- 40
- 39 468
Halkların Köprüsü Güzel Çarşamba
เข้าร่วมเมื่อ 20 ก.ย. 2023
Ayhan YALÇINKAYA
Kime sorsak, Aleviler ve Alevilik üstüne kuracağı iyi-kötü, doğru-yanlış, dostça-düşmanca, yerli-yersiz ama genellikle en az bir cümle vardır. Eğer tek bir cümlesi bile yoksa bunun kabahati-suçu, sorumluluğu da mutlaka “Alevilerin üstündedir.” “Kendilerini gizlemiş, bildirmemişler, anlatmamışlar, göstermemişlerdir. Oysa ‘bilmek’ herkesin hakkıdır; mademki birlikte yaşıyoruz.” Aleviler ve Alevilik hakkında bir şeyler bilmeyi kendinde hak görenler, bilmenin bir gereklilik, sorumluluk ve hatta giderek bir zorunluluk olarak kendilerine ait olduğunu çoğunlukla ya fark ya da kabul etmezler; ama yine de herkes Alevileri ve Aleviliği “bilir”; hatta hemen herkesin “Alevi arkadaşları da, Alevi gelinleri de ve belki damatları da vardır; komşuları da olduğu gibi.” Ancak Alevi komşuları da olanlar, o komşularının neden her Ramazan’da Sahur vakti ışıklarının açık olduğu üstüne düşünme gereği duymaz, çünkü o ışığın kapalı olabileceğini tasavvur edemediğinden, açık olduğunu da görmez ya da sanki Alevi komşusu evinde öylesine aşure pişirmiş de “komşuya kokusu gitmiştir” niyetine dağıtmış gibi, o aşureyi çocuğuna yedirmez de “dur, ben sana yaparım” deyip işe girişir.
Gündelik örnekler bir yana, Alevi, Alevi olarak “bilinir” ama “görülmez, görülmemelidir; biz eskiden kimin Alevi, Sünni olduğunu bilmezdik evladım; bunlar da yeni modalar, nereden çıktı bu?” Alevi, Alevi olarak kesinlikle kamusallaşmamalı; kamusal alan dışındaki hayatında da olabildiğince Sünni Müslümanlığın kodlarına saygılı ve uyguncu davranmalıdır. Bu yalnızca sıradan insanların tutumu değildir. Öyle ki Alevinin Alevi olarak ölme-öldürülme “hakkı” bile yoktur. Uzun yüzyıllara yayılan Alevi katliamları, terteleler, soykırımlar, pogromlar onlar Alevi olduğu için değildir; dinsiz, sapık, rafızi, sapkın, komünist, sosyalist, cahil, batıl inançlı, gerici, Atatürkçü, laiklik yanlısı, cumhuriyetçi, aydınlanmacı, halk partili, anti-faşist, işçi, zengin, vs. olduğu içindir. Oysa, diğer tüm ötekileştirilenler, düşmanlaştırılanlar bir yana, Ermeniler, Aleviler ile LGBTİartılar sırf bu vasıflarıyla öldürülmeye “bihakkın” layıktır. Ama asla vasıfları yüzünden ölmez, öldürülmezler; öldürülmeleri bile bir başka şeyden ya da yerden dolayımlanmak, ancak o dolayım çerçevesinde açıklanabilir olmak “zorundadır.” Aksi, onların “görülmesi” anlamına gelecektir. “Görülmeleri zinhar insanı dinden eder.”
“Halkın hükümdarın dininden olduğu” kabulü altında Alevilerin Alevi olarak görülmemesini açıklamaya dönük her girişimin yolu ya din olarak devlete/siyasete ya da devlet/siyaset olarak dine çıkar. İşte bu söyleşide tarihsel arka plana da kimi kısmi değinilerle birlikte, esasen Türkiye Cumhuriyeti’nin Alevilerle ve Alevilikle sergüzeştini kırılma noktaları itibariyle ele almaya çalışacağız ve bugün, özellikle Alevi Çalıştayları’yla başlayan süreçte Alevilerin Alevi olarak görülmeme süreci değişmiş gibi görünse de, bunun, aksine yeni ve daha tehlikeli, Alevilere karşı daha tehditkar ve düşmanca bir “körlüğün” yollarını döşediğini konuşacağız.
Ayhan Yalçınkaya kimdir?
Ayhan Yalçınkaya (E. Prof. Dr.) lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini 2016 ve 2017 KHK’leriyle neredeyse tümüyle tasfiye edilen Mekteb-i Mülkiye, yani Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden aldı. Siyaset Felsefesi ve Siyasal Düşünce Tarihi alanından doçent oldu. Emekli olana kadar aynı fakültede öğretim üyeliği yaptı. Uzun yıllar Siyaset Bilimi, Siyasal Düşünceler Tarihi, Türk-İslam Düşünce Tarihi gibi dersler verdikten sonra, KHK’lerle tasfiye edilen iki meslektaşı, Prof. Dr. Zeliha Etöz ve Yard. Doç. Dr. Pınar Ecevitoğlu’ya birlikte önce lisansüstü düzeyde, ardından lisans düzeyinde siyasal antropoloji derslerini verdi. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin özellikle siyaset bilimi bölümünün KHK’ler eliyle neredeyse kapanma noktasına getirilmesiyle, o sırada yürüttüğüanabilim dalı başkanlığından istifa etti; ardından emeklilik için gerekli hizmet yılını tamamladığı anda bir yıl içinde emekli oldu. Halen İzmir ve Ankara’da yaşıyor. Herhangi bir (kamu ya da özel) üniversitede çalışmıyor. Siyaset bilimi ve siyasal teorinin kavramlarını seferber ederek Alevilik, din ve kutsal üstüne çalışmaya devam ediyor. Ayrıca ütopyalar, edebiyat, feminist antropoloji ve cinsiyet çalışmaları ilgi alanlarını oluşturuyor. Yayınlanmış birden çok kitabı ve yazısı var. Kitaplarından bazıları: Alevilikte Toplumsal Kurumlar ve İktidar, Eğer’den Meğer’e Ütopya Karşısında Türk Romanı, Siyasal ve Bellek, Pas: Sıvılaşmış İktidar ve Gelenek, Küf: Dede Korkut, Said Nursi ve Ali Üzerine, Mazerete Mahal Yok, Aleviler Artık Burada Oturmuyor, Kavimkırım İkliminde Aleviler, Aleviler de Bildirir.
Gündelik örnekler bir yana, Alevi, Alevi olarak “bilinir” ama “görülmez, görülmemelidir; biz eskiden kimin Alevi, Sünni olduğunu bilmezdik evladım; bunlar da yeni modalar, nereden çıktı bu?” Alevi, Alevi olarak kesinlikle kamusallaşmamalı; kamusal alan dışındaki hayatında da olabildiğince Sünni Müslümanlığın kodlarına saygılı ve uyguncu davranmalıdır. Bu yalnızca sıradan insanların tutumu değildir. Öyle ki Alevinin Alevi olarak ölme-öldürülme “hakkı” bile yoktur. Uzun yüzyıllara yayılan Alevi katliamları, terteleler, soykırımlar, pogromlar onlar Alevi olduğu için değildir; dinsiz, sapık, rafızi, sapkın, komünist, sosyalist, cahil, batıl inançlı, gerici, Atatürkçü, laiklik yanlısı, cumhuriyetçi, aydınlanmacı, halk partili, anti-faşist, işçi, zengin, vs. olduğu içindir. Oysa, diğer tüm ötekileştirilenler, düşmanlaştırılanlar bir yana, Ermeniler, Aleviler ile LGBTİartılar sırf bu vasıflarıyla öldürülmeye “bihakkın” layıktır. Ama asla vasıfları yüzünden ölmez, öldürülmezler; öldürülmeleri bile bir başka şeyden ya da yerden dolayımlanmak, ancak o dolayım çerçevesinde açıklanabilir olmak “zorundadır.” Aksi, onların “görülmesi” anlamına gelecektir. “Görülmeleri zinhar insanı dinden eder.”
“Halkın hükümdarın dininden olduğu” kabulü altında Alevilerin Alevi olarak görülmemesini açıklamaya dönük her girişimin yolu ya din olarak devlete/siyasete ya da devlet/siyaset olarak dine çıkar. İşte bu söyleşide tarihsel arka plana da kimi kısmi değinilerle birlikte, esasen Türkiye Cumhuriyeti’nin Alevilerle ve Alevilikle sergüzeştini kırılma noktaları itibariyle ele almaya çalışacağız ve bugün, özellikle Alevi Çalıştayları’yla başlayan süreçte Alevilerin Alevi olarak görülmeme süreci değişmiş gibi görünse de, bunun, aksine yeni ve daha tehlikeli, Alevilere karşı daha tehditkar ve düşmanca bir “körlüğün” yollarını döşediğini konuşacağız.
Ayhan Yalçınkaya kimdir?
Ayhan Yalçınkaya (E. Prof. Dr.) lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini 2016 ve 2017 KHK’leriyle neredeyse tümüyle tasfiye edilen Mekteb-i Mülkiye, yani Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden aldı. Siyaset Felsefesi ve Siyasal Düşünce Tarihi alanından doçent oldu. Emekli olana kadar aynı fakültede öğretim üyeliği yaptı. Uzun yıllar Siyaset Bilimi, Siyasal Düşünceler Tarihi, Türk-İslam Düşünce Tarihi gibi dersler verdikten sonra, KHK’lerle tasfiye edilen iki meslektaşı, Prof. Dr. Zeliha Etöz ve Yard. Doç. Dr. Pınar Ecevitoğlu’ya birlikte önce lisansüstü düzeyde, ardından lisans düzeyinde siyasal antropoloji derslerini verdi. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin özellikle siyaset bilimi bölümünün KHK’ler eliyle neredeyse kapanma noktasına getirilmesiyle, o sırada yürüttüğüanabilim dalı başkanlığından istifa etti; ardından emeklilik için gerekli hizmet yılını tamamladığı anda bir yıl içinde emekli oldu. Halen İzmir ve Ankara’da yaşıyor. Herhangi bir (kamu ya da özel) üniversitede çalışmıyor. Siyaset bilimi ve siyasal teorinin kavramlarını seferber ederek Alevilik, din ve kutsal üstüne çalışmaya devam ediyor. Ayrıca ütopyalar, edebiyat, feminist antropoloji ve cinsiyet çalışmaları ilgi alanlarını oluşturuyor. Yayınlanmış birden çok kitabı ve yazısı var. Kitaplarından bazıları: Alevilikte Toplumsal Kurumlar ve İktidar, Eğer’den Meğer’e Ütopya Karşısında Türk Romanı, Siyasal ve Bellek, Pas: Sıvılaşmış İktidar ve Gelenek, Küf: Dede Korkut, Said Nursi ve Ali Üzerine, Mazerete Mahal Yok, Aleviler Artık Burada Oturmuyor, Kavimkırım İkliminde Aleviler, Aleviler de Bildirir.
มุมมอง: 639
วีดีโอ
Cemal TAŞ
มุมมอง 47916 วันที่ผ่านมา
Cemal TAŞ ile “Hey Allah’ın Zalımları: Dersim 1938 Anlatıları” Tarihsel, toplumsal ve nesiller boyu yaralanmalardan; diğer bir deyişle travmalardan bahsedildiğinde Türkiye’de ilk akla gelen uzamlardan biri kuşkusuz Dersim ve 1938 olurdu. Bu hafta Güzel Çarşamba Buluşmaları’nın konuğu olan Cemal Taş, yıllarını Dersim’in “gerçekliği”ni doğrudan tanıklar ve tanıklıklarla ortaya koyan çalışmalara a...
Levent KÖKER
มุมมอง 459หลายเดือนก่อน
Türkiye İçin Nasıl Bir Anayasa? Bu haftaki konuğumuz Levent Köker “Türkiye İçin Nasıl Bir Anayasa?” konusunu konuşacağız. Köker’e kulak verelim: “Karşılaştırmalı olarak baktığımızda hiç de azımsanmayacak bir anayasa tarihi olan Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durum gerçekten çok üzücü. Çok partili siyâsî hayata geçilmesinden bu yana sürekli olarak demokratikleşme çabalarına şâhit olduğumuz b...
Foti BENLİSOY
มุมมอง 371หลายเดือนก่อน
“Katliam yasası ve hayvan hakları mücadelesi” bu haftaki konumuz. Moderatörümüz uzun yıllardır sokak hayvanları için canla başla çalışan ve derneğimizin kurucularından sevgili Yıldırım Şahin Bu söyleşinin ilk bölümünde sokakta yaşayan hayvanların katli ve tecridini öngören yasa değişikliğinin siyasal hedef ve sonuçlarını tartışacagiz. Hayvanları siyasal kamplaşmanın merkezine taşıyan bu vakadan...
Ayşe HÜR
มุมมอง 2.3Kหลายเดือนก่อน
Tek başına devasa bir iş üreten ve bu nedenle çok saygı duyduğumuz gerçek bir entellektüel Ayşe Hür ikinci defa konuğumuz oluyor. Çok mutluyuz. Bizans’tan günümüze kadar bu coğrafyada yaşayan Latinler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Süryaniler, Ezîdiler, Karamanlılar, Hay Hurumlar, Malakanlar gibi gayri Müslim toplulukları konuşacağız. Rum ve Ermenilerin 1894-1896, 1909, 1915’te yaşadığı göç, ka...
2023 - 2024 Yılı 1. Sezon Etkinlikleri
มุมมอง 1723 หลายเดือนก่อน
Halkların Köprüsü Güzel Çarşamba Buluşmaları 2023 - 2024 Yılı 1. Sezon Etkinlikleri
Aylime Aslı DEMİR
มุมมอง 3204 หลายเดือนก่อน
LGBTİ Hakları İnsan Haklardır Bu hafta konuğumuz Aylime Aslı DEMİR Cem Terzi moderatörlüğünde LGBTİ mücadelesini konuşacağız. Cinsel düzene itiraz etmek demek, aynı zamanda bütün toplumsal kurum, ideoloji ve teorilere itiraz etmeyi gerektiriyor. Heteronormatif ve seksist düzen, kurumları öyle sarmalıyor ki mücadelemiz salt bir cinsiyet eşitliği ve cinsel özgürlük mücadelesi olamaz. Dolayısıyla ...
Fatmagül BERKTAY
มุมมอง 4365 หลายเดือนก่อน
Bu hafta konuğumuz siyaset Bilimci Fatmagül Berktay. Cumhuriyet’in 2. yüzyılının bir “Türkiye yüzyılı” olacağı iddia ediliyor. Ne var ki, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devreden ataerkillik zemininde işlevsel olan “biraderlik sözleşmesi” gerilemek şöyle dursun derinleşip genişleyerek devam ediyor ve kadınların eşit yurttaşlık konumuna yönelik bir tehdide dönüşüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve k...
Ergi Deniz ÖZSOY
มุมมอง 4715 หลายเดือนก่อน
Bu haftaki konuğumuz Prof. Ergi Deniz Özsoy Evrimsel Biyolojinin Işığında İnsan Irkının ve Irkçılığın Anlamsızlığı başlıklı bir söyleşi yapacağız. İnsan türü için kullanılan ırk kavramının, sosyolojik ve kültürel kullanımının yanı sıra biyolojik bir temellendirme ile ele alındığı uzun süreler boyunca, meşruiyetini aslında bilimsel gerçekliğinden değil; mevcut statükoyu koruyup gözeten egemen id...
Mesut YEĞEN
มุมมอง 6495 หลายเดือนก่อน
Cumhuriyetin 100. yılında Kürt Sorunu başlıklı bir söyleşi yapacağız. Moderatörümüz Cem Terzi Cumhuriyetin yüzüncü yılı güzellemelerinden yorulduysak, Kemalist anlatıdan çıkıp gerçeklere bakma zamanı gelmiş demektir! Evet cumhuriyet padişah ile tebaası arasındaki ilişkiyi yıkmış ve herkesin yurttaş olarak kamu hayatına katılması için bir imkan yaratmıştır ama sınıfsal karakteri yüzünden eşitlik...
Yavuz ATAN
มุมมอง 2686 หลายเดือนก่อน
Savaşların yayıldığı bir dünyaya antimilitarizm penceresinden bakmak İnsanlık tarihinin hep en organize suçu, en büyük ve en tehlikeli erkeklik gosterisi olmuştur savaş. Egemenlik ve sömürge alanlarını elde tutmak ve yenilerini ele geçirmek; ekolojik, sosyal, siyasal ve iktisadi yıkımlara, katliamlara rağmen buna devam etmek, toplumları ve insanları taraf olmaya zorlamak… Gücü elinde tutanların...
Taner AKÇAM
มุมมอง 2.1K6 หลายเดือนก่อน
Cumhuriyet’in 100. yılında “ Yüzyıllık Apartheid” iddiasını tartışıyoruz. Bu hafta konuğumuz Taner Akçam. Akçam, bir buzkırıcı işlevi gören çok önemli bir tarihçi. Bugün Türkiye’de insanlar 1915’te neler yaşandığından haberdar iseler bunda Akçam’ın çok büyük emeği olduğu bir hakikattir. Akçam buzkırıcılığa devam ediyor… Taner Akçam’ın başlığı “Yüzyıllık Apartheid” olan son kitabı yakın bir zama...
Burcu PELVANOĞLU
มุมมอง 3556 หลายเดือนก่อน
Bu haftaki konuğumuz Burcu Pelvanoğlu. Burcu Pelvanoğlu ile Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet’ten 1960’lı yıllara resim sanatına bakacağız. Pelvanoğlu, konuyu gelenek ve modernlik ekseninde, farklı zamanların ve paradigmaların çelişkisi üzerinde yükselen Türk modernleşmesi bağlamında ele alıyor. Pelvanoğlu’na modern sanat tarihi bir başka açıdan, sosyo-politik gelişmeler doğrultusunda yazı...
Nejla IŞIK, Arif Ali CANGI, Deniz AKKOÇ, Bahadır ALTAN
มุมมอง 3517 หลายเดือนก่อน
Akbelen Direnişinden İzlenimler Tanıyanı bileni tarafından çok sevilse de Türkiye’de ve hatta dünyanın başka yerlerinde pek çok insan için, tıpkı tüm diğer zulme uğrayanların adları gibi, bir gecede akıllara kazındı bu isim! “Akbelen nere ola, Akbelen’de ne ola?” sorularını sordurtanlar vardı. Çünkü; Akbelen için direnenlerin onurlu ve vazgeçmeyen çığlıklarında yükseldi ismi… Direniş’i geçirmek...
Eser KÖKER
มุมมอง 5247 หลายเดือนก่อน
Dünyada ve Türkiye’de Feminist Mücadele Tarihi Bu hafta konuğumuz Eser Köker ve moderatörümüz Ebru Tekin. İki yüzyılı aşkın bir süredir eşitlik ve özgürlük idealine yeryüzünde beden olagelmiş feminist hareketler, şiddetsiz, barış içinde yaşanabilir toplumsal biraradalıklar kurmak için mücadele zemini yaratmaya devam ediyorlar. Türkiye’de de, feminist mücadeleler iktidar uzlaşmalarını tersyüz et...
Bahsedilen Tarık Akan filminin adı nedir?
Kürtler,Aleviler,ötekiler olmasaydı herşey çok mu yolunda olacaktı🙏🏾🤔
Çok açık net bir anlatım
Murat Belge😱
Ben de Halkların Köprüsü Derneğine emek verenleri kutluyorum,teşekkür ediyorum. Çok faydalı çalışmalar🙏🏼👍🏻👏👏👏
Teşekkürler ❤
Hocam merhaba. Öncelikle yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Fettullah Hoca'nın internet ortamında dolaşıma giren bir sözü var "Biz Anadolu Alevileriyle anlaşırız, ancak Tunceli'deki Alevilerle anlaşamayız" demişti. Bunu konuda bir iki cümleniz olabilir mi?
Ayse hanim supersiniz gercekten.Cok akici bir sekilde anlatiyorsunuz tarihi .Kutlarim.
Ben sonradan izliyorum,ses de anlamayı zorlayan titreşim var.
Emeklerinize sağlık canlar, çok faydalanıyorum,bakışaçıma katkı sağlıyor🙏🏼✌✌✌✌
cok iyi bir sunum ve cerceve. toplanti ve video kaydi icin tesekkurler, iyi calismalar.
Emekleriniz bizi aydınlatıyor,çok teşekkürler❤
Sayın Ayşe Hür'ün sunumunu yaptığı Gayrımüslümlerin öteki tarih anlatımı için çok teşekkür ederim.
Konuşmalar hep donuyor, bazen hiç anlaşılmıyor.
Belediyelerden salon verilmiyormu
Halkların köprüsü derneğine ve Ayşe hocamıza çok teşekkür ediyorum
Ayşe Hoca'ya ne desek onu nasıl yüceltsek kelimelerle bilemiyorum, ama zaten o eğer böyle beklentileri olan biri olsa şu elinin emeği gözünün nuru ÖTEKİ TARİH'i inşa etmez, edemezdi. Saygıyla eğiliyorum önünde 🙏🙏🍀🍀❤️❤️
Son konuşan arkadaş hanımefendi bir arafta duruyor, onun fikirlerini "sakıncalı" bulduğumu belirtmeliyim.
Videonun başlığına programın içeriği olan “Gayrimüslimlerin Öteki Tarihi”ni eklerseniz arandığında bulması kolay olur.
Ayşe hocam anlattıklarınızın çoğunu okumama bilmeme rağmen sizi zevkle dinledim. Çok güzel etkileyici konuşmanız. Ne yazık ki katılamadım bu güzel toplantıya. İyi ki varsınız. Çok teşekkürler 🙏🙏🙏
söyleşiye katılamadım dinlemek isterdim olmadı, Video için Halkların Köprüsü Derneğine çok teşekkürler,
Teşekkürler sayın Ayşe Hür 🙏
"Kim var idi, biz burada yoğuken"...
Serkeftin (başarılar)
KURT OZGURLUK HAREKETI ABADOLU HALKLARINI TARIHLE YUZLESMEYE OGRETMISTIR 🤔
kamera açısı ve ölçeği yanlış, bu yüzden sayın konuşmacı dramatik (tiyatral) bir figür gibi gözüküyor. Uzun izlemeyi zorlaştırıyor. "Bilemiyoruz, ne yapalim abi" derseniz. Kamerayı oturan bir insanın ufuk çizgisine (göz hizasına veya az üzerine) ve kadrajı orta ölçeğe çekin.
HAY
HAYASTAN
🙏💜💚❤️💛
Siz ve saygıdeğer Ayşe Hüre saygılar emeklerinize yüreklerinize sağlık
Neticede tarih emperyalizm e hizmet edipte anti emperyalist gorunen suni liderle doludur tipki lenin stalin m.kemal gibi leninden m.kemale yardim etmesini ingiltere istemistir
Turkiyede konusulan dil arapca farsca ingilizce ermenice karisimi derleme toplama bir dildir hicbir bakimdan orta asyayla birilgisi alakasi yok zaten turkiye de turk de yok varsada yuzde bir ancak
Kurtler turkiyede yasadiklari topraklarda otokton bir halk degil
Ayse hanim tarihci prof Halil inalcik a gore ne kayi boyu diye bir boy var nede oguz diye bir kavim bu 1402 cubuk savasindan sonra timur un korkusundan kabul edilmistir uydurulmustur tabiki siz bunlari benden iyi bilirsiniz
1915 de Çanakkale ye gönderilip de savaş bittiğinde evlerine dönen birçok askeri doktorun, eczacının, mühendisin eşini çocuklarını ailesini bulamayıp büyük bir hayal kırıklığı yaşadıklarını birçok yerde okumuştum. Oysa gayrimüslimlerin askere alınmadıgıgını söylediniz. Hangisi doğru?
tam tarihini bilmiyorum ama ilk askere alınmaları 1910-12 arasında oluyor sanırım. ondan önce askerlikten mendiler osmanlı’da
Haklısınız, Osmanlı ile İttihat Terakki dönemini karıştırmamak lazım. Teşekkürler
heybeliada"daki okul ögrencisi olmadigi icin kapatilmadi, meb"e bagli özel okul olmaya zorlandilar, kabul edilmeyecek bir seydi,o yüzden. tabi kibris vb. iste. karamanlilar konusunda söylenenler de maalesef dogru degil, türkce konusan ortodoks bir topluluktur, cok kaynak var, biraz daha güncellemesi lazim yazarin bilgilerini.
bu kadinin hic erkek arkadasi olmus mu?
Bu durumda dünyada kurulan ilk apardhaid rejim Güney Afrika değil Türkiye olmuş oluyor. 😠
Bu kıymetli buluşmalarda ses düzeni de keşke daha iyi olabilse
Çok teşekkürler ama hocam kız halaya çeker yani kendim bizzat cekmişim;)))))
çok güzel anlatım gayet doyurucu bir proğram,emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
Müthiş inanın aklı bir yerde duruyor👏👏👏👏👏
Her ses sanki mikrofondan yankılanıyor, en küçük bir ses konuşmayı bozuyor
Konu çok güzel ancak şu ses problemi işi bozuyor, yine de emeği geçen herkese teşekkür ederim
Teşekkürler Halkların köprüsü ve sevgili Yavuz Atan
Taner hocam,Emeklerinize sağlık çok teşekkürler.
İLK KEZ İSVİÇRE SRF TELEVİZYONUNDA BİR BELGESELDE SÖZÜ GEÇTİ. ARDINDAN "AGOS" DAHA SONRA ALMAN "TAZ ZEİTUNG" DAHA SONRA BİR TÜRK HABER SİTESİ? OLAYIN ÜZERİNE GİTTİ VE DÖNEMİN İÇ-İŞLERİ BAKANI EFKAN ALA İLE SÖYLEŞİ YAPTI. BAKAN DURUMU TEYİD ETTİ. BUNUN HEP YAPILDIĞINI SÖYLEDİ. AŞAĞIDAKİ LİNKTE BU KONUDA MECLİS TARTIŞMASINI OKUYABİLİRSİNİZ.
HOCAM, SİZE CEVABEN YAZDIKLARIM SİLİNİYOR. İZLENİYORSUNUZ. :))
demek ki cevabı da ayrı bir not gibi ekleyeceksiniz :)
@@tanerakcam7614 öyle yaptım.
Süryanilerin kod rakamı "4" tür.
Bu bilgiye ilişkin bir kaynak bildirir misiniz?
@@tanerakcam7614 Hocam merhaba. Ben Keldaniyim ve tüm sülale "4" kodlu. Belgeselde Süryani ve Keldani olarak geçer. burada ayırım yok. Muhtemelen tüm Asurilere "4" kodu verilmiştir. Kaynağa gelince; Sizin "Agos" üzerinde paylaştığınız kodlama ile ilgili bilgiler ilk defa "İsviçre SRF" televizyonunda Asurilerin Tarihi ile ilgili bir belgeselde söz konusuydu. 2013 ? yılı olsa gerek Ardından meselenin peşine düştüm ve tüm yakınlarımda kodlamanın "4" olduğunu gördüm.. Ardından Alman "TAZ" gazetesinde konuyla ilgili yorum yapıldı. Adını hatırlamadığım, Türk Sol? medyasının bu haberi yapması için aradan 1,5 yıl geçmesi gerekiyordu. Zamanın İç-işleri bakını Efkan Ala, bu konuda sorulan soruya "Evet, devletin kayıtlarında kodlama bulunmaktadır." diyerek, itirafta bulunmuştur. Lakin; saman ateşi gibi olay sönmüştür. Malum Türk medyası olayın üzerine gitmemiştir. Yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. Sorunuz olursa lütfen çekinmeyin. Kaynak: İsviçre SRF Tv/Alman TAZ zeitung 2013 veya 2014 yılları
@@tanerakcam7614 HOCAM MERHABA. BEN KELDANİYİM. TÜM SÜLALENİN KODU "4" //// 2013? yılında İsviçre SRF TELEVİZYONUNDA, "ASURİLERİN TARİHİ" ADLI İTALYAN YAPIMI ARAŞTIRMACI ÖZELLİĞİ OLAN BİR BELGESELDE, KONUSU GEÇİYORDU. ARDINDAN ALMAN "TAZ ZEİTUNG" BASILI GAZETESİNDE KONU HAKKUNDA YORUM YAPILDIĞINI HATIRLIYORUM. ADINI BİLMEDİĞİM BİR TÜRK MEDYASINDA OLAY 1,5 YIL SONRA KONU EDİLDİ VE ZAMANIN İÇ-İŞLERİ BAKANI EFKAN ALA' ya MESELEYİ SORDU. BAKAN "EVET, DEVLET KODlAMA YAPMIŞTIR." DİYEREK İTİRAFTA BULUNMUŞTUR. HAFIZAM BENİ YANILTMIYORSA, OLAYIN CUMHURİYETİN KURULUŞ YILLARINA DAYANDIĞINA DAİR İMA VE AÇIKLAMADA BULUNARAK, ZAMANIN RUHUNA UYGUN BİR ŞEKİLDE TOPU KEMALİST CUMHURİYETE ATMIŞTIR. (mealen, hatırladıklarım.) KAYNAK: İSVİÇRE SRF TV/ALMAN TAZ ZEİTUNG/EFKAN ALA İLE REPÖRTAJ MEDYA KURULUŞU ??? araştırma ile kaynağa inileceğinden şüphem yok. Almanca tercümesinde yardımcı olurum. Kolay gelsin.
@@tanerakcam7614 BURAYA YAZDIKLARIM 2 KEZ SİLİNDİ.
Herseye ragmen '' esit vatandasliktan '' baska yol yok Ya 'esit' vatandas olacagiz ya kurban Ya 'esit' vatandas olacagiz ya katil Hoca kafamiza vura vura ufkumuzu aciyor