü oldum söylediği şeyden sonra. Sanki kalbime tornavida sokulup deşiliyor gibi. Sen tektin, yanında kimse yoktu dedi bana. Şimdi bana yaparken yanımda sen varsın, kendimi suçlu hissediyorum dedi. Gözlerimden yaşlar geldi, sarıldım ona. Zaten bu yüzden burada olduğumu söyledim ona. Bildiğim, aynısını yaşadığım için. Öyle hissetmemesi için orada olduğumu söylemeye çabaladım, içten söyledim bunu, çok sarıldım. Daha neler söyledim hatırlayamıyorum. İnanılmazdı. Dağlanmış hissediyorum. Düşündüm de bazen sadece onun için var olmuşum. Onu kurtarmak için. Hepsi bu.
12 Ekim 2024
Eskisi gibi etkilenmesem, bakış açım çok farklı olsa bile illa bir yerlerden kırılıyor.
12 Ekim 2024
Olaysız bir günümüz geçsin ya. İnanılmaz gerginim.
Kavga oluyordu, zor bitti. Nesrin abla gitti. Tamamen gitti. Bitti. Y, kafasına sıçtığım. Kendini astığında herkes dalga geçerken hastaneye gidip onu iyi hissettirmeye çalıştığım. Ben vardım tek, doktoruna kadar gidip bulup konuştuğum. O pisliği yaptığı gün onu tamamen kafamda bitirmiştim. Bugün zorunlu olarak aynı ortamda bulunduk, herkesin içinde beni zorbalamaya çalıştı. Bir sürü aptalca şey söyledi, tüm masayı gerdi. Bir sürü küfür yedi. Sabrettim. Gidene kadar. Yoldan gelene kadar zaten inanılmaz gerilmiştim. Hasret ve Ayda yatıştırmaya çalıştı. Onların bile tüm modunu kaçırdı, ortamın ağzına sıçtı. Nesrin abla çok ağladı. Onu gönderdik. Bekir hâlâ ameliyat olamamış. Enfeksiyon varmış ve bacağı yüksek ihtimal kesilecekmiş. Eşi bayılıyormuş, kasıkları ağrıyormuş, iyi değilmiş. Umarım bebeğe bir şey olmaz, doğum için daha erken. Tüm bunların arasında aptal Dilara sıçtı bir de kafamıza. Onun yüzünden neler olacaktı. Ayda'yı otobüse bırakmaya giderken yolda beni delirtti, Ayda aramızda ne geçtiğini sorunca daha da kızıştı konuşma. O kadar sinirlendim ki Dilara'nın üstüne yürüdüm, hırpalandı biraz. İnsanlar bize bakmaya başladı ve muhtemelen herkes başka şekilde anlayıp bana çullanacaktı. Bıraktım, diğer tarafa aldılar onu. Yetmedi üstüne daha 1 dakika geçmeden 3 tane bizim yaşlarımızda çocuk oltayı bize taktı, hepimiz sahilin ortasında oltaya takıldık ve bir de öyle gerginlik çıktı. Dilara ne için olduğunu bile bilmediği bir özür diledi yalandan, sikerler özrünü. Sonra geri döndük, E'nin eşi doğum yapmış, çocukta birkaç problem varmış ve yoğun bakıma almışlar. Bir sürü korkunç şey döndü yine ve hepsini kafamdan geçirdim. Çıldıracaktım. Üstüne bir de çalışmam için çok ısrar ettiler. Çıkalım dedik, Hera geldi. Onu dolaştırdık sonra ama kudurdum yine olanlara sinirimden. Bizim kızları bırakayım dedim, bıraktırmadılar ve başka bir yere geçtik. Sapığın biriyle uğraştık orada da, Hasret çok gerildi. Daha yeni ona dadanan sapıklardan biri tutuklandı. Sürekli kafasından kötü şeyler geçiyordu, ne yazık ki haklıydı. Midem çok bulandı. Yemin olsun çok yoruldum. Böyle günlerden çok yoruldum. Dinlenmek istiyorum.
11 Ekim 2024 21.12 Telaş yaptım, panikledim yine. Keyfini bozmamayı tercih ettin. Ne zaman ihtiyacım olsa yoktun, ne zaman ihtiyacım olsa kılını kıpırdatmadın. Varken de yoktun. Mal gibi burada bekliyorum sayende.
Varlığın beni çıldırtmak üzerine.
Dilara salağıyla da karşılaşacağım şimdi.
Sinirlerim.
Öğrenci işleri santraldeki erko birey... Kafanı yutasım geliyor, vallahi yiyeceğim seni, ağlamamak için zor duruyorum.
Ve postacı abi.
Her şeye rağmen günümü güzelleştirdiniz. Isırırım.
Amk Dilarası.
Gün hakkında neler söyleyebileceğimi bilmiyorum. Korkunç. Güzel şeyleri düşünmeye çalışıyprum yalnızca, o da Hera'ydı sadece. Bol bol seviştik bugün. Ş'yi de özlemiştim, üzüldüm regl olduğunu görünce. Köşede oturuyordu kendi kendine. Gelmedi, ben de zorlamadım.
Sıfır aldığım paketim neredeyse bitti bugün. Hiç hoşuma gitmiyor artık bu kadar hızlı bitmesi.
Uyumam lazım.
Bana bu kadar inanılmaz, bu kadar büyük şeyler hissettiren bir durumu bile nasıl unutabilirim? Sadece saatler önceydi. Ağzımdan taşacak gibiydi, kalbim bile. Dünyanın durduğu anlardandı. O hissiyat bile yavaşça kayboluyor şu anda içimden. Çok üzülğyorum. Yarın hatırlamayacağım bile bu hissi. Gerçekten acıtıyor bu.
Kızıyorum arada, biliyorum. O kadar da değil diyorum ama o kadar da işte. Seni çok seviyorum, hep seveceğim. Artık yabancı olsak bile sonradan, bu zamanda seveceğim seni. Biliyorum. Anımsıyorum.
Gerçek anlamda ilkimsin.
Çok özledim.
Unutmaktan hiç hoşlanmıyorum ama.
Anlıyorum.
Gibi.
Oturup saatlerce ağlayasım var. Bekliyorum o anı.
Ne yapacağımı bilmiyorum, şok olup kaldım böyle. Aramaya da utanıyorum nedense. Kalbim üzüldü. Gerçekten çok üzgün hissediyorum, çok özlemiştim onu. Felfena hüzünlü hissediyorum. Çok seviyordum.
Bana çok şey kattın, seni çok seviyorum Iryna O.
İnanılmaz ağlama geliyor. Boktan bir ağrı çekiyorum, psikolojik mi fiziksel mi anlayamıyorum.
Balımı da özledim ama yazmak istemiyorum.
Gun icinde dusunduklerim tam liste
Ohaa ohaa bu neee 😍 aşık oldum
Yalan söylemiş bildiğim en saf kadın.
Lav ayım geldi.
Evimin yolunu unuturken ezbere bilirim avcunun içini.
Sadece kendiniz olun, harbi zor değil.
Bişey sorabilirmiyim bu sen+ben şarkısı hakkında
@@atessabritr4251 Buyrun?
Biraz önce annem turşu kuruyordu, ben de oturup izledim ve biraz havuç soydum ona. Sonra neden bu kadar çok yapıyorsun dedim, çünkü çok kavanoz vardı ve hepsini doldurdu. Bana dönüp "Ben hep böyle yapıyorum biz çok yiyoruz, tabii 2 yıl burda olmayınca..." diyip bir surat ifadesi takındı. Ben ne bileyim sanki, yemiyorum bile zaten. Kaldım öyle. Hep ucu bana dokunuyor bir şeylerin ama ne anlamam gerekti bilmiyorum.
Köyüme döndüm.
Temelli?
8-10 kilo.
Az önce kardeşimin küçükken babaanneme yazdığı mektubu okudum. Kalbim parçalandı yine. O yaşta bile annemlerin empoze ettiği şeyler birkaç satırda belli etmiş kendini. İçime sokmak istedim onu.
Ve o güne dair hafızamdan silinen şeyler olmuş, yine. Mektupta okudum. Bilmiyorum.
Aslında çok tanıdıktı. Sahiden, harbiden, en dibinden ÇIL-DIR-DIM. Bu kadar iyi hissedemezdim, her anlamda.
Aristo ve Dante.
APTAL ÇOCUK.
26'sı sayılır aslında. Eylül 2024
Annem bana, bir süre önce internette bir yerde görüp çocuklar gibi istediğim, çok güzel diye delirdiğim gezegenli karanlıkta parlayan nevresim takımını almış. Bugün kargosu geldi. Şok oldum ve ağlamamak için zor tuttum kendimi. Haberim yoktu, hiç beklemiyordum, zaten o günden sonra bir daha söylememiştim videoda görüp tepki verdiğim bir şeydi ve alacağını da hiç düşünmüyordum. Annem zaman zaman böyle şeyler yaptığında anlıyorum, daha doğrusu tekrar hatırlıyorum beni sevdiğini. Normalde de biliyorum beni sevdiğini ama aramız hep gariptir onunla, hep farklıdır, çok iyi olamadık hiç. O yüzden beni sevdiğini bilmeme rağmen ona yaklaşamıyorum, hiç vakit geçiremiyoruz onunla, doğru düzgün konuşamıyoruz bile, anlaşamıyoruz fakat böyle şeyler yaptığında çok duygulanıyorum. O küçük çocuğa dönüşüyorum. Sevgisini hatırlıyorum. Bu kadar. Yıkanıp kuruduğunda hemen onları geçireceğim yatağıma ve yastığıma. 25.09.2024 Teşekkür ederim.
Saat 2 ve yaklaşık 1 haftadır odada benimle yaşayan, sadece dizimde 6 izi olan, bu 1 haftada tüm vücudumu ısırıp yiyip izler bırakan arkadaşı az önce suç üstünde yakalayıp ömrüne son vermek zorunda kaldım. Biraz öldürmüş bulundum. Ama yemin ederim canıma tak etti, deli gibi kaşıyordum her yerimi ve yemin olsun ısırılmamış, kızarmayan yerim yok şu an. Göbeğim, boynum, kollarım, bacaklarım, akla gelebilecek her yer ulan. Hayır bir de bu yaz her yerimde o kadar çok iz kaldı ki sivri ısırıklarından kaşıya kaşıya. Kaşıyınca kanayıp yara oluyorlar bir de. Bunların da kalmasından korkuyorum, yaz bitti havalar soğudu bu ne alaka anlamadım şimdi zaten. Bari bunlar geçsin diye bekliyorum şu an hepsi kırmızı. Umarım hızlı ve kaşıntısız olur ve biter.
Ferhat abi deliklerin bollaşmış dedi, ben de evet zaten onun için geldim dedim. Barın milimetresini kısalttı.
Şu an gayet iyi, ne kadar gidecek merak ediyorum.
23 Eylül 2024 Umarım unutmam.
Ateş pezosu.
Ulan İzmit'e gideyim dedim bir gün de. Geldiğim gibi olay oldu. Bu sefer akıllanmışım ki uzaklaştım, gerildim biraz da. Kadının birini çektiği iddia edilerek aldılar zaten. Bu ara neden böyle bilmiyorum.