- 44
- 97 312
SALİH ÖZDEN ile SALİH SOHBETLER
เข้าร่วมเมื่อ 1 ก.พ. 2022
salihozden.com
Edebiyat başta olmak üzere bu kanalda Sanat, Tarih, Eğitim ve diğer alanlarda paylaşımlar yer alacaktır.
33 yılı eğitim alanında olmak üzere toplam 40 yıl kamuda çalıştıktan sonra, ailemin ve yakın çevremin teşvik ve destekleriyle, dijital çağın imkânlarını da kullanarak birikimlerimi sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Zira sağlığı yerinde olan her insanın yaşı ve konumu ne olursa olsun, ülkesinin ve milletinin yararı için mutlaka yapacağı bir şeyler olduğuna inananlardanım.
İzlemiş olduğunuz videoları kendim hazırlıyor ve kanala kendim yüklüyorum.
Sizlere yanlış bilgi vermemek için konuyla ilgili birçok bilimsel yayını tarayıp hafızamdaki bilgilerin doğruluğunu teyit ettikten sonra sizlerin karşısına çıkıyorum.
Kanalıma abone olur, videolarımı izledikten sonra beğenir, paylaşır ve geribildirimde bulunursanız, hevesimi ve şevkimi artırmış olursunuz.
Yorumlarınız benim için çok önemlidir. Hepsini okuyup değerlendireceğimden emin olabilirsiniz.
Edebiyat başta olmak üzere bu kanalda Sanat, Tarih, Eğitim ve diğer alanlarda paylaşımlar yer alacaktır.
33 yılı eğitim alanında olmak üzere toplam 40 yıl kamuda çalıştıktan sonra, ailemin ve yakın çevremin teşvik ve destekleriyle, dijital çağın imkânlarını da kullanarak birikimlerimi sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Zira sağlığı yerinde olan her insanın yaşı ve konumu ne olursa olsun, ülkesinin ve milletinin yararı için mutlaka yapacağı bir şeyler olduğuna inananlardanım.
İzlemiş olduğunuz videoları kendim hazırlıyor ve kanala kendim yüklüyorum.
Sizlere yanlış bilgi vermemek için konuyla ilgili birçok bilimsel yayını tarayıp hafızamdaki bilgilerin doğruluğunu teyit ettikten sonra sizlerin karşısına çıkıyorum.
Kanalıma abone olur, videolarımı izledikten sonra beğenir, paylaşır ve geribildirimde bulunursanız, hevesimi ve şevkimi artırmış olursunuz.
Yorumlarınız benim için çok önemlidir. Hepsini okuyup değerlendireceğimden emin olabilirsiniz.
BOĞAZİÇİ'NDE BİR GARİP ORHAN VELİ
Asıl adı Ahmet Orhan olan şairimiz, 13 Nisan 1914’te İstanbul Beykoz’a bağlı Yalıköy’de, ailesinin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.
Soyadı Kanunundan sonra aile “Kanık” soyadını alsa da o hep babasının adındaki Veli’den dolayı Orhan Veli olarak tanındı.
Babası, İzmirli tüccar Fehmi Bey’in oğlu Mehmet Veli Bey’dir. Mehmet Veli Bey, Mızıka-i Hümâyun’da klarnist olarak yetişmiş, Cumhuriyet döneminde Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrasının şefliğini yapmış, ülkedeki pek çok müzik kurumunun açılmasında ve yapılandırılmasında emeği geçmiş, mütevazı kişiliği ile tanınmış değerli bir müzisyendir.
Annesi ise Beykozlu Hacı Ahmet Bey’in kızı Fatma Nigâr Hanım’dır.
Yedi yaşındayken son Halife Abdülmecid’in Yıldız Sarayı’nda düzenlediği düğünde sünnet edilir.
Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şefliğine atanan babasının Ankara’ya tayininden sonra Orhan Veli, İstanbul’da başladığı ilkokulu Ankara Gazi İlkokulu’nda tamamlar.
Ortaokul ve liseyi, Ankara Erkek Lisesi’nde okuyan Orhan Veli’nin lise yıllarında edebiyat hocası ünlü yazar Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
Ortaokul döneminde Garip akımını birlikte başlatacakları Oktay Rifat Horozcu ile arkadaş olan Orhan Veli, bundan birkaç yıl sonra Halkevlerinde bir müsamere sırasında Melih Cevdet Anday ile tanışır.
Orhan Veli, aruz vezniyle yazdığı ilk şiirlerini lise yıllarında çıkardığı "Sesimiz" adlı okul dergisinde yayımlar.
Daha sonra dönemin en önemli edebiyat dergilerinden Varlık, İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, İnkılapçı Gençlik dergilerinde, bazen Orhan Veli bazen de "Mehmet Ali Sel" takma ismiyle yayımlar.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne 1932 yılında giren ve bir süre okuyan Orhan Veli, okulu tamamlayamadan ayrılır ve Galatasaray Lisesi’nde öğretmen yardımcısı olarak görev alır.
1936’dan 1942’ye kadar, Ankara PTT Genel Müdürlüğünde çalışır.
1941’de liseden arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile ortaklaşa çıkardıkları “Garip” adlı şiir kitabıyla Türk şiirindeki yenileşme hareketini başlatır.
1 Ocak 1949’da, on beş günde bir çıkarmaya başladığı YAPRAK dergisi, 15 Haziran 1950’ye kadar 27 sayı devam eder. Bu dergide, B.Rahmi Eyüboğlu, Cahit Sıtkı Tarancı, Sebahattin Eyüboğlu, Necati Cumalı, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi, Sait Faik Abasıyanık gibi sanatçıların eserleri yayımlanır.
Son dönemlerinde ünlü masalcı La Fontaine’in 49 masalını ve Nasreddin Hoca fıkralarını manzum olarak yazar.
14 Kasım günü, bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken birden fenalaşır ve hemen hastaneye kaldırılır. Orhan Veli’nin düştüğünü ve bu nedenle beyin damarının çatladığını ne yazık ki doktorlar da anlamaz. Şaire alkol zehirlenmesi teşhisi konulur ve tedavi de buna yönelik yapılır.
Aynı gün saat 20.00’ye doğru komaya girer. Bütün çabalara, uğraşmalara rağmen 14 Kasım salı gecesi saat 23.20’de Cerrahpaşa Hastanesi’nde çok sevdiği yaşama veda eder.
Ardında Güzel Havalar, Dalgacı Mahmut, Anlatamıyorum, İstanbul Türküsü, Cımbızlı Şiir, Kitâbe-i Seng-i Mezar, İstanbul’u Dinliyorum, Hürriyete Doğru ve daha yüzlerce şiir bırakarak...
16 Kasım Perşembe günü şaire otopsi yapılır, beyin kanamasından vefat ettiği o zaman anlaşılır.
Sabahattin Eyüboğlu başta olmak üzere tüm dostları cenaze merasimi için oldukça yoğun çaba harcarlar.
Orhan Veli’nin dünya üzerinde en sevdiği yer Rumeli Hisarı ve İstanbul Boğazı’dır. “Urumelihisarı'na oturmuşum; oturmuş da bir türkü tutturmuşum…” demişti bir şiirinde. Arkadaşları da onu Rumeli Hisarı’ndaki kabristana defnetmeye karar verirler.
Şairin cenazesi, 17 Kasım 1950 Cuma günü Cuma namazının ardından arkadaşları, edebiyat çevresi, siyasiler, üniversite hocaları, basın mensupları, sevenleri, okurları, kısacası Orhan Veli adını bilen çok büyük bir kitle tarafından kaldırılır.
KAYNAKLAR :
“TDV İslâm Ansiklopedisi ‘KANIK, Orhan Veli’ Maddesi”
(Yılmaz DAŞCIOĞLU)
“Orhan Veli Kanık (Hayatı, Kişiliği, Sanatı ve Şiirlerinden Seçmeler)”
(Nuh Cihat ESMER)
“İstanbul’u Dinliyorum (Orhan Veli Kanık) Adlı Şiirin Tezhip Sanatı Öğeleri Kullanılarak Geleneksel Türk Sanatları Bakışıyla Görsele Aktarılması”
(Bahar SEZENTEZ)
“Yaprak Gazetesi Üzerine Bir Dizin Çalışması”
(Esma DUMANLI KADIZADE)
“Orhan Veli Kanık (Seçme Şiirler)”
(Ömer TURAN)
“Orhan Veli (İz Bırakanlar)”
(Hürriyet Gazetesi Yayını / Taha TOROS Arşivi’nden)
#Orhan
#OrhanVeli
#OrhanVeliKanık
#Anlatamıyorum
#Gaziİlkokulu
#OktayRifat
#MelihCevdet
#Anday
#Horozcu
#Tanpınar
#AhmetHamdi
#Eyüboğlu
#SabahattinEyüboğlu
#Yaprak
#YaprakDergisi
#Abidin
#AbidinDino
#OrhanArıburnu
#NeyzenTevfik
#Klarnist
#KitabeiSengiMezar
#AşkResmiGeçidi
#CımbızlıŞiir
#DalgacıMahmut
#İstanbul’uDinliyorum
#Garip
#SaitFaik
#Abasıyanık
#CahitKülebi
#BedriRahmi
#FazılHüsnü
#NecatiCumalı
#Tarancı
#Nazım
#NazımHikmet
#MızıkaiHümayun
Soyadı Kanunundan sonra aile “Kanık” soyadını alsa da o hep babasının adındaki Veli’den dolayı Orhan Veli olarak tanındı.
Babası, İzmirli tüccar Fehmi Bey’in oğlu Mehmet Veli Bey’dir. Mehmet Veli Bey, Mızıka-i Hümâyun’da klarnist olarak yetişmiş, Cumhuriyet döneminde Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrasının şefliğini yapmış, ülkedeki pek çok müzik kurumunun açılmasında ve yapılandırılmasında emeği geçmiş, mütevazı kişiliği ile tanınmış değerli bir müzisyendir.
Annesi ise Beykozlu Hacı Ahmet Bey’in kızı Fatma Nigâr Hanım’dır.
Yedi yaşındayken son Halife Abdülmecid’in Yıldız Sarayı’nda düzenlediği düğünde sünnet edilir.
Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şefliğine atanan babasının Ankara’ya tayininden sonra Orhan Veli, İstanbul’da başladığı ilkokulu Ankara Gazi İlkokulu’nda tamamlar.
Ortaokul ve liseyi, Ankara Erkek Lisesi’nde okuyan Orhan Veli’nin lise yıllarında edebiyat hocası ünlü yazar Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.
Ortaokul döneminde Garip akımını birlikte başlatacakları Oktay Rifat Horozcu ile arkadaş olan Orhan Veli, bundan birkaç yıl sonra Halkevlerinde bir müsamere sırasında Melih Cevdet Anday ile tanışır.
Orhan Veli, aruz vezniyle yazdığı ilk şiirlerini lise yıllarında çıkardığı "Sesimiz" adlı okul dergisinde yayımlar.
Daha sonra dönemin en önemli edebiyat dergilerinden Varlık, İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, İnkılapçı Gençlik dergilerinde, bazen Orhan Veli bazen de "Mehmet Ali Sel" takma ismiyle yayımlar.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne 1932 yılında giren ve bir süre okuyan Orhan Veli, okulu tamamlayamadan ayrılır ve Galatasaray Lisesi’nde öğretmen yardımcısı olarak görev alır.
1936’dan 1942’ye kadar, Ankara PTT Genel Müdürlüğünde çalışır.
1941’de liseden arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile ortaklaşa çıkardıkları “Garip” adlı şiir kitabıyla Türk şiirindeki yenileşme hareketini başlatır.
1 Ocak 1949’da, on beş günde bir çıkarmaya başladığı YAPRAK dergisi, 15 Haziran 1950’ye kadar 27 sayı devam eder. Bu dergide, B.Rahmi Eyüboğlu, Cahit Sıtkı Tarancı, Sebahattin Eyüboğlu, Necati Cumalı, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi, Sait Faik Abasıyanık gibi sanatçıların eserleri yayımlanır.
Son dönemlerinde ünlü masalcı La Fontaine’in 49 masalını ve Nasreddin Hoca fıkralarını manzum olarak yazar.
14 Kasım günü, bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken birden fenalaşır ve hemen hastaneye kaldırılır. Orhan Veli’nin düştüğünü ve bu nedenle beyin damarının çatladığını ne yazık ki doktorlar da anlamaz. Şaire alkol zehirlenmesi teşhisi konulur ve tedavi de buna yönelik yapılır.
Aynı gün saat 20.00’ye doğru komaya girer. Bütün çabalara, uğraşmalara rağmen 14 Kasım salı gecesi saat 23.20’de Cerrahpaşa Hastanesi’nde çok sevdiği yaşama veda eder.
Ardında Güzel Havalar, Dalgacı Mahmut, Anlatamıyorum, İstanbul Türküsü, Cımbızlı Şiir, Kitâbe-i Seng-i Mezar, İstanbul’u Dinliyorum, Hürriyete Doğru ve daha yüzlerce şiir bırakarak...
16 Kasım Perşembe günü şaire otopsi yapılır, beyin kanamasından vefat ettiği o zaman anlaşılır.
Sabahattin Eyüboğlu başta olmak üzere tüm dostları cenaze merasimi için oldukça yoğun çaba harcarlar.
Orhan Veli’nin dünya üzerinde en sevdiği yer Rumeli Hisarı ve İstanbul Boğazı’dır. “Urumelihisarı'na oturmuşum; oturmuş da bir türkü tutturmuşum…” demişti bir şiirinde. Arkadaşları da onu Rumeli Hisarı’ndaki kabristana defnetmeye karar verirler.
Şairin cenazesi, 17 Kasım 1950 Cuma günü Cuma namazının ardından arkadaşları, edebiyat çevresi, siyasiler, üniversite hocaları, basın mensupları, sevenleri, okurları, kısacası Orhan Veli adını bilen çok büyük bir kitle tarafından kaldırılır.
KAYNAKLAR :
“TDV İslâm Ansiklopedisi ‘KANIK, Orhan Veli’ Maddesi”
(Yılmaz DAŞCIOĞLU)
“Orhan Veli Kanık (Hayatı, Kişiliği, Sanatı ve Şiirlerinden Seçmeler)”
(Nuh Cihat ESMER)
“İstanbul’u Dinliyorum (Orhan Veli Kanık) Adlı Şiirin Tezhip Sanatı Öğeleri Kullanılarak Geleneksel Türk Sanatları Bakışıyla Görsele Aktarılması”
(Bahar SEZENTEZ)
“Yaprak Gazetesi Üzerine Bir Dizin Çalışması”
(Esma DUMANLI KADIZADE)
“Orhan Veli Kanık (Seçme Şiirler)”
(Ömer TURAN)
“Orhan Veli (İz Bırakanlar)”
(Hürriyet Gazetesi Yayını / Taha TOROS Arşivi’nden)
#Orhan
#OrhanVeli
#OrhanVeliKanık
#Anlatamıyorum
#Gaziİlkokulu
#OktayRifat
#MelihCevdet
#Anday
#Horozcu
#Tanpınar
#AhmetHamdi
#Eyüboğlu
#SabahattinEyüboğlu
#Yaprak
#YaprakDergisi
#Abidin
#AbidinDino
#OrhanArıburnu
#NeyzenTevfik
#Klarnist
#KitabeiSengiMezar
#AşkResmiGeçidi
#CımbızlıŞiir
#DalgacıMahmut
#İstanbul’uDinliyorum
#Garip
#SaitFaik
#Abasıyanık
#CahitKülebi
#BedriRahmi
#FazılHüsnü
#NecatiCumalı
#Tarancı
#Nazım
#NazımHikmet
#MızıkaiHümayun
มุมมอง: 393
วีดีโอ
İstiklâl Marşımızın TBMM'de millî marş olarak kabul edilmesi
มุมมอง 1329 หลายเดือนก่อน
İstiklâl Marşı, on beş gün içinde üç defa (26 Şubat, 1 Mart ve 12 Mart tarihlerinde) TBMM’nin gündemine alınarak müzakere edilir. İstiklâl Marşı’nın ilk olarak Maarif Vekâleti'nden gönderilen bir tezkere ile TBMM’nin 26 Şubat 1921 tarihli oturumunda gündeme alındığını görüyoruz. İkinci Reisvekili Hasan Fehmi Bey’in -ki ATAÇ soyadını alacaktır- başkanlığında gerçekleştirilen bu oturumda İstiklâl...
İstiklâl Marşımız ne zaman nerde ve nasıl yazıldı?
มุมมอง 709 หลายเดือนก่อน
Mehmet Âkif, bir süreden beri üzerinde çalışmakta olduğu şiirini 7 Şubat 1921 tarihinde tamamlar ve Maarif Vekâleti'ne gönderir. Yakın dostlarının ifadesine göre Mehmet Âkif İstiklâl Marşı’nı yazdığı bu günlerde marşın sözlerini düşünerek kendinden geçmiş bir vaziyette yaşar. Meclis görüşmeleri sırasında, Hâkimiyet-i Milliyye gazetesinin idarehanesinde, her yerde kafasında hep İstiklâl Marşı va...
Mehmet Âkif Ersoy İstiklal Marşı Yazma Yarışmasına neden katılmadı? Onu kim, nasıl ikna etti?
มุมมอง 1339 หลายเดือนก่อน
Türk milletinin Anadolu coğrafyasında ebedî olarak hür ve bağımsız yaşama mücadelesinin tarihî bir belgesi olan İstiklâl Marşımız, aynı zamanda üzerinde yaşadığımız kutsal vatan topraklarının kanla ve canla yazılmış bir tapusudur. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ve millî mücadelenin başlaması ile millî marşa daha çok ihtiyaç duyulmaya başlandı. 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi’nd...
İstiklâl Marşımız ne zaman, nerede ve nasıl yazıldı? Millî Marş olarak nasıl kabul edildi?
มุมมอง 1109 หลายเดือนก่อน
Türk milletinin Anadolu coğrafyasında ebedî olarak hür ve bağımsız yaşama mücadelesinin kanla ve canla yazılmış bir destanı olan İstiklâl Marşımız, aynı zamanda üzerinde yaşadığımız kutsal vatan topraklarının tapu senedidir. İstiklâl Marşımız, milletimizin birlikte yaşama arzu ve iradesini, ortak duygularını, heyecanlarını ve ümitlerini, terennüm eden kırk bir mısralık bir manzumedir. İstiklâl ...
MOLLA LÛTFÎ NEDEN VE NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
มุมมอง 2419 หลายเดือนก่อน
Aslen Tokatlı olan Molla Lûtfî l5. yüzyılda, Fatih Sultan Mehmed ve II. Bayezid dönemlerinde yaşamış meşhur âlimlerden biridir. Asıl adı Lütfullah olup Sarı Lûtfî, Deli Lûtfî, Mevlânâ Lutfî ve Maktul Lûtfî gibi isimlerle de anılmıştır. İlköğrenimini Tokat’ta yaptıktan sonra İstanbul’a gelmiş, Sinan Paşa’nın ve Ali Kuşçu’nun öğrencisi olmuş, Fatih Sultan Mehmet’in özel kütüphanesinin müdürlüğü s...
- Eşinin Ölümü Üzerine MAKBER'i Yazan - ÜNLÜ ŞAİR ABDÜLHAK HÂMİD DAHA SONRA KAÇ KERE EVLENDİ?
มุมมอง 57010 หลายเดือนก่อน
Türk Edebiyatının önemli isimlerinden olan Abdülhak Hâmid Tarhan ile Fatma Hanım 1874 yılında Edirne’de evlenirler. O tarihte Hâmid 22, Fatma Hanım ise 13 yaşındadır. ..... Evlenmelerinden sonra mutlu bir hayata kavuşan Hâmid, Paris Büyükelçiliği ikinci kâtipliği, Rusya’da Poti konsolosluğu, Yunanistan’da Golos konsolosluğu gibi görevlere atanır ve bu yıllarda eşi Fatma Hanım’la hep beraberdir....
KUTLU DOĞUM
มุมมอง 179ปีที่แล้ว
AÇIKLAMALAR : Hz. Muhammed (s.a.v.) Fil yılında, Rebiülevvel ayının on ikisinde dünyayı teşrif etmiştir. Bilginler bu tarihin Milâdî olarak 20 Nisan 571 Pazartesi gününe rastladığını hesaplamışlardır. Hz. Peygamber’in doğumunu anlatan manzum eserlere mevlid denmektedir. Türk edebiyatında birçok mevlid örneğine rastlamak mümkünse de bunlar içerisinde Süleyman Çelebi’nin 1409’da yazmış olduğu Ves...
TÜRK ŞİİRİNDE İZ BIRAKANLAR
มุมมอง 762ปีที่แล้ว
Kadı Burhâneddin: Bayramda gözel koçlar kurbân bolur Aslanlar kayda bolsa gurrân bolur Erenler cergesinde söz söylemek Fi’l-mesel çün zîre vü Kirmân bolur Şu yalan dünyaya geldim geleli Tas tas içtim ağuları sağ iken Kahpe felek vermez benim muradım Viran oldum mor sümbüllü bağ iken (Karacaoğlan) Fuzûli: “Bil ki şiir söyleyebilmek de kendi başına ayrı bir ilimdir. Ve kemal nevilerinden çok i'ti...
ENVER PAŞA'NIN EŞİ VE ÇOCUKLARI
มุมมอง 1.3Kปีที่แล้ว
Hürriyet Kahramanı, İslam mücahidi, Edirne Fatihi gibi unvanlara anılan Enver Paşa, Osmanlı Bayındırlık teşkilatında görevli inşaat teknisyeni Ahmet Bey ile Ayşe Dilara Hanım’ın oğlu olarak 1881 yılında İstanbul’da dünyaya gelir. Asıl adı İsmail Enver’dir. Yedinci dedesi Abdullah, Müslüman olmuş bir Gagavuz Türkü’dür. Manastır Askeri Rüştiyesinden sonra 1899’da Mekteb-i Harbiye’yi bitiren Enver...
ENVER PAŞA: HAYATI, ŞANLI MÜCADELESİ VE ŞEHÂDETİ
มุมมอง 404ปีที่แล้ว
ENVER PAŞA: HAYATI, ŞANLI MÜCADELESİ VE ŞEHÂDETİ Hürriyet Kahramanı, İslam mücahidi, Edirne Fatihi gibi unvanlara anılan Enver Paşa, Osmanlı Bayındırlık teşkilatında görevli inşaat teknisyeni Ahmet Bey ile Ayşe Dilara Hanım’ın oğlu olarak 1881 yılında İstanbul’da dünyaya gelir. Asıl adı İsmail Enver’dir. Yedinci dedesi Abdullah, Müslüman olmuş bir Gagavuz Türkü’dür. Manastır Askeri Rüştiyesinde...
Kafkas Kartalı Şeyh Şamil
มุมมอง 722ปีที่แล้ว
#şeyhşamil Aşılması zor dağlar ve derin vadilerden oluşan Kafkasya stratejik önemi ve jeopolitik konumu nedeniyle tarih boyunca sürekli istilalara maruz kalmıştır. Kafkasya’nın Hazar bölgesindeki petrol kaynakları ve ipek yolu üzerinde bulunması da bölgenin jeopolitik önemini artıran bir başka sebeptir. Rusya sıcak denizler olarak tabir edilen Akdeniz, Basra Körfezi ve Hint Okyanusuna inmek, bu...
Yemen Yemen Şanlı Yemen, Taşı Toprağı Kanlı Yemen
มุมมอง 964ปีที่แล้ว
Türk milleti özellikle Osmanlı Devletinin son zamanlarında birçok cephede savaşır. Vatan sevgisini duyguların en yücesi sayan Anadolu çocukları, sonlarını düşünmeden, büyük bir inançla, daha önce hiç görmedikleri, duymadıkları ve bilmedikleri topraklara savaşmaya gider; köylerinden, kasabalarından dualarla, törenlerle uğurlanırlar. Balkanlar, Trablusgarp sahilleri, Galiçya pusuları, Yemen çölle...
Nurullah Ataç Müslüman mıydı? - Peyami Safa'nın Kaleminden...
มุมมอง 1.2K2 ปีที่แล้ว
Nurullah Ataç, Mayıs 1957 tarihinde vefat eder. Devrin tanınmış sanatçıları, Orhan Seyfi Orhon’dan Oktay Rifat’a; Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Haldun Taner’e kadar birçok kişi, onun ardından çeşitli dergi ve gazetelerde üzüntülerini dile getiren taziye yazıları yazar. Genel olarak bu yazılarda Ataç’ın dil konusunda yaptıklarından, akılcılığından ve ferdiyetçiliğinden bahsedilmiş, erken yaşta öldüğü...
ŞAİR NÂBÎ VE MESCİD-İ NEBÎ MİNARELERİNDEN OKUNAN ŞİİRİ - Peygamber Sevgisinin Doruk Noktası
มุมมอง 2.6K2 ปีที่แล้ว
Peygamber Sevgisinin Doruk Noktası ŞAİR NÂBÎ VE MESCİD-İ NEBÎ MİNARELERİNDEN OKUNAN ŞİİRİ Bu videoda 17. asrın büyük şairi Nâbî’nin bir hac yolculuğunda söylediği Hz. Peygamber sevgini ifade eden beş beyitlik bir na’atinin ilginç hikâyesini anlattıktan sonra beyitlerin anlamlarını açıklamaya çalışacağım. 1642 yılında Şanlıurfa’da doğan Nâbî’nin asıl adı Yusuf’tur. Anlatılanlara göre 1678 yılınd...
Bir Yûnus Geçti Bu Dünyadan | Bizim Yûnus, Bizim Yûnus
มุมมอง 9842 ปีที่แล้ว
Bir Yûnus Geçti Bu Dünyadan | Bizim Yûnus, Bizim Yûnus
FİGÂNÎ: 27 Yaşında İdam Edilen Bahtsız Şair
มุมมอง 2.4K2 ปีที่แล้ว
FİGÂNÎ: 27 Yaşında İdam Edilen Bahtsız Şair
Hz. Peygamber'in Doğa ve Hayvan Sevgisi
มุมมอง 2532 ปีที่แล้ว
Hz. Peygamber'in Doğa ve Hayvan Sevgisi
Su Kasidesi: Fuzûlî'nin Ölümsüz Şaheseri
มุมมอง 4.8K2 ปีที่แล้ว
Su Kasidesi: Fuzûlî'nin Ölümsüz Şaheseri
Fatih'in En Gözde Torunu Şehzâde Korkut'un Hazin Sonu
มุมมอง 6K2 ปีที่แล้ว
Fatih'in En Gözde Torunu Şehzâde Korkut'un Hazin Sonu
Mehmet Âkif - Tevfik Fikret Kavgası: Türk Edebiyatında Yıllarca Süren Büyük Kavga
มุมมอง 9K2 ปีที่แล้ว
Mehmet Âkif - Tevfik Fikret Kavgası: Türk Edebiyatında Yıllarca Süren Büyük Kavga
Hz. Peygamber'in Aile Hayatı: Örnek Bir Aile Reisi
มุมมอง 4252 ปีที่แล้ว
Hz. Peygamber'in Aile Hayatı: Örnek Bir Aile Reisi
Hz. Peygamber'in Ahlâkı: "O'nun Ahlâkı Kur'an'dı"
มุมมอง 3892 ปีที่แล้ว
Hz. Peygamber'in Ahlâkı: "O'nun Ahlâkı Kur'an'dı"
Nef'i Kimdir? Neden ve Nasıl Öldürüldü?
มุมมอง 16K2 ปีที่แล้ว
Nef'i Kimdir? Neden ve Nasıl Öldürüldü?
Nazım Hikmet'in Çanakkale Savaşlarında Şehit Düşen Dayısı Mehmet Ali Bey
มุมมอง 3572 ปีที่แล้ว
Nazım Hikmet'in Çanakkale Savaşlarında Şehit Düşen Dayısı Mehmet Ali Bey
18 MART 1915 - ÇANAKKALE ZAFERİ - “Bir Hilâl Uğruna Batan Güneşlerin Destanı” "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ"
มุมมอง 8232 ปีที่แล้ว
18 MART 1915 - ÇANAKKALE ZAFERİ - “Bir Hilâl Uğruna Batan Güneşlerin Destanı” "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ"