- 32
- 52 281
siyasal ve siyasal
เข้าร่วมเมื่อ 7 ธ.ค. 2016
Zoraki Ayrılık
Anayasa sempozyumumuzun yayınlanmasının tamamlanmasıyla birlikte şimdi yeni bir kayıtla sizlerleyiz. Bildiğiniz gibi, KHK'lar yalnızca ihraçlar yoluyla zayıflatmadı SBF'yi...Aynı dönemde imzacı arkadaşlarımızdan, öğretim üyelerimizden, zorunlu olarak emekliliğini istemek durumunda kalanları da kaybettik. Tüm kaybettiğimiz, aramızdan koparılan arkadaşlarımızı temsilen, zorunlu emekliliğe ayrılan iki öğretim üyemiz için, Prof. Dr. Alev Özkazanç ve Prof. Dr. Gülay Toksöz için gerçekleştirdiğimiz emeklilik töreninin video kaydını sunuyoruz. İyi seyirler...
มุมมอง: 1 601
วีดีโอ
YAVUZ SABUNCU ANAYASA SEMPOZYUMU 3. OTURUM
มุมมอง 6487 ปีที่แล้ว
Prof. Dr. Yavuz Sabuncu anısına gerçekleştirilen Anayasa Sempozyumu Başka Başkanlık'ın 3. oturumuyla yayınımıza devam ediyoruz. Bu oturumumuzun konukları CHP milletvekili ve hukukçu İlhan Cihaner, Gazete Duvar genel yayın yönetmeni ve hukukçu Ali Duran topuz ve Cumhuriyet gazetesinden Çiğdem Toker. Oturumu SBF'nin genç doktor asistanlarından Dr. Duygu Türk yönetiyor. İyi seyirler...
YAVUZ SABUNCU ANAYASA SEMPOZYUMU II. OTURUM
มุมมอง 1.3K7 ปีที่แล้ว
Sempozyumumuz II. Oturumla devam ediyor. Bu oturumda konuklarımız yine KHK ile aramızdan koparılan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, SBF Anayasa kürsüsü hocalarımızdan ve Eski Anayasa mahkemesi üyesi Prof. Dr. Fazıl Sağlam ile genç-orta kuşak anayasa hukukçuları içinde ayrı ve özel bir yeri olan Bilkent Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ece Göztepe. Oturumu, KHK ile aramızdan koparılan, Anayas...
YAVUZ SABUNCU ANAYASA SEMPOZYUMU I. OTURUM
มุมมอง 1.5K7 ปีที่แล้ว
Prof. Dr. Yavuz Sabuncu'nun 10. ölüm yıldönümü anısına gerçekleştirilen Anaya sempozyumunun yayınına, açılış konuşmalarının ardından, 1. Oturumla devam ediyoruz. Bu oturumumuzda konuklarımız, SBF Anayasa Hukuku kürsüsünün temel direklerinden Prof. Dr. Cem Eroğul ile Rıza Türmen ve kürsünün yetiştirdiği meslektaşlarımızdan, Hukuk Fakültesinde olsa da, halen Mülkiye'nin bir parçası saydığımız Pro...
Doç. Dr. Murat Sevinç Anayasa Sempozyumu Açış Konuşması
มุมมอง 8K7 ปีที่แล้ว
Değerli izleyicilerimiz, Siyasal ve Siyasal olarak SBF'nin belleğini tazelemeye devam ediyoruz. Yavuz Sabuncu'nun 10. Ölüm yıldönümü Anayasa Sempozyumu kayıtlarımızla yayınımız sürüyor. Bu kez sırada KHK ile aramızdan koparılan, sempozyum düzenleyicilerinden Doç. Dr. murat sevinç'in konuşması var. İyi seyirler...
Anayasa Sempozyumu Ayhan Yalçınkaya Açış Konuşması
มุมมอง 4.9K7 ปีที่แล้ว
Değerli İzleyicilerimiz, Siyasal ve siyasal kanalı olarak, bildiğiniz gibi, geçen yıl Açık ders olarak yaptığımız Siyasal Antropoloji dersimizin kayıtlarını sizlerle paylaşmıştık. yaz dönemiyle birlikte de yayınımıza ara vermiştik. Siyasal'ın belleğiyle yayınımıza devam ediyoruz. Bu kez, SBF öğretim elemanlarının atılma süreciyle iç içe geçen ve özel bir anlam kazanan, SBF'nin yitirdiğimiz Anay...
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders XIII, Bir Ayrılık-Sami Oğuz
มุมมอง 4257 ปีที่แล้ว
Değerli İzleyicilerimiz, dönem boyunca sizlerle paylaştığımız Siyasal Antropoloji I Açık Ders kayıtlarının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu kanalı öncelikle bu ders kayıtlarını yayınlamak için açmıştık. Ancak içinde yaşadığımız gündem bizi çok aştı. Örneğin SBF'nin kurumsal sayfasında yer alan kimi videoların geçici olduğu ileri sürülerek yayından kaldırılması ve belli bir birikimin apaçık gözlerd...
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders XII/2, Kadir Cangızbay-Ömür Sezgin 2
มุมมอง 7617 ปีที่แล้ว
Kadir Cangızbay ve Ömür Sezgin Hocalarımızla yaptığımız dersin ikinci parçası...İyi seyirler...
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders XII/1 Kadir Cangızbay-Ömür Sezgin
มุมมอง 2.7K7 ปีที่แล้ว
Açık dersimizin sonuna yaklaştığımızı belirtmiştik. Ama durun telaş etmeyin. Sürprizlerimiz olacak. Bugün açık dersimizin son standart sunumlarını dinleyeceğiz. (Biz ve standart sözcükleri yan yana gelince biraz komik oldu ama:)) Bu haftaki konuğumuz sıradışı hocalarımızdan Prof. Dr. Kadir Cangızbay ve Prof. Drd. Ömür Sezgin... İyi izlemeler
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS XI/2, FARUK ALPKAYA 2
มุมมอง 3687 ปีที่แล้ว
Dr. Faruk Alpkaya ile gerçekleştirdiğimiz açık dersimizin ikinci parçası...İyi seyirler
SİYASAL ANTROPOLOJİ I AÇIK DERS XI/1, FARUK ALPKAYA 1
มุมมอง 6897 ปีที่แล้ว
Artık giderek dersimizin sonuna yaklaşıyoruz...Bu kez konuğumuz, yine KHK ile aramızdan koparılan Dr. Faruk Alpkaya. Dr. Alpkaya'dan devletsiz topluluklardan devlete geçiş meselesini dinliyoruz. Elbette onun dilediği gibi:) İyi izlemeler....
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS X/2, BUĞLALILAR-ARIKAN 2
มุมมอง 2327 ปีที่แล้ว
Dersimizi önceden alan doktorantlarımızın yaptığı sunuşun ikinci kısmı; sorular ve yanıtlar...İyi seyirler
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS X/1, BUĞLALILAR-ARIKAN
มุมมอง 4547 ปีที่แล้ว
Aykut Hocamızın ardından açık dersimizde bu kez sırada bu dersi daha önce almış bulunan doktorantlarımız var: Hali hazırda her ikisi de doktora tez çalışmalarını sürdürmekte olan Eren Buğlalılar ve Mustafa Arıkan. Sizleri iki heyecanlı öğrencimizle baş başa bırakıyoruz. İyi seyirler.
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders IX/3, Aykut Çelebi 3
มุมมอง 6447 ปีที่แล้ว
Aykut çelebi ile olan dersimizin son bölümü...İyi seyirler
Siyasal Antropoloji Açık Ders I, Açık Ders IX/2 Aykut Çelebi 2
มุมมอง 1.5K7 ปีที่แล้ว
Aykut Çelebi'yle dersimiz devam ediyor.
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS IX/1 AYKUT ÇELEBİ
มุมมอง 2.5K7 ปีที่แล้ว
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS IX/1 AYKUT ÇELEBİ
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders VIII/2 Pınar Ecevitoğlu
มุมมอง 2127 ปีที่แล้ว
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders VIII/2 Pınar Ecevitoğlu
Siyasal ANtropoloji I, Açık Ders VIII/1, Pınar Ecevitoğlu
มุมมอง 7577 ปีที่แล้ว
Siyasal ANtropoloji I, Açık Ders VIII/1, Pınar Ecevitoğlu
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders VII/2, E. Kineşçi- Y. Dönmez 2
มุมมอง 2177 ปีที่แล้ว
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders VII/2, E. Kineşçi- Y. Dönmez 2
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders VII/1, E. Kineşçi- Y. Dönmez
มุมมอง 4947 ปีที่แล้ว
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders VII/1, E. Kineşçi- Y. Dönmez
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS VI, ALAEDDİN ŞENEL VI/II
มุมมอง 5517 ปีที่แล้ว
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS VI, ALAEDDİN ŞENEL VI/II
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS VI, ALAEDDİN ŞENEL VI/1
มุมมอง 2.6K7 ปีที่แล้ว
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS VI, ALAEDDİN ŞENEL VI/1
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders 5, Film gösterimi ve Levent Ünsaldı
มุมมอง 2.9K7 ปีที่แล้ว
Siyasal Antropoloji I, Açık Ders 5, Film gösterimi ve Levent Ünsaldı
SİYASAL ANTROPOLOJİ I AÇIK DERS 4/2 ÜÇÜ BİR ARADA
มุมมอง 7287 ปีที่แล้ว
SİYASAL ANTROPOLOJİ I AÇIK DERS 4/2 ÜÇÜ BİR ARADA
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS 4/1, ÜÇÜ BİR ARADA
มุมมอง 7557 ปีที่แล้ว
SİYASAL ANTROPOLOJİ I, AÇIK DERS 4/1, ÜÇÜ BİR ARADA
SİYASAL ANTROPOLOJİ I AÇIK DERS 3/3 SORU-YANIT
มุมมอง 9207 ปีที่แล้ว
SİYASAL ANTROPOLOJİ I AÇIK DERS 3/3 SORU-YANIT
Siyasal Antropoloji I Açık Ders 3/2 AYHAN YALÇINKAYA
มุมมอง 3.3K7 ปีที่แล้ว
Siyasal Antropoloji I Açık Ders 3/2 AYHAN YALÇINKAYA
Siyasal Antropoloji I Açık Ders 2/3 Ahmet Murat Aytaç
มุมมอง 5067 ปีที่แล้ว
Siyasal Antropoloji I Açık Ders 2/3 Ahmet Murat Aytaç
Siyasal Antropoloji I Açık Ders 2/2 Ahmet Murat Aytaç
มุมมอง 6277 ปีที่แล้ว
Siyasal Antropoloji I Açık Ders 2/2 Ahmet Murat Aytaç
Kaydedip izleyebilmemize emek vermissiniz, sağolun.
Erdinç lise ve üniversite yillarinda en yakin arkadaşım ve dostumdu. Deli kızın türküsü ile başladı dostluğumuz. Uzun yillar birbirimizi felsefi ve düşünsel olarak cok yogun besledik. Antakya, Ankara ve son olarak Berlin'de cok güzel şeyler paylaştık. Felsefe, sosyoloji, sanat ve özellikle müzik bize hep tercüman oldu. Erdinç cok hassas tertemiz bir insandı. Onu sonsuz saygı ve sevgiyle selamlıyorum ve anıyorum. Erdinç hep vardı ve var olacak... ışıklar içinde uyu canim arkadaşım ❤❤❤
Maalesef sinifimizdan yildiz gibi kaydın gittin (DTCF den)
Canım abim, yoksun artık 😢
😔başınız sağolsun
Hocam bizi bıraktın gittin mekanın cennet olsun, en son dersinde ne yazık ki berabermiştik
Allah rahmet eylesin. Boyalı Kuş!
Antakya da tanıdığım kalbi en temiz insanlardandı
Çok iyi, tekrar dinleyeceğim.
Pritchard, Clastres, Sahlins özellikle Clastres çok iyi.
47:50 Postmodern nedir? Utangaç faşist.
37:00 Henüz cevabı dinlemedim ama soruyu yanlış anlamadıysam şunu soruyor. Freud'a kadar kararlarımızı bilinçle verdiğimizi düşünüyorduk yani aklımızla hareket ettiğimizi düşünüyorduk ama Freud bize gösterdi ki hiç de o kadar akılcı bir canlı değilmişiz. Bu tespit doğruysa ki doğru gözüküyor o zaman aydınlanmanın iddia ettiği gibi bizler akılla hareket ettiğimizi zannederken aslında hiç de öyle değilmişiz. Bu bilgi doğrultusunda o zaman devletleri kuran bizler bunu aklımızla mı yaptık? Blinçdışımız bu işin neresinde? Sorunun güzel olduğunu düşünüyorum. Umarım soru buydu? Değilse bile ben buymuş gibi algılayıp bir beyin jimnastiği yapmak istiyorum. Pozitivizmin handikaplarından birisi de bu sanırım? Sosyal bilimlerinin doğa bilimlerinden ayrıştığı nokta da bu? Yani işin içine insan girince doğa bilimlerindeki neden sonuç ilişkisi (determinizm) sosyal bilimler de işlemez oluyor. Bu sebeple de doğa bilimlerinde olan yasaların, teorilerin, kanunların vs... sosyal bilimlerde karşılığı olmuyor. Devlet, toplum, eşitlik, değişim, siyasal sistemler, tarih gibi sosyal konularla ilgili ne dersek hep eksik kalıyor hatta yanlış olma riski taşıyor. Çünkü sosyal bilimlerin konusu olan her bilgi bir şekilde insana dayanıyor ve insanların neyi niye yaptıklarına dair net bir şey söylenemiyor. Dolayısı ile araştırma konusu insan olan ve araştırılan şeyin de oynak bir zeminde hareket eden bir aktör (insan) olması sebebi ile toplum gibi, devlet gibi kurumlar ve kavramlar da bu oynaklıktan etkileniyor. İnsan doğası gereği mi devlet kurdu yada devlet kurmuş olmamızın doğamızla bir ilgisi yok mu sorusu ne kadar anlamlı bilemiyorum. Şu anda dünyada hakim olan birliktelik şekli devletler. Devlet olmayan topluluklar ver mı bilemiyorum yada devlet olmayan bir ortamda bazı insanlar yaşıyor mu bilmiyorum. Belki vardır ama hakim olan durum devletler olduğuna göre diğer türlü olanları istisna olarak değerlendirmek mümkün. İnsan ne kadar zaman önce devletleri kurdu. Diyelim 3000 bin yıl önce yada 5000 bin yıl önce. Ne kadar süre devletsiz yaşadık diyelim 150 bin yıl 200 bin yıl. Yani oranlarsak insanlık olarak, yaklaşık tüm tarihimizin %2 lik kısmında devletli olarak yaşıyoruz. Çok yeniyiz. Bu önemli mi? Kişisel ilişkilerimizde nasıl davranıyoruz? Verdiğimiz karalarda aklımızı ne ölçüde kullanıyoruz? Gerçekliği olduğu gibi mi algılıyoruz? Gerçeklik nedir? Bir birey için bilinçten ve bilinçdışından söz edebiliyoruz ama bir grup insan söz konusu olduğunda da bir bilinçten ve bilinçdışından söz edebilir miyiz? Topluluklar bir karar alırken neye göre karar verirler? Geçmişte verdiğimiz kararlar bizi bugün bu noktaya getirdi. Kapitalizmi de biz yarattık, sömürgeyiciliği de, emperyalizmi de, sosyalizmi de... Şu an dünya üzerinde yaşayan 8 milyar insanın da yaşadıkları hayatla ilgili bir düşüncesi var. Ülkeler bağlamında yani Türkiyede yaşayanlarında en azından ortalama bir fikri var. Her birimiz birer kişiyiz ama aynı zamanda bir grubun da üyesiyiz. Çocukken çok baskı görmüş bir kişi belki bilinçdışında bir şeyler yanlış olduğu için yanlış kararlar verebilir, gerçekliği yanlış algılıyor olabilir, savunma mekanizmaları ile hayata tutunmaya çalışıyor olabilir ama o aklını sağlıklı kullanamayan kişi bir grubun içinde varlığını devam ettirmekte zorlansa da, depresyonda da olsa, kendine güvensiz, nevrotik bir kişi de olsa toplumun bir üyesi olarak bütün bunların hiç bir önemi kalmayacak. Dünya neden bugün bu durumda. Bunun sebebi tarih boyunca yaşamış olan tek tek bireyler mi? Sanırım değil. Tarihte bazı insanlar bir şekilde yular eline alıyor ve insanlık atını çekip çeviriyor. Yani bir dönem birileri bir adım öne çıkıyor ve insanlık yolunun ne yöne gideceğine karar veriyor. Belki bunu bu niyetle yapmıyorlar ama sonuçta yaşadığımız o. Bu sadece bir kulvarda da olmuyor. Bazen bir siyasetçi bu yolun çiziminde başat aktör oluyor, bazen bir bilim insanı, bazen bir sanatçı, bazen aynı anda bir çok kişi. Şimdi soruya bir kez daha bakalım. Devletlerin kurulması ile insanların kararlarını bilinçli mi aldıkları, bilinçdışımızın tarihimize yön verirken devrede olup olmadığı doğru bir soru mu? Modernizm, aydınlanma, pozitivizm aklı ön plana çıkarırken bizlerin aslında çok da akıllı canlılar olmadığımız gerçeğini göz ardı mı ediyoruz? Bütün bu yazıları yazmama sebep olan sorular bunlar mıydı bilemiyorum ama ben bu sorular üzerinde yola çıkarak kafa yordum. Vardığım sonuç bireyle, toplumu sanki birmiş gibi algılamak yanlış. Bireyin bilinçdışından bahsedebiliriz ama toplumun bilinçdışı diye bir şey yok. Gerçi bilinçdışına sahip olmamız neye yol açıyor ona bakmakta fayda var. Biz toplum içinde yaşarken gerçekliği olduğu gibi algılamak yerine kendi algılarımızla hareket ediyoruz ve hayatla baş edebilmek için savunma mekanizmaları kullanıyoruz. Peki toplumlar karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmek için, hayata tutunmak için aynen bireyler gibi savunma mekanizmaları ile mi hareket ediyorlar? Toplumlar gerçekliği olduğu gibi algılıyorlar mı? Sanırım asıl sorulması gereken soru bu? Kolektif bilinç mi diyelim, toplum bilinci mi bilemiyorum ama neticede toplumlarda bir şekilde kararlar veriyorlar. İnsana olan kişisel güvensizliğimle bu soruya cevap verirsem toplumlar da verdikleri kararlarda yanlışlık yapıyor olma olasılıkları çok yüksek. Nasıl bireyler çocukluk ve bebekliklerinde yaşadıkları olumsuz şeylerle bazı şeyleri bilinç dışına atıyorlarsa toplumlarda geçmişten günümüze sağlıksız bir şekilde geliyorlar. Yaşanan savaşlar, yenilgiler ve sömürülmeler mutlaka toplumlarda da aynen bireyler de olduğu gibi yaralar açıyor. Bu yaralar da gerçekliği olduğu gibi algılamamamıza yol açıyor. Neticede bugün bu noktada isek geçmişte aldığımız yanlış veya doğru kararların sonucu. İnsanlık neden devletler şeklinde örgütlendi? Hayatta kalmaya çalıştık ve kendimizi korumaya yöneldik. Bir şekilde bir arada olursak bu işi başaracağımızı düşündük. İşe de yaradı. Soyumuz tükenmediğine göre bir şeyleri doğru yapmışız. Neticede tek tek insanlar için de öyle değil i? İnsanların çok büyük bir kısmı sağlıksız olsa da, tamamımıza yakınımız travmalarla yolumuza devam etsek de bir şekilde hayatta kalıyoruz. Bir şekilde sağlıksız da olsak, mutsuz da olsak, depresyonda da olsak, kötü de olsak, cahil de olsak yolumuza devam ediyoruz. Demek ki ister aklımızla yol almış olalım, ister bilinimizin bir dışının da olduğunu keşfetmiş olalım önemli değil. Soyumuzu bir şekilde devam ettiriyoruz. Biz bir çok şeyi keşfetmemiş olsak da işleyen bir sistemin içindmiyoruz diye o şeyler işe yaramıyor anlamına gelmiyor. Amerika kıtasının varlığını bilmesek de binlerce yıl hayatamıza devam ettik. Yani bazı şeyleri bilmesek de yaşamaya devam ediyoruz. Biz bir şeylerin varlığını sonradan keşfettik diye bu geçmişimizi değiştirecek bir durum değil.
Merhaba bir soru sormak istiykrum size . Kadin Cangızbay'ın yaklaşımı uyarınca globalleşme kavramının küreselleşme kavramına göre içerisinde barındırdığı avantajlar hangileridir diye bir soru sorsam cevabınız ne olurdu ?
Devletin neden bir yerde oluşup da bir başka yerde oluşmadığı konusu konuşulurken Jared Diamond'dan da bahsedilmesi gerekmiyor mu? Onun yaptığı tespitler doğru mu, yanlış mı, eksik mi? Bu konu ile ilgili bilgi verebilecek var mı?
Bu derslerin ders notları var mı? Dersi takip edebileceğimiz yazılı kaynaklar var mı? Bu konuları öğrenebilmek için hangi kitapları tavsiye edersiniz?
Dindar bir Müslüman olarak ahlaklı ve mücadeleci kişiliğine selam olsun sevgili Murat sevinç hoca...
Burası hangi üniversite hangi bölüm? Zevkle izledim.
Bravo size helal olsun adam sinniz adam guzel insan kadir cangizbay
Belgesel niteliginde.
12. Dakikada ismi sanırım Betül olan dinleyici-katılımcı bir soru sormuş. Belkide Türkiye’de bir kürsü geleneği diyebileceğimiz, depoladığı ve aktarabildiğinin dışında muhatabını anlamakta sorun yaşayan hallerden biri oluşmuş. Soruyu kısaltarak aktarmaya çalışacağım. Kısa bir ekoloji girişi yapıp demeye çalışıyor ki global “asabiyye” öneriniz var mı ? Daha da açmaya çalışalım. İnsanları bir arada tutan bağa asabiyye dediğimizde küresel ısınma gibi sonucu insanlığı yok etme durumu olan bir konuya tüm insanları bir birlerine ve geleceğe bağlayan bir asabiyye ne olabilir.
Siyasal'ın Uzayıp Giden Günü.
ogünleri hatırlamak güzel :)
çok teşekkür ederim 👍
Bi bok konusamiyor
Murat sevinç hoca bu ülkenin vicdanıdır
Videoyu 1.25 te izleyin. Yavas konusuyor
şErdoğan okuyamayip örümcek beyinli olmanin ve sahte diplomasinin hirsini OKUMUŞ AYDIN KALÌTELÌ ADAM GIBÌ ADAMLAR dan çikartiyor.
Umarim en kisa zamanda en güzel mevkilere gelir ve yine yine yeniden ülkemize güzelliklerinizi yayarak hizmet edersiniz .
Hocam bilimi yutan bu canavarlık yıkılacaktır bir gün
Agladim hincimdan,sinirimden.Bu kadar degerli eyitmenlerimizi atip yerine kara cahil, kafalari örümcek agiyla sarilmis varliklar getirdiler ve onlarinda diplomasi oldugundan süpheliyim. Dert olsun. Kanun elbet cok yakinda onlarida yargilayacak. Aydinlik ve mutlu, Multi kültürel bir Türkiye hayal ediyorum.
hocanın yazılarına dikenden ve gazeteduvardan ulaşabilirsin.Şahane bir insan Dinçer demirkent hoca da iyidir onu da tavsiye ederim o da gazeteduvarda yazıyor
Memleketin entellektüel,düsünen,bilgili,bariscil güzel insanlarini isine gelmedigi icin atan,mahpus eden Erdogan rejiminin ahlaksizligi,bilgisizligi,cahilligi,yobazligi,diktatörlügü karsisinda halen dik duran ,cok güzel bir insan Murat Sevinc.Bu güzel insanlar memleket icin ne gibi bir dezavantaj olabilir?Sadece Erdogan rejimi cikarlari icin dezavantaj.Memleket sizlersiz cok yoksun.Yakinda görevinizedönme dilegiyle.
Filmin adı neydi?
sanırım 2010 yılı yapımı Ayrılık (die Fremde) isimli film. Feo Aladağ yönetmiş.
hocam, sizin o boğazınızda düğümlenen hıçkırığın hatırına boynumuzu bükmeden direneceğiz.
mekan neresi?
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Muhteşemsiniz...Kadir Cangızbay'ın Gazi Üniversitesi'ndeki sosyoloji derslerini özlemiştim,yıllar sonra bu konuşmalar ilaç gibi geldi,tesadüf eseri kanalınıza rast geldim.Lütfen tekrar konuk edin:)
Ahmet hoca'nin derslerini Yüzüncü yıl'da lisansda kaçırmazdim. umarım tekrardan kürsüsüne geri döner.